• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

3.2. Araştırma Grubu

Bu araştırmada, araştırma grubu 15-18 yaşlarında, Ankara merkezde farklı SED’den lise 1. 2. ve 3. sınıflarda öğrenim gören 1176 öğrenciden oluşmuştur. Ölçme araçlarının uygulanacağı okullar bu okullara devam eden öğrencilerin sosyo ekonomik durumları dikkate alınarak amaçsal (purposive) örnekleme yoluyla belirlenmiştir.

Amaçsal örneklemde araştırmacı evrenle ilgili daha önceki bilgilerine ve araştırmanın özel amacına dayanarak bir örneklem belirlemektedir (Fraenkel ve Wallen, 1993, s. 87).

Araştırma grubunun belirlenmesinde, amaçsal örnekleme çeşitlerinden, “maksimum çeşitlilik” yöntemi benimsenmiş, bu bağlamda evrenin temsil yeteneği göz önünde bulundurularak okulların seçilmesinde üst, orta ve alt sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin devam ettiği okullar seçilmiş ve ölçme araçları bu okullarda uygulanmıştır.

Bu tür örnekleme yönteminde, problemle ilgili farklı durumların örnekleme alınması nedeniyle, evren değerleri hakkında önemli ipuçları vereceği söylenebilir (Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2008, s.79).

Veri girişi yapılmadan önce ergenlerden toplanan anket incelenmiş ve anketleri eksik ya da hatalı dolduran 43 katılımcının verileri veri dosyasına girilmemiştir.

Sonuçta 1133 öğrenci temel araştırma grubunu oluşturmuştur. Bu öğrencilerin 610’ unu (% 54) kadınlar, 523’ünü (% 46) erkekler oluşturmuştur. Ergenlerin yaş ortalaması 16.37 (SS=1.10) ve yaş aralığı 15-18’dir. Katılımcılar kendileri dahil kardeş sayılarını 2.45 (SS=1.00) olarak belirtmişlerdir. Katılımcılara ilişkin demografik bilgiler çizelge 2.1’de sunulmuştur.

Çizelge 1. Katılımcılara İlişkin Demografik Bilgiler

Çizelge 1’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 29.’unun (332) 9. sınıf, % 30’unun (338) 10. sınıf ve en büyük bölümü oluşturan % 41’inin (463) ise 11. sınıfa devam eden öğrenciler olduğu görülmektedir.

Katılımcılar, anne ve babalarının eğitim düzeyini 6 basamaklı bir ölçek üzerinde değerlendirmişler (1=Hiç okula gitmemiş, 2=İlkokul mezunu, 3=Ortaokul mezunu, 4=

Lise mezunu, 5= Üniversite mezunu, 6= Lisansüstü). Annelerin ortalama eğitim düzeyi 3.39 (SS=1.30), babaların ise 3.85 (SS=1.22) olarak ortaya çıkmıştır. Hiç okula gitmemiş annelerin oranı % 3.1, ilkokul mezunu annelerin oranı % 33, ortaokul mezunu annelerin oranı % 12.4, lise mezunu annelerin oranı % 27.6, üniversite mezunu annelerin oranı % 20.5 ve lisans üstü eğitim almış annelerin oranı % 3.4’tür. Hiç okula gitmemiş babalarınn oranı % .7, ilkokul mezunu babalarınn oranı % 18.8, ortaokul mezunu babalarınn oranı % 16.9, lise mezunu babalarınn oranı % 26.8, üniversite mezunu babalarınn oranı % 31.3 ve lisans üstü eğitimi almış babalarınn oranı % 5.4’tür.

genel olarak babaların eğitim düzeyi daha yüksek olmakla birlikte her eğitim düzeyinden anababaların çocuklarının araştırma grubunda yer aldığı görülmektedir.

Katılımcılar, ailelerinin gelir düzeyini de 6 basamaklı bir ölçek üzerinde değerlendirmişlerdir (1=500 TL’den az, 2=501- 700 TL, 3=701- 1000 TL, 4=1001- 1500 TL, 5=1501- 3000 TL, 6=3000 TL üstü). Sonuçlar ortalama aile gelirinin 3.94 (SS=1.41) olduğunu göstermiştir. Aile geliri 500 TL’den az olanların oranı % 5.3, 501- 700 TL arası olanların oranı % 12.4, 701- 1000 TL arası olanların oranı % 18.4, 1001- 1500 TL arası olanların oranı % 26.8, 1501- 3000 TL arası olanların oranı % 20.8 ve 3000 TL ve üstü olanların oranı % 16.2’dir.

Katılımcılar, yaşamlarının büyük bölümünü geçirdikleri yer açısından değerlendirildiğinde 24 (% 2.1) kişinin köy, 9 (% 0.8) kişinin kasaba, 124 (% 11) kişinin şehir ve 976 (% 86) kişinin de yaşamlarının büyük bölümünü metropolde geçirdikleri anlaşılmaktadır. Ergenlerin büyük çoğunluğu (938, % 83) ailelerinin çekirdek aileden oluştuğunu (anne baba ve kardeşler), % 17’si (195) ise evlerinde anne baba ve kardeşler dışında başka aile büyüklerinin de olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların anne babalarının birlikteliğine bakıldığında büyük bölümünün (1011, % 89) anababalarının birlikte yaşadığı görülmüştür. Kısaca araştırma grubu metropolde büyüyen, çekirdek ailelerde ve anababaları ile birlikte yaşayan ergenlerden oluşmaktadır.

Odak grup için katılımcıların belirlenmesinde nitel araştırmalarda kullanılan amaçlı örnekleme yöntemi ve amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme, zengin bilgiye sahip olduğu düşünülen durumların derinlemesine çalışılmasına olanak vermektedir (Kemper, Strinfield ve Teddie, 2003).

Ölçüt örnekleme yöntemindeki temel anlayış ise, önceden belirlenmiş bir dizi ölçütü karşılayan durumların çalışılmasıdır. Odak grup görüşmelerde de amaç demografik, eğitim düzeyi ya da mesleki olarak benzer kişilerden bilgi toplamak olduğu için, bu özellikler ölçüt alınarak gruplar oluşturulur. Sözü edilen ölçüt ya da ölçütler araştırmacı tarafından oluşturulabileceği ya da daha önceden hazırlanmış bir ölçüt listesinin kullanılabileceği belirtilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

Birinci odak grupta yer alan anneler Cebeci Kız Teknik, Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesine devam eden ve araştırma kapsamında önceden anket uygulamasına katılmış öğrencilerin annelerinden oluşmuştur. Araştırmacı tarafından, anket uygulanan sınıflarda öğrencilere daha önce katıldıkları çalışma kapsamında anababaları ile bir görüşme yapılacağı duyurulmuştur. Anababası bu çalışmaya katılabilecek durumda olanların en yakın tarihte okul rehberlik servisine bildirmeleri istenmiştir. Katılabileceği

bildirilen anneler çocuklarından alınan bilgiler doğrultusunda uygunluk açısından değerlendirilmiştir. Bu uygunlukta temel ölçüt, kişilerin benzer sosyo-ekonomik özelliklere sahip olması (eğitim düzeyi düşük anneler) olması durumudur. Yalnızca annelerin yer almasının düşünülmesinin nedeni babaların çalışıyor olmaları nedeni ile çalışmaya katılamayacak olmalarıdır. Uygun üyelere ulaşıldıkça kişilere telefon aracılığı ile araştırma hakkında bilgi verilmiş ve katılıp katılmayacaklarını sorulmuştur.

Bu görüşmelere araştırmaya uygun özellikleri taşıyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 12 anneye ulaşılıncaya kadar devam edilmiştir. Araştırmaya katılmayı kabul eden annelere görüşme günüden 2 gün önce telefon görüşmeleri ile ulaşılmış ve tekrar onayları alınmıştır. Bu görüşmelerde 4 anne sağlık sorunu gibi mazeretler nedeniyle katılamayacaklarını bildirmişlerdir. Sonuç olarak 1. Odak grup görüşmesi 8 anneyle gerçekleştirilmiştir. İkinci odak grup görüşmesi ise eğitim düzeyi yüksek anne ve babalardan oluşmuştur. İkinci gruba babaların da dahil edilmesinin nedeni gruba katılabilecek babalara ulaşılabilmesi ve onların da görüşlerinin alınmak istenmesidir. Bu grupta yer alacak kişilerin belirlenmesinde eğitim düzeyinin yüksek olması ve çocuklarının anket uygulamasına katılmış olması dikkate alınmıştır. Buna göre ölçütlere uyan Cebeci Kız Teknik, Anadolu Meslek ve Kız meslek Lisesinde öğretmenlik yapan 9 kişiye ulaşılmıştır. Bu kişilere araştırma hakkında bilgi verilmiş ve katılıp katılmayacakları sorulmuştur. Bu dokuz kişi araştırmaya katılabileceklerini bildirmişler ve 2. odak grup görüşmeleri bu kişilerle gerçekleştirilmiştir.

Anababaların çocuk yetiştirme biçimleri onların çalışma durumları, eğitim düzeyleri gibi çeşitli bağlamsal faktörlerle ilişkili olabilir. Ancak, eğitim düzeyinin anababaların çocukları ile ilgili düşünceleri, çocuklarının sahip olmasını istedikleri özellikler ve bu özellikleri çocuklarına kazandırmak için uyguladıkları yöntemler ya da sergiledikleri davranışlar üzerinde etkili olan en önemli etken olduğu belirtilmiştir (Goodnow, 1988). Bu nedenle, anababaların eğitim düzeyinin çocukların gelişimi üzerine etkilerinin incelenmesi gerekliliğine dayanarak bu çalışmada odak gruplar anababaların eğitim düzeyine göre oluşturulmuştur.

Çizelge 1’de de görüldüğü gibi, göreli olarak eğitim düzeyi düşük gurupta yer alan kişilerin 38-48 yaş aralığında olduğu ve yaş ortalamasının 42.11 olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyi yüksek grupta yer alan üyelerinin yaş aralığı ise 40-52 ve yaş ortalaması ise 44.77’dir. Grup üyelerinin eğitim durumları incelendiğinde ise, eğitim düzeyi daha düşük guruptaki 8 kişinin 6’sı ilkokul, 2’si ortaokul mezunudur.

Eğitim düzeyi daha yüksek guruptaki kişilerin hepsi üniversite mezunudur. Kişilerin

çalışma durumlarına bakıldığında, eğitim düzeyi düşük gruptaki kadınlardan çoğunluğunun dışarıda bir işte çalışmadıkları (ev hanımı), 2’sinin emekli olduğu, sadece bir kişinin çalıştığı görülmektedir. Üst eğitim gurubundaki herkes öğretmenlik yapmaktadır. Eğitim düzeyi yüksek grupta yer alan erkeklerin eşleri dışarıda bir işte çalışmamaktadır. Ayrıca her iki grupta da yer alan kişiler evlerinde anababa ve çocuklar olarak yaşamaktadırlar.

Çizelge 2. Odak Grup Katılımcılarının Genel Tanıtıcı Özellikleri

Eğitim Düzeyi

Araştırmada nicel verilerin toplanmasında ergenlerin yaş, cinsiyet, ailedeki çocuk sayısı, anne babanın evlilik durumu, anababanın eğitim durumu ve ailenin geliri gibi soruların bulunduğu sosyo-demografik bilgi formu araştırmacı tarafından oluşturulmuştur (Ek 1). Anababanın eğitim düzeyi okula gitme yılları sorularak ölçülmüş ve bu ailenin kültürel düzeyinin; anababanın gelir düzeyi de sosyo-ekonomik düzeyinin göstergesi olarak kullanılmıştır.

3.3.2. Aile Bağlamında Benlik Ölçeği

Katılımcıların benlik kurgusunu ölçmek için Kağıtçıbaşı (2005a) tarafından geliştirilen “Aile Bağlamında Benlik Ölçeği” kullanılmıştır (Ek 2). Ölçek ilişkisellik, özerklik ve özerk- ilişkisellik olmak üzere üç boyuttan oluşmaktadır. Katılımcılardan ölçekteki 22 maddenin her birine ne ölçüde katıldıklarını “kesinlikle katılmıyorum”,

“katılmıyorum”, “kararsızım”, “katılıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”

seçeneklerinden oluşan beşli dereceleme ölçeğinde işaretleyerek belirtmeleri istenmektedir.

Ölçeğin ilişkisellik boyutu bağımlı-ilişkisel benlik kurgusunu ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu alt ölçekteki 9 madde psikolojik ve maddi açıdan kişinin ailesiyle olan yakın ilişkisini ölçmektedir. Örnek olarak “Kendimi aileme gönülden bağlı