• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

5.1. Anababadan Kabul/İlgisi ve Kontrolü

Bu çalışmada, ergenlerin anababalarının kabul/ilgi puan ortalamaları kontrol puan ortalamalarından yüksek bulunmuştur. Ayrıca, annelerin kabul/ ilgisi ve kontrolü babaların kabul/ilgisinden ve kontrolünden daha yüksek bulunmuştur. Bir başka ifadeyle, bu çalışmanın sonuçlarına göre ergenler anababalarını kontrol edici olmaktan çok, kabul edici ve annelerini de babalarına göre daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve kontrol edici olarak görmektedir. Bu bulgular anababalık açısından temel cinsiyet farklılığı olan annelerin daha kabul edici olduğunu gösteren bazı çalışmaların sonuçlarıyla da paralellik göstermektedir (Berndt, Cheung, Lau, Hau and Lew, 1993;

Block, 1983). Bu çalışmalar ayrıca annelerin babalara göre daha az kontrol edici olduklarını göstermiştir. Ancak, bu çalışmada tam tersi olarak anneler babalara göre

daha çok kontrol edici olarak bulunmuştur. Bu bulgu annelerin çocukların bakımında daha çok yer almasıyla ilişkili olabilir. Türk toplumunda annelerin babalara göre çocuklarının günlük yaşam olaylarıyla (yediği içtiği, giyimi gibi) daha fazla ilgilenmeleri yaygın bir durumdur. Annelerin bu davranışları çocukları tarafından kontrol olarak değerlendiriliyor olabilir.

Çalışmalar ayrıca ergenlerin annelerine açılma oranının babalara açılmalarından daha yüksek olduğunu (Kağıtçıbaşı, 1982; Selçuk, 1989), annelerin çocukları tarafından daha sevecen ve daha az reddeden olarak nitelendirildiklerini (Marsh ve Franko, 1997) de göstermektedir. Geleneksel anababalık rollerinin bir göstergesi olan annelerin çocuklarına karşı daha yakın ve ilgili olması ile ilgili bu bulgu yukarıda verilen geçmiş çalışmalarla ve daha yakın zamanlarda gerçekleştirilen çalışmalarla (Sümer ve Güngör, 1999; Yılmaz, 2000) benzerlik göstermektedir.

Anababanın gösterdiği kabul/ilginin kontrolden yüksek çıkması Türkiye’de yapılan bazı araştırma sonuçları (Taylor ve Oskay, 1995) ve genelde kültür ve aile üzerine yapılan çalışmalarla farklılık göstermektedir (Triandis, 1995). Kültür ve aile üzerine yapılan çalışmalara göre toplulukçu kültürlerde çocuk yetiştirme uygulamaları bireyci kültürlere göre daha fazla kontrol odaklıdır. Ancak, kültürlerarası karşılaştırmaya dayanan çalışmalardan farklı sonuçlar elde edilen ve kabul/ilgi boyutunun kontrol boyutundan yüksek olduğunu gösteren bu çalışmanın bulguları çalışmanın aynı kültür içinde yapılmış olması dikkate alınarak yorumlanmalıdır.

Ergenlerin algılamalarına dayanan ve anababaların genelde kabul/ilgi düzeyinin yüksek olduğunu ve annelerin de kabul/ilgi düzeyinin babalardan yüksek olduğunu ortaya koyan bu bulgu anababalardan görüşme yoluyla elde edilen bulgularla da desteklenmektedir. Bu çalışmada her iki grupta da çocuklarını dinleme, onları anlamaya çalışma temel anababa ergen ilişki örüntüsü olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre, anababaların çoğunluğu çocuklarının günlük yaşadıkları olayları kendilerine anlattıklarını ve kendilerinin de bunu dinlemeye çaba harcadıklarını ifade etmişlerdir.

Anne ve babaların çocuklarının duygu ve düşüncelerini paylaşmak istedikleri, onlarla ilgilendikleri söylenebilir. Ancak ergenlerin yaşadıklarını kiminle paylaştığı konusunda bazı farklılıklar bulunmaktadır. Her iki grupta da anababalar çocuklarının yaşadıklarını paylaşmak için daha çok anneyi seçtiklerini ifade etmişlerdir. Bu da annelerin babalara göre çocuklarına daha yakın ya da ilgi gösterici olduğunu ortaya koymaktadır.

Annenin kabul/ilgisinin annenin eğitim düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin sonuçlar, annelerin gösterdiği kabul/ilginin eğitim düzeylerine

göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediğini ortaya koymuştur. Ancak annenin kontrolü annenin eğitim düzeyine göre farklılık göstermiştir. Buna göre, üniversite mezunu annelerin çocukları ilkokul mezunu annelerin çocuklarına göre annelerini daha fazla kontrol edici olarak algılamaktadır. Bir başka ifadeyle, annelerin eğitim düzeyi yükseldikçe çocuklarını denetleme ve kontrol davranışlarında çocuklarının algısına göre artış görülmektedir.

Annenin kabul/ilgisinin eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği, kontrolünün ise farklılık gösterdiği bulgusu anababa kontrolünün sosyo kültürel bağlamla ilşkili ancak anababanın gösterdiği ilgi/sevginin ilişkisiz olduğunu belirten görüşlerle paralellik göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 2000, 2007). Bu çalışmada annelerin eğitim düzeyi yükseldikçe ergen çocuklarının bildirdikleri kontrolde artış olduğu bulgusu Kağıtçıbaşı’nın hem maddi hem de duygusal karşılıklı bağımlılıkların olduğu alt sosyo-ekonomik düzey ailelerde anababa kontrolünün daha fazla yaşandığı yönündeki görüşlerle farklılık göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 2000, 2007). Kağıtçıbaşı’na göre, maddi karşılıklı bağımlılıkların azalması nedeni ile üst sosyo-ekonomik düzeyden ailelerde anababa kontrolü daha az yaşanmaktadır. Türkiye’de yapılan başka çalışmalarda da hem alt hem de üst SED’den annelerin çocukların psikolojik değerine (sevgi) vurguda bulunurken, alt SED’den anneler üst SED’den annelere göre anababa kontrolüne daha fazla vurguda bulundukları gösterilmiştir (Kağıtçıbaşı ve Ataca, 2005).

Annenin eğitim düzeyindeki artış ile ergenlerin kontrol bildirimindeki artış bulgusu kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek ailelerin çocuklarından beklentilerinin yüksek olmasıyla açıklanabilir. Bu çalışmada elde edilen nitel bulgular incelendiğinde eğitim düzeyi yüksek gruptan anne ve babaların çocuklarının ders çalışmalarına ve akademik başarılarına eğitim düzeyi düşük gruba göre daha fazla vurgu yaptıkları görülmektedir. Ayrıca, eğitim düzeyi düşük kişilerin bulunduğu grupta kurallardan ve kuralcı olmaktan söz edilmezken, eğitim düzeyi yüksek kişilerin bulunduğu grupta, özellikle annelerin çoğunluğu (6 annenin 5’i) kendilerini kuralcı olarak tanımlamışlar;

çocuklarının ders çalışma ve akademik başarıları ile ilgili olarak kaygılarından (çocuklarına bu alanlarda söz dinletememe) çok fazla söz etmişlerdir. Anababaların bu süreçte çocuklarından beklentileri çocuk tarafından kontrol olarak algılanıyor olabilir.

Çocuklarının ders çalışmalarına ve akademik başarılarına yapılan vurgu da modernleşme sürecinde olan toplulukçu kültürlerde ailelerin eğitimin değerini fark etmesi ve akademik amaçlara daha fazla önem verdiğini gösteren görüşle ve Almanya’da yaşayan eğitim düzeyi yüksek göçmenlerin düşük olanlara göre akademik

ve mesleki başarıyı daha değerli bulmaları ile ilgili araştırma bulgusu ile benzerlik göstermektedir (Phalet ve Schönpflug, 2001). Anababaların eğitim düzeyi arttıkça çocuklarının iyi eğitim almasının ve iyi bir işe sahip olmasının önemi de artmaktadır.

Ergenlerin babaları için bildirdiği kabul/ilgi ve kontrol anneleri için bildirdiklerinin tam tersidir. Ergenlerin babaları için bildirdikleri kontrol babaların eğitim düzeylerine göre farklılık göstermezken, kabul/ilgi babaların eğitim düzeylerine göre farklılık göstermektedir. Eğitim düzeyi düşük babalar eğitim düzeyi yüksek olanlara göre daha ilgi gösterici ve kabul edici olarak algılanmaktadırlar. Bu bulgu ilgi/kabul boyutunun sosyo kültürel bağlam açısında çok farklılaşmadığını gösteren araştırma bulgularından farklılık göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 1970, 2000). Ayrıca çocuk yetiştirme stilleri açısından açıklayıcı otoriter anababalık stilini tanımlayan kabul/ilgi boyutunun yüksek, kontrol boyutunun ise düşük olması Türkiye’de yapılan ve artan eğitim düzeyi ile çocuk yetiştirme stillerindeki değişimi gösteren araştırma bulguları ile farklılık göstermektedir (LeComte, LeComte ve Özer, 1978; Taylo ve Oskay, 1995). Diğer kültürlerde yapılan bazı çalışmalar da sosyo ekonomik düzeyin çocuk yetiştirme stilleri üzerinde etkili olduğunu göstermektedir (Bluestone ve Tamis-LeMonda,1999). Yukarıda belirtilen araştrıma sonuçlarına göre alt SED’den ailelerde çocuğa gösterilen kontrolün yüksek, kabul/ilgini daha düşük olması beklenmektedir.

Ancak bu çalışmada alt eğitim düzeyinden babaların daha fazla kabul edici/ilgi gösterici olarak algılandıkları ortaya çıkmıştır.

Gençlerin bildirimlerine göre babaların gösterdiği kontrol eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir. Ancak odak grup görüşmeleri ile elde edilen bulgularda üniversite mezunu babaların kendilerini kuralcı olmak, kontrol etmekten çok izin verici olarak; eğitim düzeyi düşük gruptaki annelerin ise eşlerini daha denetleyici ve kontrol edici olarak tanımladıkları görülmektedir. Bu bulgu araştırmanın nicel bulguları ile paralellik göstermezken, Türk toplumunda özellikle alt SED’den babaların daha kontrol edici olduğunu gösteren bulgularla (Pehlivanoğlu, 1998) benzerdir.