• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

5.6. Anababanın Kabul/İlgisi, Kontrolü ve Benlik Kurgusu

Katılımcıların üç benlik kurgusu, özerk-ayrık benlik, bağımlı-ilişkisel benlik ve özerk-ilişkisel benlik, eğilimini yordayan değişkenleri saptamak amacıyla gerçekleştirilen aşamalı hiyerarşik regresyon analizi sonuçları, anababanın eğitim

düzeyinin ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün özerk-ayrık benlik kurgusunu;

cinsiyetin ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolünün bağımlı ilişkisel benlik kurgusunu;

cinsiyetin, anababanın eğitim düzeyinin ve annenin kabul/ ilgisinin ve babanın kontrolünün özerk-ilişkisel benlik kurgusunu anlamlı düzeyde yordayan değişkenler olduğunu göstermektedir.

Özerk-ayrık benlik kurgusu açısından, anababanın eğitim düzeyi ile özerk-ayrık benlik kurgusu arasındaki olumsuz ve anababanın kabul/ilgi ve kontrolü ile özerk-ayrık benlik kurgusu arasındaki olumlu ilişki dikkate alındığında; anababasının eğitim düzeyi düşük olan ve anababaları daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve aynı zamanda daha kontrol edici olan ergenlerin özerk-ayrık benlik kurgularının yüksek olduğu söylenebilir.

Anababanın kabul/ilgi ve kontrolü özerk-ayrık benliği olumlu yönde yordamaktadır. Çocuğun özerkliğinin ve bağımsızlığının desteklenmesi, kendi kararlarını almasının desteklenmesi, bireyselliğine saygı duyulması çocukta özerk-ayrık benlik kurgusu gelişimini desteklediği görüşü yaygın olarak kabul edilmektedir (Kağıtçıbaşı, 1996, 2000; İmamoğlu, 2001; Karadayı, 1998; Ryan ve Deci, 2000). Bu çalışmada özerk-ayrık benlik kurgusu ile kontrol boyutu arasında olumlu ilişki bulunmuştur. Bu bulgu otoriterlikle bireyselleşme arasında olumsuz ilişki olduğunu gösteren başka araştırma bulguları (İmamoğlu, 2002) ile farklılık göstermektedir. Daha önceki çalışmalarda da anababanın kontrolünün ergenin özerkliğini sınırlandıran bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg, Elmen ve Monts, 1989). Buna göre anababa çocuk yetiştirmede itaati, bağımlılığı ve kontrolü ön plana çıkarmışsa, çocukta özerk benlik kurgusunun gelişimi engellenmektedir. Ancak bu çalışmada anababanın kontrolünün özerk-ayrık benliği olumlu şekilde yordadığı bulunmuştur. Bu sonuç daha önce de belirtildiği gibi, Türk toplumunda kontrolün batıda algılandığı gibi olumsuz algılanmadığı görüşüyle (Kağıtçıbaşı, 2007) ilişkili olabilir.

Ayrıca anababadan algılanan ilgi yakınlık ve kontrol arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Açıklayıcı otoriter ailelerde kabul/ilgi ve kontrolün bir arada olmasının ayrı ayrı olmasından farklı bir anlama gelebileceği, kontrol ve kabulün bir arada olmasının olumsuzdan çok olumlu anlama gelebileceği başka çalışmalarda da gösterilmiştir (Lau, Lew, Hau, Cheung ve Berndt, 1990). İmamoğlu da (2003) sınırlandırıcı olmayan kontrol ile bireyselleşme arasında olumlu ilişki bulmuştur.

Bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu açısından, anababanın kabul/ilgisi ve kontrolü ile ilişkisel benlik kurgusu arasındaki olumlu ilişki ve cinsiyete göre

bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu puanları dikkate alındığında; anababaları daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve aynı zamanda daha kontrol edici olan ergenlerin bağımlı ilişkisel benlik kurgusu eğilimlerinin yüksek olduğu ve bu durumun da daha çok kızlar için geçerli olduğu söylenebilir.

Bu sonuçlara göre ergenlerin anababa için bildirdikleri hem kabul/ilgi hem de kontrol ilişkisel benliği olumlu yönde yordamaktadır. Bu sonuç anababaları hem kabul edici/ilgi gösterici hem de kontrol edici olan ergenlerin aileyle ilişkilerine ve bağlılıklarına önem verdiklerini göstermektedir. Anababanın kabul/ ilgisinin bağımlı-ilişkisel benlik kurgusu üzerindeki olumlu etkisi sevginin, yakınlığın, ilginin ve çocuğa duygusal destek sağlamanın ilişkisel benlikle sonuçlanmasıyla açıklanabilir (Baumrind, 1989; İmamoğlu, 2003; Steinberg ve Silverberg, 1986). Çocuklara duygusal destek sağlandığında ve onlara ilgi gösterildiğinde bu onların aitlik ve ilişkisellik duygularını güçlendirmektedir. Bunun sonucu olarak da bu kişilerin yaşamlarında aile ve çevresi büyük önem taşımakta ve benliklerini çevresindekilerle ilişkili olarak kurgulamaktadırlar.

İmamoğlu da (2003) yaptığı çalışmada ilişkisel benlik kurgusunun önemli yordayıcısının kişinin aile ortamını kabul edici ve sevgi gösterici olarak algılaması olduğunu bulmuştur. Bu sonuç bağlanma kuramıyla da açıklanabilir. Buna göre, sevgi gösteren ve kabul edici bir aile ortamında gelişen güvenli bağlanma ya da kişinin kendine ya da başkalarına yönelik olumlu çalışan modelleri (Bowlby, 1988) ilişkisel benlik yöneliminin gelişiminde ve güçlenmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Özerk-ilişkisel benlik kurgusu açısından, anababanın eğitim düzeyi ve annenin kabul/ilgisi ve babanın kontrolü ile özerk-ilişkisel benlik kurgusu arasındaki olumlu ilişki ve cinsiyete göre özerk-ilişkisel benlik kurgusu puan ortalamaları dikkate alındığında; anababasının eğitim düzeyi yüksek olan ve anababaları daha fazla kabul edici/ilgi gösterici ve babaları daha kontrol edici olan ergenlerin özerk-ilişkisel benlik kurgularının yüksek olduğu bu durumun da daha çok kızlar için geçerli olduğu söylenebilir.

İmamoğlu (2003) sevgi-kabul ve özerklik desteği gibi anababalık boyutlarının hem ilişkisel hem de bireyselleşme ihtiyaçlarının doyurulmasında birbirini tamamladığını göstermiştir. İlişkisel-bireyselleşmiş katılımcılar diğer benlik tiplerine göre ailelerini hem sevgi gösteren/kabul eden, hem daha az kontrol edici olarak bildirmişlerdir. İmamoğlu bu durumu bu aile ortamlarının hem güvenli bağlanma hem de keşfetme davranışının gelişimi için uygun olmasıyla açıklamaktadır. Bu çalışmanın

sonuçları annenin kabul/ilgisinin ergenlerde özerk-ilişkisel benlik gelişiminin olumlu yordayıcısı olduğu sonucu İmamoğlu’nun (2003) bulgusu ile benzerlik gösterirken, babanın kontrolünün de özerk ilişkisel benliği olumlu yordaması ise onun ilişkisel-bireyselleşmiş katılımcıların ailelerini daha az kontrol edici olarak algıladıkları bulgusu ile farklılık göstermektedir.

BÖLÜM VI