• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2. Anababalık ve Çocuk Yetiştirme

2.2.2. Çocuk Yetiştirme Stilleri ve Boyutları

Anababa çocuk arasındaki ilişkiler insan gelişiminin her alanında çok önemli etkiye sahiptir. Çocukların gelişimine olumlu katkıda bulunan yöntemleri ve davranışları anlamak amacıyla anne babanın çocukların gelişimi üzerindeki etkisi önemli çalışma konularından biridir (Kağıtçıbaşı, Sunar ve Bekman, 2001).

Anababanın çocuk gelişimi üzerindeki etkisini göstermek için çeşitli modeller geliştirilmiştir. Bunlardan en çok araştırma konusu yapılanı da çocuk yetiştirme stilleridir (parenting styles). Darling ve Steinberg (1993) çocuk yetiştirme stilini

“çocuğa iletilen tutumların toplamı ve anababa amaçlarının ve davranışlarının yansıtıldığı duygusal ortam” olarak tanımlamışlardır (s.488). Anababalık stilleri anababanın çocuk yetiştirmeye ilişkin tutum, inanç, davranış ve beklentileri olarak da tanımlanmaktadır (Darling ve Steinberg, 1993). Ayrıca, onlara göre anababalık stili anababa çocuk etkileşiminde duygusal tonu tanımlayan genel bir kavramdır (Chao, 2001). Bir başka deyişle, anababalık stili (a) anababanın toplumsallaştırma amaçlarını ve değerlerini, (b) ilişki biçimini ya da anababa çocuk ilişkisinin niteliğini (örn. sıcak, tepkisel, düşmanca, reddedici gibi) tanımlamaktadır.

Darling ve Steinberg (1993) tarafından çocukların gelişiminde etkili olan süreçlerin daha iyi anlaşılması amacıyla çocuk yetiştirme stilleri ile anababa uygulamaları (parenting practices) ya da anababa davranışları (parenting behaviors) arasında ayrım yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. “Çocuk yetiştirme stilleri”

kavramının nitelikle, “anababa davranışları”nın ise uygulamaların içeriği ve sıklığı ile ilişkili olduğu belirtilmiştir. Anababalık stilleri çocuk yetiştirmede genel bağlamı oluşturmaktadır, anababa uygulamaları ise anababanın kullandığı belirli davranışları içermektedir. Açıklama yapma, sıcaklık ve ilgi, güç kullanımı ve kontrol bazı anababa uygulamalarıdır ve bunlar her bir stilde belirli bir derecede bulunmaktadır.

Farklı araştırmacılarca aynı anlama gelen farklı kavramlar kullanılsa da, çocuk yetiştirme stilleri iki temel boyuta dayanılarak sınıflandırılmaktadır: anababa kontrolü ve anababa kabulü. Örneğin, Maccoby ve Martin (1983) bu boyutları anababanın gösterdiği “duyarlılık” (responsiveness) ve “talepkarlık” (demandingness); Amato ve Fowler (2002) “anababa desteği” (parental support) ve “anababa izlemesi” (parental monitoring) olarak tanımlamışlardır. Bu çalışmada boyutlar anababadan algılanan kabul/ilgi ve kontrol (Sümer ve Güngör, 1999) olarak tanımlanmıştır. İlk boyut anababalar ve çocukları arasındaki duygusal bağlara, ikincisi ise anababaların

çocuklarını kurallara, sosyal normlara uymasını sağlamada, sosyal uyumlarını artırmada ve başarılı olmada üstlendikleri etkin role işaret etmektedir.

Anababa kontrolü anababanın çocuğu toplumsallaştırma isteğine (Darling ve Steinberg, 1993) ve buna dayanarak çocuğu topluma hazırlamaya (Durbin, Darling, Steinberg ve Brown, 1993) işaret etmektedir. Baumrind’e (1991) göre anababa kontrolü anababanın çocuğu olgunluk beklentisi, danışmanlık etme, yaptırım kullanma gibi yöntemlerle bütün aileye uyumunun sağlanmaya çalışılması ve kurallara uymayanları kurallara uydurma çabalarını ifade etmektedir. Amato ve Fowler (2002) aile kontrolünü (izleme) çocuğun davranışlarına, etkinliklerine danışmanlık etme, çocukların okulu ve akran ilişkileri konusunda haberdar olma ve aile ve toplum kurallarına uymanın sağlanması olarak tanımlamaktadır. Anababa kabulü ise anababanın çocuğun bireyselliğini tanıması ve kabul etmesini tanımlamaktadır (Darling ve Steinberg, 1993).

Baumrind (1991) anababa kabülünü bireyselliği ve öz düzenlemeyi destekleyen, çocuğun özel gereksinimlerinin farkında olma ve onları destekleme olarak tanımlamaktadır. Ona göre anababa kabulü bakım verme, kabul, destek ve bağlanma kavramları ile benzerlik göstermektedir.

Baumrind (1972), çocuk yetiştirme sürecinde anababaların çocuklarına karşı olan tutum ve daranışlarını çocuk yetiştirme stili (parenting style) olarak adlandırmıştır.

Baumrind üç temel çocuk yetiştirme stili ileri sürmüştür: otoriter (authoriterian), açıklayıcı otoriter (authoritative) ve izin verici (permissive). Bu üç çocuk yetiştirme stili anababanın çocuğa karşı gösterdiği ilgi/yakınlığa ve çocuğun etkinliklerini ve davranışlarını ne kadar kontrol ettiğine göre farklılık göstermektedir (Baumrind, 1991).

Otoriter ve izin verici stil iki uçta yer alırken açıklayıcı otoriter stil bu iki ucun arasında bir yerde yer almaktadır. Otoriter anababalar çok fazla kontrol kullanarak, çocuktan mutlak itaat beklerler ve çocuğun özerkliğini ve bağımsızlığını sınırlandırırlar;

demokratik anababalar ise çocuğa uygun kontrol düzeyi kullanarak onların özerkliklerinin gelişmesine katkıda bulunurlar; izin verici anababalar ise kontrolü ya hiç kullanmazlar ya da çok az kullanırlar. Gray ve Steinberg de (1999) bu kategorilerin temelinde üç boyutun bulunduğunu ileri sürmüşlerdir: kabul (acceptance), davranışsal kontrol (behavioral control) ya da izleme (monitoring) ve özerklik desteği (autonomy support).

Maccoby ve Martin (1983) çocuk yetiştirme stillerinin altında “duyarlılık”

(resposiveness) ve “talepkarlık” (demandingness) olmak üzere iki boyut yattığını ileri sürmüştür. Maccoby ve Martin bu boyutlara dayanarak otoriter, açıklayıcı otoriter, izin

verici şımartan (permissive indulgent) ve izin verici ihmalkar (permissive neglegting) olmak üzere dört çocuk yetiştirme stili ortaya koymuştur. Yazarlara göre açıklayıcı otoriter anababalar hem talep ve duyarlılık boyutunun çocuğun gereksinimlerine göre ayarlayabilmektedirler. Bu çocuk yetiştirme stilinde hem anababa kontrolü hem de kabulü vardır. Otoriter anababaların ise talepkarlık düzeyleri yüksek, duarlılık düzeyleri düşüktür. Bu anababalar kontrol boyutunda yüksek kabul boyutunda düşüktürler. İzin verici şımartan anababalar otoriter anbabaların tam tersi olarak çocuktan talepkarlık düzeyleri düşük, duyarlılık düzeyleride yüksektir. Bir başka ifadeyle bu anababalar kabul boyutunda yüksek, ancak kontrol boyutunda düşüktürler. İzin verici ihmalkar stil açıklayıcı otoriter stilin tersidir ve bu stilde hem çocuktan beklenenler (talepkarlık) hem de çocuğa gösterilen duyarlılık düşüktür. İzin verici ihmalkar anababalar hem kontrol hem de kabul boyutlarında düşüktürler.

İzin verici şımartan İzin verici ihmalkar Şekil 3. Çocuk Yetiştirme Stillerinin Sınıflandırılması (Santrock, 1997 s.248).

Maccoby ve Martin’in (1983) önerdiği duyarlılık ve talepkarlık boyutları bu alanda yapılan araştırmaların çoğunda kullanılmıştır (Steinberg ve diğerleri, 1991, 1994;

Darling ve Steinberg, 1993). Steinberg ve diğerlerine göre (1994) duyarlılık ve talepkarlık boyutu anababanın ilgi/kabulü ile kontrolünün derecesini yansıtmaktadır.

Duyarlılık, talepkarlık ve kabul/ilgi, kontrol boyutlarına dayanarak sınıflandırılan dört çocuk yetiştirme stili Şekil 3’te görülmektedir. Buna göre otoriter, açıklayıcı otoriter, izin verici şımartan ve izin verici ihmalkar çocuk yetiştirme stilleri kabul/ilgi ve kontrol boyutlarının kesişmesinden üretilmektedir. Steinberg ve diğerlerine göre (1994) otoriter çocuk yetiştirme stili kabul ve ilginin düşük, kontrolün ise yüksek olduğu stildir.

Otoriter anababaların çocuklarından itaat bekledikleri çocuklardan söylenen her şeyi sorgulamadan kabul etmelerini bekledikleri; aile içinde katı kurallar olduğu ve kurallarla ilgili çocuklara açıklama yapılmadığı, koyulan kurallara çocuklarının

uymasını ve koşulsuz itaat etmesini bekledikleri belirtilmektedir (Darling ve Steinberg, 1993). Bu tür anababaların çocukların gereksinimlerine çok duyarlı olmadıkları ve çocuklarının özerkliklerini desteklemedikleri belirtilmiştir (Baumrind, 1991; Barber, 1996; Vansteenkiste, Zhou, Lens ve Soenens, 2005). Bu ailelerde özerklikten çok itaat ve bağımlılık ön plandadır. Otoriter çocuk yetiştirme stili daha çok Kağıtçıbaşı’nın (2000) karşılıklı bağımlılık aile modeli içinde yer almaktadır. Bu modele göre daha önce de belirtildiği gibi ailenin devamlılığı için çocuğun bağımlılığı önemlidir. Burada anababanın kontrol ağırlıklı çocuk yetiştirme stili çocukta ilişkisel benlik kurgusunun gelişmesine ortam hazırlamaktadır. Bu tür ailelerde yetişen çocuklar bağımsız, özerk davranışlar sergileyemezler, özellikle kız çocukları daha bağımlı olmakta, erkek çocukları ise isyankar, saldırgan ve itaatsiz olabilmektedirler (Ekşi, 1990). Bu özelliklerin çoğunun izin verici anababaların çocuklarında da görüldüğü gösterilmiştir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg ve diğ., 1989).

Açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stilinde hem kontrol hem de kabul/ilgi vardır. Bu ailelerde bu iki boyut dengelenmektedir (Steinberg ve diğ., 1994). Açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stiline sahip anababalar ise çocuklarına karşı sıcak ve ilgilidirler, aile içindeki kurallar çocuklara açıklanır ve gerekli olduğunda çocuklardan bu kurallara uymaları beklenir. Bu ailelerde çocuklardan beklentiler açıktır. Aile içinde verilen kararlarda çocukların da görüşleri alınır. Bu ailelerde kontrol vardır ancak aynı zamanda çocukların özerklikleri desteklenmektedir (Baumrind, 1971, Darling ve Steinberg, 1993). Bu tür anababalar çocuk yetiştirmede akılcı ve demokratik bir yaklaşım izlerler, hem anababanın hem de çocuğun görüşleri dikkate alınır (Baumrind, 1991). Anababası açıklayıcı otoriter olan çocukların anababası izin verici ya da otoriter olan çocuklardan akademik yetkinlik, toplumsal gelişim, benlik saygısı ve ruh sağlığı gibi değişkenler açısından daha yüksek puan aldıkları gösterilmiştir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg ve diğ., 1989; Kurdek ve Fine, 1994; Kurdek, Fine ve Sinclair, 1995). Baumrind (1991) çocuk yetiştirme stilleri ile ilgili olarak yaptıkları çalışmalarının sonucunda genel olarak demokratik tutumu benimseyen anababaların çocuklarının bağımsız, kendini iyi ifade edebilen, akademik yönden başarılı çocuklar olduğunu belirtmiştir.

Kağıtçıbaşı (2000) bağlılık kültürüne sahip gelişmiş ve kentleşmiş bölgelerde daha yaygın olduğunu söylediği karşılıklı duygusal bağlılık aile modelinde egemen olan çocuk yetiştirme stilinin açıklayıcı otoriter stil olduğunu belirtmiştir. Bu aile modelinde çocuk yetiştirmede hem anababa kontrolü ve aileye bağlılık vurgulanmakta, hem de

çocuğun özerkliği desteklenmektedir. Böylece, bu çocuk yetiştirme biçimi çocukta özerk-ilişkisel benlik kurgusunun gelişmesini sağlamaktadır.

İzin verici şımartan anababalar çocuklarına karşı sıcak, ilgili davranırlar ancak bu ailelerde kontrol çok düşüktür (Steinberg ve diğ., 1994). Bu anababalar çocuklarının bütün konularda kararlarını kendilerinin vermelerine izin verirler. İzin verici anababaların çocukları yemek, yatma, televizyon izleme zamanı ve oyun için dışarı çıkma gibi konularda kendi kararlarını kendileri verebilirler.

Kağıtçıbaşı (2000) refah düzeyi yüksek, kentleşmiş ve sanayileşmiş toplumlarda görüldüğünü belirttiği bağımsızlık aile modelinde izin verici çocuk yetiştirme stilinin görüldüğünü belirtmiştir. Bu çocuk yetiştirme stilinin temel özelliği çocuk yetiştirmede kontrole çok az yer verilmesidir. Buna göre bu ailelerdeki sosyalleşme değerleri ve aile etkileşimi çocuğun bağımsızlığının desteklenmesini ve bu da çocukta özerk-ayrık benlik kurgusunun gelişimini doğurur.

İzin verici ihmalkar anababalar çocukları üzerinde ne kontrol uygularlar ne de onlara yeterli ilgi ve yakınlığı gösterirler. Bu ailelerde çocukların temel fiziksel ve duygusal gereksinimleri karşılanmaz. Bu tür çocuk yetiştirme stilinde anababayla çocuklar arasındaki duygusal bağlar zayıftır (Baumrind, 1991; Darling ve Steinberg, 1993).

İzin verici anababaların çocuklarının kendilerini daha güvensiz hissettikleri, ait olma duygusunun zayıf olduğu, benmerkezci, asi ve saldırgan davranışlara daha eğilimli olabilecekleri; bazı durumlarda da etkin dışa dönük, yaratıcı oldukları da gözlenmiştir (Pardeck ve Pardeck, 1988). Otoriter ve izin verici anababa tutumları birbirlerinden farklı göründüğü halde, her iki aileden gelen çocukların benlik kontrolünün diğer gruplardan gelenlere oranla daha düşük olduğu, ancak, hoşgörülü tutum uygulayan izin verici anababaya sahip çocukların duygu durumu otoriter anababaya sahip çocuklardan daha olumlu olduğu da belirtilmektedir (Maccoby ve Martin, 1983; Steinberg ve diğ., 1989).

Chao (1994) Baumrind’in tipolojisini Çin kültürüne uygun bulmayarak eleştirmiştir. Chao otoriter, açıklayıcı otoriter ve izin verici çocuk yetiştirme stillerinin Batı kültürüne uygun yapılar olduğunu belirterek Çin kültürünü yansıtan bir tipoloji önermiştir. Onun tezine göre, en uygun anababalık çocuğa yakın ilgi göstermeyi, çocuğun iyilik durumu için kendini adamayı ve hem çocuk hem anababa tarafından destekleyici olarak görülen bütün aileye yayılan kontrolü içermektedir. Ayrıca Kağıtçıbaşı (2005) da Türk kültürü ve diğer kültürler üzerine yaptığı çalışmalar

sonucunda Baumrind’in tipolojisine eleştirel yaklaşmış ve anababa kontrolünün ve ilgisinin birbirine zıt boyutlar olarak görülmesinin yerine birbirini tamamlayan boyutlar olarak görülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Örneğin, Rohner ve Pettengill (1985) de Kore’li ergenler için algılanan anababa kontrolünün anababa kabulüyle ilişkili olduğunu ve anababadan kontrol algılayan ergenlerin bir ihmal algılamadıklarını göstermişlerdir.

Kağıtçıbaşı (1970) Türk ve Amerika’lı ergenlerin anababalarının anababa tutumlarını değerlendirdiği çalışmasında bu görüşü doğrulamayan sonuçlara ulaşmıştır. Türk ve Amerikalı ergenler arasında anababaların uyguladıkları kontrol açısından fark olduğu görülmüş, Türk ergenler daha fazla kontrol uygulandığını bildirmiş ve ilgi açısından iki grup arasında bir fark bulunmamıştır. Buna göre Türk ergenler anababa tutumlarını hem kontrol hem de ilgi açısından yüksek olarak bildirmiştir.

Sonuç olarak çocuğun toplumsallaşma sürecinde bireyci ve toplulukçu kültürler çocuktan istenen bağımlılık ve bağımsızlık düzeyi açısından birbirinden farklılaşmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1997). Bireyciliğin egemen olduğu toplumlarda çocuk yetiştirmede bağımsızlık önemli iken, toplulukçu değerlerin önemli olduğu toplumlarda çocuğun bağımlılığı daha ön plandadır. Çocuğun bağımlılığının önemli olduğu itaate yönelik çocuk yetiştirme ya da kontrolün yüksek, kabul ilginin düşük olduğu otoriter çocuk yetiştirme ilişkisel benliğin gelişimini sağlamaktadır. Çocuğun kendine yeterliliğinin ve özerkliğinin önemli olduğu, ancak aynı zamanda aileye bağlılığının da istendiği ailelerde hem kabul/ilgi hem de kontrol vardır. Açıklayıcı otoriter çocuk yetiştirme stilini tanımlayan bu çocuk yetiştirme stili özerk-ilişkisel benliğin oluşmasını sağlamaktadır. Sadece ilgi/kabul ve sevginin olduğu, çocukta özerklik ve kendine güvenin önemli olduğu çocuk yetiştirme özerk-ayrık benliğin gelişimi için uygun ortam yaratmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1996).