• Sonuç bulunamadı

4.1. ARAġTIRMANIN METODOLOJĠSĠ

4.1.2. AraĢtırmanın Amacı ve AraĢtırma Hipotezleri

ÇalıĢmanın temel amacı kurumsal bağlılık ile iletiĢim doyumu arasındaki iliĢkinin değerlendirilmesidir. Bu genel amaca bağlı olarak aĢağıda yer alan alt amaçlara ulaĢılmaya çalıĢılacaktır:

 Akademisyenlerin iletiĢim doyum düzeylerini belirlemek.  Akademisyenlerin kurumsal bağlılık düzeylerini belirlemek.

 Akademisyenlerin kurumsal bağlılıklarını etkileyen iletiĢim doyumu faktörlerini belirlemek.

 Akademisyenlerin iletiĢim doyumlarını etkileyen kurumsal bağlılık faktörlerini belirlemek.

 ĠletiĢim doyumunun kurum içi iliĢkilerdeki düzenleyici rolüne değinmek ve önerilerde bulunmak.

 Elde edilen teorik bilgileri alan araĢtırması sonucunda ulaĢılan bulgularla karĢılaĢtırmak.

Bu amaçlar doğrultusunda aĢağıda yer alan araĢtırma soruları ve hipotezler çalıĢma kapsamında incelenmeye çalıĢılacaktır.

Araştırma Sorusu 1: Katılımcı akademisyenlerin iletiĢim doyumu genel

puan düzeyi ile en yüksek ve en düĢük doyum elde ettikleri iletiĢim doyumu faktörleri nelerdir?

Katılımcı akademisyenlerin genel iletiĢim doyum düzeylerinde iletiĢim doyum faktörlerinin ağırlık sıralamalarını ortaya koymak amacıyla Ģu araĢtırma sorusu yazılmıĢtır:

Araştırma Sorusu 2: Katılımcı akademisyenlerin genel iletiĢim doyumuna

anlamlı katkıda bulunan iletiĢim doyumu faktörleri ağırlıklarına göre nasıl sıralanmaktadır?

Birinci araĢtırma sorusuna bağlı olarak aĢağıdaki hipotezlere yer verilmiĢtir.

Hipotez 1: Burgoon (1985), Kongchan (1985), Allman vd., (1994) ve Yi Fu

ve Mount (2002) araĢtırmalarında çalıĢanların yaĢ düzeyleri arttıkça, iletiĢim doyum düzeylerinin de arttığı sonucuna varmıĢlardır. Bu araĢtırmalardan hareketle, aĢağıdaki hipotezin sınanması amaçlanmıĢtır.

Katılımcıların yaşları ile iletişim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların yaşları yükseldikçe elde ettikleri iletişim doyum düzeyleri de yükselmektedir.

Hipotez 2: Tannen (1990), Allen vd., (1990), Gregson (1990)

araĢtırmalarında iletiĢim doyumu ve cinsiyet farklılığına dikkat çekmiĢlerdir. Bu noktadan hareketle çalıĢmada aĢağıdaki hipoteze yer verilmiĢtir.

Katılımcıların cinsiyet durumları ile iletişim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Erkek katılımcıların elde ettikleri iletişim doyum düzeyi, kadın katılımcılara göre daha yüksektir.

Hipotez 3: Varona (1996) araĢtırmasında çalıĢanların kurumda kalma

süreleri arttıkça iletiĢim doyum düzeylerinin de arttığı sonucuna varmıĢtır. Dolayısıyla çalıĢmada aĢağıdaki hipoteze yer verilmiĢtir.

Katılımcıların kurumda kalma süreleri ile iletişim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların kurumda çalışma süreleri arttıkça iletişim doyum düzeyleri de artmaktadır.

Hipotez 4: Avery (1977), Kio (1979), Varona (1996) araĢtırmalarında

çalıĢanların unvanları ile iletiĢim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir iliĢki tespit etmiĢlerdir. Bu noktadan hareketle, aĢağıdaki hipoteze yer verilmiĢtir.

Katılımcıların akademik unvanları ile iletişim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların akademik unvanları yükseldikçe iletişim doyum düzeyleri de artmaktadır.

Hipotez 5: Akademik disiplin içerisinde yer alan ve eğitim basamaklarını

lisans-yüksek lisans ve doktora aĢamalarıyla geride bırakan akademisyenlerin - unvan ve kurumda kalma süreleriyle de paralel olarak-, kurumlarından elde ettikleri doyumun artacağı düĢüncesinden hareketle, çalıĢmaya özgü olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların eğitim seviyeleri ile iletişim doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların eğitim seviyesi arttıkça iletişim doyum düzeyleri de artmaktadır.

Araştırma Sorusu 3: Katılımcı akademisyenlerin kurumsal bağlılık genel

puan düzeyi ile en yüksek ve en düĢük doyum elde ettikleri kurumsal bağlılık faktörleri nelerdir?

Katılımcı akademisyenlerin genel kurumsal bağlılık düzeylerinde kurumsal bağlılık faktörlerinin ağırlık sıralamalarını ortaya koymak amacıyla Ģu araĢtırma sorusu yazılmıĢtır:

Araştırma Sorusu 4: Katılımcı akademisyenlerin genel kurumsal

bağlılıklarına anlamlı katkıda bulunan kurumsal bağlılık faktörleri ağırlıklarına göre nasıl sıralanmaktadır?

Üçüncü araĢtırma sorusuna bağlı olarak katılımcıların kurumsal bağlılık düzeylerinin onların demografik özelliklerine göre farklılaĢacağı ön görüsünden hareketle aĢağıdaki hipotezlere yer verilmiĢtir.

Hipotez 6: Angle ve Perry, (1981); Morris ve Sherman, (1981); Mowday,

vd., (1982); Allen ve Meyer, (1984); Mathieu ve Zajac, (1990); Ketchand ve Strawser, (1998), Kırel (1999), Baysal ve Paksoy (1999) ve Özkaya vd., (2006) araĢtırmalarında çalıĢanların yaĢlarının artmasıyla kurumlarına yönelik kurumsal

bağlılıklarının da arttığı sonucuna varmıĢlardır. Bu noktadan hareketle, aĢağıdaki hipoteze yer verilmiĢtir.

Katılımcıların yaşları ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların yaşları yükseldikçe elde ettikleri kurumsal bağlılık düzeyleri de yükselmektedir.

Hipotez 7: Hreniniak ve Alutto (1972), Porter vd., (1974), Angle ve Perry

(1981), Alvi ve Ahmed (1987)‟in araĢtırmaları kadın çalıĢanların erkek çalıĢanlara oranla daha yüksek kurumsal bağlılık düzeyine sahip oldukları sonucuna varmıĢtır. Bu araĢtırma sonuçlarından hareketle aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların cinsiyetleri ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Kadın katılımcıların elde ettikleri kurumsal bağlılık düzeyi, erkeklere göre daha yüksektir.

Hipotez 8: Meyer ve Allen, (1984), Bölüktepe (1993), Chugtai ve Zafar

(2006), Özkaya vd., (2006) araĢtırmalarında evli çalıĢanların bekar çalıĢanlara oranla daha yüksek kurumsal bağlılığa sahip oldukları sonucuna varmıĢlardır. Bu araĢtırmalardan hareketle, aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların medeni durumları ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Evli çalışanların, bekâr çalışanlara oranla kurumsal bağlılık düzeyleri daha yüksektir.

Hipotez 9: Porter ve Steers (1973), Korabik ve Rosin (1995), Kaufman ve

College (2000) araĢtırmalarında çalıĢanların çocuk sahibi olma durumları ile kurumsal bağlılık düzeyleri arasında anlamlı iliĢki tespit etmiĢ; çocuk sahibi çalıĢanların, çocuk sahibi olmayanlara oranla daha yüksek kurumsal bağlılığa sahip oldukları sonucuna varmıĢlardır. Bu çalıĢmalardan hareketle, aĢağıdaki hipotezin sınanması tasarlanmaktadır.

Katılımcıların çocuk sahibi olma durumları ile kurumsal bağlılıkları arasında bir ilişki mevcuttur. Çocuk sahibi çalışanların kurumsal bağlılık düzeyleri çocuk sahibi olmayanlara oranla daha yüksektir.

Hipotez 10: Angle ve Perry, (1983); Luthans vd., (1987); Allen ve Meyer,

(1993), Cohen (1993), Gordon (2007) araĢtırmalarında katılımcıların kurumda kalma süreleri arttıkça kurumlarına yönelik kurumsal bağlılıklarının da arttığı sonucuna ulaĢmıĢlardır. Dolayısıyla çalıĢmaya yönelik olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların kurumda kalma süreleri ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların kurumda çalışma süreleri arttıkça kurumsal bağlılık düzeyleri de artmaktadır.

Hipotez 11: ÇalıĢanların akademik unvanlarının artmasıyla kurumdan elde

ettikleri maddi ve manevi doyumun kurumsal bağlılığa olumlu yönde katkı sağlayacağı düĢüncesinden hareketle, çalıĢmaya özgü olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların akademik unvanları ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların akademik unvanları yükseldikçe kurumsal bağlılık düzeyleri de artmaktadır.

Hipotez 12: Akademik sistemde, çalıĢanların yükselme odaklı bir sürecin

içerisinde oldukları bilinmektedir. Ancak kiĢinin mevcut unvanında uzun zaman kalması ya da diğer bir değiĢle, yükselememesi kurumuna yönelik ilgi ve motivasyonunda düĢüĢ yaĢatabilir. Bu noktadan hareketle, çalıĢmaya özgü olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların akademik unvanda kalma süreleri ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların akademik unvanda kalma süreleri arttıkça kurumsal bağlılık düzeyleri düşmektedir.

Hipotez 13: Akademik sistemde çalıĢanların eğitim seviyelerinin artması

beraberinde akademik unvanda ilerleme anlamına da gelmektedir. Bu ilerlemenin kurumdan elde edilecek maddi ve manevi getiriyi artıracağı düĢüncesinden hareketle, çalıĢmaya özgü olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların eğitim seviyeleri ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Katılımcıların eğitim seviyesi arttıkça kurumsal bağlılıkları da artmaktadır.

Hipotez 14: ÇalıĢanların kurumdan elde ettikleri maddi imkanların

geniĢlemesinin, onların daha rahat bir yaĢam sürmelerine yardımcı olacağı, bu durumunda çalıĢanların kurumlarına olan ilgi ve bağlılıklarını artıracağı öngörüsünden hareketle, çalıĢmaya özgü olarak aĢağıdaki hipotez geliĢtirilmiĢtir.

Katılımcıların gelir seviyeleri ile kurumsal bağlılıkları arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Çalışanların gelir düzeyleri arttıkça kurumlarına olan bağlılıkları da artmaktadır.

Bir anlamda çalıĢmaya temel oluĢturan kurumsal bağlılık-iletiĢim doyumu iliĢkisiyle ilgili olarak aĢağıda yer alan araĢtırma soruları ve hipotezlere yer verilmiĢtir.

Araştırma Sorusu 5: Genel kurumsal bağlılığa anlamlı katkıda bulunan

iletiĢim doyumu faktörleri ağırlıklarına göre nasıl sıralanmaktadır?

Araştırma Sorusu 6: Genel iletiĢim doyumuna anlamlı katkıda bulunan

kurumsal bağlılık faktörleri ağırlıklarına göre nasıl sıralanmaktadır?

Hipotez 15: Kongchan (1985), Putti vd., (1991), Potvin (1991), Downs (1991), Varona (1996), Downs, Varona ve Potvin (1996), Nuss (1996), Hargie (2002), Varona (2002) çalıĢmalarında kurumsal bağlılık ile iletiĢim doyumu arasında anlamlı bir iliĢki tespit etmiĢlerdir. Bu çalıĢmaya da temel olan bu iliĢki aĢağıdaki hipotez yoluyla ölçümlenmeye çalıĢılmıĢtır.

Katılımcıların iletişim doyum düzeyleri ile kurumsal bağlılıkları arasında pozitif ilişkili mevcuttur.