• Sonuç bulunamadı

3.A.1.1 VAKA ÖRGÜSÜ

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 53-57)

Türk romanlarında Endülüs imajı üzerine vaka örgüleri oluşturulmuştur. Çalışmamıza esas teşkil edecek olan yirmi romanda, vaka ve vaka örgüsü yaşanmış olaylardan faydalanılmıştır.

Olay, olup biten hadiseyi kısa ve net bir biçimde aktarmak iken olay örgüsü roman boyunca gerçekleşen olayların nedenlerinin sonuçlarıyla ve tesirleriyle birlikte sunulmasıdır. Bu bağlamda “Barbaros Hayreddin Paşa Preveze Deniz zaferinde düşmanla kıyasıya bir mücadeleye girdi ve kahramanca savaştı.” demek olayı ortaya koymaktır. Burada sebep ve sonuçlar yoktur. Buna karşın “Hayreddin Paşa’yı bu savaşa iten sebepler neydi? Savaş nasıl başladı ve sona erdi? Bütün yaşananlar okuyucu için ne ifade eder?” gibi soruların cevabını verecek olan kurgu, olay örgüsüdür. Mehmet Tekin, Roman Sanatı Romanın Unsurları (I) eserinde “Vak’a, nabız atışlarıysa, “olay örgüsü” bir romanın sesidir: Hem de anlamlı renkler taşıyan, romancı tarafından bile/isteye kurgulanmış sesidir... Bizi, roman okurken, romancıdan çok romana yakın ve âşina kılan bu sestir.”93 der.

Kısaca olay örgüsü, olayları anlatmaktan ibaret olmayıp, olayları belirli bir düzen içerisinde adeta bir potada eritip, birbiriyle bağlantılı hale getirerek okuyucuya sunmaktır. Bu amacı gerçekleştiremeyen romanlar, değişik bir kaç olayın üstüste bindirildiği karmaşık yapılar olarak karşımıza çıkar.

Olay örgüsü vakanın tek bir boyutta adeta zincir halinde sunulmasıyla oluşturulabilir. Bunun yanında bazı noktalarda kesişen, birbirleriyle ilintilendirilen iki ya da daha fazla olaylar zincirinden de meydana gelebilir. Ayrıca iç içe geçmiş olaylar kullanılarak da olay örgüsü oluşturulabilir.

Türk edebiyatında, Endülüs’ü ele alan romanlarda olay örgülerini ele aldığı- mızda örgüyü oluşturan olayların bir çoğunun Endülüs’ün tarihini de yansıttığını görmekteyiz. Söz konusu eserlerden Zuhuri Danışman’a ait Endülüs’te İslam Cengâverleri ve Gırnata’nın Son Günleri adlı iki roman tarihî roman olma özellikleriyle sırasıyla Endülüs’ün fethini ve son kale Gırnata’nın çöküşünü anlatırlar. Bu romanlarda olay örgüleri birbiriyle ilintilenen farklı olayların aktarımı ile oluşturulmuştur. Endülüs’te İslam Cengâverleri romanında, yazar bir yandan Tarık bin Ziyad’ın İspanya’ya çıkışını, Got Kralı Rodrik ile savaşını anlatırken diğer yandan bizi Musa bin Nusayr’ın fethe katkıda bulunabilmek amacıyla birtakım şehirleri fethedişini aktarır. Bu iki kahraman daha sonra Tuleytula’da buluşur ve yollarına beraber devam ederler. Gırnata’nın Son Günlerinde romanında, Gırnata emiri Ebu’l Hasan’ın eşi Emire Ayşe’nin yaşadıkları, İspanyol asıllı karısı Süreyya’nın hain planları, Ebu Muhammed’in yaptıkları ayrı olay zincirleri halinde karşımıza çıkmakla beraber bu olayların hepsi Gırnata’nın çöküşünü hazırlayan ve hızlandıran unsurlar olarak birbirine bağlanır.

Efsane romanında, bir yandan Barbaros Hayreddin Paşa’nın maceralarını oluşturan olayları okurken diğer yandan Billure’nin ve Seyyid Muradi’nin ekseninde yaşanan olaylara şahit oluruz ve bu olayların hepsi birbirleriyle kesişecek şekilde bir olay örgüsü oluşturularak okuyucuya sunulur. Endülüs’te Altın Çağ romanında Endülüs’ün yükselişi anlatılırken, yine değişik kahramanların etrafında gerçekleşen olaylar ve bu kahramanların hayat hikayelerinden alıntılar bir araya getirilerek olay örgüsünü oluşturur.

Endülüs’lü Zidyâr adlı roman incelemesinde ise diğer bütün romanların aksine romanın olay örgüsü sondan başlatılarak anlatılmıştır. Roman, Zidyâr’ın Şam Murabba meydanında yargılanması sahnesiyle başlar. Halk dine hakaret ettiğini düşündükleri bu mutasavvıfın derhal cezalandırılması için tezahurat yapmaktadır.

Yazar, daha sonra Zidyâr’ın çıktığı yolculuğu yani Zidyâr’ın hikayesini, onu yargılanmaya götüren olaylar silsilesini anlatmaya başlar. Zidyâr birçok değişik ülke, şehir gezer ve sonunda okuyucu kendini tekrar romanın başladığı adalet divanında bulur. Romanda anlatılanların, zincir gibi bir olay örgüsü şeklinde sadece Zidyâr’ın hayatını anlattığını görürüz. Endülüs Güneşi Ziryab romanında ise Ziryab’ın hayat hikayesi çocukluğundan başlayarak gelişen olaylar silsilesi şeklinde okuyucuya sunulmuştur. Olay zinciri olarak ele alabileceğimiz tek unsur, Ziryab’ın âşık olduğu kadın olan Niran’ın, müzik okulundan sürülmesiyleyaşadıkları ve kendini bir Budist tapınağının hizmetine adamasıdır. Ancak bu olay zinciri oldukça kısadır ve romanın genelini kapsamamaktadır.

Son Saferad romanında çok yönlü olaylar zinciriyle karşı karşıya kalırız. Bir taraftan Sultan Bayezid’in gençlik çağlarına şahit olurken, diğer taraftan Kara Davud’un, kitap hırsızı Santiago’nun, Kristof Kolomb’un, David Marrano’nun, Pîrî Reis’in başından geçen olayları okuruz. Yazar Bayezid, Davud, David, Santiago karakterlerinin yaşadığı olayları birbirine bağlamada gösterdiği başarıyı Pîrî Reis ve Kristof Kolomb’u olaylara dahil etme hususunda sergileyemez. Roman, bazen değişik tarihi vesikaların bir araya getirilmesiyle oluşturulduğu intibanı uyandırır. Bu bağlamda, Nar Ülkesi romanında da aynı kusuru buluruz. Kemal Reis’in seferlerini anlatırken, Endülüs seferlerine de değinilen romanı oluşturan bölümler ve anlatılan olaylar adeta birbirinden ayrı düzlemde, birbiriyle bağlantıları kurulamamış değişik olaylar olarak havada kalır. Bu durum da romanın kurgusunu olumsuz yönde etkilemektedir.

Bir Endülüs Hikayesi romanında, roman kahramanı C.K.’nın melankolik arayışı okuyucuya aktarılır. Romanı oluşturan unsurlar arasında C.K.’nın geçmişini, atalarını anlatan mektuplara rastlarız. Romanda bu sayede mektuplaşmalarla da ayrı bir olayın ele alındığını görürüz. Bu bağlamda romanın olay örgüsü iç içe geçmiş olaylardan oluşmuştur diyebiliriz. C.K.’nın mektupların sırrını bulmak için çıktığı yolculuklar iç olayları çerçeveleyen ana olay konumundadır. Endülüs’e Veda romanında Emir Malik’in arkadaşlarıyla beraber Gırnata’yı kurtarabilmek için ver- diği mücadeleye şahit oluruz. Emir Malik ve arkadaşlarının yoluna çıkan Derviş

Baba’nın onlara verdiği kitaptaki hikayeler Emir Malik’in ağzından okunarak hikaye içinde hikaye oluşturulmuş,romanda iç içe geçmiş olay örgüsü kurgulanmıştır.

Endülüs’te Hazan romanında olayların merkezinde kişi Asım karakteridir. Onun etrafında gelişen değişik olaylar bir olay örgüsü oluşturacak şekilde birbirine bağlanmıştır. Asım, Gırnata’nın kurtuluşu için iç ve dış düşmanlarla ayrı ayrı mücadele eder, çocuklarıyla ve dost bildikleriyle sınanır. Zaman zaman geriye dönüşlerle en yakını, sağ kolu diyebileceği adamın aslında azılı bir düşmanı olduğu- nu öğrenir. Hilalin İki Ucu romanında anlatılan Osmanlı kafilesinin Fatih Sultan Mehmed tarafından görevlendirilerek yıkılmak üzere olan Endülüs’e yardım için gönderilmesi işlenir. Kahramanların her biri değişik bölümlerin anlatıcıları olup olayları kendi gözlerinden anlatırlar ve kendileri hakkında okuyucuya ipuçları verirler. Bu bağlamda romanda Deliormanlı Poyraz, Reisül-küttab Eyüp Efendi, Amber, Pinhan ve Geronimo’nun yaşadıklarına şahit oluruz. Geronimo’nun ve Amber’in hikayesi diğerlerinden farklı gerçekleşir. Amber romanın daha başlarında Osmanlı kafilesiyle birleşerek olaylara dahil olur. Geronimo ise Amber’in yarasını iyileştirerek Osmanlı kafilesine katılır. Bu birleşmelerden sonra örgüyü oluşturan olaylar birbiriyle her zaman sıkı bir ilişki içerisindedir.

Roman incelemesinde birbiri ile aynı olmayan açıklamalarada rastlamaktayız. Endülüs’te İslam Cengâverleri’nde karakterlerden biri olan Kont Jülyen’in vatanına ihanet etmesinin sebebi, Kral Rodrik’in iyi bir yönetici olmamasına duyulan kin ve bu kinin sebebi olan Kral Rodrik’in kralı ve kardeşini zehirleyerek öldürtmesi, kurgu zincirinin halkaları olarak gösterilir. Aynı konu Endülüs Şahini romanında Kont Julyanüs’ün vatanına ihaneti anlatılırken, kininin sebebi farklı bir açıklama ile Kral Rodrik’in kızına tecavüz etmesi olarak kurgulanmıştır.

Detaylı olay örgülerinde de görüleceği üzere Endülüs konusu işlenen Türk romanlarında olay örgüleri genellikle içiçe geçmiş olay halkalarının bir araya getiril- mesiyle oluşturulmuştur.

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 53-57)