• Sonuç bulunamadı

3.A.1.1.15 PÎRÎ REİS ENDÜLÜS SEFERİ

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 178-181)

Kemalettin Çalık’ın Pîrî Reis’in“Seyir Defteri ”108 ismini verdiği on kitaptan oluşan tarihi roman serisinin ikincisi olan Endülüs Seferi 2015 yılında basıma girmiştir. Yazar, romanda önce Pîrî Reis’in hayatından kesitler verir. Roman, Endülüs’e düzenlen iki seferin anlatılmasıyla devam eder.

Romanın giriş bölümünde, Pîrî Reis ve amcası Kemal Reis ile ilgili bilgiler verilir. Pîrî Reis babası vefat ettikten sonra amcası Kemal Reis’in himayesinde büyür. Romanda Pîrî Reis, anlatıcı olarak kendi dilinden hayat hikâyesini okuyucuya aktarmaktadır :“Kemal Reis beni klavuz kâtibi olarak atamıştı. Seyir defterini tutacağım için kamaradaki her şeye, bütün eşyaya heyecanla bakıyordum. Denizlerde dolaşırken gidilecek yerleri, görülmedik adaları görecek ve seferlerde yaşadıklarımızı bu deftere not edecektim. Amcam Kemal Reis’in emri böyle idi. Bunlar bir çeşit denizciliğin tarihi olacaktı”

Yeni bölüme geçildiğinde Venedikli, Cenevizli korsanlar ve Saint - Jean şövalyeleri denizlerde hâkimiyet sürmek, Akdeniz’de ticarete engel olmak için her türlü yolu denemektedir. Pîrî Reis, çıkılan seferlerde gidilen yerleri ve yaşananları kaydeder. Üzerinde çalıştığı dünya haritasını şekillendirir. Kemal Reis, denizcilik tarihinde ilk defa gemilere top koyduran kişidir. Kemal Reis’in mürettebatındaki pehlivanlar oldukça donanımlı ve kılıç, lobut, ok yay, kılıç kullanma konusunda ustadır. Sefere çıkan Kemal Reis ve mürettebatı, seferin üçüncü günü Saint-Jean şövalyeleri karşılaşınca, Kemal Reis ne yapmaları gerektiği konusunda bir toplantı yapar. Herkes fikrini söyledikten sonra, akşam saatlerinde saldırıya geçme kararı alırlar. Pîrî Reis hızlarını yavaşlatarak düşmanı şaşırtmanın onları avantajlı konuma getireceğini söyler. Kemal Reis, topların hazırlanma emrini verdiğinde ilk atış düşman geminin direğine isabet eder. Arka arkaya isabetli top atışlarıyla düşman zayıflatılır. Karşı taraftan gelen top atışları isabet edemedikçe denizde taşkınlar oluşur. Gemiler

açığa doğru savrulur. Güneş batmak üzereyken iki tarafın da top atışları durur. Düşman gemisi ağır hasarlar alır. Kemal Reis’in gemisinde ufak tefek hasarlar vardır.

Çatışmanın devam ettiği yeni bölümde Kemal Reis ve mürettebatın becerileriyle zafer kazanılır. Kemal Reis, bekleme kararı alır. Geminin onarımı yapılırken mürettebat son hazırlıkları yapar. İki gemi iyice birbirlerine yaklaştıkların- da akşam olmuştur. Düşman şövalyelerinin zırhları ve gümüş rengi miğferleri Pîrî Reis’in dikkatini çeker. Biraz da ürkütür. İki taraf çarpışmaya başlar. Sütlüceli Ömer’in görevi, tutsak forsaların liderini bularak forsaları özgür bırakmak ve kendi güçlerine katmaktır. Uzun zamandır esaret altında olan forsalar intikam duyguları ile Sütlüceli Ömer’in arkasından atağa kalkıp önlerine geleni denize dökerler. Leventlerle birleşerek şövalyelere göz açtırmazlar. Pehlivan Halil’in şövalyelerin lideri Lorenzo’nun miğferine indirdiği lobut onu etkisiz hâle getirir. Gecenin ilerleyen saatlerinde sessizlik hâkim olur. Allah kelâmını dilinden düşürmeyen Kemal Reis, Allah bize kuvvet ve hız versin sözleri ile zaferini ilan eder.

Zaferle sonuçlanan savaşın ardından Kemal Reis, leventlerini Eğriboz adasında yapmayı planladığı toplantıya davet ederek düşüncelerini onlarla paylaşır. Burak Reis, Kara Ali Reis ve diğer reisler birleşerek büyük bir filo oluşturma fikrindedir. Akdeniz sularında güvenliği sağlamak ve daha büyük seferlere çıkmak için Osmanlı donanmasına katılma kararı alan reisler, bu fikirlerini dönemin padişahı II. Beyazıt’a ulaştırmayı düşünürler. Kemal Reis, gelecek cevabı beklerken Cerbe Adası’nda korsanların kendilerine bir üs kurduğu haberi gelir. Yalovalı Yaşar’a dümeni Cerbe adasına doğru kırmasını emreder. Cerbe adasını ele geçirmeleri Akdeniz sularında daha güvenli bir geçiş, gemilerin bakım ve dinlenmeleri için bir liman sağlayacaktır. Cerbe adasının fethi ve burada kurulan üssün Beled-ül Unnap’a taşınarak orda kurulacak yeni tersanenin yapımıyla roman devam eder. Saint-Jean şövalyelerinin Malta Adası’na sığınmaları sonucu ada fethedilir ve alınan ganimetlerin padişaha teslim edilmesine karar verilir. Sultan II. Beyazıt’ın huzuruna çıkan Kemal Reis, yapılan divân toplantısında alınan kararla, yeni kadırgaların yapımı ve içlerine uzun menzilli topların yerleştirilmesiyle görevlendirilir. Divân toplantısında, Pîrî Reis’den, seferlerde gidilen yerlere ait bilgileri not etmesi ve haritalarını çizmesi istenir. İstanbul’dan Sicilya adalarına doğru çıkılan seferde Sardunya adası, At adası, Cinare

adaları ve Yenişehir Kalesi fethedilir. Korsanların, Korsika Adası’nı üs olarak kullanıldığı haberi gelince Korsika Adası top atışına tutulur. Korsanların gözleri korkutulduktan sonra bir yaz boyu Akdeniz sularında dolaşan Kemal Reis ve tayfası Gelibolu’ya geri döner.

Yeni bölüm başlangıcında II. Beyazıt, Endülüs’ten gelen elçiyi huzura kabul eder. Beni Ahmer’den gelen mektup hiç iyi haberler getirmemiştir. Mektupta Gırnata’nın zulüm gören halkından bahsedilmekte ve yardım istenmektedir. Beni Ahmer’in, yardım talebiyle birlikte gönderdiği kaside sultanı çok duygulandırmıştır. Başvezir Ali Paşa’nın tavsiyesi ile Kemal Reis ve Aydın Reis’in komutasında yeni kadırgaların yapımına ve Endülüs’e sefere çıkılmasına karar verilir. Alınan kararın bir fermanla Kemal Reis’e ulaşmasından sonra İstanbul’a dönen mürettebat bir kış boyu hazırlıklara devam eder. Üç büyük kadırganın inşa edilerek uzun menzilli toplar gemilere yerleştirilir. Erzak temini ile geçen kış ayından sonra, bahar ayının ilk cuması sefere çıkma kararı alınır.

Yeni bölümde Kemal Reis ve Aydın Reis komutasındaki Osmanlı donanması, Endülüs kıyılarına ulaşarak kendilerini saklayacak bir koya sığınırlar. Kemal Reis, uzaktan Endülüs’ü seyrederken bu toprakların 711 yılında Tarık Bin Ziyad tarafından fethinden çöküşüne kadar geçen zamanda yaşanılanları düşünür. Bir zamanlar din-dil ayrımı yapılmadan tüm Endülüs halkı huzur içinde yaşarken, kütüphaneler değerli birçok âlimin eserleriyle doluyken bugün bu eserler yakılmakta koskoca bir medeniyet yok edilmektedir. Halk işkenceyle din değiştirmeye zorlanmakta, kabul etmeyenler öldürülmektedir. Baskı altındaki Endülüs halkı, Osmanlı donanmasını büyük bir sevinçle karşılar. Gemilere ilk önce çocuklar, kadınlar ve yaşlılar alınır. Yaşlılar arasındaki Hacı Ömer, Kemal Reis’le konuşmak istediğini söyler. Kemal Reis’e götürülen Hacı Ömer, ona İspanya topraklarında yaşanan durumu anlatır. Genç, çocuk ve kadınlardan oluşan bir kısım Endülüslünün bir adada hapsedildiğini, onları kurtarmak için ne yapabileceklerini konuşurlar. Sütlüceli Ömer, Pehlivan Halil, Yalovalı kardeşler ve birkaç okçudan oluşan bir grup kurularak adaya doğru yola çıkılır. Portekizli kosanlar ile girdikleri muharebeden galip gelirler. Zindanlardaki Endülüslüleri kurtararak gemilere bindirirler. Kış yaklaşmaktadır, daha fazla Müslümana yardım etmek için zaman kaybetmemeleri gerekmektedir. Kemal Reis,

Fas Limanı’na doğru yola çıkar ilk kâfileyi limanda bıraktıktan sonra birkaç sefer daha yapar. Kış iyice bastırdığı için kışı Fas’da geçirme kararı alırlar. Kış boyunca kadırgaların gerekli bakımları yapılır ve havaların ısınmasıyla tekrar Endülüs’e sefere çıkılır. Bu tarih Endülüs’e yapılan ilk sefer olarak kaydedilecek ve tam üç yıl sürecektir. Üç yıl aradan sonra İstanbul’a geri dönme zamanı gelmiştir.

Romanın sonunda Kemal Reis, tekrar II. Beyazıt’ın divân toplantısına çağrılır. Divân toplantısında önemli iki mesele konuşulmaktadır. Bunlardan biri Rodos şövalyelerinin Akdeniz’de yaptıkları bozgunculuğun deniz ticaretini engellemesi ve nasıl önlem alınması gerektiğidir. Gırnata’da yaşananların Fas, Tunus ve Cezayir için de birer tehlike olduğu ve neler yapılması gerektiği de tartışılan diğer konudur. Toplantıda Kemal Reis, Endülüs için ikinci bir sefer hazırlığı için izin ister. II.Beyazıt, sefere çıkılmasını uygun görür ve “Oradaki Müslüman kardeşlerimize yardım etmeyeceğiz de kime yardım edeceğiz”der. Hazırlıkların tamamlanmasıyla Endülüs’e doğru yola çıkılır. Bu seferde ona 22 kadırga eşlik eder. İlk sefer Rodos’a yapılır ve burada Saint-Jean şövalyeleri ile yapılan muhaberede şövalyeler Saint Pier kalesine sığınmak zorunda kalırlar. Daha sonra rotalarını Endülüs kıyılarına çevirerek İspanyol filosu ile yapılan savaşta onları bozguna uğratarak Malaga şehrine kadar kovalarlar. Bir süre dinlendikten sonra Malaga şehrine yapılan seferle şehri ele geçirerek İspanya kıyılarına geri dönen Kemal Reis ve Aydın Reis böylece İspanyol gemilerinin Mağribe geçmelerini engelleyerek İstanbul’a geri döner.

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 178-181)