• Sonuç bulunamadı

3.A.1.1.6 BİR ENDÜLÜS HİKAYESİ

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 92-107)

Bir Endülüs Hikayesi99, Saliha Nilüfer tarafından kaleme alınmış, roman içinde roman algısı oluşturan farklı bir kurguya sahiptir. Roman kahramanları, yer yer değişik tesadüflerle birbirleriyle karşılaşan, hayattan ve insanlardan kopuk kişilerdir.

Roman kahramanları, Endülüs dönemi İspanya’sından kalma dağılmış bir gizli din örgütünün varisleridir. Ruhlarındaki çalkantıların kaynağı, öz benliklerini bulamayışları, kendilerini bir yere ya da bir topluma ait hissedemeyişlerinden ileri gelmektedir. Zamanda sıçrayışlar ve geri dönüşlerle post-modern tarzda bir anlatımla oluşturulan romanda olaylar 2000’li yıllarda geçmektedir. Kahramanlar, Gırnata,

Sevilla, Barcelona, Rodos, İzmir arasında geçen bir hikayeyi yaşarken, olayların mekanı otel odalarıdır.

C.K., Gırnata’nın dar sokaklarından birine bakan Hotel Del Sol’da gözlerini açar. İki haftadır kendinden habersiz bir şekilde uyumaktadır. C.K. çocukluğuna dair anılarını anımsar. Dedesi öleli iki yıl olmuştur. C.K., çocuk yaşta annesiyle beraber gittiği Kurtuba Ulu Camii’nde bayılarak bir nöbet geçirir. Bu olay sonrasında sürekli aynı kabusu görmeye başlar. Kâbusunda, caminin sütunları arasından fırlayıp onu kovalayan Mağriplileri görmektedir. Bu kâbusu görmemek için uyumak bile istemez. Onu iyileştirmeye çalışan papaz, çocuğun adeta zehirlenmiş olduğuna, ıslahının mümkün olmadığına karar verir. Yaşıtları ve hemcinslerinden farklı bir çocuktur. İyileşmesi umuduyla, dokuz yaşındayken dedesine teslim edilir. Ancak hastalığı iyileşeceğine kronikleşir. Dedesinin yaşadığı yerdeki dağ havası, ona iyi gelmemiştir. C.K., dedesinden kalan mektupların, mühürlerin ve soyağacının tarihle arasındaki köprüyü oluşturduğunu düşünür. Kuzeni Semandro’nun sevgilisi Juanita ile Santander’de bir mağarada buldukları, insanlığın ilk çağlarına ait en eski resimler, kuzeni Semandro’nun ünlü bir arkeolog olmasına C.K.’nın ise tarihe ilgi duymasına neden olur.

Carlos, C.K.’yı Barcelona’da beklerken, o Rodos’a Alicia’nın yanına hastaneye gider. Alicia’ya İspanya’ya gelmesini teklif eder. Alicia teklifi reddeder. Alicia, C.K.’nın “Peşine düştüğüm bütün kayıp ruhları o temsil ediyor.” dediği kişidir. Alicia, 15 yıldır psikolojik rahatsızlığından ötürü hastanede tedavi görmektedir. C.K.’ya göre bu hastalığın adı ‘katıksız tedirginlik’tir. Kardeşinden başka kimsesi olmayan Alicia’nın dedesinden kalan arazi yüzünden kardeşiyle araları iyi değildir. Bölümün devamında Alicia, C.K. ile İspanya’ya gitmeyi kabul eder.

Romanın sonraki bölümünde Carlos, getirdiği fotoğrafları dergi şefi Morrison’a vermek için Barcelona’da arkeoloji enstitüsüne gider. Morris, kolunu kırdığı için Carlos’la asistanı Frieda ilgilenir. Asistana kendisinden istenilen fotoğrafları teslim eder. Asistan, Carlos’u ertesi hafta yapılacak Kadim Mısır Mirası konulu seminere davet eder. Carlos ertesi hafta Kurtuba’da olacağını söyler. Bu sırada C.K., Gırnata Hotel Del’de odasında, çocukken dinlediği masalları, etrafındaki

çocuklara ve öğretmenlerine anlatışını hatırlar. Bu masallar daha sonra kendisine sanrılar şeklinde görünür ve bir hastalık halini alır. Bölümün devamında C.K., Endülüs’le arasındaki gizli bağdan ve Endülüs’e olan özleminden bahseder.

Bir Soyağacı Öyküsü adlı bölümde, Murcia K.’nın yazı dizisi, ‘Murcia’nın Penceresi’ hakkında bilgi verilir. Bu yazı da 12 Aralık 2000 tarihi yazılmıştır. Yazı dizisinin içeriğinde, Endülüs Emevî Devletinin İber Yarımadası’nda egemenliğini kaybeder, Katolik iktidarın gücünü pekiştirmek için 1469 yılında Aragon Kralı Fernando ile Kastilya Kraliçesi İsabel evlenir ve Engizisyon mahkemeleri kurulur. Papa Alexander VI, kraliyet çiftine engizisyon üyelerini atama yetkisi verir. Engizisyon uygulamaları yavaş yavaş yürürlüğe girerken, farklı dinlere mensup dört kişi tarihin akışını değiştirmek için bir araya gelir ve gizli bir topluluğun çekirdeğini oluşturur. Amaryo Sakeleriaus, İbn el Kavi, Abu Meses ben Salem ve Felicia Guiterrez isimli bu dört din görevlisi, üç yıllık çalışmanın sonunda Hristiyan, Musevi ve Müslüman inanışın karması saydıkları ortak bir kitap kaleme alır. Kitap, bir zamanlar bütün Filistin topraklarını ve Afrika’yı gezerek Avrupa’ya gelen, mesih olarak kabul edilen Ben Mahli’nin öğretilerini temel almaktadır. Engizisyon kuralları tamamen yürürlüğe girdiğinde, Yahudilerin, Mağribîlerin İberya topraklarından sürgün edilmesiyle bu dört din görevlisi, misyonlarını gerçekleştirmek için kıtanın dört bir yanına dağılır. Topluluğun üyeleri arasında harita bilimciler, hekimler ve çevirmenler vardır. Topluluğun kurucusu dört kişi, 16. yy.’da ünlü bir ressama kendi tablolarını yaptırır. Birden fazla kopyası olan resmin orjinaline henüz ulaşılamamıştır. Gazeteci Murcia K. Benovalencia, 1492’den sonra kurulan bu topluluğun ve ailelerinin başına gelenleri ve topluluğun sonraki kuşaklarda nasıl şekil aldığını takip etmeye çalışır. Bu durum, tarihçiler, siyaset bilimciler ve gazeteciler arasında tartışma başlatır. Gazeteci Murcia’nın eski kocası Smitis Korbiakis araştırma diye ortaya konan yazıların yüzeysel belgeler olduğunu, Murcia’nın yakında yayınlanacak kitabının tirajını arttırmak için uğraştığını iddia eder.

Carlos, kendisini Mısır’la ilgili seminere davet eden Frieda’nın konuşmacı olduğu seminere katılır. Buradan Kurtuba’ya gitmeye karar verir. Hafta sonunu Kurtuba’da geçirecek bol bol fotoğraf çekecektir. Tren istasyonuna gider, biletini alır

ve öksürük nöbeti geçiren bir adamın yanına oturur. Adam , öksürdükçe burnundan ve ağzından kan gelmektedir. Aralarında geçen sohbette adamın Santander’li, Carlos’un Katalan’lı olduğu anlaşılır. Mendilinde lekelenmeyen yer kalmayan adama Carlos, annesinin saklamakta sebat ettiği kumaş mendillerden birini verir. Adam Gırnata’ya gitmek için yola çıkmıştır. Treni gelen Carlos, adamla vedalaşır.

Sonraki bölüm, C.K. ile Murcia’nın tanışması ile başlar. C.K., Sevilla’da, Hotel Almohades’deyken, bir gece önce barda kocası tarafından beş parasız halde barmenlere bırakılan Murcia kapısına gelir. C.K., önceki gece, Murcia’ya yardım ederek onu oteline bırakmıştır. Murcia, C.K.’ya borcunu ödemek ister ve kartını verir. Rodos’a yolu düşerse mutlaka uğramasını ister. C.K., Yunanistan’a gitmeyi planladığı sırada gerçekleşen bu karşılaşmanın bir işaret olduğunu düşünür.

Romanın devamında, Carlos ve C.K.’nın tekrar karşılaşmaları anlatılır. Carlos, Barcelona’da evinin önüne geldiğinde Frieda’nın ona bıraktığı notu görür. Frieda notunda, Carlos’a onu günlerdir soran adamdan bahseder. İstasyonda mendilini verdiği adam Carlos’la görüşmek istemektedir. Carlos, kendisini arayan bu adamın Mağripli bir kaçak olduğunu düşünür. Adamla görüşeceğini Frieda’ya bildirir. Frieda’yı eski flamenko kulüplerinden birine götürmek istediğini söyler ve bir gece çıkmayı teklif eder. Frieda teklifi kabul eder ve Carlos’u arayan hasta adama Carlos’un onunla görüşeceğini söyler.

C.K., kendisiyle gelmesi için ikna ettiği Alicia ile Hotel Almohades’e gider. İçkiyi fazla kaçıran Alicia’nın geçirdiği sinir krizi C.K.’ yı kötü etkiler. Otelden çıkıp, iki gün sonra geri döner. C.K., Nasa’da çalışan ve Amerika’dan tatile gelen yeğeninin keşiflerini görmeye gittiği geceyi hatırlar. C.K’nın evden ayrıldığı o gece dedesinin kapısını bir yabancı çalar. Dedesinin anlattığı hikaye şu şekildedir :

1960 yılında C.K.’nın dedesi, devlet kurumunda tercümanlık yapmaktadır. Kurumda, General Franco’nun emriyle birtakım tarihî belgelerin, arşiv bölümünde yakılması olayına şahit olur. Belgeleri yakmakla görevli Agusto’yu takip eder ve kazan dairesinde bu işi yapmaya kendisinin gönüllü olduğunu söyler. Agusto’nun elinden aldığı belgelerin bir kısmını yurt dışındaki müzelere satmak için saklar. Bu durum, karısı ve oğullarıyla arasını açınca da bir dağ evinde inzivaya çekilir. Geveze

Agusto’nun ağzından bir şey kaçıracağı korkusuyla yaşar. Bir gece, kapısı bir Yunanistanlı tarafından çalınır. Bu Yunanistanlı ona klasik döneme ait bir ressamın tablosunu gösterir ve resmin sağındaki papazın C.K.’nın dedesinin atalarında biri olduğunu söyler. Dedesi bu iddiayı gülünç bulur.

Romanın devamında, yazar Saliha Nilüfer, Sebastian Knight tarafından yazılan Bir Endülüs Hikayesi’nin şifrelerini çözmeye çalışmaktadır. Nilüfer, kendi oluşturduğu romanın dışına çıkarak onu bir başkası yazmış gibi analizini yapar. Yazar, Endülüs Hikayesi’ni bir türe bağlı kalmamasıyla bir yan metinler toplamı olarak adlandırır. Romandaki karakterlerin her birinin kendi yolculuğunun hikayesini oluşturduğunu savunur. Roman 15. ve 16. yüzyıllara ait mektupların okuyucuya aktarılmasıyla devam eder.

Venedik’ten Kurtuba’ya gönderilen I.mektup (1494 Mart)’ta, Venedik’teki Amarya Sakeleriaus tarafından Kurtuba’daki Amaryo’nun “Azizim” diye hitap ettiği Ferdinand’a yazılmıştır. Amaryo Ferdinand’ın verdiği kâğıtlar sayesinde sınırı sorunsuz geçtiğini, rahatının yerinde olduğunu, dostlarını özlediğini söyler. Ferdinand’ın kilisedeki rolünün onlar için önemli olduğunu belirtir. Sağlığının iyi olduğunu, İbn el-Kavî’nin her derde deva terkipleri sayesinde sıhhatini muhafaza edebildiğini söyler. Fransiskenlerden birkaç sağlam bağlantıyla görüşeceğini, Alcantra’nın adamlarının tüm kiliselere sızdığını, bu adamların başlatılan uygulamalara karşı olduklarını ancak farklı bir şey yapacaklarını sanmadığını dile getirir. Yeni dünya konusundaki düşüncelerini saklamasını ister. Bu düşünceleri Salamanca’nın kürsüsünden açıkça savunacakları günlerin geleceğine inandığını vurgular. Üç gündür Pico Della Mirandola’nın, hapishaneden çıktığından beri veba olduğuna dair dedikoduların dolandığını ancak kendisinin buna ihtimal vermediğini belirtir. Mirandola’nın iki öğrencisinin tezlerine sadık kalacaklarını açıkladığını, bu dokuz yüz tezin bir el yazması kopyasını almaya çalışacağını söyler. Görüşebildiği takdirde Mirandola’nın da onları destekleyeceğinden emin olduğunu dile getirir. Doğum yapan senyoraya selamlarını iletirken Ferdinand’ın yeni doğan bebeğin vaftizini elleriyle yapmasını ister. Mektubu kardeşi aracılığıyla Ferdinand’a gönderecektir. Bu sebeple kardeşi için de bir mektup kaleme alır.

Amaryo, kardeşine Ferdinand’a iletmesini istediği mektubu söyler. İspanya Krallığı’nın Yeni Dünya’da yaptığı söylenilen korkunç şeylerin doğru olup olmadığını gelişmelere dair bilgisinin bulunup bulunmadığını sorar. Katolik Fernando’nun işbirlikçilere uyguladığı ağır cezalardan korunması için kardeşiyle irtibatını gizli kalmasını söyler. Kendilerine gönderdiği aracıyı karşılarken üzerlerinde piskoposluğa ait bir işaret bulunmamasını ister. Kendisinin de Sicilyalı hırsızların kılığında gezdiğini belirtir. Piskoposluk Venedik seyahatlerini onaylarsa kendisini önceden haberdar etmelerini, böylece onlara kalacak yer ayarlayabileceğini belirtir. Karısı ve oğlu Alberto’nun iyi olduğunu kardeşine bildirir.

Kurtuba’dan Venedik’e gönderilen ikinci mektup (Mayıs 1520), Don Ventralico Sakeleriaus tarafından, Amaryo Sakeleriaus’un oğlu’na yazılan mektuptur. Mektupta Don Ventralico, kuzenine İspanya’da Kardinal Adrian’ın bütün muhalif görüşleri yok etmek için girdiği çalışmaları, insanların tahkikata uğramasını ve ortadan kaybolmasını, huzurun ve güvenilirliğin tamamen yok olduğunu anlatır. Yeni Dünya’ya gideceğini, orada yaşananları gözüyle görmesi gerektiğini, Carlos V’nin itaatkar neferlerinden biri olacağını açıklar ve ekte Abu Moses’in oğlunun Alberto’ya yazdığı mektubun olduğunu bildirir.

Toledo’dan Venedik’e gönderilen üçünçü mektup’ta (1520), Abu Moses’in oğlu Almahar Sabin Salem, Alberto’ya yazar. Kuzeni Florencia ile evlendiğini dolayısıyla artık kuzen sayıldıklarını iletir. Alberto’nun babasının açtığı yolda ilerlediklerini bildirir. Florencia’yı deliler gibi sevdiğini, evliliklerinin İspanya’nın o gülen eski yüzünü geri getirmesini umut ettiklerini bildirir. Krallığın, harita çizmeyi onlara öğretenleri linç ayinleriyle yok ettiğini anlatır. Venedik’te sığınmacı olmak isteyen arkadaşı İsaac için yer bulması hususunda Alberto’dan yardım ister.

Mektupların sonlanmasından sonra roman tekrar olay akışına döner. Carlos, Barcelona’da izinden dönen Morrison’la konuşmaktadır. Bütün konuşmalar ve odadaki insanlar Carlos’a oldukça saçma ve sıkıcı gelir. Konuşulanları dinlemekten çok kafasının içinde bu odaya, insanlara ve konuşulanlara dair absürd monologlar oluşturmaktadır. Carlos, ertesi hafta pazar günü Kurtuba’da açılacak sergiye gelmek isteyen olursa davetiye gönderebileceğini ifade eder fakat kimse oralı olmaz. Carlos

bu sırada Flamenko’ya davet ettiği Frieda’ya bakar. Bölüm, roman kahramanlarından Cuertas’ın, Sicilya’da yaşayan teyzesi Matilda’nın yanına ziyarete gitmesiyle devam eder. Cuertas’ın annesi ve teyzesi aynı bölgede yaşamasına rağmen Cuertas, üvey babası yüzünden annesini uzun süredir görmemiştir. Matilda’nın uzun zamandır görmediği Cuertas’a serzenişleri sonucu Cuertas İspanya’da olduğunu, İspanyolca tersten de okunabilen bir kitap yazdığını söyler. Bölüm Cuertas’ın yıllardır hiç değişmeyen teyzesi, onun evi ve eşyaları hakkındaki düşüncelerinin anlatılmasıyla devam eder ve sona erer.

Tekrar mektuplara dönüş yapılan bölümde, Venedik’ten Kurtuba’ya gönderilen Mektup (1540), Alberto Sakeleriaus tarafından Don Ventralico’ya gönderilmiştir. Alberto mektubunda, hakkında çeşitli rivayetler duyduğu Ventra- lico’nun yaşamasına ve kendilerinin yanında yer almasına ne kadar sevindiğini dile getirir. Avrupa’nın her yerinde İspanya’nın Yeni Dünya’da yaptıklarının konuşulduğunu, İspanya’nın lanetli krallık ilan edildiğini anlatır. Birçok din adamının, Katolik iktidarın kendilerini kullandığını dile getirmeye başladığını, barıştan dem vurduklarını anlatır. Alberto, Don Ventralico’ya Venedik’e gelebilmesi için yardımcı olabilecek birtakım kişilerin adreslerini vereceğini bildirir. Bunlar eski bir haham, Senyora Nasi ve el-Kavîler soyundan şifacı bir ailedir. Yeni Dünya’dan getireceği notlar ve günlüğü için bir yer ayarlamış olduğunu, Bettona Köyü’nde buluşmalarının uygun olduğunu söyler. Fransisken’lerin çoğunlukta olduğu bu dağ köyündeki manastırda birkaç hafta rahatsız edilmeden konaklayabileceklerini anlatır.

Kurtuba’dan Venedik’e gönderilen diğer bir mektup (1560), Contraido Sakeleriaus tarafından Semandro’ya gönderilmiştir. Contraido, önceki gece kraliyete bağlı olduklarını düşündüğü siyah maskeli muhafızların evlerini bastığını, bütün evi talan edip babasının Yeni Dünya’ya ilişkin anılarını, notlarını, toparladığı belgeleri, Aztek Uygarlığı ile ilgili yazdığı beş ciltlik kitabı aradıklarını söyler. II.Felippe’nin tüm müsveddelere derhal el konulup, incelenmesini emrettiğini anlatır. Kralın muhafızlarına babasının son seyahatinde yakalandığı hastalık sebebiyle civa banyosu yapabileceği bir kaplıcaya gittiğini söylemesi üzerine muhafızların çıkıp gittiğini anlatır. Yeni Dünya fatihlerinin yerlilerden kaptığı frengi hastalığı bütün ülkede korkuya sebep olmaktadır. Kurtuba’da her şeyin gittikçe daha kötüye gittiğini,

konversoların durumlarının çok zor olduğunu belirtir. Osmanlı’ya kaçışın pek çok kişi tarafından düşünüldüğünü belirtir. Babasını gördüğünde ona içinin rahat olmasını, el yazmasının en son kopyasını Fransiskenlere gönderdiğini söylemesini ister.

Romanda tekrar olaylara dönüş yapılır. Murcia, Rodos’ta bir gece önceki eğlencede içkiyi fazla kaçırdığını ve sürüklenerek eve getirildiğini anımsar. Daha sonrasında bulunduğu duruma ve kocasıyla ilişkilerine dair bir iç monoloğa başlar. Kocasıyla arasındaki ilişkinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissetmektedir. Yaşlandığını düşünmekte, âşık olmadan, kitabını yazamadan tükenip gittiğini hissetmektedir.

Murcia’nın, yaşadıklarından romanın asıl kahramanı C.K.’ya dönüş yapılır. CK. Sevilla’da Almohades otelinde savaşta yıkıma uğramadan bu kentin nasıl sağlam kaldığına hayret eder. Arap mimarîsinin muhteşem inceliği ve sokak başlarında işlenen estetik maskeli cinayetleri düşünür.

C.K. Alicia’nın ölümünden sonra, Temmuz ayında İzmir’e gelir. Yıllar önce Kurtuba’da tanıştığı ressam adayı Türk S., onu havaalanında karşılayacaktır. Bir Türk olarak Endülüs’e özel ilgi duyan S., resim derslerinden kazandığı parayla kendine bir reklam şirketi kurmuştur. C.K., uçaktan indikten sonra kendini kötü hisseder. Yaklaşmakta olan öksürük krizi onu zora sokar. Güçlükle pasaport kontrolünü geçtikten sonra ciddi bir öksürük kriziyle kendinden geçer. Kendine geldiğinde S.’nin onu merak etmiş olacağını düşünür.

C.K., havaalanındayken Carlos, Barcelona’da bir kafede Frieda ile buluşur. Frieda, Carlos’a kendinden bahseder. Frieda, Yahudi olduğunu, Alman komşuları Kolet teyzenin, onları sahte evraklar düzenleyerek sakladığını ve anne babası ölen Frieda’yı büyüttüğünü anlatır. Üniversiteden bir senelik değişim programı kapsamında İspanya’ya geldiğini, Mısır arkeolojisi üzerine yaptığı tez çalışmasını anlatır. Ertesi hafta Kurtuba’da yapılacak sergide buluşmak üzere ayrılırlar.

C.K.’nın aylar önce Hotel Del Sol’e gitmesi ve ressam arkadaşı Miro’yu ziyaret etmesinin anlatımıyla roman devam eder. C.K., Miro’dan bir resim yapmasını ister. Bu resim C.K.’nın Rodos’a giderken armağan olarak götüreceği resimdir. Resmi

yapabilmesi için Yahudilerin o dönem Venedik’teki giyim tarzını ve Arap hekimlerinin portresinin olduğu kaynakları Miro’ya verir. Cebinden çıkardığı mendilin ucundaki işlemeyi de resme mühür gibi işlemesini ister. Bir buçuk ay önce C.K., Hotel del Sol’da çalışmak üzere odasında, dedesinden kalma arşivleri masasına yerleştirir. Bu sırada ani bir öksürük krizine tutulur ve banyoya giderek başını soğuk suya sokar. Dinlenmek için kendini yatağa attığında cebindeki mendili çıkarır. Bu mendili geçmiş gecelerden birinde tren istasyonunda ona veren fotoğrafçıyı hatırlar. Mendilin ucunda kedi başına benzeyen bir işleme mevcuttur. Elindeki mendili belgelerin yanına koyup ışığa tuttuğunda belgelerdeki işaretle aynı olduğunu görür. “Contradio” diye sevinç çığlıkları atar. Fotoğrafçıyı hemen bulması gerektiğini düşünür.

Bu maziye dönüşün ardından yaşanılan ana dönülür. C.K., Almohades Oteli’nde, odada kendisi hakkında özeleştiri yapmaya başlar. Kendini, dedesinin bulaştırdığı saçmalıkla yollara düşen bir modern zaman soytarısı olarak adlandırır. Alicia’yı peşinden sürüklemek, Carlos’u arayıp bulmak, dedesinin arşivinin peşinden gitmek ve o tabloyu yaptırmakla saçmaladığını düşünür. Dedesinin kapısına Yunanistan’dan gelen ziyaretçi hikayesine devam eder. Yunanistan’dan gelen ziyaretçi, önce Madrid kütüphanesine gitmiş ve Agusto, adama dedeyi bulmasını tavsiye etmiştir. Yunanlı ziyaretçinin adı Abraham’dır ve kayıp arşivlerden söz etmektedir. C.K.’nın dedesi, arşiv lafını duyunca Abraham’ın Alcantra casuslarından olduğunu düşünür ve ona ters davranır. Alcantra casusları silaha sarılmayan Abraham, yanıldığını dedeye ispat eder. Abraham’ın anlatmaya başlayacağı masal, dedeyi yüzyıllar öncesindeki bir masalın içine çekecektir.

Roman tekrar bir geri dönüş anıyla devam eder. C.K., Murcia’nın kardeşi Alicia’yı tanıdığı ve onu hastanede ziyaret ettiği güne döner. İspanya’da C.K., Murcia’yı bardan sarhoş olarak alıp evine bıraktığı zaman Murcia, C.K.’ya kardeşi Alicia’dan bahsetmiştir. C.K., Alicia’ya birtakım sorular sormak ister ancak kronik melankoli ve manik depresyon teşhisi konulan kadının kafasını yanıtını bulamayacağı şeylerle karıştırmaktan korkar. Bölümde C.K.’nın Alicia’ya ne zamandan beri âşık olduğunu kendi kendine sormasıyla devam eder.

Yeni bir bölüm başlığı altında Carlos ve Frieda’nın buluştukları geceye dönülür. Carlos ve Frieda Kurtuba’da Flamenko yapılan bir gece kulübüne gider. Carlos’un kulüpteki Lola isimli dansçı kadınla samimiyeti Frieda’yı kıskandırır. Lola, sahnede iki erkekle dans etmektedir. Carlos kalkıp Frieda’nın yanına gelir ve kulağına fısıldayarak dans etmek isteyip istemediğini sorar. Bu beklenmedik teklif Frieda’yı oldukça şaşırtır. Böylece ilişkilerine ilk adımı atmış olurlar.

Carlos ve Frieda’nın gecesine burada ara veren yazar tekrar C.K.’ya döner. C.K., toplantı için gittiği Rodos’ta Murcia ve kocası Simitis’le görüşür. Murcia ve C.K. Yunanistan’da katılacağı toplantı hakkında konuşur. Sosyal Bilimler Akademisi’nden arkadaşı Martinez’in yaptığı araştırma sayesinde, aylar önce tanıştığı Murcia’nın, toplantı için irtibat kurabileceği kişilerden biri olduğunu öğrenmiştir. Murcia ve kocasıyla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kalır. Kadın da kocası da bu gizli topluluk hikayesine değer vermez. Murcia ile konuşmasında kız kardeşi Alicia’dan bahseder. Murcia, Alicia ile C.K.’nın iyi arkadaş olabileceğini ve Alicia’nın İspanya’ya C.K. ile beraber gideceğini öğrenince tepki verir. Bölüm, üç gün öncesine geri dönerek devam eder. C.K.’nın dedesi Boldos Senzilarus ile Abraham, Abraham’ın getirdiği ve dedenin atalarına ait olduğunu söylediği resme bakmaktadır. Resimdeki kadının başındaki mendilde yer alan, tersten bakınca kedi başına benzeyen motif dikkatini çeker. Bu motif, resmin kenarında da vardır. Abraham, resimdeki Hristiyan

Belgede Türk romanında Endülüs (sayfa 92-107)