• Sonuç bulunamadı

2 1 Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası

G. Hizmette Halka Yakınlık/Aşamalı Sorumluluk İlkesi:

VII. Üyelik Süreci’nde Türkiye ve Sosyal Politika

Türkiye’nin 1963 Ankara Anlaşması’yla başlayan ve 50 yıla varan AB yolculuğunda sosyal politika alanı, aslında oldukça az ele alınmış ve çoğu zaman işçilerin serbest dolaşımı çerçevesinde dile getirilmiş bir olgudur. Ça- lışma saatleri ve izinler açısından yasal düzenlemelerle bir takım haklar ge- tirilse de halen bir uyumsuzluk vardır. Aslında yasal düzenlemelerden daha da fazla sorunlar en fazla uygulamalarda göze çarpmaktadır. Mesai saatleri, işyeri sağlığı ve güvenliği alanı ve özellikle kadın erkek eşitliği konusunda Türkiye uygulamaları ile AB müktesebatı arasında oldukça önemli farklı- lar vardır.

2005 Katılım Ortaklığı Belgesi sosyal politika alanında Türkiye’nin kısa vadeli hedeflerini, kadın hakları, sendikal haklar, sosyal diyalog ve AB ile işbirliği ve çocuk işçiliği problemi şeklinde tanımlamıştır. Orta vadeli he- defler ise, AB müktesebatının aktarımı, idare ve yürütme yapılarının güç- lendirilmesi, ulusal bir istihdam stratejisinin geliştirilmesi, sosyal katılım konusunda ulusal bir stratejinin saptanması ve sosyal korumanın daha da geliştirilmesi şeklinde açıklanmıştır.

Sosyal politika ve istihdam alanındaki AB müktesebatının etkili bir şe- kilde uygulanabilmesi Türkiye için müzakere sürecinin bir parçası olmakla beraber, aslında hedef Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için süre- cin ötesinde önemli adımları içermektedir. Özellikle sosyal politika alanında sosyal dışlanmaya karşı mücadele ve sosyal diyalog ve katılıma yapılan vurgu, toplumsal barışın ve refahın sağlanması açısından oldukça gereklidir. Bu yönde sosyal politikanın geliştirilmesi Türkiye için önemli kazanımlar sağlar.

Sonuç

Günlük hayatımızı birçok yönden etkileyen sosyal politika alanında, devletler yasaları ve uygulamaları ile belirleyicidir. AB, Avrupa’nın tarihsel

gelişimi çerçevesinde topluma eşit vatandaşlar olarak katılmanın önündeki engelleri kaldırmayı hak vurgusu üstünden tanımlamış bir geleneğin örnek- lerini içinde barındırmaktadır. Bu bağlamda da ulus ötesi bir kurum olarak AB, ‘Sosyal Avrupa’ yönünde ilerleyebilirse, giderek küreselleşen bir dün- yada insanca yaşam için gereken asgari koşulların sağlanması için önemli bir rol oynayabilir.

Kaynakça

Aykaç, M. (2002) ‘Avrupa Birliği Sosyal Politikası: Muğlâk Geçmiş ve Tartışmalı Gelecek’, M. Aykaç & Z. Parlak (der.) Tüm Yönleriyle Türkiye-AB

İlişkileri içinde, İstanbul, Elif Kitapevi Yayınları.

Çelik, A. (2006) AB Sosyal Politikası: Uyum Sürecinin Uyumsuz Alanı İstanbul: Kitap Yayınevi.

Dearden, S. (2005) ‘Social Policy’, F. McDonald & S. Dearden (der.),

European Economic Integration içinde, Essex: Pearson Education Limited,

Prentice Hall.

Giddens, A. (1994) Beyond Left and Right: Future of Radical Politics, Cambridge: Polity.

Koray, M. ve Çelik A. (2007) Avrupa Birliği ve Türkiye’de Sosyal Diya-

log, Ankara: Belediye-İş Yayınları.

Manning, N. (2007) ‘Turkey, the EU and Social Policy’, Social Policy

and Society, Cilt 6, Sayı 4, s. 491–501.

Purdy, D. (2001) ‘Social Policy’, M. Artis & F. Nixson (der.), The Econo-

mics of the European Union içinde, Oxford: Oxford University Press.

Seyyar, A. (2002) Sosyal Siyaset Terimleri (Ansiklopedik Sözlük) İstan- bul: Beta Yayınları.

Lizbon Süreci Bilgilendirme Toplantısı Raporu (2006) http://digm.meb. gov.tr/belge/AB_LizbonSureciYeni.html

İlgili Web Siteleri

AB Kavramları Sözlüğü, İKV

http://ikv.org.tr/sozluk.asp?bas_harf=İ&anahtar=&sayfa=&id=1239 Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği (2006) ‘AB’de Sosyal Politika ve İstihdam’, http://www.deltur.cec.eu.int/ABde_Sosyal_PolitikaIstihdam.html

2.7 Çocuk Hakları ve Çocuk Haklarına İlişkin

Avrupa Birliği (AB) Politikaları

Ayşe Beyazova ve Gözde Durmuş

Anahtar Kelimeler: Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme,

European Children’s Network, Avrupa Sosyal Şartı, Çocuk İşçiliği, Çocuk Yoksunluğu, Çocuk Sağlığı

Günümüzde alınan kararlardan en uzun dönemli etkilenecek olup da şu anda bu kararların alınmasında en az söz sahibi olan gruplardan biri, çocuk- lardır. Öyleyse çocuk olmak, hem geleceği kurmaktan sorumlu olup hem de geleceği de etkileyecek kararlar alınırken sözü yetişkinlere bırakmak anla- mına mı geliyor?

AB’nin 2011 tarihli araştırmasında 15–17 yaş grubundaki gençlere ço- cuk olmanın olumlu ve olumsuz yanları sorulmuş. Çocuklardan gelen yanıt- lar gösteriyor ki; gençler çocuk olmanın olumlu yanlarını; eğlenmek, baskı ve sorumluluktan uzak ve özgür olabilmek, birilerinden destek alabilmek ve teknolojinin pozitif etkilerinden daha kolay yararlanabilmek olarak görüyor- lar. Yetişkinlerin çocuklara güvenmemesini, başarılı olma baskısı ve stresini, kendi yaşamlarına ilişkin kararlarının kısıtlanmasını ise olumsuz olarak de- ğerlendirmişler. Siz ne dersiniz ‘çocuk olmak’ konusunda?

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme (ÇHS), 1989

Çocuklar, sadece çocuk olduklarından dolayı koşulsuz olarak haklara sa- hiptir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünyadaki bütün ço- cukların sivil, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel haklarının korunması için minimum standartlar koyan ve hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası sözleşme olma özelliğine sahiptir. Ayrıca çok önemli bir başka özelliği dün- yadaki neredeyse tüm ülkelerin Sözleşmeyi kabul etmiş ve kendi yasalarına dâhil etmiş olmasıdır. 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafın- dan imzaya açılan Sözleşme, 1990’da Türkiye tarafından imzalanıyor, 1994

yılında mecliste onaylanıyor ve yürürlüğe giriyor. Türkiye, Sözleşme’de yer alan tüm hakları çocuklara sunmak için irade kullanmış oluyor.

“Bu devletin en çok çalışan kişilerinden olan çocukların yarınlarda da işi çok zor. Çünkü her fırsatta yarınlar çocukların deniliyor. Bence hem yarınlara hem de bugünlere bakalım. Umarım yarınlar hepimiz için daha güzel olur.”

11 yaş, Bakırköy-İstanbul

Kaynak: Değirmencioğlu, S.(2005), Sesimi Duyun "Benim de sesim var", Ankara, Kök Yayıncılık.

Türkiye’nin ve dünyadaki tüm ülkelerin imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme şöyle diyor: “18 yaşına kadar herkes çocuk sayılır. Ve Sözleşmeye taraf olan her devlet bu hakları kendi sorumluluğunda bulunan tüm çocuklara tanımayı taahhüt etmiştir.” Sence bugünkü sınırla-

rını temel alırsak AB’de kaç çocuk yaşıyor olabilir? Ya da Türkiye’de? AB’de

2012 yılında yaklaşık 94 milyon çocuk yaşıyor. Aynı yılda sadece Türkiye’de yaşayan çocuk sayısı ise 22 milyon 600 bin. Yani, Türkiye’de yaşayan her üç kişiden biri çocuk, Avrupa’da ise 10 kişiden biri. Peki, sence bu rakam-

lar AB’nin çocuk hakları politikalarıyla ilgili bize neler söylüyor olabilir? Neden zaten insan hakları varken, bir de çocuklar için tanımlanmış bir haklar kümesi vardır?

Bu soruya, bir kaç adımda yanıt bulabiliriz. Önce, çocuklar gibi hakları ayrıca tanımlanmış olan grupları düşünelim. Kadınlar, azınlıklar, mülteci- ler, engelliler... Hepsi de toplumda çeşitli olanaklar bakımından geri bırakı- lan, ayrımcılığa uğrayan kesimlerdir. Tüm insanların hakları olduğu kabul edildiği halde, bazı gruplar tüm haklardan eşit düzeyde yararlanamayabilir. İşte bu grupların hakları özel olarak tanımlanır. Çocuklar da bu gruplardan biridir. Çocuklar yaşama başkalarına bağımlı olarak başlayan, tüm yaşam- ları boyunca gelişim sürecinde ilerleyen bireylerdir. İşte bu nedenlerle ço- cukların hakları ayrıca tanımlanır.

Bu makalede, AB’de özellikle çocukların yaşamlarını ve haklarını etki- leyen düzenleme ve uygulamalardan bahsediyoruz. Avrupa’da yoksulluk, ço- cuğa yönelik şiddet, göç, doğanın tahrip edilmesi gibi süregelen pek çok sorun çocukların yaşamını direkt veya dolaylı olarak etkiliyor. AB genişledikçe AB ülkeleri arasında çocuk haklarının korunma düzeyi bakımından farklılıklar

artıyor. Sonuçta AB’nin çocuk hakları açısından gittikçe daha geniş bir yol kat etmesi gerekiyor. Avrupa’da Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi gibi doğrudan politika üreten ve uygulayan merkezi resmi kurumların yanı sıra uygulama, izleme, değerlendirme ve raporlama yoluyla çocuk politikaları- nın gelişimine katkıda bulunan birçok sivil toplum kuruluşu var. Tabii bun- ların seslerini daha kuvvetli duyurabilmek için bir araya geldikleri ağlar ve platformları unutmamak lazım! Tüm bu kurumların ortak çabalarıyla AB’de çocuk haklarına ilişkin politikalar tanımlanıyor, korunuyor ve geliştiriliyor. European Children’s Network (EURONET): AB’de çocuk haklarına yö- nelik kampanyalar yürüten örgüt ve ağların koalisyonudur. AB’de çocuk işçi- liği, çocuk sağlığı, çocuk katılımı, aile desteğinden yoksun çocuklar, mülteci ve refakatsiz bırakılmış çocuklar, çocuk haklarının izlenmesi ve raporlan- ması, çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenmesi gibi çeşitli konularda çalı- şan, farklı ülkelerden 20’yi aşkın örgütün bir araya geldiği EURONET, AB’de çocukları etkileyen tüm yasalar, politika ve programlarda çocuk haklarının dikkate alınmasının önemini savunuyor.