Romantizm Dönemi Polonya
Edebiyat
Romantik diğer yazarlar
• Henryk Rzewuski
•
• Renkli kişiliği ile tanınan Rzewuski ( 1791 – 1866 ), Polonya’nın , daha bölünmeden önce yıkıldığını düşünüyordu.
Geçmişe hayrandı; özellikle “Sarmat ” düşüncenin tutkulu bir taraftarıydı. Polonya için tek çıkış yolunun, Çarın ve Büyük Rusya’nın egemenliğine girmek olduğunu düşünüyor, Panslavizme inanıyordu. Çarın sadık bir hizmetkarı olarak,
“Tygodnik Petersburski” (Petersburg Dergisi) adlı Polonya dergisindeki yazılarıyla, tüm bağımsızlık düşleriyle acımasızca alay ediyordu.
• İlk kitabı “Bay Seweryn Soplica’nın Anıları” (Pamiatki Pana Seweryna Soplicy) 1839’da Paris’te yayımlandı. Polonya edebiyat için önemli olan gawęda türünde bir eserdi. Gawęda, epik bir türdür. Koşuklu, ya da düz yazı olarak yazılır.
Bir olayın tanığı ya da katlımcısı olan yaşlı, deneyimli bir anlatcı ( narrator ), özgür, kuralsız bir konuşma havasında başından geçen ya da tanık olduğu olayı anlatr. Bu tür, arkadaş toplantları sırasında anlatlan öykülerden türemiştir.
Sarmat kültürü temelinde gelişmiş, biçimlenmiş, XIX. yüzyılın ilk yarısında çiçek açmıştr. Bu türe, Polonya edebiyatnda daha sonraki dönemlerde de rastlıyoruz. Şiirsel gawędalara da rastlanır. Wincenty Pol ’un “Mohort”, Wladyslaw
Syromkola’nın “Soylu Jan Dęboróg” (Urodzony Jan Dęboróg) adlı eserleri buna örnek oluştururlar. XX. yüzyılda Ksawery Pruszynski, Melchior Wańkowicz, K. Brandys’ın bazı eserlerinde bu tür kullanılmıştr. Witold Gombrowicz’in “ Trans – Atlantyk ” adlı eserinde ise bu türün parodisi yapılmıştr. Jan Chryzostom Pasek bu türü “ Pamietniki ” adlı eserinde yeniden diriltmişti. Rzewuski ise bu geleneği devam ettirdi ve yeni yüzyıla uyarladı. “ Bay Seweryn Soplica’ nın Anıları ” , gülmeceli bir dille “ her şey eskiden, şimdikinden daha iyiydi ” düşüncesini anlatr. Yabancı patentli her şeye karşıdır ve düşmandır.
• İkinci eseri “ Listopad ” (Kasım’da) da yine XVIII. yüzyılın politik ve toplumsal panoraması verilir. Baroksu bir anlatm ve gülmece ile sarmalanmış söylem, “Kasım’ı” bir önceki eserin üslup olarak devamı gibi gösterse de, bu yeni eseri, gawęda türünden daha çok, tarihi roman havasındadır.
• Ignacy Chodźko ve Zygmunt Kaczkowski
• Ignacy Chodźko (1794 – 1861) gawęda türünün bir başka
temsilcisidir. Lituanyalı küçük soyluların öykülerini anlatr. “ Obrazy Litewskie ” ( Lituanya Manzaraları ) adlı eserinde, Nieman ve
Willia ırmakları kenarında geçen yaşamların ilginç tadı hissedilir.
•
• Zygmunt Kaczkowski (1825-1896), “ Powieści ostatniego z
Nieczujów “Son Nieczujaların Anıları” adlı öykü serisinde, “Bay Soplica” nın üslubunu kullanır. Bu eser de XVIII. yüzyılda geçer.
•
•
• Jozef Ignacy Kraszewski
• Kraszewski (1812-1887), Polonyalı yazarlar içinde en çok ürün veren yazar olarak ünlenmiştir.
Maria Janion, Kraszewski’nin, şiirin görevini romana taşıdığını belirtiyor; yazarın, romantizmin tüm dilemmalarından ( ikircik ), sözcük dağarcığından, konularından yararlandığını ve bu hazır karışımı Zeromski’ ye sunduğunu iddia ediyor.
• Edebiyat eleştirmeni Janion, bu iddiasında haklıdır, çünkü Kraszewski pozitivist romancıların öncüsü de sayılabilir. Yazar, XIX. yüzyıldaki edebi rolünü “günlük ekmeğin pişiricisi” olarak tanımlamıştr. Pozitivizm dönemi geldiğinde ise, bir öncü olarak tanınmıştr.
• Kraszewski çok ürün vermiştir dedik. Yüzlerce roman, öykü, onlarca drama, anı, gezi kitabı,
Polonya ve Lituanya tarihini, kültürünü, dilini anlatan onlarca kitabın yanı sıra, şiir kitapları, çeviri eserleri ve gazetelere yazdığı sayısız köşe yazıları vardır. Dostlarına, akrabalarına yazdığı
mektupların her biri de birer sanat eseri olarak sayılır. O dönemde pek çok ünlü yazar, eserlerini yazıcılara yazdırırdı. Kraszewski‘nin tüm yazılarını tüy kalemiyle kendisinin yazdığı söylenir.
Kraszewski’nin nasıl çalıştğını Brzostowski’den öğreniyoruz: “Tüm çalışmasını, gecede dört beş saat içinde yaptğını söylersem, muhtemelen bana inanmayacaksınız. Akşamları, saat sekiz buçuktan, on ikiye ya da bire kadar yazar, sonra da uykuya yatmadan önce yeni yazarlardan okurdu. (…) Akşam çayından sonra, yanına kimseleri kabul etmez, ciddi anlamda yazmaya koyulurdu
• Kraszewski‘nin yaşam öyküsü de çok ilginçtir. Yazar, Varşova ‘da doğdu. 1829 ‘da Vilna Üniversitesine girdi. Babasının arzusu üzerine edebiyat okudu. 1830’da gizli bir
derneğe üye olduğu için tutuklandıysa da, daha sonra serbest bırakıldı. Bu sırada evlendi ve ileride başına büyük sıkıntlar açacak dört tane çocuk sahibi oldu. 1858’de birkaç aylığına Avrupa ‘ya gitti. 1859 ‘da Varşova ‘ya döndü ve 1863’e dek burada yaşadı. Varşova’da bulunduğu sırada “Gazeta Codzienna” yı (1861 ‘den sonra “ Gazeta Polska ” adını aldı) yönetti. Ocak ayaklanması patlamadan önce, çeşitli vatansever gruplarla ilişkisi olduğu için, zorunlu olarak ülke dışına gönderildi. Yurt dışında da politik etkinliklerine devam etti. Bu sırada İtalyan ve Fransız vatansever gruplarıyla bağlantya girdi ve bu nedenle 1883‘de Berlin‘de Fransız ajanı olarak tutuklandı. 1885‘de İtalya‘ ya, daha sonra da İsviçre‘ ye gitti ve Cenevre ‘de öldü.
• Kraszewski’nin çağdaş konulu eserleri içinde en ünlüsü ve ona popülarite kazandırmış olanı “Şair ve Dünya” (1839) (Poeta i Swiat) adlı eseridir. Bu eserin romantik
kahramanı Gustaw, kendine pek de dost olmayan bir çevre içinde yaşar. Romantik bir
motifi ele alan Kraszewski, bu yalnızlığın toplumsal nedenini araştrmaktadır.
• “Karanlıklar Prensliğinin Feneri” (1843 – 1844) (Latarnia czarnoksięska) adlı gevşek kompozisyonlu bu romanda toplumsal bir panorama görülür. Polonya edebiyatnda belki de ilk kez olgun bir kadının psikolojik portresinin çizilişine yine bu romanda rastlıyoruz.
• “İki Dünya” (1855) (Dwa Światy), zengin ve yoksul dünya arasındaki uçurumu gösterir.
İnsanlığın amacı ve varoluşu sorusunu, “Meçhul Adamın Günlüğü” (1846) (Pamiętnik nieznajomego), “Başlıksız Roman” (1855) (Powieść bez tytułu) , “Değişimler”
(Metamorfozy) (1859) adlı eserlerinde irdeler.
• Kraszewski’ nin köy romanları da ünlüdür. “Ulana” (1843) adlı romanda, bir ağa ile basit bir köylü kadın arasındaki olanaksız aşk anlatlır. Diğer romanlarından farklı olarak, Kraszewski, köyü ve köylüyü idealize etmez. Aksine, köydeki sefil ve ilkel yaşantyı yansıtr. “Köyün Ardındaki Kulübe” (Chata za wsią) adlı romanında da köy toplumunun sefalet ve cehaleti yansıtlır. Bu romanın bir bölümü çingeneler arasında geçer. “Çitin Kazığının Tarihi””(Historia kołka w płocie) (1860) adlı romanının
kahramanı, Sienkiewicz ‘in “Çalgıcı Janko” (Janko Muzykant) adlı eserinin ön örneğini
oluşturur. Bu eserler gizem ve egzotiklik içerirler, ama asla idil özellikler taşımazlar.
• Jozef Korzeniowski
•
• Polonya edebiyatnda gerçekçi roman, Balzac’ın da etkisiyle yavaş yavaş yayılmaya başlamışt. Galiçya’da doğan Jozef Korzeniowski’nin (1797 – 1863) romanları bu tür romanların temsilcisi sayılır.
• “Ortak Mallar” (Kollokacja), “Akrabalar” (Krewni) adlı eserlerinde, memurların, sanayicilerin, ticarete yeteneksiz soyluların dünyasını anlatr. Bu eserler, yeni ekonomik mekanizmayı açıkça anlatrlar. Korzeniowski bu romanlarında, toplumdaki hızlı değişimin bir tanığı olarak çıkar karşımıza. “Karpatlılar”
(Karpaccy gorale ) adlı oyunu, yazdığı oyunlar içinde en önemli olanıdır.
• Korzeniowski’nin romanları, Polonya edebiyatnın bir sonraki döneminde çok önemli bir yer tutacak olan “ toplumsal romanın” habercisidir.
•
•
• Edmund Chojecki
•
• Chojecki (1822-1899), yaşamı boyunca pek çok değişik iş yapt. Varşova’nın kibar salonlarında bulundu, dersler verdi, pek çok geziye çıkt ve en sonunda göç etti. Yaşamının son dönemlerinde Charles Edmund adıyla bir Fransız yazarı olarak ünlendi. “ Alkhadar ” adlı eserini Lehçe yazmıştr.
XIX. yüzyıldaki Galiçya anlatlır bu dört ciltlik büyük eserde. Galiçya’ nın Avusturya, Macaristan işgali altnda olduğu bu dönemlerdeki durumundan başka, paranın tüm değerlerin üzerinde olduğu, düşüncesinin ironik bir dille yansıtldığını da görüyoruz.
•
• Teodor Tomasz Jeż
• Zygmunt Milkowski takma adıyla yazar. Teodor Tomasz Jeż (1824 – 1914)1848’de Macaristan’a gitti, devrimcilerle birlikte savaşt. Daha sonra Türkiye’de yaşamaya başladı. Londra’da bir işçi olarak çalışt ve bu sırada gazetelere yazdı. Radikal demokrat görüşlü bir kişi olarak, Balkan ülkelerine geldi.
1863 yılındaki Ocak Ayaklanmasını organize edenlerin başında gelir. Göçmen politikasıyla
ilgilenerek, ömrünün geri kalan kısmını Cenevre, Brüksel, Belgrad ve Avusturya’da geçirdi. Edebi kimliğinden daha çok, politik kimliği ile tanınır. Güney Slavların Türk baskısı karşısında yaşadıklarını konu eden pek çok romanı vardır. Bir zamanlar zevkle okunan tarihi romanları, ne yazık ki
günümüzde unutulmuştur.