İki Savaş Arası Dönem Ve Savaş
Dönemi Polonya Edebiyat
Skamanderler- Büyük Beşli
• Skamander sert sanatsal bir programı olmaya, ancak ortak bir dille katılımcılarını birleştiren bir “durum” grubu olarak adlandırılır.
• Bu dönem şairlerine bakıldığında ise Büyük Beşli’yi oluşturan isimlerden en önemlisi Julian Tuwim’ dir.
• Yazdığı şiirlerle dönemin skandallar yaratan şairi olan Tuwim, ulusal fobilere ve korkulara yönelik alaylarıyla tanınmıştır. Tutkusu olan sözcüğe karşı obsesif bir bağımlılığı vardır. Öyle ki ilaç reçeteleri topladığı, saatlerce sözlük okuduğu söylenir. Yeni sözcük üretmede bir usta olan sanatçının, yaratıcılığını birkaç döneme ayırmak
mümkündür. Burada şair okuyucunun karşısına “Genç Tuwim”,
Klasik Tuwim” ve “Öfkeli Tuwim” olarak çıkar.
•
• İki savaş arası dönemde Tuwim kadar önemli olan isimlerden biri de
Jarosław Iwaszkiewicz’ dir. Edebiyat hayatına Büyük Beşli’ den biri olarak başlamıştır. Iwaszkiewicz çok yönlü bir sanatçıdır. Şair, yazar, drama yazarı aynı zamanda bir çevirmendir. Birçok dergiyle editör, deneme yazarı ve eleştirmen olarak çalışmıştır. Iwaszkiewicz’ in şiir gelişimi zıtlıklar ve değişimlerle doludur. Eserlerindeki kullandığı aşırı estetizm sanatçının
şiirlerini belirleyici bir özelliktir. Sekizlik Şiirler (Oktostychy) bunun en güzel örneklerinden biridir.
• Skamander grup arasında değerlendirdiğimiz sanatçının, grubun seçtiği eserlerde kullanılan günlük dilen yakın eseri olarak Dionisos Ayini şiir kitabı örnek olarak gösterilebilir. Şiirindeki en karakteristik öğe ise, güçlü algısal bir hassasiyetidir. Bu duygu şaire, mutluluğa ulaşamamanın farkındalığını, sanat kültünü ve dünyanın gerçek güzelliğini gösterir.
• Büyük Beşli’nin bir diğer halkası da Antoni Słonimski’dir.
Słonimski yapıtlarını her zaman insanlar için, alıcılar için yaptığı düşüncesine göre düzenlemiştir. Kendisi için hiçbir
zaman yazmamıştır. Bu yüzden okuyucu kitlesi oldukça çoktur.
Anlaşılır ve açık bir dil kullanmaktadır fakat yine de şiirseldir.
• Şiirlerine bakıldığında ise ilk göze çarpan çeşitlilik ve
sanatçının taktığı maskelerin çokluğu olacaktır. Çünkü ona göre şair etrafını kuşatan şeylerin dışında durmalı ve kendi farklılığının bilincinde olmalıdır. Böyle bir yaklaşım da
parnasizm adını, şairin yüceltildiği bir rolü tanımlamaktadır aslında. Parnasizm sanatçının ilk dönem şiirlerinde
görülmektedir.
• Skamander grubun bir diğer önemli ismi ise Kazimierz Wierzyński’dir.
Wierzyński Bahar ve Şarap adlı ilk şiir kitabından itibaren, ülkesine hükmeden bütün değişik durumları eserlerine yansıtmıştır. İlk şiir kitabı Skamander grubun dil üslubuna uygun, içeriği günlük
yaşamdan konular içeren, coşku dolu bir kitaptır.
• Ancak ilerleyen yıllarda yeni gelen özgürlüğün coşkusu azalmış, varoluş sorunlarını içeren eserler vermeye başlamıştır. Boşlukla
Konuşma bu tür şiirlerine örnek gösterilebilir. Piłsudski’nin ölüm yılı 1936’dan sonra huzursuzluk ve ulusunu bekleyen kaderin endişesiyle dolu olan eseri Trajik Baharı yazmıştır. Piłsudski’yi güçlü bir önder olarak gören şair, onu anlamayan ve desteklemeyen Polonyalılara kızgındır. Hasır Örtüler Ülkesi bu kızgınlığı ifade etmektedir.
• Büyük Beşli’ nin son halkasını Jan Lechoń oluşturur. Lechoń şiirin kişisel deneyimlere dayanması gerekmediğini düşünür. Ona göre şiir biyografik bir işaret olmamalıdır. Bu nedenle de eserlerinin çoğunda
“liriğin rolünü” bulmak olasıdır. Bu da lirik öznenin hiçbir şekilde şairle bağdaştırılamayacağı ilkesine dayanır.
• İdeolojik çok seslilik onun eserlerinin bir diğer özelliğidir. Hiçbirinin taraftarı olmadığı iki dünya görüşünü de yer verir kitaplarında. Bu
fikirleri özgün bir diyalog ilkesiyle yansıtır. Örneğin Karamazyn Şiirleri şiir kitabındaki tüm şiirler yeniden kazanılan özgürlükten sonraki
Polonya’nın durumu üzerine bir iç eleştiridir.
• Lechoń’un şiir dilinde büyük sanatçıların başarılarından etkilenme vardır. Geleneksel bir üslubu benimsemiştir. Klasik şiir sanatının ilkelerini mükemmel olarak değerlendirir.