• Sonuç bulunamadı

Romantizm Dönemi Polonya Edebiyat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Romantizm Dönemi Polonya Edebiyat"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Romantizm Dönemi Polonya

Edebiyat

(2)

Son Büyük Romantik Cyprian Norwid

• Cyprian Norwid (1821-1883), ilginç bir biçimde eserleri, hem romantik dönemi karakterize eden, hem de bu dönemi sona erdiren bir şairdir. Erken dönem

eserlerinde romantik bir hava vardır. Oysa son dönemde yazdıklarını romantik eserler olarak adlandırmak güç. Norwid, 1840’larda yazmaya başlayan ikinci kuşak romantik şairlerin temsilcisidir.

• Norwid, soylu bir ailenin çocuğu olarak,Varşova’ya yakın bir köyde dünyaya geldi.

Resim okuluna devam etti. Bu arada yazdığı şiirler “Przegląd Warszawski” gibi dergilerde yayımlanıyordu.

• 1842’de yurtdışına çıkt. Önce Almanya’ya gitti, sonra da heykel eğitimi gördüğü Floransa’ya. 1845’de Berlin’de politik nedenlerden dolayı tutuklandı. Özgür

kaldıktan sonra Roma’ya gitti. Burada pek çok ünlü edebiyatçıyla tanışma olanağını buldu. Bunların arasında Polonyalı sürgünler, Mickiewicz, Krasiński, Zaleski de bulunmaktaydı. Bu arada Dante’den çeviriler yapıyor, yazdığı yazılarla dönemin yazar ve şairlerini eleştiriyordu. Bu yazılarından birisinde Krasiński’yi “ dünyanın en büyük şairi” olarak adlandırmıştr

(3)

• 1847- 1848 yılları arasında lirik eserleri yanında toplumsal ve felsefi dramalar ve didaktik poematlar da yazdı. “Zwolon” adlı drama ve “Dört Yandan Toplumsal Şarkı” (Pieśni społecznej cztery stron) başlıklı poemat, bunlara örnektir.

1848 yılındaki politik olaylar sırasında Norwid, açıkça Mickiewicz’in fikirlerinin karşısında olduğunu belirtti ve ikinci bir Polonya lejyonu kurma çabalarına girişti.

1849’da Paris’e gitti. Orada Słowacki ve Chopin ile tanışt. Paris, her zaman olduğu gibi, o dönemde de bir çok tanınmış sanatçıyı barındırıyordu. Bunlardan bir tanesi de Turgenyev’di.

Norwid, Turgenyev ile de Paris’te bulunduğu sırada yakın ilişki kurdu. Şairin yaşamı ekonomik sıkıntlar ve bir türlü kurtulamadığı hastalıklarla sıkıntlı bir biçimde geçiyordu.

• 1849 yılında didaktik poemat “Üç Soru” (Trzy pytania), “Göç Mektupları” (Listy o emigracji) “ Chopin’e Nekrolog” (Nekrolog Chopina) ve “Verona’da Julia Capuletti’nin Mezarı Başında” ( Nad grobem Julii Capuletti w Weronie) gibi pek çok lirik şiir de yazdı.

1850 yılında “Binikinci Gece” (Noc tysiączna druga) adlı komediyi yazdı. “Promethidon” başlıklı poemat ve “ Bizim Topraklardan Şarkılar” (Pieśn od ziemi naszej) gibi lirik şiirlere imzasını attı.

“Promethidon’da” sanat felsefesini açıkladı. Promothidon, Prometheus’un çocuğu demektir.

Platoncu diyalog biçimi ile yazdığı bu poematta, “güzel” (biçim), “iyi” (içerik) ve “doğru” kavramları tartşılır. Norwid, büyük bir sanat eserinin aşka eşlik edeceğini savunur.

(4)

• Her ulusun sanata ulaşma yolu farklıdır. Polonya’nınkini gösteren

Chopin’dir. Bu, yaşamın içeriğidir. Güzelin iyinin ve doğrunun yoludur.

Norwid, Epilog’ta biçim ve içeriği açıklar. Biçim ve içerik arasındaki uyum duygusunun sanatn görevi olduğunu iddia eder

• Sanatn biçim mi, yoksa içerik mi olarak ele alınması gerektiğini tartşan bu diyaloğun yazarından 1912’ de Witkiewicz şöyle söz

edecekti: “Bu gün onun sözlerini okuyunca, onda bu güne dek benim sürekli tutku duyduğum şeylerin var olduğunu görüyorum. Bu garip adam bunu çok önceden bilmiş ve söylemiş.”

• “Promethidion”, adeta pozitivist bir program havasındaydı. Norwid, doğruya giden yolun yalnızca çalışmaktan geçtiğini görmüş ve bunu bu eserinde açıkça belirtmişti. Şu dizeler, şairin bu fikrini yansıttığı en

önemli dizelerdir.

(5)

• “Wanda ve Krakus”(Wanda i Krakus), “Bem’in Anısına Yas Rapsodisi” (Bema pamięci żalobny- rapsod) gibi eserleri 1851 yılının ürünüdür.

Bu yıl, sanatçının en şansız yıllarından birisidir. Eleştirmenlerce, anlaşılmaz bir biçimde yazmakla suçlanmış, tpkı genç bir şairken aşkına karşılık

vermeyen Bayan Kalergis gibi, Kalergis’in arkadaşı Bayan Trębicka tarafından da reddedilmiştir. Bayan Trębicka’ya yazdığı mektuplar, Polonya mektup

edebiyatnın en güzel örneklerindendir.

Eleştirmenlerin gazabına uğrayan Norwid, bir süre için edebiyat bırakt, grafikle uğraşmaya başladı. Ama kötü günler geçirdiği Paris’ten kurtulmak istiyordu ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmeye karar verdi. New York’ta grafiker olarak çalıştysa da, istediği başarıya ulaşamayınca Avrupa’ya

dönmeye karar verdi. Kısa bir süre Londra’da kaldı ve 1854’de yeniden Paris’e geldi. İkinci Paris dönemi olarak adlandırabileceğimiz bu dönem, Norwid için, edebiyat eserleri açısından çok verimli bir dönem olmuştu.

(6)

• 1955-57 yılları arasında epik poemat “Quidam’ı” yazdı. Bu eser, tpkı

Krasiński’nin “Irydion’u” gibi, Eski Roma’da geçiyordu. Belki de bunun için, eserini Krasiński’ye adamışt, Norwid. Üç toplumsal sınıfa ayrılmış (Yahudiler, Yunanlılar, Romalılar) II. yüzyıldaki Roma’yı anlatrken Avrupa kültürünü oluşturan

kaynakları gösteriyordu. “Atinalara Ne Yaptn, Sokrates” (Coś ty Atenom zrobił, Sokratesie) adlı şiirinde, şiirini anlamayanlara karşı kendisini savunur.

• 37 yaşındayken “Avuçlar kızarana dek alkış”(Klaskaniem mając obrzekłe prawice) dizesi işe başlayan o ünlü şiirini yazdı. Bu şiir Mickiewicz’in ölümünden üç,

Słowacki’nin ölümündense tam dokuz yıl sonra yazılmış bir itirafnameydi sanki.

Şair, Mickiewicz, Słowacki, Krasiński gibi büyük şairlerle aynı dönemde doğmuş olmaktan yakınıyordu. Onlar kendisinden çok önce tüm yapılacakları yapmışlardı, Norwid gibi geç doğanlar ise, yalnızlık içinde bir arayışın peşine düşmüşlerdi.

Onlara kalan, anlaşılmamakt, yalnızca. Norwid umudunu gelecek nesillere bağlamışt

(7)

• 1863’de “Chopin’in Piyanosu” (Fortepian Szopena) adlı şiiri yazdı. Ocak Ayaklanması sırasında Varşova’da Çarın askerleri tarafından yakılan Zmojskilerin sarayından

kaldırımların üzerine atlmış olan Chopin’in piyanosu için yazdı, bu şiiri. Norwid, Chopin’i gelmiş geçmiş Polonyalı sanatçıların en büyüğü olarak düşünürdü. Bu olay üzerine Paris’te Chopin’e yaptğı son ziyareti anımsayarak bu şiiri yazmaya karar verdi. Eserde birbirine bağlı üç motif göze çarpar:

• Chopin’le son buluşma

• Ayaklanma sırasındaki Varşova’dan dramatik manzaralar

• Chopin’in sanatnın, insanlık tarihi bazında parlayan ulaşılmazlığı

• Şair, Chopin’in sanatçı kişiliğindeki sadeliği, Antik Yunan sanatndaki soylu basitliğe

benzetiyordu. Öyle ki Perikles’in zamanındaki mükemmelliğe erişmiş bir sanattı, Chopin’in sanat. Norwid, Chopin’i Yahudi kralı Davut, büyük trajedi yazarı Aisiklos, mermere o

zamana kadar görülmemiş bir esneklik ve hareket kazandıran, usta heykeltraş Pheidas ile eş tutuyordu. Ama, Norwid’e göre, bu mükemmelliği, sanatçının çağdaşları anlamaktan uzakt. Onu ancak gelecek nesiller anlayacak ve hak ettiği yere oturtacakt.

(8)

• Prusya -Fransa savaşı maddi anlamda şairi büyük sıkıntlara sokmuştu.

• Bu yıllarda “Assunta” adlı ilk ve tek aşk poematnı yazdı. Mutlu sonla bitmeyen bu aşk öyküsünün kahramanı Assunta, güzel ama dilsiz bir genç kızdı. Bu eser, o dönemde yazılan diğer aşk şiirleri gibi akıl ve yürek arasındaki çatşmadan doğan bir eser değildi. Bazı edebiyat tarihçilerine göre bu poemat, Norwid’in görüşlerini açıkladığı göndermelerden oluşan bir iletiydi.

• 51 yaşına geldiğinde artk verem hastasıydı. Açlık ve sefalet içinde yaşadığı için hastalığı günden güne artyordu. Yalnızdı, yanında ne bir dostu, ne de bir yakını vardı. Bu koşullar altnda bir başyapıt olan “Kleopatra ve Sezar” (Kleopatra i Cezar) adlı oyunu yazdı.

• Onlarca kişinin sahnede görüldüğü bu atipik trajedide, Norwid’in iktidar savaşına ait mekanizma ile hiç ilgilenmediğini görürüz. Norwid, kahramanlarının psiklojik durumları ile daha çok ilgilenir. Gerek Mısır uygarlığı, gerekse suç ve şeytani bir güçle kuşanmış Roma imparatorluğu, ululukları ile bireyleri ezerler. Bu anlamda tarihi bir konuyu ele almasına karşın, seyirci oyunun çağdaş bir kostüme büründüğüne tanık olur.

• Daha sonra yazdığı “Büyük Hanımefendinin Yüzüğü” (Piers*cien* Wielkiej –damy) Witkacy’nın oyunlarını hatrlatr. Aslında yazar, ironik bir biçimde kendi yaşam öyküsünü yansıtr, bu oyunda. Odak figür Kontes Maria Harrys, kaprisli halleri ile şairin yaşamındaki, zengin ve şımarık aristokrat Bayan Kalergis’tir, adeta. Onun yoksul aşığı olan Mak-Yks ise Norwid’in ta kendisidir. Bir eğlence sırasında Kontesin elmas yüzüğü kaybolur. O toplulukta suçlanan tek kişi ise zavallı yoksul Mak- Yks’tir. Ama yapılan soruşturma sonunda, zavallı adamın cebinden sofradan aşırılmış bir parça ekmek ve dolu bir silah çıkar yalnızca. Bu durumdan çok utanan Kontes, Mak- Yks’la yakınlaşır. Ama seyirci için durum yine de açık değildir. Acaba, oyun mutlu sonla mı biter, bilinmez.

• Norwid, bu oyunda ciddi anlamda toplumsal eleştiri yapıyordu. Örneğin, Yargıç Dorejko’nun kimliğinde, kendi

doğrularından başka doğru kabul etmeyen (Yargıç, Mickiewicz’den başka şair tanımak bile istemez), yeniliklere kapalı bir soylu gösteriliyordu.

(9)

• Norwid, vatanseverdi, ama asla Mickiewicz’in taklitçisi değildi. Ulusuna farklı bir perspektiften baktğı için çok eleştirildi. Bu bakış açısı Mickiewicz’in bakış açısından çok farklıydı. Norwid, Mickiewicz gibi, ulusunun seçilmiş bir ulus olduğunu düşünmüyordu, tersine, yöneticilerinin hataları yüzünden hep ezilen bir ulustu, Norwid’in ulusu. Norwid, soyluluk ikileminin ta içinden çıkmış bir romantikti. Soyluların Polonya ulusu üzerindeki misyonları Norwid’i hiç ilgilendirmiyordu. Soyluluk kurumu vaktini tamamlamış bir kurumdu. Gelecekte de ulusların kaderleri üzerinde etkisi olmayacakt. Oysa, “Bay Tadeusz’un yazarı için soyluluk, kutsal bir kurumdu.

Bu kurumun sıkı bir gözlemcisiydi hatta, çoğu zaman eleştiri oklarını fırlatmaktan da geri kalmazdı, ama yine de görevini tamamlamış bir kurum olarak düşünmezdi. Mickiewicz’le Norwid’in arasındaki fark yalnız bu kadarla kalmıyordu: “Mickiewicz’i şiirin sırları ile kuşanmamış, basit hatta cahil insanlar bile anlayabiliyorlardı.

Mickiewicz lirik şiir yazarken dahi, epik şair havasından sıyrılamıyordu. Oysa Norwid’in şiirleri, monologtu. İç monolog tonu vardı bu şiirlerde” Belki de bu şiirlerle yansıtyordu yalnızlığını, terk edilmişliğini...

• XX. yüzyılın başında Zenon Przesmycki (Miriam), Norwid’i yeniden keşfetti ve onun diğer üç büyük romantik şairle, yani Mickiewicz, Słowacki ve Krasin*ski ile eşdeğer olduğunu kanıtladı. Norwid ölümünden çok sonra, yani ilk dünya savaşından sonra, şairler şairi, şairlerin ustası olarak tanındı. Bu bağlamda, “Oğlum- edebi eserleri es geçti, ama sen anımsayacaksın torunum” dizesini yazarken, nasıl da haklı olduğunu görüyoruz.

• Bkz. Stefanowska Zofia, Norwidowski Romantyzm,Pamie*tnik Literacki 1986 z.4

• Studia Norwidiana 12- 13 içinde, Zdisl*aw L*apin*ski, Pies*n* Zwycie*ska Warszawa, 1994-1995 s.148

• Bkz. Kleiner J, Maciąg W, Zarys dziejów literatury polskiej,Ossolineum, 1985, s 359-360

(10)

Kaynak

• Taluy YÜCE, Neşe. Polonya Edebiyatnda Aydınlanma, Romantizm, Realizm. Ankara:

Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002.

Referanslar

Benzer Belgeler

Baroksu bir anlatm ve gülmece ile sarmalanmış söylem, “Kasım’ı” bir önceki eserin üslup olarak devamı gibi gösterse de, bu yeni eseri, gawęda türünden daha

Stanisław Kożmian’ın 1876’da yazdığı gibi Fredro, Polonya’yı melankolizmden kurtaran bir yazar olarak Polonya edebiyat tarihine geçti. Eserleri hâlâ Polonya

• Modernizm döneminde olduğu gibi iki savaş arası dönemde de popülaritesini kaybetmeyen Leopald Staf, Polonya edebiyat tarihinde şiir etkinliğine ve yaratıcılığına

Skamander sert, sanatsal bir programı olmayan, ancak, ortak bir dille katılımcılarını birleştiren bir “durum grubu” olarak adlandırılır.. • Skamander sert, sanatsal

• Skamander grup arasında değerlendirdiğimiz sanatçının, grubun seçtiği eserlerde kullanılan günlük dilen yakın eseri olarak Dionisos Ayini şiir kitabı örnek

Olağanüstü derecede izole bir karaktere sahip olan Krakov gelecekçiliğinden farklı olarak, Varşovalı gelecekçiler, başka şiir anlayışlarının genç temsilcileriyle,

• İki savaş arası dönemde yer alan diğer bir önemli şair grubu Avangard gruptur.. Bu grubu da Krakov Avangardı ve İkinci Avangardlar olarak

• Avangard grubun diğer kanadı Lublin’de başlayan daha sonra Varşova’ya taşınan, İkinci Avangard olarak bilinen gruptur.. Otuzlu yıllarda etkinlik