• Sonuç bulunamadı

Abbasiler döneminin ilk asrında Azerbaycan (132-232/750-847)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abbasiler döneminin ilk asrında Azerbaycan (132-232/750-847)"

Copied!
202
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

SLÂM TAR H VE SANATLARI ANAB L M DALI SLÂM TAR H B L M DALI

ABBÂSÎLER DÖNEM N N LK ASRINDA AZERBAYCAN

(132–232/750–847)

DOKTORA TEZ

DANI(MAN

Doç. Dr. smail Hakk2 ATÇEKEN

HAZIRLAYAN Abbas GURBANOV

(2)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

SLÂM TAR H VE SANATLARI ANAB L M DALI SLÂM TAR H B L M DALI

ABBÂSÎLER DÖNEM N N LK ASRINDA AZERBAYCAN

(132–232/750–847)

DOKTORA TEZ

DANI(MAN

Doç. Dr. smail Hakk2 ATÇEKEN

HAZIRLAYAN Abbas GURBANOV

(3)

Ç NDEK LER K2saltmalar ...VII AÇIKLAMALAR... VIIII ÖNSÖZ... IX G R ( ...1 1. Ara7t2rman2n Metodu ...1 2. Ara7t2rman2n Kaynaklar2...4 2.1. slâmî Kaynaklar... 6 2.1.1. Umumî slâm Tarihleri... 7 2.1.2. Co rafya Kaynaklar ... 10 2.2. Di@er Kaynaklar... 11 2.2.1. Bizans Kaynaklar ... 11 2.2.2. Gürcü Kaynaklar ... 12 2.2.3. Ermeni Kaynaklar ... 12

2.3. Konu ile lgili Ara7t2rmalar... 13

B R NC BÖLÜM ABBÂSÎLER DÖNEM NE KADAR AZERBAYCAN 1. Azerbaycan’2n Co@rafî Yap2s2...17

2. slâmî Fetihlere Kadar Azerbaycan’a Genel Bak27 ...21

3. Fetih Öncesinde Azerbaycan’2n Dinî, Siyasî ve Sosyal- ktisadî Durumu...26

3.1. Dinî Durum ... 26 3.1.1. Putperestlik... 27 3.1.2. Zerdü+tlük... 28 3.1.3. Manilik ... 31 3.1.4. H ristiyanl k... 32 3.2. Siyasî Durum ... 33

3.3. Sosyal - ktisadî Durum ... 38

4. Araplar2n Azerbaycan’2 Fethi...43

5. Azerbaycan’da slâmiyet’in Yay2l272 ...50

6. Azerbaycan Halk2n2n Ermeniler Taraf2ndan Gregoryanla7t2r2lmas2 ...55

(4)

K NC BÖLÜM

ABBÂSÎLER DÖNEM N N LK ASRINDA AZERBAYCAN

1. Abbâsîlerin lk Asr2nda Azerbaycan...64

2. Azerbaycan’da darî Yap2...66

3. Etnik Yap2...69 4. Azerbaycan (ehirleri ...75 4.1. Mingeçevir... 76 4.2. Beylekan ... 77 4.3. Çoqa... 78 4.4. Berde... 78 4.5. Gence ... 79 4.6. Derbend ... 80 5. Toprak Yap2s2...82 5.1. Halife Topraklar2... 83 5.2. kta Topraklar2... 83 5.3. Mülk Topraklar2... 86 5.4. Vak2f Topraklar2 ... 86 5.5. cma Topraklar2 ... 87 6. Vergi Siyaseti ...87

7. Ticaret ve Ticaret Yollar2 ...93

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ABBÂSÎLER N LK ASRINDA AZERBAYCAN'DA H LÂFETE KAR(I SYANLAR 1. Azerbaycan Halk2n2n Hilâfet daresine Bak272...102

2. Hürremiyye syan2 ...106

2.1. “Hürrem” Sözünün Mânâs2 ... 109

2.2. Hürremiyye syan2na Neden Olan Âmiller... 112

2.3. Hürremiyye’nin Fikir ve Dü7ünceleri ... 119

2.4. Câvidan Zaman2nda Hürremiyye syan2 ... 123

2.4.1. H da+iyye syan ... 123

2.4.2. Sünbaziyye syan ... 124

(5)

2.4.4. Üstazs z syan ... 126

2.4.5. Câvidâniyye syan ... 126

3. Bâbek syan2 ve Neticeleri ...128

3.1. Bâbek’in (ahsiyeti ile lgili Malumat ... 128

3.2. syan2 Güçlendiren Âmiller... 133

3.2.1. Yerli Halk n Deste i... 133

3.2.2. D + Yard m ... 135

3.2.3. Ordudaki Islahat ... 137

3.2.4. Merkezdeki stikrars zl k... 138

3.3. syan2n Gidi7at2... 139

3.3.1. syana Kar+ Mücadelenin Af+in Dönemi ... 145

3.4. Bâbek’in Yakalanmas2 ve dam2... 148

3.5. Bâbekiyyenin Ma@lubiyetinin Sebepleri ... 153

4. Bâbek’ten Sonraki syanlar ...155

4.1. Mazyar syan2 ... 156

4.2. Mengücür syan2... 156

4.3. Muhammed b. Buays syan2... 157

4.4. Ermeniye’deki syan ... 158

4.5. Zenci syan2... 160

5. syanlar2n Bast2r2lmas2ndan Sonra Hilâfet’in Durumu...163

5.1. Devlet Politikas2nda Meydana Gelen De@i7iklikler... 164

5.2. Hz. Ali Soyuna Kar72 Takip Edilen Bask2 Politikas2... 165

5.3. Gayr-i Müslimlerle lgili Al2nan Kararlar... 167

5.4. Ekonomik De@i7iklikler ... 169

SONUÇ...171

HAR TALAR ...175

(6)

K2saltmalar

a.g.e. : Ad geçen eser a.g.m. : Ad geçen makale

ASE : Azerbaycan Sovyet Ensiklopediyas b. : bn

bkz. : bak n z

BSOAS : Bulletin of the School of Oriental and African Studies b.y.y. : bask yeri yok

c. : cilt çev. : çeviren D A. : Diyanet slâm Ansiklopedisi DMB : Dâiretu’l-Maârif Büzürg-i slâmî ed : Editor h. : Hicrî Hz. : Hazreti A : slâm Ansiklopedisi

.Ü.S.B.E : stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

kr+. : kar+ la+t r n z

m. : Mîlâdî m.ö. : milattan önce

M.Ü.S.B.E . : Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü n+r. : ne+reden

sav : Sallallahu Aleyhi ve Sellem s. : sahife

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birli i S.Ü. .F.D : Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi S.Ü.S.B.E : Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü thk. : tahkîk eden

t.y. : tarihi yok tr. : tercüme

(7)

vb. : ve benzeri vd. : ve di erleri vs. : ve saire y.y. : yüzy llar ö. : ölümü

(8)

AÇIKLAMALAR

Çal +mam zda metin ve dipnotlardaki teknik düzenlemelerle ilgili +u hususlar gözönünde bulundurduk.

1. Kolayl k bak m ndan asl nda herhangi bir de i+iklik meydana getirmeyen +ah s ve yer isimlerinin ba+ ndak harf-i tarifler (“el” tak s ) kald r lm +t r.

2. Kaynaklar ve ara+t rmalar n tan t m nda zikredilen eserlerin ve müelliflerinin isimleri tam olarak verilip, burada tan tt m z eserler de tez içinde ilk geçti i yerde tam verilmi+tir.

3. Bir müellifin tek eseri kullan lm + ise, ilk geçti i yerde eser ve yazar n ismi tam verilmi+, daha sonraki at flarda sadece müellifin me+hur ismi, eser ise “a.g.e” k saltmas ile verilmi+tir. Sadece Taberî, Belâzürî, Ya’kûbi, bn Kesîr vb. slâmî kaynak müelliflerinde bu k saltmay kullanmad k.

4. Birden daha fazla eseri olan yazarlar n farkl eserlerini kulland m zda o eserler k salt lm + isimleriyle verilmi+tir.

5. Eserlerin ciltlerini yazarken “c” k saltmas kullan lmam + Romen rakamlar ile bildirilmi+tir.

6. Tek cilt olan eserlerde sayfalar verilirken “s” k saltma harfi kullan lm +tir.

(9)

ÖNSÖZ

Her bir +ahs n ya+ad co rafya ve geçmi+ tarihi onun üzerine, di er ülke halklar ndan daha fazla ve farkl sorumluluklar yüklemektedir. Devleti iki k sma parçalanm +, 1988 senesinden sonra topraklar n %20 kaybeden, bir milyondan fazla göçmeni olan ve Ermeni i+galcileriyle sava+larda yirmi bin +ehit veren Azerbaycan halk n n her bir evlad vatan na kar+ olan borçlar n ödemek zorundad r. Bu maksatla Azerbaycan halk n n ve devletinin geçmi+ini daha iyi bilmek ve ö retmek için bu çal +maya ba+lan lm +t r.

1991 y l nda ba ms zl n ilan etmi+ genç bir Cumhuriyet olan Azerbaycan, tarih süresince hareketlili ini koruyan Kafkasya topraklar n n en kadim mirasç lar ndand r. Bu ülkenin bilinen tarihinin ba+lad m.ö. 600 y l ndan bugüne kadar sava+lara, soy k r mlar na, toprak parçalanmalar na ve iktidar mücadelelerine sahne olmu+tur. slâmiyet’le Hz. Ömer devrinde tan +an, Emevîler taraf ndan fetihlerde üs olarak kullan lan bugünün Azerbaycan topraklar , Bizansl lar ile Sâsânîlerin, Mo ol istilas na, Akkoyunlular ile Karakoyunlular n, Osmanl lar ile Safevîlerin sava+lar na, 17. yüzy lda ise Osmanl Devleti, ran ve Rusya aras ndaki nüfuz mücadelesine sahne olmu+tur.

Rusya’n n 18. yüzy lda ba+layan ve 19. yüzy lda h z kazanan sömürgecilik faaliyetlerinden nasibini alan Azerbaycan, 1917 y l ndaki Bol+evik devriminden sonra Bol+eviklerin self-determinasyon hakk n desteklemesi sonucunda, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ad yla tarih sahnesinde yerini alm +t r. Ancak Azerbaycan’ , Bol+eviklerin verdikleri sözü unutarak 1920 y l nda i+galiyle SSCB’nin bir parças haline getirmi+lerdi. Uzun süren mücadeleden sonra komünizmin devrilmesiyle 1991 y l nda özgürlü üne kavu+an Azerbaycan halk , kendi ba ms z devletini kurdu. Ancak Azerbaycan’ n hâkim oldu u co rafî ve stratejik önemi, sahip oldu u tabiî servetleri Avrupa devletleri, Rusya ve ran gibi devletlerin dikkatini kendine yeniden çekmeye ba+lam +t r.

Bu durum tarihin tüm zamanlar nda da mevcut olmu+tur. slâm ordular n n Azerbaycan’a geli+inden önce de Bizans ve Sâsânî gibi devletler bu topraklar u runda kendi aralar nda sava+m +t r. Lâkin tüm bu sava+lar n olumsuz etkileri yerli halk n

(10)

siyasî, sosyal ve ekonomik durumlar na olumsuz etki göstermi+tir. D + devletlerin nüfuz sava+lar , halktan toplanan haks z vergiler ve verilen kay plar onun hayat n çekilmez hale getirmi+tir.

Bu çal +mada Azerbaycan’ n Arap ordular taraf ndan ele geçirilmesinden sonraki tarihi ara+t r lmaya konu olmu+tur. Hulefâ-i Râ+idîn ve Emevîler döneminin daha önce ba+kalar terefinden ara+t r lm + olmas nedeni ile bundan sonraki dönemi, yani Abbâsî hilâfetinin ilk yüz y ll k dönemi konu edilmi+tir. Özellikle Abbâsî hilâfetinin ilk asr s ras nda Azerbaycan’da siyasî, iktisadî ve sosyal hayat ara+t rmak karar na var lm +t r. Bunun nedeni ise Arap hilâfetini uzun zaman u ra+t ran ve onun gelece ini çe+itli sahalarda olumsuz etkileyen isyanlar n ve itirazlar n merkezinin buras olmas d r. Ayn zamanda bu isyanlar n merkezinin sadece Kafkasya bölgesi olmas dikkat çekicidir. Ara+t rma konusu olan sürecde Abbâsî hilâfetinin dokuz halifesi hâkimiyette olmu+tur. Tarih olarak 132–232/750–847 y llar aras ndak zaman kapsamaktad r.

syan veya itirazlar n aniden, yâni k sa zaman sürecinde olamayaca dikkate al narak, olaylar ele al n rken Abbâsîler dönemine girmeden önce bunlara neden olabilecek sebepleri bilmek için onlara kadar olan zamanda Azerbaycan’daki siyasî, iktisadî, dinî ve sosyal durum k sa da olsa ele al nd . Ba+ta temel slâm kaynaklar olmakla, ça da+ ara+t rmalar n yan s ra özellikle Rus ve Azerbaycan müste+rik ve ara+t rmac lar n n görü+ ve yorumlar na da yer verilmi+tir.

Ara+t rma, giri+ k sm n n d + nda üç bölümden olu+maktad r. Giri k sm nda ara+t rmada uygulanan metod ve konunun kaynaklar ele al nm +t r. Kaynaklar slâmî-umumî slâm tarihleri ve co rafya kaynaklar , Bizans, Gürcü ve Ermeni kaynaklar ve bu dillerde yap lan ara+t rmalar olarak incelenmi+ ve onlar n baz lar hakk nda önemine göre de erlendirmelerde bulunulmu+tur.

Birinci Bölüm’de, ilk olarak Arap ordular n n Azerbaycan’a geli+inden önce buradaki siyasî, iktisadî, sosyal ve dinî durumla ilgili malumat verilmi+tir. Sonradan Azerbaycan’da slâm dininin yay lmas , Müslümanlar n buradaki faaliyetleri ve özellikle Emevî hâkimiyeti zaman nda yönetimle ilgili bilgilere dikkat çekilmi+tir.

(11)

kinci Bölüm’de, Abbâsîler hilâfeti zaman nda Azerbaycan’daki durum ara+t r lmaya çal + lm +t r. Özellikle hilâfetin buradaki idarî sistemi, toplad vergiler, iskân siyaseti ve bunun sonucu olarak +ehirlerdeki durum ve ticarette olan geli+melerle ilgili malumat verilmekle yan s ra baz de erlendirilmeler de yap lm +t r.

Üçüncü Bölüm’de, Abbâsî hilâfeti zaman nda Azerbaycan’da dâhili siyasî durum sonucunda yerli halk n hilâfet idaresine kar+ tav rlar ele al nm +t r. Bunun sonucu olarak ise Hürremiyye isyan na neden olan sebepler, Hürremîlerin fikir ve dü+ünceleri ara+t r lm +t r. Ayn zamanda isyan n Bâbek dönemi daha geni+ olarak konu edinilmi+tir. Kaynaklar ve ara+t rmalarda isyan n bu dönemi ile ilgili farkl bilgilerin ve görü+lerin oldu unu dikkate alarak, buradaki malumat n verilmesinde ve de erlendirmelerin yap lmas nda daha çok titiz davran lm +t r. Bölüm, isyan n bast r lmas ndan sonra di er isyanlara ve hilâfetin idaresine gösterdi i etkilerle sona ermi+tir.

Sonuç’ta, ara+t rman n genel bir de erlendirilmesi yap lm +, ula+ lan sonuç ve neticeler sunulmu+tur. Ayn zamanda konumuzla ilgili baz har talar da tezin sonuna konulmu+tur.

Bu çal +mam n Türk diline ve ilmî kriterlere uygun olarak düzenlenmesinde büyük bir titizlik içinde tezi inceleyen de erli dan +man hocam Doç. Dr. smail Hakk ATÇEKEN’e, tez izleme komitesindeki hocalar m Prof. Dr. Mikail BAYRAM ve Prof. Dr. M. Ali KAPAR ile, tez savunma s nav na kat lan Prof. Dr. Mustafa Zeki TERZ ve Prof. Dr. Ahmet Turan YÜKSEL’e te+ekkür borçluyum. Bana zaman ay ran Dr. Recep ÖZD REK’e ve LAM yetkililerine te+ekkür ederim. Ayr ca Diyanet

slâm Ara+t rmalar Merkezi ( SAM) Kütüphanesi görevlilerine de gösterdikleri yard mlar ndan dolay te+ekkür ederim.

Abbas GURBANOV MART–2007

(12)

G R ( 1. Ara7t2rman2n Metodu

Bir milleti, bir ülkeyi iyi tan ma, onun tarihini ve tarihinden getirdi i de erleri iyi tan mayla mümkündür. Tarih boyunca baz toplumlar çe+itli sebepler yüzünden ya+ad bölgede kalamam +, bazen tabiî felâketler, bazen yönetim, bazen de sava+lardan kaynaklanan problemler sebebiyle yurtlar ndan ayr lmak zorunda kalm +lard r. Hatta zaman zaman ya+ad klar güzellikler mahvolmu+, bazen de bu güzellikleri ba+ka diyarlara ta+ yarak, ba+kalar na da mutlu bir hayat ve gelecek kazand rm +lard r.

VIII. as rda ve onun öncesinde Azerbaycan’ n haritas n çizmek, burada ya+ayan insanlar n slâm’la münasebeti ve Müslüman olmalar , slâmî dönemde Azerbaycan’da de i+mekte olan sosyal, siyasî ve iktisadî hayatla ilgili malumat vermek, bilhassa Abbâsîler zaman nda ortaya ç kan Hürremiyye ve Bâbek isyan n ara+t rman n kaynaklar aç s ndan baz zorluklar olmu+tur. Albanya, Arran ve Atropatena +eklinde isimlendirilen bölgelerde ya+amakta olan halklar birbirinden ay rmak çok zor olmu+tur. Di er taraftan eser müelliflerinin Arap, Fars, Bizans, Azerbaycan, Türk, Rus, Gürcü ve Ermeni olmalar ndan dolay Azerbaycan’da Abbâsî hâkimiyetine kar+ olan itirazlarla ilgili farkl bak + ve de erlendirmelerinin oldu unu tespit ettik.

Ara+t rmam z bak m ndan de erli olan kaynaklarla ilgili malumat bir sonraki ba+l k alt nda anlataca m z için burada sadece kaynaklar n ara+t rmam zdaki mevzulara yakla+ m ve bizim burada nas l bir metot uygulad m z göstermeye çal +aca z.

Çal +mam zla ilgili olarak o devirde dünya co rafyas n n merkezi say labilecek bir bölgede vuku bulmu+ Hürremiyye ve Bâbek isyan n incelemek zorunday z. Bu konu ile ilgili slâmî kaynaklara bakt m z zaman tarihçilerin eserlerinde tarafl bir tutum söz konusudur. Bu yüzden slâm tarihiyle ilgili eserlerde anlat lan Bâbek’i zorba, sap k, cani gibi s fatlarla vas fland rm +lard r. Müellifler hatta Bâbek’e olan k zg nl klar n sat rlar na da aksettirerek onunla ilgili “melun” kelimesi

(13)

de kullanm +lard r.1 Bu anlamda slâm dünyas nda Bâbek’in isyan döneminden sonraki y llarda yaz lan eserlerin müelliflerinin genelde Bâbek ve onun gibi insanlara muhalif olduklar n n +ahidi olmaktay z.

Di er taraftan bu eserlerin isyanlara kar+ sava+an Abbâsî halifeli ini hakl ç karmak için yaz lm + olabilece ini göz ard etmeden dikkatle tetkik etmek zorunda kalmaktay z.2 Temel kaynaklardan sadece Taberî Bâbek isyan ile ilgili baz farkl bilgiler vermektedir. Kaynaklar n geneli adeta toplu halde isyan kar+ t bir tutum içindedirler. Bu nedenle de i+ik kaynaklardan ald m z bilgilerin birbiriyle tenkitli kar+ la+t r lmas yap lm +t r. Sadece bu +ekilde Bâbek ve isyan yla ilgili önemli sonuçlara ula+abiliriz.

Bâbek’le ilgili abart lar n bir ba+ka nedeni de onun ba+ar lar da olabilir. syan n yan s ra Abbâsîler devrinde Azerbaycan’da iktisadî, sosyal, dinî ve idarî sahalarda da olan bask ve yanl +l klarla ilgili baz tarihçiler malumat verirken di erlerinin susmas veya her +eyi pembe olarak göstermesi dikkatimizi çekmi+tir.

Muas r Azerbaycan ve ran müellifleri Bâbek konusunda yazd klar eserlerde genelde Bâbek’i savunmakta hatta onu kahramanla+t ran ve Arap i+galine kar+ bölgeyi savunan bir milli kahraman olarak tan tmaktad rlar. Azerbaycanl yazarlar Sovyetler Birli inin bask s alt nda kald klar ndan, ilim adamlar bu mevzuda birçok ara+t rmalar yapsalar da buradaki yegane gaye halk bir slâm dü+man gibi yeti+tirmek olmu+tur. Bu maksatla Bâbek’e bir azatl k (hürriyet) kahraman , onun geçti i yola ise bir kahramanl k destan hüviyeti vermeye çal +m +lard r.3

Rus dilli kaynaklarda ise onlar tamamen insanlar n bir dinî bask alt nda kald klar n ön plana ç kararak, bu isyan dine kar+ olan bir itiraz olarak bildirmektedirler. Hatta bu nedenle onlar Kafkaslarda ya+ayan Müslümanlar n zorla

1Aziz, Hüseyn Kas m, el-Bâbekiyye, D me+k, 2000, s. 161 2Hasan brahim Hasan, slâm Tarihi, trc., stanbul, 1985, II, 414 3“Bâbek”, Azerbaycan Sovyet Ensiklopedisi (ASE), Bakü, 1976, I, 521

(14)

slâm’a dâhil olduklar n ifade etmek mahiyetinde burada ya+ayan Müslümanlara “k l ç müslüman ” ismini vermektedirler.4

Bununla beraber baz ara+t r c lar slâm’ n Kafkasya’da zor, k l ç veya iktisadî mecburiyet sonucunda yay lmas n söyleseler de bu fikir W. M. Watt, A. Metz, V.V. Barthold ve onlar gibi dü+ünen birçok ara+t r c taraf ndan tenkit edilip, do ru olmad kabul edilmektedir. Yukar da isimleri verilen ve Müslüman olmayan bu kimseler, bu fikrin tamamen yanl + oldu u kanaatindedirler.

Nitekim Barthold, slâm dini’nin yay lm + oldu u bölgelerde hiçbir dinin zorluklarla kar+ la+mad n söylemektedir. slâm’ n Kafkasya’da yay lmas ndan sonra burada ya+anm + olan H ristiyanl k ve Zerdü+tlük dinlerini misal göstermektedir.5 Tunu da belirtelim ki, Gürcistan ve Ermeniye’de olan H ristiyan kiliseleri, slâmiyet’ten önce olduklar gibi sonra da faaliyet göstermi+lerdir. Azerbaycan’da mevcut olan Alban H ristiyan kilisesi ise XIX. as rda Çar’ n emri üzerine kapat lm +t r.6

Tüm yukar da sayd m z özelliklerin kaynaklarda olmas bizim bu konuyu ele almam zda ve objektif bir fikir edinmemizde problem olan âmillerdendir. Bâbek’in +ahsi hayat yla ilgili bilgilerin de az olmas mevzunun di er bir zor yönüdür.

Burada kar+ la+t m z ve bölge insan olarak da bizim için daha çok zor olan Arap ordular n n Azerbaycan’a olan malum geli+lerini “fetih” veya “i gal” olarak de erlendirilmesi konusudur. Tüm Arap ve baz yabanc kaynak ve ara+t rmalar bunu fetih gibi de erlendirirlerse de, bunu özellikle yerli Azerbaycanl tarihçiler hakk nda söylememiz çok zor olacakt r. Tan nm + tarihçi Ziya Bünyadov buna istila ad

4“K l ç Müslüman ” adlanmas n iki nedenle ispat etmektedirler. lk olarak Kafkaslar’da Araplar halka

zorla, yani k l ç gücüyle slâm’ tebli etmi+ ve onlar müslümanla+t rm +t r. kincisi, Araplar fetih ettikleri arazilerde en güçlü ve etkili itirazlara burada rastlam + ve k l ç gücünü en fazla burada kullanm +t r. Geni+ bilgi için bkz., Yusufov, Yusuf.,Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1994, s. 114-115

5 Geni+ bilgi için bkz., Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, Mesta Prikaspiyskix Oblastey v storii

Muslumanskogo Mira, Bakü, 1924, s. 45 ve 142

(15)

verirken, Naile Velihanl ise tamam yla i+gal olarak nitelendirerek, Araplar n Azerbaycan’a geli+ini bir iktisadî neden ve kendi ç karlar olarak de erlendirmektedir.

Bizim burada izledi imiz yol, ilk y llarda Araplar n tutumunu, davran +lar n , yerli halkla olan münasebetlerini göz önünde bulundurarak “fetih” gibi de erlendirmemize neden olmu+tur. Ama sonraki y llarda hilâfet idaresinin buradaki yanl + idarî uygulamalar na, siyasetine, iskân na, vergilerin art r lmas na ve halka olan münasebetlerdeki menfi de i+melere de göz yummadan onlar n da aç k bir +ekilde ifade olunmas na çal +mak olmu+tur.

Kaynak ve ara+t rmalarda Abbâsîler zaman nda Azerbaycan’da vuku bulan olaylarla, özellikle itiraz ve Bâbek isyan ile ilgili taraf tutarak malumat n verilmesi, tarihî gerçeklerin aktar m zaman ortam n, idarenin ve hangi pozisyonda olman n çok etkili oldu unu söyleye biliriz. Ara+t rma zaman konuya hâkim olabilme aç s ndan hangi co rafî alanda cereyan eden olaylar konu edinece imiz de bizim için çok önemli idi. Bu mânâda konu edinece imiz bölgenin haritas n çizmek gerekiyordu ki, bu da çal +mam z n ba+ nda iken kar+ la+t m z zorluklardan idi.

2. Ara7t2rman2n Kaynaklar2

Azerbaycan’ n dünya ülkeleri aras nda yeni olu+um ve hüviyetiyle ortaya ç kt slâmî ilk dönemi ile ilgili müstakil olarak yegâne yerli kaynak sadece Movses Kalankatl ’n n “Alban Tarihi” isimli eseridir. Eser ilk olarak Alban dilinde yaz lm +t r. Sonradan Ermeniler taraf ndan eski Ermenice’ye (Grabar)7 çevrilmi+ ve onun varl na ilk defa Ermeni katolikosu Ananiya Mokatsi’nin (331–344/943–956)

7Dilciler Ermenice’yi Eski Ermenice (V-XI. y.y. aras ), Orta Ermenice (XI-XVII. y.y. aras ) ve Yeni

Ermenice (XVII. y.y. sonra) olmak üzere üçe ay r r. Geni+ bilgi için bkz., “Ermeni Dili” ve “Ermeni Yaz s ”, ASE, Bakü, 1980, IV, 81

(16)

Haçen’e8 gelmesi ile rast gelmekteyiz.9 Bu nedenledir ki, birçok ara+t rmac lar bu kayna Azerbaycan de il, Ermeni kayna olarak tan tmaktad rlar.10

Eser üç bölümden olu+maktad r. lk iki bölüm en kadim devirlerden 91/710 y l na kadar, üçüncü bölüm ise 389/999 senesine kadar olan hadiselerden bahsetmektedir. Bu kaynaktan fetih öncesi Albanya’n n siyasî durumu, Müslümanlar n bölgeye geli+i ile yerli halk n onlara münasebetleri, Emevîler devrinde Albanya’da ortaya ç kan olaylar, yerli halk n Hazar ve Bizans’la olan alakalar konusunda bilgi almak mümkündür. X. as r müellifi olan Movses Kalankatl ’n n “Alban Tarihi” eseri eski Ermeni dilinden Rusçaya 1277/1861 y l nda Sang-Petersburg’da K. Patkanov, ngilizceye 1380/1961 y l nda London’da C. J. F. Dowsett, Azerbaycan diline 1413/1993 y l nda Ziya Bünyadov taraf ndan tercümesi yap lm +t r.11 Son bask dan istifade olunarak ise 1426/2006 y l nda stanbul’da Yusuf Gedikli taraf ndan Azeri Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmi+tir.

Movses Kalankatl ’n n “Alban Tarihi” kitab ba+ta Kafkasya’n n eski sakinleri Ablanlar12 olmak üzere Türk, ran, Arap, Gürcü, Ermeni ve sair halklar n da tarihi için büyük önem arz etmektedir. Burada ayn zamanda Türk kavimlerinin askerî, sosyal ve dinî ya+ay +lar ndan da bahsedilmektedir. Eserin Türk kültürü için de de erli olmas nedeniyledir ki, Yusuf Gedikli onu Türk tarihinin birinci el kaynaklar ndan olarak kabul etmi+tir. Ara+t rmada K. Patkanov’un 1277/1861 y l nda Sang-Petersburg’da yapt Rusça tercümesi olan “ storiya Akvana” nüshas ndan istifade edilmi+tir. Onun geçti i yerlerde “ storiya Akvana” olarak belirtilmi+tir.

Kendisi eski kaynaklardan olsa da, lâkin müellifi malum olmayan “Derbendname” eseri kulland m z en de erli ara+t rmalardan kabul edilmektedir.

8Albanya’da bir +ehir

9Geni+ bilgi için bkz. Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX As rlarda, Bakü, 1989, s. 7

10 Geni+ bilgi için bkz. pek, Ali, lk slâmi Dönemde Azerbaycan: 632–750, (Bas lmam + Doktora

Tezi), .Ü.S.B.E., stanbul, 1999, s. XVI

11 Geni+ bilgi için bkz., “Movses Kalankatl ”, ASE, Bakü, 1983, VII, 16

12 O dönemde ya+am + Albanlar’ n günümüz Arnavut denilen Albanlar’la hiçbir alakas yoktur.

(17)

Azerbaycan’ n V-XI. as r tarihi hakk nda bilgi veren kayna n Azerbaycan, Arap ve Fars dillerinde çe+itli versiyonlar vard r. 456/1064 senesine kadar olan tarihi hadiselerden malumat veren kayna n Azerbaycan diline tercümesi Mehemmed Avabi Aqta+i taraf ndan gerçekle+tirilmi+tir. Eserin hulasas XII. as rda Arap dilinde “Târihi Derbend” ismiyle yaz lm +t r ki, bu da Müneccimba+ n n hulasas nda yer almaktad r.13

Eserde Arap ordular n n Derbend’i tutmas , burada silah, g da ve petrol depolar yapmalar , Hazarlar n hücumlar , Arap askerlerinin ve ailelerinin buraya yerle+meleri, Derbend’in korunmas ve ticarî hayatla ilgili çok de erli malumat vard r. Ara+t rmam zda biz 1315/1898 y l nda Alihanova’n n editörlü ü ile Tiflis’te Rusça bas lm + “Darband-name” nüshas ndan istifade ettik.

Bununla ilgili olarak konuyu sadece slâmî kaynaklardan de il ayn zamanda Ermeni, Bizans, Gürcü ve baz +ehir tarihlerinden de ç karmak mümkün olmu+tur. De i+ik fikir ve dü+üncelerin ortaya konulmas bak m ndan biz Azerbaycan, Türk, Arap ve Rus14 dillerinde olan son devir ara+t rmalar n da dikkate ald k. Bu nedenle ba+vurdu umuz bu eserleri bir tasnife tabi tutarak, konuyu, ilgilendiren yönleriyle tetkik etmek faydal olacakt r.

2.1. slâmî Kaynaklar

Konuyla ilgili en zengin malumat Müslüman tarih yazarlar n n eserlerinden bulmak mümkündür. Özellikle rivâyet olarak buldu umuz bu bilgilerin do rulu unu tespit etmek veya böyle oldu una kanaat getirmek için, râvîlerin konumuz bak m ndan güvenilir olup olmad klar n esas ald k. Birinci dereceden istifade etti imiz slâmî kaynaklar , Umumî slâm Tarihleri ve Co rafya kaynaklar olarak tasnif etmek uygun olacakt r.

13 “Derbendname”, ASE, Bakü, 1979, III, 419

14 Özellikle Rus dilinde olan eserlerden istifade etmemizin nedeni Rus yazarlarla yan s ra onlar n

eserlerinin k smen de olsa tan t lmas olmu+tur ki, bunun da Türkiye’den olan ara+t rmac lar bak m ndan de erli olaca n dü+ünmekteyiz

(18)

2.1.1. Umumî slâm Tarihleri

Özellikle IX. as r Müslüman tarih yazarlar taraf ndan ortaya konan bu eserler, birer dünya tarihi görünümünde olsalar da, slâmî dönemi konu alm +lard r. Y llara veya konulara göre haz rlanm + bu bilgi hazineleri, ilk slâmî dönem için âdeta birinci elden kaynak olma hüviyetini kazanm +t r. Konumuz için de ayn de erde olan bu kaynaklardan daha çok önemli olanlar n incelemeye ald k.

Halîfe b. Hayyât’ n (ö. 240/854), “Târîh” adl eseri bunlardan en çok ba+vurdu umuz kaynaklardan biridir. Bu kaynakta Seyf b. Ömer gibi zay f ravîlere yer verilmemesi önem arz etmektedir. Azerbaycan’ n ilk slâmî fetih tarihlerinin, bazen ay ve gününe var ncaya kadar belirtilmi+ olmas , bu yönde konuya aç kl k kazand rm +t r. Halîfe b. Hayyât’ n gerek olaylar n meydana geli+ +ekli ve gerekse zamanlamalar yla ilgili kendi kanaatini belirtmi+ olmas , fetihlerle ilgili farkl haberlerin seçimi bak m nda son derece faydal olmu+tur. Nitekim bu müellif, bir fetih veya hâdise ile ilgili rivâyetleri s ralarken de, kendi görü+ü istikametinde olanlar birinci s raya koyar.

Eserde Hazarlar n, Azerbaycan ve Ermeniye’ye sald r lar yla ilgili bilgi verilmi+tir. Baz yer ve yerle+im merkezlerinin co rafî konumunun belirtilmesi, ilk fetihler zaman Müslümanlar n Azerbaycan’da in+a ettikleri sur, köprü, mescit vb. imâr faaliyetlerinden bahsedilmesi, konular n geli+mesi ve aç kl a kavu+mas bak m ndan önemli ölçüde faydal olmu+tur.

Belâzürî’nin (Ahmed b. Yahya, ö. 279/892), “Fütûhu’l-Buldân” isimli eseri konu aç s ndan esas bir kaynak olarak ald m z ve ço u zaman bizim için önemli hareket noktas olan eserlerden biridir. Farkl rivâyetlerin daha da azalt lmas ve zaman zaman da hâdiselere yak n mahallî ravîlere yer vermesi bak m ndan Belâzürî, en çok faydaland m z kaynaklardan say lmaktad r. Bilhassa, Belâzürî’nin eserinde takip etti i özelli i, olan rivâyetler aras nda de erlendirme yaparak, “en do@rusu budur” yahut da “önceki haber daha do@rudur” söylemesi, bizim için de son derece faydal olmu+tur.

(19)

Anonim rivâyetlerin de yer ald bu eserde, zay f olan haberler, “bir rivâyete göre” yahut “baz lar na göre” +eklinde ifade edilmektedir. Belâzürî bazen de alm + oldu u haberin, olay n cereyan etti i yerde bulunan +ah slara ait oldu unu söylemesi ile de bunlar n do ru olabilece ini imâ eder. Bu da konunun daha sa l kl bir +ekilde ortaya ç kmas nda büyük ölçüde yard mc olmu+tur.

Yerle+im merkezleri ve buralarda ya+ayan toplumlarla ilgili k sa bilgiler, fetih edilen yerlerin kim taraf ndan, kaç nc defa ve nas l ele geçirildi i gibi hususlar da müellifin eserinden istifade etmemize sebep olmu+tur. Özellikle Bâbek isyan ndan sonra halife Mütevekkil (232–246/847–861) zaman nda Azerbaycan, Ermeniye ve di er bölgelerde ç kan isyanlar, Türklerin orduya al n +lar ve savunma ile ilgili faaliyetlere dair önemli bilgilerin yer almas bak m ndan da çok de erlidir. Eserin Beyrut bask s n n yan s ra 1876 Leiden bask s ndan da yararland k. Bu bask y kulland m z yerlerde Leiden diye kaydettik.

Ya’kûbî’nin (Ahmed b. Ebî Ya’kûb b. Ca’fer, ö. 292/904), “Târîhu’l-Ya’kûbî” eseri özellikle fetihlerin tarihlerinin belirlenmesi bak m ndan çok faydal olmu+tur. Çünkü Ya’kûbî’de bu tarihler, bazen ay ve gün dâhil kaydedilmektedir. Bu da olaylar n konu bütünlü ünü koruyarak ve sebep-sonuç ili+kisini ortaya ç karmakta yard mc olmaktad r. Konuyla ilgili verilmi+ bilgiler k sa olmakla beraber, müellifin olaylarla ilgili rivâyetleri de erlendirerek eserine almas ve kendisinin kabul etti i görü+ü birinci s raya koymas di er kaynaklardaki rivâyetleri de erlendirmemiz bak m ndan yard mc olmu+tur. Di er bir husus ise Ya’kûbî’nin Tîî olmas na ra men taassuptan uzak kald n , bunun da hadiseleri izah nda objektif davranmas n etkilemedi ini söyleme imkân vermektedir.

et-Taberî’nin (Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr, ö. 310/922), “Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk” eseri slâm Tarihî bak m ndan bir bilgi hazinesi olmas hasebiyle daha fazla ba+vurdu umuz kaynaklardand r. Taberî, konumuzla ilgili farkl rivâyetleri bir araya getirmi+ olmas bak m ndan, onlar tenkit ve de erlendirmeye tabî tutarak, do ru olan n tespit etmek imkân n sa lam +t r. Esasen Taberî, bu farkl rivâyetleri toplamakla kalmam +, bazen de “do@ru olan budur” demekle kendi kanaatini de belirtmi+tir. Bu da rivâyetlerin hem de erlendirilmesi, hem de seçilmesine yard mc

(20)

olmu+tur. Bu kayna n Kahire bask s ndan da istifade ettik ve onun geçti i k s mlarda Kahire diye zikredilmektedir.

bn A’sem el-Kûfî’nin (Ebû Muhammed Ahmed, ö. 320/932), “Kitâbu’l-Fütûh” eseri birçok yönden farkl l k arz etmesi sebebiyle önem ta+ yan kaynaklardand r. Taberî, Belâzürî ve Ya’kûbî’nin muas r olabilece i dü+ünülen bn A’sem’in tarihçili inin, ancak XII. as rdan itibaren önem kazand anla+ l yor.15

Bilhassa Türkistan ve Kafkasya fütûhat yla ilgili verdi i bilgiler çok dikkate de erdir. Hazarlar n Azerbaycan’a sald r lar ve Müslümanlar n bu toplumla olan mücadeleleri ile ilgili malumat, bu kaynaktan istifademizin en a rl kl k sm n olu+turur. slâm ordular n n sava+ halindeki davran +lar , sürdürülen fetihlerin kim taraf ndan ve hangi +ekilde gerçekle+tirildi i, baz önemli yer ve +ah s isimlerine yer verilmesi de konuya yard mc olan hususlardand r.

el-Mes’ûdî’nin (Ebu’l-Hasan Ali b. Hüseyn ö. 346/957), “Mürûcu’z-Zeheb” eseri de kulland m z kaynaklardand r. Umumî bir dünya tarihi mahiyetinde olan eserde olaylar hânedânlar, hükümdarlar ve milletler ba+l klar ad alt nda konulara göre verilmektedir. Hem tarihçi hem de co rafyac olarak tan nan yazar, Ba dat’ta ö remini tamamlad ktan sonra slâm dünyas n n pekçok yerine yapt seyahetlerinin çoklu uyla tan nm +t r. Mes’ûdî Bâbek’in sava+t bölgeleri ziyaret etmi+ ve Bâbek taraftarlar yla tart +m + birisi oldu undan onun verdi i malumat daha de erli bulduk. Hüseyin Kas m’a göre de özellikle Hürremiyye ve Bâbek hakk nda di er kaynaklarda bulunmayan bilgiler veren müellif, Bâbek’in Sâmerrâ’ya getirili+i ve idam gibi konular ayr nt l olarak anlatmaktad r.16

bnü’l-Esîr’in ( zzuddin Ebu’l-Hasan Ali, ö. 630/1232), “el-Kâmil fi’t-Târih” eseri konuya yard mc olan kaynaklardand r. Müellif ilk fetihler dönemi ile ilgili k s mlar Taberî’nin k salt lm + +eklinden ibaret olarak görülmektedir. Gerçi

bnü’l-15 bn A’sem ve eseriyle alakal geni+ bilgi için bk. Kurat, Akdes Nimet, “Ebû Muhammed Ahmed bn

A’sem el-Kufi’nin, Kitabu’l-Fütûh”u’, Ankara Üniversitesi Dil-Târih Co@rafya Fakültesi Dergisi, VII/2, Ankara, 1949, s. 255–267; Fayda, Mustafa, “ bn A’sem el-Kûfî”, D A, stanbul, 1999, XIX, 325

(21)

Esîr’in zaman zaman Taberî’den ayr larak, Belâzürî, Ya’kûbi yahut bir ba+ka kaynaktan ald haberleri verdi i de olmaktad r. Tunu da ifade edelim ki, Taberî ve bnü’l-Esîr Bâbek ile ilgili bilgileri bazen nerede ise günü gününe aktarmaktad rlar. Bu bak mdan Bâbek konusunda bu müellifler ilk olarak ba+vurulacak yazarlard rlar. Eser ayn zamanda Arap-Hazar mücadeleleri konusunda da faydal olmaktad r. Bu bölümde bnü’l-Esîr’in, bn A’sem’ n “Fütûh” undan önemli ölçüde istifade etti i anla+ lmaktad r.

el-Bikâî’nin (Burhanuddin brahim b. Ömer, ö. 885/1480), “Ahbâru’l-Cilâd fi Fethi’l-Bilâd” eserini de zikretmemiz gerekmektedir. Geç dönem müelliflerinden olsa da konu itibariyle önemli gördü ümüz bu eserde Kafkaslar ve Azerbaycan’a ayr bir önem verilmi+ oldu u anla+ lmaktad r. Fetihler dönemi Azerbaycan yerle+im merkezlerinin co rafî konumlar ve buralardaki yerli halkla ilgili verdi i bilgiler de bu kayna n bir di er ilginç yönlerindendir.

2.1.2. Co@rafya Kaynaklar2

Ba+vurdu umuz kaynaklar n önemli bir k sm n da slâm co rafyac lar n n eserleri olu+turmaktad r. Bunlar n en önemlilerinden biri bn Hurdâzbih’in (ö.300/912), “el-Mesâlik ve’l-Memâlik” adl eseridir. Co rafî bilgilerin yan s ra, ülke veya +ehir idarecilerinin unvanlar n belirtmesi bak m ndan yararland m z bir kaynakt r. Eserin en esas özelli i ise Albanya, Atropatena ve Ermeniye’de olan +ehirleri ve onlar aras nda olan yollarla ilgili geni+ malumat vermesidir

Ya’kûbî’nin “Kitâbu’l-Buldân” adl eseri de +ehir, onlara ait hususiyetler ve fetihler ile ilgili bilgiler aç s ndan istifadeli olmu+tur. Ya’kûbî bu bölgede olan +ehirlerle ilgili geni+ malumat vermekle yan s ra bu bölgeye gitmek isteyen birisi için k lavuz olabilir. Töyle ki, müellif Erdebil’den ba+layarak bölgenin di er +ehirlerine giden yollar hakk nda, onlar n özelli i ve ne kadar zaman süresinde ula+ laca konusunda çok geni+ malumat vermektedir. Yani sanki bir harita ç zmektedir.

stahrî’nin (ö. 346/957), “el-Mesâlik ve’l-Memâlik”i, bn Havkal’ n (380/990), “Kitâbu Sûreti’l-Arz” ve Yâkut el-Hamevî’nin (ö. 626/1229), “Mu’cemu’l-Buldân” adl eserleri yerle+im merkezlerinin adlar n n tespiti, bunlar n hangi bölgeye ait

(22)

oldu unu göstermesi bak m ndan da en çok yararland m z kaynaklardand r. stahrî Azerbaycan ve Ermeniye ile ilgili malumat vererken oradaki +ehirlere göre bilgileri aktarm +t r. Azerbaycan’ n tüm +ehirleri hakk nda bilgi veren yazar, her bir +ehrin yerle+imi, oradaki halk n en fazla hangi i+le u ra+t n , yemekleri ve giyim-ku+amlar ile ilgili malumat vermi+tir. bn Havkal Azerbaycan arazilerini gezerek onun tüm haritas n ve Hazar denizinin k y lar ndaki bölgeleri tespit etmeye çal +m +t r.17

Hamdullah ( bn Ebû Bekir Ahmed) Müstevfî-i Kazvînî’nin (ö. 751/1350), “Nüzhetu’l-Kulûb”u özellikle dönemin Azerbaycan yerle+im merkezlerinin etnik yap ve bu yerlerde Müslümanlar n tabi olduklar slâm mezheplerini göstermesi bak m ndan konuya büyük ölçüde aç kl k getirmi+tir.

2.2. Di@er Kaynaklar 2.2.1. Bizans Kaynaklar2

lk slâm ordular Azerbaycan’a geldikleri ve bu arazileri fethetmeye ba+lad klar nda, bu ülkenin bir k sm Bizans hâkimiyetine tâbi idi. Daha sonradan Araplara kar+ Bizans, Hazar ve Ermeni ittifaklar n n olmas bizim Bizans kaynaklar na da ba+vurmam za sebep oldu.

Ke+i+ Theophanes’un “The Chronicle” eseri 194–198/810–814 y llar aras nda yaz lm +t r.18 Kronik mahiyetinde olan bu eser VII. ve VIII. yüzy llar için önemli bir kaynak olarak görülmektedir. Bizans tarihi için önemli olan bu kaynak, k sa olsa da bizim için de yararl olmaktad r. Bu eserle fetih tarihlerini kar+ la+t rman n yan s ra, Ermeni ve Bizansl lar n bölgede yeniden hâkimiyet kurma faaliyetleri ve slâm ordular n n bunlara kar+ mücadeleleri ile ilgili kay tlardan faydaland k.

Theophanes slâm fetihleri ile ilgili rivâyetlere özellikle yer vermi+tir. Sava+larda görev alan Bizans komutanlar n n isimleri, asker say s , halifeler nezdinde anla+malar yapmak üzere görevlendirilen elçiler ve anla+ma +artlar hakk nda ayr nt l

17 bn Havkal, Kitâbu Sureti’l-Arz, Leiden, 1939, I, 331–332

18 Eser eski Yunan dilinden sonradan ngiliz diline tercüme olunmu+tur. Biz bu nüshan kulland k.

(23)

bilgiler de vermektedir. slâm fetihlerinin Bizans’taki yans malar na da yer veren müellif ayn zamanda slâm kaynaklar nda eksik kalan bilgileri tamamlar ve dengeler.

2.2.2. Gürcü Kaynaklar2

Gürcistan ba+ ndan beri Azerbaycan’la iç içe olmu+ ve slâmî dönem olaylar n da beraber ya+am + bir devlettir. Bu bak mdan da Gürcü kaynaklar konunun i+lenmesinde yard mc olmu+tur. Bu nedenle Brosset’in “Histoire De La Georgie” eserini esas ald k. Bu eser Gürcistan ve bölgesinde meydana gelen ilk dönem slâmî fetihlerden ba+layarak Abbâsî devrini de ihata etmektedir.

Bu eser bölgede vuku bulan olaylar n tarihlerini belirlemede yard mc olmu+tur. Fetih öncesinde Irak, ran ve Hazar havzas ndaki siyasî durum, Herakleios’un bu sahadaki faaliyetleri, Arran ve Ermeniye fetihleri, Ermeni yöneticilerinin Müslümanlara kar+ tutumlar veya Bizansl larla münasebetleri de bu eserden yararland m z di er hususlardand r.

2.2.3. Ermeni Kaynaklar2

Birinci derecede Ermeni toplumu ve Ermeniye’yi konu alan bu kaynaklar, bölgede sürdürülen ilk slâmî fetihler bak m ndan önem ta+ maktad r. Bu kaynaklardan birisi VII. yüzy l tarihçilerinden Ermeni Episkopos Sebeos’un 39/660’l y llarda yazm + oldu u “ storiya mparatora rakle” adl eseridir. Emevîler dönemine kadarki olaylar için yararlan labilen eserin a rl k merkezi Bizans mparatoru Herakleios’un do u seferi, fetihler ve Kisra II. Husrev Perviz’le (m. 590– h. 6/628) olan münasebetleri, bu kayna n a rl k k sm n olu+turur. slâmî fetihler öncesi ran ve Azerbaycan’ n içinde bulunduklar siyasî, iktisadî ve sosyal +artlar göstermesi bak m ndan da önem arz etmektedir. K sa bilgiler vermekle beraber, konu itibariyle bu kayna n en önemli taraf müellifinin bölgede ilk dönem slâmî fetihlerin birço unun canl +ahidi olmas d r.

Bir ba+ka Ermeni kayna VIII. asr n ikinci yar s nda ya+am + Ermeni tarihçilerinden Vardabet Gevond’un “Histoire Des Guerres Et Des Conquetes Des Arabes En Armenie” adl eseridir. Müellif ile ilgili fazla bilgiye sahip olmasak da

(24)

döneminde meydana gelen Arap-Ermeni mücadelelerinin +ahidi oldu unu bizzat kendisi söylemektedir.

slâm ordular n n Azerbaycan’a geli+leri, Ermeni ve Bizans ordular yla kar+ la+malar , Albanya fetihleri bu eserde görülen kay tlar aras ndad r. Bu kaynakta daha fazla istifadeyi ise Abdülmelik, Hi+âm ve II. Mervân dönemlerinde Hazar ve Ermenilerin Azerbaycan’a sald r lar , Müslümanlar n onlara kar+ verdikleri mücadelelerinde görmek mümkündür.

2.3. Konu ile lgili Ara7t2rmalar

Azerbaycan’da ilk slâmî dönemi ve bundan sonra meydana gelen hadiselerle ilgili müstakil ilmî ara+t rmalar çok azd r. Lâkin ara+t rmalar az olsa da konunun i+lenmesi ve zenginle+mesi bak m ndan bize yard mc olan birkaç eser mevcuttur.

XIX. yüzy lda Azerbaycan’da yeti+mi+ Abbaskulu A a Bak hanov’un (1198– 1263/1784–1847), “Gülistan- rem” eseri de de erli ara+t rmalardand r. Bu eser özellikle Tirvan ve Da stan tarihi üzerine yaz lm +t r. Ancak konumuz itibariyle, fetihler dönemi Azerbaycan’ n co rafî konumu, nüfus yap s , bölgeye ak n eden toplumlar, onlar n rk, din ve dil durumlar gibi konularda istifade etti imiz bir eserdir.

Özellikle Müslümanlar n Arran ve Tirvan fetihleri, Derbend’in al nmas , Hazar ak nlar ve onlara kar+ verilen mücadeleler aç s ndan birinci derecede önem kazanmaktad r. Eserin di er önemi, müellifin slâm kaynaklar n n d + nda ve bölge tarihi bak m ndan bunlardan farkl bilgileri ihtiva eden kaynaklar kullanm + olmas , bu eserin en önemli taraf olarak de erlendirile bilinir.19

Azerbaycan’da yap lan ara+t rmalar aras nda Ziya Bünyadov’un “Azerbaycan VII-IX As rlarda” isimli eseri önemli kaynaklar m zdand r. Müellif Azerbaycan’ n fethedilmesinden sonra sosyal, iktisadî ve siyasî hadiseleri konu edinmekle birlikte, Hazarlar n hücumlar na ve Bâbek isyan na daha fazla önem vermektedir. Ayn zamanda ilk slâmî kaynaklarla beraber Rus, Gürcü ve Ermeni kaynaklar n da

(25)

kullanmas , onlar n analizini yapmas , konuya hâkim olmam za ve kaynaklarla ilgili fikir edinmemize yard mc olmu+tur.

lmî bir çal +ma özelli inden yoksun gözükmekte olan Said Nefisî’nin “Bâbek” isimli Farsça eseri kaynaklar m z aras ndad r. Neredeyse tüm klasik kaynaklara ula+arak özellikle Bâbek’le ilgili malumat bir araya getiren Nefisî, eserini kendine mahsus bir biçimde kaleme alm + olsa da, Hürremiyye ve Bâbek’le ilgili malumata ula+mam za çok yard mc olmu+tur.

Ayn metotla yaz lm + di er eser ise Faruk Ömer’in “et-Târihu’l- slâmî” isimli kitab d r. Kitab n n sekizinci bölümünü Hürremiyye, dokuzuncu bölümünü ise Bâbek isyan na ay ran müellif slâmî kaynaklarla beraber son devir ara+t rmalar na da ula+arak nitelikli bir ilmî çal +ma sunmu+tur. Bu bölümler konuya hâkim olmam zla ayn zamanda kaynak edinme bak m ndan da çok yard mc olmu+tur.

Hürremiyye ve Bâbek konusuyla ilgili yaz lm + bir di er eser Hüseyin Kas m el-Aziz’in “el-Bâbekiyye” isimli eseridir. Bu kitab n Bâbek konusu ile ilgili ciddi ilmî bilgilere sahip oldu unu tespit ettik. Müellif tüm slâmî kaynaklarla beraber son devir ara+t rmalar na da ula+arak, konuyu ele alm + ve önemli de erlendirmeler yapm +t r. Bu konuyla ilgili Türkiye’de Mehmet Azimli’nin haz rlam + oldu u “Abbâsîler Dönemi Bâbek syan ” isimli kitab da ayn özellikleri ta+ maktad r ve tezimizde Bâbek konusuyla ilgili en çok istifade etti imiz ara+t rmalar aras ndad r.

Tirvan ve Derbend tarihi, Müslümanlar n bu arazileri fethî ve bundan sonraki olaylar bak m ndan V. Minorski’nin “A History of Sharvan And Darband” eseri büyük de er ta+ maktad r. Özellikle 498/1104–5 tarihinde yaz lm + oldu u tahmin edilen, lâkin müellifi belirsiz “Târîhu’l-Bâb ve Jirvan” adl eserin ne+rinden ibaret olan bu kitap, müellifin ilaveleri ve notlar ile daha da de er kazanm +t r. Bilhassa bu eserde bilinmeyen yer ve kavimler üzerinde durarak onlar ayd nlatma a çal +mas ile dikkate +ayand r.

Minorski’nin yazm + oldu u “Târih-i Tebriz” isimli eseri de konumuz bak m ndan çok önemli olmu+tur. Burada Tebriz’in +ehir yap m ndan, orada Sâsânî ve

(26)

Araplar dönemindeki olaylar, iskân siyaseti ve buraya yerle+tirilmi+ kavimlerle ilgili malumat elde etmemiz bak m ndan da yard mc olmu+tur.

Tarihi eserleri ile ilim âleminde tan nm + Barthold’un “K storii Krestyanskih Dvijeniy v Persii” ve “Mesta Prikaspiyskix Oblastey v storii Muslumanskogo Mira” eserleri de kulland m z Rusça ara+t rmalardand r. Barthold’un kendine mahsus radikal yakla+ mlar ile kaleme ald bu eserler büyük önem arz etmektedir. Özellikle birinci eser, Sâsânî ve Arap hilâfeti zaman nda ran arazisinde sosyal iktisadî durum, vergiler ve onlar n toplanmas kurallar , halk n her iki yönetime kar+ münasebetleri bak m ndan önemli bilgiler vermektedir. kinci eser, Hazar bölgesindeki araziler, +ehirler, orada ya+ayan ahali, bu topraklar n slâm ordular taraf ndan fethedilmesi ve burada ya+ayan ahalinin slâm tarihindeki konumu bak m ndan zengin bir eserdir.

Kafkaslar n özellikle ise Azerbaycan’ n ticarî hayat n , alakalar n , inki+af n ve kurallar n ele alan di er Rus ara+t rmac s Pahomov’dur. Bu ara+t rmac n n bir özelli i onun numizmatik ilmi ile daha yak ndan me+gul olmas d r. Yazm + oldu u “Monetn y Klad Azerbaydjana v Zakavkaze”, “Qandijinskiy Klad 1929 i Perelomn y Moment Arabskoy Tarqovli v Zakavkaze” ve “Monet Azerbayddjana” isimli eserlerini hem Azerbaycan, hem de Rusya arazisinde yap lan arkeolojik kaz larda bulunan paralar, darphaneler ve belgelere dayanarak kaleme alm +t r. Ticarî hayatla ilgili malumat özellikle onun bu veya di er eserlerinden ald k.

Son devirlerde Azerbaycan’da ve di er yerlerde yap lan ara+t rmalar özellikle ister Hürremiyye, Bâbek mevzusunda bu isyanlar n sebepleri, gidi+at , etkileri, neticeleri ve isterse de Hilâfet idaresindeki problemler konusunda taraf tutarak yap lanlar daha ço unluk olu+turmaktad r. Bu nedenle ara+t rmalardan istifade etti imiz zaman bu gibi ince noktalara dikkat etmeye çal +t k.

(27)

B R NC BÖLÜM

(28)

1. Azerbaycan’2n Co@rafî Yap2s2

Azerbaycan stratejik ve ekonomik olarak ilkça lardan itibaren önem arz eden bir arazi olmu+tur. Bu bak mdan ülkenin s n rlar n n s k s k de i+ti i görülmektedir ki, bu nedenle onun s n rlar n tespit etmek çok zor olmu+tur.20 M.Ö. 36. y lda Romal Antonios, m. 591’de II. Husrev, m. 621–627 y llar nda ise mparator Herakleios Azerbaycan’ ele geçirdikleri zaman bu ülkenin s n r belirsizli i konusunda malumat vermektedirler.21

Ayn problem ilk slâmî fetihler zaman nda da görülmektedir. Arran, Tirvan ve Mu an gibi bölgelerin o gün için Azerbaycan s n rlar na dâhil olup olmamas ülke s n rlar n tespit etmekteki temel problemlerdendir. Bunun için fetihler zaman Azerbaycan’ n hudutlar n tespite yard mc olaca dü+üncesiyle önceki durumuna bakmam z faydal olacakt r.

Azerbaycan merkezi Hemedan’da bulunan Midia’n n bir parças idi.22 Bundan sonra Küçük Midia, yahut Atropat Midia’s denilen bu saha, do uda Hazar denizi, bat da Ermeniye, güneyde Büyük Midia ve kuzeyde Hazar ülkesiyle s n rl d r. Bu co rafî alan Ermeniye’den Aras nehri, Irak’tan ise K z l-üzen nehri (Sefid-rud) ile ayr l r.23

Bu bak mdan o günün Atropatena’s Strabon’un da ifadesiyle küçük bir ülke de ildi. Daha Atropat zaman nda güney Azerbaycan’ n tamam , Kuzey Azerbaycan’ n (Arran) ise büyük k sm onun hâkimiyeti alt nda idi. O, ayn zamanda güney Kafkasya’n n bat k sm ndaki baz arazilere, özellikle Gürcistan’a da sahip idi.24

M.Ö. III. yüzy l n ilk yar lar nda Atropatena hükümdar Artabaz’ n hâkimiyetinin Hazar denizinden Ermeniye’ye ve Pontos’a kadar uzand , beriya’n n

20 Bünyadov, Ziya, storiçeskaya Geografia Azerbaycana, Bakü, 1987, s. 47–53

21 Minorsky, Vladimir Federovich, “Roman and Byzantine Campaigne in Atropatene”, BSOAS, XI, 143 22 Strabon, The Geography of Strabo, London, 1819, V, 303; Zaryâb, Abbas, “Azerbaycan”, DMB ,

Tahran, 1369, I, 195

23 Yusufov, Yusuf, Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1994, s. 131 ve 135 24 Balayev, Ayd n, Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1993, s. 68

(29)

(Gürcistan) bir bölümünü de içine ald görülür. Kaynaklar ayn zamanda Aras nehrinin sol sahilindeki Beylekan’ da Atropatena’n n bir eyaleti olarak bildirmektedirler. Özelikle Sâsânîler zaman nda önemli bir dinî merkez olan Gence Atropatena’n n payitaht olarak gösterilmi+tir. Bununla ilgili olarak kaynaklarda Gence “Atropatena Gencesi” olarak zikir olunmaktad r.25 lk dönemde Albanya (Ortaça ’da Arran) Araz’la Kür nehri aras ndaki sahan n Atropatena arazisi oldu unu söylemek mümkündür. Hazar denizinin bat k y s nda olan Tirvan’ n da Ortaça ’dan ba+layarak Albanya’n n bir k sm oldu u bilinmektedir.26

Ermenilerin “Ag-van-Alvank”, Yunan ve Romal lar n “Albanya”, Araplar n ise “Arran” dedikleri Hazar denizine kadar uzanan Aras ve Kür nehirleri aras ndaki arazi Sâsânîler döneminde Azerbaycan arazisi olarak kabul olunmaktayd .27 Bu bak mdan kaynaklar A van ve Albanya’y eski Azerbaycan olarak göstermektedirler. M. 363 ve 387 y llar nda Ermeniye’nin ran ve Romal lar ars nda taksim edildi i zaman Arran bölgesine bir merkez olan Gence’nin Azerbaycan’a ait oldu u gösterilmektedir.28 Bu dönemde Tirvan Arran’ n bir bölümünü olu+turmaktayd . Tirvan IX. yüzy ldan itibaren ayr bir bölge olarak de erlendirilecektir. 29

slâmî fetihler zaman Azerbaycan s n rlar güneyde Sîser bölgesi, K z l-özen ve Be+parmak da lar , kuzeyde Mu an bölgesi dâhil olmakla Aras nehri s n r say lmaktayd .30 slâm co rafyac lar ise Azerbaycan s n rlar n farkl bir de erlendirmeye tâbi tutmu+lard r. Onlara göre bazen ülke bir insan n elinde olmu+ ve tek vâli taraf ndan idare edilmi+tir.

stahrî ve bn Havkal Azerbaycan, Arran ve Ermeniye’nin tek memleket oldu unu kabul ederler. Bu müelliflerin çizmi+ olduklar Azerbaycan haritas da ad

25 Bâlâ, Mirza, “Gence”, A, stanbul, 1986, IV, 762, Bünyadov, Ziya, “Azerbaycan”, D A, stanbul,

1991, IV, 319

26 Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, “Tirvan”, A, stanbul, 1979, XI, 571 27 Zeynalo lu, Cihangir, Jirvan ahlar Yurdu, stanbul, 1931, s. 61 28 Marquart, Josef, Eran ehr, Berlin, 1901, s. 109

29 Zeynalo lu, Cihangir, Jirvan ahlar, s. 40–41

(30)

zikir olunan arazileri ihata eder.31 Çünkü slâmî dönemde bu araziler genelde tek +ah s taraf ndan idare edilmi+lerdir. Zambâur da ilk slâmî dönemde Azerbaycan vâlilerinden alt s n n ayn zamanda Ermeniye’yi de idare ettiklerini söylemektedir. Hatta bazen el-Cezîre’nin tamam yahut bir bölümü de buna ilave olunmu+ ve ayn bölge olarak de erlendirilmi+tir.32 Hatta Abbâsîler döneminde de bunun böyle davam etti i anla+ lmaktad r.

Bu dönemde Ebû Ca’fer el-Mansûr Azerbaycan, el-Cezîre ve Ermeniye’ye gönderilen ilk vâli olmu+tur.33 Hudûdu’l-Âlem müellifi de Azerbaycan, Arran ve Ermeniye’yi bir birine ba l tek m nt ka olarak kabul etmektedir.34 Makdisî ise bu araziyi “ klimu’r-Rihâb” ad alt nda toplamaktad r. Arran, Azerbaycan ve Ermeniye’nin bu iklimi olu+turdu unu söyleyerek, do usunu Azerbaycan, bat s n Ermeniye, kuzeyini ise Hazar denizine kadar olan araziler olu+turdu unu bildirmektedir.35

Ya’kût’un Azerbaycan’la ilgili “Büyük memleket, geni ülke” ifadesini kullanmas da buna uygun dü+mektedir.36 Ya’kûbî Azerbaycan +ehirlerini sayarken önce Arran’ , slâmî dönemde ise Ermeniye’nin de idare merkezi olan Berde’yi göstermektedir. O, buraya “Azerbaycan- Ulyâ - Yukar Azerbaycan” ad n vermi+tir.37

31 stahrî, Ebû shak brahim bn Muhammed el-Fârisî, Mesâlikü’l-Memâlik, Beyrut, 1997, s. 108; bn

Havkal Ebu’l-Kâs m, Kitâbu Sûreti’l-Arz, Beyrut, t.y, s. 286

32 Zambâur, Edward, Mu’cemu’l-Ensâb ve’l-Usrâti’l-Hâkime fi’t-Târîhi’l- slâmî, Arapça trc,

Z.Muhammed Hasan, Kahire, 1951, II, 271

33 Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed bn Cerir, Tarihü’l-Ümemi ve’l-Mülük, Beyrut, 1407/1987, VIII, 351 34 Anonim, Hudûdu’l-Âlem Mine’l-Ma riki le’l-Ma@rib, ed. Menuçehir Sütude, Tahran, 1340, s. 157 35 Makdisî, Ebû Abdillah Muhammed bn Ahmad, Ahsenu’t-Takâs m fî Ma’rifeti’l-Ekâlim, ed. M.J. De

Goeje, Leiden, 1906, s. 373–74

36 Ya’kût, el-Hamevî, Tihabuddin bn Abdullah er-Rûmî el-Ba dadî, Mucemu’l-Buldân, Beyrut, 1990,

I, 128–29

37 Ya’kûbî, Ahmet b. Ebî Ya’kûb bn Ca’fer bn Vehb bn Vâd h el-Ahbarî, Kitâbu’l-Buldân, edi, M.J.

(31)

Arran’la Azerbaycan aras nda bir kopuklu un olmad anla+ lmaktad r. Bu bak mdan bu araziler tek ülke ve bir toprak olarak kabul edilmi+lerdir. lk slâmî dönemde bölgenin tek bir idareci taraf ndan yönetilmesi ve yerli tarihçilerin de Azerbaycan ad n s k s k Arran veya Albanya kar+ l olarak kullanmalar bu fikrin kan tlay c lar ndand r. Azerbaycan, Arran ve Ermeniye bölgelerinin aras nda co rafî bak mdan s k bir ba n oldu unu VIII. as r müelliflerinden Bikâî “Azerbaycan ve Arran öylesine iç içedir ki, onlar bir birinden ay rmak güçtür” demektedir.38

slâm co rafyac lar ayn zamanda Tirvan’ da Azerbaycan’a dâhil etmektedirler. Çünkü Kür nehrinin do usu ile Hazar denizinin bat k y s nda yerle+en Tirvan’ n, ilk dönemlerde Azerbaycan’ n bir k sm n te+kil etti i malumdur.39 Zaman zaman Tirvan Arran için kullan ld gibi, Azerbaycan ve Tirvan’a birlikte “Azerbaycan hükümeti” denilmesi de buna ba+ka bir i+arettir.40

slâm co rafyac lar n n verdikleri malumat de erlendirirsek, ilk slâmî dönemde Azerbaycan Aras nehrinin güneyi ile birlikte, kuzeydeki Arran’ da kapsad dü+ünülebilir. Bu dönemde Tirvan’ n da Arran’ n bir parças oldu u dü+ünülürse, o zaman bu bölgeyi de Azerbaycan’a dâhil edebiliriz.

Bu arada Azerbaycan’ n jeolojik yap itibariyle da l k ve volkanik bir ülke oldu unu da bildirmeliyiz. Tebriz’in güneyi ile Serab’ n bat s nda yer alan Sehend, Erdebil’in bat s nda bulunup her zaman karla örtülü olan Savalan ve Karacada güneydeki önemli da silsilelerini olu+turmaktad rlar. Böylece güney Azerbaycan bir yaylak görünümü arz eder. Kuzeyde ise Karaba da lar , Aras’ n sol kenar nda Karada ve Kafkas silsilesinin bu sahaya dü+en bir s ra da lar yer al r. Aras, K z

l-38 Bikâî, Burhânuddin, Ahbâru’l-Cilâd fi Fethi’l-Bilâd, Arapça yazma, Lâleli no: 1994, s. 269 39 Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, “Tirvan”, A, stanbul, 1979, XI, 571

40 Zeynalo lu, Cihangir, Jirvan ahlar, s. 3; Mîrhand, Mîr Muhammed bn Seyyid Burhânuddin,

(32)

üzen ve Kür nehirleri esas hayat kaynaklar oldu u gibi, Hazar denizi ve Urmiye gölü de su kaynaklar n olu+turmaktad r.41

2. slâmî Fetihlere Kadar Azerbaycan’a Genel Bak27

Günümüz Azerbaycan topraklar en eski ça lardan ba+layarak insanlar taraf ndan dikkat çeken ya+ay + merkezlerinden biri olmu+tur. Bu arazide yerle+en Hazar denizi, Urmiye gölü, Kür-Aras ve K z l-üzen nehirleri insanlar için cazibe merkezi olmu+tur. Verimli topraklar , geni+ ovalar n n olmas , Kafkas, Sehend, Savalan da lar ndaki tabiî kaynaklar, ayn zamanda kom+u devletleri kendine çekmi+tir.42

Azerbaycan’ n stratejik konumu da onlar n ilgisine neden olan sebeplerdendir. Çünkü bu arazi tarih boyunca do u ile bat , Avrupa ile Asya aras nda en k sa ve en kolay bir köprü fonksiyonunu ta+ m +t r. Azerbaycan, Kafkaslar ve Ermeniye’ye aç lan bir kap idi. Hemedân üzerinden ran, Mezopotamya ve Orta Asya’ya uzanan yollar birle+tiren bir nokta idi.43

Bu bölgede gerçekle+en sava+lar n en önemli sebeplerinden biri de, ran ve Bizans gibi devletlerin s n r n olu+turmakla ayn zamanda, bölgenin o ça için yak t ve gemi yap m nda hatta sava+larda kullan lan önemli bir yeralt kayna olan neft gibi zengin birçok madene sahip olmas d r. Ayr ca bölgenin mümbit topraklar ndan sebze ve meyve gibi o dönem için önemli olan birçok besin maddesinin yeti+tirilmesi ve buran n kuzey-güney ticaretindeki önemli bir konumda bulunmas idi.

Tüm bu vas flar ilkça lardan beri insanlar Azerbaycan’a çeken âmillerden olmu+ ve çe+itli etnik yap ya sahip toplumlar bir araya getirmesine neden olmu+tu.

41 Mes’ûdî, Ebû’l-Hasen Ali bn Hüseyn b. Ali, et-Tenbih ve’l- raf, Beyrut, 1981, s. 65; Kinneir,

Johan Macdonald, Persian Empire, London, 1813, I, 149; Nazmi, Azerbaycan Ahvâl-i Co@rafya ve Taksimât- Siyâsiyyesiyle Usûl-i dâresî, stanbul, 1334, s. 5–8; Togan, Zeki Velidi, “Azerbaycan”, A,

stanbul, 1991, II, 92

42 Kinneir, Johan Macdonald, a.g.e, I, s. 149

43 Lombard, Mauricîe, el-Co@rafya’t-Târîhiyye li’i-Âlemi’l- slâmî, Arapça trc. A.Hamide, D me+k,

(33)

Özellikle Urmiye gölünün güney ve bat s nda büyük halk kitleleri olu+mu+ ki, sonradan ran as ll topluluklar n ak nlar ile ranl la+maya maruz kalm +lard .44

Önceleri Kaspiler denilen ve Transkafkasya’da, Kür-Alazan nehirleriyle Derbend aras nda ya+ayan Albanlar Kuzey Azerbaycan’ n en önemli sakinleri idiler. Kür nehrinin kuzeyinde olan Qebele +ehri onlar n merkezi idi. slâmî fetihler bak m ndan en önemli olan da, bu toplumun bir kolu olan Kür’ün güneyi ile Karaba aras nda Gence yak nlar nda Utilerden kalma Udinlerin Araplar n Azerbaycan’a geldikleri zaman varl klar n sürdürmeleri olmu+tur. Bunlar hâlâ Karaba ve Teki’de ya+amaktad rlar.45

Azerbaycan’da ba+lan lacak fetihlerin ba+ka bir ehemmiyeti de bu ülkenin bir Türk yurdu olmas ve Müslüman Araplar n onlarla s cak bir temasa geçmesi olmu+tur. Buradaki ahalinin Türk olmas n erken dönemlere kadar götürmekle beraber, onlar n bir k sm n n Türk men+eli olmas n tahmin etmek mümkündür. Kafkaslar’a gelip Sâbirler’i ma lup eden Avarlar Temkir’e yerle+mi+ler. Kumuk Türklerinin de bu arazilerde varl klar Azerbaycan’ n ve Derbend’in Araplar taraf ndan al nd zamanda bilinmekteydi.46

Derbend’in kuzeyinde güçlü bir devlet kurup Azerbaycan tarihinde önemli rol oynayan topluluklardan bir de Hazarlard r.47 Müslümanlara kar+ zaman zaman Bizansl larla ittifak kuracak olan Hazar Türkleri slâm ordular n uzun müddet me+gul edeceklerdir.

Bunun yan nda Azerbaycan Türkler gibi di er topluluklar için de aç k bir ülke idi. A+ur, Rum, Fars, Lezgi, Tat, Tal +, Kürd ve Ermeni gibi toplumlar da bu ülkede

44 rec, Af+ar Sîstânî, Azerbaycan Jarkî, Tahran, 1369, II, 802; Burton-Brown, T., Azerbaijan Ancent

and Modern, Asian Affairs, Germany, 1949, XXX/2, 169

45 Marquart, Josef, a.g.e., s. 118; Minorsky, Vladimir Federovich, A history of Sharvan and Darband,

Cambridge, 1958, s. 11; Uras, Esat , Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Ankara, 1950, s. 20

46 Bak hanov, Abbaskulu A a, a.g.e., s. 8; Togan, Zeki Velidi, Umumi Türk Tarihine Giri , stanbul,

1981, I, 161-162

47 Artmanov, Mihail, storiya Hazar, Leningrad, 1962, s. 116; Dunlop, D.M., The History of Lewish

(34)

görmek mümkündür.48 Kalabal k bir nüfuzu bar nd ran Azerbaycan yabanc hâkimiyetlerin de ya+and bir ülke olmu+tur. Bunlar içerisinde Sâsânîler dönemi, Azerbaycan’ n slâmiyet öncesi tarihinin siyasî, iktisadî ve dinî yönden en hareketli devresidir.

Sâsânîlerin Azerbaycan’da hâkimiyet kurma faaliyeti, hânedan n kurucusu Erde+ir (m. 224/226–241) devrinden ba+lar. Partlar n son k ral Erdovan’ öldürerek bu devletin yerine Sâsânî taht n kuran Erde+ir k sa zamanda Mezopotamya, Media vs. gibi güney Azerbaycan’ (Atropatena) da hâkimiyyetine ald .49 Erde+ir’in kendisine ba l meliklere verdi i unvanlar aras nda “Azerbazgan- ah” da görülür. Kuzey Kafkas da lar ndan Hazar denizine ve Atropatena’ya kadar olu+turulan bu hâkimiyet, I. Tapur zaman nda (m. 240–271) daha da yerle+mi+ oldu.50

Azerbaycan Sâsânî hâkimiyetine geçtikten sonra, ba ms zl n kaybederek bu mparatorlu un eyaletine çevrilmi+tir. Kuzey Azerbaycan Güneye oranla “Arsakl lar” elinde kendi ba ms zl klar n k smen de olsa davam ettire bilmi+tirler.51 Sâsânî hükümdar Enû+irvan (m. 531–579) ülkeyi +ehirlere göre dörtlü taksimata ay rm +t .

“Kuver” ve “ stan” ad verilen bu bölgeler, siyasî “Merzübân”52 ve askerî “Spehbed” +ah slar taraf ndan idare olunuyordu.53 Bu taksimata göre Azerbaycan Sâsânîlerin kuzey-bat daki üç bölgesini olu+turmakta idi. Çünkü bu arazi Ermeniye,

48 Herzfeld Ernst, The Persian Empire, Wiesbaden, 1968, s. 188; Bak hanov, Abbaskulu A a, a.g.e., s.

XI-XII; reç, Af+ar Sîstânî, a.g.e, II, 538

49 Movses Dasxuranci, The History of the Caucasion Albanians, ngilizce trc. C.L.F. Dowsett, London,

1961, s. 3

50 bn Hurdâzbih, Ebû’l-Kas m Ubeydullah bn Abdullah, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, Beyrut,, 1988, s.

17–18; Zaryâb, Abbâs, “Azerbaycan”, DMB , I, 196

51 Balayev, Ayd n, Azerbaycan Tarihi, s. 107

52 Merzübân- Farsça bir kelime olup ülke sahibi, yer sahibi, s n r muhaf z , serhat vâlisi anlam na

gelmektedir. Velihanl , Naile, Ereb Hilâfeti ve Azerbaycan, Bakü, 1993, s. 18–31

53 S n r boylar ndaki eyâlet vâlilerine “Merzübân”, daha geni+ bölgelere nezaret eden ordu komutan na

(35)

Kafkasya ve Orta Asya’ya aç lan bir kap idi. Bu nedenle Sâsânî Tahlar Azerbaycan’a ayr bir önem vermi+, burada çok say da +ehir ve kale kurmu+lard .54

ran hükümdarlar I. Kubad (m. 488–531) ve Nu+irevan’ n en önemli icraatlar ndan biri de Derbend istihkâmlar n güçlendirmek ve buraya yeni bir toplumlar yerle+tirmek olmu+tu. Buraya atanan vâli ve askerî idâreciler itina ile daha becerikli +ah slardan seçiliyordu. Bu nedenle idarecilerle s k alakalar sa layarak, oradaki toplumlar n inki+af n n önüne geçme siyasetini de gerçekle+tirmi+tiler.55

Önceleri Azerbaycan’ n sadece bir k sm n ele geçiren Sâsânîler zaman içinde ülkenin tamam na hâkim olmu+tular. Azerbaycan’ n di er bölümü olan Albanya VI. asr n ba+lar nda Sâsânîlerin idaresi alt na girmi+ ve VI. asr n sonlar ndan ise

mparatorlu un terkibine dâhil olmu+tur.56

Azerbaycan ahalisi 1/623 y l ndan itibaren yeniden ba+layan ran-Bizans sava+lar n n +ahidi oldu. Bu sava+larda üstünlük Bizansl lar n elinde idi. Kur’ân-Kerîm’de Rumlar’ n ranl lar’a galip gelecekleri hususundaki i+aret gerçek oluyordu.57

Herakleios (m. 610–20/641) 1/623 y l Mart ay nda kalabal k ordu ile Gürcistan ve Ermeniye üzerinden Azerbaycan’a girdi. Nahç van’ ele geçirerek Albanya’ya gelen Herakleios 40 bin ki+ilik Hazar ordusu ile de anla+ma yapt . Bu zaman II. Husrev (Kisra Perviz) (m. 590–6/628) 40 bin ki+ilik ordu ile Güney Azerbaycan’ n Kazak +ehrinde karargâh n kurdu.58 Bunun üzerine Aras nehrini geçerek Atropatena’ya giren Herakleios, II. Husrev’i ma lub ederek onu kaçmaya mecbur eder. Ba++ehir Kazak’ ele geçirerek buradaki ba+ mabet “Azerge nesb”i tahrip etmi+ti. Çok say da esir ve ganimetlerle Albanya’ya dönen Herakleios bir

54 Lombard, Mouricîe, a.g.e., s. 51; Kinneir, Johan Macdonald,a.g.e., s. 139

55 en-Nüveyrî, Tihâbuddin Ahmed bn Abdülvahhâb, Nihâyetu’l-Ereb fî Fünûni’l-Edeb, Kahire, 1949,

V, 192

56 Balayev, Ayd n, a.g.e., s. 113; Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s. 39 57 er-Rum, 2

58 Tu+terî, Abbâs, ran-Nâme yâ Kârname-i raniyân Der Asr- Sâsâniyân, Tahran, 1342, s. 296 ve 298;

(36)

zamanlar II. Husrev’in H ristiyan mabetlerini tahrip etti i gibi önüne ç kan Ate+gedeleri yerle bir etmi+ti.59

6/628 y l nda II. Husrev’in ölümü, 7/629 y l nda ise ranl lar’ n ma lubiyeti Azerbaycan ve Kafkaslar’da Bizans müttefiki Hazarlar n daha faal rol oynamalar na neden olmu+tu. Bir bak ma Bizansl lar Kafkaslardaki hâkimiyeti Hazarlara b rakm +lard .60 Bu nedenle Hazarlar 5/627 y l ndan itibaren ba+ta Derbend olmakla birçok +ehir ve topraklar kendilerine ba lam +lard .61 Hazarlar 7/629 y l sonu 8/630 y l n n ba+lar nda Albanya’y istila etmi+lerdi. Böylece Albanya hem Hazarlara hem de Sâsânîlere vergi vermek zorunda kalm +t r.62

8/630 y l nda Hazarlar ve Kuzey Kafkas Türkleri aras nda ç kan iç çeki+meler onlar n Albanya’daki hükümranl klar na son verdi. ran-Bizans sava+lar sonunda taraflar n zay flamas Albanya’n n yeniden siyasî ba ms zl n kazanmas na neden oldu.63 Böylece Albanya slâmî fetihlere kadar Mihraniler sülâlesinin hâkimiyeti alt nda kald . Güney Azerbaycan ise bölgeye slâm ordular geldikleri zaman Sâsânîlerin hâkimiyeti alt nda idi.64

slâmî fetihler öncesi Azerbaycan’ n yak n kom+ular ndaki siyasî duruma gelince Ermeniye’nin Fars nüfusu alt nda kalan k sm (Fars Ermeniyesi) ran kisras n n, bat daki bölüm ise Bizansl lar n hâkimiyetine tabi oldu u görülmektedir.65 Büyük devletler zay flad zaman ate+perest ve H ristiyan taraflar aras nda sava+lar ba+lad .

59 Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, slâm Medeniyeti Tarihi, trc. M.F.Köprülü, Ankara, 1963, s. 96;

Tu+terî, Abbâs, a.g.e., s. 296 ve 298; Nefîsî, Saîd, a.g.e., I, 125; Balayev, Ayd n, a.g.e., s. 119

60 Minorsky, Vladimir Federovich, a.g.e., s. 17 61 Nefîsî, Saîd, a.g.e., I, 146

62 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s. 53 63 Balayev, Ayd n, a.g.e., s. 119-120

64 Özayd n, Abdülkerim, “Arran”, D A, stanbul, 1991, III, 394

65 Hamid Ganîm, Ebû Saîd “ nti+aru’l- slâm fi’r-Rihâb”, Mecelletu’l-Ezher, Kahire, 1970, XXXXII/10,

(37)

Gürcistan’ n bat k sm ise Bizansl lar n hâkimiyeti alt ndayd .66 Bizans mparatoru Herakleios 4/626 y l nda Gürcistan’ harabeye çevirerek, ba+kent Tiflis’i de yakm +t . Bizans bölgeden çekildi i zaman Kral II. Stephanus’un (17–42/639–663) ba+ nda bulundu u zamanlarda Gürcistan bir dereceye kadar kendi ba ms zl n koruyabilmi+ti.67

Kuzey Kafkasya’da var olan Hazar devleti ise Alban toplumunu hâkimiyeti alt na alarak her f rsatta sald r lar ile Arran’ taciz ediyordu. Onlar n esas maksad tüm Kafkasya’y hâkimiyetleri alt na almak idi.68

ran’a gelince V. as rdan da lma dönemine ba+layan Sâsânî devleti, Hz. Ebû Bekir zaman ndan ba+layan slâmî fetihlerle Hz. Ömer zaman nda ise tamamen da lmaya ba+lam + ve Müslümanlar n hâkimiyetine girmi+tir.69

3. Fetih Öncesinde Azerbaycan’2n Dinî, Siyasî ve Sosyal- ktisadî Durumu 3.1. Dinî Durum

slâm öncesi bölgedeki dinî yap ya gelince, hegemon devletler olan Sâsânî ve Bizans bölgede kendi otoritesini kurmak için Kafkaslarda ya+ayan ahaliyi dinî etkileri alt nda tutma siyasetini yürütmekteydiler. ran arazisinde Sâsânîlerin ve onlardan önceki sülale olan Partlar n dinleri Zerdü+tlük idi. Bu dine Ate+perestlik de denilmekte idi.70

slâm’dan önceki ran aristokrasisi çok büyük nüfuza sahipti. Toplum s n flara ayr lm +, zengin köy a alar olan Dihkanlar n71 toplumdaki zulümleri çok ileri boyutlara varm +t . Bundan dolay ran’da baz lar nca slâm öncesi ilk sosyalizm

66 Fâyiz, Necîb skender, el-Fütûhâtu’l- slâmiyye li Bilâdi’l-Gürc, skenderiye, 1988, s. 58 67 Met Çonatak, Kafkas Tarihi, stanbul, 1330, I, 234

68 Zeynalo lu, Cihangir, a.g.e., s. 18; Fâyiz, Necîb skender, a.g.e., s. 58

69 Ya’kûbî, Tarihu’l-Yakubî, Beyrut, 1993, II, 110; Diyakonof, gor, Târîh-i ran Bâstân, Farsça trc.

Ruhî Erbâb, Tahran,1345, s. 391; Fayda, Mustafa, Allah’ n K l c Halid bn Velid, stanbul, 1990, s. 292

70 Öztuna, Y lmaz, Devletler ve Hanedanlar, lk Ça@ ve Asya Afrika Devletleri, Ankara, 1996, s. 79 71 Farsça bir kelime olup köy muhtar anlam na gelmektedir

(38)

olarak da tan mlanan Mazdekizm inanc do mu+, kad n ve mal ortakl n savunmu+tu.72

H ristiyan devleti olarak tan nan Bizans’ta ise devletle din bir vahdet halinde faaliyet göstermekteydi. Bu devirde Kafkasya’da, dinî inançlar da çok çe+itli olmu+tur. Albanya’da H ristiyanl k hâkim din olmakla birlikte özellikle Putperestlik, Zerdü+tlük ve Manilik de kendi etkinli ini koruyup devam ettirmekteydi.

3.1.1. Putperestlik

Milattan önceki devirlerde +imdiki Azerbaycan bölgesinde ya+ayan topluluklar aras nda putlara ve atalara itaat geni+ ölçüde yay lm +t . Putperestlik kelimesi Yunanca’da benzeme mânâs ndaki eidolon kelimesinden gelmektedir.73 Dinî inanç ve itaat gayesiyle yap lm + bulunan ta+ heykellerin kal nt lar na Azerbaycan bölgesinde +imdi de rastlanmaktad r.74 Putperestlik tabiat n cisim ve e+yalar n ilahla+t ran iptidai dinlerin (Anamizim, Feti+izim, Totomizim, Tamanizim vs.) zemininde meydana gelmi+ dinî bir inançt r. Putperestlik, çe+itli formlarda tezahür etmi+, muas r dinlerin ortaya ç kmas ile tedricen kalkm +t r. Bununla beraber Putperestli in baz unsurlar o dinlerde kendilerini muhafaza edebilmektedir. Nitekim günümüz Azerbaycan’ nda insanlar n türbelerdeki baz hareketleri Putperestli in kal nt lar ndan say labilir.75

Kadim Yunan tarihçisi Strabon’un76 verdi i bilgilere göre bu topraklarda ya+ayan Alban77 topluluklar , Heliye (Güne+ tanr s na), Zevse (Gök tanr s na) esasen

72 Aziz, Kas m Hüseyn, a.g.e., s. 53

73 Putperestlik- Bu dine tabii olanlar ilk olarak dinî sitayi+ objekti olarak maddeyi götürmektedir.

Putperestlerin inanc na göre Put, Allah’ tecessüm eder veya kendisinde olu+turur veya Allah’ n ta kendisidir. Günümüzde put ikona, çarm h ( sa’n n çarm ha gerilmesi) ve di er +ekillerde kalmaktad r. Azerbaycan’da arkeoloji kaz nt lar zaman asr m z n I. min I. yar s na mahsus gil ve ta+ putlar tap lm +t r. kincisi, mecazi mânâda körü körüne inanmak anlam na geliyor. Üçüncüsü, klasik Do u ve Azerbaycan edebiyat nda güzel, dilber ve senem anlam na gelmektedir. Geni+ bilgi için bkz. Bünyadov, Ziya, Azerbaycan Tarihi, Bakü 1996, s. 109; “Putperestlik” ASE, Bakü, 1978, II, 380

74 Tamah ilçesinin H n sl , Ç rakl vd. köylerinde benzer kal nt lara rastlan lmaktad r 75 “Putperestlik” ASE, Bakü, 1978, II, 380; Ka+kay, Sara, Manna Devleti, Bakü, 1994, s. 104

76 Antik devir Azerbaycan’ n tam +ekilde tasvirini tan nm + Yunan co rafyac s ve tarihçisi Strabon

Referanslar

Benzer Belgeler

fonksiyonlar için k¬smi integrasyon yöntemi integrali daha küçük dereceden bir ifadenin integraline dönü¸ stürebilir... Böylece, R (x) rasyonel fonksiyonu daha basit

Kolman

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

Necmettin Erbakan Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; yüksekokulun vizyonu, misyonu doğrultusunda eğitim ve öğretimi

1939’da Türkiye’ye iltihak olan bölgedeki Ermeniler, çok değil iki yıl sonra, yine Ankara’nın gadrine uğradı..

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın

14 Mart Tıp Haftası neden yle Adana Tab p Odasını z yaret eden Adana Büyükşeh r Beled ye Başkanı Zeydan Karalar ve CHP İl Başkanı Mehmet Çeleb Cov d-19 pandem s

Bu amaçlara ulaşmak için Fakültemiz, verilmekte olan derslerin ve içeriklerinin bilimsel araştırmalara temel teşkil edecek kaliteye ulaştırılması ve sürekli