• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan slâm ordular taraf ndan fethedildikten sonra, ahalinin etnik yap s n tespit etmek ve onun kimlerden olu+tu unu ortaya koymak çok zordur. Bunun sebebi yerle+im yerleri ve ahaliyi olu+turan etnik gruplarla ilgili malumat azl d r. Abbâsîler dönemine gelince, onlardan farkl olarak slâm’ n ilk yay l + zamanlar nda Azerbaycan’a yerle+tirilen Arap aileleriyle ilgili kaynaklarda malumata rastlamamaktay z. Bu da bize slâm ordular yeni fetih olunan bölgelerde sa lam idarî yap kurmadan ve güvenli i sa lamadan oralara kimseyi yerle+tirmediklerini gösteriyor.

slâm ordular fethettikleri yeni bölgelerin yaln z büyük +ehir ve önemli olan m nt kalar n tutar, oralardaki ula+ m yollar n korumak nedeniyle küçük askerî birlikler (karakollar) yerle+tirirlerdi. Ordunun önemli olan k sm ise, bölgenin içlerine do ru ilerleyerek fetihlerine devam ederlerdi.227 slâm ordular nda sava+an askerî kuvvetler dört y ll na fetihlerde bulunur, bundan sonra kendi memleketlerine dönerlerdi ve yeni gelen ordu kuvvetleri onlar n yerini al rd .228

Arap ailelerinin buralara göç etmesi, Azerbaycan’ n fethi tamam yla bittikten ve orada sa lam Arap idaresi kurulduktan sonra mümkün olmu+tu. Azerbaycan’a ilk

227 Taberî (Kahire), IV, 22, 251 228 Taberî (Kahire), V, 529

iskânla ilgili malumat Belâzürî vermektedir. Merkezdeki karga+an n sebep oldu u idarî bo+luktan yararlan p vergilerini vermeyen halka kar+ Azerbaycan’a vâli tayin olunan el-E+’as b. Kays, yerli ahalinin ba lanm + antla+maya tâbi olmay p, onu bozduklar n n +ahidi olur. Bu nedenle Kûfe’den askerî güç yard m isteyen el-E+’as, gönderilen ordular n terkibindeki Arap ailelerini de buraya yerle+tirdi. Onlara ahaliyi

slâm’a ve itaate davet etmeleri emredildi.229

Emevî hilâfeti ilk defa Azerbaycan’da Arap ailelerine toprak vermekle, onlara fetholunmu+ bir bölgede oturak hayat ya+ama imkân sa lam +t . Bununla hilâfet iki problemi bir defada çözmü+ oluyordu. Böylece hilâfet ilk olarak yeni göç edenlere devlet hazinesinden verilecek ayl klardan muaf oluyor, ikincisi yeni fetholunmu+ arazilerde onlar n yard m ile Arap hâkimiyetini güçlü bir +ekilde kurmakla, bölgedeki hâkimiyetinin devaml olmas n sa l yacakt . S rf bu nedenle ilk zamanlarda ayr ayr münferit aileler yerle+tirildi i halde, sonradan kabileler halinde iskân ettiriliyordu.230

Belâzürî’nin malumat na göre Azerbaycan’a özellikle Basra ve Sûriye’den olan Arap aileleri yerle+tirilmi+ti. Onlar n her biri becerdikleri kadar nca toprak sahibi olmu+lard . Hatta yerli halk n topraklar n da sat n alarak, onun sadece korunmas n ve ekilmesini onlara b rak yorlard . Böylece yerli ahali yeni gelmi+ Araplar n hizmetçileri olmu+lard . Bu haberi veren Belâzürî, hangi kabilenin ilk olarak iskân edildi i konusunda hiçbir malumat vermemektedir.231

Fetholunan arazinin toprak yap s , stratejik konumu ve ahalinin kimli i göz önünde bulundurularak iskân siyaseti tatbik olunmu+tu. Özellikle slâm ordular Arran’ fethettikleri zaman buralarda kitap ehli olan H ristiyanlarla kar+ la+t lar. Araplar ayn zamanda s k s k sald r lar düzenleyen Hazarlar n bu özelliklerini de dikkate alarak, buralar n dâhili i+lerine müdahale etmeden, yönetimi yerli idarecilere b rakt lar. slâm ordusu sadece gelecekte olabilecek Hazar ayaklanmalar n önlemek

229 Belâzürî, Fütûh (Leiden), s. 328

230 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s.163

231 Belâzürî, Fütûh (Leiden), s. 329; Atçeken, smail Hakk , “Azerbaycan ve Ermeniyye Bölgesi

Fetihleri Aç s ndan Hi+âm b. Abdülmelik Dönemi”, lmi Ara t rmalar Dergisi, say : 7, Bakü, 2004, s. 185–193

maksad yla askerî garnizonlar232 (ribatlar) in+a ettirme e ba+lad . Bu garnizonlar n harçlar n n kar+ lanmas ve yiyeceklerle temin olunmas Arran ahalisinin vergisi olarak tayin olunmu+tu.233

Biz buna benzer olaylar n slâm ordular n n Arran’ n kuzey kap s olarak kabul edilen ve Hazarlar n önünü almada bir numaral stratejik önem arz eden Derbend (Bâbu’l-Ebvâb) +ehrini fethederken de +ahidi olaca z. Özellikle Mesleme b. Abdülmelik oraya Suriye’den yirmi dört bin asker yerle+tirmi+ ve onlara muayyen miktarda maa+ (atâ)234 da ba lam +t .235

skan politikas yla ilgili olarak +unu söyleyebiliriz: slâm ordular n n fethedilen bölgelerde yerle+meleri ilk olarak oraya askerî garnizonlar n yerle+tirilmesi, daha sonra askerlerin oralarda toprak sahibi olmas yla tamamlanm +t r. Sonradan buraya getirilen Arap aileleri ise slâm dinini ve medeniyetini ya+ayan temsilciler olarak bölge halk n slâm’a davet etmi+lerdir. Ara+t rmam z n ele ald dönemde olu+turulmu+ askerî garnizonlar ve onlar n civar ndaki topraklar sonradan bölgenin bir slâmî merkez hüviyetini kazanm +t r.

Emevîlerin y k l + ve Abbâsîlerin hilâfete geli+inden sonra, iskân siyasetinde de baz de i+iklikler oldu. Töyle ki, Abbâsî yönetimi bu bölgelere daha önceden Emevîler taraf ndan yerle+tirilmi+ Araplar geri ça r p, oralara kendi taraftar veya sempatizan olan yeni ailelerin yerle+tirilmesi karar n verdi. Bunun nedeni bir öncekilerinin Emevî taraftar olmalar yd . Bu uygulanmazsa bölgelerde Abbâsî etkisi zay f kalacak ve merkezden ayr lmalara neden olacakt . Hatta bazen önceden yerle+tirilmi+ ailelerle sonradan gelen aileler aras nda çeki+meler de ya+an l rd ki, bu

232 Bir +ehirdeki askerî birliklerin tümü veya askerî birlik bulunan +ehir anlam na gelmektedir 233 Patkanov K., storiya, s. 144

234 Atâ- Halife Hz. Ömer’in kurdu u divan te+kilat nda feyden Müslümanlara y lda bir defa da t lan

paraya, Emevîler ve Abbâsîler zaman nda ise askerlerin maa+lar na verilen bir isimdir. Geni+ bilgi için bkz., Fayda, Mustafa, “Atâ”, D A, stanbul, 1991, IV, 33-34

da yerli halk zor durumda b rak yordu.236 Nitekim Abbâsîlerin bu korku ve endi+elerinde ne kadar hakl oldu u zamanla anla+ lm +t r.

Belâzürî ve stahrî’nin verdikleri malumata göre, Derbend askerî garnizonunda yerle+mi+ Emevî taraftar askerler ve aileler ç kart lamam + ve bu hal halife Mütevekkil’den (232–246/847–861) sonra da devam etmi+tir. Böylece Abbâsîler Derbend’de yerle+mi+ Suriyelileri ç karamam + ve onlar kendi ba+lar na b rakm +t . Bu nedenle Derbend’de ya+ayan Araplar sonradan hilâfetten ayr l p, ba ms z Sülâmiler emirli ini kurdular ki, bu emirlik Mo ol istilas na kadar devam etmi+ti.237

Emevî taraftar olan ailelerin zorla Abbâsîleri destekleyen ailelerle de i+tirilmesi Halife Harun er-Re+id (169–193/786–809) zaman nda k smen de olsa durduruldu. Onun fikrince önemli olan bölgelerde umumi hilâfet menfaatinin korunmas idi. Yerle+tirilmenin normal bir +ekilde yürütülmesini ise bölgelerdeki vâlilere b rakm +t . Böyle oldu u zamanlarda da ba+ka bir problem ya+an l yordu ki, vâliler kendi akraba veya kabilesinden olanlar merkezlere yerle+tiriyorlard . Bu da Arap aileler aras nda k rg nl n ve hor bakmalar n meydana ç kmas na neden oluyordu. Böylece Azerbaycan’ n Kuzeyi Emevî, Güneyi ise Abbâsî a rl kl Arap ailelerinin yerle+im merkezine çevrildi. Her iki taraf zamanla o kadar güçlendiler ki, art k aralar ndaki problemleri silahl çat +malarla hallederlerdi.238

Abbâsîler devrinde Azerbaycan’ n etnik yap s ndaki de i+ikliklere bakt m zda hem Arran, hem de Atropatena’da son yüz y l boyunca yerle+enlerin sadece Araplar oldu u anla+ l yor. Emevî ve Abbâsî taraftarlar olarak bilinen bu kabileler eskiden beri gelen kavgalar n da buraya ta+ yarak kendi aralar nda çeki+meye ba+lad lar. Ele geçirilen topraklar n payla+ lmas , vergilerin toplanmas ve kendilerine dü+en topraklarda ya+ayan köylüler için bile kavgalar yap l yordu. Tüm bu problemler merkezin dikkatinde olmamakla yan s ra, hatta onlarla bile

236 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s. 165-167

237 Belâzürî, Fütûh (Leiden), s. 207; Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, a.g.e., s. 27 238 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s.167-168

ilgilenmiyorlard . Çünkü hilâfetin kendisi de merkezde siyasî, sosyal, Emevî ve Ehl-i Beyt taraftarlar ile problem ya+amaktayd .

Bu devirde Azerbaycan’a yerle+mi+ Arap aileleri günümüze kadar kendi etnik özelliklerini muhafaza etmi+lerdir. Böylece onlar ne kadar Türkle+seler bile kurduklar her mahallenin ismine Arap kelimesini ilave etmi+, konu+malar nda Arap kelimeleri kullanm + ve sahraya mahsus ya+ay + tarzlar n muhafaza etmi+lerdir. Özellikle günümüzde Azerbaycan’da sadece onlar n ya+ad bölgelerde deve yeti+tirildi ini ve ondan istifade edildi ini görmekteyiz.239

Bu devirde Azerbaycan’da ço unluk olu+turan H ristiyanlara gelince özellikle Arran ve Derbend bölgesinde ya+ayan Albanlar’ n say s h zl bir +ekilde azalm +t r. Bunun birinci nedeni bu ailelerin birço unun fetihler zaman nda Bizans’ n merkezine göç etmi+ olmas , ikinci nedeni ise zorla H ristiyanla+t r lan a+a tabaka insanlar n

slâm dinini kolayca kabul etmeleridir. Günümüzde Azerbaycan’da say lar ancak bir kaç bin olan Udin halk , onlar n neslinden gelmektedir.240

Azerbaycan’da ya+ayan ahalinin kulland dillere gelince fetihten önce burada Arran, Fars, Ermeni ve Gürcü dilleri konu+uluyordu. Lâkin fetihten k sa bir süre sonra onlar aralar ndaki ortak dil devletin resmi dili olan Arapça olmu+tur. Bunun nedeni Araplar n say bak m ndan ço unlukta olmas , idarî i+lerin Arapça yürütülmesi, halk n büyük bir k sm n n slâm dinini kabul etmesi ve yeni gelen yönetime yak n olma iste idir.

Türklerin bölgeye yerle+mesinden sonra XI-XII. asr n sonlar na do ru Türk dili Arap dilinin yerini almaya ba+lam +t r. Bunun sebebi slâm ordular nda ve idarede Türklerin varl n n ve etkisinin artmas , Selçuklu devletinin bölgede daha etkili hale gelmesi ve Mo ol hücumlar olmu+tur.

239 Veliyev, Mehmet Hasan, Azerbaycan Ehalisi Etnografik Servetler Muzeyidir, Bakü, 1924, s. 401–

402

240 Samadov, Elsever, Azerbaycan’da Din E@itimi, (Bas lmam + Doktora Tezi), M.Ü.S.B.E., stanbul,

Fetihlerden hemen sonra Araplar n bölgeye iskân edilmesi idarede, devlet i+lerinin yönetilmesinde ve kay tlar n yap lmas nda önceki sistemin saklanmas anla+ l r bir haldir ve bunlar n baz nedenleri vard r. Ama sonradan ilk olarak göçlerin ba+lamas , yerli idarecilerin de i+tirilmesi, baz bölge ve +ehirlerin tamamen Araplar n eline geçmesi ve nihayet Fars dilinin Arap diliyle yer de i+tirmesi hem siyasî hem de sosyal bir gerginli e neden oldu. lk olarak özellikle yerli halk n üst kesimleri i+siz kald lar ve daha önceden sahip olduklar otoriteyi ve imkânlar n kaybettiler. kincisi, dilin de i+tirilmesi halk n tüm kesimlerinde hem cahil insanlar n hem de çok say da i+sizler kitlesinin olu+mas na neden oldu.

Baz ara+t rmac lar daha sonralar da Azerbaycan’da ilim ve edebiyat sahas nda Fars dilinin hâkim olmas n yanl + olarak halk n Farslara daha ba l oldu unu veya Sâsânî idaresine olan özlemleri olarak ifade etmektedirler. Ama +u bir hakikattir ki, Azerbaycan tarihine dikkat edersek Fars dilinin Arap diline olan nispeti, sonralar da daha etkili oldu unun ve bu dilde dünyaca tan nm + Firdevsî, Haqanî, Nizamî ve Fuzûlî gibi yazarlar n yeti+ti inin +ahidi olmaktay z.241

Bunlar n birçok nedenleri vard r. lk olarak herkes biliyor ki, orta as rlarda Arap Yar madas haricindeki bölgelerde edebiyat sahas nda Fars dili hâkim idi.

kincisi, Fars dili Arap diliyle yer de i+tirdikten sonra halk n sadece divanhanelerde çal +an k sm onu ö rendi. Ama zîal ve ilim adamlar , özellikle edebiyatla u ra+anlar eski hallerinde devam ettiler. Yani, yeni olan dilde cahil kalmaktansa, eskiden bildikleri dille çal +malar n devam ettirmi+lerdi.

Sadece Firdevsî hariç di er dünyaca tan nm + +airlerin Müslüman olduklar da eserlerinden belli olmaktad r. Töyle ki, Firdevsî’de ran’a ba l olan Zerdü+tlük ve Ate+perestlik motiflerine rast geldi imiz halde, di er yazarlar tüm eserlerini ilk olarak Allah’ ve Peygamber’i medihle ba+lar, insan n yarad l + ndan bahsederler. Ayn zamanda onlar n eserlerinde Farslarla tam z t olan vahdaniyet fikri hâkimdir. Arap halk n n +iire ve edebiyata ba l olmalar na ra men, Azerbaycan’da +airlere ve ilim adamlar na toprak pay vermemelerinin de nedeni bu olsa gerek. Saym + oldu umuz

nedenlerledir ki, Azerbaycan’da Arapça yazan +air veya ilim adam hiç olmam +t r söylenilecek kadar azl k olu+turmaktad r.242

Bölgelerdeki halk n durumuna gelince ise Arap ailelerinin yerle+tirildi i arazilerde olanlar sadece Arapça konu+urlard . Ama daha öncede bildirdi imiz üzere sonradan Türk dili hâkim olma a ba+lam +t r. Yerli halk onu kabul etmi+ ve idarenin de de i+mesinden sonra Arap Yar madas ’yla olan alakalar n n da kesilmesi üzerine yerli halktan tecrit halde ya+amamak için Araplar n kendileri bile Türk dilini ö renmi+lerdir.

4. Azerbaycan (ehirleri

Orta as rlarda Azerbaycan’da meydana gelen +ehirlerin sebepleri, onlar n kalk nmas yla alakadar kaynaklarda o kadar da fazla bilgiye rastlamamaktay z. Özellikle Arap hilâfeti zaman ekonominin inki+af na Azerbaycan +ehirlerinin etkisi, +ehir hayat , +ehirlerdeki ya+ay + ve sosyal durumun da ihatal olarak ara+t r lmamas di er bir zorluk olu+turmaktad r. Bu sahada arkeolojik ara+t rmalar n çok zay f olmas , +ehirlerin yerle+im alanlar ve onlar n in+a olunmas konusunda da malumat vermemize engel olmaktad r. Kaynaklarda ad geçen birçok +ehirler vard r ki, bu gün onlar n nerede yerle+mi+ olmalar ile alakadar söz söylemek bile çok zordur.

Fetihten önceki Azerbaycan +ehirlerinin esas özelli i bir üretim merkezi olmalar idi. O devirdeki yönetim, köylerden ve di er yerlerden göç etmi+ insanlar ve sanatkârlar +ehirlerde toplayarak, onlar a r fiziki i+lerde çal +t r rd . Tehirlerde “zadegân” (asilzade) ve “zadegân olmayan” (halk) olarak isimlendirilen iki s n f insan ya+amaktayd . Ayn mesle e sahip insanlar n bir arada olup, ayn yerde ya+ad klar ndan onlara özel sokak ve mahallelerin meydana geldi ine de +ahid olmaktay z.243

Kaynaklarda Azerbaycan ve Arran’da ticaret ve sanayi yollar üzerinde yerle+mi+ ve di erlerine nispette daha fazla inki+af etmi+ +ehirlerin varl klar ndan bahsedilmektedir. Bu +ehirlere “büyük” veya “me hur” s fatlar verilmi+tir ki, buraya

242 Resulzade, Mehmet Emin, a.g.e., s. 173-175

da Çoqa, Berde, Derbend, Gence, Beylekan vs. +ehirler dâhil edilmekteydi. Kaynaklar ayn zamanda bu +ehirlerde sadece ticaret ve üretimle ilgili de il, ayn zamanda alt n, gümü+, demir ve bak r ç kar l p i+lendi ini de haber vermektedirler.244

kinci grup +ehirler ise ticaret yollar ndan uzakta olup, dâhili sanatkârl k ve ticaretle me+gul olan +ehirler idiler. Mingeçevir, Teki, Qebele, Tamhor, Nahç van, Erdebil ve Girdiman gibi +ehirler bunlar n en me+hurlar d r. Burada +ehir de il, köy statüsünü ta+ yan m nt kalar da vard ki, onlar genelde tar m ve hayvanc l kla u ra+maktayd lar.245

Azerbaycan +ehirlerinin yap m özellikleri ile alakadar olarak +unlar söyleyebiliriz: slâm ordular n n geli+inden önce burada mevcut olan +ehirler kale duvarlar ile çevrilirdi. Erdebil, Qebele, Berde, Beylekan, Tamhor, Tamah ve Kazak +ehirleri bu +ekildeydi. Bu +ehirler ta+ d klar önem ve yerle+tikleri stratejik konum bak m ndan kale duvarlar ve burçlarla çevrilmi+ti. Bu duvar ve burçlar n üzeri +ehri muhafaza edecek kuvvetlerin yerle+ebilecekleri bir +ekilde yap lard .246

Tehirlerin olu+mas nda muhtelif sebepler rol oynay r. Bu hususta iktisadî, sosyal ve siyasî âmiller önemli rol oynamaktad r. Azerbaycan’da arkeoloji ara+t rmalar n çok az ve düzensiz olmas bu konuda daha da ihatal malumat vermemizi engellemektedir. Arkeolojik kaz lar sadece Mingeçevir ve Beylekan +ehirlerinde yap lm +t r ve onlarla ilgili malumat +öyledir:

4.1. Mingeçevir

Ara+t rmac lar Mingeçevir sözünün nereden al nd ve böyle bir +ehrin kurulma sebepleri ile ilgili farkl fikirler söylemektedirler. Bu devir hakk nda tarihî ara+t rmalar bulunan Ziya Bünyadov bu ad n 224/839’lu y llarda Azerbaycan’da hilâfete kar+ isyan eden Minkiçevr el-Ferqani’nin isminden geldi ini söylemektedir.

244 Azerbaycan Etnografyas , Grup çal +mas , Bakü, 1988, s. 21–22

245 Ehmedov, Hüseyin, Nepolnaya Keramika Azerbaydjana, Bakü, 1959, s. 9

246 Velihanl , Naile, IX-XII As r Arap Co@rafya inas Seyyahlar Azerbaycan Hakk nda, Bakü, 1974, s.

Son devirlerde +ehrin eski arazisinde yap lan arkeolojik kaz nt lar da Mingeçevir arazisinde m.ö. III. y.y’a ait insan ya+ay + meskenlerinin oldu u ortaya ç km +t r.

XVII. as r seyyah Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” eserinde Kür nehrinin do u k sm nda ipek kuma+ dokuma imalathaneleri olan, güzel bir mescidi bulunan ve halk n n da ço unlu u Müslüman olan Mingeçevir isimli ya+ay + m nt kas n n varl ndan haber vermektedir.247

Mingeçevir’de orta as rlara has tüm sanat çe+itleri seramik, demir, deri, alt n, gümü+ üretimi ve dokuma çok geli+mi+tir. Arkeolojik kaz larda pamuk, yün, ipek kuma+ ve hal lara da rastlamaktay z ki, bu orada dokuma sanat n n varl ndan haber vermektedir. Tehir Kür nehri k y s nda kuruldu undan, burada bal kç l k da inki+af etmi+tir ki, kaz larda bununla ilgili kal nt lara da rastlan lm +t r.248

4.2. Beylekan

Orta as r kaynaklar n n da verdi i malumata göre Beylekan (Örenqala) +ehri V. asr n sonu VI. asr n ba+lar nda kurulmu+tur ki, bu da arkeolojik kaz larda ispat edilmi+tir. Sâsânî hükümdar I Kubat’ n (m. 488–531) Albanya’da bir merkez +ehirlerinin olmas dü+üncesiyle bu +ehri yapt rm + oldu u dü+ünülmektedir.249

Son devirlerde +ehrin kal nt lardaki arkeolojik ara+t rmalardan anla+ ld na göre +ehrin arazisi k rk kilometre kare olmu+tur. Bunun on iki kilometre karesi kale duvarlar n n içinde kalm +t r. Duvarlar n kal nl 6 metre, yüksekli i ise 6–9 metre olmu+tur. Sâsânîler devrinden itibaren bir ticaret +ehrine çevrilen Beylekan, sonradan Hazarlar n hücumlar ve Bâbek isyan na yak n olmas onu bu geli+meden uzakta b rakm +t r. Bu +ehir özellikle seramik kap-kaçaklar yla ve di er malzemelerin üretilmesiyle tan nm +t r.250

247 “Mingeçevir”, ASE, Bakü 1982, VI, 578–579; Vahidov, R.M., Miqeçaur v III-VIII vv, Bakü, 1961,

s. 75

248 Qaz yev, S.M., Arheoloqiçeskie Raskopki v Minqeçaure, Bakü, 1949, s. 46-47 249 “Beylekan”, ASE, Bakü, 1978, II, 57–58

250 esen, A.A., Nov e Dann e dlya storii Azerbaydjana po Rabotam Orenkalinskoy Ekspediçii 1953-

4.3.Çoqa

Arran’ n en büyük +ehri Çoqa kabul edilmekteydi. Bu +ehrin arazisi yüz kilometre kareden fazla olup, kale duvarlar ve burçlarla çevrili olundu u konusunda malumat verilmektedir. Kale duvarlar n n eni 12–15 metre, yüksekli i ise 2 metre olmu+tur. Kalenin d + nda ise eni 20–25 metre, derinliyi 4–6 metre olan hendek vard ki, tehlike an nda o su ile dolduruluyormu+. Bu da +ehrin muhafazas n daha da kolayla+t r yordu.251

4.4.Berde

Kaynaklara bakt m z zaman Arran’ n en geli+mi+ +ehrinin onun ba++ehri olan Berde’nin oldu u anla+ l yor. Lâkin onun ne zaman ve kimin emriyle kuruldu u hakk nda kesin bir malumat yoktur. Alban tarihi yazar Kalankatl ’n n verdi i bilgiye göre Berde +ehri Sâsânî hükümdar Perviz’in (m. 459–488) emri ile Vaçe taraf ndan kurulmu+tur.252 Belâzürî’nin malumat na göre ise Kubad Arran’da tüm bölgenin ba++ehri olan Berde +ehrini in+a ettirmi+tir.253

En eski tarihi ise ran tarihçisi Hamidullah Qezvini vermektedir ki, onun fikrince +ehir Makedonyal skender (m.ö. 336–23) taraf ndan kurulmu+tur. Lâkin +ehir arazisinde yap lan ama sonradan yar m kalan arkeolojik kaz Makedonyal

skender, Selevkiler, Ar+akiler ve Roma imparatoru Avgust devrine ait paralar n burada bulunmas Berde’nin m.ö. de mevcut oldu unu ve ticarî ba lant lar n varl ndan haber vermektedir. Bölgede inki+af eden ticarî münasebetlerin ve mukavelelerin bu +ehirde yap lmas Arap hilâfetinin de onun inki+af na ve müdafaas na özel önem göstermesine neden olmu+tur.254

ran’la Bizans aras nda devam eden sava+larda Bizans’ n taraftar olan Hazarlar 628 y l nda Berde’ye hücum ederek onu ya malarlar. Tehir sonradan Emevî Halifesi I Maviye (40–60/660–680) devrinde onun emriyle Arran hâkimi Abdülaziz b. Hatem taraf ndan yeniden imar ettirilmi+, muhafaza maksad yla kale duvarlar

251 Kotoviç, V.Q., Daqestan v III-V vv, Mahaçqala, 1957, s. 33 252 Patkanov K., storiya, s. 32, 141–143

253 Belazurî, Fütûh, (Leiden) s. 193 254 “Berde” ASE, Bakü, 1978, II, 145-146

dikilmi+ ve hendekler kaz lm +t . Bu +ehrin Araplar taraf ndan kurulmas söz konusu de ildir, kaynaklardan da görüldü ü üzere onlar burada sadece yeniden imar i+leri yapm +lard r. Çünkü kaynaklarda Berde’nin Sâsânîler devrinde Arran’ n ba++ehri oldu u s kça bildirilmektedir.255

X. as rda bölgede hilâfetin zay flamas ndan istifade eden Ruslar Volqa-Hazar yoluyla hücum ederek merkez olan Berde’yi 332/943–944 y llar nda ya malayarak harap ettiler. Sonradan Mo ollar n hücumu zaman tamam yla yok edilen Berde +ehri ile alakadar Alban Tarihi hariç, onun nerede yerle+ti i ve +ehir plan yla ilgili geni+ bilgi veren hiçbir kaynak yoktur. Bu gün elimizde Berde +ehrinin varl n gösteren Abbâsîler devrine mahsus paralar n olmas ve arkeolojik kaz lar zaman ortaya ç kar lan kanallar, evler ve kale duvarlar n n zeminleri hariç bir +ey bulunmamaktad r.256

4.5. Gence

Arran’ n di er büyük +ehri Gence’dir. Kaynaklara dikkat etti imiz zaman her müellif onun ismini kendi diline uygun bir +ekilde seslendirmi+tir. Araplar “Cenze”, Farslar “Genze”, Ermeniler “Qandzak” ve Gürcüler ise “Qandza” +eklinde ifade etmi+lerdir. Gence sözünün mânâs na gelince ço unluk onun Pehlevi sözü olup, “hazine”, “define” veya “mahsul saklan lan depo” mânâs na geldi ini söylemektedirler. Bir grup ara+t rmac ise onun kabile ismi oldu unu savunmaktad r.257

Kaynaklar onun ne zaman kuruldu u hakk nda farkl malumat vermektedir. Orta as r ara+t rmac s V. Bezmenov bu +ehrin Makedonyal skender taraf ndan in+a

255 Patkanov K., storiya, s. 32

256 Pahomov, Aleksandr, Ba ni i Mavzolei v Barde, Bakü, 1934, s. 82

257 Bu +ehir 1804 y l na kadar Gence, 1804–1918 y llar aras nda Yelizavetpol, 1918–1935 y llar