• Sonuç bulunamadı

KAMU EKONOM S -II. Editörler Prof.Dr. Coflkun Can AKTAN Doç.Dr. Dilek D LEY C

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KAMU EKONOM S -II. Editörler Prof.Dr. Coflkun Can AKTAN Doç.Dr. Dilek D LEY C"

Copied!
172
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAMU EKONOM‹S‹-II

Yazarlar

Prof.Dr. Coflkun Can AKTAN (Ünite 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7) Doç.Dr. Dilek D‹LEY‹C‹ (Ünite 1, 2, 3, 5, 6)

Prof.Dr. Mustafa SAKAL (Ünite 3) Doç.Dr. Hakan AY (Ünite 4) Yrd.Doç.Dr. Hilmi ÇOBAN (Ünite 4) Arfl.Gör. Abdullah Burhan BAHÇE (Ünite 7)

Editörler

Prof.Dr. Coflkun Can AKTAN

Doç.Dr. Dilek D‹LEY‹C‹

(2)

‹çindekiler

Önsöz ... vii

Kamu Tercihi ‹ktisad›na Girifl ... 2

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADI: TANIMI VE KAPSAMI... 3

Sosyal Tercih ve Kamu Tercihi Ay›r›m› ... 4

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ ORTAYA ÇIKIfiI VE GEL‹fi‹M‹... 6

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ TEMEL VARSAYIMLARI ... 9

Metodolojik Bireycilik ... 9

Politik Mübadele ... 9

Rasyonellik ... 10

POZ‹T‹F VE NORMAT‹F KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI... 11

Pozitif Kamu Tercihi ... 11

Oylama Kurallar› Teorisi... 11

Politik Rekabet ve Ortanca Seçmen Teorisi ... 12

Ç›kar Gruplar› Teorisi ... 13

Bürokrasinin Ekonomik Teorisi ... 14

Politik Konjonktür Dalgalanmalar› Teorisi ... 15

Oy Ticareti (Logrolling) ... 15

Seçmenlerin Davran›fllar› ... 16

Devletin Baflar›s›zl›¤› Teorisi ... 16

Normatif Kamu Tercihi ... 17

Optimum Oylama Kural› ... 17

Anayasal Yeniden Yap›lanma: Anayasal ‹ktisat ... 18

TEOR‹K KAMU TERC‹H‹, AMP‹R‹K KAMU TERC‹H‹ VE DENEYSEL KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI ... 19

Özet ... 22

Kendimizi S›nayal›m ... 24

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 25

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 25

Yararlan›lan Kaynaklar ... 26

Kamu Ekonomisinde Karar Alma ve Oylama ... 28

KAMUSAL KARAR ALMA MEKAN‹ZMASI: S‹YASAL SÜREÇ ... 29

DEMOKRAT‹K S‹STEMLERDE S‹YASAL SÜREC‹N YAPISI VE UNSURLARI 31 S‹YASAL SÜREÇTE ETK‹LEfi‹M... 34

DEMOKRAT‹K S‹STEMLERDE TERC‹HLER‹N BEL‹RLENMES‹ YÖNTEMLER‹ ... 36

OYLAMA MEKAN‹ZMASI... 37

Oylama Maliyeti ve Optimum Oylama Oran› ... 37

Oylama Kurallar› ... 38

Oy Birli¤i Kural› ... 38

Oy Çoklu¤u (Ço¤unluk) Kural›... 40

Puanl› Oylama Kural›... 41

Nokta Oylamas› Kural›... 41

Oy Ticareti (Logrolling) ... 42

Özet... 44

Kendimizi S›nayal›m... 45

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 46

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 46

Yararlan›lan Kaynaklar... 47

1. ÜN‹TE

2. ÜN‹TE

(3)

Bürokratik Davran›fllar›n Ekonomik Teorisi... 48

BÜROKRAS‹: TANIMI VE GEL‹fi‹M‹... 49

BÜROKRAS‹N‹N TEMEL UNSURLARI: BÜRO VE BÜROKRATLAR... 49

GELENEKSEL BÜROKRAS‹ TEOR‹S‹: FAYOL‹ZM VE WEBERYEN BÜROKRAS‹ ... 51

BÜROKRAT‹K DAVRANIfiLARIN EKONOM‹K TEOR‹S‹: KAMU TERC‹H‹ PERSPEKT‹F‹... 53

Bürokratik Üretim Sürecinin Yap›s› ... 53

Bütçe Maksimizasyonu ... 55

Bürokratlar ile Siyasal ‹ktidar Aras›ndaki Pazarl›k Süreci... 57

Gündemin Kontrolü ... 58

Asimetrik Enformasyon Sorunu... 59

Bürolararas› Rekabet ... 60

Bürokratik Etkinsizli¤e Yönelik Çözüm Önerileri... 61

Özet... 64

Kendimizi S›nayal›m... 66

Yaflam›n ‹çinden... 67

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 67

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 68

Yararlan›lan Kaynaklar... 68

Siyasal Karar Alma Sürecinde Ç›kar Gruplar›...70

ÇIKAR GRUPLARI: TERM‹NOLOJ‹ ... 71

Grup Kavram› ve Türleri ... 71

Gruplar›n Oluflumu ... 73

Ç›kar Gruplar› Kavram›... 73

Bask› Grubu... 74

Siyasi Gruplaflmalar... 74

Sivil Toplum Kurulufllar› ... 75

ÇIKAR GRUPLARI: T‹POLOJ‹ ... 76

Ortak Menfaatlere ve Ortak Tutumlara Dayal› Ç›kar Gruplar›... 76

Ölçek Aç›s›ndan Ç›kar Gruplar› ... 76

Amaçlar› Yönünden Ç›kar Gruplar› ... 77

Teflkilatlanmalar› Aç›s›ndan Ç›kar Gruplar› ... 78

Kurumsal Ç›kar Gruplar›... 79

ÇIKAR GRUPLARININ ÖZELL‹KLER‹ ... 79

ÇIKAR GRUPLARININ AMAÇ VE FONKS‹YONLARI... 80

ÇIKAR GRUPLARININ S‹YASAL SÜREC‹ ETK‹LEME YÖNTEMLER‹ ... 81

Lobicilik ... 82

‹kna ... 82

Kamuoyunu Etkileme... 82

Tehdit... 82

Kolektif Rüflvet ... 83

Rüflvet... 83

Sabotaj... 83

Baflka Partiyi Destekleme ... 83

Do¤rudan Hareket ve Lokavt ... 84

Üye Say›s› ... 84

Mali Kaynaklar... 84

Organizasyon... 84

Sosyal Statü... 84 3. ÜN‹TE

4. ÜN‹TE

(4)

Liderlik ... 85

Di¤er Faktörler ... 85

ÇIKAR GRUPLARI TEOR‹LER‹ ... 85

Klasik Ç›kar Gruplar› Teorisi... 85

Mancur Olson ve “Özel Ç›kar”Amaçl› Ç›kar Gruplar›... 86

Chicago ‹ktisat Okulu Perspektifinden Ç›kar Gruplar› ... 86

Kamu Tercihi Perspektifi: Ç›kar Gruplar› ve Rant Kollama ... 87

Özet... 88

Kendimizi S›nayal›m... 90

Yaflam›n ‹çinden... 91

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 92

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 92

Yararlan›lan Kaynaklar... 93

Siyasal Süreçte Enformasyon Sorunlar› ... 96

P‹YASA EKONOM‹S‹NDE ENFORMASYON SORUNU ... 97

S‹YASAL SÜREÇTE ORTAYA ÇIKAN ENFORMASYON SORUNLARININ ANAL‹Z‹ ... 99

S‹YASAL SÜREÇTE ENFORMASYON VE ENFORMASYONUN ÖNEM‹ ... 100

S‹YASAL SÜREÇTE ENFORMASYON KAYNAKLARI... 101

S‹YASAL SÜREÇTE ENFORMASYON SORUNLARI... 102

Seçmenlerin Bilgisizli¤i ve Rasyonel Bilgisizlik... 103

TAM ENFORMASYONUN ‹MKÂNSIZLI⁄I: TABULA RASA’DAN EKS‹K ENFORMASYONA ... 103

SEÇMEN B‹LG‹S‹ZL‹⁄‹N‹N NEDENLER‹ ... 106

Rasyonel Seçmen Bilgisizli¤i ... 107

Seçmen Bilgisizli¤inin Sonuçlar›... 111

Seçmen ‹lgisizli¤i ve Rasyonel ‹lgisizlik ... 113

Depolitizasyon ... 115

Seçmenlerin Miyoplu¤u ... 116

Seçmenlerin Unutkanl›¤› ... 116

Bürokrasinin Bilgi (Enformasyon) Hâkimiyeti, Gizlilik ve Örtbas E¤ilimi ... 117

Siyasal Arz ve Siyasal Talep Yönlerinden Tarafl›, Yanl›fl ve Afl›r› Enformasyon Sorunlar›... 118

Asimetrik Enformasyon Sorunu... 119

Mali Aldanma Sorunu ... 120

S‹YASAL SÜREÇTEK‹ ENFORMASYON SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ... 122

Özet... 125

Kendimizi S›nayal›m... 127

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 128

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 129

Yararlan›lan Kaynaklar... 130

Demokrasinin ‹ktisadi Analizi: Kamu Tercihi Perspektifinden Demokrasinin Baflar›s›zl›¤›... 132

DEMOKRAS‹YE TEOR‹K DÜZEYDE YÖNELT‹LEN ELEfiT‹R‹LER ... 133

Arrow: Demokrasinin ‹mkâns›zl›¤›... 133

Downs: Eksik Enformasyon... 134

Mosca: Siyasal S›n›flar›n Hakimiyeti... 135

Pareto: Siyasal Elitizm ... 136

Michels: Oligarflinin Tunç Yasas› ... 137

5. ÜN‹TE

6. ÜN‹TE

(5)

Hayek ve Buchanan: S›n›rs›z Demokrasi ve Siyasal Gücün Kötüye

Kullan›m› ... 138

Buchanan ve Tullock: Oylaman›n Maliyeti ... 140

Marksist Elefltiriler ... 141

GÜNÜMÜZDE ÇA⁄DAfi DEMOKRAS‹LERE YÖNELT‹LEN BAfiLICA ELEfiT‹R‹LER ... 142

Halk Egemenli¤i Kavram›n›n Yanl›fl Yorumlanmas› (Halk Egemenli¤inin Ço¤unluk Despotizmine Dönüflmesi) ... 142

Az›nl›k Oylar›n›n Temsili Sorunu... 144

Oy Ticareti (Logrolling) ... 145

Siyasal ‹lgisizlik ve Siyasal Kat›l›m›n Düflük Olmas›... 145

Siyasal Bilgisizlik ... 146

Ç›kar Gruplar›n›n Egemenli¤i... 146

Depolitizasyon... 147

Politik Miyopluk ... 147

Demokrasiyi Engelleyen Bir Güç Olarak Sivil Toplum ... 148

‹nsan Haklar› ‹hlalleri ... 149

Hukuk Devleti ve Kuvvetler Ayr›l›¤› ‹lkesinin Etkin Bir fiekilde Uygulanamamas› ... 149

Laiklik Karfl›t› E¤ilimler ... 150

Lider Diktas› ve ‹ktidar›n Kifliselleflmesi ... 150

Militarizm ... 151

Özet ... 152

Kendimizi S›nayal›m ... 154

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 155

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 156

Yararlan›lan Kaynaklar... 156

Kamu Tercihi Perspektifinden Oyun Teorisi... 158

OYUN TEOR‹S‹N‹N TEMELLER‹ ... 159

Terminoloji ve Tipoloji ... 160

KAMU TERC‹H‹ TEOR‹S‹ VE OYUN TEOR‹S‹ ... 163

KAMU TERC‹H‹ PERSPEKT‹F‹NDEN MUHTEL‹F KONULAR VE PROBLEMLERE YÖNEL‹K OYUN TEOR‹S‹ ANAL‹ZLER‹ ... 165

Mahkûm Açmaz›... 165

TOPLUMSAL DÜZEN ‹Ç‹N S‹YASAL KURAL OLUfiTURULMASININ ÖNEM‹ ... 166

Toplumsal Düzen ‹çin Kurallar›n Gereklili¤i ... 168

Simetrik Özyapt›r›m Kural› ... 168

Simetrik Olmayan Kurallar ... 169

RANT KOLLAMA ... 169

Oylama... 170

Özet... 171

Kendimizi S›nayal›m... 173

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 174

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 174

Yararlan›lan Kaynaklar... 175

Sözlük ... 177

7. ÜN‹TE

(6)

Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;

Kamu Tercihi iktisad›n› tan›mlayabilecek,

Kamu Tercihi Teorisi’nin hangi varsay›mlara dayal› oldu¤unu tart›flabilecek, Kamu Tercihi Teorisi’nin inceleme alanlar›n› aç›klayabilecek,

Anayasal ‹ktisat’›n anlam›n› geldi¤ini ve önemini aç›klayabileceksiniz.

‹çindekiler

• Sosyal Tercih Teorisi

• Kamu Tercihi Teorisi

• Pozitif Kamu Tercihi

• Normatif Kamu Tercihi

• Anayasal ‹ktisat

Anahtar Kavramlar Amaçlar›m›z

N N N N

Kamu Ekonomisi-II Kamu Tercihi

‹ktisad›na Girifl

• KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADI: TANIMI VE KAPSAMI

• KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ ORTAYA ÇIKIfiI VE GEL‹fi‹M‹

• KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ TEMEL VARSAYIMLARI

• POZ‹T‹F VE NORMAT‹F KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI

• TEOR‹K KAMU TERC‹H‹, AMP‹R‹K KAMU TERC‹H‹ VE DENEYSEL KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI

1

(7)

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADI: TANIMI VE KAPSAMI

20. yüzy›l›n ortalar›na kadar ekonomik bilimi; piyasa mübadelesi, ekonomik insan (homo economicus) ve rasyonellik gibi varsay›mlara dayal› olarak piyasa sürecini analiz etmifltir. Politika bilimi ise politik kurumlar›n (yasama organ›, siyasal parti- ler, bürokrasi vb.) iflleyiflini, bu kurumlar aras›ndaki iliflkileri inceleme konusu yap- m›flt›r. 1950’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren hem ekonomi hem de politika bilimine farkl› bir bak›fl aç›s› getiren ve her iki bilim dal›n›n bir sentezini oluflturan “Kamu Tercihi ‹ktisad›” ad› alt›nda yeni bir araflt›rma alan›n›n temelleri at›lm›flt›r.

1963 y›l›nda ABD’de Kamu Tercihi Araflt›rma Merkezi’nin kurulmas›na neden olan bu araflt›rma alan›, bu merkez bünyesinde yap›lan çal›flmalarla meyvelerini vermifl ve 1986 y›l›nda kurucu olarak kabul edilen James M. Buchanan’›n Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanmas›yla dikkatleri üzerine çekmifltir.

Kamu Tercihi, kelime anlam› olarak seçenekler aras›nda seçim yapma ifllemini ifade eden “tercih” ve halk› ifade eden “kamu” kavramlar›ndan oluflmakta ve “hal- k›n tercihi” anlam›na gelmektedir. Fakat gerçekte halk›n kendisi tercihte buluna- maz. Tercihte bulunanlar bireylerdir ve bu tercihler “özel” ya da “kamusal” nitelik tafl›yabilir. Kifli, yaflam›n› devam ettirmek için özel tercihlerde bulunur. Fakat seçe- nekler aras›ndan kendisi yan›nda baflkalar› için de bir seçim yapt›¤›nda “kamusal tercihler” söz konusu olur. Bu tür tercihler “Kamu Tercihi” alan›ndaki araflt›rma konular›n› oluflturmaktad›r.

Dar anlamda Kamu Tercihi iktisad›, “devlet baflar›s›zl›¤›”yla ilgilidir. Buna göre;

kiflisel ç›kar›n› düflünen aktörlerin bulundu¤u bir “politik piyasa”da, devlet genel- likle piyasa aksakl›klar›n› düzeltmede baflar›s›zd›r (Lemieux, 2004: 22). Genifl an- lamda Kamu Tercihi ise piyasa d›fl› karar alma sürecinin ekonomik analizi veya k›- saca ekonominin politika bilimine uygulanmas› fleklinde tan›mlanabilir (Mueller, 1976: 395).

James M. Buchanan’›n deyimiyle Kamu Tercihi, “ekonomi bilimi ile politika bi- limi aras›ndaki ba¤› oluflturur”(Buchanan, 2002a: 65). Bu tan›ma göre Kamu Ter- cihi iktisad›n›n ekonomi bilimi ile politika biliminin kesiflim noktas›nda oldu¤u ifa- de edilebilir. Öte yandan, daha sonra ayr›nt›l› olarak ele al›naca¤› üzere, Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n normatif yönünü oluflturan devletin s›n›rlar›na iliflkin anayasal yeniden yap›lanma (Anayasal ‹ktisat yaklafl›m›) da dikkate al›nd›¤›nda, ekonomi ve politika bilimi yan›nda hukuk bilimini de bu analize dahil oldu¤unu belirtmek mümkündür. Dolay›s›yla Kamu Tercihi iktisad› interdisipliner bir araflt›rma alan›

olarak de¤erlendirilebilir.

Kamu Tercihi

‹ktisad›na Girifl

Kamu Tercihi Teorisi; piyasa d›fl› karar alma sürecinin ekonomik analizini yapan ve ekonomi teorisindeki araç ve metotlar› politik sürece, kamu sektörüne, politikaya ve kamu ekonomisine uygulayan bir teoridir.

(8)

Kamu Tercihi çal›flmalar›nda tercih edilen araflt›rma yöntemi, politik kurumla- r›n pozitif analizidir ve amaç, bireysel tercihleri daha iyi karfl›lamaya yard›m ede- cek kurumsal düzenlemeler için (ve dolay›s›yla politik ve ekonomik kurumlar›n geliflimi için) normatif öneriler üretmektir (Blankart ve Koester, 2006: 172).

Kamu Tercihi teorisi, esas olarak ekonomi teorisinde oldukça ayr›nt›l› analizler için gelifltirilmifl araç ve metotlar› almakta ve bu araç ve metotlar› politik sürece, kamu sektörüne, politikaya ve kamu ekonomisine uygulamaktad›r. Kamu Tercihi analizi, ekonomi teorisinde oldu¤u gibi, kamu sektöründeki bireysel aktörlerin; ör- ne¤in seçmenlerin, yönetime aday olanlar›n, milletvekillerinin, siyasi partilerin li- derlerinin ya da parti üyelerinin ve bürokratlar›n davran›fllar›n›, gözlemledi¤imiz ve gözlemleyebilece¤imiz sonuçlar›n›n bileflimi ile iliflkilendirmeye çal›flmaktad›r (Buchanan, 2002a: 67). Dolay›s›yla Kamu Tercihi’nin ekonomi biliminin kulland›-

¤› araç ve yöntemleri kullanarak analiz etti¤i ve normatif öneriler sundu¤u politi- ka bilimine iliflkin konular; oylama kurallar›ndan seçmenlerin davran›fllar›na, ç›kar gruplar›n›n oluflumu ve iflleyiflinden bürokrasinin amaç ve etkilerine kadar çok ge- nifl bir alan› kapsamaktad›r.

Kamu Tercihi, siyaset bilimi, hukuk ve ekonomi disiplinlerinin kesiflme nokta- s›nda yer alan bir yeni araflt›rma alan›d›r. (fiekil-1) Yukar›da da ifade edildi¤i üze- re, Kamu Tercihi disiplini içerisinde inceleme konusu, do¤rudan politika ve dolay- l› olarak hukuktur. Özellikle, Kamu Tercihi disiplininin bir uzant›s› olarak kabul edebilece¤imiz “anayasal politik iktisat” baflta anayasa olmak üzere formel kural- lar (hukuk) ve informel kurallar ile siyasal karar alma sürecinin iyilefltirilebilece¤i- ni savunur.

Sosyal Tercih ve Kamu Tercihi Ay›r›m›

Sosyal tercih (social choice) ile kamu tercihi (public choice) kavramlar› zaman za- man efl anlaml› olarak kullan›lmaktad›r. Oysa sosyal tercih ve kamu tercihi, kolek- tif tercihleri analiz eden iki farkl› teoridir.

Kolektif tercih, bir toplumun üyeleri olan bireylerin tercihleri ile devlet tara- f›ndan yap›lan kolektif tercihler aras›ndaki iliflkileri inceler (Brown ve Jackson, 1990: 87). Kolektif tercih teoreminin inceleme alan›, toplumda yer alan birey- lerin siyasal süreçteki tercihlerinin nas›l toplanaca¤› ve böylece tutarl› toplum- sal tercihlere nas›l ulafl›laca¤›d›r.

S‹YASET B‹L‹M‹

TERC‹H‹KAMU

EKONOM‹ HUKUK

fiekil 1.1 Bir ‹nterdisipliner Araflt›rma Alan›

Olarak Kamu Tercihi

(9)

Kolektif tercih sorununa iliflkin iki farkl› inceleme alan› bulunmaktad›r (Brown ve Jackson, 1990: 91). Bunlardan biri Sosyal Tercih teorisi, di¤eri ise Kamu Terci- hi teorisidir. Sosyal Tercih teorisi; piyasa d›fl› karar alma sürecine iliflkin kurumsal yap›y› incelemez, sadece tercihler üzerine odaklan›r. Kamu Tercihi teorisi ise ter- cihlerden ziyade politik sürece iliflkin kurumsal yap›y› inceler. Örne¤in; kolektif tercihin gerektirdi¤i kurallar nelerdir ve bu kurallar süreçteki unsurlar›n davran›fl- lar›n› nas›l etkiler?

Sosyal Tercih ve Kamu Tercihi teorilerinin benimsedi¤i varsay›mlar da farkl›l›k arzetmektedir. Sosyal tercih daha ziyade kamu ç›kar› varsay›m›na dayal› iken, Ka- mu Tercihi kiflisel ç›kar varsay›m›n› esas almaktad›r. Daha ziyade politik bilimcile- rin yararland›¤› kamu ç›kar› (sosyal ç›kar) yaklafl›m›; sosyal refah kavram›, sosyal sözleflme ve devlet teorileriyle aç›klan›r. Bu yaklafl›mda birey, sosyal tercihleri ya- pan kurumlara hizmet eden bir birim niteli¤indedir. Sosyal tercih analizinde bire- yin rolü, seçimi yapan örgütler içerisinde bir vas›ta olma durumundad›r. Dolay›s›y- la kamu ç›kar›na hizmet etmek için var olan bu grup ve örgütlerin davran›fllar› in- celenmektedir. Gruplar›n tercihlerde bulundu¤u düflünülmekte ve devletin kendi- sini oluflturan bireylerden ba¤›ms›z bir olgu oldu¤u varsay›lmaktad›r (Brown ve Jackson, 1990: 91-92; Akal›n, 1981: 84-85).

Kiflisel ç›kar yaklafl›m› ise Kamu Tercihi teorisinin temelini oluflturur. Kamu Tercihi teorisyenleri sosyal tercih sorununa farkl› bir bak›fl aç›s› getirmifllerdir. “Oy- birli¤inin Hesab›” bafll›kl› çal›flmalar›nda James M. Buchanan ve Gordon Tullock (1965), geleneksel iktisad›n piyasa sürecindeki kiflisel ç›kar aksiyomunu siyasal sü- rece uyarlayarak, bu süreçte de kiflisel ç›kar güdüsünün hakim oldu¤unu vurgula- m›fllard›r. Fakat piyasa sürecinden farkl› olarak siyasal süreçteki temel sorun; bi- reysel tercihlerden tutarl› toplumsal tercihlere ulaflman›n gerekli olmakla birlikte, bireysel tercihleri toplaman›n zor olmas› ve bu tercihlere ulaflman›n güçlü¤üdür.

Kamu Tercihi, sosyal ç›kar yaklafl›m›nda oldu¤u gibi bireyden ba¤›ms›z grup ve- ya örgütlerin kararlaflt›rd›¤› objektif bir de¤erlendirme olmak yerine, bireysel subjek- tif de¤erlendirmelerin bir sonucudur. Bir baflka deyiflle sosyal ç›kar yaklafl›m›na gö- re, sosyal seçim sürecinde bireyin kendi faydas›n› de¤il, ‘sosyal ç›kar›’ veya ‘genel iyili¤i’ maksimize etti¤i varsay›l›r (Akal›n, 1981: 86). Kamu Tercihi teorisyenleri ise

“sosyal ç›kar” ya da “kamu yarar›” kavramlar›n› içi bofl ifadeler olarak nitelendirmek- te ve sosyal ç›kar yerine kiflisel ç›kar›n geçerli oldu¤unu savunmaktad›rlar.

Bu yönüyle Kamu Tercihi yaklafl›m› sosyal refah fonksiyonlar›na bir alternatif oluflturmaktad›r. Sosyal refah fonksiyonu, toplumsal tercihin bireysel tercihlerin toplam›ndan olufltu¤unu varsayar. Bireysel tercihlerin toplanmas› suretiyle, bir sos- yal refah fonksiyonu elde edilebilir ve bu fonksiyonun maksimizasyonu sa¤lanabi- lir. Bu fonksiyon, temel olarak Pareto optimumuna dayanmakla birlikte, refah ik- tisad› içerisinde Abram Bergson (1938) ve daha sonra Paul Samuelson (1947) tara- f›ndan gelifltirilmifl olup, bu nedenle de “Bergson-Samuelson tipi sosyal refah fonk- siyonu” olarak adland›r›lmaktad›r. Sosyal refah fonksiyonu, de¤iflik bireysel tercih s›ralamalar›n›n bir tek tercih s›ralamas›na dönüflmesini sa¤layan bir fonksiyonel iliflki veya tüm bireylerin yarar fonksiyonlar›n› kapsayan ve bireysel yararlar›n top- lam›ndan oluflan bir fonksiyon olarak tan›mlanabilir (Sönmez, 1987: 83). Sosyal re- fah fonksiyonu ile bireysel tercihlerin toplam›ndan oluflan bir toplumsal tercih s›- ralamas›na ulaflmak mümkündür.

Kamu Tercihi, sosyal refah fonksiyonlar› yaklafl›m›n›n yerini alan rasyonellik ve kiflisel ç›kar gibi temel ekonomik aksiyomlara dayal›d›r. Buna göre Bergson-Samu- elson taraf›ndan önerilen sosyal refah fonksiyonu gibi teoriler anlaml› de¤ildir.

Kolektif tercih teoremi;

toplumda yer alan bireylerin siyasal süreçteki tercihlerinin nas›l toplanaca¤› ve böylece tutarl› toplumsal tercihlere nas›l ulafl›laca¤›n› inceleyen teoriye verilen add›r.

(10)

E¤er kolektif kararlar, bireysel tercihlerden elde edilmek zorundaysa, sosyal refah fonksiyonlar› ifllevlerini kaybederler. Çünkü sosyal refah fonksiyonlar›n› savunan- lar, bireysel karar alma süreçlerini ve demokratik sürecin iflleyiflini dikkate alma- maktad›rlar (Blankart ve Koester, 2004: 4).

Kiflisel ç›kar yaklafl›m›na dayal› olan Kamu Tercihi, sadece toplumsal tercihlere ulaflma sorunu ile ilgilenmekle kalmamakta, ayn› zamanda bu sorunu ekonomi bi- limi aç›s›ndan da analiz etmektedir. Özellikle Buchanan’›n üzerinde durdu¤u nok- ta, siyasal sürecin iflleyiflindeki sorunlar›n kamu maliyesi alan›na yans›malar›d›r. Bu yönüyle de Kamu Tercihi, sosyal tercih teorisinden ayr›lmaktad›r. Buchanan bu alandaki çal›flmalar›nda Knut Wicksell’in görüfllerinden etkilenmifltir. Wicksell’e göre bütçenin harcama ve vergi yönü aras›nda ba¤lant› kurulmal›d›r. Wicksell, ka- mu sektöründeki kararlar›n bir “yard›msever despot” taraf›ndan de¤il, politik süreç vas›tas›yla al›nd›¤›n› ileri sürerek, mali kararlar›n al›nmas›nda kullan›lan kamusal seçim kurumlar› üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. Kamu sektöründeki kararlar için ileri sürdü¤ü normatif bir etkinlik kriteri ise oy birli¤i ilkesinin uygulanmas›d›r (Bucha- nan, 1991a: 6). Buchanan, Wicksell’in bu konudaki görüfllerini daha ileri götüre- rek, vergi ve kamu harcamalar›na iliflkin kararlar›n politik süreç içerisinde al›nma- s› nedeniyle hükûmetlerin bu alandaki yetkilerini ne flekilde kulland›klar›na dikkat çekmifl ve normatif öneriler sunmufltur.

Kamu Tercihi teorisini, sosyal tercih teorisinden ay›ran temel fark› belirtiniz.

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ ORTAYA ÇIKIfiI VE GEL‹fi‹M‹

Kamu Tercihi iktisad›n›n ortaya ç›k›fl› 1950’li ve 60’li y›llara rastlamakla birlikte, fel- sefi kökenlerinin 18. yüzy›ldaki düflünürlerin görüfllerine dayand›¤›n› söylemek mümkündür.

Kamu Tercihi’nin habercileri, K›ta Avrupas› bilim adamlar›ndan Sax, Mazzola, Pantaleoni, De viti de Marco ve en önemlisi Knut Wicksell’dir (Buchanan, 2002b:

86-87). Bununla birlikte 18. yüzy›lda toplumsal tercih sorunu ile ilgilenen ve ger- çekte birer matematikçi olan Jean-Charles Borda (1781) ve Marquis de Condorcet (1785) de Kamu Tercihi iktisad› aç›s›ndan önemli bir yer tutar.

20. yüzy›la gelindi¤inde ise s›ras›yla Harold Hotelling (1929), James M. Bucha- nan (1949), Kenneth Arrow (1951), Anthony Downs (1957), Duncan Black (1958), William Riker (1961), James M. Buchanan ve Gordon Tulluck (1962), Mancur Ol- son (1965) ve William Niskanen (1971)’in çal›flmalar› Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n temellerinin at›lmas›nda ve geliflmesinde öncü rol oynam›flt›r.

Bununla birlikte, Kamu Tercihi iktisad›na iliflkin literatürde ön plana ç›kan befl temel eser bulunmaktad›r. Bunlar; Duncan Black’in “Grupta Karar Alman›n Rasyo- neli Üzerine” (1948), Kenneth Arrow’un “Sosyal Tercih ve Bireysel De¤erler”

(1951), Anthony Downs’un “Demokrasinin Ekonomik Teorisi” (1957), James M.

Buchanan ve Gordon Tullock’un “Oybirli¤inin Hesab›: Anayasal Demokrasinin Mant›ksal Temelleri” (1962) ve Mancur Olson’un “Kolektif Faaliyetin Mant›¤›”

(1965) bafll›kl› çal›flmalard›r.

Duncan Black’›n komitelerde karar alma süreciyle ilgili ilk araflt›rmas› (1948), modern Kamu Tercihi iktisad›n›n bafllang›c› say›l›r (Tollison, 1988: 339). Black, ilk kez Harold Hotelling taraf›ndan savunulmufl olan ortanca seçmen teorisini ve se- çimlerde adaylar›n ve komitelerin davran›fl›n› araflt›rmaya yönelik bir analiz ortaya koymufltur (Black, 1948: 24-30). Bu çal›flma, belirli flartlar alt›nda, en fazla bir se-

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L E M A K A L E

1

(11)

çene¤in (alternatif), di¤er her seçenek karfl›s›nda basit ço¤unlu¤u sa¤layabildi¤ini göstermifltir. E¤er özellikle seçmen tercihleri tek zirveli ise denge, ortanca seçmen taraf›ndan en çok tercih edilen seçenekte oluflacakt›r. Bu denge, ekonomi bilimin- deki rekabetçi piyasa dengesinin politika bilimindeki karfl›l›¤›d›r (Rowley, 2004:

3). Yani bireysel tercihler tek zirveli olacak flekilde s›ralanabilirse, baflka herhangi bir seçene¤i yenilgiye u¤ratacak tek bir ço¤unluk sonucu ortaya ç›kacakt›r. Kaza- nan seçenek, tercihte bulunan seçmenler aras›nda yer alan ortanca seçmenler ta- raf›ndan en çok tercih edilen alternatiftir (Buchanan, 2002a: 71-72).

Black, bununla birlikte ço¤unluk kural›n›n özelliklerini de analiz etmifl ve basit ço¤unluk oylamas›ndaki sorunu ortaya koymufltur. Buna göre, gruplar›n tüm üye- lerinin tercih demetlerinin uyuflmas›na karfl›n, muhtemel seçeneklerin hiçbirinin seçmen bak›m›ndan di¤er bütün seçeneklerden daha a¤›r gelecek ço¤unluk des- te¤ini bulamad›¤› durumlarla karfl›lafl›labilir. Böyle bir durumda, ço¤unluk kural›y- la ulafl›labilir herhangi istikrarl› bir grup karar› bulunmamaktad›r. Grup, kolektif karar›n› alamaz ve karar ç›karamaz (Buchanan, 2002a: 71).

Kenneth Arrow, “Sosyal Tercih ve Bireysel De¤erler” adl› kitab›nda sosyal refa- h› sa¤laman›n zorlu¤una ve sosyal refah çerçevesinde ço¤unluk kural›n›n iflleyifli- ne dikkatleri çekmifltir (Rowley, 2004: 3). “Sosyal refah fonksiyonu” üzerinde çal›- flan Arrow, böyle bir fonksiyonun bir dizi bireysel tercih fonksiyonlar›ndan oluflup oluflamayaca¤›n› belirlemeye çal›flm›flt›r. Arrow, belirli koflullar› (diktatör bir yöne- timin olmamas›, geçerli oylama kural› ile bir karar alman›n mümkün olmas›, birey- sel tercih s›ralamas› üzerinde bir k›s›tlaman›n olmamas›, karar alma kural›n›n bi- reylerin tercihlerine cevap verebilmesi) sa¤layacak böyle bir fonksiyon bulunama- yaca¤› sonucuna ulaflm›fl ve esas itibar›yla Black’›n basit ço¤unluk kural› ile ulafl- m›fl oldu¤u sonuçlara yak›n sonuçlar elde etmifltir. Arrow’un belirtti¤i koflullar› ta- fl›yan hiçbir oylama yönteminin mevcut olmad›¤›na yönelik görüflleri “‹mkâns›zl›k Teoremi” olarak bilinmektedir. Arrow, kurumlar›n nas›l çal›flt›¤›yla de¤il, kolektif ya da sosyal tercihin mant›ksal yap›s›yla ilgilenmesi nedeniyle di¤er Kamu Tercihi teorisyenlerinden ayr›lmaktad›r (Buchanan, 2002a: 71). Arrow’un sosyal refah fonksiyonuna ve kolektif karar alma süresindeki tercih sorununa iliflkin çal›flmala- r›, kendisine 1972 y›l›nda Nobel Ekonomi Ödülü’nü getirmifltir.

Ço¤unluk oylamas› kurallar›n›n belirli koflullar alt›nda ortanca seçmenin tercih- lerini yans›tan belirleyici sonuçlar sa¤lama e¤ilimi, özellikle Kamu Tercihinin ka- mu maliyesi uygulamas›nda ve mahallî idare bütçeleriyle ilgili olarak al›nan karar- larda hem analitik hem de ampirik birçok çal›flman›n yap›lmas›na yol açm›flt›r (Buchanan, 2002a: 72). Black ve Arrow’un ulaflt›¤› sonuçlar bu yönüyle modern Kamu Tercihi teorisyenleri aç›s›ndan önemlidir.

Daha sonra Anthony Downs, “Demokrasinin Ekonomik Teorisi” (1957) adl› ça- l›flmas›nda, Hotelling-Black’in ortanca seçmen modelini temsili demokrasiye uygu- lam›flt›r. Üstelik Downs, seçmen tercihine ve seçimlerde seçmen kat›l›m›na iliflkin test edilebilir bir teori ortaya koyarak, Kamu Tercihi teorisinde seçmenin rolüne de¤inen ilk kiflidir (Tollison, 1988: 340).

Buchanan’›n Arrow’un çal›flmas›ndan önce yay›nlad›¤› ilk makalesi, organik devlet görüflüne yönelik bir elefltiri niteli¤indedir. Arrow’un kitab›n›n yay›nlanma- s›n›n ard›ndan bu elefltiriyi yinelemifltir. Buchanan, devlet ile birey aras›ndaki ben- zerlik yerine, devlet ile piyasa aras›ndaki benzerli¤e dikkatleri çekmifltir. Buna gö- re devlet, içinde bireylerin karfl›l›kl› ç›karlar› için birbirlerini etkiledi¤i bir kurum- dur ve politika da piyasada vatandafllar aras›ndaki mübadelenin yerine geçen bir süreçtir (Mueller, 2003: 5-6).

(12)

Buchanan ve Tullock’un çal›flmas›na kadar Kamu Tercihine iliflkin ilk literatür, tamamen s›n›rs›z demokratik ortamdaki oylama sorununa yo¤unlaflm›flt›r. 1962 y›- l›nda Buchanan ve Tullock’un “Oybirli¤inin Hesab›” adl› çal›flmalar›yla metodolo- jik bireycilik ve genel irade (oy birli¤i) konusuna yapt›klar› vurgu, önceki katk›lar- dan farkl›d›r. Kamu Tercihi yaklafl›m› için daha önemli olan, Buchanan ve Tul- lock’un “Anayasal ‹ktisat Teorisi”ni ortaya koymalar›d›r. Bu iktisatç›lar, anayasal aflamada bir bireyin rasyonel olarak, kolektif hareketten kaynaklanan (beklenen) karar alma maliyetleri ve (beklenen) d›flsal maliyetlerinin toplam›n› minimize eden bir oy oran›na uyulmas›n› tercih edece¤ini göstermifllerdir. Bu sonuçlar, o esnada ço¤unluk kural›n›n avantajlar›n› hemen her yerde savunan politik bilimcilere yö- nelik do¤rudan bir tepki niteli¤indedir (Rowley, 2004: 4).

Buchanan ve Tullock’un bu çal›flmalar›, ayn› zamanda piyasan›n baflar›s›zl›¤›

durumunda devlet müdahalesine zemin haz›rlayan yeni refah iktisad›na yönelik de elefltiriler getirmifltir. Buchanan ve Tullock, piyasada görülen tüm baflar›s›zl›klar›n - tekel gücü, kamusal mallar, d›flsall›klar, s›n›rl› ve asimetrik enformasyon ve ahla- ki riziko-, politik piyasalarda çok daha fazla oldu¤una dikkat çekmifllerdir (Row- ley, 2004: 5). Bu çal›flmaya göre ideal sosyal tercih prosedürü, oy birli¤i kural› ola- cakt›r fakat ifllem maliyetlerinin yüksekli¤i bu kural›n uygulanmas›n› engellemek- tedir (Boadway, 2001: 12).

Di¤er bilim adamlar›ndan farkl› olarak James M. Buchanan ve Gordon Tullock meslek yaflamlar› boyunca sürekli olarak Kamu Tercihi teorisi üzerinde çal›flm›fllar- d›r. Özellikle Buchanan bu alanda liderlik görevini üstlenmifltir. Buchanan ilk ola- rak 1957 y›l› bafllar›nda G. Warren Nutter ile birlikte Virginia Üniversitesinde Tho- mas Jefferson Politik ‹ktisat Araflt›rma Merkezi’ni oluflturmufltur. Bu merkez, Kamu Tercihi teorisinin temellerinin oluflmas›nda ve yeflermesinde önemli rol oynam›fl- t›r. Daha sonra Buchanan, Gordon Tullock ve Charles Goetz ile birlikte 1963 y›l›n- da “Virginia Politeknik Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi” ad›n› tafl›yan Üniversiteye ba¤l› bir birim olarak Kamu Tercihi Araflt›rma Merkezi’ni kurmufltur. Buchanan ve di¤er Kamu Tercihi iktisatç›lar› (Gordon Tullock, Geoffrey Brennan, Robert D. Tol- lison ve di¤erleri) uzun y›llar bu araflt›rma merkezinde çal›flmalar›n› sürdürmüfller- dir. 1982 y›l›nda ise Merkez, çal›flanlar› ile birlikte Virginia Eyaleti’ndeki George Mason Üniversitesine tafl›nm›flt›r. “Virginia Politik ‹ktisat Okulu” olarak an›lan bu Merkez, günümüzde dünyadaki en önemli ekonomi araflt›rma merkezlerinden bi- ri olarak kabul edilmektedir (Aktan, 2002: 4).

Virginia Politik ‹ktisat Okulu akademik düzeyde çal›flmalar›n› önce 1966 y›l›n- da editörlü¤ünü Gordon Tullock’un yapt›¤› “Piyasa-D›fl› Karar Alma Üzerine Çal›fl- malar” bafll›¤›n› tafl›yan dergi kanal›yla sürdürmüfltür. Daha sonra dergi 1968 y›l›n- da isim de¤ifltirmifl ve “Kamu Tercihi” ad›yla yay›mlanmaya devam etmifltir. Bu dergi hâlen ayl›k olarak yay›mlanmaktad›r. Kamu Tercihi Araflt›rma Merkezi 1990 y›l›ndan bu yana ayr›ca “Anayasal Politik ‹ktisat” ad›n› tafl›yan bir baflka dergi de yay›nlamaktad›r (Aktan, 2002: 4).

Buchanan, di¤er Kamu Tercihi iktisatç›lar›ndan farkl› olarak, ekonomik ve siya- sal karar alma teorisine iliflkin anayasal kurallar hakk›ndaki çal›flmalar› nedeniyle büyük takdir toplam›fl ve 1986 y›l›nda Nobel Ekonomi Ödülü’ne lay›k görülmüfltür.

Hem Downs hem de Buchanan ve Tullock, politik piyasalardaki ç›kar grupla- r›n›n rolünü tart›flm›fl olmalar›na ra¤men, her ikisi de rasyonel tercih teorisi pers- pektifinden ç›kar grubu davran›fl›n› analiz etmemifllerdir. Bu eksiklik, Kamu Terci- hi teorisyenlerinden Mancur Olson taraf›ndan politika biliminin ç›kar grubu davra- n›fl›na yönelik geleneksel bak›fl aç›s›n› elefltiren “Kolektif Faaliyetin Mant›¤›” bafl- l›kl› çal›flmayla giderilmifltir (Rowley, 2004: 5).

(13)

William Niskanen bürokrasi üzerine yapt›¤› çal›flmalarla Kamu Tercihi literatü- rüne katk› sa¤lam›fl ve “Bürokrasinin Ekonomik Teorisi”ni ortaya koymufltur. Nis- kanen; “Bürokrasi ve Temsili Hükümet” bafll›kl› kitab›nda, bir bürodaki bürokrat- lar›n davran›fllar›na dayal› bir modele ba¤l› olarak bürokrasiye yönelik bir arz te- orisi gelifltirmifltir.

KAMU TERC‹H‹ ‹KT‹SADININ TEMEL VARSAYIMLARI

Kamu Tercihi iktisad›, özünde iktisat biliminin baz› varsay›mlar›n› benimsemekte ve bu varsay›mlara dayal› olarak ekonominin araçlar›n› politika bilimine uyarla- maktad›r. Bu ba¤lamda Kamu Tercihi yaklafl›m› üç temel varsay›m›n kabulü üzeri- ne kuruludur. Metodolojik bireycilik, politik mübadele ve rasyonalite.

Metodolojik Bireycilik

Metodolojik bireycilik varsay›m›n kabulü ile birlikte Kamu Tercihi iktisatç›lar›, po- litika bilimine ve özellikle de devlet kavram›na farkl› bir bak›fl aç›s› getirmifllerdir.

Bu döneme kadar, devlet bir karar alma birimi olarak görülmüfl ve bireyden ba-

¤›ms›z bir unsur olarak düflünülmüfltür. Kamu Tercihi teorisyenlerinin çal›flmalar›

ile birlikte, devlet kavram› birey ile iliflkilendirilmifl ve bireylerin ortak ç›karlar›

do¤rultusunda oluflturduklar› bir organ olarak nitelendirilmeye bafllanm›flt›r. Dev- let ve di¤er politik birimler, bireylerin baz› amaçlar› (belirli mal ve hizmetlerden yararlanmak gibi) birlikte gerçeklefltirmek üzere ifl birli¤i içinde hareket etmelerini sa¤layan, fakat temelde birey tercihlerinin bir sonucu olarak oluflturulmufl kurum- lard›r ve bu kurumlar›n temelinde birey vard›r.

Temel iktisat teorisinde oldu¤u gibi, Kamu Tercihi teorisi de bireyci bir toplum görüflüne dayan›r. Bireyler, toplumun temel unsurlar›d›r ve devlet, bireylerin ko- lektif kararlar almalar›nda ve kolektif faaliyetlerini yürütmelerinde vas›ta olan bir kurumdur (Kinnear, 2002: 31).

Politik Mübadele

Ekonomi biliminin temel unsurlardan biri olan mübadele sürecinin bir yans›mas›

olarak, Kamu Tercihi teorisyenleri siyasal süreci de bir “mübadele süreci” olarak nitelendirirler. Bu süreçte yer alan unsurlar aras›nda “özel ç›karlar›n de¤ifl-tokufl edilmesi” fleklinde bir “gönüllü mübadele” bulunmaktad›r.

Kolektif faaliyetin, bireysel karar vericilerin inisiyatifleri sonucu olufltu¤unu ve bir insan toplulu¤unun tüm üyeleri aras›nda cereyan eden karmafl›k mübadele olaylar›n›n bir yans›mas› oldu¤u kabul edildi¤inden, bu tür bir faaliyetin, davran›- fl›n veya tercihin katalaksi (mübadele bilimi) kapsam›na dahil edilmesinin nedeni daha kolayl›kla anlafl›lm›fl olur (Buchanan, 1991b: 31-32).

“Politik mübadele” süreci, zorunlu olarak ekonomik mübadeleden iki farkl›

neden dolay›s›yla daha karmafl›kt›r. ‹lk olarak, temel “politik mübadele”, yani kurulu anayasal düzen alt›nda yatan anlaflma, herhangi bir anlaml› ekonomik etkileflimden önce gelmelidir. Özel mallar ve hizmetler konusundaki düzenli bir ticaret, yaln›zca bireylerin mülkiyet ve kaynaklar›n›n kontrolü haklar›n› garanti eden, özel sözleflmeleri yürüten ve devletin gücüne s›n›rlamalar getiren, çerçe- vesi belirlenmifl bir yasal yap› içerisinde uygulama alan› bulabilir. ‹kinci olarak, iyi tan›mlanm›fl ve iflleyen yasal düzen içerisinde bile “politik mübadele” zorun- lu olarak ekonomik mübadeleyi karakterize eden, karfl›l›kl› al›flverifl yapan iki kifliden ziyade, toplumun tüm üyelerini ilgilendirir (Buchanan, 2002a: 68).

(14)

Gönüllü mübadele varsay›m›, devleti özel firmalar›n piyasa içinde yeterince karfl›layamad›¤› veya isteksiz oldu¤u talepleri karfl›laman›n bir arac› olarak görür.

“Toplum”u, onu oluflturan bireylerden farkl› olarak var olan bir unsur olarak nite- lendirmez. Ayn› zamanda bu varsay›m, “kamu ç›kar›”n› bireylerin isteklerinden ve ihtiyaçlar›ndan farkl› bir fley olarak görmez. Nitekim, bu yaklafl›ma göre bireysel ç›karlara hizmet etmek, devletin ve piyasalar›n lehine olan fleydir. Üstelik, gönüllü mübadele yaklafl›m›, kiflisel ç›kar davran›fl›n›n piyasada oldu¤u kadar oylama sü- recinde de geçerli oldu¤unu varsayar (Davis ve Meyer, 1983: 48-49).

Rasyonellik

Rasyonellik varsay›m› temelde, bireylerin ekonomik faaliyetlerinde oldu¤u gibi, politik faaliyetlerinde de özel ç›karlar›n› art›rma e¤iliminde olduklar› düflüncesine dayan›r. Bu varsay›m›n kabulü, metodolojik bireycilik varsay›m› ile de tutarl›d›r.

Zira, devletin ve di¤er politik birimlerin temelinde bireyin olmas›, onlar›n piyasa sürecindeki davran›fl güdülerine benzer güdülere sahip olmas›n› ve bu güdülere uygun davran›fllarda bulunmas›n› beraberinde getirmektedir.

Kamu Tercihi iktisad›na göre; bireyler, rasyonel ve tutarl› tercihlere sahiptirler.

Birey, kamu ekonomisinde karar alma sürecinde, özel ekonomideki davran›fl mo- tivasyonunun bir benzerini rasyonel seçimler yaparak gösterir. Bireyler, rasyonel olmalar› sonucu faydalar›n› maksimize edecek tercihlerde bulunurlar. K›saca, özel ekonomide oldu¤u gibi kamu ekonomisinde de “Homo Economicus” yani “özel ç›kar maksimizasyonu” ilkesi geçerlidir. Bu aç›dan, Kamu Tercihi teorisi, kamu ekonomisinde temel amac›n “kamu ç›kar›” veya “toplumsal ç›kar›” maksimize et- mek oldu¤u düflüncesini reddeder (Aktan, 2002: 5). Ekonomik modellerde tüketi- ci veya iflçi gibi konumlarda olan insanlar, politik süreç ele al›nd›¤›nda seçmen ve politikac›lar olarak ayn› insanlard›r. Kamu Tercihi yaklafl›m›na göre, politik ve eko- nomik davran›fl aras›ndaki fark, insan güdülerindeki farka de¤il, iki alandaki insan etkileflimi yönlendiren kural ve kurumlara dayan›r (Browning ve Browning, 1983:

53). Buchanan, ahlaki s›n›rlamalardan dolay› bir dereceye kadar baz› kamu karar al›c›lar›n bu varsay›m›n gerektirdi¤i davran›fllardan farkl› hareket etti¤ini kabul et- mekle birlikte, bireylerin sosyal olarak de¤il, politik olarak kendi bireysel ç›karla- r›n› kollamak için ç›kar gruplar› fleklinde organize olduklar›n› savunmaktad›r (Borc- herding, 2002: 650-651).

Homo Economicus modelinde bireyler önlerine ç›kan k›s›tlamalar karfl›s›nda ç›karlar›n› maksimize edecek biçimde davran›fl gösterirler. Bu kavram, kendi kifli- sel ç›karlar› peflinde koflan bireylerin fark›nda olmadan toplum ç›karlar›na da hiz- met ettikleri görüflünü ortaya koyan klasik iktisatç›lar›n çal›flmalar› sonucu ortaya ç›km›flt›r (Buchanan, 1991b: 36-37). Firmalar, tüketiciler ve iflçiler kendileri için en büyük kazanc› elde etmeye çal›flt›klar› zaman, rekabetçi piyasalar sosyal olarak et- kin sonuçlar verir. Benzer flekilde, bu tür bir “görünmez el” politik alanda da çal›- fl›yor olabilir. Kamu Tercihi teorisinin amac›, politik alanda bunun böyle olup ol- mad›¤›n› belirlemektir (Browning ve Browning, 1983: 53).

Örne¤in politikac›lar›n bafll›ca arzular›, seçimle geldikleri görevleriyle uyuflan kiflisel ç›karlar elde etmeye ve bu yüzden tüm davran›fllar› da politik desteklerini art›rmaya yöneliktir. Böyle olmakla birlikte, baz› Kamu Tercihi teorisyenleri, rasyo- nel politikac›lar›n maksimum destek aramayabileceklerini, bunun yerine seçimi kazanmak için minimum destek arayacaklar›n› savunmaktad›rlar. Çünkü bu dü- flünceyle görevden elde edilen ç›karlardan daha az kiflinin yararlanmas› sa¤lana- cakt›r. Seçimi kazanmak için gerekenin çok ötesinde destek elde etmenin maliye-

(15)

ti, sa¤lanan ç›kardan muhtemelen daha a¤›r basaca¤› için, ikinci görüfl rasyonellik varsay›m› ile daha tutarl› görünmektedir (Kinnear, 2002: 32).

Politik mübadele varsay›m›na “Kamu Ekonomisinin Baflar›s›zl›¤› Teorisi”ndeki bilgilerini- ze dayand›rarak bir örnek veriniz.

POZ‹T‹F VE NORMAT‹F KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI

Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n iki ayr› inceleme alan› bulunmaktad›r: Pozitif Kamu Tercihi ve Normatif Kamu Tercihi. Bu yaklafl›m çerçevesinde gelifltirilen teoriler bu inceleme alanlar› içerisinde yer almaktad›r.

Pozitif Kamu Tercihi

Pozitif Kamu Tercihi, gerçek yaflamdaki politik kurallar›n yap›s›n› ve politik karar almada rol alan kiflilerin (seçmen, politikac›, bürokrat ve özel ç›kar gruplar›) dav- ran›fl motivasyonlar›n›n ekonomik analizini yapmaktad›r. Bu çerçevede oylama kurallar› ve mekanizmas› (basit ço¤unluk, oy birli¤i, oy ticareti vb.), bürokrasinin yap›s› ve iflleyifli, ç›kar gruplar› vb. konular pozitif Kamu Tercihi’nin kapsam› da- hilindedir (Aktan, 2002: 6).

Pozitif Kamu Tercihi, hükûmetin ne yapmas› gerekti¤i tan›mlama çabas›ndan farkl› olarak, hükûmetin gerçekte ne yapt›¤›n› (veya farkl› flartlar alt›nda ne yapa- ca¤›n›) aç›klamaya çal›fl›r (Browning ve Browning, 1983: 53). “Yüksek gelirli birey- ler, niçin düflük gelirli bireylerden daha çok oy kullan›r? Komiteler ve yasama or- gan› nas›l çal›fl›r? Özel ç›kar gruplar›n›n hükûmet üzerindeki etkisi nedir?” gibi so- rular›n cevab› Pozitif Kamu Tercihinin inceleme alan›n› oluflturmaktad›r (Ekelund ve Tollison, 1986: 441). Dolay›s›yla Pozitif Kamu Tercihinde politik süreçte yer alan temel unsur olan seçmenlerin davran›fllar› ayr› bir önem tafl›r. Bu ba¤lamda Pozitif Kamu Tercihinin inceleme alanlar›, yukar›daki sorulara yönelik olarak ge- lifltirilen teoriler çerçevesinde ele al›nmaktad›r.

Oylama Kurallar› Teorisi

Bireysel tercihlerden tutarl› toplumsal tercihlere ulaflmada oylama kurallar›ndan yararlan›l›r. Bu kurallar›n bafl›nda oy birli¤i kural› gelir. Bu kural›n geçerli olabil- mesi için, oylama kat›lan seçmenlerin tüm tercihlerinin ayn› olmas› yani görüfl bir- li¤i içinde bulunmalar› gerekir. Aksi takdirde, karar almak mümkün olmayacakt›r.

Bu kural, özellikle Knut Wicksell taraf›ndan savulmufltur ve Wicksell, kamu eko- nomisinde sosyal refah›n maksimizasyonu için oy birli¤i ilkesinin uygulanmas› ge- rekti¤ini ileri sürmüfltür. Fakat özellikle oy birli¤i kural›nda karar alma maliyetinin yüksek olmas› nedeniyle, uygulamada nispi oy birli¤i kural›n›n geçerli olmas› ge- rekti¤i savunulmaktad›r. Bu kural, oy birli¤ine yak›n olan fakat küçük bir oranda az›nl›k oyunu (seçim sonucunu onaylamayanlar›n oran›) ortaya ç›karan 3/4 veya 4/5 gibi bir ço¤unlu¤un onay›n› gerektirir.

Uygulamada daha yayg›n olarak görülen oylama kural› ise oy çoklu¤u (ço¤un- luk) kural›d›r. Bu kural›n bir türü oluflturan basit ço¤unluk kural›nda, seçime kat›- lan seçmen say›s›n›n yar›s›ndan bir fazlas›n›n (yüzde 51) onay›n›n al›nmas› gere- kir. Bu yöntemle karar almak son derece kolay olmakla birlikte, yüzde 49 oran›n- da bir az›nl›k oyunu ortaya ç›karmas› nedeniyle adil bir yöntem de¤ildir.

Bireyler niçin ço¤unluk kural› taraf›ndan al›nan kolektif tercihleri kabul etmek zorundad›rlar? Bir bireyin bir ço¤unluk taraf›ndan sömürülmedi¤ine emin olabilme- sinin sadece tek bir yolu vard›r: Tüm kararlar›n oy birli¤iyle onaylanmas›. Bununla

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L E M A K A L E

2

‹ki basamakl› yasama sisteminde; birbirinden ba¤›ms›z olan ve seçilen temsilcilerden oluflan iki ayr›

meclis bulunmaktad›r. ABD ve Belçika gibi ülkelerde her iki meclis yasa ç›karma konusunda eflit yetkilere sahipken, Kanada ve Fransa gibi ülkelerde meclislerden birinin bu alandaki yetkisi daha s›n›rl›d›r.

(16)

birlikte, oy birli¤iyle karar alma uygulamada imkâns›z ve maliyetli oldu¤una göre;

ço¤unluk kural› tercih edilecektir. Di¤er yandan, gerekli ço¤unluk oran› ne kadar az ise bir bireyin sömürülme riski o kadar yüksek olur (Lemieux, 2004: 23). Kamu Tercihi iktisatç›lar› güncel olaylara etki edecek direkt oylamay› ve daha çok üyenin kat›l›m›yla oluflacak bir meclisin oluflturulmas›n› savunmaktad›rlar. Bu ba¤lamda Buchanan ve Tullock (1965), iki basamakl› yasama sisteminin yasalar›n onaylanma- s› için gereken ço¤unlu¤un artmas›na yol açt›¤› için önemli oldu¤u ileri sürmüfl ve bu öneri baz› ülkelerde kabul görmüfltür (Tullock, 2002: 83). Oy birli¤ine yak›n bir oylama kural› seçmen tercihlerini daha iyi yans›tacak ve daha adil olacakt›r (Bucha- nan ve Tullock, 1965: 96). Bununla birlikte bu iktisatç›lar, benimsenecek hiçbir oy- lama kural›n›n siyasal sürecin iflleyiflindeki etkinsizlikleri gidermede tek bafl›na et- kili olmad›¤›n› savunduklar›ndan, oylama kurallar›na verdikleri önem s›n›rl›d›r.

Politik Rekabet ve Ortanca Seçmen Teorisi

Pozitif Kamu Tercihinin ele ald›¤› konulardan biri de siyasal partiler aras›nda orta- ya ç›kan politik rekabet (seçim rekabeti) ve bu rekabetin bir sonucu olan ortanca seçmene yönelik kamu politikalar›n›n uygulanmas›d›r.

Politik rekabet, bir ekonomideki piyasa rekabetine oldukça benzemektedir.

Ekonomide flayet sat›c›lar yeterli ölçüde rekabetçi iseler tüketici egemenli¤i ilkesi hakim olur. Bu ideal ölçü s›n›rlar› dahilinde, hiçbir sat›c› al›c›lar üzerinde herhan- gi bir bask› uygulayamaz. Ancak bir seçim rekabeti sistemi ne dereceye kadar tü- ketici egemenli¤ine benzemektedir? Temelde bulunan benzerliklere ra¤men, orta- ya ç›kar›lmas› gereken önemli farkl›l›klar bulunmaktad›r. Seçmenlerin ç›karlar›n›

temsil etmeye çal›flan kifliler ya da partiler, eksik rekabetçi piyasalardaki ürün sat›- c›lar›n›n özel mal ve hizmet için yapt›¤›na benzer bir flekilde be¤enilme ya da ya- rar için yar›fl›rlar. Fakat politika burada kategori olarak piyasalardan ayr›lmaktad›r.

Politik rekabette karfl›l›kl› tek kaybedenler ve kazanan gruplar bulunmamaktad›r.

Yaln›zca bir aday ya da parti kazan›r, ötekilerin hepsi kaybeder. Yönetime gelen sadece bir partidir. Buradaki temel ayr›l›¤› ifade etmenin bir yolu fludur: Ekono- mik mübadelede kararlar ya tümüyle al›n›r veya hiç al›nmaz. Seçmen politik mü- badelede bir anlamda, aday› ya da partisi veyahut da politik önerileri kaybetti¤i za- man hayal k›r›kl›¤›na u¤rayabilir. Seçim rekabeti olsa olsa seçim sonucunda bir devlet makam›n› garanti edenler taraf›ndan ihtiyari gücün kullan›lmas› üzerine s›- n›rlamalar koyar. Yeniden seçilme beklentileri, politikac›lar›n kiflisel ç›karlar›n›

makul s›n›rlar içerisinde tutma e¤ilimine yol açar (Buchanan, 2002a: 73).

Politikan›n içinde bulundu¤u rekabet ortam›, politikac›y› devaml› olarak davra- n›fllar›n› oy kayb› ve kazanc› yönünden de¤erlendirmeye sürükler. E¤er bir politi- kac›, oy kazand›r›c› politikalar› ahlaki olmad›klar› veya üretken olmad›klar› gibi ge- rekçelerle desteklemekten kaç›n›rsa, bir baflka politikac›n›n bunlar› destekleyece¤i- ni ve getirece¤i oylar› elde edece¤ini ve dolay›s›yla kendisi yerine seçimi kazana- ca¤›n› bilir. Bunun içindir ki politik rekabet, toplumsal de¤erlendirmelere yatk›n bir politikac›y› dahi, karar al›rken oy hesab› yapmaya zorlar (Savafl, 1993: 45-46).

Partiler aras›ndaki seçim rekabetinin varl›¤›, belirli flartlar dahilinde (seçmen tercihlerinin tek zirveli olmas›, iki partinin seçime kat›lmas›, basit ço¤unluk kural›- n›n geçerli olmas› vb.) politikac›lar›n ortanca seçmen grubunun isteklerine uygun politika önerileri üretmeye zorlar. Downs (1957), iki partili demokrasilerde, belirli varsay›mlar alt›nda, oy maksimizasyonu peflinde koflan adaylar›n ortanca seçmen grubunun görüfllerini yans›tma e¤iliminde oldu¤unu ileri sürmektedir.

(17)

fiekil 1.2’de iki partili bir demokraside seçmenlerin politik görüfllerine göre da-

¤›l›m› görülmektedir. Seçmenlerin politik görüfllerinin politik spektrum üzerinde afl›r› soldan afl›r› sa¤a do¤ru s›raland›¤›n› ve seçmenlerin kendi politik görüfllerine en yak›n olan adaya oy verdiklerini varsayal›m. Farkl› politik görüfllere sahip olan seçmenlerin normal da¤›l›m›, politik spektrumunun M noktas›nda olacakt›r ve bu noktadaki seçmenler, ortanca seçmen grubunu oluflturmaktad›r. E¤er seçime kat›- lan iki aday da politik spektrumunun ortas›ndaki M noktas›ndaki görüflleri savu- nurlarsa her aday en az›ndan oylar›n yaklafl›k yüzde 50’sini alacakt›r. fiayet aday- lardan biri di¤er pozisyonlardan birine (L veya R) yönelirse oylar›n yüzde 50’sin- den az›n› elde edecektir. Çünkü seçmenlerin yar›s›ndan az› L veya R noktas›na ya- k›nd›r. Her iki aday için de en iyi strateji, M noktas›na yaklaflmakt›r. Seçim döne- minde M noktas›, her bir aday için oy maksimizasyonunu sa¤layan noktad›r (Eke- lund ve Tollison, 1986: 446-447).

E¤er üçüncü bir aday seçime kat›- l›rsa ve di¤er iki aday M noktas›nda kal›rken bu üçüncü aday R noktas›na yönelirse bu aday R’nin sa¤›ndaki ve M ile R aras›ndaki oylar›n yar›s›n› ala- cakt›r. Böylece üçüncü aday, birbir- leriyle ayn› görünen di¤er iki aday karfl›s›nda bir üstünlük sa¤lam›fl ola- cakt›r. Böyle bir durum, di¤er iki adaydan birini M noktas›ndan ayr›l- maya teflvik edebilir. Bu durumda üç ya da daha fazla partili sistemlerde adaylar›n en az biri merkezden (M noktas›ndan) ayr›lmay› tercih ede- cektir. Fakat bu ayr›lma ifllemi belirli s›n›rlar çerçevesinde olur. Bir aday M noktas›na do¤ru hareket etmekle oy

yüzdesini art›rabilmektedir. Dolay›s›yla üç adayl› bir sistemde M noktas›n›n d›fl›n- da kalan iki aday, M noktas›na do¤ru hareket ederek oylar›n› art›rabilir (Ekelund ve Tollison, 1986: 447).

Böylece ortanca seçmen teorisi, demokratik sürecin ortanca seçmen grubuna uygun politikalar üretme e¤iliminde oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Partiler aras›n- daki seçim rekabetinin varl›¤›, bu seçmen grubunu memnun eden kararlar›n al›n- mas›na ve uygulanmas›na olanak tan›maktad›r.

Ç›kar Gruplar› Teorisi

Ç›kar grubu terimi, genel anlam›yla yasama organ›na yönelik lobicilik yapmaya iliflkin organizasyonal yap›n›n oluflumunu ifade eder (Tollison, 1988: 343). Vatan- dafllar, çeflitli nedenlerle -örne¤in bir kamusal mal›n üretimini, bir yasan›n parla- mento taraf›ndan kabulünü sa¤lamak veya istemedikleri bir yasa tasar›s›n›n yasa- laflmas›n› önlemek için- baz› gruplar içerisinde hareket edebilirler (Tollison, 1988:

341). Politik süreçte yer alan seçmenin, tek bafl›na hükûmeti ve hükûmetin uygu- layaca¤› kamu politikalar›n› kendi ç›karlar› do¤rultusunda etkileme gücü daha s›- n›rl›d›r. Bu nedenle baz› seçmenler, ortak hareket ederek özel bir ç›kar grubu olufl- turabilirler veya baz› ç›kar gruplar›na üye olabilirler. Böylece hükûmet karfl›s›nda- ki politik etkilerini art›rmaya çal›fl›rlar. Daha önce de belirtildi¤i gibi, Mancur Ol-

fiekil 1.2 Seçmen Say›s›

Afl›r› Sol L M R Afl›r› Sa¤

Kaynak: Ekelund ve Tollison, 1986: 447

(18)

son’un bu alandaki çal›flmalar› Kamu Tercihi iktisad› ba¤lam›nda özel ç›kar grubu üyelerinin grup içerisinde ne flekilde hareket ettiklerini aç›klamaktad›r.

Ç›kar gruplar›n›n üyelerinin lehine hareket etme yeteneklerinin övüldü¤ü ço-

¤ulcu demokrasiye yönelik bir elefltiri getiren Olson, üyelerin grup organizasyonu- na yapt›¤› katk›y› bir kamu mal› sayd›¤›ndan, gruplar›n kolektif ç›karlar› sa¤laya- mayaca¤›n› savunmufltur. Bireyler, ç›kar grubu arac›l›¤›yla sa¤layaca¤› faydalar›n sadece bir k›sm›n› yeniden elde edebilecekleri için, rasyonel olarak tüm grup fa- aliyetlerine katk› sa¤lamayacaklard›r veya bir grubu organize etmenin maliyetleri- ne katlanmayacaklard›r. Bu problem (bedavac› sorunu), özellikle ç›kar›n küçük ol- du¤u ve üye say›s›n›n fazla oldu¤u gruplarda ortaya ç›kar. Çünkü böyle bir grup- ta herhangi bir bireyin bir liderlik görevi üstlenmesini sa¤layacak teflvikler yeter- sizdir. Organizasyonun maliyetleri grubun büyüklü¤üne ba¤l› olarak artar. Daha küçük gruplar›n üyeleri, grup içinde bulunmaktan daha fazla fayda sa¤larlar ve da- ha düflük organizasyonel maliyetlere katlan›rlar. Böylece küçük ç›kar gruplar›n›n seçmen tercihlerini yo¤un bir biçimde kontrol alt›na alarak vergi mükellefleri ve tüketiciler gibi küçük ç›karlara sahip daha da¤›n›k gruplara hakim olmas› mümkün hale gelir (Ginsburg, 2002: 1146).

Öte yandan Robert Tollison ve Gordon Tullock, ç›kar gruplar› teorisine Ol- son’dan farkl› bir bak›fl aç›s› getirmifllerdir. Olson, ç›kar gruplar›n›n iflleyifli üzerin- de yo¤unlafl›rken, Tollison ve Tullock’un dikkat çektikleri nokta, özel ç›kar grup- lar›n›n hükûmetleri etkileme gücüdür. Özellikle Tullock (1967), bu gruplar›n dev- letin piyasalara müdahalesi sonucunda ortaya ç›kan gümrük vergisi, kotalar veya monopolleri elde etme faaliyetlerini (rant kollama) ve bu faaliyetler için yapt›klar›

harcamalar›n neden oldu¤u refah kay›plar›n› ele alm›flt›r.

Bürokrasinin Ekonomik Teorisi

Kamu Tercihi iktisad› alan›nda bürokrasiye iliflkin de¤erlendirmelere Gordon Tul- lock ve Willam Niskanen’in çal›flmalar›nda rastlamak mümkündür. Özellikle Niska- nen, 1971 y›l›nda yay›nlanan “Bürokrasi ve Temsili Hükümet” adl› kitab›yla “Bü- rokrasinin Ekonomik Teorisi”ni ortaya koymufltur.

Tullock’a göre, özel organizasyonlar ile kamusal organizasyonlarda yer alan bi- reylerin güdüleri birbirine son derece benzerdir. Hem özel organizasyondaki yö- neticiler hem de kamusal organizasyonlardaki bürokratlar, baz› verimli ve verim- siz faaliyetleri teflvik eden içgüdülere sahiptirler. Bu güdüler, hem organizasyonlar içindeki bireylerin performans›n› hem de organizasyonlar taraf›ndan üretilen ç›kt›- lar› etkiler (Congleton, 2004: 225).

Günümüzde devlet yap›s› karmafl›k ve çok yönlüdür. Tüm politik kararlar›n ya- sama organ›nda al›nmas› olanaks›zd›r. Bu nedenle bürokratlara karar almada ge- nifl seçim veya takdir hakk› tan›nmak zorunda kal›nmaktad›r. Bürokrasi, yasama organ› faaliyetleri gündemini kendi ç›karlar›na uygun sonuçlar vermesini güvence alt›na alacak biçimde ustal›kla yönlendirebilir. Bürokrasi, bir k›s›m yasama organ›

üyelerini, bütçe ödeneklerinin makul etkinlik limitlerinden çok daha üst düzeye ç›- kar›lmas› konusunda yönlendirebilir (Buchanan, 2002a: 73-74).

Geleneksel görüfl bürokratlar›n politik üstlerinin emirlerini izledikleri ya da alternatif olarak do¤ru oldu¤una inand›klar›n› yapt›klar› fleklindedir. Kamu Ter- cihi teorisyenleri, her ne kadar bir noktaya kadar bürokratlar›n do¤ru oldu¤una inand›klar›n› yapmaya yöneldikleri kabullenilse bile, bürokratlar›n davran›fllar›- n› bu görüfller ile uygun olarak tan›mlamazlar (Tullock, 2002: 80-81).

(19)

Niskanen, “Bürokrasinin Ekonomik Teorisi” içerisinde bürolar›n ay›rt edici özellikleri, bürolar ile içinde bulunduklar› çevre aras›ndaki iliflkilerin yap›s› ve bü- rokratlar›n amaçlar› üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. Niskanen (1971)’e göre bürokratlar daha ziyade üç temel amaca sahiptirler: Maafl, güç ve prestij. Çünkü bürokratlar kendi ç›karlar›na göre hareket eden rasyonel birimlerdir ve bütçe maksimizasyo- nunu amaçlarlar. Ancak kendilerine ayr›lan bütçeyi maksimize etmek suretiyle ma- afl, güç ve prestijlerini art›rabilirler.

Politik Konjonktür Dalgalanmalar› Teorisi

Politik konjonktür dalgalanmalar›, iktidardaki politikac›lar›n seçimleri yeniden ka- zanabilmek için seçim öncesinde istihdam› art›rmalar›, seçimden sonra ise enflas- yonla mücadele etmeleri fleklinde ekonomiyi yönlendirme hareketidir (Tollison ve Ekelund, 2002: 95). Kamu Tercihi teorisyenlerinin pozitif inceleme alan› içerisinde ele ald›klar› konulardan biri de politik konjonktür dalgalanmalar›d›r.

William Nordhaus, “Politik Konjonktür Dalgalanmalar›” (1975) bafll›kl› çal›flma- s›nda, seçim döneminde politik amaçl› olarak kullan›lan kamu politikalar›n›n poli- tik konjonktür dalgalanmalar›na yol açt›¤›n› savunmufltur. Çünkü seçmenler, siya- sal partileri geçmiflteki ekonomik performanslar›na göre de¤erlendirerek oylama- da bulunmaktad›rlar. E¤er ekonomik durum beklentilerine göre kötüye gidiyorsa, bu seçmenlerin iktidardaki partiye oy vermemelerine yol açar (Nordhaus, 1975:

172). Seçmenler özellikle seçim öncesinde istihdam düzeyi, enflasyon oran›ndaki de¤iflim gibi ekonomik de¤iflkenleri dikkate alarak tercihte bulunmaktad›rlar. Bu yüzden hükûmet görevde oldu¤u dönem boyunca, gelecek seçimlerde belirli bir ço¤unlu¤un oyunu sa¤layacak ekonomi politikalar›n› uygulamay› tercih edecektir (Nordhaus, 1975: 171-174). Dolay›s›yla seçim öncesi dönemde uygulanan ekono- mi politikalar›, seçmenin duyarl› oldu¤u ekonomik de¤iflkenlere göre yönlendiri- lecektir. Örne¤in seçim öncesinde vergi oranlar›n› düflürme, kamu harcamalar›n›

ve para arz›n› art›rma fleklindeki geniflletici politikalar uygulan›rken, seçim sonra- s› dönemde daralt›c› politikalara a¤›rl›k verilecektir. Bu durum daha ziyade seç- menlerin ve politikac›lar›n miyop olmas›ndan, yani k›sa vadeli düflünmesinden ve buna dayal› olarak kararlar almas›ndan kaynaklanmaktad›r.

Oy Ticareti (Logrolling)

Oy ticareti (logrolling), ço¤unluk kural›yla karar al›nmas› durumunda bir seçene¤in onaylanmas› için gerekli ço¤unlu¤u sa¤lamak amac›yla yap›lan oy de¤ifltokufludur.

Gordon Tullock 1959 y›l›nda yay›nlanan “Ço¤unluk Oylamas›n›n Sorunlar›”

bafll›kl› çal›flmas›yla yasama organ›ndaki oy ticaretine dikkatleri çekmifltir (Tullock, 1959: 571-576). Tullock, e¤er oy ticareti mümkünse, bu ticaretten elde edilen kar- fl›l›kl› kazançlar›n, bazen seçmenlerin ortak hareket etmeleri hâlinde elde edilebi- lir oldu¤unu, aksi hâlde karfl›l›kl› kazançlar›n sa¤lanamayaca¤›n› ileri sürmektedir.

Örne¤in, baraj inflaat›, bir nehrin temizlenmesi veya bir köprü yap›m› gibi sadece merkezî hükûmet taraf›ndan finanse edilebilen üç ayr› projeyi destekleyen üç eflit büyüklükteki seçmen grubunun oldu¤unu varsayal›m. Tullock, her üç projeyi bir- den gerçeklefltirmenin Pareto etkin olabilece¤ini fakat baz› seçmen gruplar›n›n projelerden sa¤layacaklar› fayda yo¤unlu¤unun farkl› olmas› nedeniyle her üç pro- jeyi de reddedecek flekilde basit ço¤unluk kural›yla karar al›nmas›na yol açabile- ce¤ini ileri sürmektedir. Tullock, bu durumdaki sonucun ortanca seçmenden ziya- de, birlikte hareket etti¤inden dolay› bir ço¤unluk hâline gelen baz› “özel ç›kar”

az›nl›klar›n›n isteklerine uygun oldu¤una dikkat çekmektedir (Congleton, 2004:

Oy ticareti (logrolling), ço¤unluk kural›yla karar al›nmas› durumunda bir seçene¤in onaylanmas› için gerekli ço¤unlu¤u sa¤lamak amac›yla yap›lan oy de¤ifltokufludur.

(20)

223-224). fiayet seçmen gruplar›n her biri ayr› bir projeyi destekleyerek di¤erlerini reddederlerse her üç proje de onaylanmayacakt›r. Farkl› projeleri destekleyen iki seçmen grubu oy ticareti konusunda anlafl›rlarsa her iki grubun destekledi¤i proje de onaylanm›fl olacakt›r. Oysa oy ticareti içerisinde yer alamayan üçüncü seçmen grubu ise her iki projeye de karfl›d›r.

Oy ticaretinin sonuçlar›n› flu flekilde özetlemek mümkündür: Oy ticareti meka- nizmas› ile siyasal karar alma sürecinde milletvekilleri oylar› maksimize etmek için kendi seçim bölgelerine daha fazla hizmet götürmeye çabalarlar. Siyasal iktidar›n oylar›n›n belirli bir co¤rafi alanda yo¤unluk kazanmas› bütçe kaynaklar›n›n o alan- lara kayd›r›lmas› sonucunu do¤urur. Hizmet kay›rmac›l›¤› ad› verilen bu politik yozlaflma, kamu ekonomisinde optimum karar al›nmas›na engel teflkil etmektedir (Aktan, 2002: 9). Sonuçta oy ticareti kolektif karar almay› kolaylaflt›ran bir unsur olmakla birlikte, ço¤unluk kural› alt›nda al›nan bu karar, gerçekte seçmenlerin ço-

¤unun karfl› oldu¤u politikalar›n onaylanmas›na neden olabilir. Üstelik oy ticareti ekonomideki kaynaklar›n israf›na yol açabilir. Çünkü onaylanan her iki projenin yol açt›¤› toplam üretim (ç›kt›) düzeyi, denge üretim düzeyinin üzerindedir. So- nuçta, oy ticareti sonucunda her iki proje de onaylanmakla birlikte bu durum, et- kin üretim düzeyinden daha fazla üretime neden olmaktad›r.

Seçmenlerin Davran›fllar›

Seçmenlerin oy verme konusundaki davran›fllar›n› belirleyen çeflitli faktörler bulun- maktad›r. Kamu tercihi teorisyenlerinin üzerinde durdu¤u iki temel nokta; oylama sonucunda seçmenin elde etmeyi umdu¤u faydalar ile oylama nedeniyle katlanaca-

¤› maliyetler aras›ndaki fark ve seçmenin sahip oldu¤u enformasyon düzeyidir.

Oylama sonucunda seçmenin elde etmeyi umdu¤u faydalar ile oylama nede- niyle katlanaca¤› maliyetler aras›ndaki fark s›f›rdan büyükse, seçmen oylamaya ka- t›lmay› tercih eder. Aksi hâlde oylama sürecinde yer almayacakt›r.

Oylama nedeniyle seçmenin katlanaca¤› maliyetler içerisinde oylamada bulu- nacaklar› seçenekler konusunda enformasyon edinmenin yol açaca¤› maliyetler önemli bir yer teflkil etmektedir. Bu konuda Anthony Downs (1957)’un gelifltirdi¤i

“rasyonel seçmen bilgisizli¤i” kavram›; seçmenler, seçime kat›lan adaylar konusun- da yeterli enformasyona sahip olmad›klar›n›, flayet enformasyon edinme maliyet- leri yüksek ise seçmenin rasyonel olarak bilgisiz kalmay› tercih edece¤ini ortaya koymaktad›r. Sonuç, ya seçmenin eksik enformasyonla oyunu kullanmas› ve böy- lece gerçek tercihini kolektif karar alma sürecine yans›tmamas› ya da oylamaya ka- t›lmamas› (bedavac› davranmas›) olacakt›r.

Buchanan, Downs’un gelifltirdi¤i “rasyonel bilgisizlik” yaklafl›m›n› benimse- mekte ve buna ba¤l› olarak “mali bilgisizlik” ve “mali aldanma” konular› üzerinde durmaktad›r. Buna göre seçmenin mali konularda eksik enformasyona sahip olma- s›, mali aldanmaya neden olabilmektedir. Kamusal faaliyetlerinin maliyetlerinin özellikle neden oldu¤u vergi yükünün seçmenlerin taraf›ndan eksik alg›lanmas›

mali aldanmaya yol açabilmektedir. Mali aldanman›n temel nedenlerinden biri de seçmenlerin mali konulardaki bilgisizli¤idir (Buchanan, 1967: 125-126).

Devletin Baflar›s›zl›¤› Teorisi

Kamu Tercihi teorisyenlerinin ve özellikle Buchanan’›n bu alandaki ilk çal›flmala- r›ndan itibaren piyasa ile devlete yönelik yapt›klar› karfl›laflt›rmalar, piyasa sürecin- deki aksakl›klar (rekabetin eksikli¤i, d›flsall›klar, asimetrik enformasyon vb.) soru- nuna karfl›l›k olarak “politik piyasa” olarak da nitelendirdikleri siyasal süreçteki ak-

(21)

sakl›klar›n ortaya konulmas› sonucunu do¤urmufltur. Bu do¤rultuda Kamu Tercihi teorisyenlerinin bu alanda yapt›klar› en önemli katk›lardan biri olan “devletin ba- flar›s›zl›¤› teorisi” ortaya konulmufltur. Gerçekte bu teori, daha önce aç›klanan or- tanca seçmen, oy ticareti, özel ç›kar gruplar›n›n rant kollama faaliyetleri, seçmenin eksik enformasyon sorunu gibi unsurlar› bir devlet baflar›s›zl›¤› olarak nitelendir- mekte ve siyasal süreçteki etkinsizliklerin kaynaklar› ve sonuçlar› üzerinde dur- maktad›r.

Devletin baflar›s›zl›¤› teorisiyle ilgili belirtilmesi gereken temel nokta, bu teori- nin siyasal süreçteki etkinsizliklerin nedenlerini ortaya koymak yan›nda bu etkin- sizliklerin özellikle iktisadi sonuçlar›na vurgu yapmas›d›r. Bu yönüyle de Kamu Tercihi iktisad›, politika biliminin ele ald›¤› konulardan ayr›lmakta ve iktisat bilimi ile politika biliminin bir sentezini oluflturmaktad›r.

Kamu Tercihi teorisinin aç›klamalar›yla, devlet ve politik organizasyonunun et- kinlik ve adalet gibi ideal kriterleri sa¤lamak aç›s›ndan “yetersiz kald›¤›” ortaya ko- nulmufltur (Buchanan, 2002a: 66). Dolay›s›yla piyasa yetersizliklerini gidermede dev- letin her zaman etkin olmas›n› beklememek gerekir. Çünkü bu yetersizlikleri gider- meye yönelik kamu politikalar›n› belirleyen politik süreçtir ve Buchanan (1979)’›n deyimiyle “Politikalar›n ‘masals› hikayeler olmad›¤›’n›n görülmesi gerekir”.

Bu ba¤lamda devletin baflar›s›zl›¤›na neden olan faktörler flu flekilde s›n›fland›- r›labilir: Politikac›lardaki özel ç›kar güdüsüne sahip olmas›, siyasal iktidar›n politik miyoplu¤u, hizmet kay›rmac›l›¤›, politik rekabetin eksikli¤i, parti içi demokrasinin yetersizli¤i, bürokratik etkinsizlikler, siyasal etik sorunu, ortanca seçmen teorisi, piyasa baflar›s›zl›klar›n›n giderilmesindeki yetersizlikler, kamusal mal ve hizmet su- numundaki etkinli¤in de¤erlendirilmesindeki güçlükler, seçmenin eksik enformas- yona sahip olmas›, seçmen ilgisizli¤i, seçmenin politik miyoplu¤u, seçmenin siya- sal talebini aç›klamamas›, mali aldanma olay›, özel ç›kar gruplar›n›n rant kollama faaliyetleri vb.

Normatif Kamu Tercihi

Normatif Kamu Tercihi, pozitif kamu tercihi teorisine temel teflkil edecek “olmas›

gereken” hususlar› incelemektedir. Örne¤in; seçmenlerin gerçek tercihlerini yan- s›tmada ço¤unluk kural› m› yoksa di¤er oylama kurallar› m› daha iyidir? Politik ka- rar almada daha iyi bir oylama kural› var m›d›r? Normatif Kamu Tercihi, politik ku- rumlar›n nas›l daha iyi çal›flabilece¤i konusunu ele almaktad›r (Ekelund ve Tolli- son, 1986: 441).

Kamu Tercihi iktisad›n›n normatif boyutu aç›s›ndan iktisat literatürüne yapt›¤› te- mel katk›, “Anayasal ‹ktisat” ya da “Anayasal Politik ‹ktisat” olarak adland›r›lan ve devletin baflar›s›zl›¤›n›n yol açt›¤› sorunlara yönelik somut öneriler üreten yaklafl›m- d›r. Buradan hareketle normatif kamu tercihini “Optimum Oylama Kural›” ve “Ana- yasal Yeniden Yap›lanma: Anayasal ‹ktisat” bafll›¤› alt›nda incelemek mümkündür.

Pozitif ve Normatif Kamu Tercihi aras›ndaki fark› bir örnekle aç›klay›n›z.

Optimum Oylama Kural›

Oylama kurallar› teorisi Kamu Tercihi iktisad›n›n pozitif inceleme alan› içerisinde yer al›rken, optimum oylama kural›n›n belirlenmesi sorunu kamu tercihinin nor- matif yönünü oluflturmaktad›r.

Buchanan ve Tullock (1965)’a göre; kamu ekonomisinde Pareto-optimal bir so- nuca ulafl›labilmesi için oy birli¤i kural›yla karar al›nmas› gerekir. Fakat oy birli¤i

Devletin baflar›s›zl›¤› teorisi;

Kamu tercihi iktisatç›lar›n›n gelifltirdi¤i ortanca seçmen, oy ticareti, özel ç›kar gruplar›n›n rant kollama faaliyetleri, seçmenin eksik enformasyon sorunu gibi unsurlar› bir devlet baflar›s›zl›¤› olarak nitelendiren ve siyasal süreçteki etkinsizliklerin kaynaklar› ve sonuçlar›

üzerinde duran bir teoridir.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

3

Referanslar

Benzer Belgeler

Orta ekran örneğin medya, navigasyon*, klima kontrolü, sürücü destek sistemleri ve araç içi uygulamalar gibi aracın pek çok ana fonksiyonunu kontrol etmek için

Orhan Bey oğlunun sürekli pazara gidip Holofira’yla buluşmasına alışmış ve mutludur. Çünkü Orhan ulaşılmazı elde etmek hırsındadır. Buluşmalar iyice artınca

Biyostatik'teki gümüş tuzu (AgCl, gümüş klorür), bakterilerden ve mantarlardan kaynaklanan kokuların büyümesini engeller ve bakterilere karşı koruma sağlar.. Bu

C) İnsan ihtiyaçlarının karşılanma- sında kıt kaynakların alternatif kullanım yollarını inceleyen doğal bir bilim dalıdır. D) İnsan ihtiyaçlarının karşılanma-

3i-Kongre Gazetesi Sponsorluğu 5.000.-EURO Kongre süresince organizasyon komitesi tarafından hazırlanacak olan kongre gazetesinde sponsor firmanın görselleri

Mikroorganizma say lar n n belirlenmesinde ekimler 0,1’er ml yap l rsa, bulunan de erler seyreltim faktörü yan nda 10 ile çarp larak örne in gram veya mililitresindeki

Engelli oda: Giriş kat, iki tek kişilik yatak ve sofa, LED TV, uydu yayını, TV’den müzik yayını, minibar, direkt hatlı telefon, klima (hava şartlarına göre), elektronik

Kanun kapsamında kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, şiddetin önlenmesi ve tedbir kararlarının izlenmesine yönelik, şiddet mağduru kişiler ile şiddet