• Sonuç bulunamadı

Normatif Kamu Tercihi, pozitif kamu tercihi teorisine temel teflkil edecek “olmas›

gereken” hususlar› incelemektedir. Örne¤in; seçmenlerin gerçek tercihlerini yan-s›tmada ço¤unluk kural› m› yoksa di¤er oylama kurallar› m› daha iyidir? Politik ka-rar almada daha iyi bir oylama kural› var m›d›r? Normatif Kamu Tercihi, politik ku-rumlar›n nas›l daha iyi çal›flabilece¤i konusunu ele almaktad›r (Ekelund ve Tolli-son, 1986: 441).

Kamu Tercihi iktisad›n›n normatif boyutu aç›s›ndan iktisat literatürüne yapt›¤› te-mel katk›, “Anayasal ‹ktisat” ya da “Anayasal Politik ‹ktisat” olarak adland›r›lan ve devletin baflar›s›zl›¤›n›n yol açt›¤› sorunlara yönelik somut öneriler üreten yaklafl›m-d›r. Buradan hareketle normatif kamu tercihini “Optimum Oylama Kural›” ve “Ana-yasal Yeniden Yap›lanma: Ana“Ana-yasal ‹ktisat” bafll›¤› alt›nda incelemek mümkündür.

Pozitif ve Normatif Kamu Tercihi aras›ndaki fark› bir örnekle aç›klay›n›z.

Optimum Oylama Kural›

Oylama kurallar› teorisi Kamu Tercihi iktisad›n›n pozitif inceleme alan› içerisinde yer al›rken, optimum oylama kural›n›n belirlenmesi sorunu kamu tercihinin nor-matif yönünü oluflturmaktad›r.

Buchanan ve Tullock (1965)’a göre; kamu ekonomisinde Pareto-optimal bir so-nuca ulafl›labilmesi için oy birli¤i kural›yla karar al›nmas› gerekir. Fakat oy birli¤i

Devletin baflar›s›zl›¤› teorisi;

Kamu tercihi iktisatç›lar›n›n gelifltirdi¤i ortanca seçmen, oy ticareti, özel ç›kar gruplar›n›n rant kollama

üzerinde duran bir teoridir.

S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

3

kural›n›n uygulanmas›n›n güç ve maliyetli olmas›, di¤er oylama kurallar›na yöne-linmesine neden olmaktad›r.

Uygulamada yayg›n olan oylama yönetimi olan basit ço¤unluk kural› her za-man için optimal sonuçlar vermemektedir. ‹ki alternatifin oylamaya kat›ld›¤› bir sü-reçte ço¤unluk kural›, seçmen tercihleriyle uyumludur. Fakat ikiden fazla alterna-tif oylamaya kat›ld›¤›nda, ço¤unluk kural› her zaman seçmen tercihlerini yans›tma-yabilir. Bu nedenle ayn› anda ikiden fazla aday oyland›¤›nda, basit ço¤unluk ku-ral›ndan daha iyi bir oylama kural›n›n bulunmas› gerekir (Ekelund ve Tollison, 1986: 442-443). ‹flte bu noktada Buchanan ve Tullock (1965), Pareto optimal bir sonuca ulaflmak için gerekli ve karar› onaylayacak olan seçmen say›s›n›n belirlen-mesi ile ideal oylama kural›na ulafl›labilece¤ini savunmaktad›rlar. Bu seçmen say›-s›n› da “optimal ço¤unluk” olarak nitelendirmektedirler.

Buchanan ve Tullock (1965), optimal ço¤unlu¤u belirlemede oylama maliyet-lerinden yararlanmaktad›rlar. Buna göre; oylaman›n yol açt›¤› iki tür maliyet söz konusudur. Bunlardan ilki olan karar alma maliyetleri; seçmenlerin oylama nede-niyle katland›klar› zaman, enformasyon edinme, parasal maliyetler vb. kalemler-den oluflmaktad›r. D›flsal maliyetler ise oylama sonucunu be¤enlemeyenlerin kat-land›klar› maliyettir. Oylama sürecine kat›lacak seçmen say›s› artt›kça karar alma maliyetleri artarken, d›flsal maliyetler azalmaktad›r. Dolay›s›yla oy birli¤i kural›na yaklafl›ld›kça, sonucu be¤enmeyen seçmen say›s› azald›¤›ndan, d›flsal maliyetlerde de azalma görülmektedir. Karar alma maliyetleri ile d›flsal maliyetler toplam›n›n minimum oldu¤u noktadaki seçmen say›s› “optimal ço¤unluk”u vermektedir.

Öte yandan d›flsal maliyetler ve karar alma maliyetleri, al›nacak kararlar›n nite-li¤ine göre de¤iflti¤inden tüm kararlara uygun (optimal) bir karar alma kural›n›n bulunmas› beklenmemelidir. D›flsal maliyetler, kararlar›n al›nd›¤› toplumun özel-liklerine ve karar al›nan meselenin yap›s›na ba¤l› olarak de¤iflecektir (Mueller, 1982: 30).

Anayasal Yeniden Yap›lanma: Anayasal ‹ktisat

Siyasal süreçte ortaya ç›kan etkinsizliklerin giderilmesinde, seçim sisteminin ve be-nimsenen oylama kural›n›n yetersizli¤i karfl›s›nda, bu etkinsizliklere yönelik “ana-yasal yeniden yap›lanma”n›n gerekli oldu¤u görüflünün Kamu Tercihi teorisyenle-ri ve özellikle Buchanan taraf›ndan savunulmas›, “Anayasal ‹ktisat” ad› alt›nda ye-ni bir disipliye-nin geliflmesiye-ni sa¤lam›flt›r.

Anayasal-kurumsal yeniden yap›lanma devletin s›n›rlar›n›n anayasal düzeyde belirlenmesini ifade eder ve Anayasal ‹ktisat teorisinin temelini oluflturur. Gerçek-te devletin s›n›rland›r›lmas› görüflü, 17. ve 18. yüzy›l düflünürlerinden Thomas Hobbes, Montesquieu ve John Locke’a kadar götürülebilir. Fakat daha sonraki yüzy›llarda toplumsal tercihlerin ve devletin faaliyet alanlar›n›n belirlenmesinde seçim sisteminin yeterli bulunmas›, bu alandaki çal›flmalar›n yap›lmas›n› k›s›tlam›fl-t›r. Ne var ki özellikle 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren yaflanan ekonomik so-runlar›n temel nedenini devletin s›n›rlar› aflan ekonomik güç ve yetkisinde gören baz› Kamu Tercihi teorisyenleri anayasal s›n›rlamalar›n gereklili¤i üzerinde dur-mufllard›r.

Anayasal iktisat teorisi, Rawls’›n “sosyal sözleflme” teorisini benimsemektedir.

Rawls, toplumun temel yap›s›n› gelifltirmek için uygulanacak kurallar bütününü ortaya koymaya çal›flm›flt›r. Bu kurallar, ekonomik ve sosyal hak ve sorumlulukla-r› belirleyecek ve sosyal sözleflmenin temelini oluflturacakt›r (Mueller, 2003: 597).

Wicksell, yasama organ›nda vergi ve harcamalara iliflkin kararlar›n birlikte ele al›nmas›n› ve bu kararlar›n oy birli¤i kural›na yak›n bir oylama kural›yla (yaklafl›k oybirli¤i kural› ile) onaylanmas›n› savunmufltur. Buchanan, Wicksell’in bu önerisi-ni gelifltirerek, bu tür bir oylama kural›n›n hükûmetin ald›¤› farkl› kararlar için ge-çerli olan kural ve usulleri belirlemede uygulanabilece¤ini ileri sürmüfltür. Bu ne-denle “kaliteli ço¤unluk kural›” anayasal reformun temelini oluflturmaktad›r (Cullis ve Jones, 1992: 470). Buchanan ve Tullock (1965), anayasal düzeyde ve yasama organ›nda karar alma süreçlerini birbirinden ay›rmaktad›r. Anayasal düzeyde karar al›m›nda, bireyler anayasada yer alacak olan kurallarla ilgili tercihlerde bulunurlar.

Yasama organ›nda al›nan kararlar ise hükûmetin günlük faaliyetlerini yürütmesine yönelik prosedürlere iliflkindir.

Buchanan ve Tullock (1965)’a göre; yasama organ›ndaki kararlardan farkl› ola-rak, anayasada yer alacak kurallar bütünü hakk›nda tercihte bulunurken, bireyler kendi refahlar›n› uzun bir süre etkileyecek olan ve s›k s›k de¤iflmeyen kurallar› se-çeceklerdir. Burada, bireylerin tercih ettikleri anayasal kurallar›n kendileri üzerin-deki do¤rudan etkisini bilmedikleri, bu nedenle de yapt›klar› tercihlerin toplum üzerindeki etkilerini dikkate ald›klar› ve gelecekteki durumlar›n›n belirsiz oldu¤u varsay›lmaktad›r. Bu varsay›m John Rawls’›n gelifltirdi¤i “bilgisizlik perdesi” kavra-m›na da uygundur. Bu nedenle anayasal kurallarla ilgili kararlar›n görüfl birli¤i içe-risinde al›nmas› gerekir. Bir “sosyal sözleflme” olarak nitelendirilen anayasa düze-yinde karar alma aflamas›nda oy birli¤inin benimsenmesi, bu teorinin normatif yö-nünü oluflturmaktad›r. Bu sayede kiflisel ç›kar söz konusu oldu¤unda da anayasal kurallarla ilgili oy birli¤i ile karar alma mümkün hâle gelir.

Anayasal aflamada bireyler, beklenen faydalar›n› maksimize edecek olan ana-yasal kurallar› (oylama kurallar›, yasaklar, yükümlülükler vb.) tercih ederler. Ana-yasal kurallar konusunda görüfl birli¤i olmal›d›r. Dolay›s›yla oy birli¤i kural› alt›n-da oluflturulan anayasalar tam anlam›yla sosyal sözleflme niteli¤inde olacakt›r.

Anayasal aflamada oybirli¤iyle karar al›m› sa¤lanabilirse, bireylerin kendi zevkleri ve durumlar› hakk›nda tam bilgiye sahip olduklar› yasama aflamas›nda kendi kifli-sel ç›karlar›n› gözetmelerine imkân tan›yan kurallar oluflturulabilir. Gündelik ka-rarlar›n al›nd›¤› yasama organ›nda al›nan kaka-rarlar›n oy birli¤i kural›na dayal› olma-s› gerekmez (Mueller, 2003: 617).

Anayasal kurallar›n belirlenmesi konusundaki görüfllerle ba¤lant›l› olarak Ana-yasal ‹ktisat teorisinin en önemli katk›s› bir “Ekonomik Anayasa” oluflturulmas›na iliflkin önerileridir. Ekonomik anayasa ile devletin ekonomik alandaki güç ve yet-kilerinin çerçevesi yani “oyunun kurallar›” belirlenecektir. Ekonomik anayasan›n iki temel köfle tafl› bulunmaktad›r: Mali anayasa ve parasal anayasa. Mali anayasa;

vergileme, kamu harcamalar›, borçlanma, bütçe ve idareleraras› mali iliflkiler ala-n›ndaki devletin yetkilerini s›n›rlamaya yönelik anayasal kurallar›; parasal anayasa ise anayasal para rejimini yani anayasal kurallarla düzenlenecek para sistemini içermektedir.

Siz de anayasalarda ekonomik s›n›rlamalara ihtiyaç olup olmad›¤›n› tart›fl›n›z.

TEOR‹K KAMU TERC‹H‹, AMP‹R‹K KAMU TERC‹H‹ VE DENEYSEL KAMU TERC‹H‹ AYIRIMI

Kamu Tercihi alan›ndaki temel literatürü oluflturan ilk çal›flmalar teorik bir nitelik tafl›maktad›r. Bu nedenle zaman zaman Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n hipotezlere da-yal› oldu¤u ve uygulanabilirli¤inin s›n›rl› kald›¤› fleklinde elefltirilere maruz

kalm›fl-S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

4

Ekonomik Anayasa; siyasal iktidarlar›n ekonomik alandaki güç ve yetkilerinin çerçevesinin ülke anayasalar›nda belirlenmesini içeren ve bu kurallar› temelde mali anayasa ve parasal anayasa olarak iki ay›ran yaklafl›ma verilen add›r.

t›r. Dolay›s›yla Kamu Tercihi alan›nda çal›flan günümüz iktisatç›lar›n›n bir k›sm› la-boratuvar ortam›nda ve ampirik çal›flmalarla kamu tercihinin teorik aç›klamalar›n›

ispatlama çabas› içerisinde bulunmaktad›rlar. Bu alandaki deneysel ve ampirik ça-l›flmalar, hem pozitif kamu tercihindeki teorilere hem de normatif kamu tercihin-deki önerilere iliflkindir.

Gerçekte iktisat biliminde deneylerden yararlan›lmas›na ABD’deki George Ma-son Üniversitesi’ndeki iktisatç› Vernon L. Smith’in çal›flmalar›yla bafllanm›flt›r. Smith,

“laboratuar ekonomisi” alan›nda bir araflt›rma alan›n›n oluflmas›na öncülük etmifl ve bu alandaki çal›flmalar›yla ‘2002 Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanm›flt›r. Smith’in bu alandaki çal›flmalar› esas olarak piyasa süreciyle ilgili araflt›rmalarda deneylerin bir araç olarak kullan›m›n› içermekte birlikte, baz› çal›flmalar› Kamu Tercihi alan›-na yöneliktir. Smith ayn› zamanda 1988-1990 y›llar› aras›nda “Kamu Tercihi Toplu-lu¤u”nda baflkanl›k görevinde bulunmufltur.

Laboratuvara dayal› deneylerin ekonomik alanda kullan›lmas›n›n baz› avantaj-lar› vard›r (Schram, 2004: 97): Ekonometrik testlerin aksine, laboratuvara dayal›

testler bir teorinin temel unsurlar›n›n sistematik olarak test edilmesine imkân sa¤-lar. Ayr›ca deneyler, teorinin söz konusu olmad›¤› veya var olan teorinin yeterin-ce ortaya konulmad›¤› durumlarda araflt›rman›n yöntemlerini ortaya ç›karmada kullan›l›r. Son olarak deneyler, bulgular›n sa¤laml›l›¤›n›n sistematik bir flekilde analizine olanak tan›maktad›r.

Kamu Tercihi araflt›rmas›nda laboratuara dayal› deneylerin kullan›m›, yaklafl›k son otuz y›lda h›zl› bir flekilde artm›flt›r. Piyasa d›fl› karar alma üzerine literatürün ço¤u, bireysel davran›fl hakk›ndaki varsay›mlara veya teoriye yönelik artan sorula-ra cevap vermek için incelemelere veya seçimlerden elde edilen alan verilerine da-yand›r›l›r. Teori ve alan verilerine dayal› ampirik çal›flmalarla birlikte, deneyler Ka-mu Tercihi fenomeninin daha ayr›nt›l› olarak kavranmas›na olanak sa¤lamaktad›r (Schram, 2004: 97).

Deneysel Kamu Tercihi, laboratuara dayal› deneylerin, N (N>1) say›daki birey-den oluflan kolektif bir grubun her bir üyesi için ortak sonuçlara ulafl›lmas›n› sa¤-layacak flekilde, grup karar alma mekanizmalar›na uygulanmas›n› içerir. Her bir grup karar alma mekanizmas› üç temel unsura sahiptir: a) Çevre, b) Kurum ve c) Bireylerin davran›fl›. Bir deneysel uygulamada, ilk iki unsur kontrol edilerek üçün-cü unsur gözlemlenir.

Birinci unsur olan “çevre”, bir ekonomik konunun yap›sal özelliklerini ifade eder; birimlerin say›s›, enformasyon yap›s›, tercihler, yetenekler, maliyet yap›lar› gi-bi. “Kurum” ise ekonomik birimlerin birbiriyle etkileflimini yönlendiren kurallar› ifa-de eifa-der; piyasa veya sat›fl kurallar› veya siyasal karar alma kurallar› gibi. Üçüncü unsur olan “bireylerin davran›fl›”; kurumlar de¤ifltirilmek suretiyle bu kurumlar›n bi-reylerin davran›fl›n› nas›l etkiledi¤i incelenir (Schram, 2004: 97). Laboratuvar orta-m›nda gerçeklefltirilen bir deneyde, deneyi gerçeklefltiren kifli taraf›ndan uygun bir ortam oluflturulur. Genellikle üniversite ö¤rencilerinden oluflan deneklerin belirle-nen kurallar içerisinde belirli konularda kararlar almalar› istenir ve deneklerin dav-ran›fllar› gözlemlenir. Deneyin bir baflka aflamas›nda ise söz konusu kurallarda

de-¤ifliklik yap›larak, deneklerin bu de¤iflikli¤e nas›l karfl›l›k verdikleri gözlenir.

Deneysel çal›flmalar›n iki türü Kamu Tercihi için önemli olabilir (Schram, 2004:

97): Birinci grup çal›flmalar, bireysel davran›fl ile motivasyonlar› birbiriyle iliflkilen-dirir. Örne¤in, bireylerin motivasyonlar› ve tercihleri, rasyonellik varsay›m›yla ilifl-kilendirilir. ‹kinci grup çal›flmalarda deneyler, geleneksel Kamu Tercihi konular›n›

analiz etmede kullan›l›r.

Deneysel Kamu Tercihi, laboratuara dayal›

deneylerin, N (N>1) say›daki bireyden oluflan kolektif bir grubun her bir üyesi için ortak sonuçlara ulafl›lmas›n›

sa¤layacak flekilde, grup karar alma

mekanizmalar›na uygulanmas›n› içeren Kamu Tercihi Teorisi’nin yeni bir inceleme alan›d›r.

Kamu tercihinde deneylerin kullan›ld›¤› konulardan baz›lar› flunlard›r: Kamu-sal mallara iliflkin karar alma mekanizmalar› ve bedavac›l›k sorunu, rasyonel oyla-ma modelleri ve seçmen kat›l›m›, ortanca seçmen modeli, ç›kar gruplar› ve rant kollama vb.. Örne¤in; birçok oylama kural›n›n normatif özellikleri ve demokrasi-ye iliflkin di¤er konular, temel olarak deneysel sonuçlara dayal›d›r. Bireyler strate-jik olarak davranacaklar m›? Tekrarlanan bir oylama kural›na nas›l h›zl› bir flekilde uyum sa¤lan›r? Bu tür sorulara yönelik cevaplar›n en iyi flekilde deneysel labora-tuvarlarda elde edilmesi muhtemeldir. Bu nedenle Vernon L. Smith ve Charles Plott gibi ekonomi bilimindeki deneysel araflt›rman›n gelifliminde öncü rol oyna-yan iktisatç›lar, ayn› zamanda Kamu Tercihi literatürüne önemli katk›lar sa¤lam›fl-lard›r (Mueller, 1997: 8).

Ampirik Kamu Tercihi alan›nda da günümüzde önemli çal›flmalar yap›lmakta-d›r. Bunlar›n bafl›nda Rochester Okulu’ndan William Riker’in çal›flmalar› gelmekte-dir. Gerçekte politik bilimci olan Riker, özellikle uygulamal› oyun teorisi ve rasyo-nel tercih yaklafl›m›n›n uygulanabilirli¤i alan›ndaki çal›flmalar›yla tan›nmaktad›r.

Riker, oyun teorisini kullanmak suretiyle anlaflmazl›k ve anlaflmazl›¤›n çözümüne iliflkin çal›flmalar›n Kamu Tercihi iktisad› alan›ndaki literatürün bir tamamlay›c›s›

oldu¤unu göstermifltir (Rowley, 2004: 6).

Riker d›fl›nda Kamu Tercihi literatürüne iliflkin ampirik katk›lar; seçmenlerin oylama davran›fl› ve oy ticareti, politik konjonktür dalgalanmalar›, rant kollama, koalisyonlar›n oluflumu, bürokratik davran›fl ve devletin büyümesi konular› üze-rinde yo¤unlaflmaktad›r.

1950’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren hem ekonomi hem de politika bilimine farkl› bir bak›fl aç›s› getiren ve her iki bilim dal›n›n bir sentezini oluflturan “Kamu Tercihi ‹kti-sad›” ad› alt›nda yeni bir araflt›rma alan›n›n temelleri at›lm›flt›r. Bu araflt›rma 1986 y›l›nda kurucu olarak ka-bul edilen James M. Buchanan’›n Nobel Ekonomi Ödü-lü’nü kazanmas›yla dikkatleri üzerine çekmifltir.

Dar anlamda Kamu Tercihi iktisad›, “devlet

baflar›s›zl›-¤›”yla ilgilidir. Genifl anlamda Kamu Tercihi ise piyasa d›fl› karar alma sürecinin ekonomik analizi veya k›saca ekonominin politika bilimine uygulanmas› fleklinde ta-n›mlanabilir.

Kamu Tercihi’nin ekonomi biliminin kulland›¤› araç ve yöntemleri kullanarak analiz etti¤i ve normatif öneriler sundu¤u politika bilimine iliflkin konular; oylama ku-rallar›ndan seçmenlerin davran›fllar›na, ç›kar gruplar›-n›n oluflumu ve iflleyiflinden bürokrasinin amaç ve etki-lerine kadar çok genifl bir alan› kapsamaktad›r.

Kamu Tercihi iktisad›n›n ortaya ç›k›fl› 1950’li ve 60’li y›llara rastlamakla birlikte, felsefi kökenlerinin 18. yüz-y›ldaki düflünürlerin görüfllerine dayand›¤›n› söyle-mek mümkündür. Kamu Tercihi’nin habercileri, K›ta Avrupas› bilim adamlar›ndan Sax, Mazzola, Pantaleo-ni, De viti de Marco ve en önemlisi Knut Wicksell’dir.

20. yüzy›la gelindi¤inde ise s›ras›yla Harold Hotelling (1929), James M. Buchanan (1949), Kenneth Arrow (1951), Anthony Downs (1957), Duncan Black (1958), William Riker (1961), James M. Buchanan ve Gordon Tulluck (1962), Mancur Olson (1965) ve William Nis-kanen (1971)’in çal›flmalar› Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n temellerinin at›lmas›nda ve geliflmesinde öncü rol oy-nam›flt›r.

Kamu Tercihi yaklafl›m› için daha önemli olan, Bucha-nan ve Tullock’un “Anayasal ‹ktisat Teorisi”ni ortaya koymalar›d›r. Buchanan, di¤er Kamu Tercihi iktisatç›la-r›ndan farkl› olarak, ekonomik ve siyasal karar alma te-orisine iliflkin anayasal kurallar hakk›ndaki çal›flmalar›

nedeniyle büyük takdir toplam›fl ve 1986 y›l›nda Nobel Ekonomi Ödülü’ne lay›k görülmüfltür.

Kamu Tercihi yaklafl›m› üç temel varsay›m›n kabulü üzerine kuruludur. Metodolojik bireycilik, politik mü-badele ve rasyonalite.

Kamu Tercihi yaklafl›m›n›n iki ayr› inceleme alan› bu-lunmaktad›r: Pozitif Kamu Tercihi ve Normatif Kamu Tercihi. Pozitif Kamu Tercihi, gerçek yaflamdaki politik kurallar›n yap›s›n› ve politik karar almada rol alan

kifli-lerin (seçmen, politikac›, bürokrat ve özel ç›kar grupla-r›) davran›fl motivasyonlar›n›n ekonomik analizini yap-maktad›r. Bu çerçevede oylama kurallar› ve mekaniz-mas› (basit ço¤unluk, oy birli¤i, logrolling vb.), bürok-rasinin yap›s› ve iflleyifli, ç›kar gruplar› vb. konular po-zitif kamu tercihinin kapsam› dahilindedir.

Kamu Tercihi teorisyenlerinin ve özellikle Buchanan’›n bu alandaki ilk çal›flmalar›ndan itibaren piyasa ile dev-lete yönelik yapt›klar› karfl›laflt›rmalar, piyasa sürecin-deki aksakl›klar (rekabetin eksikli¤i, d›flsall›klar, asi-metrik enformasyon vb.) sorununa karfl›l›k olarak “po-litik piyasa” olarak da nitelendirdikleri siyasal süreçte-ki aksakl›klar›n ortaya konulmas› sonucunu do¤ur-mufltur. Bu do¤rultuda Kamu Tercihi teorisyenlerinin bu alanda yapt›klar› en önemli katk›lardan biri olan

“devletin baflar›s›zl›¤› teorisi” ortaya konulmufltur. Ger-çekte bu teori, ortanca seçmen, oy ticareti, özel ç›kar gruplar›n›n rant kollama faaliyetleri, seçmenin eksik enformasyon sorunu gibi unsurlar› bir devlet baflar›-s›zl›¤› olarak nitelendirmekte ve siyasal süreçteki et-kinsizliklerin kaynaklar› ve sonuçlar› üzerinde dur-maktad›r.

Normatif Kamu Tercihi, pozitif Kamu Tercihi teorisine temel teflkil edecek “olmas› gereken” hususlar› incele-mektedir. Normatif Kamu Tercihi, politik kurumlar›n nas›l daha iyi çal›flabilece¤i konusunu ele almaktad›r.

Kamu Tercihi iktisad›n›n normatif boyutu aç›s›ndan ik-tisat literatürüne yapt›¤› temel katk›, “Anayasal ‹kik-tisat”

ya da “Anayasal Politik ‹ktisat” olarak adland›r›lan ve devletin baflar›s›zl›¤›n›n yol açt›¤› sorunlara yönelik so-mut öneriler üreten yaklafl›md›r.

Kamu Tercihi alan›ndaki temel literatürü oluflturan ilk çal›flmalar teorik bir nitelik tafl›maktad›r. Kamu Tercihi alan›nda çal›flan günümüz iktisatç›lar›n›n bir k›sm› la-boratuar ortam›nda ve ampirik çal›flmalarla kamu terci-hinin teorik aç›klamalar›n› ispatlama çabas› içerisinde bulunmaktad›rlar.

‹ktisat biliminde deneylerden yararlan›lmas›na ABD’de-ki George Mason ÜniversitesindeABD’de-ki iktisatç› Vernon L.

Smith’in çal›flmalar›yla bafllanm›flt›r. Smith, “laboratuvar ekonomisi” alan›nda bir araflt›rma alan›n›n oluflmas›na öncülük etmifl ve bu alandaki çal›flmalar›yla ‘2002 No-bel Ekonomi Ödülü’nü kazanm›flt›r. Smith’in baz› çal›fl-malar› Kamu Tercihi alan›na yöneliktir. Kamu Tercihi araflt›rmas›nda laboratuvara dayal› deneylerin kullan›-m›, yaklafl›k son otuz y›lda h›zl› bir flekilde artm›flt›r.

Özet

Deneysel Kamu Tercihi, laboratuvara dayal› deneylerin, N (N>1) say›daki bireyden oluflan kolektif bir grubun her bir üyesi için ortak sonuçlara ulafl›lmas›n› sa¤laya-cak flekilde, grup karar alma mekanizmalar›na uygulan-mas›n› içerir. Kamu tercihinde deneylerin kullan›ld›¤›

konulardan baz›lar› flunlard›r: Kamusal mallara iliflkin karar alma mekanizmalar› ve bedavac›l›k sorunu, ras-yonel oylama modelleri ve seçmen kat›l›m›, ortanca seçmen modeli, ç›kar gruplar› ve rant kollama vb.

Ampirik Kamu Tercihi alan›nda da günümüzde önemli çal›flmalar yap›lmaktad›r. Bunlar›n bafl›nda Rochester Okulu’ndan William Riker’in çal›flmalar› gelmektedir.

Riker, oyun teorisini kullanmak suretiyle anlaflmazl›k ve anlaflmazl›¤›n çözümüne iliflkin çal›flmalar›n Kamu Tercihi iktisad› alan›ndaki literatürün bir tamamlay›c›s›

oldu¤unu göstermifltir. Riker d›fl›nda Kamu Tercihi lite-ratürüne iliflkin ampirik katk›lar; seçmenlerin oylama davran›fl› ve oy ticareti, politik konjonktür dalgalanma-lar›, rant kollama, koalisyonlar›n oluflumu, bürokratik davran›fl ve devletin büyümesi konular› üzerinde

yo-¤unlaflmaktad›r.

1. Afla¤›dakilerden hangisi Kamu Tercihi ‹ktisad›n›n te-mel varsay›mlar› aras›nda say›lamaz?

a. Metodolojik Bireycilik b. Politik Mübadele c. Rasyonellik d. ‹ktisadi Denge.

e. Homo Economicus

2. Politik sürece iliflkin kurumsal yap›y› (örne¤in; ko-lektif tercihin gerektirdi¤i kurallar nelerdir ve bu kural-lar süreçteki unsurkural-lar›n davran›flkural-lar›n› nas›l etkiler?) in-celeyen teori afla¤›dakilerden hangisidir?

a. Kamu tercihi teorisi b. Kolektif tercih teorisi c. Sosyal tercih teorisi d. Rasyonel beklentiler teorisi e. Uyumcu beklentiler teorisi

3. Sosyal refah› sa¤laman›n zorlu¤u üzerinde duran ve belirli koflullar› (diktatör bir yönetimin olmamas›, ge-çerli oylama kural› ile bir karar alman›n mümkün olma-s›, bireysel tercih s›ralamas› üzerinde bir k›s›tlaman›n olmamas›, karar alma kural›n›n bireylerin tercihlerine cevap verebilmesi) sa¤layacak hiçbir oylama yöntemi-nin mevcut olmad›¤›n› savunarak “‹mkans›zl›k Teore-mi” ad› verilen teoriyi ortaya atan iktisatç› afla¤›dakiler-den hangisidir?

4.Gerçek yaflamdaki politik kurallar›n yap›s›n› ve poli-tik karar almada rol alan kiflilerin davran›fl motivasyon-lar›n›n ekonomik analizini yapan unsur afla¤›dakilerden hangisidir?

a. Normatif Kamu Tercihi b. Anayasal ‹ktisat c. Pozitif Kamu Tercihi d. Rasyonel Beklentiler Teorisi e. Siyaset Bilimi

5. Afla¤›dakilerden hangisi pozitif kamu tercihinin in-celeme alanlar› içinde yer almaz?

a. Ortanca Seçmen Teorisi b. Ç›kar Gruplar› Teorisi c. Anayasal Politik ‹ktisat d. Oy Ticareti

e. Politik Konjonktür Dalgalanmalar› Teorisi 6. Ekonomik ve siyasal karar alma teorisine iliflkin ana-yasal kurallar hakk›ndaki çal›flmalar› nedeniyle büyük takdir toplam›fl ve 1986 y›l›nda Nobel Ekonomi Ödü-lü’ne lay›k görülen iktisatç› afla¤›dakilerden hangisidir?

a. J.M. Buchanan b. K. Wicksell c. D. Black d. M. Olson e. K. Arrow

7. J. Rawls’un ileri sürdü¤ü ve toplumun temel yap›s›-n› gelifltirmek için uygulanacak kurallar bütününü orta-ya koorta-yan ve bu kurallar›n, ekonomik ve sosorta-yal hak ve

7. J. Rawls’un ileri sürdü¤ü ve toplumun temel yap›s›-n› gelifltirmek için uygulanacak kurallar bütününü orta-ya koorta-yan ve bu kurallar›n, ekonomik ve sosorta-yal hak ve