• Sonuç bulunamadı

AYLIK MECMUA İKİNCİ SENE EYLÜL 1 93 2 SAYISI 1 LİRA MİMAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AYLIK MECMUA İKİNCİ SENE EYLÜL 1 93 2 SAYISI 1 LİRA MİMAR"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİMAR

A Y L I K M E C M U A

İ K İ N C İ S E N E E Y L Ü L 1 9 3 2 S A Y I S I 1 LİRA

(2)

M İ M A R

A Y L I K M E C M U A

İ S T A N B U L - A N A D O L U H A N T E L E F O N :

S E N E : 2 S A Y I : 9 E Y L Ü L

S A Y I S I E C N E B İ

1 , A L T I A Y L I Ğ I M E M L E K E T L E R

: 6 , İ Ç İ N

S E N E L İ Ğ İ i E N E L i Ğ I

L İ R A D I R D O L A R D I R

San'at ve madde

M i m a r B. O. Celâl

San'atte asıl rolü madde ifade ediyor. Esa- sen zevk madde ile kaimdir. Tabiatin ezelî ka- n u n l a r ı n a ramolmuş olan madde; fiziyolojik izahlar haricinde kalan insan benliğinin o r u h dediğimiz m â n â diyarının karanlıklarında p a r - lıyan ve, tıpkı geniş ufukların şimşeklerine ben- ziyen hislerimizi duygularımızı anlatmıya yarar bir vasıtadır. İnsanlar ona bin bir şekil veriyor.

Bir faninin yarattığı bir güzel san'at eseri karşısında ruhumuz hayranlık duyar, musiki dinlerken kâh zevke, neşeye kâh hüzne teessüre

sürükleniriz. Bazan uzviyetimizin o m â n â diya- rında durgun denizlerin yüzü gibi zevkler duy- gular harelenir. Çok defa karanlık üzermizde haşyetle karışık derin bir kimsesizlik hissi uyandırır. Engin bir deniz içimizde bucaksız bir boşluk açar. Halbuki bunlarda ayni tabiatın k a - nunlarını yerine getiren, hâdiselerini y a r a t a n kâinat r u h u n u n kudretinin bir tecellisinden ve ifadesinden başka birşey değildir. İşte insan elile de işlenen madde r u h u n ve öz benliğin t a m veya noksan bir ifade levhasıdıı-; ilk insanların

(3)

$42 M İ M AN.

düşünce kabiliyetlerile, kudretlerile sayısız şe- killere, kılıklara girerek onun aynası olmuştur ve oluyor. Daima basitten mükemmele doğru akıp giden, nihayet çok mütekâmil şekiller ik- tisap eden, hatta bazıları için en gayri tabiî telâkki edilen, en dejenere zevklerin, güzellik- lerin bile mutlaka son şeklini bulduğunu iddia edemeyiz ve maddeyi vasıflandırarak güzelliğin son ve kat'î bir tarifini de yapamayız. Devirlerin ve ekollerin tasnifi bizim için sâlim bir misaldir.

Her ekolün mütaassıp salikleri bulunur. Bunlar haklı olarak kendi devirlerinin en son bir şekil olduğunu iddia ederler.

Fakat zannederim ki bu henüz idealine eri- şemiyen ve onun peşinde yürüyüp yorulan tip- lerin zevkidir ki muayyen bir çerçeve dahiline münhasır kalır ve şahsiyetlerinin kudreti nis- betinde mensup oldukları ekolün kavi birer id- diacısı, .muhafızı olurlar.

Güzellik, onun karşılığı olan sevmek; tari- hin kaydettiği eski zamanlardanberi insanların hayatında çok mühim rol oynamış, bu ruhî hâ- dise çok dikkatle tetebbü edilmiştir. Hulâsa umumî manasile sevgi ve güzellik insanlara ne- ler yaptırmamıştır. İnsanlar daima sevecek şey;

ararlar. Fakat sevilecek şeyin acaba bir tek şekli ve tarifi olabilir mi? Afrodit ve Akropol bizim için ebedî bir ideal mıdır? Şüphesizdir ki değildir. Sevgi ve güzelliği ilmî bir surette tet- kik ve mütalea eden kıymetli bir muharrir di- yor ki: (Güzellik bizde hilkaten mevcut fiziyo- lcjik kudreti kendi istikametine kendi lehine

boşaltabilen şeydir. Sevilecek şeyler insanların dimağî inkişaflarına, asabî kudretlerine tâbidir.

Muayyen ve cazip bir ideali olanlar için sevile- bilecek şeylerin kadrosu da muayyendir. Fakac böyle bir ideali olmıyanların sevebileceği şeyler pek çoktur.) Şu halde bir hilkat macerası olan sevgi ve güzellik muayyen bir kadro dahiline alınarak maddenin şeklini, biçimini tayin ve tavsif tmek tabiatın kanunlarını inkâr etmek demektir. Binaenaleyh maddenin şekline, duru- şuna neden bu kadar kıymet veriliyor? bütün şümulile, maddenin zevklerimizi, duygularımı- zı tam bir vuzuh ile ve en ince meramile itade etmediği anlar da oluyor; öyle duygular olur ki her nasil bir terkip yapılırsa yapılsın ancak pek mahdut kimselerin anlıyabilmesi kabildir.

Şunu kaydetmek isterim ki madde cemiyetin, kültürün bir ifade özü olduğu gün bize birşey söyleı\ Zatî ve nefsî zevkler, düşünüşler yani cemiyeti cezbedemiyen güzellikler ya çok vakti geçmiş, yahut ta çok iptidaîdirler. İşte bu se- bepledir ki: üslûplarm ekollerin teessüsü mil- letlerin cemiyetlerin karakterleri için en oku- naklı bir baş yazısı oluyor. Sanatte ruh ve mânâ örnek edilemez, zevk satın alınamaz. Ancak usul ve sistem örnek edilir. Hututun tebeddülü, ornemanların imha veya ilgası çok mühim b.'r kıymeti haiz değildir. Kanaatimce faniliğe sayısı bilinmez mevtslar.Ie inandığımız insan ve hayat denen şu büyük varlığın kendi yaratılı- şına göre tekâsüf etmiş kudretini çeken güzel- likler vardır, bu da yine birçok tabiî ve hayatî sebepler tesiri altında teşekkül ve tecellî ediyor.

(4)

Mühendis Derviş B.

a p a r t m a n ı Cihangir

Cihangirde beş senedenberi rasgele sıralan- mış birçok apartımanlar içinden plân ve görü- nüşündeki kemal ve hususiyetlerile temayüz eden bu bina, arsa, hava, güneş, sokak ve nezaret vaziyetleri düşünülerek inşa edilmiştir. Apar- tıman, 160 metro murabbaı bir saha işgal et- mektedir; altı oda ve bütün müştemilâtı havi beş daireden ibarettir. Bodrum katta depolar- dan maada ufak bir de daire vücude getiril- miştir.

Katlarda ikamet, kabul ve servis kısımları

biribirinden iyi ve makul bir surette ayrılmıştır.

Binada kalorifer ve sıcak su tesisatı yapılmış, bütün inşaat aksamının malzeme ve işçiliğine çok itina edilmiştir.

Binanın cephesine taraklanmış mermer sı- va tatbik edilmiştir. Pencere aralarındaki ak- sam kornişler ile beraber açık yeşil, diğer kısım- lar da kırem renktedir. Bu renklerin imtizacı ve binanın umumî hatlarındaki sâde ahenk gü- zel bir eser meydana getirmiştir.

(5)
(6)

3 X 1

|

m r n n n

i m

Yundun yöriiniiş

(7)
(8)

Kut plânlım. Mikyas: I : '200

(9)

Sayfiye projesi.

M i m a r S e d a t H a k k ı

Bu proje Heybelide deniz kenarnda bir arsa üzerinde İ. H. Bey için düşünülmüş bir sayfiye- dir. Arazi denize doğru hafif meyillidir. Ev de-, nize mümkün olduğu kadar yaklaştırılmıştır.

Bunun için deniz kenarında bir set yapılmıştır ve ev de bu setin üstüne oturtulmuştur.

Ev bir kat üzerine yapılmıştır. Yalnız hiz- met kısmı, zemin katındadır ve arka tarafta, hizmet kısmına ait bahçeden ziya alır. Bunun için bu bahçe diğer bahçelerden daha aşağıda bırakılmıştır. Yani arkadaki arazi tabiî halinde- dir; diğer bahçe kısımlarında ise, deniz kena- rındaki set duvarına kadar doldurulmuştur.

Binanın proğramı şundan ibaretti:

Ev yazın kullanılacak, ve mümkün olduğu kadar bahçe ile sıkı münasebette bulunacak.

İki yatak odası ve bir misafir odası lâzım- dır. Salonlar iç içe olarak ve icabında bir bü- yük salon haline koyulabilecektir.

Bu program şu şekilde tatbik edilmiştir..

Kara tarafından, bahçeyi geçtikten sonra, bir vestibüle girilir. Burası ayni zamanda bekleme cdasıdır. Misafir buradan girer. Misafir için bir de vestier ve halâ vardır. Methal kapısının kar- şısında bir kapı daha vardır, bu da deniz tarafı methalidir.

(10)

Vestibülün bir tarafında yazlık ve her ta- rafı pencere bir salon, diğer tarafta oturma yemek ve yatak odaları vardır. Bu kısımlara büyük camlı kapılardan girilir. Bu camlı kapı-

lar içiçe açıldığı zaman umanın her iki kısmı bi- ribirine raptedilmiş olur. Kışın ev kullanılırsa, ısınmıyan salon kısmı evden ayrılabilir.

Salon ayrı bir paviyon şeklindedir. Orta-

(11)

sında bir banyo vardır ve döşemesi mermerdir.

Pencereleri duvarın içersine sürmedir. Burada d a h a resmî misafirler evin intim kısımlarına sokulmadan kabul edilir.

Evin intim kısımlarında o t u r m a odası, yemek odası ve yatak odaları vardır. Y a t a k edalarının ayrı bir sofası vardır. Bu s o f a d a n o t a r a f t a k i bahçeye girilebilir. Bu sofada da veya- h u t önündeki terasta, sabah kahvaltısı alınır.

B u n u n için ofis bu sofa ile yemek odası arasına konmuştur.

Bu evin plânı yapılırken, fazla yer kazanmak, ve bunun için her yerden azami istifade etmek meselesi mevcut değildi. İstenilen, evin d a h i - line azamî ferahlık ve yer bolluğu hissi vermek idi.

M l S ^ e : % ^ M » -S Ş e h i r c i l i k

Modern bir şehirin uzviyeti

Urbanist Mimar Burhan Arif

Yukarıda çizilen diyagram dairevi olarak düz bir arazide hayalî bir şelıiri iıae etmektedir.

Bu daire bir takım ikinci derecede kısımlara ayrılmıştır. Bu kısımlardan lıer biri uzvî ve kı- yasi bir vazifeye tahsis edilmiştir. Modeli sun'i olduğu için gayet muııtazamdır.

Bu diyagram şehirlerin inkişafı için sırf bir nümuneden ibarettir; binaenaleyh nihaî bir şehir plânı değildir.

Dairenin merkezi aynı zamanda bütün uz- viyet vazifelerinin iştiıâk noktasını teşkil etmeli- dir.

Her kısım bir vazife mıntıkasını teşkil etmiştir. Daire altıya ayrılmıştır. 2 numara ile

österileıı oturma mıntıkası sağ ve sol tarafta iki defa tekrar edildiğinden hakikatta beş mıntı- ka vardır.

Oturma nuntakası bir şelıirın en mühim uzviyetlerinden birini teşkil etmekte olduğundan iki sahayı işgal etmiştir. Bu ııııntakanın iki

oluşunun bir iyiliği daluı şudurki: Bir kısmı sa- nat sahasında çalışanlar, ikinci kısım ticaret saha- sında çalışanlara ayrılmıştır. Bu iki m m t a k a arasında istirahat için en münasip ol>rak ser- best saha ayrılmıştır.

Oturma sahası: (2 numara) bir cihetten ko- laylıkla teneffüs sahasına, diğer cihetten büyük dükânlarm, mağazaların bulunduğu sanayi saha- sına geçilebilir.

Her salısı en müsait bir tarzda büyülüp küçülebilir, ve altı taksimat müsavi de olmıya- bilir. İstenildiği zaman bunlardan birine fazla ehemmiyet verilir, buna mukabil diğerinin kıy- meti ve ehemmiyeti, küçülür. Nitekim bazı şe- hirlerde ticaret mühimdir. Sanayi daha az ehem- miyeti alır, bazı şehirlerde de sanayi hiç yok gibidir. Buna mukabil olarak istihlâk fazladır.

Bu diyagram ile alış veriş sahasının büyümesini neticelendirir.

Bu şemayı (Toııivn planing) ingiliz şehri

(12)

p l â n l a n inşaat cemiyetine takdim edilmiş bir eserden iktibas ederek dalıa basit bir .şekil ha- line koyduk.

H e r lıanği bir sehirin uzviyetinin iyi işle- yip işlemediğini, n e derece hareketlerin bozuk veya yerinde olmadığını anlamak için bu diya- gramı tatbik edebiliriz. ]Ju plânın şehirlere tat- bikinde evvelâ şu mukayese yapılır:

B ü t ü n uzviyetler yerli yerinde midir?

H e r sahanın inkişafı için kâfi miktarda yer bırakılmış mıdır?

B u n u tetkik edebilmek için h e r sahanın u m u m î merkez noktasının aksi istikametinde b ü y ü m e k istidadını hâiz olup olmadığına bak- malı, diğer bir sahanın lüzumu halinde büyü- mesine^mâni olup olmadığım araştırmalıdır.

Bu şemanın tecrübe ile doğruluğu sabit olduğuna ve bitter.-im şehirlerin umumi uzvi- yetlerinin ıııuvazenes'nin temini kabil olduğuna nazaran şöyle diyebiliriz:

Bir şehirde merkez noktalarının kesafeti şelıirin yevmi faaliyet bünyelerinin gayri mun- tazam ve nisbetsiz olarak muhtelif sahalarda inkişafında serbest bırakılmış olmasından ileıi gelmektedir. Meselâ: şelıirin şimalinde çalışan bir işçinin akşam üzeri aksi istikamette oturmak üzere şelıirin merkezini katetnıege mecbur ol- ması şehirlerin merkez n o k t a l a n için büyük bir belâdır.

Her şehir böyle bir şema dahilinde inkişaf etmelidir.

Görülen şemalarda o t u r m a ve çalışma saha*

(13)

252 M İ M A R ları ııe kadar b ü y ü k olursa olsun bir t a r a f t a

çalışanların diğer t a r a f a geçmek için şelıirin merkezi ile biç alâkası olmayabilir. H e r mıııta- k a d a ayrıca ikinci derecede mülki merkezler ya- pılır. Buralara günlük ihtiyaçlara cevap veren binalar vazedilir. Yalnız d i k k a t edilecek bir ci- het, b u ufak merkezlerin cüz'î olan mahallî ihti- yaçlara cevap verecek dereceden büyük olma- ması ve şelıirin diğer uzviyetlerine aidiyeti ol- mayacak d e ı e . e d e küçük bir ehemmiyette ol- masıdır.

O t u r m a mmtakalarındaıı h e r birine meselâ bir kaç dükkân, ufak bir posta merkezi, bir mektep, bir eczalıane konulabilir.

Lâkin u m u m i istihlâklere y a r a y a n dükkân"

lar b u r a d a değil şehir ticaret kısmındadır. Tica- ret kısmında en m ü h i m d ü k k â n l a r şelıirin o r t a - sına yakın olan t a r a f t a "ve b ü y ü k d e p o l a r aksi cihette yani şelıirin o r t a s ı n d a n uzak olarak yer- leştirilir.

2 n u m a r a l ı şemamızla 1 ııamaralı yuvarlak diyagramın plânlar üzerine tatbikini daha ziyade teshil eden bir resin takdim e d y o r u z . B u r a d a h e r mıntıka, d.ıirevî olarak diğer şemanın mer- kezinde olan itibarî bir muı-abbaın etrafında yine m2 olarak ziyadeleşip büyüyor. Binaenaleyh iş- lenmiş bir p l â n a tatbiki cihetinden d a h a m ü s b e t neticeler almak kabildir.

(14)

Caddeden göriiniiş.

Mühendis Ata Bey evi. Feneryoiu

Kadıköy Feneryolunda asfalt yolun sol ta- r a f ı n d a vâsi bahçe içersinde yoldan 8 ilâ 10 metro geride olarak ön t a r a f t a bir çiçek bah- çesi bırakılmıştır. Bina verilen proğramdaki kullanış ihtiyacına göre düşünülerek tanzim edilmiştir. Esas cephe ve methal asfalt yol üze- rine ve Marmaraya nazır olarak güneş ve rüz- gârlara göre vaziyet verilmiştir.

Bina iki katlı olup zemin kat cephenin tek- mil önünü kaplıyan 2.50 metro arzında bir açık teras ve sağ köşesinde beş basamak merdiven-

M i m a r Nazif

den çıkılarak uzunluğu cepheye amut ve açık terastan bir seviyede üstü kapalı taraştan ge- çilerek methale girilir. Oldukça geniş bir m e t - halden sıra ile alafranga helâ, hol, salon ve sa- londa iki kanatlı camlı kapı ile yemek salonuna geçilir. Holden üst kata çıkacak bir merdiven, ofis ve mutfağa geçilecek bir kapı ile yemek sa- lonuna girilecek kapı ofisten yemek salonuna ayrıca bir ufak kapı ile irtibat temin edilmiştir.

Yukarı çıkacak merdiven sahanlığında arka cepheye bir kapı bırakılmış bu da hini hacette

(15)

Yan ve arka göriiniisii. Kat pttsnhn Mikyas 1 : 200

a l t k a t ile yukarı katı biribirinden ayırmak için yapılmıştır.

Merdivenden çıkınca sağ t a r a f t a u f a k bir geçit ile hizmetçi odası, alaturka helâ misafir

odası ve merdivenin sol t a r a f ı n d a n geçilen bir koridor ile iki yatak odası, bir küçük oda ve banyo, yatak odalarının yanına ve b i n a n ı n sağ yan cephesi yani m e t h a l üzerine açık t e r a s v ü - cude getirilmiştir.

(16)

M. H. Evi

Kasımpaşa

Kasımpaşada kışla boyu Caddesi üzerinde 45 metre m u r a b b a ı sahada ufak bir arsaya geçen sene inşa edilen bu bina aşağıda bir d ü k k â n ı ü s t iki katta da ikişer oda birer m u t f a k ve birer halâyı ihtiva etmektedir, İca- bında üst m u t f a k banyo halinda kullanılacak, iki kat bir ailelik bir daire olacaktır.

Evin temelleri eskiden mevcut meşe kazık ızgara ü s t ü n e oturan etraf temel duvarları üzerine sömel kontinü yapılmak suretile teşkil olunmuştur.

Evin cephesine gayet sade ve sakin h a t - larla hususiyet verilmiştir. Pencereler üçer taksimatlı ve sürmedir. Binanın yüzü az ol- duğundan bunu biıdc şakuli hatlarla parçalama- mak için ufki kayıtlar tercih edilmiştir. Ve bu kayıtlar içeriden bakanların otururken ve ayakta ikeiı göz hizalarına göre tertip edil- miştir.

B u ev, katları ve sahası az olduğu halde temel ve iskeleti beton arıııe yapıldığı içiıı in- şaat aksamının iktisadî bir tarzda ikmaline rağmen 4000 liraya mal olmuştur.

(17)

Kat pikim i •200. Demir kapı tafsilâtı. Sokaktan göriiniiş. I'cnccrr tafsilâtı.

(18)

Beton ile alçı bloklardan mürekkep hafif döşemeler.

M ü h e n d i s M. Enver

Sön zamanlarda Amerlkada beton arme hurdl ile içi boş alçı bloklarından mürekkep kat döşemeleri yapılmağa başlanmıştır. Bu yolda ilk adım, Chicagoda Rothschild Building bina- sına dört kat ilâve ederken bu tipin kullanılma- sile atılmıştır. Malûm olduğu üzere Amerikada demir inşaat pek müteammimdir. Bu binada döşemeler, mesafe mesafe mevzu demir kiriş- lerle bunların arasına yerleştirilmiş evelce hu- susî surette hazırlanan içi boş alçı bloklarila bunların meydana getirdiği satıh üzerine dökül- müş ince beton tabakasından ibarett'r. Bu suretle düz ve muntazam bir tavan elde edildiği gibi kalıp ve destek gibi tertibata da lüzum kalmı- yor. Beton tabakası müteharrik iskeletlere göre l:esap edilip kâfi miktarda demirle teçhiz edilir.

Bloklar bu demir teçhizatını ihata edebilecek be- ton kısmını teşkil edebilecek veçhile şevh yapılır.

Bu suretle cer mmtıakasındaki lüzumsuz fceton kısım lıazf ve tasarruf edilmiş olduğundan pek ince bir beton tabakası kâfi geliyor. îsometrik resimde de görüldüğü üzere bu beton tabakası blokların üzerinden dolaşarak yanlarındaki yivler vasıtasile kirişin üst gövdesile birleşmek- tedir.

Blokların tulü döşeme kirişlerinin aralık- larına göre tayin edilir. Yukarda söylediğimiz

binada bu aralıklar umumiyetle 1,85 kadardır.

Ayni veçhile blokların irtifaı kiriş irtifaına t â - bidir.

Blokları yerine koymak için iki adam iki ucundan bloku saran bir kayışla tutar, blokun bir ucu I kirişinin alt dudağından aşağıya ka- dar indirilir ve badehu ikinci ucu diğer kirişin hizasına gelinciye kadar ufkan kaydırılır ve aşağı indirilip kirişin alt dudağına yerleştiler, badehu birinci uç, blok ufki vaziyete gelinciye kadar kaldırılır, ve kirişin alt dudağına girince- ye kadar ufkan kaydırılır. Bu suretle her iki uç ta birleştirilmiş olur. Blok I kirişinin dudağı üzerine isometrik resminde de görüldüğü gibi dört noktada oturmaktadır. Muvazi açık- lıklardaki bloklar kirişin altında biribirlerils birleşirler ve düz bir satıh teşkil ederler.

Bu binada kullanılan blokların metro tulü 7-8 kilo kadardı. Bu tabiî döşeme kirişlerinin irtifaına ve aralıklara tâbidir. Bloklar her ne- kadar inşaat yükünden başka sikletlere maruz bırakılmazsada 2000 kg/m2- kadar bir siklete kırılmadan tahammül edebilirler.

Bu tip döşemenin faydaları olarak, musattah bir tavan elde edilebilmesi, kalıp ve destek ter- tibatına ihtiyaç göstermemesi, kalıpları sökmek için vakit zayi edilmesi veya işin sektedar olma- sı gibi mahzurları havi bulunmaması ve gayet ince beton tabakasının kifayet etmesi, velhasıl içi boş döşeme teşkilinden beklenen faydaları ihtiva eden ve ince bir beton tabakasile alçıdan mürekkep gayet hafif bir döşeme elde cdabil- mesi zikredilebilir. Bundan maada bloklar cen- bî tazyiklere ve rüzgâr tazyikine karşı bir em- niyet teşkil eder. Sıva doğrudan doğruya alçı blökuna, çengel, metal depluayye, lata veya herangi bir vasıtaya ihtiyaç hissettirmeksizin tatbik edilebilir.

(19)

htaribulun bııgiinkii pilûnı.

! i^r . I^PIHmHmİ

tstanbvlım bugünkü esaslı caddeleri.

İstanbul plânı etüdü

031-32 ders senesi zarfında Güzel san'atler akademisi mimari şubesi son sınıf talebeleri (bil- hassa Bedri Hamdi , Behçet Sabri, Lütfü, Seyfi, Sedat) şehirscilik seminerinde hocaları Profe- sör Eglinin fikirlerinden istifade ederek İstan- bulun (İstanbul, Beyoğlu, Üsküdar) yeni plâ- nını hazırladılar. Bu nüshamızda akademi mi- marî şubesi sergisinde tesadüf ettiğimiz bu etüdü takdim ediyoruz. Bu plânlarda İstanbu- lun hali hazır vaziyeti, hali hazır asıl caddeleri ve nihayet asrın ve şehircilik san'atinin en son şekillerine göre bir etüd mahiyetini haiz müs- takbel şeklini görüyoruz. Marmaraya karşı olan cenup kısma bütün ikametgâhlar konmuştur.

Haliç serbest liman halinde açılmış ve Haliç sa-

hilleri sanayi mıntakası yapılmıştır. Haliç sahil- lerinin yüksek tepelerinde, sanayi mıntakası üze- rine amele evleri sıralanmıştır.

Bu plânda görüldüğü veçhile yangın yerle- rinde hiçbir inşaata müsaade verilmemiştir. O- ıalarda şehrin ortasına kadar sokulan yeşillik- ler nebatat ve hayvanat bahçeleri ve spor b a h - çeleri, lûnaparklar, çccuk bahçeleri açık hava tiyatroları merkezi bir stadyum ve kulüplerle yüzme havuzları yerleştirilmiştir.

Stadyum merkezî bir mahiyettedir. Beyoğlu ile asma köprü vasıtasile çok sıkı bir surette m ü - nasebettedir. Sur harici, her nevi inşaatın m e n - edildiği bir mıntaka halinde bırakılmıştır.

(20)

Istmbul pilûm ctiidii.

(21)

D e k o r a t ö r V e d a t

İpek Film. Nişan taşında tesis ettiği stüd- yosunda bir çok yeni sesli filmler imal edi- yor. Bu tâlimlerde temsil ve musikî kadar dekora da büyük bir ehemmiyet verilmektedir.

Bu senenin ikinci sayısında muvaffak eserlerini tanıdığımız d e k o r a t ö r Vedadın

« K a r ı m Beni Aldatırsa » operet filmine ait ve dahili mimarî ııoktai nazarından modern ve fantezi bir kıymeti haiz birkaç dekorunu takdim ediyoruz.

B u n d a n sonraki sayılarımızda, bu gün dahilî mimarî snn'atında çok m ü h i m bir mev- ki işgal eden filim ye tiyatro d e k o r u tekniği- n e ve hususiyetlerine ait yazılar dercedeceğiz.

( Karım beni aldatırsa) operet filmi dekorlarından yatak odası ve kapı.

Yeni film dekorları

(22)

( Kunm beııijaldatırsa ) operet filmi dekorlarından:

Hol ve daktilo odası.

Dekoratör Vedat.

(23)

İlk Heykel Sergisi

Elif Naci

Michel-Ange Floransa dağlarına bakarak

« kocaman bir çekicim olsa şu dağı yontup bir heykel yapmak isterdim.» demiş. Parmaklarının arasında yirmi beş faniyi ezecek imiş gibi gelen lâyemut Musayı yaratan Michel-Ange, böyle söyliyebilir. Zühtüün alay köşkünde teşhir ettiği heykeller? bu devasa eserlerin yanında gerçi bi- rer bit' ve göbeğine kadar sakalı olmıyan Zühtü renesans kahramanının topukları hiza- sında bir cücedir. Fakat asırların üstüste koy- duğu tekâmül irtifaında elinde ebuşuvarı, şu mahzun kadın heykelini muştalıyan Zühtü ile bir başkası arasında kıyas yapacak ve bir daha imtihanında ona iltimas ederek yüksek numara verecek vaziyette değilim. Ben, Zühtüyü met- hetmek için kalemi elime almadım. Sadece onun alay köşkünde teşhir ettiği bir avuç heykelin karşısında vecdimi ve kabiliyetine en çok inan- dığım bir san'atkâr olan onun bendeki intibaını kaydedeceğim. Gerçi alelumum heykellerde ne Yunanı kadimi, ne de onun yardakçılığını ya- pan Rönesans ağabeyleri görmek istemyien bir

•seyirciyim. Bununla beraber Zühtünün «Safo»

sunu beğendim. Gayet mevzun ve ahenkli omuz- ların üstüne fevkalâde zarif bir itina ile oturtul- muş küçücük başı, ince belinden aşağı taşan kalçaları ve ona tezat yapan kol ve bacak hatları biribirlerine okadar uygun, okadar ahenkli ola- rak konmuştur ki göze şayanı hayret bir ferahlık vermektedir. Bu heykelde başın, bel kısmı ile olan ahengine hayranlığımı söylerken çok ileri gitmek isterdim fakat Zühtü dostum olmasaydı.

İnsanlar, dostlarının eserleri karşısında da- ima söz söylerken daima garip bir tereddüt ile ürperirler. San'atkârın muvaffakiyetini söyle- mek, kanaatini izhar için mutlaka onun düş- manı olmak ta lâzım gelmez sanırım. Fakat

dost eserleri karşısında münakkidin bu ürperişi sebepsiz de değildir. Zira kariin gözbebeklerinde daima kıvrılan bir istifham vardır. Zühtü dos- tumdur. Fakat safo da güzeldir.

« Sabah » isimli heykeline birlikte bakalım.

Bu heykelin kusurlarını birlikte arıyalım. Ana- tomik zâfından başka ben bir kusur bulamadım.

Siz bulabilirseniz bilmem. Fakat bu heykel, kompozisyon itibarile harikadır dersem müba- lâğa etmemiş olduğumu sizde görürsünüz Yatmış kadın heykeli, « h ü z n » ü ifade için yontulmuştur. Zühtü, bu heykele doğrudan doğruya alçı üzerinde çalıştığını itiraf ediyor ve Zühtü bu müfrit cesaretinin cezasını da çek- memiş. değildir. Zira şu mahzun kadın bize form-ve anatomi sakatlıklarile istirahat halin- de pek mustarih görünüyor. Fakat hayır ben bu'kadını hüznünden tecrit ederek yalnız kom- c bakacağım. Vclüm ve hatların j ....^gerine tezadı itibarile bu eser insanı se- vincinden çıldırtacak kadar güzeldir.

Zühtünün portreleri harikadır. Zühtünün tayyare abidesi muvaffaktır. Zühtünün ka- biliyeti, velûdiyeti, Zühtünün san'at anlayış ve

" telâkkisi her türlü takdir ve sitayişin fevkinde- dir.-_

Bulunduğu vilâyetin meydanlarını süsle- mek için Kripell'lere Kanonika'lara abide sipa- riş eden bütün hüsnü niyet sahibi belediye re- islerine Zühtünün heykellerinin fotoğrafilerini ithaf ediyorum.

«Kusurlarımı söyleki dost olduğuna ina- nayım.» diyen Zühtüyü memnun etmek için onun hatalarını bulmak ve söylemek isterdim. Fakat kötü bir heykel ile onun da bana yardım etmesi icap ederdi.

(24)

Sııfo vo sabah

Yatmış kadın

Tayyare abidesi

(25)

>

Nakıp zade Şekip B. evi. Antakya.

B u p r o j e m i m a r A. Z i i a t a r a f ı n d a n m a h a l l e n y a p ı l a n e t ü t l e r e , y a p ı s a h i b i n i n v e r d i ğ i p r o - g r a m ve iklimin h u s u s i y e t l e r i n e n a z a r a n ve y a p ı m a s r a f l a r ı m e v z u u b a h s e d i l m e d e n z e n g i n b i r t a r z d a t e r t i p e d i l m i ş t i r .

F i l â n d a h a r e m ve s e l a m l ı k meselesi b i r d e r e c e y e k a d a r gîizetilmiştir.

C a d d e d e n 10 m e t r e g e r i y e y a p ı l a n b i n a n ı n i k i a n t r e s i vardır: birisi t e r a s d a ı ı d ı r . Bu m e t h a l

.Mimar: Aptullah Ziya

m i s a f i r o d a s ı m e ş g u l k e n g e l e n i k i n c i b i r mi- s a f i r i n içeri a l ı n a b i l m e s i için k u l l a n ı l a c a k t ı r . M e t h a l d e n giril.ce b ü y ü k b i r m e t h a l v e s - t i h ü l ü yapılmıştır.

S a ğ t a r a f d a üç b a s a m a k l a y ü k s e l e n m i s a f i r s a l o n u k a p ı s ı sol t a r a f t a p o ı t m a n t o ve üze- r i n d e p e n c e r e , g e r i d e t u v a l e t m a h a l l i m u v c u t t u r .

Kapı zili ç a l ı n c a uşak k e n d i o d a s ı n d a n g e ç i p k a p ı y ı a ç a b i l e c e k t i r . H i z m e t k ı s ı m l a r ı n a

(26)

• ' f l B ^ ' . j f f l i H

' H ' 1 '

^İ^SİUBmm

«m ^ " n r H H f f l M n P B l i M "

(27)

M İ M A R a s m a k a t l a r k o n u l d u ğ u n d a n onların zemin k a t

rakımları 45 s a n t i m e k s i k t r .

Misafir s a î o n n n u ı ı y a n ı n d a e r k e k l e r i n lü- z u m u n d a k a r t o y n a m a l a r ı ve h u s u s i olarak g ö r ü ş e b i l m e l e r i için b i r f ü m u v a r m e v c u t t u r . F ü m u v a r , m i s a f i r s a l o n u n d a n p e r d e ve 8 0 s a n t i m y ü k s e k l i ğ i n d e b i r nikel p a r m a k l ı k l a ayrılmıştır. F ü m u v a r ı n y a n ı n d a k ü t ü p a n e mev- c u t t u r .

Misafir s a l o n u n d a n , y e m e k o d a s ı n a d o ğ - r u d a n d o ğ r u y u geçilebildiği gibi, m i s a f i r s a l o n u , f ü m u v a r , k ü t ü p a n e ve y e m e k s a l o n u b ö l m e l e r i m ü t e h a r r i k o l d u k l a r ı n d a n l ü z u m u n - d a birleşecek ve b ü y ü k b i r k a b u l s a l o n u ola- c a k t ı r .

Y e m e k o d a s ı n ı n ü n ü n d e b i r b ü f e v a r d ı r . M i s a f i r l e ı e ç a y ve s a i r u f a k hazırlıklar b u r a d a y a p ı l a c a k t ı r . M u t f a ğ ı n ö n ü n d e b i r hizmetçi otur- m a mahalli, o n u n ö n ü n d e d e b i r v e r a n d a mev- c u t t u r , yemek o d a s ı n d a n b ü f e n i n ü z e r i n e a s m a

k a t a çıkılır; burası evin h a n ı m ı n a a i t d i k i ş . oda- sıdır. Y e m e k o d a s ı n d a n b i r p e r d e ile gizlenir.

O d a s ı n d a çalışan h a n ı m l ü z u m u h a l i n d e a y a ğ ı n ı n d i b i n d e ve d ö ş e m e ile alt seviyesi b i r o l a n b i r p e n c e r e d e n m u t f a ğ ı , a r k a t a r a f t a n d a k o r i d o r u , ö n ü n d e n d e y e m e k o d a s ı n ı h a k i m b i r v a z i y e t t e k o n t r o l eder.

K o r i d o r d a o t u r u l a b i l i n e c e k t i r , a r k a t a r a f t a d a ğ m a n z a r a l a r ı m e v c u t o l d u ğ u n d a n p e n c e r e l e r ş a k u l î olarak açılmıştır.

H i z m e t m e r d i v e n i n d e n a s m a k a t t a k i hiz- m e t ç i o d a s ı n a ve birinci k a t a çıkılır.

Birinci k a t t a b i r y a t a k odası b i r t u v a l e t o d a s ı ve b i r d e m i s a f i r y a t a k o d a s ı y a p ı l m ı ş t ı r . H i z m e t ç i l e r l e ev s a h i p l e r i n i n b a n y o v e h e l a l a r ı a y r ı l m ı ş t ı r . Birinci k a t t a a y r ı c a b i r ç a m a ş ı r l ı k , ü t ü m a h a l l i ve çamaşır k u r u t m a yeri m e v c u t t u r . T e r a s a b i r b a h ç e y a p ı l a c a k t ı r . P r o j e b i n a n ı n m e t r e k a r e s i iki a l t ı n a çıkacağı n a z a r ı i t i b a r a a l ı n a r a k yapılmıştıır.

İstinat dıvarı hesabatı

Heyeti türab

H e y e t i t u r a b , u f a k k ı s ı m l a r d a n t e r e k k ü p e d e n b i r cismi s u l p t ü r . Meselâ g a y e t ince ve k u r u Lir h a l d e b u l u n a n b i r t o r b a k u m alsak bir h e y e t i t u r a b f a r / o l u n a b i l i r . T o r b a içindeki k u m d ö k ü l s e k e n d i k e n d i n e akabilir. H e r z e r r e a k a r k e n b i r b i r i n e yapışık o l m ı y a r a k a k a r .

H a l b u k i Duna m u k a b i l bir t o r b a t o p r a k alsak bilhassa b i r a z d a ı a t ı p olsa a k a r k e n t o p a ç h a l i n d e giderler. Z e r r e l e r b i r b i r i n e y a p ı ş ı r l a r . O n u n için bir h e y e t i t ü r a p s a y ı l a m a z l a r . Yen*

işlenmiş ve k u r u b i r h a l d e b u l u n m a k ve a y n i z a m a n d a e l e k t e n g e ç m i ş b u l u n a n biı- d o l m a t o p r a k t a s a v v u r edilse b u n u n i s b e t e n b i r h e y e t i t ü r a p farzedehiliriz.

Bu nevi t o p r a k t a n y a p ı l m ı ş bir i m l â far- z e t s e k b u imlânın pılân ve nıaktaı ş a k u l î s i şe- kil 6 gibi bir vaziyet alır.

İ m l â eteği u f k i f a r z e d i l e ı ı zemin tabii ile

:n sayıdan mab.ıat)

Mühendis Halil G. S. Akademisi Beton arme

ve mukavemet Muallimi

m u a y y e n b i r zaviye teşkil e d e r e k ıııuvazenet va- ziyeti alır. D a h a dik d u r a m a z . T o p r a k zerreleri b i r b i r i ü z e r i n d e n y u v a r l a n a r a k z e m i n t a b i i y e dü- ş e r l e r .

F a k a t b u vaziyetten d a h a y a t ı k o l a r a k im- lâ e t e ğ i n i k e n d i k e n d i n e y a t ı r m a k t a m ü m k ü n o l a m a z . B u t a k d i m e t o p r a ğ ı k ü r e k ile a t m a k i c a p e d e r .

i ş t e imlâ e t e ğ i n i n ıııüstcvii ufki ile teşkil e t t i ğ i b u «<p» zaviyesine « m e y l i tabii » zaviyesi ve b u n u n t a m a m ı n a d a « şevi tabii » zaviyesi t e s m i y e edilir.

B u zaviyenin m i k t a r ı h e y e t i (urabııı c i n s ve h a l i n e g ö r e ddgişir. MauVafih h e r b i r h a l d e t a y i n i k o l a y d ı r .

M e y l i t a b i î z a v i y e s i n i n t a y i n i

Şekil 7 de g ö r ü d ü ğ ü ü z e r e bir «A» n o k t a - s ı n d a b u l u n a n m e n t e ş e e t r a f ı n d a kolayca d ö n e -

(28)

karlıda. 7 j f f l f U n n J .

^HİIİIIIIIIIIIIIİIİIIMIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIİIIIIIIIMUHİI

^4!iıııııııiıııııııııııııııııi!iııı)nılııııııımmmııt

^omıııııuııııııuıııııııııımıııııııııuııııa

^WIIİIIIIIIIIIIIIIIMHII!llllllllimill

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

ı ı ı ı ı i ı n IM|IIII|||III

>\\\\\iıııiııııınııııı!ııııııııııııı

" ^S\MIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMII||||

'' l!L!!!!!"iiffl«ı»»"iı{ıııııııı»ııı»«M

ımHimıuııiMiınııımmmıı MIIIIIIIIIIIIIIHUl'IIlmill

n ı ı ı ı ı ı ı ı ı m l u m m u ı

l l l l l l l l l l l i m i l l l l l l 111111 I İM 11III "

« I

b i l e n iki t a h t a alınıp b u n l a r d a n « A c » ü z e r i n e m e y l i tabii zaviyesi t a y i n edilecek olan h e y e t i t ü r a p t a n b i r m i k t a r k o n u l u r . V e «Ac» t a h t a s ı d a h i «A» n o k t a s ı e t r a f ı n d a y a v a ş y a v a ş dikleş- tirilir. V e h e y e t i t ü r a p k e n d i k e n d i n i t u t a m a y ı p a k m a ğ a b a ş l a y ı n c ı y a k a d a r d i k l e ş t i r m e keyfiye- t i n e d e y a m o l u n u r . Ve t a n ı b u e s n a d a t a h t a n ı n m ü s t e v i i u f k î ile teşkil e t t i ğ i «<p» zaviyesi me- s a h a o l u n u r .

M u h t e l i f h e y e t i t ü r a p l a r ı n meyli t a b i î za- v i y e l e r i ile b i r m e t r e m i k â p h a c m i n d e k i m i k - d a r l a r ı n m vezinleri atideki cetvelde gösteril- m i ş t i r .

İstinat dıvarları

Ş « k i l 8 d e g ü r ü d ü ğ ü ü z e r e yeni i ş l e n m i ş b i r t o p r a k ile y a p ı l a n b i r imlânın «A» n o k t a - s ı n d a n g e ç e n m e y l i tabii zaviyesi «<1>» ile gös- t e r i m i ş o l s u n S a t l ı ı mail dalıi «Ac» o l s u n . E ğ e r i m l â y ı ş e k i l d e ok ile g ö s t e r i l d i ğ i t a r z d a «c» n o k - t a s ı n d a n i l e r i y e d o ğ r u «Ac'» vaziyetine g e t i r m e k i s t e r s e k b u m ı n t a k a d a a l ı n a n bir «K» kitlesi

«Ac'» s a t h ı m a i l i ü z e r i n d e k e n d i k e n d i n e y u v a r - l a n a r a k «A» n o k t a s ı n d a n d a h a ileriye d o ğ r u g i t m e ğ e s â y e d e r

Muhtelif nevi toprakların meyli

bir metre mikâplarının tabii zaviyeleri ile vezinleri

Toprağın nev'I Jlovli tabii MYİYPM

<1>°

f = t s 4 >

Bir mette mikâbının vezni Kuru kil 4 5 ° 1.00 10001""';

Katıp kil 2 0 ° 0.364 20ü0'"£: Kuru [killi, özlü zemin" 4 0 ° 0.SB9 1500

; Katıp [killi özlü zemin 3 0 ° 0.577 •2040 Kuru imla toprağı 4 0 ° 0.889 1-100 i Katıp imla toprakı 3 0 ° 0.577 1800

lııcc kuru kum 3 5 ° 0.700 1500 i

İnce kum (hali tabiide ıslak) 4 0 ° 0.889 1800 | İnce kum (su ile hal işbaa selmiş] 3 0 ° 0.577 •2000 Katip (çakıl veyahut iri kum) 3 5 ° 0.700 1700 j Köşeleri havi kırma taş 4 5 ° 1.00 1800 Yuvarlak çakıl taşı 3 0 ° 0,577 1800

(29)

Eğer t o p r a k kitlelerinin «A» n o k t a s ı n d a n d a h a ileriye g i t m e m e s i a r z u e d i l i r vc a y n i za- ıııanpa dahi d o l m a t o p r a ğ ı n «c» n o t a s ı n d a n «c'»

noktasına d o ğ ı u d a h i i l e n c m e s i i s t e n i l i r s e h u t a k d i r d e «A» n o k t a s ı n a b i r ( h a i l ) k o n u l m a s ı lâ- zımgelir. İ ş t e h u m a k s a t l a y u p ı l a n i n ş a a t a « isti- n a t dıvarı» t e s m i y e o l u n u r .

Toprak dafıası

Dıvar a r k a s ı n d a h u s u r e t l e t e r a k ü m ettiri- len toprak k i t l e s i n d e n «Ac» m ü s t e v i s i n d e n az d a h a ilerde b u l u n a n b i r «Ac'» m ü s t e v i s i ile dı- v a n n a r k a s ı n d a k a l a n «ABc'» t o p r a k k i t l e s i da- i m a ön t a r a f a k a y m a k ve « A » n o k t a s ı n d a n ile- riye d o ğ r u g i t m e k i s t e r l e r . Ve b i n n e t i c e dıvarın

«AB» a r k a s a t h ı n a d o ğ r u b i r tazyik icra eder- lerki b u n u n i s m i n e « Dafıai t ü r a p » derler. B u kuvvetlerin hasılası ş e k i l d e «E» ile g ö t e r i l m i ş - tirki *Erd drtık» d a f i a i t a r a p d e m e k t i r .

a — T o p r a k d a f ı a s ı n m t a y i n i b — D u v a r ı n m e t a n e t i n i n t a h k i k i

Bîr heyeti turab dahilînde her hangi bir noktada muvazenelin sureti teşekkülü

B i r k i t l e i t ü r a p a l a l ı m . V e b u n u n d a h i l i n - d e h e r h a n g i b i r « A » n o k t a s ı a l a l ı m . Ş e k i l i) Ve b u n o k t a d a n k e y f e m e t t e f a k bir t-t m ü s t e v i s i g e ç i r e l i m . V e b u m ü s t e v i n i ı ı bir t a r a f ı n d a ve meselâ ü s t ü n d e k a l a n kısmı a t ı p a l t t a k a l a n kısmı n a z a r ı i t t b a r a a l a l ı m . B u t a k d i r d e m u v a - zenet bozulur. M u v a z e n e t i ı ı b o z u l m a m a s ı için attığımız k ı s m ı n t e s i r i n i i b k a e t m e k lâzımdır. B u t e s i r d a h i «A» n o k t a s ı n d a k i g e r i l m e d i r .

A c a b a b u g e r i l m e n e n e v i d i r ? cer m i yok- s a tazyik mı?

B u g e r i l m e cer g e r i l m e s i d e ğ i l d i r . B i l â k i s tazyiktir. Ç ü n k ü n a z a r ı i t i b a r a aldığımız m ü s t e - vinin ü s t ü n d e k i a k s a m ı n eczayı f e r d i y e l e r i n i n v e z n i n d e n t e r e k k ü p e d e r .

B i n n e t i c e h a s ı l a ş a k u l i ve ş e k i l d e g ö r ü l d ü - ğ ü üzere y u k a r d a n a ş a y a m ü t e v e c c i h t i r ve taz- yik k u v v e t i d i r . B u n u «S» ile g ö s t e r e l i m .

İstinat dıvarlarının hesabatı İstinat d i v a l l a r ı h e s a b a t ı iki t ü r l ü d ü r . I — T e r s i m i u s u l ü

I I — - H e s a p u s u l ü

Biz evvelâ birincisini ve s o n r a d a ikinci u s u l ü zikredeceğiz.

Gerek birinci ve g e r e k s e ikinci u s u l o l s u n b u n l a r d a n h e m e n h e r biri d a h i başlica iki m a d - deyi ihtiva ederler.

İ ş b u «S» a k s i tesirini d e yeri n a z a r ı i t i b a r a aldığımız t - t s a t h ı n a a m u t «N» ve d i ğ e r i d e m a k t a m ü s t e v i s ı n e m u v a z i «T» m ü r e k k i p l e ı i n e ayıralım.

B u n l a r d a n « T » m ü r e k k i p m ü m a s i s i , ü s t t a r a f ı n alt t a r a f a m ü m a s e n i c r a e t t i ğ i t e s i r ol- d u ğ u gibi «N» d a h i y u k a r k i k ı s m ı n a ş a d a k i k ı s m a ııazıman i c r a e t t i ğ i t e s i r o l u r .

B u n l a r d a n «N» m ü r e k k e p n a z ı m ı , a ş a a d k i kısmın y u k a r ı y a o l a n aksi t e s i r i d o l a y ı s i l e malı- <

(30)

volur. Birbiri üzerinde deîkü temasla mahvolur.

İ midi «T» mürekkep mümasisi ile «N» na- zımı kuvvetini ifade edelim.

t-t müstevisinin nazımı ile « S » gerilmesi arasında husule gelen zaviyeyi «P» ile göstere- lim. Bu takdirde

N - S.cosp

T = S. sin? olur.

Eğer toprağın, toprak üzerindeki emsali delkini ve yalıut meyli tabii zaviyesinin müınası

«f» ile gösterilirse husulü muvazeııet için T ^ f . N olmalıdır. Zira «T» yi imha ede cek olan yalnız delk ve temas kuvvetidir.

N yerine müsavisi konulursa T ^ f. S. cosP ve yahut

3. s i n P ^ f . S. cosjî v e y a h u t badelilıtisar sin/î — f. cosp

veyahut tgâ — f olmalıdır.

Halbuki f = tg<l> olduğu nazarı itibara alınarak IgP — tg«r> ve binııetice

|> olması lâzımgeleceği görülür.

Bu münasebetten de atideki netice elde edilir:

Bir heysti tura)) dahilinde alman her lıaııği bir müstevi üzerindeki bir notanın muvazeııeti için müsteviye tekabül eden «S» gerilmesinin mezkûr müstevinin nazımı ile teşkil ettiği «/3»

zaviyesinin, türabın meyli tabii zaviyesinden asgar veyahut ana müsavi bulunması iktiza eyler.

Eğer müsavi olursa noktanın hareketi kuvvei kaıibeye gelmiş demek olacağından bu vaziyette heyeti türap muvazenetiıı haddilgave- siııde bulunmuş olur. Ufak bir tesir hyeti türabı hareket ettirmeğe kâfi gelir.

— Mahadi var —

(31)

Muvazeneten gayri muayyen kirişlerin hesabı ve menfi anların tersimen tavini

Mimar: Bekir İhsan

Miitcdahil k i r i ş l e r

Ilattı alestikiniıı an sathı hamule sathı itibar olunarak E I hudu kutbisilc çi/ileıı bir mudallaı hayti olduğu ııaz.ırı itibara alınırsa kirişin muvazenette bulunması için, lâzım gelen şart mudallaı haytiniıı ve mudallaı kuvaııın kapalı, olmasından ibarettir. Mııdalla haytiniıı lıiriııci ve sonuncu dılıları. kirişin mesııetlerdeki (lıaytı alcstiki) sinin nıüması olduğundan kapa- lıdır. mudallaı kuva E l buudu kutbisilc çi zilrniş olduğundan, kutup noktasının basıla üze- rinde olduğu malûmdur. Bu halde mudallaı hay- linin kapalı olabilmesi için muhakkak surette mudallaı kovanın kapalı olması ve bunun içiıı de ınüsbet an satlu sahasının menfi an sathı saha- sına müsavi, olması h'ızımgelir. Bunu nazarı iti-

bara alarak ( Şekil : 1) müıtesem muvazeııct muadelesi

1 / şeklinde olur.

İkiııe.i muvazenet muadelesi olan an mu- adelesini A mesnedine nazaran an alarak.

o ı' + i ^ r -

Diğer taraftan B mesnedine an alarak.

3 rt-iVP + î f ' '

Muadeleleri bulunur bu muadelelerde 91î\, ve (777a yalnız bırakılarak.

(2) m u a d e l e s i n d e n . . . 4

j sn

(3) muadelesinden 5

o n z '

giı gn

r- 2 8

"

Muadelesi istihsal olunur 4 muadelesinin tarafeyni (2) ile zarbolünarak.

r. - . 1 - t I.

Ve 5 muadelesi hu muadeleden tarlıo- lunarak.

12117. e n z '

r- r-

l l l i ( » - 2 / 1 ı 1-

ve tarafeyn (S) ile taksim olunarak . 2 n ( z — 2 » ' )

I-

ve diğer taraftan yine ayni suretle ihtisar olu- narak

2 l l ( 2 z ' —n) I'

muadeleleri elde olunur. Bu muadelelerin bil- cümle kıymeti ndediyeleı-i malûm olduğundan menfi anlar gayet kolay hesap olunabilir.

— 2Jf.— 2 . V . + 4Mı, — M,,

= 3Afı,

St„='-

I I . M.= -

(32)

Muvazeneteu gayri rcuavyen kirişlerde menfi anların tersimen tayini:

(Şekil 2 ) d e g ö r ü l d ü ğ ü ü z e r e A — B m ü - tedalıil k i r i ş i n i ü ç m ü s a v i k ı s m a t a k s i n i e d e l i m ve b u r a l a r d a n b i r e r şakul çizelim. B u ş a k u l l e r e (fi/iliı*) h a t l a r ı d e n i r . Kirişe yalnız Mu ve Mı, m e n f i a n l a r ı n ı n , t e s i r ettiğini t a s a v v u r e d e l i m b u h a l d e s ü l ü s h a t l a r ı , üzerinde b u l u n a n ( I ) ve

4 s- i

!

2 —"—

•yj^ı

- M s t •JL

î

Miisbet an s a t h ı s a h a s ı n a m ü s a v i olan ( i i ) m i k f a ı ı (/) açıklığına t a k s i m olnuıırsa irtifaı (/*) ile g ö s t e r i l e n bir t e r t i p e l d e o l u n u r ve an s a t l u sahasını g ö s t e r e n m u a d e l e i 2 = A X / ş e k l i n d e yazılabilir. 3 ve 4 m u a d e l e l e r i n d e ( £ i ) n ı n

ıvisi vazoluııarak

2 İr/

6 <-,= " ' / dütıııları elde o l u n u r .

Bu d ü s t u r l a r d a n Or ve z, 2 l i ve / . 2 H ııiiktavlarile s;

«hıkları g«">rfılür.

Şimdi

ı n i k t a ı i a r ı n ı n ı m ü t e n a s i p ol-

— h e s a p o l u n a r a k , m ü s b e t an s a i l n h a t t ı mutiriııdeıı i t i b a r e n m e s n e t şa- kuli ü z e r i n d e 2/» tertibi a n m i k y a s i l e v a z o l u n u p bu n o k t a d a n b i r u f k î çizilirse, i ı t i f a ı 2/ı ve ka- idesi / olan b i r mustatil elde o l u n u r . Bu ıııus-

(2) n o k t a l a r ı n ı n a n s a t h ı n a ait iki n o k t a olaca- ğını ve b u n o k t a l a r ı vasledeıı h a t t ı m ü s t a k i m i n m e s n e t ş a k u l l e r i n d e n k a t e t t i ğ i t e r t i p l e r a n m i k - vasile m e s a h a o l u n a r a k il/» ve Mı, a n l a r ı e l d e edileceğini ş e k i l d e n g ö r m e k kolaydır. Ş i m d i , S]

S2 ile i r a e o l u n a n ( 1 ) ve (2) t e r t i p l e r i n i M» ve Mu a n l a r ı n a g ö r e ifade edelim.

3

_ - 2 . V | , - f J/a ,

2 Q, = 1 olur.

3

B u r a d a Ma ve M\, niıı evvelce I v e I I n u - m a r a l ı m u a d e l e l e r d e istihsal o l u n a n k ı y m e t l e r i m a l ı a l i e r i n e v a z o l u n a r a k

Û . A v 2il(2/—z)

+ 3 x r- - z ) , 2 w 2 l l ( 2 z — / ) Qı '

• 1 2 H ( 2 z -

Qı = — x ——— 3 r-

• 3 P ^ 3 " P o l u p ısialı o l u n d u k t a

_ V- — 2Llv.' 8m' — 4ı)/

' + 3?

Sil'. — » i » ' 3 f

AH/ — 2Llı 3/=

ve b u m u a d e l e d e n

1, 2 tır.

r-

u n ı u m i m u a d e l e l e r i istihsal o l u n u r .

(?. = -

H a y i 3*

J>

t \ i

\ ~/j

W -

« ?

X)

/ Î ! ' ~ ' / «

- — - • • — »İÜ

Nv

- S

tatilin k u t u r l a r ı vasloluııur ve b u k u t u r l a r ı n m e r k e z i sıklet şakulüııü k a t e t t i k l e r i (2) ve (3) n o k t a l a r ı i ş a r e t olüııarak, b u n o k t a l a r d a n s ü l ü s h a t l a r ı n ı k a t e t m e k üzere b i r e r ufkî r e s m o l u n u r s a b u ufkilerin s ü l ü s h a t l a r ı n ı k a t e t t i ğ i t e r t i p l e r a n m i k y a s i l e Qı , t e r t i p l e r i n i verir. Ş e k i l d e n d e g ö r ü l e c e ğ i üzere, b u n o k t a l a r ı v a s l e d e n müs- t a k i m t e m d i t o l u n u r s a m e s n e t ş a k u l l e r i üzerin- deki t e r t i p l e r i an mikyasile m e s a h a o l u n a r a k Mu ve M\, d e n ibaret olan m e n f i m e s n e t anları kolaylıkla e l d e o l u n u r .

— Mahadi v a r —

(33)

R e s i m l i b e y n e l m i l e l h a b e r l e r

/ — İlk mektep biııa-st. Cvhu U (Almanya') Mimar Martin 11 eber. -2 — ikişer odalı ev blokları. 1iriinn (Çefcoşîoraiya) Mimar Josel' 1'oİatek. .1 — l'eşte civarında kiiçiik bir ev. Mimar Josef İ-hcher.

4 — ticarethane: Acır York. Mimar Thompson ve Chıııchill.

İmtiyaz sahibi: Mimar A. Ziya — Neşriyat müdürü: Mimar Abidin Matbaacılık ve Neşriyat T. A. Ş. - istanbul KLİŞE KENAN

Referanslar

Benzer Belgeler

Muhakkak ki Rusyada inşa edi- lecek muazzam komünist saray ne, Seba melike d Belkısın sarayına, ııe de büyük Daranın ika- metgâhına benziyecektir, O halde san'atkârın

Yapıl- makta oldn inkilâp yalnız şehirlerde değil, doğrudan doğruya bir hars ve medeniyet inkı- lâbı olduğu için düşünüldüğü gibi, meselâ 12 inci ve 14 inci

Yapıl- makta oldn inkilâp yalnız şehirlerde değil, doğrudan doğruya bir hars ve medeniyet inkı- lâbı olduğu için düşünüldüğü gibi, meselâ 12 inci ve 14 inci

1 — Sür'atli nakil- vasıtalarile mesafe ve uzaklık mefhumunu ortadan kaldırmağa çalışmak. 2 — Kirası ucuz ve konforlu evler inşa ederek hal- kın buralara rağbetini

Artık hikâyeden murat ne olursa ol- sun hangi bir düşünüş ve maksadı izaha matuf bu- lunursa bulunsun, yeter ki san'atkâr matyere bu kudreti, bu dispozisyonu verebilsin ve senobizm

boşaltabilen şeydir. Sevilecek şeyler insanların dimağî inkişaflarına, asabî kudretlerine tâbidir. Muayyen ve cazip bir ideali olanlar için sevile- bilecek şeylerin kadrosu

Almanya, Belçika, isviçre ve Holanda gibi memleketlerde birer numunesini gördüğümüz bu nevi binaların en yükseği 27 katlı olan Aıı- vers'teki Banka binasıdır..

Harabe- nin etrafa serilmiş taşları, bu kül rengi yer, b u kül rengi dağlar insanın kalbini