• Sonuç bulunamadı

AYLIK MECMUA 6

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AYLIK MECMUA 6"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

o

6

A Y L I K M E C M U A

İ K İ N C İ S E N E H A Z İ R A N 1 9 3 2 Fİ A T I 1 LİRA

(2)

M İ M A R

A Y L I K M E C M U A

İ S T A N B U L A N A D O L U H A N No. 20. T E L E F O N : 2 1 3 0 7

S A Y I S I : 1 , A L T I A Y L I Ğ I : 6 , E C N E B İ M E M L E K E T L E R İ Ç İ N

S E N E L İ Ğ İ 1 2 S E N E L İ Ğ İ 6

S E N E : 2 S A Y I : 6 H A Z İ R A N

1 9 3 2 L İ R A D I R D O L A R D I R

Renesans şehirleri

Urbanist Mimar Bürhan Arif

Kıyası ve gayri kıyası olan şehirlerin seyir ve tekâmülünü bu sütunlarda tetkik etmiştik ve kurunu v u s t a n m bütün imtidadınca gayri kı- yası şehirlerin istihalelerini görmüştük. Bu defa ise renesansm şehirler üzerinde bıraktığı izleri

takip edeceğiz. Evvel yapılan bütün tetkikler neticesinde bu devrin tesbit edilen belli başlı hususiyetlerini gözden geçirelim:

Menşei Romen olan kıyasî şehirler üzerin- deki teşekküle yakın olan bu devrin şehrileri yeni tecrübeler yapmışlardır:

1 — Şehirciliğin nazariyat sahasında bir takım düstur ve kavait ile ilerlemesi.

2 — Muhtelif parçalarda ve şekillerde a n - tik şehirlerinden alınan t a m ve has farikaların, hususiyetlerin aranması.

'Antik şehirleri tetkik edenler bu büyük devri (Hippodamos)un şehirlerile, tiplerile ko- layca hülâsa edebiliyorlar. Lâkin renesansda böyle bir hülâsa yapmak kabil olamıyor. Sırf eşkâlin asliyetine rücu edebilmesi için geriye doğru olan bu çekilişde şehirlerde vukua gelen bu azim tahavvüllerde yalnız bir babanın nisep elması kabil olamıyor.

(3)

Derler ki: İtalyanın renesnas şehirleri, ay- nı topraklarda 1500 sene evvelki Romen mede- niyetinin temelleri üzerinde kurulduğu için ve Romen san'atı da antik Yunandan geldiği için, elden ele geçmiş ikinci bir kopyadır; bunu böy- le telâkki edenler Rcmen şehirlerini zaten ka- dim Yunanın bir renesansı farzediyorlar.

Bütün eski abideler ölçülmüş ve bu ölçüler her yerde hâkim olmağa başlamıştır.

Şehirler de artık kurunu vustada olduğu gi- bi gayri muayyen olmaktan çıkmışdır. Yapıl- makta oldn inkilâp yalnız şehirlerde değil, doğrudan doğruya bir hars ve medeniyet inkı- lâbı olduğu için düşünüldüğü gibi, meselâ 12 inci ve 14 inci asırlar kurunu vüsta medeni- yeti taklit edilmemiş ve aklen bir dereceye ka- dar renesans şehirlerine yakın olan kurunu vüsta devrinin kıyası kcloni şehirlerinin taklidine gidilmemiş, daha uzaklara antik Ro- maya bakılmıştır.

Renesans şehirlerin farikalarını hülâsa edelim:

1 — Birbirine muvazi amut yollar açmak ki, [bu askerî Romen şehirlerine çok benzer, takatli noktalarını hendesî, ve mütenazır mey- danlarla, parklarla, süslemek gibi, hendesî fark- lar vardır.]

2 — Şehircilikte, teknik meselelerinin dü- şünülmesine doğru yol alınması.

Filhakika bugünkü mürur ve ubur mese- lelerinin kat'î olarak halli renesans şehirlerde görülmüyorsada, 1, numara ile yukarıda hülâ- sa ettiğimiz gibi, sırf doğru gitmek için doğru yol açmak nazariyesi, kesîf noktalarda meydan- lar ve parkların tanzimine ihtiyaç görülmesi bunu isbat için kâfi bir delil olabilir.

Filvaki şehir plânları artık yeni şekiller aramıştır. Dairevî plânlar vücut bulmuş, yıl- dız şeklinde şua'lı plânlar çıkmış, poligonlar içinde yolların birbirine takatu' eden şekilleri taammüm etmiştir.

Resmimizde 15 inci asrın (prerenaissance) binalarından 18 inci asrın klâsik tiplerine kadar çok ilerlemiş bir şehir numune- si clarak Floransa'yı görüyoruz. Şehrin asıl merkezini büyük «Dom» teşkil ediyor, birbirini amuden kateden ana caddeler hep burada te- kâsüf etmiştir; muhtelif poligonlar halinde cad- delerin harice doğru intişar ettiği görülür. Yıl- dız gibi muhtelif yolların tekatu' ettiği «Piazza Beccaria» ve «Cavur» meydanları renesans şe- killeri için çok canlı bir misal olarak görülür.

Yıkılan kurunu vusta surları şehirlerin ekseriya bugünkü merkezinde kalıyor, bunların yerleri- nin geniş bulvarlarla ihata edildiğini görü- yoruz. Bir kısımda ise plânımızda surlar olduğu gibi durmaktadır.

Renesans dan sonra şehirler eski surların dışarısına taşmağa başlamıştır.

Bazen şehirlerin surlar dahilindeki kısım- larında antik ve kurunu vustadan kalma şekil- lerini değiştirdikleri görülür. Renesans sırf

«Relatif» yani nisbi olduğu içindir ki yalnız şe- kilde kalmıştır. Yunanın yapmadığı, ve kurunu vustanm hiç düşünemiyeceği, güzel ve hendesî bir forma yapmak iptilâsı baş göstermiştir, bu suretle olan istihale şehirlerin biinyelerile da- ha az alâkadar olmuştur, ve şehirlerden ve şe- hircilikten daha ziyade mimaride tecessüm ey- lemiştir.

• a

(4)

Hüsnü B. Apartmanı

Nişantaş

Mimar

Çubukcıyan ve Hüsnü Hiisıüi B. apartmanı • Sokak kapısı r e

pevgola tafsilâtı.

Foto F e m i n a

Nişantaşında, Güzel bahçe sokağındaki ar - sa üzerine inşa edilen bu a p a r t m a n tabiî mevkii itibarile Beşiktaşm üzerinden, denizi ve Üskü- darı ihtiva eden geniş bir manzaraya hâkim- dir.

Apartmanın hususiyeti, mevkiinin ver- diği neticelerden istifade edilerek, inşa edilmiş olmasıdır.

Burada mimar, plânı ve cepheyi böyle hususiyetleri haiz yerlerde bir çoklarına te- sadüf ettiğimiz, (Dıvar mimarisi) namı verilen ve arsadan tamamen, f a k a t fena bir şekilde is- tifade etmek suretile yapılan cepheler ve plân-

lardan tamamen farklı olarak inşa etmiştir.

Binaya solundan açık bir antreden girilir.

Apartmanlara çıkılan esas merdiven binanın haricindedir. Bu suretle zemin kattaki a p a r t - m a n yukarıdaki a p a r t m a n l a r ı n ayni büyüklü- ğündedir. Cephede her katta balkonlar var- dır. Zemin katın önünde geniş bir teras bulu- nuyor. Cephe üzerinde iki salon vardır. Yemek salonu ile ofis, m u t f a k bir arada olarak mu- vaffakiyetle tanzim edilmiştir. Arka cephe üze- rine yatak odaları konulmuştur. Gerek cihet ve gerek sükûnet itibarile arka cephe yatak odaları için çok müsaittir.

(5)

Hiisnii B. apartmanı. Esas kapı tafsilatı. Foto F e m i n a

(6)
(7)

Hiisnii B. a pat- mam . Cephe tafsilâtı ve sa-

lon köşesi.

Zemin ve kat pilanlan (Mik-

yas 1: 200)

(8)
(9)

t. Hm. evi. Methal tafsilâtı.

İ. Hanım evi. Maçka

Mimar Sedat Hakkı

Evin arsası 8 metro genişliğindedir. Önün- deki sokak şimdilik 9 metrodur, f a k a t 20 met- roya kadar genişletilecektir. O zaman evin ö- nündeki meyilli bahçe doldurulacak ve orası so- kak olacaktır. Evin cephesi şimali şarkî t a r a f m - dandır. Asıl manzara arka taraftadır. Evin ka- pısı biraz geriye alınmıştır. Kapıdan karo dö- şeli bir vestiyere girilir. Oradan hem merdive- ne, hemde solana geçilebilir. Salon binanın bir cephesinden öbür cephesine kadar uzanır, ve arka t a r a f ı n d a bir teras vardır. Manzara tarafı yemek kısmıdır. Yemek kısmı ile m u t f a k ara- sında ofis, ve hela vardır. Mutfak ideal klâsik içerisinde bir kalorifer sobası vardır. Merdiven mozaiktendir ve korkuluğu yarı irtifaa kadar kagirdir. Merdiven mahalli yukardan, tavan sı- vası ile ayni seviyede bulunan bir camdan, gün- düz ve elektrik ziyası alır. Bu camın üzerinde çatı örtüsü camdan kiremit ile yapılmıştır. Üst katta bir büyük, 2 daha küçük oda, ve çini döşe- li, gömme benuarlı bir banyo odası vardır.

Arka cephe üzerinde, boydan boya ve üzeri sa- çaklı bir teras vardır. Burada sıcak gecelerde yatılabilir. Bodrum, yani şimdiki zemin katında, bir garaj, çamaşırhane, depo, ve hizmetçi odası vardır. Bu katta arka cephe üzerindeki döşeme, bahçe seviyesinden 2 metro kadar daha yüksek- tedir.

Bu binanın zemin katı taştan, üst katları tuğladandır. Zemin ve üst katın döşemesi p u t - rel ve tuğla, üst katın tavanı tel üzerine sıvadır.

Çatı örtüsü makine kiremididir. Bu evde elek- trik enstalasiyonuna çok itina edilmiştir; bir çok yerlere lâmba ve radiyetör için prizler yapılmış- tır. Ev bir merkezden ısınıyor. Sıcak su vardır.

Binanın harici sıvası krem rengindedir. Esas kapı koyu kahve rengidir.

Methal ve merdiven mahalli çiy bir sa- rıya boyanmıştır. Bunun sayesinde bu yer- lerin gündüz ziyası d a h a güneşli gözükür. Salon ve yemek odası, mobiliyaya uymak üzere mavi- dir, yerdeki muşamba da ayni renktedir.

*

(10)
(11)

İ. H. evi kat pilânhtı ve ön cephe (sokak seviyesi yükseldiği zamana nazaran) Mikyas 1: 200.

n a

I m

. Muhtelif inşaat safhaları

(12)

İsmail Hakkı B. Evi

Ankara Yenişehir

M i m a r Sadi

Bina Yenişehirde İnce suya nazır sırt üze- rinde dört t a r a f ı bahçe olmak üzere 931 senesi ilkbaharında inşa edildi. Binanın ön t a r a f ı cad- deye, sağ t a r a f ı yeşillik sahasına, arka cep- hesi Cebeciye ve kaleye bakmaktadır. Arazinin vaziyeti hasebile ve b u n d a n başka icar maksa- dile üç kat yapılmıştır. Yenişehirin ilk evleri yapılırken buradan çakıl çıkardıklarından bü- yük bir çukur hasıl olmuş ve bundan bodrum katı olarak istifade edilmiştir. Arazi gayet ka- lın bir çakıl tabakasını havidir. Temeller ka- demeli olarak beton tabakası üzerine taştan yapılmıştır. Bodrum katında üç oda bir m u t - fak, bir banyo ve hela bir de odunluğu havi antresi arka cephede düz ayak ve gayet ferah müstakil bir ikametgâhtır. Zemin katı camlı

bir kapı ile ayrılmaktadır. Bodrum katında ze- min ve birinci katlara ait ayrı ayrı iki odunluk daha vardır.

Zemin kat methaline üç, dört basamak m c - zayık merdivenli karosiman döşemeli bir bal- kondan girilir. Burası vestiyerdir. Vestiyerden misafir kabul salonuna girildiği gibi ayrıca bir camekân ile binanın asıl kısmına girilebilir. Sa- lon 20 m2 den biraz büyüktür. Salonun pençeresi salonun bütün boyunca dolaşarak 1.50 metro döndükten sonra hitam bulmak üzere düşünül- müş ise de bilâhare bunun masraflı olacağı görü- lerek iki köşesine beton arme sütun yapılmış, yal- nız sütuna öyle bir şekil verilmiştir ki dahilden bu sütunlar rüyete mani olmıyarak yekpare bir

(13)

MİMAR

(14)

pencere olması temin edilmiştir. Yani sütunların iç kısmı lâmbalı yapılmış, pencerenin kaim şekli cita ile örtülmüştür.

Pencere taksimatı müsavi olarak yapılıp dı- var ile kolon arası iki kanat açılır ve kolondan itibaren bir kanat sabit diğer iki kanat açılır, tekrar bir kanat sabit iki kanat açılır, stor- larda bu şekle göre bir dar bir geniş olarak ya- pılmıştır. Gerek salonun ve gerekse yemek oda- sının pencereleri pervazlıdır, umumiyetle pen- cereler ispanyoletlidir.

Salondan yemek odası bir camekân ile ay- rılmıştır. Yemek odasından zemini karosiman döşemeli bir balkona çıkılır. Balkon kapıları da- ima balkon tarafına açılmakta, yağmur suları- nın dahile girmemesi için balkonlar biraz alçak yapılmıştır. Mutfak ile yemek odası arasında ofis mahiyetinde bir büfe mahalli vardır. Yemek odasından helâya gitmek için ayrıca bir kapı yapılmıştır. Zemin katında ayrıca iki yatak oda- sı ile bir banyo ve aydınlık bir hol vardır. Hol ön ve arka cephelerle yemek odası camekânmdan aydınlık almakta oturma odası mahiyetinde kul- lanılmaktadır. Holde yakılan bir salamandra ile diğer odalar teshin edilmektedir.

Birinci kata arkadan girilir, dahili merdiven yıkandığı zaman suların etrafı telvis etmemesi için biraz kalkık limonlu beton arme iskelet üze- rine yerinde dökme mozayiklı yapılmıştır. Birin- ci katta bir salon iki oda bir mutfak bir banyo bir helâ ve bir de kiler vardır. Mutfaktan ve di- ğer odadan geniş bir terasa çıkılır. Bu teras me- yil betonu yapılarak asfalt ile tecrit edilmiş üze- rine karosiman tefriş edilmiştir. Karosimanlar konur iken çimentosuna ayrıca bianko da konmuştur. Balkonun kenarlarına çinko oluk yapılmadan evvel dıvarda sıva altında döşeme- de beton altına olmak üzere ruberoid konmuş- tur. Mutfak, helâ ve banyoların sütunları etrafı- na asfalt dökülmüştür. Dıvarlar zamklı badanalı kapılar kontr plâklı beyaz ripolin yağlı boyalı- dır. Mutfak banyo ve helâ döşemeleri karosiman, banyo ve helâ dıvarları fayans olarak yapılan bu bina su, elektrik havagazını havi olmak üzere, tamamen Türk ustaları ile temiz işçilik- le on yedi bin liraya inşa edilmiştir.

İsmail Hakkı B. evi. Muhtelif görünüşler.

(15)

Duvar kâatlan. Umumî tezyinat işleri mütehassısı: Edip Hakkı.

(16)

Duvar kâatları

Umumi tezyinat işleri miitahassısi: Edip Hakkı

Modern san'at duvar kâğıtlarında da ümit edilmez tahavvüller vücude getirdi.

Ucuz ve çabuk işler peşinde koşan günün adamına, kendi zevkleri dahilinde, odasının h a - fif möblesile h e m ahenk, gözleri yormıyan, renk kontrasları az duvar kâğıtları lâzım.

Her memleketin san'at hayatında şimdiki halde modernizme karşı alınmış geniş bir cep-

he var. Bu cephe ne olursa olsun kendisi ile te- mas edeni heyeti umumiyesi ile beraber sürük- leyip götürmek kudret ve kuvvetinde.

Bütün dekoratörler her yeni mesailerinde -ibda kabiliyetlerine göre- en temiz ve en basit eşkâli arıyorlar. Dıvar kâğıtları, dahili mimarî tezyinatının bu başlıca sermayesi de akıl ve maddiyattan doğan yeni san'atın, çok kuvvetli cezri h a r e k â t ı n d a n hiç şüphesiz kurtulamazdı.

Ve nitekim on sekizinci asrın uydurma resim- lerinden kurtulduktan sonra dıvarlarımızda bir darp ameliyesi kadar kuvvetli Çin motifleri, panolar halinde odaları, salonları süsliyen salı pazarı kâri çiçek sergileri, köy ve kırların hasta ifadeleri şöhret bulmıya uğraştı durdu.

İyi ve fena bu bediî (!) duvar tezyinatının g ü n ü n möblelerile a h e n k t a r olabilmesinin imkân ve ihtimali yoktu ve anlaşıldı ki gidişa- tın tayininde bir isabeti mutlaka için, ona da- h a geniş bir veçhe vermek lâzımdır.

Bu aksülâmel iledir ki ilk defa (Uni) lerde ve fon oyunlarında, (Rayur) lerde karar kılın- dı. Ve tecrübeler, yeni mesailer; eşkâlin ufki h a t l a r üzerinde temerküzüne sarfı kuvvet ey- lediler ve neticede şişman ve zevksiz hendesî

(silhouette) 1er terkibi, narin ve çevik saklı çi- çeklerin yerini doldurmağa başladı.

Bu tedbir, bu tarzı tedavi hiç şüphesiz es- kisinden daha fena idi. O kadar ki yavaş yavaş müfekkirelerde maziye karşı bir r a h m e t okumak hevesi baş gösterdi.

Nihayet bu son devrei mesai de ufkî ola- rak fon oyunları (masse) bir halde resmin etrafındaki gölgeleri tedrici bir surette azalt- mak şartile - kumaşları takliden görünmiye başladı.

Tutulan bu yol, şakulî olduğu zamandır ki duvar kâatlarına en salim şekli vermiştir ve

i

(17)

bu teceddüt dolayısiledir ki duvar kâğıtları muasır sanaatla ve möblelerimizle beraber yürüyebilecek hale geldiler.

Bu ibdada aranılmış keyfiyetlerde hatları plândan daha kuvvetli irae etmeğe, yumuşak renkleri kuvvetli ve haşin tonlar arasında şa-

kulî bir surette dağıtmağa ve dolayısile bulun- duğu mevkie bir irtifa vermeğe saî şeylerdir.

Netice itibarile itidal ve ihtiyatla (göz yor- maksızın düşünülmüş) taze ve renkli kıymet- lerle bezenmiş kompozisyonlar, günün duvar kâğıtlarını en ucuz ve en temiz bir mataı yap- mıştır.

Çin şehirlerinin tadili

Richard J. Neutra

T e r c ü m e eden

Ahmet Adnan

New York'da arsa fıkdanı mevcut olduğu hakkındaki söz eskimiş bir şehir plânı içinde yapılan ve i f r a t a vardırılan yüksek mebani in- şaatını mazur göstermek için uydurulmuş bir masaldan başka bir şey değildir, denilebilir.

Şehrin M a n a h a t t a n Adası denilen kısmında ga- yet vâsi sahalar boş ve köhne mebani ile dolu- dur.

New York Amerikada nasıl vaziyette ise Şanghay da Asyada ayni vaziyette bulunuyor.

Pek fazla inkişaf etmiş olan büyük liman m ü - nakalâtı Şanghay şehrini genişlemeye icbar e- diyor. Fakat, burada genişlemeye imkân verecek saha h a k i k a t a n yoktur. Şehrin tevessüü ve et- r a f ı n şehir bünyesine ithal edilmesi şimdilik kabil değildir.

Övünücü bir eda ile yükselen Amerikan üs- lûbunda mürtefi apartmanlar, oteller, bankalar çoğalıyor ve müstemleke şehirde şimdiye kadar Anglo-Sakson itiyadı ile yapılmış alçak binalar azalıyor. İşte cihanın bu yegâne hakikî beynel- milel şehri son on sene içinde bu suretle tekâ- mül ediyor. Şehrin kapılarında gelen muhacır- lar için muayene ve pasaport kontrolü yoktur.

Bu şümullü yerleşmeyi dar bir sahaya h a s - reden sebep takriben üç nesil evvel azamî bir temellük hırsı, f a k a t asgarî basiret ile tesbit edilmiş olan imtiyaz sahasının hudutlarıdır.

Nankin muahedesinden az sonra, Cemahiri Müttehidenin 1844 senesinde imtiyaz ve kapi- tülâsyon talep etmesindenberi Çin arazisine garplıların ali hudutları konuldu. İmtiyaz s a h a - sı denilen geniş arazi parçaları askerlik, idare ve gümrük işlerinde Çin mülkünden kesilip ay-

rıldı. 4-5 milyonluk bir şehrin böyle m a h d u t bir sahaya sıkışmak mecburiyetinde kalması berbat bir şeydir. Bilhassa gayet mütehalif vergiler ve daima mevcut olan h a r p müsadereleri tehlikesi yüzünden herkesin ve her şeyin, h a t t a bizzat Çin sanayiinin bile, hariç sahalardan kaçarak imtiyazlı saha içine sıkışması vaziyeti büsbütün feci bir hale getirdi. Bugünkü vaziyette ne sa- nayi arazisinin ve ne de ikametgâhlara hasre- dilecek arazinin genişletilmesine imkân yoktur.

Maddiyetperestlik ve kiralardaki ihtikâr burada bilhassa gümüş p a r a n ı n sukutundan tevellüt eden sarsıntıya rağmen itibarda ve revaçtadır.

Gümüş para memleketlerinin sonuncusu olan Çin beynelmiel ve son zamanlarda da bilhassa cenubî Amerika gümüş dampingine uğramış, sür'atle büyük bir felâket içine düşmüştür.

Çinde garplıların imtiyaz sahasında yerleş- mesi ile müstemleke hususiyetinde inşaatın t a - rihi şöyledir:

1 — Faik olduğuna kani bir Çin derebeyi hükümeti 1842 senesinden evel şöyle bir karar verdi: Yabancılar «barbarlar» kendi aralarında kendi bildikleri gibi yaşasınlar, kendi üslûpla- rında bir liman şehri inşa etsinler.

2. — Garplılar bu müstemleke sahası tesisi fikrini kabul edip Osmanlı kapitülâsyonlarına benzer tarzda inkişaf ettirdiler ve nihayet im- tiyaz talebi şekline kalbettiler. Kendileri için garbı temsi eden binalar inşa ettiler.

3 — Büyük şehirler ve büyük limanlar bu m a h d u t arazi hudutları içinde inkişaflarını kı- sılmış gördüler. Beynelmilel spekülâsyoncular arazinin inhisar halindeki kıymetlerini, h a t t a

(18)

en küçük ikametgâhların bile kiralarını müt- hiş surette tezyit ettiler.

4 — Garplıların nüfusunun 20-30 misline kadar çoğalmış olan Çinliler büyük işleri olmasa bile orta ehemmiyette işleri, kabotajı, vasat banka muamelâtını kontrolları altına geçirdi- ler. Kendilerine bir matbuat tesis ettiler. İnki- şaf etmekte olan sanayie kontrol vazettiler. Müs- temlekenin kudretli sahiplerinin bütün gayret-, keşliğine rağmen garplıların bu imtiyaz sahası- nın amir mevkiindeki meclisinde her sene bir kaç murahhaslık daha kazandılar. Çinlilerin ikamet ettiği kısımların ıslahını, maarifin tekâ- mül ettirilmesini, yolların tanzimini istediler.

5 — Garp akalliyetlerinin kontrol hakkı ve tekmil imtiyaz sistemi yakında tasfiye edilince bu muazzam şehirlerin idarelerinin istiklâline nasıl bir arıza geleceğini şimdiden tahmin et- mek güçtür. Fakat bu düğüm noktalarının inti- zamsızlığa uğraması umum iktisadiyat için bü- yük bir zarar mahiyetindedir. Avrupa hükümet- lerinin filen icrayı nüfuz etmesi, geçende hüs- nüniyetle vukubulan İngiliz müdahalesinde de olduğu gibi, mahallî ruhî esbap nazarı itibare alınınca, mahdut ehemmiyette kalır.

İdare mevkiinde bulunan garplı gruplar ihtilâlden evvelki prensiplere, 19 uncu asrın mağazalarını kurmuş olan Britanyamn Old Chinahand'lerinin zafer dolu muvaffakiyetleri- nin hatıralarına ve 20 inci asrın modern golf oyunu meydanlarına maliktirler. Arzın Süveyiş kanalının şarkında kalan kısmındaki golf mey- danlarının en güzelleri Hong Kong şehrindedir.

Bu meydanlar yazıhane ve mağazalardan da- ha faaldir. Bu hal korkunç bir şeydir. Artık bir devrin sonu gelmiş gibi görünüyor.

Müstemleke hususiyetinde bina inşaatı ye- rine yerli inşaat kaim oluyor.

Çin müteahhidi büyük bir üslûp ile inşa e- diyor, ve inşa ederken San Fransiskoda tahsil ettiği senelerin hatıralarını düşünüyor. Çinli mimar Japon mimarı gibi garbın san'at mec- mualarına abone değildir. O her şeyden evvel hesabım sıkı tutan bir iş adamıdır. Amerikalı- lardan gördüğü gibi fazla iş çıkarmağa bakar.

Çinliler müthiş bloklar halindeki apartmanlara para yatırırlar, onları inşa ederler onlar üzerin- den iş yapar, onlarda ikamet ederler.

Mukavele haricinde kalmış limanların hali de nazarı dikkati celbeder bir vaziyettedir. Bu- günkü sarsıntıdan evvel garplıların imtiyazlı sahalarında mevcut olan inşaat faaliyeti müte- vazı Tsingtan müstesna olmak üzere ciddî bir surette şehir ve arazi kıymetlerini tanzim ede- medi. Bu inşaat faaliyeti Çin inşaatının intizam

ve azametinin dununda kalır. Eski Çinlilerin mmtakasmı ihata eden Anzestral mabetleri ve kısmen de vâsi mezarlıklar cümhuriyet hükü- metinin hâkim olduğu yerlerde şehrin genişle- mesini temin etmektedir.

Halis Çin mebanisi Krunuvustadaki Avru- pa mebanisi gibi pek kesif olduğundan ve mese- lâ Pekin gibi bir Mançu şehrinin intizam ve vüs'atini haiz olmadığından eski mebani ile mestur sahalarının ta içerilerine kadar tecavüz ve istimlâk etmek zarurî oluyor. Modern nakliye vesaiti, hatta motorsuz vesaiti nakliye Çinde yenidir. Bu sebeple münakalâtı temin edebil- mek için Çinde Avrupamn eski şehirlerinde ol- duğundan daha vâsi istimlâkâta lüzum vardır.

Her metrosu binalarla kaplı olan arazinin ye- gâne serbest kısımları mecaridir. Bunlar bile kesif bir kalabalık arzeder. Modern Çin beledi- yesi bunlardan da memnun değildir.

Çinin şehir inşaatındaki reformlarına model olarak millî cümhuriyet hükümetinin tecrübe sahası halindeki Kanton ve Nankin şe- hirlerini zikredebiliriz.

Kantonda şehir setleri 1919 da yıkıldı.

Sokakları tanzim için 3 safhalık büyük mikyas- ta bir program tanzim edildi ve yüzde seksen nisbetinde tatbik de olundu. Henüz noksan olan kısımlar bilhassa sol Hisikiang sahilinde Ho- nam mahallesinin parmak şeklindeki şebekeleri olup bunlar cenuptan mütesavver köprülere doğru uzanmaktadır. Mühim vüs'atte iki umu- mî park yapılmış ve açılmıştır. Bunlardan birisi şehrin şimal mahallesinde belediye dairesinin karşısında olup açık sema altında verilecek konserlere ve millî cümhuriyet fırkasının radyo vasıtası ile yaptığı propagandalara hizmet eder.

Diğer kısımdaki ev vazifesini gören kayıklar- dan mürekkep mahalle ortasında bulunan ada- parkı nehrin sahillerini tanzim için yapılan a - meliyata kurban gitmiştir. Elyevm su üzerinde seyyar bir halde yerleşmiş olan ve 300,000 kişi- ye baliğ olduğu söylenen nüfusun liman yapılır- ken nereye götürüleceğini ben tahmin edeme- dim. Her halde güç bir iştir. Hayret verici ve cesurane istimlâkât ile temin edilen münakalâ sahası iklim şeraitine o kadar uygun değildir.

Üzerleri hemen de tamamen saçaklar tarafın- dan kapıları açık dükkân ve tezgâhlarla iştirak halinde, gölgelik dar yollar oranın iklimi için daha muvafıktır.

Cümhuriyet hükümeti merkezini tarihî ir- tica hamulesini taşıyan ve şimdi Peping deni- len Pekin şehrinden cenuba nakletmeye karar vermiştir. Kurunu vüstada 2 milyon iken şimdi 500,000 nüfusa malik olaıı Nankin şehri bu

(19)

maksatla tadil edilmektedir. Bu kısımda bir bu- çuk kilometre geniş ve seyrüsefer derinliği 50 metre olan Yangçe Kiyang nehri senede yarım milyar marklık nehir ticareti temin eder. Şe- hir dahilinde bir de Yoncagölü denilen bir göl vardır. Evvelce bu gölde filo resmi geçitleri ya- pılırmış.

Şimdi tevsi edilen merkezi hükümet bir çok türbeleri bulunan Erguvan Dağlarını ihtiva e- der ve 525 kilometre şehir dahili yolları, 750 ki- lometre iltisak yolları mevcut olup şehir setleri- ni çok tecavüz eder. Bu şehir setleri 31? kilomet- re uzun, 6-20 metro yüksek ve 3 ile 15 metro arasında geniştir. İşbu setler üzerinde bir oto- mobil şosesi yapılacak ve setleri alttan kateden kutranî yollarla irt'batm temini için rampalar in-

şa edilecektir. Bu proje New Yorklu Ernest P.

Goodrich'in eseridir. Setlerinin genişliği tezayüt ettiği şehir kapılarında otomobil şosesine bü- yük otomobil meydanları da ilâve olunacaktır.

Şimdi hektar başına 600 olan nüfus ehemmiyet- li surette azaltılacaktır.

Bin ayaklı şose denilen eski Shung Shan Malu şosesi geniş münakalâta göre tevsi edile- cektir. Nehir limanı ve tayyare meydanı tesisa- tı, demiryol istasyonu karşısındaki ferribot kıs- mı tekmil teferruatı ile plâna ithal edilmiştir.

Cümhuriyetin hükümet mahallesi plânın mer- kezini işgal etmektedir.

Çin ittihadına karşı son günlerade kısmen vahşice ve kısmen de musammem olarak vuku- bulan Japon tecavüzleri üzerine bu makalemde hiç bir maksada matuf olmasa da gene daima Garplılar kelimesini kullanmış olmaklığımdan dolayı teessür duydaktayım. «Ecnebiler» demek daha muvafık olurdu. Mamafih, militarizm u- sulü ile cereyan eden bir iktisadi tevessü hare- ketine Japonların da karışması gene ayni yerde Garplılar tarafından tatbik edilen hareket tar- zının bir inikâsı demektir; ve, biri olmasay- dı öteki olamazdı.

(20)

Müşterek evler

Bu plân Adana için yapılmıştır. Adanada yeni olarak meydana gelen mahallede arsalar yavaş, yavaş kıymetlenmeğe başladığından arsa sahipleri evlerini çift olarak yapmak ve birisini kiraya vermek istiyorlar.

Plân bu çift ev ihtiyacına cevap vermekte- dir. Bina tamamile mütenazır olduğundan plâ- nın yarısında birinci evin zemin katı gözüktüğü halde diğer yarısında birinci kat gözükmekte- dir. Zemin katında misafir salonu, yemek sa- lonu, mutfak, gardrop ve helâ mahalleri vardır.

Buradan bir merdivenle üst kata ve bodrum ka- tına inilmektedir.

.Mimar A. Ziya

Ada-nada yatak odalarının zemin katında olması ayrı hususiyette (serin cenup rüzgârı meselesinin halli için) imkânsızdır. Bu sebep- ten her iki evin de zemin ve birinci katları mev- cuttur.

Bu vaziyet dahilinde her iki eve ayrı, ayrı birer merdiven mahalli ayırmak iktiza ediyor- du. Bu meselenin tek bir merdiven mahalli ile halli için plânda gözüktüğü üzere holün m u h -

telif mahallerinden merdivenlere gerilmekte- dir. Her iki kısma ait merdiven yürüme istika- meti ayni olduğundan iki merdiven döşeme seviyeleri arasında irtifa farkı daimî bir

(21)

4Le-mrı I o ^ l plopL ® ıpuncı kat plam

Miiştevek evler Aduııa - ıne- /îtizın görünüş, kat pilânları ve cepheler. Mikyas I : 200

surette ayni kıymeti muhafaza etmektedir.

Bu suretle bir merdiven mahallinden tasarruf edilmiştir. Buna mukabil zemin kat irtifaı 422 olmuştur. Esasen Adanada daha aşağı bir kat irtifaı memleketin ovada ve sıcak bir iklimde bulunmasından içinde oturanlara kasvet ver- mektedir.

Binanın vantilasyon ve ziya tertibatına ehemiyet verilmiştir. Haricî sathı kireç ve çi-

mento karışık sıva üzerine yağlı boya olacaktır, cepheden bir bölme ile ayrılan her iki kısma ait balkon vardır.

Yatak odaları balkonlarının beton korku- lukları içerisinde izole edilmiş çiçeklik mahal- leri vardır. Taraşlarda yazın yatılacağından üstü beton plâkla kapalı iki mahal tefrik edil- miştir.

(22)

Mimar Kelük bin Aptullah

Bu yazıda mimarın mevcut ve malûm olan eserlerini tetkik değil, isminin üzerinde mer- hum hocamın tereddütle, şüphe ile zikrettiği bir zuhulden bahsedeceğim. H. Saladin mimar Ke- lük için (Bin Abdullah) olması hasebile m ü h t e - di ve gayri Türktür diyor. Hatta büyük Sinan için dahi hiç münasebeti olmadığı halde Alba- nais d'origine diyerek manasız bir zanla ayni ha- tayı yapıyor ki bu her iki zannın da çürüklüğü- nü ispat eder. Pederi Abdullah olan herkesin mühtedi veya gayri Türk olması lâzım gelmiye- ceği bedihidiı-. Yalnız bu küçük tetkikten evvel biraz da bu kabil telâkki ve şüpheler yüzünden Türk mimarisine -haksız olarak- ölçülen kısa mazinin de yanlış bir başlangıç olduğunu söyle- mek isterim.

Eski saltanat devri mekteplerinin tarih ki- tapları beşeriyeti cennetten m a t r u t bir çift Havva ile Âdemden çoğalttığı gibi Türkün de medeniyet tarihine dörtyüz çadır halkından başlıyordu, tabiî bu her iki mebdede gülünç ve budalaca bir zandan başka bir şey değildir.

Türk mimarisi hakkında Termezî Ata ve İmam Rıza türbelerinin Ensemble'inden veya Turfan civarındaki bir mezar künbedinin şeklin- den a h k â m çıkararak nihayet Gültekin abideleri.

Urhun kitabelerini, Çin ve Mısır kadar kadim olan bir milletin medeniyet tarihine başlangıç zannetmekte o kadar doğru değildir. Keza bir türlü inanmadığım şey de Türk mimarisinin ka- rekterine mebde çadırdan İmpressione olmuş bir inşa şeklidir. Çadırların ve kadim milletler- de mabet kabpılarının şarka müteveccih olma- sı dini bir teamül olabilir. Türkün ilk inşa şe- killerinin de buna müşabeheti olabilir. Fakat bu ilhamdan ziyade malzemenin icabı haricî ve tabiî müesserata karşı dairevî şekillerin fazla mukavim bulunması ve bunun bir Constructon

Mimar B. O. Celâl ibdai veya kubbe ve kemer başlangıcı addolun- ması daha doğru ve makul olmaz mı?

Büyük ve küçük şarkta hâkim bir medeni- yetin âmil ve müessisi elan, garba kadar uza- n a n h a t t a Afrikanm şimaline bile kol salan ka- dim bir milletin mimarisini arzettiğim mebde- lere bağlamak, bu kadar kısa bir maziye inhisar ettirmek selim bir mantıkin kabul edemiyeceği bir şeydir.

Her ne ise biz şimdi bunu müdekkiklere bı- rakarak sadede gelelim: « Kelük bin Abdullah » Kelük eski Türk isimlerindendir; ancak anlaşılı- yor ki (Abdullah) ile birleşmesi kendisinin ihti- da etmiş gayri Türk bir şahsiyet olduğu zeha- bını vermiştir. Eski Türk isimleri hakkında bir tetkik yaparken büyük cihangir Tamuçin - Cen- giz Han - sülâlesinin isimlerini gözden geçiri- yordum. Muhtelif tarihlerde yaşamış müteaddit Kelük ismine teadüf ettim. İşte -Top Timür bin Kelük Han- Külük Han bin Cenkim- ve saire ve saire. Binaenaleyh bu büyük ve orijinal san'at- kârın kendisi de ismi de halisüddem Türktür.

İnce minareli mescit - Konya

(23)

Sahip Ata camii - Konya

Anadoluda Selçuk Türklerinin hükümeti zamanında bilhassa Konyada bu san'atkâr 656 dan 678 hicri tarihine kadar muhtelif eserler inşa etmiştir.

Ezcümle Selçuk âlim ve verirlerinden - Sa- hip Ata - namile yadedilen Fahrettin Ali kendi namına izafeten inşa ettirdiği -Sahip Ata ca- mii -, Nalbantçı Baba türbesi ve ince minareli mescitle Darülhadisi, keza Sivastaki Gök med- rese bu mimarın bizce tanınmış olan meşhur eserleridir. Şüphesiz ki daha bir çok malûm ol-

mıyan ve harap olmuş aşari da vardır. Bunlar diğer Selçuk abidelerinden ve meselâ Sırçalı medrese ve Konya ile Aksaray arasındaki Sul- tan hanından tamamen ayrı ve farikalı bir ori- jinaliteye maliktirler. Ne yazık ki yukarıda arz- ettiğim İnce minarelinin iki şerefesinden birisi 319 tarihinde zelzele veya saika isabetile yıkıl- mış ve Anadolunun muhtelif yerlerindeki diğer bir çok kıymetli abideler gibi bu büyük mimarın eserleride gün geçtikçe harap olmaktadır.

(24)

İspanya Mimarîsinde yeni

Theo Van Doesburg

Bugün artık hiç bir memleket mimarîde modern şeklin n ü f u z u n d a n kurtulamayor. Bu, sadece meselelerin artık t a m a m e n s a r a h a t kes- betmiş olmasından değil, belki, aynı zamanda yeni ihtiyaçların her sahada yeni taleplerde bulunmasından ileri geliyor. Her memlekette rasyonlaizasyon esası dairesinde yeni bir ika met tipi teessüs etmesinden sonra mimarlar a r - tık m ü n f e r i t mahiyette olan binaların iıışaa- tmdaki evsafı umumî ve müşterek mahiyetteki binaların inşaatına da teşmil etmekte adeta muztar kaldılar. İşte bu suretle münakale mi- marîsine doğru yeni bir vaziyet tahassul etti.

Adeta riyazi olan bu inkılâp hatvesi, ferdiyet tariki ile müşterekliğe gitmesi itibarı ile, içti- maî bir ehemmiyeti haizdir. An'anelere sadık olan lâtin cinsten memleketler bu yolda eıı çok mücadeleye mecbur olanlardır; çünkü, bu memleketlerde henüz fert kazanılmamıştır.

İspanyada her yerden daha kuvvetli olan a n ' a - neperestlik Amerikalıların t a m a m e n an'anesiz- liğinden daha fazla engel oluyor. İspanyada üs- lûp kopyaları standarize edilmiştir. Klâsik üs- lûpları orada metro ile ısmarlayabilirsiniz. Rö- nesans ve Barok makineleşmiştir.

Bu ne demektir? Bu, gerek mimar yetiştir- menin gerekse işçilik ehemmiyetinin sıfıra inmiş olması demektir. Meselâ Almanya, Felemenk, belki de Çekoslovakya gibi mesleğin t a m a m e n yenilendiği memleketler vardır ki, oralarda ge- rek işçilik ve gerekse maşinel istihsal tarzı yeni ihtiyaçlara uyduruluyor.

tecsimat

Tercüme eden

Ahmet Adnan

İspanya ve İtalyada ise san'at tıpkı baba- dan kalmış miras gibidir. Her iki memleket de an'anenin kumandasına tabidir. Mimarî ve san'at sanki ağır bir sansür altındadır.

Mamafih, İspanyada da buna rağmen yeni bir nesil var ki yalnız bir emel besliyor: An'a- neden kurtulmak. F a k a t nasıl?.. Bunu bize ya- rın gösterecektir.

İspanya mimarîsinde yeni istikamet takri- ben 1928 senesinde başlamıştır. Bu meyanda Rafel Bergamin, Marcadel ve Soler en önde zik- redilmek lâzımdır; çünkü, bunlar an'aneperest- liğe karşı ilk mücadeleyi açanlardır. Madrit'te

Bir klinik modeli. Mimar C. Alzomora Bergamin ve Marcadel t a r a f ı n d a n yapılmış mü- teaddit köşkler gördüm. Fakat, Madrit civarın- dada inşa edilecek olan tayyare meydanının projeleri bana daha ehemmiyetli göründü. Bu projeler hava münakalâtının modern ihtiyaçla- rını maksada uygun surette temin etmektedir.

Bergamin'in projesi tayyare meydanının bu meydandaki binalar ile organik bir tarzda vah- detlendirilmesini istihdaf ediyor. Illecas'ın pro- jesi ise funksiyondan, maksada uygun olmaktan ziyade estetik şekil hissi ile vücuda getirilmiş- tir.

MUMU

(25)

Barselonda apartman binaları. Mimar J. Lııis Sert.

MâMmmm *v

Bana kalırsa şekil ile şekillendiriş yekdiğe- ıinden ayrı şeylerdir. Neden bir eve posta vapu- ru şekli, bir tayyare meydanına tayyare biçimi verilsin? Modem mimarîde şekil tamamen ikin- ci derecede kalır. Çünkü, şekillendirişte amil haricî şekil değil, funksiyondur, binanın göre- ceği hizmete uygun olmasıdır. Binaenaleyh bu- gün birbirinden ehemmiyetle ayrı tutulması icap eden iki mefhum vardır: Birisi haricî şekil mülâhazası ile şekillendiriş, diğeri de funksi- yon, binanın göreceği hizmete uygun oirnası mülâhazası ile şekillendiriş... Funksiyona göre şekillendirişi tekmil işletmenin organik tarzda vahdetlendirilmesidir ki ondan sonra şekil ken- diliğinden ve tali surette meydana çıkar.

Haricî şekil mülâhazası ile şekillendirişin funksiyon mülâhazası ile şekillendirişe tercih edilmemesi lâzım geldiği aşikârdır. Resimlerden anlaşılacağı üzere Bergamin'in projesi uzak mesafeler münakalâtının esaslı surette tetkiki neticesinde tanzim edilmiştir. Barselon'lu Ille- cas'm projesi ise bütün inceliğine rağmen orna- mental bir formalismin zebunudur.

Bar^elonda apartman binaları. Mimar J. Lııis Sert.

(26)

Spor kulübü binası. Mimar P. Amergnn r e F. Perales.

(27)

Keyîi bir ınaktaı lıaiz ve ceıre dayaomıyan bir maddeden nıaıııûl eesamda cer yerilmelerinden sarfınazar edilmek iizere gerilmelerin sureti hesabı

Yazan: G. S. A. B e t o n arme muallimi

( M a b a t ) Mühendis: Halil

Misalimizde unsuri satıhlardan bir tanesi olaıı ( f8) için muamele yapıldıkta:

H = 5c m b u ' d u kutbî (resim üzerinde) 10cm = lc m şekil mikyası

Y = 2cm resim üzerinde

1000cra2 = lc m satıhlar mikyası olup (@îl8) in hakiki mikdarı olmak üzere 9J78 = 10 X 5 X 2 X 1000 = 100000Cm3 b u l u n u r ki santimetre mikâbı cinsindendir. Tersimen bulunan bu anı dahi tarzı atî üzere hülâsa edebiliriz.

(resim üzerinde)

Şekil mikyası X H X satıhlar (resim üzerinde) mikyası X 911 8 = Y8

Diğer cihetten (9JT8) için evvelce söylen- diği veçhile:

(hakikî mikdar) 0 h = f8 X x8 olup b u n l a r dahi hülâseten

(resim üzerinde)

Şekil mikyası X A"8 X satıhlar (mudallaı kuvadaki) mikyası X (Jll8 = fs

tarzında gösterebiliriz.

H e r iki defada dalı i 9Tl8 için b u l u n a n m i k d a ı l a r netice itibarile yekdiğerine müsavi

•olmak mecburiyetindedirler.

O halde:

(resim üzerinde) (resim üzerinde) Şekil mikyası X H X satıhlar mikyası = Y8 X

(resim üzerinde)

şekil mikyası X x8 X satıhlar mikyası (bakikî mikdar) (mudallaı kuvadaki)

X 0J78 = f8

v e y a h u t h e r iki tarafta müşterek olan:

Şekil mikyası X satıhlar mikyası ile badelihtisar

(mudallaı kuvadaki) ( resim üzerinde ) f8 X x9 = Y8 X H

Münasebetine desters olunur. Diğer uıısuri satıhlar için dahi ayni mulıakemat yürütülerek ve mihveri bitarafın soluna kalan uıısurî satıh- lardan sarfı nazar olunarak:

is • x3 = H . Y , f4 . x4 = H. Y4

f5. xB = H. Y5

f„. A"ıı = H. Yn Münasebetleri yazılabilir.

Veyahut bu ifadeleri taraf tarafa cem ederek:

f3 . % + f4 . A'4 . . . . f„. Xn = H Y3 + H. Y4

+ . . . . H.Y„ = H (Y3 + Y4+ . . . Yn)

= H X D E bulunur.

veyahut f3 x3 -f- f4 x4 -)- . . . fn xn = S f. x ile gösterildikte:

S f. A; = H . D E bulunur.

Diğer cihetten:

f3 xB = H. Y3

f4 xi = H. Y4

fB*6= H . Yb

fn Xn — H. Yn

İfadelerinin her birinin tarafeyni, ait ol- dukları A'3 , x4 , Xn. . . . mikdarlarile zarbolunur.

f_3 • H. V 3 • Ag

(28)
(29)

188

i'ı • • -vt = H . V4 . -v,

fn . An . A'n — H. \ n . A'n

Ş e k i l l e r i n e k o n u l a r a k taraf t a r a f a cem o l u n u r s a :

f A , ~j— f.| . A'j — . . . fn. A'n = H 0 3 • -*8 + • Xi "T • • • • ^ •*«>) m u a d e l e s i n e d e s t e r s o l u n u r . E u m ü n a s e b e t i n de t a r a f ı evveli m u l ı t a s a r a n g ö s t e r i l m e k ü z e r e :

fg . Ağ ~{- f4 . A4 ~j- İn. A'n" = = ^ 1. A ş e k l i n e k o n u l a b i l e c e ğ i n d e n m a k t a m tazyik g ö r e n k ı s m ı n ı n m i h v e r i b i t a r a f a n a z a r a n atalet anını göstereceği gibi tarafı saııide k e ı ı e d a h i l i n d e b u l u n a n m e k a d i ı d e n lıcr biri d a h i rei>leri m u a d a l l a ı l ı a y t i n i n k u v v e t l e r ü z e r i n e isabet eden n o k t a l a r ı reis olmak ve k a i d e l e r i d a h i m i h v e r i bitaraf ü z e r i n d e b u l u n m a k ü z e r e teşek- k ü l eden ( a b k ) gibi m ü s e l l e s l e r i n m e s a h a i sathiyeleriııin iki misillerini gösterirler. B i n n e - tice k e r r e içindeki m e k a d i ı i n cümlesi a l ı n ı r s a b i r taraftım ( D E ) h a t t ı ve d i ğ e r t a r a f t a n da E M h a t t ı ve d i ğ e r c i h e t t e n de D K L M ' mu- dallaı lıaytisi a r a s ı n d a k a l a n satıh kısmını irae ederler. İ ş b u s a t h ı n m e s a h a i sathiye.sini ( F ' ) ile g ö s t e r e l i m .

[ Ş u r a s ı n ı d e r h a t ı r e t m e k iktiza e d e r ki m i h v e r i b i t a r a f ı n s o l u n d a k a l a n uıısuıi s a t ı h l a r t a z y i k a iştirak e t m e d i ğ i n d e n h e s a b a dahil edil- m e m i ş l e r d i r ] . .

B u n d a n b a ş k a f j , f , . . . . f„ ımsurî satıh- ları n e k a d a r k ü ç ü k o l u r l a r s a uıudallaı lıayti d a h i a k a d a r m ü n h a n i î lıaytive y a k l a ş ı r .

Biraz evvel s ö y l e n d i ğ i veçhile ( a b k ) gibi s a t ı h l a r ı n m e c m u u ( F ' j ile gösterileceği farze- dilmiş o l d u ğ u n d a n :

y

8 . A3 - F Y4 . A-4 + . . . Yn . An - = 2 X F ' m ü n a s e b e t i yazılabileceği cihetle biraz evvel b u l d u ğ u m u z m ü n a s e b e t

^ f P = H . S a . Y -- H X 2 F '

ş e k l i n d e dahi gösterilebilir. ( F ' ) ise ş i m d i söy- lediğimiz g i b i ( D K L M C;E D ) s a t h ı n ı n mesa- hai s a t h i y e s i d i r .

D i ğ e r c i h e t t e n biraz evvel izah edildiği veçhile:

S f . A = H . D E o l d u ğ u n d a n evvelce b u l u n a n :

.MIMAR

m ü n a s e b e t i n d e m ü s a v i l e r i yerlerine k o n u l d u k t a :

= 1 f . A2 = H X 2 F ' 2 T

6 S f . x ~ H X D E ~ D E

b u l u n u r . B u t a k d i r d e :

( e + Z ) X D E = F 2

b u l u n u r .

G ö r ü l ü y o r ki " F ' „ s a t h ı n ı bir m ü s e l l e s s a t h ı ianesile g ö s t e r m e k m ü m k ü n olabilir.

Ö y l e ki bu m ü s e l l e s i n irtifaı ( e + Z ) d i ı \ Y e k a i d e s i d.Jıi ( D E ) dir. B u m ü s e l l e s ise (DC,E) müsellesidir. O h a l d e ( F ' ) s a t h ı n ı n m e s a h a i satlıiyesi ( D C , E ) m ü s e l l e s i n i n s a h a s ı n a m ü s a v i o l m a k lâzım gelir. Bu ise a n c a k t a r a n a n M I . C , , D K L s a t ı h l a r ı n ı n b i r b i r i n e m u a d i l o l m a sı s a y e s i n d e m ü m k ü n olabilir. İ ş t e usuli tersimin esası b u d u r .

Gerilmelerin sureti hesabı

Mihveri b i t a r a f ı n m e v k i i elde edildik- ten s o n r a g e r i l m e l e r i n s u r e t i h e s a b ı k o l a y d ı r : Filvaki m i h v e r i b i t a r a f ı n N N mevkii m a l u m olunca m a k t a m tazyik g ö r e n s a t h ı d a h i elde edilmiş olur ki m i h v e r i bitaraf ile, k u v v e t i ihtiva eden m ı n t a k a a r a s ı n d a k i m a k t a k ı s m ı d ı r . B u n u n s t.lıı ( F ' ) ile gösterilsin. Diğer c i h e t t e n b u sa thı n ( G ) m e r k e z i sıkletini de t a y i n e t m e k güç değildir. Zira m u d a l l a ı h a y t i d e m i h v e r i b i t a r a f ı n t e s a d ü f ettiği ( I I I ) n u m a r a l ı dili ile bir de s o n u n c u olan X I I I ııur.-aralı dılılarm (M') t o k a t u n o k t a s ı n d a n bir ş a k u l resinedilir.se

m i h v e r i t e n a z u r u n u k a t e t t i ğ i n o k t a m a t l u p (G) m e r k e z i sıkleti olur.

B u n d a n b a ş k a " P k u v v e t i k i l o g r a m c i n s i n d e n ve tazyik g ö r e n s a t h ı n ( F ' ) saha- sı da s a n t i m e t r e m u r a b b a ı c i n s i n d e n iş'ar edilmek üzere -prr n ı s b e t ı b u l u n d u k t a bu ıııik-P

F

d a r , g e r i l m e m e n ş u r u n d a ( G ) merkezi sıkleti hizasına i s a b e t e d e n t e r t i p b u l u n m a k iktiza eder. Bu t e r t i p d a h i g e r i l m e m e n ş u r u n d a j;

ile iş'ar edilsin. G e r i l m e l e r i n s u r e t i intişarı müsellesi ve mihveri bitaraf hizasında s fır ve m a k t a m k u v v e t i ihtiva eden k ı s m ı n d a ve en hariç n o k t a l a r d a azami o l d u ğ u n d a n t e r t i p l e r i n ye kdiğe ri le m ü t e n a s i p olacağı aşikârdır. ( G ) m e r k e z i s ı k l e t i n i n N N m i h v e r i b i t a r a f ı n a olan

(30)

m e s a f e s i (Z) ile, ve g e r i l m e m e n ş u r u n u n kaidesi v e y a t a b i r i d i ğ e r l e m i h v e r i b i t a r a f ı n tazyik g ö r e n k ı s m ı n en h a r i ç n o k t a s ı n a olan m e s a f e s i de ( b ) ile g ö s t e r i l m i ş o l d u ğ u n d a n a z a m i çalışma m i k d a r ı ° ile g ö s t e r i l i r s e b i n n e t i c e

f>G

Omax

z

olup b u r a d a n da:

Gmax — X Y

b u l u n u r .

0G y e r i n e d e - p , k o n u l u r s a :

Omax — jp/ X ~y~ p i

o l u r .

i, Z. P , F ' ıııikdariarı tayin e t m i ş oldu- ğ u n d an c>max h e s a p o l u n a b i l i r .

om a x a z a m î t a z y i k m i k d a r ı m ı ı t a r i k i d i ğ e r l e b u l u n m a s ı

M u d a l l a ı h a y t i y i çizmek için m a k t a s a t h ı a k s a m a t a k s i m e d i l d i k t e h e r b i l i n i n me- saimi satlıiyeleıi b u l u n m u ş ve İni ıııeyanda b i r de s a t ı h l a r m i k y a s ı i n t i h a p e d i l m i ş t i r , ta ki lıu s a t ı h l a r ı m u d a l l a ı k u v a d a k u v v e t d i y e i t i b a r i olarak g ö s t e r e b i l m e k m ü m k ü n olabilsin. Mesela ( n ) s a n t i m e t r e m u r a b b a ı s a t ı h m u d a l l ı k u v a d a (1) s a n t i m e t r e ile g ö s t e r i l m i ş t i r . D i ğ e r c i h e t t e n b i r d e ( H ) b u ' d u k u t b i s i i n t i h a p e d i l m i ş t i r . Ş i m d i b u ( H ) b u ' d u kutbisiııi s a t ı h l a r m i k y a s ı ile m u a m e l e etsek voya t a b i r i d i ğ e r l e (H) san- t i m e t r e n i n ( ı ı X H ) s a n t i m e t r e m u r a b b a ı n ı g ö s t e r e c e ğ i n i k a b u l e d e r e k ve ( P ) k u v v e t i n i de kilogram cinsinden ifade ederek — harici kıs-p

kilogram

m e t i n i b u l s a k bu t a k d i r d e —.. , —r^— ciıısin- santımetre murabbaı

d e n b i r ı u i k d a r ı g ö s t e r m e s i lâzım gelir. B h a r i c i k ı s m e t d a h i b a ş k a b i r m ü n a s i p m i k y a s ile ve m e s e l â m,i;7mo2 çalışına ıııikdaıı (1) santi- m e t r e ile g ö s t e r i l e c e ğ i kalıul edilerek m u d a l l a ı h a y t i d e M n o k t a s ı n d a n i t i b a r e n M B — ^ o l a r a k n a k l e d i l s e ve ( B ) n o k t a s ı n d a n da (M D ) h a t t ı n a b i r m u v a z i çizilip m u d a l l a ı h a y t i ı ı i n s o n u n c u dilinin i s t i k a m e t i m u l ı r e c e s i n i k a t eylediği (Q) n o k t a s ı b u l u n s a ve bu n o k t a d a n da M B ye bir a m u t i k a m e o l u n s a bu s u r e t l e b u l u n a n Q tuli Q' m e s a h a o l u n u p y i n e ( m )

m i k y a s ı ile m u a m e l e o l u n s a bize h a k i k î o l a r a k r>max azamî ç a l ı ş m a m i k d a r m ı verir.

Misali adedi

M a k t a ı ş e k i l d e g ö r ü l e n b i r d a i r e v i b a c a n ı n k u t u r l a r ı D - 2 3 2l m ve d = 152"" dir. K u v v e - tin m i k d a r ı d a h i (56) t o n o l u p n u k t a i t a t b i k i d a h i baca m i h v e r i n d e n i t i b a r e n s a ğ a d o ğ r u (62) s a n t i m e t r e m e s a f e d e d i r . B u m a l û m a t a g ö r e g e r i l m e l e r i n h e s a b ı m a t l u p t u r :

1 — ; M a k t a d a cer g e r i l m e l e r i n a z a r ı i t i b a r a a l ı n d ı ğ ı n a göre.

2 — : M a k t a d a t e v e l l ü t edecek cer g e r i l - m e l e r i n d e n sarlı n a z a r o l u n d u ğ u n a göre.

1 — : M a k t a d a c e r g e r i l m e l e r i d e n a z a r ı i t i b a r a a l ı n d ı ğ ı n a göre:

Bu t a k d i r d e tak ip edilecek u s u l g e ç e n m a k a l e d e z i k r e d i l d i ğ i s bidir.

F - - n ( L )2 — d " ) 3 . 1 4 1 ( 2 H 22 — I 5 22)

= 24 123™- Tekıııil m a k t a s a t h ı :

K - K K - ' ' ' + ^ - A 1 cm

m ı n t a k a i m e r k e z i y e m e s a f e l e r i P = 5600ü"" kuvvet _P

F 2 4 1 2 3

a = 6 2 'm = lıaıici anilıııerkezlik m i k d a r ı

r'r i 0 0° o o - ^ 2

OİK-V-i ~"' —

_a_ 62 K """ 41 _P

F

azamî tazyik m i k d a r ı

— ( 1 — — = 2.32 1 — — ) = ı 18u.,7,m„İ

F \ K 41

j

azami cer g e r i l e m e s i

2 — ; Makta'da tevellüt edecek cer ge- rilmelerinden sarfınazar edildiğine göre

azamî çalışma miktarının tayini Bu t ı k t i ı d e t a k i p e d i l e c ı k usul şöyle lıii- lâsa o l u n a b i l i r :

a — ; M a k t a m a k s a m a t e f r i k i

b —: H e r b i r i n i ı ı s a h a l a r ı n ı n h e s a b ı ve m e r k e z i s ı k l e t l e r i n i n t a v m i

(31)

c — ; İ ş b u m e r k e z i sıkletlere s a t ı h l a r l a m ü - t e n a s i p k u v v e t l e r vaz'ı

d —; M ü n a s i p bir s a t ı h l a r m i k y a s ı k a b u l e d e r e k işbu itibarî k u v v e t l e r e ait bir m u d a l l a ı ku* a t e r s i m i

e — ; B i r ( H ) b u u d u k u t b î s i alarak işbu k u v v e t l e r e ait b i r mudallaı lıayti t e r s i m i

f —; K u v v e t i n m a k t a d a h i l i n d e b u l u n d u ğ u n o k t a d a n b i r şakulî h a t t e r s i m i ve m u d a l l a lıay- tiniıı s o n u n c u dılı k a t ettiği n o k t a n ı n b u l u n m a s ı

g — ; İşbu n o k t a d a n m u a d i l s a t ı h l a r husu- le g e t i r e b i l e c e k h a t t ı n t e r s i m i ve m i h v e r i bita- rafın m e v k i i n i n b u s u r e t l e b u l u n m a s ı ve ( 1 ) m e s a f e s i n i n t a y i n i

h — ; M i h v e r i bitaraf b u l u n d u k t a n sonra) k u v v e t i i h t i v a e d e n p a r ç a ile m i h v e r i b i t a r a f a r a s ı n d a m a h s u r olan m a k t a k ı s m ı n ı n (F') s a h a - sının b u l u n m a s ı

i — ; Mudallaı h a y t i d e m i h v e r i b i t a r a f ı n k a t eylediği dılı ile, en s o n u n c u dılı t e m d i t ederek b u n l a r ı n t e k a t ü n o k t a s ı n d a n geçen h a t t ı şakulî ile (x — x) m i h v e r i t e n a z ü r i s i n i n ( G ) t e k a t ü m o k t a s m ı n t a y i n i

j —; B u s u r e t l e b u l u n a n (G) n o k t a s ı , tazyik g ö r e n s a t h ı n m e r k e z i sıkleii o l d u ğ u n d a n b u n u n m i h v e r i b i t a r a f a olan (Z) m e s a f e s i n i n t a y i n i

k —; T a z y i k g ö r e n s a t h ı n (F') satlıı ile, P . . (P) k u v v e t i nazarı i t i b a r a a l ı n a r a k h a n c ı kıs- m e t i n i n b u l u n m a s ı ve ( G ) m e r k e z i sıkletine ait o l a n i ş b u - p m i k t a r ı n ı -y- ııısbeti ile z a r p e d e r e k P L

L P

neticede X - p omax azamı çalışma miktarının bulunması

p —; 0max azami t a z y i k m i k t a r ı n ı n t a r i k i diğerle b u l u n m a s ı

a — M a k t a için şekil m i k y a s ı olarak lC m = 10cm k a b u l e d i l m i ş t i r .

Y e on iki k ı s m a a y r ı l m ı ş t ı r . T a k s i m a t n o k t a l a r ı n d a n biride dahili d a i r e y e m u m a s e ı ı g e ç i r i l m i ş t i r .

b —; S a t ı h l a r ı n m e r k e z i s ı k l e t l e r i t e r s i m e n b u l u n m u ş t u r . S a t ı h l a r ı n m i h v e r i t e n a z u r i n i n a l t ı n d a v e ü s t ü n d e k a l a n k ı s ı m l a r ı b i r b i r i n i n m ü t e n a z ı r ı o l d u k l a r ı n d a n v a s a t k ı s ı m l a r d a b i r p a r ç a n ı n s a h a s ı b u l u n a r a k o n u n iki misli alınmıştır. V e h e r kısmın s a h a s ı n ı b u l m a k için lâzım gelen a k s a m şekil ü z e r i n d e m e s a h a olun- m u ş l a r d ı r . S u r e t i h e s a p a t i d e k i t a r z d a d ı r .

F1 0= F3 . s: -f 5q X 19 X 2 = 2<İ03C

F 12 = Fi = 4 x 3 3 0 x 2 0 = I ^ 3c m 2

Ffl = F4 = 5 0 t 4 4 X 19 X 2 = 1786c m 2

Fs = F5 FT = F»

2

•14 + 41

2

41 X 40

X 19 X 2 = 1615""2

X 1 9 X 2 = 15391-'"

c —; A k s a m ı n gt g2. ... g12 m e r k e z i sıklete- t i n e işbu s a t ı h l a r şakuleıı çizilmek üzere konul- m u ş l a r d ı r .

d — ; S a t ı h l a r için i t i b a r i b i r m i k y a s olarak (1500) s a n t i m e t r e ' m u r a b b a ı hakikî s a h a n ı n m u d a l l a ı k u v a d a bir s a n t i m e t r e ile gösterileceği k a b u l edilmiştir.

e —; B u u d u k u t b î o l a r a k H — 6cm k a b u l edilmiştir. A n a g ö r e de I. II.... X I I I m u d a l l a lıaytisi çizilmiştir.

f —; K u v v e t i n m a k t a d a h i l i n d e b u l u n d u ğ u (c) n o k t a s ı n d a n bir h a t t ı ş a k u l r e s m e d i l m i ş ve m u d a l l a ı h a y t i n i ı ı s o n u n c u dılı olan X I I I n u m a - ralı h a t t ı k a t eylediği (cx ) n o k t a s ı b u l u n m u ş t u r .

g — : ( c4) n o k t a s ı n d a n göz k a r a r ı ile ve ip- lik ile t e c r ü b e e d e e d e öyle b i r (cx D) h a t t ı çizil- m i ş t i r k i n e t i c e d e t a r a n a n (c4 M L) ve (D K L) par- çaları b i r b i r i n e s a h a c a m u a d i l olarak z u h u r etmişler ve b u s u ı e t l e d e N N m i h v e r i b i t a r a f ı n ı n mevkii t a a y y ü n e t m i ş t i r . L = 1 6 8c m b u l u n m u ş t u r . h —; Mihveri b i t a r a f ile k u v v e t i ihtiva eden m a k t a kısmı a r a s ı n d a tazyika iştirak e d e n s a h a ise bir m i k t a r h a t a ile

F ' = F12 + Fı, 4 - Fto + F«, + Fs + F7 + F(J + F5 + F i =

F' = 1733 + 3040 + 2603 + 1786 + 1615 + 1539 + 1539 + 1615 + 1786 = 17256 "m 2dir.

F ' = 17256< m 2 olarak b u l u n u r .

i —; M u d a l l a ı h a y t i d e , N N m i h v e r i bitara- fının k a t eylediği dılı I V n u m a r a l ı d ı r . B u n u n l a X I I I n u m a r a l ı s o n u n c u dilin t e k a t ü n o k t a s ı (M') dir. B u r a d a n t e r s i m edilen şakulî h a t t ı n X X m i h v e r i t e n a z u r i s i n i k a t eylediği (G) n o k t a s ı , tazyik g ö r e n s a t h ı n m e r k e z i sıkleti o l a r a k b u l u n u r .

j — İ ş b u ( G ) n o k t a s ı n ı n N N m i h v e r i bita- r a f ı n a olan m e s a f e s i şekil m i k y a s ı ile m u a m e l e o l u n d u k d a Z = 8 8 'm b u l u n u r .

k —; P = 56000'; t' ve tazyik g ö r e n s a h a F ' - = 17256"'"2 o l d u ğ u n d a n

FU = F2 = 1 3 0 X 20 = 3040™

_P F'

56ı)00l;g

b u l u n u r . I7256cn>2

2 = 88''"', 1 = 168cm olduğundan

(32)

56000 168 „

°m a x = 7 7 m x- W = Wksem*

azamı tazyik gerilemesi bulunur.

p — ; G'nax azamî tazyik miktarının tariki diğerle b u l u n m a s ı

H b u u d u kutbisi ((>''"') ve satıhlar mik- yası da lt m = 1500, m 2 olduğundan

H b u u d u kutbisiııin delâlet ettiği satıh miktarı 9000c m 2 = 6 X 1500 dir.

B u t a k t i r d e = g ^ L dır. İ m d i dahili kuvvetler için l 'm = lk s/ < - , » 2 gibi bir m i k y a s » k a b u l edersek -pj miktarının 6,2 ile gösterilmesi

icap eder. İşbu tul N B olarak alınup (B) nok- tasından (MD) ye muvazi çizilip X I I I n u m a r a l ı h a t t ı kat eylediği Q n o k t a s ı n d a n M B h a t t ı n a tenzil edilen Q Q' a m u d u mesaha o l u n d u k d a j (jmax = Q Q' = 6,3c m b u l u n u ı k i delâlet eylediği m a n a itibarile 6,3kg/Cm2 dır. G ö r ü l ü y o r k i her iki suretle b u l u n a n azamî çalışmalar hemen h e m e n birbirinin ayıııdırr.

Gerileme m e n ş u r u n u n merkezi sıkletinden geçen şakuli hat, P kuvvetinin üzerinden geç- mektedir.

- Bitti -

H A B E

Yapı müracaat evi: Alman mimarları bir- liği Breslâvda umumî bir yapı müracaat evi te- sis etmişlerdir. Burada her müracaat edene meccanen yapı meseleleri hakkında malûmat ve izahat verilmektedir.

Beynelmilel alüminyum müsabakası: Bey- nelmilel (Aluminium Association) bu sene de aluminyum ve halitalarının yeni istimal tarzı ve mahalleri hakkında teklifleri müsabakaya koymuştur. Mükâfat yekûnu 20,000 İsviçre frangıdır. En azı 2000 f r a n k olmak şartile as- garî üç teklife m ü k â f a t verilecektir.

Teklif edilen işler 1 temmuzdan 1 teşrini- evvele kadar «Bureau İnternational d'Etudes et de Propagande pour le Developpement des Emplois de rAluminium, 23 Rue de Balzak, Pa- ris.» adresine gönderilmelidir. Mufassal şerait ve izahat ayni adresten öğrenilebilir.

R L E R

Demir fiatları — Avrupada demir fiatları mütemadiyen düştüğü ve demir kontenjan harici kaldığı halde, demir fiatları eski yüksekliğini muhafaza etmektedir.

İstihbar ettiğimize nazaran, bu tereffüün elân ayni vaziyette kalmasının sebebi şehrimiz demir tüccarlarının aralarında ittifak etmeleri- dir.

Her vaziyetten istifade eden tüccar arasın- daki bu anlaşma bozulduğu takdirde demirin kilosunun beş kuruşa düşmesi ihtimali vardır.

Manisa su tesisatı — Bedeli keşfi 419,000 li- ra olan Manisa şehrine isale edilecek su tesisa- tının ihalesi 1/9/932 tarihinde Manisa belediye dairesinde yapılacaktır.

Proje ve fennî şartnameler (50) lira mukabi- linde Manisa belediyesinden tedarik edilmekte- dir. Münakaşa şartnameleri, Manisa, İzmir, İstanbul, Ankara, Konya, Adana belediyelerin- den tedarik edilmektedir.

• • •

(33)

B E Y N E L M İ L E L R E S İ M L İ H A B E R L E R

1 — Blok apartmanlar. Stockholm. Mimar Sveıı U'dlunchr. 2 — İki köşe apartmanı. Londra. Mimar S. Cnmeroıı Kiıby Ve Smith Shearer. 3 — Sanatoryum. Fransız alpleı inde. Mimar Pol Abnıham ı»e Henri le Meme. 4 — Yi,t kıliibii biıuısı. San Sebastiaıı (Spanya) Mimar Aizpıırııa ve Labayen. 5 — Yeni Pctomac köpriisii İT; shington. 6 — Apartman ve hususi ev. Buenos Aires.

İmtiyaz sahibi: Mimar A. Ziya — Neşriyat müdürü: Mimar Abidiıı Matbaacılık ve Neşriyat T . A . Ş. - istanbul

KLIŞE K E N A N

Referanslar

Benzer Belgeler

Harabe- nin etrafa serilmiş taşları, bu kül rengi yer, b u kül rengi dağlar insanın kalbini

(Hoço) şehri.. Köşelerinde yuvarlak burçları vardır. Şimal kaidesinde burçların adedi altı ve cenupta burçların sayısı beş tanedir. Her iki tara- fın burçları

İlmî mahiyeti olmaktan ziyade umumi bir gö- rüşle yazılan bu makaleyi derçten maksadımız san'a- tımıza ecnebilerin bizden daha çok kıymet ve ehem-. miyet

Hint ısaıı'atı üzerinde çok mühim ve bariz tesirleri görülmüştür. Şüphesiz ki Türk saıı'atkârları ken- di memleketlerinden daha zengin bir saha bul- dukları cihetle

ğııııız gibi: taş ve tahtadan başka elinde inşaat malzemesi olmayan Yunanlının yine Allahma tapmak için yaptığı Akropolündün ve cihana azamet ve servetini

Muhakkak ki Rusyada inşa edi- lecek muazzam komünist saray ne, Seba melike d Belkısın sarayına, ııe de büyük Daranın ika- metgâhına benziyecektir, O halde san'atkârın

Yapıl- makta oldn inkilâp yalnız şehirlerde değil, doğrudan doğruya bir hars ve medeniyet inkı- lâbı olduğu için düşünüldüğü gibi, meselâ 12 inci ve 14 inci

1 — Sür'atli nakil- vasıtalarile mesafe ve uzaklık mefhumunu ortadan kaldırmağa çalışmak. 2 — Kirası ucuz ve konforlu evler inşa ederek hal- kın buralara rağbetini