• Sonuç bulunamadı

AYLIK MECMUA MİMAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AYLIK MECMUA MİMAR"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M İ M A R

A Y L I K M E C M U A

İ K İ N C İ SENE ŞUBAT 1932 Fİ ATI 1 LİRA

(2)

M İ M A R

A Y L I K M E C M U A

İ S T A N B U L - A N A D O L U H A N No. 20. T E L E F O N : 2 1 3 0 7 S E N E : 2 S A Y I : 2 Ş U B A T 1 9 3 2 S A Y I S I : 1 , A L T I A Y L I Ğ I : 6 , S E N E L İ Ğ İ : 1 2 L İ R A D I R

Ankara tayyare abidesi münasebetile

Mimar B. O Celâl

Tayyare kahramanlarımız için ecnebi bir mimara ısmarlama bir âbidenin Ankarada inşa ettirileceğini gazetelerde intişar eden re- simlerinden öğrendik.

Meselenin mesleğimle alâkadar olması h a - sebile düşündüklerimi yazmak isterim, c u m h u - riyet- devrinin memleketimizde güzel san'ata ve s a n ' a t k â ı l a r a bahşettiği büyük fırsatları daima heyecan ve ümitle karşılıyoruz.

Memleketin her t a r a f ı n d a ayrı ayrı tetkik ve tenkide değer eserler yapıldı. Bu âbideler meyanında yalnız Gazi Hazretlerinin bir iki şe- hirde rekzedilen heykellerinden maadasının m a - atteessüf ecnebilere yaptırılması havsalamın bir türlü hazmedemediği bir meseledir.

Garp müelliflerinden birisi diyor ki:

[Ces ottomans peuple de pasteurs et guer- riers, n'ayant ni art ni artiste]

Şüphesiz ki bu cümle garezkâranedir ve haksızdır. Türkün büyük şarkta bıraktığı âbi- d a t t a n sarfınazar hangi bir müdekkik ve san'-

atkâr tasavvur olunur ki Galatadaıı İstanbula geçerken Yenicami gibi muazzam ve mcdern bir eserin önünde hürmetle ve hayranlıkla eğil- mesin. Uzun ve şerefli mazide lâyuat san'at eserleri mevcut olmasına rağmen yukarki sözler pek acıdır. Okuduğum giindenberi her hatırla- dıkça bu cümlenin beynimde bir alev gibi do- laştığını hissediyorum.

Osmanlı devrinin son asrında millî san'atın yerine kaim olan garp san'atı memleketimize Barok, Rokoko, Renesans şekillerinde girdi. Sa- ray ve şehriyar mimarlıkları ressamlıkları ve ustalıklarile işe başladı. Silinmesi ancak mev- cudiyetlerinin indirasile kabil olan eserler hep birer leke gibi belirdi. O kadar ki bu leke namı asırlardan asırlara intikal edecek olan büyük Siııanm Süleymaniye minaresine bile ya- pıştı. [1]

[ 1 ] B i l â h a r e m i n a r e d e y a p ı l a n t a m i r d e i l â v e e d i l e n g i r l a n d l a r .

(3)

Nihayet Sinanların, Kasımların, Kemaled- dinlerin a h f a d ı da devre devre solan mütever- rimler gibi berrak gözlerile, ecdatlarının ölmez kubbelerine, minarelerine, sebillerine, çeşmele- rine, imarthanelerine hulâsa o cana yakın cazip eserlerine son bir hicranla baktı baktı ve elemle göçtü. Çünkü memleketin resmi ve hususî m ü - esseselerini, çeşmelerini h a t t a mabetlerini bile artık - mimarı şehriyarî - garp san'atkârları inşaya başlamıştı. Öz Türk san'atı ve s a n a t k â r ı yerli malı gibi tabiri mahsusile tapon adde- diliyordu. S a n a t ' k â r ecdadından gördüğü, öğ- rendiği s a n ' a t eserlerini ne kadar modernize etse, ne kadar zamanının ihtiyaçlarına, icapla- rına uydurmağa çalışsa beyhude yoruluyordu.

Onun yüzüne bakan bile yoktu. Memleketin her t a r a f ı sarayı taklit ediyordu. Konaklar, kâşa- neler, hep birer saray üzenmesi idi.

Nihayet millî mimarî, millî s a n ' a t ve san'- a t k â r öldü. Bu hazin ölüme bir damla göz yaşı bile döken olmadı. Ölen Türk san'atının ü s t ü n - de garp s a n ' a t k â r ı bildiği gibi tepine tepine oynadı. Düyunumumiye ve Tıbbiye binaları gibi değil bir mimarî, büyük mizah şairlerimizin de- diği gibi boynuzlu bir mimarî veya Türklükle alâ- kasına sadece mukaddes bayrağımızın temevvü- cile inandığımız b a n k a binaları viicude geldi.

Eğer T ü r k milleti bir asır evvelki Amerika Cümhuriyetleri gibi yeni teşekkül etmiş ve tarih sahasına yeni doğmuş bir millet olsaydı millî eserleri yabancı ellere y a p t ı r m a k t a beis yoktu.

F a k a t Türk milleti böyle mi? Türk varlığını be- şerin yaratıldığı giîndenberi her s a h a d a ispat etmiş bir millettir. Büyük Asyadan coşup gelen Türk mimarisini tekemmül ve inkişaf ettirerek ve onu mütemadiyen işliyerek geldi. Her kıt'ada bıraktığı eserler buna canlı bir delildir.

İstidraden söyliyelim: Filvaki basit bir gö- rüş bugünün mimarisinin birçok sebepler tahtı tesirinde arzettiği şekiller ve geçirdiği s a f a h a t bizi bir milletler mimarisi üslûbu tekevvün et- mekte olduğu zehabına düşürüyor.

F a k a t buna rağmen her milletin kendi ka- rakterine,, kendi zevkine göre birer ekolde tees-

süs edeceği gayet tabiidir. Çünkü Renesansta dahi böyle olmuştu. Netekim Fransızlar ve İtal- yan san'atları aralarındaki çok bariz farklarla biribirinden ayrılmıştı. Bu mesele esasen ayrı bir mevzudur.

Haydi müessesat ve sair binaların inşasını ecnebilere bırakalım. Fakat medeniyet önünde millî varlığımızı ispat eden inkılâbımızın ideal eserlerini olsun yabancı ellere vermekte çok kıskanç olalım.

Bir Fransız, bir Alman millî işlerini bilmem yabancılara tevdi eder mi?

Cümhuriyet âbidesini yapan bir ecnebi idi.

Eseri benimsemeden duymadan yapmıştır. Mev- cudiyetinden bir şey koyamamıştır, ı s m a r l a m a - dır. Her hangi bir Türk san'atkârı en büyük ve şümullü eserimiz olan Cümhuriyet âbidesinden daha muvaffağını yapabileceğini iddia ederim.

S a n ' a t noktasından kırıtiklerimi ve kendi fikir- lerimi icabında bu sütunlarda izaha amadeyim

Beni bu yazıyı yazmağa sevkeden resmini gazetede gördüğümüz Ankarada inşa edilecek olan Tayyare âbidesi üzerindeki mülâhazalarımı kısaca söyliyeceğim. Abidenin gazetelerde gör- düğümüz şekli hiç bir zaman Tayyareyi ve Tay- yareciliği temsil edemez. Bu ancak Yalova veya Bursa gibi bir su şehri için düşünülebilir bir eserdir. Tayyareciliğin sembolü olan urucu gös- termiyor. Fışkıran tekrar dökülen su bir h a y a t ı ifade ediyorsa Tayyarecilikten başkalarının da hayatı böyle fışkırır. Bunun bir Tayyare âbidesi olabilmesi için ancak dört t a r a f ı n a dört Tayyare konularak gösterilmek isteniyormuş. Bunun için de sade bir piyedestalin üzerine bir tek Tayyare konsa ayni fikri ve maksadı ifadeye kâfidir.

Hiç değilse tayyarecilikle bir alâkası olmıyan ve yaprakları dökülmüş bir palmiyeyi a n d ı r a n bu miitevalî saksılara lüzum kalmazdı.

Tekrar iddiama dönüyorum. Bir Türk s a n ' - atkârı b u n d a n yüksek bir eser yaratabilir. Her şeyde olduğu gibi bunda da millî duygu ve ruhu, millî san'atkârı ihmâl etmiyelim. Mademki as- rın umdesi milliyettir.

(4)

Apartman binası -

Panrraltl

M ia r Sırrı^Arif I d l l ^ d l L l ( i m a r Yurdu) 5 Resim

1. Esas cephe.

verilmiştir. Dar cephede methalin üstünden, yukarıya kadar devam eden şakulî şeritlerle m ü - devver kısımları dolaşıp bunlara saplanan kat ve pencere silmeleri güzel bir armoni teşkil ediyor. Uzun yan cephede ise, belediye k a n u n u - na tabi olmak mecburiyetile çıkıntının ortadan bölünmüş olduğunu görüyoruz. Ebniye k a n u - nundaki cephe çıkıntılarının umum tulün üçte ikisini tecavüz edememesi kaydının lüzumlu ve faydalı olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak, bir çok binalarda olduğu gibi burada da bu mecburiyet cephenin ritmini buzmaktadır. En gayri müsait şeraite rağmen san'atkârın kıy- metli ve hususiyetti bir eser yapabildiğini bu binada vazıhan gördüğümüz için yapı sahip- lerinden m i m a r a ve s a n ' a t a daha çok itimat beklemeyi hakkımız addediyoruz,

Mimar Zeki Selâh Harbiye - Nişantaşı caddesinden Pangal-

tıya çıkan yol üzerinde köşe başında inşa e- dilen bu a p a r t m a n ı n plânları yapı sahibi t a r a f ı n d a n üç sene evvel m i m a r a getirilmiş, binanın harici görünüşünün tesbiti talep olunmuştur. Mevcut ve ekseriya kusurlu plânlar dahilinde h a r e k e t etmek şartile mi- marî kıymeti haiz bir bina viicude getirmek çok giiç olmakla beraber bu husustaki şa- yanı takdir san'atını Cağaloğlundaki Sü- reyya Hidayet a p a r t m a n ı n d a da ispat etmiş olan m i m a r Sırrı Arif m u v a f f a k bir eser başarmıştır.

İnşaatı uzun bir fasılayı müteakip dört beş ay evvel ikmal edilen bu a p a r t m a n arsa vazi- yeti itibarile müsait bir oryentasyone maliktir.

Binanın denizi gören köşesine, müdevver bir salon ve onu yarım k u ş a t a n yine müdevver bir balkon inşa suretile ehemmiyet ve hususiyet

2. Kütler plânı.

(5)
(6)

Işık apartmanı Koska

Mimar Zühtü

3. R e s i m

Lâleli ile Koska arasında tramvay cadde- sinin M a r m a r a cihetinde Mimar Kemalettin m a - hallesinde İSO küsur metro m u r a b a m d a bir ar- sa üzerine beton arrae inşa edilmiştir. Medhal katı kısmen depolarla çamaşırlığı ve kapıcı oda- sını ve kısmen de ıııaa müştemilât üç odalı tek bir a p a r t m a n ı ihtiva ediyor.

Hesabatı beş kat olmak üzere ihzar edilen bu bina şimdilik üç k a t olarak inşa edilmiş- tir. Birinci ve ikinci katlar müştemilâtı m a l û - meyi havi dörder ve üçer odalı ikişer a p a r t - m a n d a n mürekkeptir.

Binada tezyinat olarak hava ve güneşten başka her şeyden tasarruf edilmiştir. Bu itibar- la bilhassa cenup ve kısmen de grp cihetindeki pencereler geniş bırakılmak suretile bina d a h i - linde hava ve güneşin kat'î hâkimiyeti temin

edilmiştir. Artık eski İstanbulun dar sokaklı ve t a h t a kafesli evlerinin güneşsiz ve r u t u b e t - li mariz inşaatına bugün de sadık kalanlara b u n d a n d a h a müskit cevap ne olabilir.

Binanın haricinde olduğu gibi dahilinde dahi sadelik ve s ı h h a t h â k i m olduğundan bil- hassa dahilde, toz ve örümcek yuvası teşkil eden en u f a k bir kornişten bile tevakki edil- miştir.

Litozet ismile t a r a f ı m ı z d a n ihtira ve imal edilen bir nevi k a p l a m a taşının ilk mahalli t a t - bik ve istimali bu binanın medhal kısmı olmuş- tur. Taşlar burada lâmbri olarak kullanılmak- tadır. Her renkte ve muhtelif tarzda yapılmak- ta olan bu mücellâ taşlarla iktisadî olduğu ka- darda sıhhi ve zengin banyo ve m u t f a k daireleri tesisi m ü m k ü n olmaktadır. Mimar Zühtü

(7)

2. Yan cephc.

3. Kat plânı.

(8)

Şehir Stadyumu - Adana

Mimar A . Ziya Belediye Fen M ü d ü r ü

f dana

Adanadaki sporcu gençleri bir a r a d a topla- yıp orada futbol, atletizm, güreş, boks, tenis ve voleybol ile meşgul olmalarını temin için etrafı kapalı ve elzem olan binaları havi bir meydan yapılmasına k a r a r verildi ve projeleri tespit olunduktan sonra eldeki mevcut p a r a ile derhal i n ş a a t a başlandı. Tekmil proje üç senede t a - m a m l a n a c a k t ı r .

Bu sebepten bu eserimi arkadaşlarıma m ü - tekâmil bir stadyum nümunesi olarak değil Türkiye şehirlerinde spor ihtiyacına cevap ver- mek için yapılmağa çalışılmış eser olarak tak- dim ediyorum.

S t a d y u m u n arsası ve tekmil inşaatı belediye t a r a f ı n d a n deruhte edilmiştir. Bir sene zarfında inşaatın bitirilmesi gerek vaktin ve gerekse bütçenin müsaadesizliğinden m ü m k ü n olamıya- cağı cihetle inşaat üç kısma ayrıldı. İlk sene duş ve soyunma mahalleri, futbol sahası, ağaçların dikilmesi ve balkon, ikinci sene s a h a n ı n etraf duvarları, drenajı, koşu mahalleri ve tribünler.

Üçüncü sene de tenis voleybol mahalleri ve u f a k bir gazino yapılacaktır.

Bu sene s a h a n ı n tanzimi, yağmur sularını toplamak için hendekler açılması, duş mahalli ve balkon ikmal edilmiştir.

S t a d y u m u n şimal ve garp t a r a f l a r ı cadde- dir. Şimal t a r a f n d a k i cadde esas cadde olduğu

halde stadyuma garp t a r a f ı n a n girilmesi mü- nasip görülmüştür. Bu suretle kapılardan girip çıkan halk kütle halinde esas caddeyi k a p a t m a - mış olacaktır.

Tribünlere ve balkona ortadaki bir kapıdan girilir. Gişelerden bilet alındıktan sonra balkona kontrola tabi bronz parmaklıkla ayrılmış bir geçitten geçilir, tribünlere giden yol keza ayrı- dır.

Gişelerin içeri konmasına sebep bilet alır- ken halkın caddeyi k a p a t m a s ı n a mani olmak- tır. Stadyum boşalırken tribünler ve balkon halkı ayrı kapılardan çıkacaklardır.

Balkonun altında sporculara mahsus on bir dolaplı iki soyunma yeri ve iki umumî dolap vardır. Her on bir sporcuya beş duş bir halâ tahsis edilmiştir. Duşlar yarım tuğla duvar ve muşamba perde ile ayrılmıştır. Dolapların a r a - sından gişelere geçilir. Balkona fazla meyil ve- rilip lüzumsuz yer kaybetmekten kaçılmıştır.

Burada m ü m k ü n mertebe ufak bir sahaya as- garî ihtiyacın sığdırılmasına çalışılmıştır.

Balkonun beton arıne döşemesi % 7 meyilli- dir. Üzerinde ahşap bir tribün vardır ki seyir- cilerin gözlerinden çekilen bir h a t balkonun ön hizasından 12 metro mesafede sahayı katet- mektedir. Halbuki oyun sahası 15 inci m e t r o d a n başladığından bu meyil ile seyirciler sahayı ser- bestçe görebileceklerdir.

t

(9)

Balkon tribünlerinde oturulacak yerle ayak konulacak yer ayrılmıştır. Ve her ikisi ahşaptır.

Merkez balkon binasının umumî tribünlerin m a n z a r a s ı n a m a n i olmaması için tribünler kırk metro uzağa yapılmıştır.

Umumî tribünlerde zemin betondur ve me- yil % 40 nisbetindedir. Yine oturulacak yerle ayak konulacak yer yarılmış yalnız ayak konu- lacak yere beton içine konulan takozlara 4 x 4 s a n t i m m a k t a m d a kadronlar vazedilmiştir.

Bu tribünlerin üstü açıktır. Tribünler s a h a - nın garp t a r a f ı n d a d ı r . Seyircilerin güneş a r k a - larında kalmaktadır ve rüzgâr cenubi garbiden

esmektedir. S a h a n ı n e t r a f ı n a on metro fasıla ile okaliptüs ağaçları dikilmiştir.

Şark t a r a f ı n d a ayrılan tenis mahalli etra- f ı n a portakal ve mimoza ağaçları dikilmiş ufak bir koru yapılmıştır.

S a h a n ı n sularını alması için yirmi beş metro m u r a b b a m a bir t a n e tesadüf etmek üzere ça- kıldan d e r e n a j l a r yapılmış ve bu derenajlar s t a d y u m u n etrafındaki hendeklere kadar uza- tılmıştır. Bu sene program mucibince duş m a - halli, balkon ve s a h a ikmal edilmiştir. Şimdiye kadar belediyenin yaptığı fedakârlık otuz beş bin lira kadardır. Önümüzdeki sene programın ikinci kısmı tatbik edilecektir.

(10)

Ö Ü R İ A P A T O Z PAZA.RINOS, . . ir-ÇA CDILCCCK HALI PROJG5I' M-NGI-İC>nC>LI HAL*

DH CCPHC.

KJ» 3ŞA

tvtioı, '1*

Hal Projesi

İki sene evvel Bursa belediyesi bir hal bi- nası projesini müsabakaya koymuştu. İştirak e- den dört eserden m i m a r H. H ü s n ü n ü n proje- si jüri t a r a m d a n birincilikle kabul edildi. An- cak bu husustaki tahsisatın kifayetsizliğinden bugüne k a d a r inşaata başlanamadı.

Hal projesinin programı h a k k ı n d a bir fi- kir vermek üzere müsabaka şartnamesinin ba- zı maddelerini hülâsa ediyoruz:

Mimar H. Hüsnü Hal asri tekemmülâtı ihtiva edecek, beton a r m e olacaktır. Kapı pencere aksamı demir o- lacaktır. Bina sebze, et, yağ ve saireye m a h - sus ayrı ayrı kısımıarı ihtiva edecektir. Erza- kın m u h a f a z a s ı n ı temin için soğuk hava depo- l a n düşünüleceği gibi alış verişi teshile müsait satış mahalleri yapılacaktır. Su tesisatına çok ehemmiyet verilecek her dükkânda lâvabolar clacak, umumî çeşmeler yapılacaktır. Halde

BlSRoADAraz PAZAniMm

İMŞA C D İ L C C ' K . Ç A B ^ I MALİ PKDCÖİ M NCJMABûLI MAL»

MAKETİ AHZAMİ

(11)

vantilasyon tertibatı yapılacaktır. Proje ı 1(J0 resimlerinden, 1/10 mikyasında asgarî 10 detay mikyasında temel, bodrum, zemin kat ve çatı resminden, şartname, mukavele ve keşif cetve- plânalrile tıılânî ve arzani iki m a k t a ve cephe ünden mürekkep olacaktır.

h:

S M J K v \ B & TOZ PÛZARIMDÛ, . . İoŞA CDILrcCK ÇAGÇ1 I t & U PÖEüESI

•1 NUMÛR6U HAL

2JKN RAMI

işar- n: v?

iî r:CHLCC-K Ç A R & nALI PRÛJS3I

"1 Î.C MRM.I '-io,''

(12)

Yeni Rus Mimarisi

Mimar Abidir.

Son senelerde bütün Avrupayı s a r a n teknik inkilâbın Rusyada ihtimal bir çok senelerde gösteremiyeceği büyük ve cezri tesiri 1917 içti- mai inkilâbı gösterdi. Çünkü Rusya bu dönüm n o k t a s ı n d a n itibaren cihan medeniyetinin terakkilerinden geri kalmamak, modern dünya tekniğinde aktif bir şekilde çalışmak için, tedricî bir tekâmülü beklemiyerek yeniden ve anî bir başlayımla mimarî faaliyetini inkişaf ettirmek zaruretinde idi.

Yeni Rus mimarisinin ilk büyük vazifesi yeni mesken m e f h u m u n a en muvafık bir tarzı hal bulmak oldu. Mesken bahsi b ü t ü n dünyada g ü n ü n ' meselesi hal.'nde olmakla beraber, Rus- yada içtimaî ihtiyaç esasları başka bir ikamet standardı etüt edilmek lâzım geliyordu. Bu h u - susta yapılan bir çok etütler neticesinde yeni yaşayış ta::zma tevafuk etmek üzere muhtelif

mesken şekilleri tespit ec^ild'. Halen ekserisi ferdî evler halinde, bir kısmı da kollektif ve komün evler şeklinde memleketin her t a r a f ı n d a binlerce mesken viicude getirilmektedir. Diğer

t a r a f t a n müşterek ve medeni bir içtimaî yaşayış temin etmek üzere tesis edilen kulüp binaları, spor müesseseleri, mektep, çocuk bahçeleri ve ilmî institutlar hususiyet ve ehemmiyeti haiz bir mimarî faaliyet sahası teşkil etmektedir.

Yalnız tatbik edilmek istenilen imar naza-

2. Sicdlung Kotschar.

(13)

5

3. Konsum İttihadı büro binası - J. I.eonidtnv. • 5 lswjcstin biıuısı - G. Ikuv.hin. -

v ıiye ve programları ş'ddetli m ü n a k a ş a ve m ü - cadele halindedir. İçtimaî ve ananevi inkilâp büyük olduğundan şehircilik ve mimarî noktai nazarlar henüz durulmamış ve bir istikamet almamıştır. Ancak yeni şehir tasavvurlarında, sanayi ve ikamet m m t a k a l a r ı n ı n ayırt edilme- si, seyrti seferin ehemmiyeti, yeşillik sahaları- nın sistematik tanzimi gibi bütün dünyada t a -

6

I. Ssiltchenko — 4. Kuliip - J. Lamxow — 6. Merkezi sanayi idare binası.

hakkıık etmiş asrî ihtiyaçlar Rus şehirciliğinde de gözetilmektedir. Sıra binalar halinde inşaat, blok inşaata tercih olunmaktadır. Avrupa şehir- lerinde ticaret esası ve fertlerin mülkiyeti şeh- rin veçhesine tesir etmektedir. Buna mukabil Rus şehirlerinin esasını ziraî ve sınaî istihsal tesbit ettiğinden yeni şehirler, civar köyleri in- ziva ve vahşilikten k u r t a r m a k , civar arazinin

(14)

8. Kindergarden - Mimar Madam Schuette LihnV/ly.

7. İlmi institut - Mkolayew v e Fisseııko

m ü m k ü n olduğu kadar imarını ve t e m e d d ü n ü n ü temin e t m e k üzere dağılmış ve serpilmiş bir va- ziyette inşa olunmaktadır.

Bir kaç senedenberi Rusyada, tatbiki çok müşkül olan vasi ve şümullü inşaat programının t a h a k k u k u için büyük bir faaliyet ve tahsisatla çalışılmaktadır. M a a m a f i h muhtelif köşelerinde medenî seviyesi fevkalâde muhtelif olan bu

kocaman memlekette alınan bütün tedbirlere rağmen gerek m i m a r ve mühendislerin, gerek yapı işçilerinin kifayetsizliği büyük müşkülât teşkil etmektedir. B u n d a n maada demir, çimen- to, cam gibi yapı malzemesinin nakliye vesait- sizliği ve fabrikasızlık yüzünden bulunamayışı iptidailiğin d a h a bir çok seneler yenilememesini mucip olacaktır.

Hastaneler

[Geçen sayıdan n ı a b a a t ]

2, UMUMÎ YATMA HALLERİ (Kür yerleri) Esas itibarile cenup ciheti. Sıcak mevsim- lerde şimal t a r a f ı n d a y a t m a imkânı. Genişlik 2,50'" , (gidiş geliş olduğu taktirde 3.00'" . Her yatış yeri için 1,20"' uzunluk. Yatış yerlerinin adedi, önünde yatış imkânı olmıyan odalar- daki yatakların takriben 1..ü. Dam terasları da burada kabili istimaldir.

3. HASTA SALONLARI:

Y a t a k t a yatmaya mecbur olmıyan h a s t a - lar için: Alman n i z a m a t m a göre yatak başına azamî 2"' saha. Salonun sahası asgarî 20"' . En

iyi cenup ciheti. İktisadî plânlarda şimal t a r a - fına konabilir. Koridor bir cam bölme ile bu- r a d a n aydınlatılabilir. Gruplar için ayrı m a s a - lar. Büyük erkek ünitelerinde ayrı cıgara oda- sı. Yazı yazmak imkânı.

4. YIKANMA MAHALLERİ:

Ekseriya koğuşlarda, koğuşun yanında.

Lavavoların adedi yatakların «;j Veya ' , ii kadar. Her lavabo için 90 cm dıvar tuli. Yalnız bir taraflı lavabolarda 1.50 den 1.80 e kadar genişlik. İki taraflı lavabolarda 2,50"' genişlik.

Yıkanma mahalli aynı zamanda aptesane sa- hanlığı olarak ta kullanılabilir.

(15)

i

DOSŞUET ODALARI 4 . 2 K O R j ' D O R S U Z

H İ Z M E T

— ORTA G E Ç İ T

D O C K E R E G Ö R E

Y A L N I Z BİR. TARAFI İN$A EDİLMİŞ K O R İ - DOR. H I 2 M E T O D A - L A R I U Z A K .

5. BANYO MAHALLERİ:

20 ilâ 25 yatak için bir banyo. Kabili ııakıl banyolarda lâzımdır. Büyük ünitelerde h a s t a odalarına yolların kısalması için m ü n a s i p iki ayrı yere banyo m a h a l ' s r i yapılır. Banyoya h a s t a l a r ı n konup çıkarılması için iki t a r a f ı açık banyo tekneleri.

(Dört ve ya üç t a r a f ı serbest te yapılır.) 6. APTESANELER:

Alman nizamnamesi azamî 10 kadın ve 15 erkek için bir aptesane ve ayrıca erkekler için muvafık m i k t a r d a pisuvar yapılmasını talep

eder. Aptesane aralığının ayrı penceresi olacak ve t a v a n a kadar yükselen dıvarlar aptesane höcrelerinden ayrılacaktır. Koridora bu şekilde kokular çıkmaz. Kolay temizlik için zeminden yüksek bölme dıvarları. Hava t a v a n a yakın van- tilasyon bacalarile tecdit edilmelidir. Her a p t e - sane mahalleri için ayrı vantilasyon deliği. Bir höcrenin asgarî eb'adı 0,90 x 1.60 dır.

(Hastane kuburları normal kuburlardan d a h a büyüktürler.) Aptesanelerin mesafesi çok olmamalı. Bu sebeple ünitenin merkezî bir ye- rinde bulunması. Y a h u t büyük ünitelerde iki ayrı aptesane tesisatı.

HER B A N Y O İ Ç İ N A S G A R İ G E N İ Ş L İ K ( S E D Y E İLE G E Ç M E K İÇİN S E R B E S T S A M A ) - 3 . 5 o

OTURMA 5 A N Y 0 5 U

3 E v y A R B A N Y O VEYA S A B İ T V E y A O T U R M A

OTURMA B A N V O i U

4 — 2 -3 o .

(16)

7. KİRLİ EŞYA MAHALLİ:

Kullanılmış çamaşırlar ya kaplar içinde bi- riktirilerek hususî m o n t ş a r j l a r l a bodruma indiri- lir veya d a h a ucuz olarak çuvallara konarak şekilde görülen deliklerden atılır.

Kontrol dolayısile her istasyonun kendine m a h s u s böyle bir çamaşır a t m a bacası bulun- malıdır. Kokudan tavakki için bunlara d a m a kadar çıkan vantilasyon bacaları ve iyi kapa- n a n kapaklar yapılmalıdır. Bunların içleri yı- kanabilecek şekilde meselâ; sırlı künklerden veya fayansla kaplı veya çinko ve alüminyum lâvhalardan olur. Sarî hastalıklarda çamaşır-

lar dezenfekte edilmeden buradan atılmazlar.

Oturaklarının boşaltılması için yıkama ter- tibatile birlikte hususî pişmiş topraktan yalak- lar. Muayene edilecek mevaddı gaita, idrar ve saire için kapaklı ve dışarıya hava delikli do- laplar.

Paçavralar ve süpürgeler ve bunlara m ü - masil şeylere m a h s u s dolap. Bu dolaba kona- cak ıslak eşyanın icabında kuruması için van- tilasyon deliği ve teshinat. Hemşireler, h a s t a - bakıcılar v. s. için aptesane de kirli eşya oda- sında yapılır. Hizmet balkonile rabıtası olması münasiptir. Çöp a t m a delikleri de buradadır.

J - 2 .7c

ÇAMAŞIR DELİKLERİ D o l a p — -

A R A L I k ^

MUAveNe fçıN MEVAODI

«SAÎTe, İDRAR, \>. I

YIKAMA

SÜPÜRGE BEZ v . s .

K U R U T M A DOLABI

H * H 1 <?o_

O l 2 3 4 5 I ı I ı I ı 1 ı ±jzd

(17)

1. liar kapısı-Dekoratör l 'edat Oıııer (İstanbul Sokakları filminden)

Mimar Abidin

2. ıioi - Dekoratör Vedat Ömer (İstanbul Sokakları filminden)

F i l m ve D e k o r

Film, filme tahsis edilen milyonlar, eskiden sahnede bir kaç perdenin fonunu dolduran de- kora uçsuz bucaksız bir s a h a açtı. Maddî, kuru, hakiki h a y a t a mukabil romantik, yüksek ıztı- raplar, müselesel saadetler nasıl filmde yer bu- luyorsa, m a h d u t bütçeli, mal sahibi zevki karı- şık, san'atsiz, cüce veya sıska binalara, kasvetli enteriyörlere, iptidaî abidelere mukabil m i m a - rın, dekoratörün, heykeltraşın yüksek san'at zevkini, s a n ' a t kaprisini filmin geniş imkân sahaları t a t m i n edebilecek.

İstanbul sokakları da mütevazı bütçesine ve sade tekniğine r a ğ m e n bizim s a n ' a t k â r l a r a yeni bir çalışma vesilesi verdi. Dekoratör Vedat Ömer bu münasebetle bize hususiyet taşıyan, ümit veren eserlerini perdede gösterdi.

Yalnız s a n ' a t k â r a bir etüd sahası teşkil et- tiği için değil, en şümullü ve en müsait bir tarz- da her tabakaya hakikî san'at hakkında bir fikir verdiği, halkın s a n ' a t zevkini terbiye ettiği, tekâmül ettirdiği için sinemacılığın memleketi- mizde inkişafı şayanı temenni.

(18)

GaumontPalaceri Sinema binası - Paris

Mimar Henri Belloc 5 R e s i m

1. Gaumont Palace

Sinemanın alemşumul bir surette inkişafı bü- yük şehirlerde sinema binaları ihtiyacını çoğalt- makta olduğundan yeniden bir çok sinema binaları inşa edildiği gibi, bir çok eski tiyatro ve temaşa salonlarının da tadil edilerek sinema haline ifra- ğına kesretle şahit olmaktayız. Pariste (Gaumont palace) bu neviden tadil edilen binalardan madut- tur. Ancak gerek inşaatındaki, ve gerekse mimari- sindeki hususiyet dolayısile temayüz etmiştir.

Cephelerde tezyinat tamamen terkedilmiştir.

Mimar(Belloc)cephelerin tamamen hendesi olan hat- larını yalnız ziyadan istifade ederek tezyin etmeği düşünmüştür. Tenvirat bir dekorasyon unsuru ola- rak istimal edilmiştir. Harici mimarisi gibi dahili mimarisinin de düz satıhların ahenginden müte- şekkil olması, sesli filimlerde seslerin arzu edildi- ği gibi dağılmasına, aksi sedalar yapmamasına, im- kân bırakmıştır. Gaumont palasın tadili yeni bir inşaat addolunabilir.

Eski (Hipodrum) binasının, pilâm ve cepheleri tamamen mahirane bir surette hedim ve tadil edi- lerek cephedeki yüksek kemerler kaldırılmıştır.

Binanın, subasmanı zemin kat seviyesine ka- dar işlenmiş granit taşı ile kaplanmıştır. Dıvo.rlar

1*1 Geçen sene Pariste tadilen inşa edilen Gau- mont palas sinema binası inşaatındaki hususiyet ler dolayısile sinema binaları hakkında bir fikir ve- rilebileceği için derçetmeği muvafık buluyorum Ya- zı ve resimler Fransızca. (L'architecte) ve (la techni- que des travaux) mecmualarından alındı.

(penpe taş) renginde bir sıva ile sıvanmıştır. Üç cephede mevcut geniş antredeki lıoliın irtifama ka- dar yükselmektedir. Işıklı bir margiz haricen bina- yı kuşatmakta ve geceleri trotuvarı tenvir etmek- tedir. Binanın orta motifi üzerine tesadüf eden kı- sım kademeler teşkil ederek geceleyin bir ziya şe- lâlesi halinde aşağıya, doğru akmaktadır.

Hol şayanı dikkat bir surette sade fakat mo- tiflerinin eb'adı dikkate şayan bir azamet göster- mektedir. Holün dıvarları siyah ve damarlı mermer ile kaplanmıştır. Holde orkestra anterelerini çerçe- veleyen bir merdiven vardır.. Merdivenin üzerinde ince plâstrolar tavana kadar devanı etmekte ve orada yarım müttehidülmerkez daireler şeklinde tenvirata hizmet etmektedirler. Bunlarla tavanda şua halinde tenvirat yapılmaktadır. Holün dıvar- ları açık sarı renkte boyanmıştır.

Salon, bakıldığı zaman vüs'atini gösteren, fakat basit ve ciddî tezyinat ile tezyin olunmuştur.

Bina, tulü 70, arzı 34 metro olan vâsi bir parter ve üzerinde iki balkonu havidir.

Her iki balkon salonun ayni genişliğini havi olup hiç bir pliyeye istinat etmemektedir. Birin- ci balkon miinhani şekilde bir sıra 4 locayı ihtiva ediyor. Balkonlar demirden inşa edilmişlerdir. Çün- kü demir inşaat beton armeden çok seri yapılmak- tadır. Balkonlar mütekabilen 1000-1300 seyirci ta- şımakta olduğundan merkezlerinde sikleti zatiyeleri ile beraber 500-650 tonluk bir siklet teşkil ettik- lerinden hakikî bir çelik köprüden başka bir şey de- ğildirler.

(19)

Salonun bütün tezyinatını tenvirat teşkil et- mektedir. Tavan, basık, bir kemer olup seda mevce- lerine muvafık gelecek surette arzani iltivaatı havi bir şekilde inşa edilmiştir. Dıvarlar ince, hususî ev- safı haiz penbe bir kumaşla kaplıdır. Salonun hu- susiyetlerinden biri koridorlar ile salonu şakulen bölen canibi diyarların devam etmeyerek kesilmiş olmasıdır. Bu suretle degajmanlardan salonun da- hili görülmektedir.

Salonun lambri kısmı çok koyu renkte tahta- dan mamuldür. Diyarların sarı rengi koltukların kırmızı renkleri ile tezat teşkil etmektedir.

Sahnenin 15 metro irtifaı ve 22 metro genişli- ği vardır. İki yan tarafından yükselen koyu renkte piion ile tahdit edilmiş, fevkani kısımda ziyadar bir kısım bulunmaktadır. Buranın arkasında (org) odası bulunduğundan salona sedayı nakleden ma- deni perdeler görülmektedir.

Birinci balkonun üzerinde harici galeriye doğ- ru çıkıntılı bir vaziyette çay salonu bulunmakta- dır. Bu salonun tavanı camlı tenviratı havi olup yal- dızla tezyin edilmiştir.

Temeller: Yeni salonun zemini tadilden sonra eski seviyeden çok alçalmıştır. Burada 60000 m^

tahriki türap ameliyesi olmuştur. Bu ameliye çetin bir surette icra edilmiştir. Muhtelif yerlerde sert kalker tabakalarını parçalamak için (pneumatique) alât kullanılmıştır. Diğer aksamında yeşil kum ve

kilden müteşekkil tabakalar hafredildiğinden kay- ma pilânları ve müteaddit ciddi kayma hâdiseleri meydana gelmiştir. Temel diyarlarına istinat dıvar- ları gibi hesap edilerek eski binadan kalan dıvarlar istinat ettirilmiştir.

Demir inşaat: Binada vâsi mikyasta demir in- şaat yapılmıştır. Parter eski vaziyetten daha derine indiği için bir kısım kuvvetleri demir pliyelere isti- nat ettirmek mecburiyeti hasıl oldu. Bu direkler, geniş beton temellere istinat ettirilmşitir. Kuvvetler canibi olarak iki tarafa verilmiştir.

Parterin döşemesi demirden inşa edilmiştir.

38 ve 40 metro açıklıklarında olan iki balkonun, ortada hiç bir direğe istinat etmeden iıışa edilme- leri şayanı dikkattir. Balkonlar salonun nihayetini teşkil eden münhani diyarların dahiline dikilmiş olan başlıca dört direğe oturmaktadırlar.

Salonun arka cihetinin ve balkonların ön kı- sımlarının münhani şekilde olmaları demir döşe- menin alelade bir surette inşasına imkân verme- miştir. İnşaatta mezkûr direklere esas kirişler otur- tularak bunlara tali kirişler tahmil edilmişlerdir.

Alttan miitedahil kirişlerin taşıdığı balkonların korkuluklarına da sikletelr taksim edilmiştir. Bal- kon döşemeleri münhani bir şebeke halinde imal edilmiştirler.

Ekranın üzerinde (Org) odası ve müştemilâtı sahnenin iki tarafındaki pilonlara istinat ediyor. Bu

(20)

kısım 150 ton ağırlığında dıvar aksamını taşımak- tadır. Bütün binanın tadil ve inşaasmda 2250 ton- luk demir inşaat yapılmıştır.

Fevkani dıvarlar: Eski binanın harici diyar- ları tamamen yıkılmıştır. Bir kısım diyarlardan beton arme bir kuşak geçirilerek binanın ve bilhas- sa holün mukavemeti tesis edilmiştir. Harici çıkın- tıların konsolları ve holdeki merdivenlerin kirişleri ile bu mukavemet tevazün ettirilmiştir.

Bu kuşsk eski açıklıkların kemerlerinde tahas- siji eden sikleti bel ediyor. Muhafaza edilen eski demir aksamı beton arme ile tahkim edilmiştir.

Tenvirat: Elektrik tenviratı ile tezyin sinema binasının dahil ve haricinde mühim bir rol oyna- maktadır. Haricen orijinal bir şekilde mütemadi hatlar ile tenvir edilmiştir. (Flood lighting) tipin- de projektörlerle kuvvetli surette tenvir edilen cep- he, geceleyin binanın mimarî hututunun sadeliğini kıymetine halel getirmeksizin meydana çıkarmak- tadır. Bu tenvirat miinavebeten sönerek, karanlık bir fon teşkil eden cephenin üzerinde beheri 3 metro tulünde harflarla kırmızı renkte olarak Gaumout palace diye yazılmakta ve bu söndükten sonra ortadaki münevver motif ziyadar bir şelâle ha- linde üç cepheden tedricen binayı çerçeveleyerek markize doğru akmaktadır.

Tenviratta 250 millamperlik yeşil, tüp- ler vazedilmiştir. Aralarına beyaz ampuller kon- muştur.

Harici tenviratın heyeti mecmuası 2500 metro tulünde elektrik tüpünü ve 4000 ampulü havi olup saatte 500 K. W. lık bir sarfiyat yapmaktadır. Pro- jektörler ise saatte 150 K. W. lık bir sarfiyat yap- maktadır. Markizde mevzu ampulleri hususî bir cam tabaka setretmektedir. Holdeki tenvirat ile halk tarafından görülecek şekilde gizli olarak ya- pılnrştır. Bu tenviratın kuvveti 170 lükstür.

Salonun ve müştemilâtın tenviratı indrirelt olarak yapılmıştır. Ampuller; gizli olarak dıvarları tenvir etmektedirler. Dıvarlara, seda için kaplan- mış olan kumaş ziyayı aksettirmeyor, emici oldu- ğundan elektrik sarfiyatının şayanı dikkat bir su- rette çoğaltılmasına mecburiyet hasıl olmuştur.

Çatı dıvarlarda ufki kornişlerin arasında gizlenmiş olan projektörler, salonun tavanını aydınlatmak- tadır. Balkonların altındaki silmelerde ki tenvirat bu kısımda aksettirelerek yapılmıştır.

Salonun, dahilindeki renkler; beyaz, sarı ve kırmızı ampuller ile temin edilmekte ve müzik ile ahenktar olarak bazan ayrı ayrı bazan birbirlerine miimteziç olarak istimal edilmek- tedir. Tenvirat arzu edildiği kadar kuvvetli veya za- yıf olarak istimal edilmektedirler. Bu üç rengin in- şa! mecraları tamamen müstakil olarak yapıldı- ğından her hangi birinde husule gelecek bozukluk

3. Gaumor.t Pdlııce - llal.

diğer ikisinin istimaline mani olmamaktadır, her ıenk 66 K. W. sarfiyat yapmaktadır

Muhtelif koridorlar ve sair müştemilâttaki ten- virat, halkın göremiyeceği şekilde diyarların tezyi- natı arasına yerleştirilmiş biribirine merbut akiseler ile temin edilmiştir.

Binanın muhtelif yerlerindeki bütün tesisat esaslı ve mufassal bir proje ile tatbik edilmiştir.

Holün tenvir kuvveti 150 lüks, koridor ve gezinti mahalleri 80 lüks, münhanî antreler 40 lüks kuvve- tinden. Ziya oyunları ekranın üzerindeki (Breno- graphe) aletile temin edilmektedir. Bu alet müteka- bil iki lâmbayı havidir. Bunlar muhkem ve otoma- tiktir. Şualarınr mütahavvil inhinali" aynalara in- tişar ettirirler. Ziyayı tanzim için müteaddit ter- tibatı havidir. Projektörler bir el manivelesi ile muhtelif renk ve ziya hareketleri yapmaktadırlar.

Teshin ve tecdidi hava: 35000 m3 büyüklüğün- de olan ve 6000 kişi istiap eden bu binada teshin ve hava tesisatı mühimdir. (Sulzer) şirketi tarafından yapılan bu tesisatı başlıca üç kısma tefrik edilebi- lir.

1 — Salonun teshin ve vantilâsyonıı,

2 — Hol ve sair müştemilâtın ayrı olaıı teshini (su ve sıcak hava ile).

3 — Helalar ve lâvabolarm teslim ve vansilâs- yonu.

(21)

Salonun havasını tecdit etmek için, bir sureti miinasibede temiz havayi salona ithal etmek (yani kışın teshin ve icabında, soğutabilmek, yazın ha- vayı tecdit ile yıkamak bazan da harareti tenkis etmek) için tertibat yapılmıştır.

Salonda yazın tabii derecei hararetten fazla sıcağın ve kışm da derecei hararetin tanzimi için mütemadi ve mebzul bir cereyanın icap ettiği mik- tarda kullanılması iltizam edilmiştir.

Saatte280000 m-? temiz ve taze hava ithal eden ve ayni müddet zarfında ayni miktar kullanılmış

4. Gımmont Pııhıcc - Snloıı

5. Gmmoııt /'; Lee - l'mmemıur pis havayı ihraç eden bir grup ithal ve ihraç edici vantilâtorlar vazedilmiştir.

35,000 mJ olan binanın havası bu suretle saatta 8 defa tecdit edilmiş olmaktadır. Bir seyirciye 50 m-3 temiz hava isabet etmektedir.

Vantilâsyon tesisatının bulunduğu oda, sahne- nin arkasında bulunmaktadır. Salonda beheri saatte 140000 m ' hava ithal edici iki ve bu miktar hava- yı ihraç edici iki olmak üzere mecmuen dört motörü ihtiva ediyor. İthal edici makinelerin beheri 37 bey-

gir kuvvetinde ihraç edici makinelerin beheri 28 beygir kuvvetiııdedir.

Havanın tecdit menfezleri, salonda seyircileri alâkadar ve rahatsız etmeyecek surette intihap e- edilmişlerdir. Kışın salona verilen hava, buharlı bo- rular bulunan pasaj dahilinde dolaştırılarak ısıdıl- dıktan sonra ithal edilmektedir. Makine kısmında, binanın bütün müştemilâtındaki derecei harareti muntazam bir surette gösteren aletler mevzuu ol- duğundan, gayet kolaylıkla salon ve binanın diğer kı- sımlarına icabında miktarı kâfi hararet sevkedil- mektedir. Bu surette harareti tanzim kabildir. Ya- zın salondaki harareti soğutmak için bir (teforid) edası yapılmıştır. Bu oda, ithal edici vantilatörlerin önünde tesis edilmiştir. Suyu (pulverise) eden bir aleti havidir.

Buradan geçirilen hava evvelâ tozlardan te- mizlenerek, yıkanmakta ve soğutulmuş bir hale ge- tirilmektedir. Bu hususî alet vasıtasile zerreler haline gelen bir miktar su havaya k ansın aktadır.

Pulverisatör ile ventilâtörlerin arasına bir damlaları toplayan alet daha konmuştur. Ameliye esnasında tamamile tabahhiir etmeyen suyun van- tilatörlere ve mahfazalarına girerek okside etme- mesi için kullanılmaktadır. Bu suretle soğuyan ve yıkanan hava, yazın salona ithal ediliyor. Kışın ise teshin edildikten sonra salona ithal edilmektedir.

Suyu pulverize eden kompresörler 7,5 beygir kuvvetiııdedir.

Temiz hava, geniş bir menfez vasıtasile bina- nın çatısının üzerinden alınmaktadır. Kullanılmış hava diğer bir mahreçten ihraç edilmektedir. Kışın kullanılmış bir miktar havayı yeniden yıkadıktan sonra devir ettirerek tekrar salona sevketmek için tertibat yapılmıştır. Bu suretle, evvelce ısıtılmış olan pis havadan iktisadi bir düşünce ile istifade edilmesi düşünülmüştür.

Binanın sair müştemilâtı ayrı olarak devirli sı- cak su ile teshin edilmiştir. Holde kapıların müte- madi açılması nazarı dikkate alınmış daimi soğu- mağı telâfi edecek surette sıcak lıava ile teshin edil- miştir. Koridorlar ve cliğer müştemilâtın fena ko- kulardan müteessir olmamaları için helalar ve lava- bolarda hararet çok tenkis edilmiş ve vantilasyon mücavir koridorlardan harice ve helalara doğru sevkedilmiştir.

Teshin (7 kg/'con) tazyiki nesimeli buhar ka- zan bataryesi ile temin edilmektedir. Buhar havayı teshinde kullanılmaktadır. (Sulzer) motopompları ile sürati devri temin edilen bir mübeddil dahilin- de ısıtılan su radiyatorlarla teshini temin etmekte- dir..

Seda tertibatı: Ses noktai nazarından yapılan tertibat şayanı dikkattir. Ziya tertibatı gibi seda tertibatı çok güzel bir tarzda tatbik dilmiştir.

(22)

70 m lik bir mesafede bulunan ekrandan, fi- lim çok güzel seyredildiği gibi seda mevceleri de mükemmelen aksi sedasız olarak duyulmaktadır.

Salonda, lıangi nevi satıhların aksi seda tevlit etme hassaları olduğunu ve hangilerin teskin ettik- lerini tetkik için etütler yapılmıştır. Bu münase- betle salonun tavan projesi tadil edilerek çok yatık üstüvanevi bir münhai inşa edilmiştir. Bunu amu- den kat eden ufak üstüvanevi satıhlar tamamen kaplanmıştır. Ve üstüvanevi satıhlı tonozcuklarm üzerleri 12'""" kalınlığında amyan tabakalı bir kumaş ile kaplanmıştır. Bu kaplanmış kumaşın üze- ri mevcelere muvafık surette mücellâ bir boya ile boyanmıştır. Dıvarlar buna müşabih şekilde olarak 25"' '" kalınlığında sedayı teskin eden (madeni) bir (şilte) ile kaplanmıştır. Bu ince (minder) gürül- tüyü emmeğe tutmağa tahsis edilmiştir.

4' kalınlığında kuvvetli bir mücerrit olan (bau- roc ) 12"' '" kalnlığında lifi bir madde olan (isolbois)yi kaplamaktadır.

Ses odasının ve sahnenin arka dıvarları sada- nın buralarda aksi seda yapmamasını temin için tcrit. edilmiştir. Ayni zamanda bu bölmenin arkasın- daki vantilatörlerin gürültüsü kesilmiştir.

Elektrik ceryanının tevzii: Bütün tesisatın iş- letilmesi için 12000 kilovattık bir kudreti elektrikiye ihtiyaç hasıl olmuştur. Burada iki safhalı ceryan istimal edilmiştir. Bu tesisata yardımcı olarak da- hili ihtiraklı bir motörle müteharrik bir dinamo ve alternatör vazedilmiştir. 12000 voltluk kuvvet bir

arıza vukuunda birisinden istifade etmek için iki kablo vasıtasile verilmiştir. Elektrikin şiddeti, hüc- reler dahiline, ikişer ikişer tevzi edilmş 10 trans- formatör vasıtasile tenkis ediliyor.

200 kilovattık 6 transformatör iki safhalı olarak tabii zamanlara 75 K. W. H. lık iki transformatör sinemanın boş bulunduğu zamanlarla icap ettiği za- manda istifade için 60 K. W. H. lık iki transforma- törde (commutatrice) ile tağdiye edilerek mütemadi ceryanı temine hizmet etmektedir.

Velhasıl umumî ceryan 1430 K. W. olarak yapıl- nrş ise de bunu icabında % 50 tezyit etmek imkân- ları verilmiştir.

Umumî netice: Yukarıda bahsettiğimiz veçhile ıGaumont palace) in yeniden inşası bu nevi bina- ların tetkikine şayan olanlarmdandır. Tatbik edilen işin kıymetini göstermek için bazı rakamlar zik- redilmiştir. Temellerle beraber bütün kârgir ak- sam için 5000 ton çimento ve 2000 ton alçı, 1200 ton tuğla 3000 m-' kum ve çakıl istimal edilmiştir. Bü- tün binada 2500 ton çelik 20 ton kurşun 20 ton çinko 10 ton alüminyum kullanılmıştır. Bunlardan maada 300 ton kereste 15 ton da seda tertibatı için kumaş ve nihayet elektrik tertibatı için 30 ton sıkletinde 250. km tulünde bakır kablo istimal edilmiştir.

Bu viis'ate mukabil inşaat seri yapılmıştır. Es- ki binanın hedemi 5 haziran 1930 da başlamış ve yeni bina 15 temmuz 1931 de ikmal olunmuştur.

İnşaatta siir'atin ve muvaffakiyetin en büyük saik ve amili mimar Belloc ve bu işte çalışan mü- esseselerdir.

Mimar Zeki Sclâlı

Meslektaşlara:

(Mimar)ın nisan nüshası ayni zamanda (Sinan) nüshası olmak emelindedir. Memleke- timizin muhtelif yerlerindeki meslekdaşları- mızdan bize bu hususta yardım etmelerini rica ediyoruz:

1 — Bir Sinan abidesi veya bir Sinan tür- besi düşününüz; tasavvurunuzu kıuki halinde olsun mimara gönderiniz.

2 — Bulunduğunuz yerdeki Sinanın eseıle-

B

rinin fotoğraf veya krokilerini alınız, izahatile beraber mecmuanıza gönderiniz.

3 — Sinanın bir veya bir çok eseri hakkın- da tahlil ve tetkikleriniz varsa bize yazınız.

4 — Hazırlayacağınız yazı ve resimleri ni- hayet 5 nisana kadar adresimize gönderiniz.

Mecmuanın bu ıicasile alâkadar olmakla hem memleketimize, hem san'at ve ilim varlı- ğımıza karşı bir vazife yapmış oluruz.

MİMAR

(23)

I I

i. ^

(24)

Akademinin ellinci senesi

10 R e s i m

Memlekette yüksek san'at zevk ve terbiye- sini tesis ve inkişaf ettiren Güzel San'atlar Aka- demisi (Sanayii Nefise Mektebi Âlisi) bu sene- nin 3 m a r t ı n d a ellinci senesini tes'it ediyor.

Bu münasebetle Mimar mecmuası bütün Türk s a n ' a t k â r l a r m m feyiz aldığı bu kıymetli ocağa uzun ve memleketin taali ve tekâmülünü tesri edecek kudretli bir istikbal temenni eder.

Akademinin 50 senelik tarihçesini bir kaç staırla tesbit etmek istiyoruz. (*)

Sanayii nefise mektebinin tesisi m e r h u m ressam Hamdi Beyin himmetile oldu. O zaman^

ki Ticaret Nazırı Raif Paşa, Hamdi Beyin tesi- rile bu teşebbüsün husulünde âmil oldu, h ü k ü - met böyle bir mektebin tesisine k a r a r verdi ve Hamdi Beyi m ü d ü r nasbetti. Müze bahçesine, Çinili köşkün y a n m a yeni mektep için bir bina inşa edildi. 3 m a r t 1883 de Sanayi Nefise.mek- tebinin resmi küşadı icra olundu.

1892 de m i m a r î kısmından mezun Feyzi ve Nizamettin, bir sene sonra da heykelden İ h - san ve resimden Galip Beyler ikmali tahsil için hükümetçe Parise gönderildi. Mektep binası tevsi edildi. 1914 de mektebin h a n ı m l a r a m a h - sus bir resim ve heykel şubesi açıldı. 3 sene son- ra da mektebin o z a m a n a kadar müze m ü d ü r - lüğüne m e r b u t idaresi doğrudan doğruya m a a - rife merbut müstakil bir müdüriyet haline kondu. Ressam Halil Paşa m ü d ü r tayin edildi.

Tedrisat inkişaf etti. Ancak bu tekâmül çok sür- medi. Mektep, binasını müze işğal ettiğinden muhtelif, müsait ve gayri müsait binalara göç edip durdu. H a t t a mütareke esnasında bir a r a -

(*) Bu notlar muallim Celâl Esat Beyin akademi hakkında hazırladığı bir eserden alınmıştır.

lık tedrisat tatil de edildi. 1921 de tekrar ve kız sanayi nefise mektebile tevhiden tedrisata Ca- ğaloğlunda eski lisan mektebi binasında baş- landı. 1924 de, memlekette Cümhuriyet idare- sinin güzel s a n ' a t l a r a verdiği mevki ve e h e m m i - yet neticesi olarak Maarif Vekili m e r h u m Ne- cati Beyin himmeti ve vekâlet Sanayii nefise müdürü ressam Namık İsmail Beyin ciddî ve azimli mesaisile Güzel San'atlar Akademisi is- mini alan mektep büyük bir inkişafa m a z h a r oldu. Akademiye tahsis edilen eski meb'usan binası bir çok tadilâtla modern ve sistematik tedrisata müsait bir hale getirildi. Bugün a k a - deminin bütün şubelerindeki çalışma tarzları ile a l m a n neticeler bu müessesenin değerli el- ler t a r a f ı n d a n idare edildiğini ve aşikâr bir te- kâmüle doğru gidildiğini göstermektedir.

Mektebe tesisinden bugüne kadar giren tale- be miktarı (2091) dir. 1926 senesine kadar Sanayi Nefise Mektebi Âlisinden 145 mimar, 88 ressam, 6 heykeltraş ve 6 hakkak mezun olmuştur.

Akademinin son altı senelik faaliyetini h u - lâsa etmek için de her sene mezun olan genç.

s a n ' a t k â r l a r m bir listesini derç ediyoruz:

1927 de 5 mimar, 1 ressam, 1 heykeltraş, 3 dekoratör,

1928 de 24 mimar, 2 ressam, 1 heykeltraş, 1 dekoratör.

1929 da 11 mimar, 2 ressam, 1 heykeltraş, 1930 da 4 mimar, 2 ressam, 2 heykeltraş, 7, dekoratör.

1931 de 6 mimar, 6 ressam, 11 dekoratör.

Akademinin 50 inci senesini tesbit eden 3 m a r t bütün s a n ' a t müntesipleri için tes'it ve tebrike değer bir gündür.

(25)

MIMAR

2

3

1. Afiş ve reklâm utelyesi — 2. Mimari şubesi atölyelerinden biri — 3. Heykel- traş atelyeşi.

(26)
(27)

MİMAR

8. Bir takibe eseri — 9. ModeUij nte!- yesi — 10. 1920 senesi talebesinden bir grup.

(28)

MİİM4R 59

Kâgir Fabrika Bacaları

( Muvazeııet Vaziyetinin Muayenesi )

A k a d e m i Mukavemet ve Beton A r m e Muallimi M ü h e n d i s H a l i l

Fabrika bacalarının müvazenet vaziyetleri- nin taharrisi, kârgir istinat duvarlarının m ü v a - zenet ve m u k a v e m e t hesabatı için tatbik edilen usulün aynidir. Yalnız duvralardaki toprak da- fıası yerine bacalarda rüzgâr tesiri kaim olur.

Rüzgârın esme istikametinin ufuk ile sıfır derecelik bir zaviye teşkil ettiği farzoluncaktır.

Rüzgârın şiddeti ise bacanın bulunduğu m a - halle, tabiri diğerle e t r a f ı n d a rüzgâra hail ola- cak mebani ve saire bulunup b u l u n m a m a s ı n a ve b a c a n ı n irtifaına göre tahavvül edip beher metro m u r a b b a ı şakulî satıh üzerine a m u d e n esmek faraziyesine göre 125 kilogram ile 175 kilogram arasında tahavvül eder.

1902 tarihli Alman nizamnamesi, bacanın mihverine a m u d e n a l m a n her hangi bir m a k - tada cer gerilmeleri sıfır olmak şartile rüzgâr tazyikim (150) kilogram kabul etmektedir.

U f k a n esmek şartile bir bacaya tesir eden rüzgâr tazyıkları hasılası 'V) ile ve bacanın nazarı itibara alınan kısmının mürtesemi şaku- lisi de (f) ile ve beher metro m u r a b b a ı şakulî s a t h a isabet eden rüzgâr tazyiki da «p» ile gös- terilirse, V hasılası

V = ]>• f.

düsturile hesap olunabilir.

Burada « u» emsali bacanın m a k t a ı ufkisi- nin şekline göre değişir. «|( » emsalleri atideki cetvelde m u h a r r e r d i r .

Maktanı .şekli ıı emsali

Murabba 1.00

Miisemnıeıı 0.71

Daire O.üüT

Şekil 1, 2, 3 te görüldüğü veçhile murabba ve müsemmeni m u n t a z a m m a k t a l a r d a rüzgâr tesiri yan satıhlara a m u d e n gelmektedir. Hal- buki halkai daire m a k t a l a r ı n d a evvelkilere n a - zaran d a h a az tazyik isabet etmektedir.

Ayni bir AB müstevii, şakulisi içinde mesa- ha olunmak üzere bir «f» sathı alınsa bunlara gelen rüzgâr tazyıkları m u r a b b a ! m a k t a l a r d a

Yj = 150 x 1.00 X F = 1 5 0 X f1"2 müsemmeni m u n t a z a m m a k t a l a r d a

Y., = 150 X 1.00 X V = 150 X t'"3

halkai dairede Vs 1 5 0 x l . 0 ( ) X F löOXf, n'2

miktarında bulunurlar.

İşbu muhtelif şekillerden en ziyade m ü s t a - mel olanları halkai daire şeklinde bulunanla- rıdır. Zira en az rüzgâr t u t a n bu nevi bacalar- dır. Son z a m a n l a r d a İstanbulda Zeytinburnu ve Kartaldaki çimento fabrikalarının bacaları bu şekilde inşa edilmişlerdir. Murabbaı maktalılara gelince pek müstamel değildir. Zira halkai da- ire şeklinde bulunanlara n a z a r a n daha ziyade

(29)

k'UVırf t t'n /*7*kta.u

TZ.tb!k j haktan

rüzgâr tutarlar. Eskiden bu nevi bacalardan İs- tanbulda yapılmış olanlara tesadüf edilmekte- dir, Tersanede olduğu gibi. Bacaların m a k t a ı

şakulileri şekil 4 te görüldüğü üzere dahilde muhtelif t a b a k a t ı ufkiye hizasında yukardan aşağıya doğru tahavvlil ve tezayüt etmek üzere

(30)

giderler. B u n d a n dolayı kalınlıkların değiştiği her t a b a k a d a mukavemetlerinin muayenesi lâzım gelir. Muhtelif tabakalarla teşekkül eden aksamın her birinin vezinlerinin tatbik edildiği kendi merkezi sikletleri dahi bacanın mihveri üzerindedirler. Ve bu muhtelif kısımlara teşn- eden rüzgâr tazyıkları dahi bunların mürtesemi şakulide teşkil eyledikleri şibihmünharifleıin merkezi sikletlerine icrayı tesir ederler.

Böyle bir bacanın müvazenet hesabatının icrası, tarzı ati üzere cereyan eder.

(Şekil 4) bacayı I-I, II-II, III-III, IV-IV gibi muhtelif t a b a k a t a ayırdığımızı farzedelim. Bi- rinci t a b a k a n ı n üstünde kalan baca kısmının ve: ni(f; 1)olsun. I I - I I tabakasının üstünde kalan iki p a r ç a n ı n vezinlei ayrı ayrı g g„ ile gösteri- lirse bunların mecmuu da Q„ == g^ ] g2 olsun.

I I I - I I I tabakasının üstünde kalan üç parça- nın ayrı ayrı vezinleri g g,_ jle gösterilirse bunların mecmuu da(G:> olsun.G3 = g'4 + &>

Velhasıl IV-IV tabakasının üstünde kalan dört p a r ç a için de G4 = fîj -j- !>'•_> + şiV, + Sı münasebetini yazalım.

Bacanın temel kısmının vezni d a h i g. ile gösterilsin.

Diğer chietten I - I tabakasının üstünde ka- lan baca kısmının merkezi sıkletine icrayı tesir eden rüzgâr tazyikleri hasılası da ( \ \ ) olsun.

Ve kezalik (II-II) tabakasının üstünde kalan baca kısmının merkezi sıkletine tesir eden rüz- gâr tazyikleri hasılası da ( \'„ ) olsun.

Velhasıl III-III, IV-IV tabakalarının ü s t ü n - de kalan p a r ç a l a r a gelen rüzgâr tazyikleri h a - sılası da ( V3 ), | V4 ) olsunlar.

Şimdi m ü n a s i p bir kuvvet mikyası intihap edip vezinler ile rüzgâr tazyıklarına ait olmak üzere bir mudallaı kuva çizelim. Ve sıra ile ev- velâ (\T! ) ile ( G i ) i ve (V2 ) ile ( C2) yi ve (V3 ) ile (G„ ) ü velhasıl (V4) ile (G4 ) ü terkip edip I',, R2, R3, R4 hasılalarını bulalım. İşbu hasılalar dahi I-I, II-II, III-III, IV1IV m a k t a müstevilerini t[, t.,, t3, t4 n o k t a l a r ı n d a katederler.

Bu suretle b u l u n a n t(, t.,, r3, t4. noktaları bir h a t t ı m ü t e m a d i ile vasledilirse bacaya ait olmak üzere (hattı tazyik) bulunmuş olıır.

İmdi muhtelif kısımlara ait olmak üzere hesap edilen rüzgâr tazyikleri hasılaları, o kı- sımların vezinlerine n a z a r a n hayli küçük olduk- larından rüzgâr tazyikleri muayyen ve meselâ sekiz ve y a h u t on defa büyültülerek ona göre ...tj. t:;, noktalarını bulmak muvafık olur. Ve bu suretle de h a t t ı tazyik mübalâğalı bir surette gösterlimiş olur.

Büyültme nisbetini sureti umumiyede (n) ile gösterelim.

Bu sonuncu usulü tersimde ise ...t,, t., n o k t a - larının hakikî mevkilerini bulabilmek için bu suretle elde edilen noktaların baca mihverine olan mesafelerini tabiati ile (n) adedine taksim etmek icap eder.

t,, t,... noktalarının m a k t a l a r dahilindeki ha- kikî mevkilerinin bulunduğunu farzedelim.

Bu m a k t a l a r ı n en hariç noktalarında h u - sule gelen dahilî kuvvetleri bulabilmek için yine

inin P_ . mas ~ V — W düsturunu kullanacağız.

Malûm olduğu üzere bu düsturda «P» m a k - t a m ı n üstünde kalan baca kısmının veznini ve

«F» dahi nazarı itibara a l m a n m a k t a ı n dolu olan kısmının santimetro murabbaı cinsinden miktarını ve ( Jff ) dahi P kuvvetinin, m a k t a m merkez sikletine n a z a r a n müvazenet anını ki- logram santimetre cinsinden gösterdiği gibi (W) dahi x-x mihveri b i t a r a f ı n a n a z a r a n ayni m a k t a m mukavemet anını gösterir.

Kuvvetin nazarı itibara a l m a n m a k t a dahi- lindeki noktai tatbikinin, merkezi sıklete olan mesafesi (a) ile gösterilirse Q]J = P.a olup bu takdirde azamî ve asgarî dahilî kuvvetleri veren düstur

max V l'.a

n « c = — + — 7 şekline girer, m in f — W

a P , P. a

azamî dahilî kuvvet = m ax = ~jr~ +

<r . P P. a L.

asgarî dahilî kuvvet - ltlın -p ^ r tır.

B u n l a r d a n misalimizde %) a x dahilî kuvvet- leri, P haricî kuvvetinin bulunduğu m ı n t a k a y a yakın olan (n) noktasına ve "min dahi (m) noktasına ait bulunmaktadır.

(31)

a . V 1'. a Sonuncu muadele bulunan mm = \\şT

P P. « , , x

muadelsinde eğer - (<. > - ^ 7 olursa (m) nok- tasındaki dahilî kuvvetler menfî ve tabiri di- ğerle (cer gerilmesi) olurlar.

Bu cer gerilmelerinin ise m ü m k ü n mertebe zuhura gelmemesine çalışmak lâzımdır. B u n d a n dolayı k e n a r l a r d a husule gelecek dahilî kuv- vetlerin nihayet sıfır olmasına müsaade edilir.

Ve binnetice kuvvetin noktai tatbiki dahi (m-n) h a t t ı üzerinde ancak muayyen bir vaziyet ala- bilir. Bu sonuncu halde kuvvetin noktai tatbiki ile merkezi sıklet arasındaki mesafe (e) ile gös-

(t . P F. e .

terilirse l,1,n — —p \ v F: = 0 v e ü l l l'a d a n d a

Wv

e = —p— bulunur ki (mıntakaı merkeziye) ye ait bir noktadır.

Baca m a k t a m ı n halkai daire olması halin- da bu noktaların heyeti umumiyesi yine bir da-

ire teşkil ederler. . -ı . 4

F i l v a k i h a l k a i d a i r e l ı a l m d e w> — * < » - d >

3'2 X maktam xx mihverine nazaran mukavemet anı

. 2 - 2

, 1, • n ı l)-d ) i?! 1 1 - 1 olup I< ise l( olduğundan

. 1 „4

71 ( 1) - J ^ •> ,

_ w , 32 x I) = iV+d

C I' . 2 . 2 8 X 1 )

71 r D-d 4 b u l u n u r . Ş e k i l (i.

Görülüyor ki (e) mesafesi yalnız D ile d ye tabidirler. Kuvveti taşıyan (m-n) h a t t ı m a k t a dahilinde vaziyetini değiştirdikçe kuvvetin, ba-

2 - 2

ca mihverine olan mesafesi l) + d ise keııar-

l) X 8

lardan birinde dahilî kuvvet sıfırdır. Mahalli hendesî ise bir dairedir. Kuvvet bu dairenin muhiti üzerinde bulundukça mukabil n o k t a d a dahilî kuvvet sıfırdır. Kuvvetin bulunduğu ci- hette ise dahilî kuvvet azamîdir.

Kuvvet mevzuu bahis dairenin dahiline dü- şerse m a k t a m h u d u d u n d a her noktada tazyik kuvvetleri vardır. Şekil 6.

Yüksek bacalarda rüzgâr estiği esnada en hariç noktalarda çıkabilecek olan dahilî kuv- vetlerden cer gerilmeleri için

"nıiıı = 1,3 ( 1 + 0 . 0 1 X H ) cm, miktarını ve tazyik gerilmeleri için de

°max = ö ( 1 + 0,03 X H ) H cm, miktarını azamî olarak kabul ederler.

Bu düsturlarda (H) miktarı bacanın zemini tabiî üzerinde kalan ve rüzgâra maruz bulunan kısmının metro cinsinden irtifaım gösterir.

Mesel;! II 30.00 olsa

nıiıı 1,3 (1 + 0.01 X 3 0 . 0 0 ) = 1 , 3 ( 1 + 0,3) ==

1,3 X 1.3 = I .IV.) M cm, cer ger Imcsi ve o

1110 \ = 5 ( 1 4 - 0.113 X 30.(10) = 5 (I + 0 . 1 0 = 9 , 5 M/cm, tazyik gerilmesi şayanı kabul olabilir.

Belediyelere:

Mimar mecmuası memleketin bütün imar faaliyetini alâka ile takip etmek ve bunu muntazaman neşretmek arzusunda olduğundan mıntakanız dahilinde mimariyi ve şehirciliği

alâkadar edecek bilûmum münakaşaları, proje müsabakalrını, inşaat faaliyet ve haberlerini bilâ bedel neşr ve ilân olunmak üzere mecmua müdürlüğüne göndermeniz rica olunur.

(32)

B e y n e l m i l e l R e s i m l i H a v a d i s l e r

1. Villâ- Kolifornia • Mimar Cedric Gibborıs — 2. Villâ - Adana - Mimar Scmilı Riis t an — 3. İdarehane - Kopenhag • Mimar IS. Ilthveg - Moller — 4. Telefon binası • San Fransisko - Mimar J. R. Miller ve

—, ^mim Pfbıeger — 5. Krematoryum - lluelsingborg -

^B^SBHBBI^S'^^ Miınar Ragııar 'Östbeıg — 6. Maliliye abidesi Kicl (Almanya) Mimar C. A. Mıııı/.er.

(33)

H

Bizde

Zonguldak imar haritası — Zonguldak şehri imar ve h u d u t haritasını yapmıya talip olanlar m a r t ı n ilk h a f t a s ı zarfında Ankara, İstanbul ve Zonguldak belediyelerine m ü r a c a a t ederek bu hususta tanzim edilen şartnameyi alabilirler.

İskele projesi — Zonguldakta yaptırılacak beton a r m e iskelenin proje ve keşiflerinin ihzarına ait tanzim edilen ş a r t n a m e ile iskele mahallini ve civarını gösteren plân Ankara ve İstanbul Belediye reisliklerine gönderilmiştir.

Talip olan a l â k a d a r l a r mezkûr belediyelerden temin edebilirler.

Bitliste un fabrikası — Bitliste şelâlelerden istifade ederek yapılması kararlaştırıaln un fabrikası ve elektrik tesisatı projelerinin t a n - zimi için bir mütehassıs a r a n m a k t a d ı r .

G. S. birliği mimarî şubesi — 932 kongresin- de intihap olunan yeni heyeti idare (Reis, A.

Biirhanettin, vekil, Sıırı Arif, kâtip Erip, aza:

Arif Hikmet, Sedat Hakkı, Faruk Galip). P a - zartesi günleri içtihıa etmekte ve halk evlerile birliğin vaziyeti h a k k ı n d a müzakerede bulun- maktadır. Birlikten geçen seneye n a z a r a n d a h a ziyade faal ve m ü f i t icraat temenni ediyoruz.

Tesisat ve tadidlât müııakasası — Bal- talimanında, d a r ü l f ü n u n deniz h a y v a n a t ı şubesinde yaptırılacak fennî tesisat, tadilât ka- palı zarf usulile 10 m a r t 1932 tarihine k a d a r m ü n a k a ş a y a konmuştur. İhalesi İ s t a n - bul Evkaf idare encümeninde yapılacaktır. Pro- je ve ş a r t n a m e Evkaf miidiriyetinden temin edilmektedir.

Su tesisatı müııakasası — Tire kazası, su tesisatının ihalesi, evvelki ş a r t n a m e n i n tadilin- den sonra, yeniden 16/3/932 tarihine kadar m ü n a k a ş a y a konmuştur. 25 lira mukabilinde, proje ve ş a r t n a m e l e r Tire belediyesinden temin edilmektedir.

Başka memleketlerde (D. B. Z. 1-6. 1932) Vaşingtonda yeııi ticaret sarayı — Vaşing- tonda h ü k ü m e t mahallesinde 5 milyon dolar sarfile vücude getirilen ticaret sarayının inşası ikmal edilmiştir. Bu muazzam bina 330 metro uzunluğunda ve 200 metro genişliğinde olup 12 katlıdır ve 3000 iş odasını havi olduğundan d ü n y a n ı n en büyük h ü k ü m e t binası sayılmak- tadır.

Madritte bir kadın hapisanesi — Mimar Manuel Sainz de Vicuna'nın projesi mucibince Madrit civarında en modern ve en sıhhî esas- lara tevfikan inşa edilmekte olan bu bina 8300 metro m u ı a b b a ı bir s a h a işgal etmektedir. An- cak 160 m a h p u s u n yer bulabileceği bu yeni h a - pisanenin inşası için 2 milyon Peseta tahsis olunmuş, her höcerede kalorifer, tuvalet m a - halli, yemek ve kabul odaları düşünülmüştür.

Viyanada büyük bir kilise — Viyana civa- rında m i m a r Hans Prutscher t a r a f ı n d a n çelik ve beton iskeletti modern bir kilise inşa edil- mektedir. Bu binanın alt büyük salonu 2500 kişi istiap edeceği gibi yanlarda hususî bir takım salonları da ihtiva etmektedir. Bu yeni; kilisenin inşasında bazı hususiyetler düşünülmüştür. Ze- min altara doğru meyilli yapılmış, ibadet sıra- larının altı kaloriferle teshin edilebilir tarzda yapılmış, pencereler ibadet edenlerin göremi- yeceği şekilde f a k a t büyük ve aydınlık ola- rak inşa edilmiştir. 70 metro yüksekliğindeki kuleye çan konulmıyacak, demir ve bronz çu- buklarla temin edilecek sesler radyo ile kulenin tepesine nakledilecek ve oradan megafonlarla e t r a f a dağıtılacaktır.

Dünyanın en büyük tüneli — Cenubî Ame- rikada Şili ile A r j a n t i n arasında And dağlarının altından geçmek üzere 45 kilometro uzunluğun- da bir tünel inşası kararlaştırılmıştır. 5 senede ikmal edilebilecek olan bu inşaata 2 milyar İs- viçre f r a n g ı sarfedilecektir.

Taymis nehri altında bir tünel — L o n d ı a - dan 27 kilometro aşağıda Taymis nehri altından geçerek iki sahilin seyrü seferini temin edecek olan bir tünelin inşası için kanunî müsaade alınmıştır. Bu tünelin üstü ileride alçaltılması düşünülen nehrin en az su seviyesinden 17 m e t - ro aşağıda inşa olunacaktır. Tünelin genişliği 6 metro, yüksekliği de iki katlı ominbosların geçebileceği kadardır. Yapı masarifi olarak 3 milyon İngiliz lirası kabul edilmiştir.

Prağda beynelmilel inşaat kongresi — P ı a ğ - da bu sene 4-11 eylülde modern yapı tekniği ve muhtelif inşa usulleri hakkında beynelmilel bir kongre hazırlanmaktadır.

Moskovada yeni bir tiyatro binası — Mos- kovada m i m a r Meyerhold t a r a f ı n d a n 2000 se- yirci almak üzere yeni bir tiyatro binası inşa edilmektedir. Dekorasyon olarak sırf ışık tesiri nazarı itibara alınacaktır. Yeni tiyatro 1933 se- nesi son b a h a r ı n a yetişecektir.

İ m t i y a z s a h i b i ; Mimar A. Ziya — Neşriyat m ü d ü r ü : Mimar Abldlıı Matbaacılık ve Neşriyat Türk Aııoıılm şirketi İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

1 — Sür'atli nakil- vasıtalarile mesafe ve uzaklık mefhumunu ortadan kaldırmağa çalışmak. 2 — Kirası ucuz ve konforlu evler inşa ederek hal- kın buralara rağbetini

MİMAR serbest tiyatro ve basit oyunlar için sahne, ön cihetinde oyun avlusuna karşı ultraviyole şuaatı için camla mücehhez güneş banyosu vardır. Bu- rada dairevi

Ancak bu bina- lar bugün için lâzım ve belki yarın için de daha lüzumlu ola- cağından garaj yapıları tekniği, kat garajlarının esaslarını, karşılaşılacak

Bu şekil inşaat için müsaitte olsa sinema sa- lonu için iyi değildir.. Zira salonda,topluluk hissini

Sinan asarının kıymeti hakikiyesini görmek için bu eserlerden evvelki Bayazıt camii devri, ve son- raki Sultan Ahmet camii, Yeni cami zamanlarının birbirile irtibatı

H 0 : Kendi işinde çalışma yıllarına göre 1-5 yıl, 6-15 yıl ve 20 yıldan fazla çalışanların iş aile çatışmalarının enerji alt boyutu açısından aralarında

Objective: The aim of this study is to identify the rectovaginal GBS colonization rate in pregnant women in our hospital and to evaluate the outcome of culture

20 yıl önce öldürülen gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet, babasının katillerine seslendi: Siz eski yaşamların üzerine yepyeni