• Sonuç bulunamadı

A R K I T E KT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK T U R İ ZM D E R G İ Sİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A R K I T E KT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK T U R İ ZM D E R G İ Sİ"

Copied!
48
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A R K I T E K T

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K T U R İ Z M D E R G İ S İ

1 — 1978

369

YIL — XLVIII İ S T A N B U L

Fiyatı: 30 TL.

T. iş Bankası G. Müdürlüğü — Ankara

(2)

lâkFİsfiaS

kseasa'îa kaplatınız

• M S A R R D F T U I I

Dünyanın en ileri sistemiyle (Saint - Gobain TEL Prosedesi) yurdumuzda üretilen İzocam, konut çatılarından sınaî yapılara kadar kullanıldığı her alanda olağanüstü tasarruf sağlar.

İzocam kullanıldığı takdirde daha küçük satıhlı kalorifer kazanı, daha az sayıda radyatör dilimi, daha küçük boyutlarda pompa ve boru yeterli olur. Bu suretle yapının inşaat masrafı azalır.

Ayrıca İzocam için ödenecek fark 1-2 yılda kendisini öder. îzocamın her türlü çatıda ve

• • O kalorifer tesisatında kullanılmasıyla gittikçe pahalılaşan yakıt sarfiyatı azalır ve bir türlü ısınmayan en üst katlar kolaylıkla ısınır, size de

" SAĞOLASIN İZOCAM" dedirtir.

İzacamla korunan yapı sağlıklı, ekonomik ve komşu anlaşmazlıklarına yer bırakmayan bir yapı olur.

Bütün ısı ve gürültü problemlerinizde bizi hatırlayınız.

Kesin tecrit,büyük tasarruf, tam konfor.

TEKNİK DANIŞMA BÜROLARIMIZ ÜCRETSİZ EMRİNİZDEDİR.

İstanbul Ankara İzmir Bursa Trabzon Adana 435050 295790 134859 12470 2398 22 980

(5 hat) 29 65 17

Data - 298/1

(3)

KALORİFER

TESİSATLARIMDA imyıijo

SİRKÜLASYON POMPALARI

-TAMAMEN SESSİZ ÇALIŞIR.

-YAĞLAMA»eBAKIMI GEREKMEZ.

-BİR YIL GARANTİLİDİR.

İMALAT GENEL DAĞITICI

SİMTEL TİCARET ve SANAYİ A.Ş. DASA DAĞITIM VE SATIŞ A.Ş.

(4)

DIŞ CEPHE KÂPIAMA

BOmiARlNDA DA

< 8 s

GÜÇLÜDÜR

ÇBS Akrolit... İşte ÇBS'nir yapıların daha dayanıklı olmasını sağlamak, onları kışın karından, baharın yağmurundan, yazın sıcağından ve sonbaharır rüzgarından korunmak için üstür güçlerle donattığı ve görevlendirdiği boya..

Eğer bir yapı ÇBS Akrolit'le donanmış ve güçlenmişse artık o yıllarca

en güzel, en sağl niteliğini gururla taşıyacaktır..

Evini ÇBS Akrolit'le takviye eden

herkes

yıllarca hep aynı sözü söyleyecektir evine her bakışta. "ÇBS Akrolit" diyecektir

"tam aradığım boya"

her cins boyada t

ÇBS BOYA-KİMYA SANAYİİ v 'O TİCARETİ A.Ş.

Karaköy, Kardeşim Sok.

' No. 44/3 İstanbul

\ Telefon : 43 49 55

İlâncılık - 9946/3 ARK

(5)

Borusanın

Yaratıcı

gücünüze

katkısı l

Gelişen Türk Sanayiine Borusan'm katkısı her alanı dolduruyor. Otomotiv, tekstil, ev aletleri ve ambalaj sanayiinde, inşaatın her dalında Borusan mamulleri en geniş tatbik kolaylıkları sağladı.

Başlıca çeşitlerimiz :

• Su ve gaz boruları

• Sanayi boruları (Mobilya v.

borusu)

• Profil borular

• Kalın etli profiller

• Pencere profilleri

• Paslanmaz çelik borular Ambalaj çemberi DKP bant . ^mmmm v mııuaıaj ^cnıucı l

• DKP bant

l±! Lr I 1±. borusan

Gelecek Sanayiin rehberi Reklâm Moran 290/4 ARK

(6)

A N A H T A R T E S L İ M İ K O M P L E T E S İ S Y A P M A K

<•> 200'ü Aşkın Yüksek Mühendis Ve Mühendis.

250'yiAşkın Beyaz Yakalı Uzman ve Personel.

2000'i Aşkın Teknisyen ve İşçi Kadrosu.

<•> 21 Senelik İmalat, Tesis Kurma Tecrübesi.

<•> Cihaz ve Kompakt Ünitelerin Yapıldığı 3 Büyük Fabrika.

ARK. — 5

(7)

ARKİTEKT

m i m a r I k , ş e h i r c i l i k , T u r i z m d e r g i s i

yayınlayan : d r . z e k i s. s a y â r

m i m a r İ D G S A 1978 yıl: XLVIII cild: 47

Dilek Matbaası Tel: 26 63 78 İ S T A N B U L

(8)

L ' A R C H I T E C T E T H E A R C H I T E C T p e r i o d i q u e d ' a r c h i t e c t u r e

d ' u r b a n i s m e e t d e t o u r i s m e

PeriodicaJ Publication On Architecture T o w n P l a n n i n g a n d t o u r i s m İ ç i n d e k i l e r :

No. 369 — 1 — 1978 Cild — 47

• Önemli (haberler 3 • T. İş Bankası A.Ş. Genel Müdürllük ıbinası, (Ankara) mimarları: A. BÖKE Münih T.H. mimar - 'M. Yılmaz SARGIN Mimar İ.T.Ü. 4 • «Kaybettiğimiz değerler» Prof. Mimar Mahmut BİLEN 8 • Karafaöy kat otoparkı, Koksal ANADOL Mimar İ.D.G.SJA. - E. ARİOĞLU Mü'h. İ.T.Ü. 9 • Çamlıca'da Yapı Merkezi 'büro 'binası Koksal ANADOL Mimar İ.D.G.SJA. - E. ARİOĞLU Müh. İ.T.Ü. 12 • Doğa, in- san ve ağaç 15 • iMimar Kemalettin ve Dördüncü Vakıf han (ölümünün 50. yılı münasebetiIe) yazan: Prof.

H.K. SÖYLEMEZOĞLU 17 O Ev içi yaşantısında esıek plân düzenlenmesi, E. AYDIN Mimar İ.D.G.S.A.

21 Q Onlbin yıllık tarihe sahip ülke: Türkiye, yazan: Anne Turner Bruno, çeviren: Mimar E. MENTEŞE 24 • MosJkova onmanpark kuşağı, halk dinlenme tesisleri, çeviren: Abdurrabman TAKİ Y. Müh. 28 • Kıyı'da bir restoran - diskotek projesi (öğrenci çalışması) 34 C Bitoliografya 36 • Piyasa fiyat cetveli 38.

C o n t e n t s :

• important News 3 • The General Head Office Bıildimg of İş Bank in An'kara, A. BÖKE Arch. MüniCh T.H.

- M. Yılmaz SARGIN Arch. İ.T.Ü. 4 • Obituary (Prof. Aroh. Mahmut BİLEN) 8 • The muiti-storey car-par- kings building at Karaköy/lstanbul, K. ANADOL Arch. İ.D.G.S,A. -E. ARİOĞLU, Arch. İ.T.Ü. S • T-he office Building of «Construction Center» at Çamlıca, K. ANADOL Arch. İ.D.G.S.A. - E. ARİOĞLU Arch. İ.T.Ü. 12 • Nature, hu man being and tree 15 n The IV th. office Building for the Turkisih reliıgion endovvment by Arştı.

Kemalettin (on the occasion of the 50 th. anniversary of 'his death), by Prof. Ardh. K. SÖYLEMEZOĞLU 17

• Flexiıbility in space organizations for habitations, E. AYDIN Aroh. İ.D.G.S.A. 21 • Turkey vvith a past of ten thousand years, by: Anne Turner BRUNO, Transl. by. E. MENTEŞE Arch. 24 O A forest ring and pu'b- lic recreation accomodation in Moscow, transl. by A. TAKİ İng. 28 • A student project for a restaurant and disco at the sea - side residential area 34 • Bibliography 36.

S o m m a i r e :

• Nouvelles importantes 3 • Direction generale de !e «İş ıBanque» â Ankara, A. BÖKE Ardı. Münich T.H.

- M. Yılmaz SARGIN Aroh. İ.T.Ü. 4 • Le deces du Prof. Arch. Mahmut BİLEN 8 • Garage-otoparc â eta- ges, Karaköy İstanbul, K. ANADOL Arch. İ.D.G.S.A. E. ARİOĞLU Arch. İ.T.Ü. 9 • Office et bâtiment du Centre de construction â Çamlıca/İstanbul, K. ANADOL İ.D.G.S.A. - E. ARİOĞLU Aroh. İ.T.Ü. 12 • La nature, l'homıme et l'arbre 15 • A propos de la cintjuantieme anniversaire du deces de l'arohitecte Ke- malettin, Ecrit par le Prof. K. SÖYLEMEZOĞLU Arch. 17 • L'arrangement du plan flexfble dans l'espace de Phalbitation, E. AYDIN Arch. İ.D.G.S.A. 21 • Turquie, Pays ayant une 'histoire de.dix mille ans, Ecrit par Anne Turner BRUNO, traduit par E. MENTEŞE, Arch. 24 • Zöne recreative et föret - parcs pour le putolic â Moscovv, traduit par A. TAKİ İng. 28 • Un projet de restaurant - discote que aux bords de la mer (travail d'Ğtudiant) 34 • Bibiiograpfhie 36.

No. 369 — 1 — 1978 Volume — 47

No. 369 — 1 — 1978 Volume — 47

Arkiteki'in Satıldığı Kitabevleri: Y a p r a k K i t a b e v i

Atatürk Bulvarı No: 127 Ankara A. C. C. K i t a b e v i Tünel Meydanı No: 1 Beyoğlu

(9)

ARKİTEKT

Her üç ayda bir yayınlanır.

Adres: Anadolu Han 33 — İstanbul Tel: 22 13 07 Kuruluşu 1931 Cilt : 47 Sayı: 389

Sahibi ve sorumlu yayın müdürü:

Dr. Z e k i S. S a y â r Mimar D.G.S.A.

Sekreter:

Keti Ç a p a n o ğ l u M u h a b i r l e r i :

B. Aimanya : Engin A Y D I N - Mimar D.

G.S.A./BDB. - U.S.A. Ahmet V. A L Pİ Mimar İ.T.Ü. - Fransa: Halûk T O G A Yİ Mimar D.G.S.A. - İsveç: Ali Ş E N E Rj Mimar D.G.S.A. isviçre: Seyfi S O N A D.

Mimar D.G.S.A. - Kıbrıs : Behzat A.!

B E Y L İ - Mimar İ.T.Ü. R. I. B. - MRTPI - İtalya : Dr. Baran Ç A Ğ A - Mimar Yunanistan: Sava Ç i L E N İ S - Mimar İ.T.Ü./M.M.F.

A b o n e ş a r t l a r ı : Yıllık Şahıs için 150.— TL.

Öğrenci » 125.— TL.

Yabancı memleketler » 200.— TL.

Bu sayı : 40.— TL.

İlân tarifemiz istek üzerine gönderilir.

Yazı. foto. resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta ile gönde- rilmelidir. Basılmayan yazılar iade edilir.

Adreslerini değiştiren abonelerin en geç bir ay içinde bize haber vermeleri lâzım- dır. Aksi takdirde kaybolan dergilerden idaremiz sorumlu değildir.

Subscription rates:

Annual subscription 10.00$

Single copy 2.50$.

Ali subscriptions. letters, photos, articles j advertisements tec. Should be addressed.

To: A R K İ T E K T

Anadolu Han No. 33 Eminönü/İSTANBUL TURKEY Abonnements pour l'ötranger 1 an 10.00 Ş Prıx ue ce numero 2.50$ I Pouı :out payement et demande des ren- seignements, alnsl que pour tout envoi des docuınents, tels que photos, artic- les. annonces, bibliogıaphie â inserer s'adresser â la Direction A R K İ T E K T . Anadolu Han No. 33 Eminönü İstanbul —

TUROUİE

EUROPA NOSTRA

AVRUPA'NIN MİMARİ VE DOĞAL MİRASININ KORUNMASI 1978 YILI ÖDÜLLERİ DAĞITILIYOR

Europa Nostra, Avrupa'nın kültürel ve doğal mirasını korumayı ve çevreyi geliş tirmeyi amaçlayan ulusal kuruluşların oluşturduğu uluslararası bir federasyon dur. Avusturya, Belçika, İngiltere, Dani marka, Finlandiya, Fransa, Federal Alman ya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksem burg, Malta, Hollanda, Norveç, Portekiz İspanya, isveç, İsviçre ve Türkiye'de ay nı amaçlarla çalışan kuruluşları kapsayan Federasyon 1963 yılında kurulmuştur. Fe derasyona bağlı ulusal kuruluşların top lam üye sayısı bir milyonun üzerindedir EUROPA NOSTRA'nın başlıca işlevleri şun lar:

— Avrupa halklarının ortak sanat, mi marlık ve doğal mirasları ile övünç duy gularını canlandırmak,

— Bu değerleri yıpratmaya yönelik tehlikelere ilgiyi çekmek ve bunları ko- rumak için Avrupalıları eyleme çağırmak,

— Çağdaş kentsel standartları des- teklemek,

— Bu amaçlar için çalışan tüm ku- ruluş vs yönetimlerle işbirliği yapmak,

— Plânlama ve koruma konularında ayrıntılı çalışmaları üzerine almak,

— Konferanslar, yayınlar, sergiler ve filmler aracılığıyla bu konudaki ilgiyi can- lı tutmak,

— Avrupa Konseyi'ne, hükümetlere ve yerel yönetimlere bu konudaki görüş- lerini iletmek,

— EUROPA NOSTRA'nın kurduğu Tarihsel Kentler Forumu'nun koruyuculu ğunda seminerler, konferanslar ve geziler düzenleyerek bu kentler arasındaki ilişki- yi sıklaştırmak ve geliştirmek.

EUROPA NOSTRA ÖDÜLLERİ VE KATILMA KOŞULLARI

Europa Nostra, Avrupa'nın mimarî ve doğal mirasının korunması ve geliştiril- mesi konularında yapılan çalışmalar ve

yapıtlar arasından seçeceği 5 projeye ma- dalya, 50 projeye de diploma verecektir.

1978 yılından başlamak üzere her yıl tek- rarlanacak olan bu ödüller, uluslararası düzeyde yayımlanarak tanıtılacak ve Fe- derasyon'un yıllık konferanslarında dağıtı- lacaktır.

Aşağıdaki kategorilerden herhangi bi- ri ile ilişkili olarak yapılan çalışmalar EU- ROPA NOSTRA ödülleri için önerilebilir- ler:

— Eski yapıların restorasyonu, (Yapı- nın restorasyondan önceki ve sonraki du- rumu fotoğraflarla gösterilmelidir)

— Tarihi bir sitte, çevresine uyum gösterecek biçimde yapılan yeni yapılar,

— Doğal bir sitte, çevreye uyum gös- teren doğayı bozmayan yeni yapılar,

— Eski yapıların yeni kullanışlara uyarlanması,

— Çevrenin ilgi çekiciliğine ve nite- liklerine katkıda bulunan modern yapılar,

— Eski yörelerde, yapının bütünlü- ğündeki karakterine gereken önemi vere- rek yapılan yeni dükkân cepheleri,

— Çevrenin, niteliklerini bozan ya- bancı unsurlardan (reklâmlar, teller gibi) arındırılması, (Önceki ve sonraki durum fotoğraflala belirtilmelidir)

— Yapıların, alanların, köprülerin, parkların ve benzeri kentsel öğelerin ge- ce görünümü ilginçleştiren ışıklandırma,

— Eski şehirlerde ve doğal güzellik- lerin içinde düşürülerek yerleştirilmiş oto- parklar,

— Düzenlenmiş yaya yolları (Eski ve düzenlenmiş hali fotoğraflarla gösterilme- lidir)

— Eski yerleşmelerde kentsel peyzaj,

— Kentsel görünümü geliştiren renk ve boya kullanımı,

— Doğal güzellikleri büyük ve kont- rolsuz gelişimlere karşı koruma.

Yarışmaya, yerel yönetimler, koruma kuruluşları, mimarlar, t

(Devamı 16. Sayfada)

(10)
(11)

Türkiye iş Bankası Genel Müdürlük yapısı, bankanın 'muhtelif binalarda dağı- nık olan üst idare kademesinin tek bina- da toplanması gayesi ile inşaa edilmiş- Ankara, Atatürk Bulvarı, Kennedy ve Tunus Caddelerinin sınırladığı 6400 m2

lik arsa üzerinde 29 katlı olarak inşaa edilen yapının projeleri Y. Mimar Ayhan Böke ve Y. Mimar Yılmaz Sargın tarafın- dan hazırlanmıştır. 3 Bloktan oluşan bi- nanın toplam inşaat alanı 27.500 m2, dir.

Ankara'nın sert iklimi ve etkin Batı güneşi içe dikkate alınarak İçe dönük, kapalı bir yapı plânlanmıştır. İçten cam yünü ile izole edilmiş olan brüt beton satıhlar, dışa sürülen Silan esaslı şeffaf bir koruyucu ile bitirilmiştir.

A B L O K

Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan 3 'kat ve 3 bodrumlu Genel Müdürlük blc- kunda üst idare 'kademesi ile ilgili büro ve toplantı salonları, Atatürk sergisi, şe- ref holleri, projeksiyon imkânlı 220 klişi- lik konferans salonu yer almaktadır.

B B L O K

Kennedy Caddesinden girilen, Seksi- yon MüdürlüMertmin yer aldığı bu blok Türkiye İş Bankası Genel Müdürlük bina- sına, zeminden 91.00 mt. ile Ankara'nın en yüksek yapısı niteliğini kazandırmak- tadır.

Zemin üzerindeki 26 katın son iki ka- tı Teknik Servislere ayrılmış, 23. kat ise Özel Resepsiyonlar için yemek imkânlı Kokteyl Salonu halinde - düzenlenmiştir.

Bu bloğun yer altında Temelleri -16.60 mt.

ye inen 3 bodrum katlarında ise periyo- dik sergi salonu, arşiv 40 haricî hatlı 300 abonelik Telefon santralı ve teknik servis- ler bulunmaktadır. 18 kişilik 4 adet yük- sek hızlı (3.5 m/sn) asansör zeminden 24. kattaiki Özel Davet Salonuna 25 sn. de ulaşımı sağlamaktadır.

Yüksek blok özellikle yanmaz malze- me ile inşa edilmiş olup, iyonizasyon esasına göre çalışan ısı ve duman dedek- törleri binanın herhangi bir noktasında çıkan yangını anında ışık ve ses sinyal- leri ile haber vermektedir. Yapı ana mer- divenlerine ilâveten yüksek blokta çelik bir yangın merdiveni mevcuttur.

1 — ana merdiven 2 — müdür odası

3 — 220 kişilik konferans salonundan görünüşler

(12)

C B L O K

Kennedy Caddesinden girilen bu al- çak blokta ise kiralık kasalarıyla halka hizmete açılan BAŞKENT Şubesi yanında bazı Seksiyon Müdürlükleri, en modern iş maklnaları ile donatılmış OTOMASYON Merkezi. 600 'kişilik self servis kafeterya yer almaktadır. Bu bloğun bodrum katla- rındaki 110 arabalık kapalı otopark'a Tu- nus Caddesinden başlayan bir rampa ile ulaşılmaktadır.

Yapı Büro hacımlan yüksek basınçlı klima ( i n d u c t i o n u n i t ) sis- temi ile ısıtılıp soğutulmaktadır. Kafeter- ya Konferans salonu. Banka gibi umumî hacımlarda ise alçak basınçlı klima sis- temi uygulanmıştır. Yapı alanının takriben 2000 m2, si tesisat santrallarından oluş- maktadır. Binada 2 adet 1000 KWA. Irk Trafo merkezi ile elektrik kesilmesi halin- de 3 sn. de devreye giren 2 adet 400 KWA. Iık yedek Elektrojen grubu mevcut-

ana merdiven kovasının görünüşü

umum müdür odası

(13)

d, ihale adlin,,*!, '9 7 2 T , K " " *demir. 16.000 m'. B-300 kalitesindeki Be- kaya nakledilmiştir. 0n ' " " "y" S , r" ' "J" 4° ° ° ° <°>"* »

(14)

M a h m u t M. B i l e n Prof. Mimar İ.D.G.S.A.

İstanbul Yıldız mimarlık mühendislik Aka- demisi emekli öğretim üyelerinden mimar

Mahmut Bilen 10 Şubat 1978 tarihinde vefat etmiştir.

M. Bilen'in ölümünden duyduğumuz üzün tüyü belirtirken, refikası Aliye Bilen, ağa- beyi mimar Sırrı Bilen, kızları ve damadı Turgut Alton'a taziyetlerimizi sunarız.

Mahmut Bilenin kısa biografisi:

1909'da İstanbul'da doğdu, ilk, orta ve lise eğitimini istanbul'da yaptı. 1928- 1935 İstanbul Güzel Sanatlar Akademisin- de Mimarlık tahsilini yaptı.

Aynı zamanda Cumhuriyet gazetesin- de «Karikatürist» olarak çalıştı.

1935-1937 M'imari bürolarda ve inşa- atlarda tatbikat gördü, Bandırma Halkevi binasını yaptı.

1937-1939 Millî Eğitim Bakanlığı'nın Güzel Sanatlar Akademisindeki tatbikat bürosunda Prof. Bruno Taut'un asistanlığı- nı da yaparak Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi binasının proie ve inşaatında, Atatürk Katafalkının yapımında ve diğer işlerde çalıştı.

1939-1941 Askerlik görevlini tamamla- dı. 1941-1946 Ankara Teknik Üniversitesi projelerini hazırlayan İstanbul Teknik Üni- versitesi komisyonunda ve bu arada Dr.

R. üuman Akıl ve sinir Hast. Kliniği, Ba- kırköy, İst. Adliye Sarayı Konkuru (dere- ce) İst. Üniversitesi Konkuru (Mansiyon), çeşitli apartman ve villâ proje ve inşaat- larını yaptı.

1946 İstanbul Teknik Okulunda Bina bilgisi öğretim görevine başladı.

1946-1958 İtalya, Almanya, Avusturya ve İsviçreye mesleki seyahatler, T. İş Bankası, Taksim, Şehzadebaşı. Samatya, Aksaray, Mercan Şubeleri, Yıldız Yapı Koop. ikametgâh blokları çeşitli apartman ve villâlar proje ve inşaatlarının yapımı- nı gerçekleştirdi.

1958 Prof. Ahsen Yapanar, Prof. E.

Necip Uzman, Prof. Adnan Kuruyazıcı Prof. İrfan Bayhan ile (Birleşmiş Mimar- lar Ortaklığını) kurmuşlar 1958-1966 yılına kadar beraberce bir çok bina projeleri ve uygulamaları yapmışlardır.

(15)

Yapı Sahibi

Toplam İnşaat Alanı Tek katın alanı Kat sayısı Park kapasitesi Toplam İnşaat hacmi Aks mesafeleri Temiz Kat Yüksekliği Döşeme Kalınlığı Rampa Eğimleri Rampa Genişliği Park Düzeni Sirkülâsyon bandı Genişliği Park ünite boyutları Hareketli yük Taşıyıcı malzeme Beton Beton çeliği İnşaat süresi Servise giriş

K A R A K Ö Y — K A T O T O P A R K I ( * ) T.C. İstanbul Belediyesi

YAPI MERKEZİ Çamlıca - Mimari Proje Yönetmeni:

Koksal ANADOL (DGSA) Statik Proje Yönetmeni : Ersin ARİOĞLU (İTÜ) 18.817 m2

2.326 m2

8

600 otomobil (31 m2/oto) 74455 m3, (124 m3/ oto) 7,80 m x 8,50 m.

ı (kirişler için) ı (Plaklar için) 90°, her iki tarafta 7,0 m 2,5 m x 5.0 m 4 kN/m2 (0,400 t/m2 veya 2,5 ton dingil) Beton : 225, Çelik St1 8,22 m3/otomobil 1100 kg/otomobil 30 ay 1975

(16)

Yapı, çevrenin durgun trafik sorunu- na çözüm getirmek üzere ele alınmıştır.

Ayrıca yolcu salonu önünde oluşan yo- ğun yaya trafiğine serbest bir alan sağ- lamak amacı ile yapı, caddeden özellik- le geri çekilmiştir. Alt katta yolcu salo- nu dolayısıyle turistik amaçlı bir alış-ve- riş merkezi ve bir banka düzenlenmiştir.

Kat yükseklikleri taksi ve özel binek otolarına göre projelendirilmiştir. 1.35 cm kot farkı ile kademelendirilen yarım kat- lar, birbirleri ile her katta 4 rampa ile ir- tibatlandırmıştır. Enerji koşullarımız nede- ni ile mekanik bir düşey sirkülasyondan özellikle kaçınılmıştır. Rampaların dıştaki ikisi otoparka giriş, ortadaki ikisi ise çı- kış için plânlanmışdır.

Servis merdiveni, asansörler ve WC.

leri içeren servis çekirdeği tam ortada projelendirilmişidir.

Parkta kullanım sırasında oluşacak zehirli gazların doğal olarak havalandırılıp atılmasını sağlamak üzere, kat kenarları açık bırakılmıştır. Korkuluk bantları ve on ları taşıyan modüller taşıyıcılar, cephe proporsiyonunda, mimarı ritm elemanları olarak kullanılmıştır.

Yapının oturduğu alanda taşıyıcı sağ- lam zemin takriben 24 m. derinde ve ta- bakalaşmış grovak olarak tesbit edilmiş- tir, Bu nedenle temel sistemi, 65 cm. ça- pında ve her kolonun altında 5 adet ol- mak üzere tertiplenen uç dirençli fore

(Devamı 22. Sayfada) JO

<*>STRUCTUREs'Zürih-îsviçre periyodik yayını, 1977 yılının son sayısını i son yıl- larda inşa edilen dikkate değer "OTOPARK" projelerinin yayınına ayırmıştır.

PROJE ISMt ve YERt PROJEYİ YAPAN ALANI(m2) KAPASİTESİ İNŞAAT GİRİŞ YILI SERVİSE 1-Parkgaragen im Mönchsberg

Salzburg - AVUSTURYA Otto M.Vogler

Manfred Heinrich 35700 1500 1975 2-Parking Elisabethen and

Steinfen Basel - İSVİÇRE

Otto Senn Gruner SA 23850

16700 864 570 1968 1969 3-Parking des Deux Portes

Brüksel - BELÇİKA P.Gool-aerts

A.Bagon 20460 975 1969

4-Tiefgarage des Kantonsspital Basel - İSVİÇRE Suter A.G.

R.Wal ther 37000 1100 1976 5-Parkhaus B.

Zürich Havaalanı - İSVİÇRE Peter Stutz and Partner

73035 2220 1975 6-Multi-Storey Garages Zilina

Bratislava - ÇEKOSLAVAKYA I.Ehrenberger I.Vasko J.Poltuska 1.Kozak l.Hodak

17000 585 1976

7-Parkhaus der Stadt Moers

Moers - DOĞU ALMANYA Moers Belediyesi 6528 283 1976 8-La-Guardia Aîrport Park ing S t hava Alam

New - York - B.AMERİKA İşletmesi 110000 2792 1976 9-Multi-Storey Car Park at

Domestic Air Terminal Sidney Havai anı-AVUSTRALYA

Kargon Chapman 13755 598 1977 10-Merry-go-raund^Structures Ishikav/ajima-

Heavy Industries Co.Ltd.

673 56 1972

11-Parkhaus De-Kamp

Haarlem - HOLLANDA L.C.Röling 10910 440 1973 12-Multi-Storey Car Park at

Karaköy istanbul - TÜRKİYE

K.Anadol

E. Arı oğlu 18817 600 1975

(17)

--<8

m B a G m o p u m g f f l o o B f f l B

- n n n n n n ı n n n n n n n n n n n n n n n n r

41 O

juuuuliliLiljliljliu „

0 n n n n m n n n f f i S B a ^

ınnnnnnnnnmnnnnfjınnnnn

_._ j u u u l L u u u u l L u u u u l J I j u u u l ö

P n f i T O D i i T n f i n n n m D m m g n g n n ,

bsi=

(18)

Ç A M L I C A ' D A Y A P I M E R K E Z İ B Ü R O B İ N A S I

K o k s a l A n a d o l m i m a r ( D G S A ) E r s i n A R İ O Ğ L U

Y. M ü h . ( İ T Ü )

YAPI MERKEZİ, Araştırma-Proje ve Endüstriyel yapı uygulaması alanlarında çalışmaktadır. Bu yazıda Kuruluşun, ken- disi için projelendirip, inşa ettiği, büro binası tanıtılmaktadır.

Kuruluşun amacı şöyle saptanmıştır:

«İnsanca yaşama ortamını yaratacak;

çağdaş sosyo-skonom'k koşullara ve tek- nolojilere uygun; bilimsel araştırma ile desteklenen ve ulusal gücümüzden kay- naklanan yapı «projelerini ve uygulamala- rını» gerçekleştirmek.»

Bu amaçla, YAPI MERKEZİ 1964 yılın- da, Ersin ARİOĞLU ve Koksal ANADOL tarafından kurulmuştur.

İlk yıllarda PROJE grubu ile faaliye- tine başlıyan YAPI MERKEZİ, 1066 yılın- da «yapı ile 'ilgili yayın yapan» bölümünü, 1969 ynlında «uygulama» ve 1970 yılında

«araştırma» bölümlerini oluşturarak yapı sektörü için amaçladığı; «Araştırma Pro- je-Uygulama» üçgenini tamamlamıştır.

Böylece, gruplar kuruluş şemaları do- layısıyla birbirlerini tamamlayıcı ve geliş- tirici biçimde örgütlendiklerinden örneğtn bir «yapı;» ARAŞTIRMA Grubunun etüd, deney ve computer olanakları doğrultu- sunda, PROJE Grubunca projelendirilmek- te ve bu iki grubun önerileri paralelinde UYGULAMA Grubunca uygulanabilmekte, elde edilen sonuçlar yurt içi ve dışında- ki mesleki periyodiklere, sempozyumlara, ün i vers itelere u laşt ı rı I maktadı r.

Aşağıda kuruluşun 1976 Haziran ayın- dan itibaren faaliyetlerini sürdürdüğü bü- ro binası hakkında kısa bilgiler verilmek- tedir.

Girişte - Ön Bahçe'de Sinan Rölyefi.

(19)
(20)

Yapının projelendirilmesinde aşağı- daki fikirler, ilke olarak benimsenmiştir:

— Kuruluşun amaçlarına ve işlevle- rine uygun bir çalışma ortamı oluşturmak.

— Yok edilen ve unutulmakta olan Türk Sivil Mimarisinin karakterini ve ola- naklarını yaşatmak - vurgulamak.

— Türk Yapı Sanatının büyük ustası Sinan'ı simgelemek.

YAPI MERKEZİ'nin Araştırma-Proje ve uygulama gruplarının yönetim ünitelerini bünyesinde toplayan yapı (bodrum dahil) üç kat üzerinde projelendirilmiştir. Zemin de 250 m2.ye oturan yapı, üst kat çıkma- ları ve alt katla birlikte'860 m2 İlk bir kullanma alanına sahiptir.

Yapının alt katında: Beton Araştırma Laboratuarı, galeri ve Eğitim salonu. Kafe- terya, Arşiv ve tesisat santralı.

Zemin katta: Giriş Holü, her iki yan- da bağımsız girişe sahip sosyal tesis, ko- nuk lojmanı ve Bürolar.

Üst katta: Merkezi bir bekleme ho- lünün etrafında yönetim üniteleri, proje atölyesi. Araştırma grubu, İdani servisler ve çok maksatlı bir toplantı salonu yer almıştır.

Yapının taşıyıcı sistemi alt ve zemin katlarında betonarme elemanlarla çözüm lenmiştir. Üst katta alt katlardan gelen ortadaki 6 betonarme kolon devam etti- rilmiş, çatı çelik ve düzlem makaslarla ve cephedeki çelik kolonlarla projelendi- rilmiştir.

Saçak Detayı ve diğer bir görünüş YAPI MERKEZİ ve yakın çevresi

(21)

Süratli kentleşme bir çok sorunlar arasında doğayı da tahrip etmektedir. İs- tanbul sayfiyelerinin yoğun iskân bölgesi haline gelmesi, - buralardaki - yeşil • örtüyü de yavaş yavaş yok ediyor. Boğaz içinde- ki koruluklar. Anadolu yakasındaki eski köşklerin bahçelerindeki çamlıklar yeni in- şaat nedenile sistemli bir şekilde yok edi- liyor ve çevre yozlaşıyor. Parsellenen bü- yük arazilerdeki yetişkin değerli ağaçlar acımasız kesilip yapı sahaları açılıyor.

Yirmibeş yıl öncesine kadar bir kü- çük orman olan Fenerbahçedeki Deli Fuat Paşa koruluğunda bugün bir mahalle oluş- muş ve nadide ağaçlardan ancak pek azı kalmıştır birkaç gün önce Leventteki çam- lıkta ağaçların yapılacak bloklar için çev- re halkının itirazlarına uyarmalarına rağ- men kesildiklerini gazetelerden öğrendik.

Bu kıyım devam ettiği sürece yeni iskân bölgelerinin, eski Beyoğlu ve Ci- hangir gibi, sıkışık bir beton yığını haline gelmesi önlenemiyecektir.

Oysa, yıllardanberi bu vandalizmi!

önlemek için alınmış kararlar, talimatna- meler var. Ama, pratikte bunların hiçbiri maalesef uygulanamıyor.

Geçen yıl Büyük Ada'da maden as- faltı üzerindeki 75-80 yıllık gür bir çınar

ağacı yeni yapılan apartmanın deniz man- zarasını kapatıyor bahanesile (Beldaş) in- şa şirketi sorumluları tarafından bir tatil günü pervasızca budandı.

Çevrenin havasını temizleyen, Peyzajı- nı zenginleştiren koca çınar eski haline gelebilmek için bir yaşam savaşı vermek- tedir.

Çevredeki halkın belediyeye şikâyet- leri sonunda suç yapı çavuşuna! yükle- tilmiş, bir iki yüz liralık para cezası ile olay kapatılmıştır. Böylece (Beldaş) şir- keti sorumluları çıkarlarını, hasis menfa- atlerini gerçekleştirmişlerdir.

Aynı sorunlarla başka ülkelerde kar- şılaşmaktadırlar. Ama, onlar daha etkin önlemler uygulayabiliyorlar.

Aşağıda başka ülkelerde ağaç (kat- liamına karşı alınan önlemlerden bir ka- çını ibret için veriyoruz.

M a r s i l y a : Y e ş i l a l a n l a r (Le Monde 26. Temmuz. 1977) Marsilya Belediyesi yıkılan bir tek ağacın maddî değerini kendi ilkelerine göre hesaplamaktadır. Bugün kalabalık kentsel yörelerde ağaç, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat gittik- çe kesilme tehlikesinde olması ve sayı-

1 — Fenerbahçede asırlık bir sakız ağacı 2 — (Beldaş) şirketinin kurbanı 80 yıllık

larının her gün biraz daha azalması ağacı bugün çok daha değerli kılmaktadır. Bun- dan böyle Marsilya Belediyesi Bahçeler ve yeşil sahalar Müdürlüğü kesilmek is- tenen bir ağacın yaşını, görünümünü bo- yunu ve estetik durumuna belli bir değer verdikten sonra, kaybolacak o ağacın, ye- rine kapladığı sahadan daha büyük bir sa- haya bir çok bodur ağaçlar dikilmesini zorunlu görmektedir.

Belediye ayrıca, ağaç koruma bahsin- de (kent ağaçları nizamnamesi) adile bir hazırlığa girişmiştir.

Ağacın değeri 4 kritere göre ölçülü- 1 — Ağacın cinsi

2 — Estetik niteliği ve sağlık bakı- mından çevreye yararlığı.

3 — Ağacın kent içindeki coğrafik durumu:

Zira aynı vasıfta bir ağaç kent mer- kezinde değeri, çevrede bulunanlardan çok daha yüksektir.

(22)

4 — Ağacın boyu, yapraklı dallarının çokluğu ve gövdenin çapı yukarıdaki kri- terlere İden 10'a kadar not verilerek ağa- cın takribi değeri ortaya çıkıyor.

Örneğin gövdesi 1 m. genişlikte kent ortasında bir kayın ağacının fiyatı (5120 Fr.) takriben 20480 TL. Fransa'da bu para ile 60 adet genç ağaç satın alınabilir ve o tek ağacın yerine dikilebilir.

1977 6 numaralı «Habitation» dergisi peyzaj yerleşmesi ve korunması derneği- nin bir makalesini yayınlamıştır. Yazıda şöyle denilmektedir.

Son yıllarda bazı bölgelerimiz ve kent- lerimizin ağaç dikme ve korumada çok faal rol almalarına karşılık, bazıları tam tersine trafik, sanayii gelişmesi ve konut ihtiyacı nedenile ağaçları sistematik şe- kilde yok etmektedirler.

Oysa. ağaç insana hayatiyet veren

«chlorophylle» deposudur.

25 mt yükseklikte 15 mt çevresi ve 160 M2 yaprak sahası olan bir kayın ağa- cı günde 2 Kg. (oxygfene) ve yılda 30 ton su temin eder.

Bir hektarlık kayın dlklmliği yılda çevrede uçuşan 50 tonluk tozu, -1.800 kg.

karbonu ve başka toksik gazları ziyansız hale getirir.

Yapraklar havada mevcut bakterileri temizler.

Ağaçların spekülâsyon ve kazanç uğ- runa yok edilmeleri yalnız ekonomik bir kayıptan başka, ayrıca insan yaşamı çev- resine bir zarardır.

Makale şöylece sonuçlanıyor:

Bazı Ikimseler için ağaçların korun- ması pek önemsiz bir konu. Fakat tekno- lojik şartların beşerin ihtiyaçlarını çiğnet- memek hepimizin görevi olmalıdır.

Zira ağaç için vereceğimiz savaş in- san nesillerinin sağlığı için yapılmakta- dır.

Filipinlerde ise, yozlaşan doğayı yeni- den canlandırmak için devlet bakanı

• Marcos» uygulanması hayli zor bir ka- rarname yayınlayarak 10 yaşından büyük her vatandaşın her yıl birer ağaç dikme- si zorunluğunu getirmiştir, israil'de, ölen her kişinin hatırasına ailesi bir ağaç dik- mek zorunluğundadır. Böylece de İsrail bölgesel koruluklar yetiştirmiştir.

(Baştarafı 3. Sayfada) hangi bir tarihsel ya da doğal öğenin sa- hipleri veya kullanıcıları katılabilirler. Bir- den fazla katılım kabul edilmeyecektir.

Yarışmaya katılacak projeler son on yıl içinde yapılmış olacak., projenin hangi ka- tegoride değerlendirileceği belirtilecektir.

Projeleri tanıtan en fazla 4 adet fo- toğraf (20 x 30 cm'den büyük olmamak koşuluyla) ve bir açıklama yazısı proje ile birlikte gönderilecektir. Fotoğraflar projeyi çeşitli açılardan anlatacaklardır.

(Renkli veya siyah-beyaz olabilirler) Ge- rekli olduğu takdirde jüri ek bilgi ve fo- toğraf isteyebilir.

Yarışmaya gönderilen proje konusu- nun, tek bir yapı ya da özel mülkiyete alt olması durumlarında, sahibinden izin alın- ması, projelerin çoğaltılması ve yayını için kuruma izin verilmesi gereklidir.

Proje ile birlikte gönderilen fotoğraf- lar ve diğer malzemeler iade edilmeyc- Yarışmaya katılacak projeler engeç 1 Mayıs 1978 gününe kadar kuruma teslim edilecektir.

Ödüller EUROPA NOSTRA'nın Eylül 1978'de Hamburg'da yapacağı konferansta ilân edilecektir.

Ayrıntılı bilgi için Mimarlar Odası'na ya da aşağıdaki adrese başvurulabilir.

Europa Nostra

86 Vincent Square. London SWIP 2PG United Kingdom

Seramist ATTİLÂ'nın sergisi:

Attilâ Galatalı binalarda uygulanan seramik yapıtlarını Taksim san'at galeri- sinde 22 Mart 1978 tarihinde sergileye- Yurt İçinde ve dışında katıldığı muh telif sergilerde san'at ödülleri kazanmış olan Attilâ'nın bu sergisi, mimarîde sera- miğin yeri olarak vurgulanmaktadır.

San'atçı. yapıtlarının bilhassa mimar- lara hitap edeceğini tebarüz etmektedir.

ARKİTEKT ,

K o l l e k s i y o n l a r ı ö d e m e l i p o s t a i l o a d r e s i n i z e g ö n d e r i l i r

K o n g r e l e r

k o n g r e s i M a y ı s 15 — 18 — 1970

istanbul Teknik Üniversitesinde ulus- lararası «Mimarî Tasarlama» kongresi 15- 18 Mayıs tarihleri arasında toplanacaktır.

Bilgi için müracaat: Aynı üniversitede Assoc. Prof. Dr. Niğan Bayazıt ve Dr. Mi- ne inceoğluna yapılmaktadır.

e m l â k k r o d i k o n u t y a p ı m ı i ç i n 1 m i l y a r l i r a l ı k f o n a y ı r d ı

ANKARA (AA.) — Türkiye Emlâk Kredi Bankası 1978 yılı içersinde özellik- le nüfus yoğunluğunun arttığı Ankara, is- tanbul, İzmir Erzurum, Diyarbakır, Çankı- rı gibi İllerimizde sosyal konut yapımı için yeni bir yöntem uygulamaya başla- yacaktır. Bu nedenle konut yapımı için banka çalışmalarını sürdürmektedir. Konu ile ilgili olarak Türkiye Emlâk Kredi Ban- kası Genel Müdürü Muzaffer Kemal De- nizdöven «bankanın ilk olarak bir milyar liralık bir fon kullanacağını» belirtmiştir.

Banka Genel Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, banka bundan sonra yapaca- ğı inşaatlarda sürat sağlamak için prefab- rik sisteme öncelik verecek, lüks inşaat yerine sosyal konut yapımını arttıracak- tır. Bu amaçla Ankara'nın Çankaya sem- tinde 600 bin metrekarelik bir saha satın alınmış ve yaklaşık 2000 kadar sosyal ko- nutun yapımının plânlama işlemlerine baş- lanmıştır.

Öte yandan banka Çankaya'da kura- cağı mahalle için bir de ödüllü İsim bul- ma yarışması düzenlemeyi kararlaştırmış- Bankanın şu anda satışa çıkardığı ko- nutlar Ankara telsizlerde 799 daire ve Çankırıda da 102 daire olmak üzere ;op- lam 901 dairedir. Ankara telsizlerde yap- tırılan konutların yüz ölçümleri 52 ilâ P4 metre kare arasında değişmektedir. Öte yandan Çankırıdaki konutların yuz ölçüm- leri ise 23 dairelik iki blokun 51 ile 68 metre kare, 56 daireli bir blokun da 80 İle 99 metre kare arasındadır.

(23)

« M i m a r K e m â l e t t i n v e d ö r d ü n c ü v a k ı f h a n ı »

ö l ü m ü n ü n 5 0. y ı l ı m ü n a s e b e t i l e Y a z a n : P r o f . m i m a r H. K e m a l i S ö y l e m e z o ğ l u

Yirminci yüzyıl'ın üçüncü çeyreğini de arkada bırakarak yaşamımızı sürdürür- ken Türkiyemizde «Mimarlık» mesleğinde yetişmiş ve yetişmekte olanların sayısı birkaç binleri aşmış durumda,

Yüzyılımızın ilk çeyreğinde yurdun tüm köşe bucaklarını yoklayınca meslek- taş sayrsı (ikiyüz) kişiyi geçemezdi,

Bugün yurdumuzda, doğrudan «mi- mar» yetiştirmek üzere açılmış olan öğ- retim kuruluşlarından hiçbiri (yüz yaşına) basmış değil.

Sayıları binleri aşmış olan meslektaş- larımız arasında doğum tarihleri (ondo- kuzuncu yüzyılj'a bağlı olarak yaşamları- nı sürdürmekte olanların sayısı beşi ge- çemez.

Ondokuzuncu yüzyıl'ın üçüncü çeyre- ğinden sonra doğmuş ve yirminoi yüzyıl' da «mimar» olarak ürün vermiş olanların sayısı da yirmiyi geçemiyor.

Ondokuzuncu yüzyılın üçüncü çeyre ğinden evvel 1869 yılında (İstanbul-Üskü- dar)da doğmuş ve yukarda sözü geçen gurubun en yaşlısı olan Mimar Kemâlet tinin 1977 yazında ellinci ölüm yıldönü mü dolmuş oldu. Mimar Kemâlettin 1927 yazının ortalarında Ankara'da bir kalp kri- zi sonunda uygulanmaya başlanmış bina- larının yapımını bitiremeden ellisekiz ya- şında göçüp gitti. Mimar Kemâlettin'in Bakırköylü olan ilk eşi Behire hanım'dan Mehlikâ ve Sinan adlarında bir kızı ve bir de oğlu vardı. Onlar da hayatta değiller.

Mimar Kemâlettin Cumhuriyet öncesi okulları olan Şemsülmaarif (Maarifin gü- neşi) ve Nümunei Terakki (ilerlemenin örneği) adlı okullardaki öğreniminden son- ra Deniz ve Kara orduları subaylarının teknik öğretimini sağlayan «Mühendisha- nei-Bahrii-Humayun» ve Mühendishanei- Berrii-Hümayun»dan başka sivil teknik hiz- metler için (Nâfia nezareti) ne bağlı 1883 de açılmış olan (Hendese-i Mülkiye) yi 1891'de bitirdi.

Dört yıllık bir öğretim plânı ile açı- lan (Hendesei Mülkiyejden Kemâlettin bey okulun 1891'deki beşinci devre mezu- nu olarak okula 1887'de başlamış olduğu kabul edilebilir.

(Hendesi Müfkiye)de bir müddet ho- cası olduğu tahmin edilen (1) Alman mi- mar Jachmund'un yardımcılığını yaptıktan sonra Devlet hesabına (Berlin Technische Hochschule) sinde de mimarlık öğrenimi

mimar Kemâlettin yaptıktan sonra 1894'de yurda dönüşünd

henüz yirmibeş yaşında İken (Hendesei mülkiye)ye (Mimarlık ve yapı) hocası ola- rak atandı.

Mimar Kemâlettin 1908 Meşrutiyet' inden sonra Evkaf Nezareti inşaat ve ta mirat Müdürlüğü Başmimarlığına getirildi ve 1927 tarihine kadar bu görevde kala- rak mimarlık tarihimizin özellikle yirminci yüzyılın ilk çeyreğine bağlı halkalarını oluşturan birçok güzel ve önemli bina yaptı.

Mimar Kemâlettin'in yaptığı binalar- daki mimari karakter için: «Otuz sene ha- yatını mimarf eserlerinde Türke has zev- kin yaşamasını hasrettim... şimdi bu üs- lûba türbe, câmi mimarisi diyorlar, hakir görüyorlar» (2) şeklindeki üzüntüsünü M.

Emin Erişingil'in 1927'de yayınlanan (Ha- yat) dergisinde yayınlanmış bir yazısından duyuyoruz.

• Onları seçmeci geleneksel mimarlık biçimlerine bağlı bir düşünce olan ulu- sal mimarlık düşüncesine yönelten nede- nin, eğitimlerinin ve zamanlarının modası- nın etkileri yanısıra. O zamanki toplumsal koşullardan da ileri geldiğini düşünmemiz gerekmektedir.

Osmanlı imparatorluğu dağılmak üze- re idi, bunu önleyebilmek için çözümler aranıyordu.

Ziya Gökalp Türkçülük hakkındaki dü- şüncelerini yaymaya başlamıştı. Bu ey- lemlerin bir parçası olarak Türk mimarla- rı da yeni bir mimarlık dili. Bir ulusal sen- tez arıyorlar, bunu da eski mimarlık sem- bollerinin yeniden canlanmasında bularak soruna kendi açılarından bir çözüm getir- meye çalışıyorlardı.» diyor.

Kanımca Üstün Alsaç'ın bu şekildeki açıklaması yirminci yüzyıl'ın ilk çeyreğin- deki sayısız mimari uygulamalar için ge- çerli bir görüştür. Ancak meydana geti- rilmiş olan binaların tümünü böylece ge- nel bir karakter İçinde topladıktan sonra teker teker ele almak ve her birinde in- celemeyi derinleştirerek değişik binala- rı birbirinden ayıran karakterleri sapta- mak zamanı artık gelmiştir. Ben bu ya- zımla, bu tür bir incelemeyi, Mimar Ke- mâlettin'in ellinci ölüm yıldönümü nedeni ile yazmak istedim ve Birinci Dünya Sa- vaşı yıllarından evvel (1914-1918) projesini ve uygulamasını yapmış olduğu istanbul Bahçekapı'daki (Dördüncü Vakıf Hanı)nı konu olarak ele aldım.

Bu hususta Dr. Müh. (Mimar) Üstün Alsaç: (3)

(24)

a) Şehir bünyesi içinde yerleştirilme durumu ve arsa seçilmesi.

Bina arsası olarak Haliç'in ağzında bir yarıdan (Galata ve Eminönü) arasında yerleşmiş bulunan istanbul Deniz Limanı öte yandan Avrupa ile Kara'dan bağlantıyı sağlayan Demiryolu'nun başlangıç noktası olan (SİRKECİ) istasyonu arasındaki (tica- ret ve küçük sanayi) bölgesi içinde lima- na ve denize çok yakın bir yer arandığı anlaşılmaktadır. Seçilen bu yer boş bir arsa değildir. Burası aynı zamanda Yeni Câmi külliyesi'nin bir bakıma uzantısı olan (Sultan I, Abdülhamit'in türbesi, Medre- sesi, imareti ve sebili)ni kapsayan bir bölge içinde (Hamidiye imaret ve sebili) nin yerleşmiş olduğu arsadır. Buradaki Hamidiye İmâret ve sebiline ait fotoğra- fik bir belge elimizde bulunmamakla be- raber genellikle tek katlı kitle görünüşü ile adı geçen binanın Doğu-Kuzey-Batı yön- lerinde mevcut çok katlı komşu yeni Han binaları kitleleri arasında sıkışmış bir du- rumda bulunduğu anlaşılabilir.

Aynı zamanda yine XIX. yüzyıl'a ait şehir plânında Galata kıyısını Eminönü kı- yısına bağlayan (Yeniköprü) nün (Bugün- kü Galata köprüsü) trafiğinin de Eminö- nü meydanı, Bahçekapı caddesi, Hamidiye İmareti ve medresesi arasından geçen Hamidiye caddesi ile (Aziziye caddesi- Mahmudiye caddesi) ana arterine bağlan- dığını görüyoruz.

Yirminoi yüzyıl başlarında İstanbul'da şehir içinde şehir toplu trafiğini sağla- mak üzere (Atlı Tramvay) kullanılmaya başlanmış ve böylece de şehir içinde bel- li yolların genişletilmesi gerekli olmuştur.

Bu genişletilen yollar arasında (Hamidiye Külliyesi) arasındaki kısa yol parçasının da Hamidiye iımâreti arasından alınarak sağlandığı ve böylece imâretin yıktırıldı- ğı ve genişleyen cadde üzerinde imâret- ten arta kalan (Vakıf arsası) üzerine (Dördüncü Vakıf Hanı) nın yapılması ka- bul edilmiş olduğunu anlıyoruz.

b) Tüm mimari karakteri (özellikle dış görünüş düzeni ve mimari elemanların şekillendirilişindeki davranış.)

19. yüzyıl şehir planındaki bu incele- meden sonra 1930'larda düzenlenmiş olan (yangın sigorta) haritalarından da yine (Dördüncü Vakıf Hanı) binasının özellik- le Doğu ve Batı sınırlarında daha evvel- den yapılmış iş hanlarının bulunduğunu ve (Vakıf Hanı plânının bu komşuları gözönünde tutarak düzenlenmesi gerekti- ğini ve (Vakıf hanı) nın görüşe açık Ha- midiye caddesine bakan uzun (ön yüzü) tle Doğu ve Batı köşelerinde de birer kı- sa (yan yüzleri) olabildiğini görüyoruz.

(4).

(25)

Böylece mevcut komşu binalar ara- sında kendim tek yüzlü bir yapı olma du- rumundan kurtarmak üzere binanın sağ ve col yan yüzleri kabil olduğu kadar meydana çıkarılmaya çalışılmış iki köşe üzerinde yükselen kubbe elemanları ile binaya kitlevî tesiır sağlanmıştır. Binanın yaklaşık olarak yetmişsekiz metre uzunlu- ğu bulan esas yüzü onbeş aksa bölün- müş bunlardan sağ ve soldan beşinci aks- lara birer esas kapı elemanı yerleştirilmiş ve bina yüzü=(4-1-5-1-4) veya (4-5-4) gibi (çift - tek - çift) bir aks armonisine bağ- lanmıştır.

Bina boyu üzerinde alınan bu karar yanında çok katlı binanın kitlesi kendi içinde ikişer kat elemanlı üst üste boy- ları gittikçe kısalan ve perspektif etkisini kuvvetlendiren yatay üç esas alan ile ta- mamlanmıştır.

Binanın bu uzun yüzünün sağ ve sol köşelerinin zeminden başlayıp keskin bi- rer çizgi ile (ön ve yan) yüzleri birleşti-

rerek yükselmeleri ve her seferinde etki- li birer köşe kubbesi ile taçlandırılmaları, binanın kitle etkisinin arsanın ve mevcut komşu binaların olumsuz durumlarına kar- şı mimarın sanatına olan hâkimiyetini meydana koymaktadır.

Bu köşelerin etkisi ayrıca her iki yüzde birer konsolla dışa taşan bina kit lesl ile de ayrıca kuvvetlendirilmiştir.

Bina kitlesi bu köşe elemanları ile gökyüzüne mürtesem düşerken, esas yü- zünün geri kalan onüç aksını kapsayan alanı ise uzun ve sürekli bir saçakla âde- ta keskin bir gölge gölgesi yardımı ile, sınırlandırılmış ve binanın burada bittiği gösterilmiştir.

Binanın sağ ve sol köşelerinden son- ra gelen beşinci akslarında tespit edilmiş olan «Giriş» noktaları. Yine burada zemin kattan sonra bina kitlesinin konsollar üze- rinde dışarı taşırılması İle çok ustaca meydana çıkarılmış ve binaya girmek Is- teyenlerce kolayca görülmeleri, farkedil meleri sağlanmıştır.

Binanın esas yüzünü teşkil eden aks- ların plândaki genişliği eşit olmakla be- raber akslar arasındaki, pencere boşluğu sayıları zemin kattan üst katlara yükse- lirken (1-1-3) tertibinde düzenlenmiş ve tek geniş pencere boşlukları İle aşağıdan yıfkarı yükselmede dördüncü kattan son- ra son iki katta üçlü dar pencere boşluk- larına yer verilmiştir.

Burada zemin kattan başlayarak dör- düncü kata kadar seyrek ve geniş adım- lar halindeki «ağır adımlı ritmik hareket»

son İki katta sık hızlı «hafif adımlar ha- linde bir ritme» ulaşmıştır.

Böyle bir düzeyde ayrıca büyük İç hacimlerin aşağıdan yukarı doğru yüksel- dikçe yerlerini küçük hacimlere bıraktık- ları kolayca anlaşılmakta ve anıtsal kitle etkisi son iki katta dizi halinde pencere boşlukları ile çok hafifletilmiş ve saçak mimari elemanının hafifliği ile bağlanmış- tır. Bina yüzünde mimari elemanlar ze- minden yükseldikçe zenginleşmekte ve artmaktadır. Yüzyıllarca denenmiş ve ml- marlarca nitelikleri kesinlikle bilinen «kü- feki» ve «mermer» taşı burada binanın yüzlerinin örtülmesinde kullanılmıştır.

Tüm mimari elemanlar büyük bir ustalık- la düşünülmüş ve uygulanmıştır. Bina ya- pılışından bu yana yarım yüzyılı aşan sü- re içinde hemen hemen hiçbir özel bakı- ma gereksinme göstermeden, soylu bir şekilde yaşlanmaktadır.

Betonarme iskelet olarak düşünül- müş olan binada yatay ve dikey taşıyıcı elemanlar mermer ve küfeki taşı ile kap- lanmıştır. Bu davranış yirminci yüzyıl içinde betonarmenin taşıyıcı iskelet ola-

rak kullanılmaya başlanmasından sonra çok yaygın bir şekilde süregelmiş ve an- cak yüzyılın ortalarına doğru ve daha son- raları yeni denemeler ile evvelâ betonar- me iskelet'in bina yüzlerinde taş veya tuğla yerine sıva İle örtülmesi ve gide- rek de çıplak olarak gösterilmesi yolu açılmıştır. Fakat betonarme'nin, taşın da- yanıklılık bakımından olan garantisini aş- tığı halen söylenemez. Buna göre de.

uzun yıllar dayanması istenilen anıtsal yapılarda ustalıkla ve bilgili bir şekilde bina yüzlerinin betonarme taşıyıcı iskelet yanısıra taşla kaplanması kanımca gerek- li ve yaşama süresi bakımından da eko- nomiktir de.

c) Bir (işhanı) olarak işleme ve kul- lanılma yönlerinden kabul edilen plân dü- Bina bir işhanı, bugünkü yaygın de- yimle «büro» binası olarak plânlanırken Hamidiye caddesi üzerindeki esas yüzü beşer metre aralığı olan onbeş aksa bö- lünmüş ve bu sistem otuz metre derinli- ğe kadar arsanın (boyu) içinde kabul edi- lirken arsanın büyük kısmı iJe otuz met- reyi bulan (eni) içinde bu sistem bina esas yüzüne paralel genişler altı, darlar İki buçuk metre olarak geniş-dar-geniş-ge- niş-geniş-dar gibi, altı aralıkla kesilmiştir.

Böylece meydana gelen, dört geniş aralık işhanı çalışma hacimleri ile ortada yerleşen ve zeminden birinci kat hizası- na kadar üstü cam çatılı uzun bîr orta hol görevini yaptıktan sonra işhanının üst katlardaki avlu odalarına gün ışığı veren büyük aydınlık alanına, iki dar aralık da işhanı iç trafiğine ayrılmıştır. Binanın ya- tay iç trafiği ortadaki büyük aydınlığın uçlarına Hamidiye caddesi üzerindeki bi- na yüzünün her iki köşeden üçüncü aks aralığına ve birbirlerine 45 metre uzak- lıkta yerleştirilmiş birer esas merdiven ve asansörlerle düşey trafik sistemine bağlanmıştır. Zemin kat ile birlikte altı kattan oluşan iş hanında, beş büro katın- da çalışanların İki esas merdivene uzak- lıkları otuz metreyi geçmemekte ve böy- lece yapı polisi koşullarına uymaktadır.

Binanın arka yüzünde ve esas yüz- deki orta aks hizasında zemin kattan başlayarak normal katlara uğrayarak çatı arasına ulaşan üçüncü bir merdiven (asansörsüz) olarak, servisi için, tertip- lenmiştir.

Binanın zemin katında Hamidiye cad- desi üzerinde mevcut iki esas giriş dışın- da kalan akslar arasında küçük mağaza- lar yer almıştır. Zemin katta orta holü çevreleyen akslar arası da hole açılan bü- ro veya mağaza şeklinde kullanılmak üze- re düşünülmüştür.

(Devamı 22. Sayfada)

(26)

«• akan sular durur

Çatınızda, terasınızda, balkonunuzda ve temelde esaslı su ve buhar yalıtım ürünleri dizisi

Yalıtım sorunlarınızı projelendirme safhasından uygulamaya dek ekonomik vs doğru çözüm yolları aramakta sizlere yardımcıyız. Zamanla, yapınızın temeline sızan yağ»

mur suları temele zarar verdiği gibi rutubet ve akıntı sizi rahatsız edecektir<

— Yapı fiziğine uygun detay çözümleriyle

— Standart bir ürün dizisiyle

— Uygulama teknliğini bilen ciddi teknik elemanlarla hizmetinizdeyiz.

SU — DUR sekiz yıllık bitüm tecrübesine sahip TAYSAN A.Ş. Tesislerinde üretil- mektedir.

TAYSAN Taşıt yan Sanayi ve Ticarct A.Ş.

Fabrika: Organize Sanayi Bölgesi P.K. 203 Telefon: 15223 B U R S A açıklayıcı bilgi için lütfen kesip gönderiniz İsim ve Adres

SU — DUR'U tanımak istiyorum:

• Broşür yollayınız

|~~] Teknik katalog yollayınız Q Malzeme katalogu yollayınız

• Teknik detay dosyası yollayınız Q Malzeme teknik şartnamesi yollayı-

Bayındırlık Bakanlığı şartnamesîndeki her poza ait genel fiat analizlerinizi yollayınız

• Bayındırlık Bakanlığı şartnamelerin- de^ her poza ait BİRİM FİAT TANIM- LARINI yollayınız.

[~l Teknik hizmet bölümünüzden yarar- lanmak istiyorum.

• Uygulama konusunda işbirliği kurmak istiyorum.

Teknik müşavirlik:

Beyazıt — Büyük Haydarefendi sokak No. 12-14 - İstanbul Telefon - 28 50 45 - 49

SUDUR

bitüm i

TaySan

TaySan

A R K . — 10

(27)

e v i ç i y a ş a n t ı s ı n d a e s n e k ( F I e x i b I e ) p l â n

d ü z e n l e m e s i B_ EV KADINI ÇALIŞMA

«iyi bir plân tarzı aile yaşantısında- ki konfilikte mani olamaz, fakat her şekil- de azaltır, diyor pisikologlar. 69 prosen Alman halkı bugünkü ev içindeki yaşan- tısından memnun değil. Bozuk ev plânla rı insan yaşantısını da tahdit ediyor. Sa- bit duvarlar ve küçük raumlar, kötü sir- külâsyonlu araştırma yapılmadan şablon- lardan plân tipleri ev kadınının işini zor- laştırmamaktadrr.

Bu yazımda Alman imar ve şehirci- lik bakanlığının her yıl açtığı yarışmadan (Flexibl), esnek plân tarzı araştırmaların- dan örnekler vermeğe çalışacağım.

Yarışmada üç Flexibilite şart koşul- muştu:

1) Teklif 2) Fonksiyon 3) Konstruksiyon

Teklif: Mutfak, banyo, Wc. üniteleri sabit kalmak şartı ile evi tutacak kiracı ve alıcıya raum bölmelerinde teklif hak- kı tanımak.

Fonksiyon: Artacak ve eksilecek in- san sayısına göre, ilerdeki yaşama sitilin deki değişikliğe ve dekorasyonda yapıla- cak değişOklik yüzünden iç sirkülasyonda değişiklik. Konstruksiyon: Hafif duvarlar île, elektrik ve ısıtma sistemini zorlama- dan değişiklik.

Yarışmada derece alan örneklerde en azından 10 çeşit plân değişikliğine imkân veren plân tiplerine dereceler da- ğıtılmıştır.

ALMANYADAN ÖRNEKLER Bekâr bir insanın kiraladığı 75-95 m2

ilk saha problem olmadan aile sayısının artması ile (Evii-1 çocuklu-2 çocuklu) ha- reketli duvarlar ile istenilen plân tipleri gerçekleştirilmektedir. Bahçe içinde bir villâ yahut k ü ç ü k

h I b i a k b u i n ç ş a I I e

TEKLİF

* ;;

W !

m-.

A HAZIR DURUM

o l m u ş t u r . Şehir içinde de olsa çok katlı ev tiplerinde bu plân tipleri İle insanları memnun etmek mümkündür.

Faydalarının zorluklarına göre çok ağır bastığı plân araştırmalarından 3 ayrı örnek vererek, Türk inşaat sektöründe de bu gibi araştırmalara yer verilmesini te- menni ediyoruz. Ayrı yaşayış karakterine sahip aile fertlerine altemativ yaşama im- kânı veren bu plân tiplerinin çıkardığı zorlukları da sıralamakta fayda görüyo-

Zorlukları: 1) Dış duvarların bı problemimin iyi hal edilmesi.

(Büyük raum kullanma hali) 2) Elektrik ve ısıtma tesisatının dö- şeme yahut tavandan geçirilmesi.

3) Değiştirilecek (demontabl) bölme duvarlarının çıkarılıp takılma sisteminin ev personeli tarafından kolayca yapılabıi- linmesi.

Yukarıda saydığımız fayda ve zorluk- ların iyi ve ekonomik bir tarzda hal edil- diği takdirde, alıcı ve satıcı arasında da anlaşmayı kolaylaştıran bu yaşama ünite- lerinin inşaat malzeme pazarında da yeni araştırmalara yol açacağı bir gerçektir.

I I I I I

*

i

i oj

p

>u w - o

T =0 fil

TEKLİF

• U KİŞİLİK AİLE

(28)

(Baştarafı 19. ncu Sayfada) Binanın tuvaletleri ise her katta iki esas merdiven civarında yer almıştır.

SONUÇ : 1

Mimar Kemâlettin «Dördüncü Vakıf Hanı» binasını uygularken henüz kırkbeş yaşına basmamış genç bir usta idi. Bir yandan İstanbul'da «Hendesi Mülkiye»de daha sonra Berlin'de «Technische Hochsc- hule»de öğrendikleri ve ilk diplomasını aldığı 1891 yılından beri görmüş ve in- celemiş olduğu tüm uygulamalar ve ken- disi üzerindeki etkileri, öte yandan da yirminci yüzyıl'ın ilk çeyreği içinde Os- manlı İmparatorluğunun sosyopolıitik geli- şimi gözönünde tutulunca Mimar Kemâ- lettin'in, mimarisinin Avrupa eklektisizmi dışında kalmış, orijinal ve sağlıklı bir yo- la girmekte olduğu görülür.

SONUÇ : 2

Yirminci yüzyıl'ın ancak ilk çeyreğini yaşayabilmiş olan bu büyük ustanın uy- gulamak olanağını bulmuş olduğu tüm ya-

pılarının bilimsel bir yöntemle incelene- rek «Mimarlık tarihimiz»e gereği gibi mal edilmesi genç sanat ve mimarlık tarih- çilerimize düşen bir görevdir.

DİP NOTLARI :

1 — 50. yılın Tüılk Mimarisi (M. Sö- zen, M. Tapan)

iş Bankası Kültür yayınları 1973 sayfa: 100

2 — Arkitekt dergisi. 1977/3 - S. 367 Sayfa: 129 ve

Hayat dergisi: 1927 Sayı 34 Sayfa:

141'

3 — İ.T.Ü. Fak. Yayınları Türkiye'deki Mimarlık düşüncesinin cumhuriyet dönemindeki evrimi üstün Al saç (Doktora tezi 1976) Sayfa: 16

4 — Harita E.H. Ayvendi Şehir Plânı Sigorta Haritası Pervltich

(Baştarafı 10. ncu Sayfada) kazıklarla çözümlenmiştir. Her kazığa (ser- vis yüklerinde) yaklaşık 110 ton düşey, 9 ton yatay yük taşıttırılmıştır.

ü s t y a p ı :

Üst yapı plânda benzer iki blokla çö- zümlenmiştir. Üst yapıyı uzun kenarına paralel dilatasyonla ayırmak fonksiyonel davranışı belirginleştirdiği gibi, taşıyıcı sistemde dengeli yük dağılımı ile ekono- mik çözüme ulaşılmasına da olanak sağ- lanmıştır. Taşıyıcı sistemin statik ve mu- kavemet hesaplarında; zati ve hareketli yüklenin yanında; uniform suhunet deği- şimi, rüzgâr etkisi, depremde oluşan kit- le kuvvetleri, vasıtaların fren ve dinamik yük tesirleri de gözetilmiştir.

Yapının alt katındaki hacimleri ısıt- mak üzere alt katta bir ısı santralı plân- lanmıştır. Asansör dairesi, servis çekir- deği üzerinde projelendirilmiştir.

(x) Bu yazı I.A.B.S.E. STRUCTURES Ağus- tos 1977 sayısından Türkçeleştirilerek sunulmaktadır.

(29)

PTT Hizmetinde

10 yıl

P T T 'ye telefon kabloları alanında hizmet veren ilk yerli sanayi kuruluşu (1967'den bu yana) olarak, Türkiye'de:

— İlk plastik izoleli telefon kablolarını,

— llkjonksiyon kablolarını,

— İlk santral kablolarını,

— İlk telefon kablo ihracatını,

— ilk 1800 çiftlik ve 3600 çiftlik telefon kablolarını biz gerçekleştirdik. Mutluyui

mamullerimiz:

• Çek özlü alüminyum iletkenler <SŞ>

• Tam alüminyum Jetkenler <?§£>

• Rastık izoleli askı telli alüminyum kablolar-ALPEK

• Plastik izoleli alüminyum iletkenli enerji kablolan-ALVİNAL <§>

• Plastik izoleli telefon kablolan

• Alüminyum profîer

• İetken ve kablolar için ek malzemeleri

| T U R K K A B L O A.O.

Merkez:İnönü Caddesi 69/1 Taksim-İstanbul Tel: 43 59 03 C 4 hat) Teleks: 22266 1 Fabrika:P.K. 53 İzmit Tel: 1476-1397

TÜRKKABLO MAMÛLLERİ TEVZİİ A.Ş.

Kemeraltı Caddesi 34 Karaköy-İstanbul Tel-.43 00 06-43 00 07

Adım ar - 78124/11

(30)

1 0 . 0 0 0 y ı l l ı k t a r i h e s a h i p ü l k e : T ü r k i y e

V a k t i y l e b u ü l k e d e y a Ş a m ı ş o l a n l a r , b u t o p r a k l a r d a y ü k s e l m i ş a b i d e l e r , m i t o l a r a k d o ğ u p s o n r a d a n g e r ç e ğ e d ö n ü ş m ü ş h i k â y e l e r , b u n l a r ı n h e p s i & a t ı m e d e n i y e t i m i z i n ş e k i l l e n m e s i n d e f a k t ö r I e r d i r -V

Kral Mausoleum

( s e y a h a t i z l e n i m l e r i ) Yazan: Anne Turner Bruno (A.B.D.) çeviren: Ertuğrul Menteşe mimar D.P.L.G

İncilde konu edîlen Nuh'un gemisi Ağrı dağında karaya oturmuştur. Ağrı da- ğı Türkiye'nin en yüksek dağıdır. Antik devrin 7 harikasından ikisi; «DİANE» tapı- nağı ile kral «MAUSOLİUS» anıt-kabri bu ülkede.

Ankara yakınlarında, «GORDİOM» da çözülmesi imkânsız denen düğümü İSKEN- DER tek kılıç darbesiyle çözüvermişti. Ro- malı general ANTOİNE sevgilisi «CLEO- PATRA»'yı burada (Tarsus) tanımış idi.

Anadolu'nun kuzey doğusunda «ZELA» da

«PONTUSLULARA» karşı kazandığı yıldı- rım zaferini CESAR, Roma Senatosu önün de «Vardım, Gördüm, Yendim» (Veni, Vidi, Vicci) şeklinde anlatmakla yetinmişti.

Hristiyanların çok saygı duydukları ve her yıl hatırasına «NOEL» bayramı kutla- dıkları aziz «NİCOLAS», Selçuk yakınların- da «MYRE» kasabasında uzun müddet «pis-

Mrs. Anne Turner Bruno vatanımızın her köşesini iyi bilen, Türkiye'yi Dünya- ya tanıtma görevini adeta kendine görev sayan değerli bir Amerikan yazarıdır. Bü- yük otellerin yayınladıkları özel mecmua- larında, gazetelerde ve aylık dergilerde ülkemizi ve bölgelerini detaylı olarak an- latır.

Bu kez de, seyahat izlenimlerini Rea- der's Digest mecmuasında «Türkiye'ye Genel Bakış» yazısını yayınlamıştır.

Bizler yabancıların ülkemizde neler görmek istediklerini onlar kadar bilmedi- ğimiz için bu yazıyı çevirmekte fayda gör- Turizmin günümüzde ne derece önem- li bir yer tuttuğu malûm. Oysa dövize ih- tiyacı olan ülkemiz bu sektörü organize edemediğinden, yerinde saymakta devam ediyor.

O.E.C.D. Ülkeleri istatistiklerine bakı lacak olursa bu öyle. Örneğin: 1975 yılın- da: ispanya: 3.404 milyon dolar

İtalya: 3.449 milyon dolar Almanya: 2.848 milyon dolar

Fransa: 2.582 milyon dolar gelir sağ- larken Türkiye 201 milyon gibi cılız bir ge- lir sağlayabilmiştir.

Dış ülkelere çıkan vatandaşlarımızın harcadıkları dövizi de (155 milyon) gider hanesine yazarsak ortaya (201-155)=46 milyon gibi gülünç bir rakam kalmakta- dır.

Günümüzde «Propaganda» uluslarara- sı kabul görmüş çok etkili ve yaygın bir silâhtır. Bu silâhı İyi kullanan ülkeler bü- yük başarılar elde etmektedirler. Türkiye- m'iz elinde bol kaynak olduğu halde yüz- yılın bu en etkili gücünden faydalanama- yan ülkeler arasında sayılır.

Memleketimizin turistik potansiyelini olağanüstü düzeyde değerlendirme, tarih- sel ve kültüre! güçten yararlanmasını bil- mek, yabancı turistin bakış açısından her şeyi incelemek ve propaganda işimizi cna göre ayarlamak şarttır.

Anne Turner Bruno bu hususta biz- lere yol gösteriyor, istifade etmesini bi- lelim, Garb kültürünün temelleri Wzde.

Ertuğrul MEûTEŞE D.P.L.G.

(31)

kopos» olarak yaşamıştır; MERYEM ANA ise Selçuk civarında dünyaya gözlerini ka- pamıştır. Haritada Asya kıtasından Avrupa kıtasına fırlar gibi görünen Anadolu ve rımadası Avrupa kıtasından sadece iki dar boğazla ayrılmıştır; Çanakkale ve Boğaz- içi su geçitleri.

Anadolu yarımadasının doğu-batı uzun- luğu 1600 km. dir, eni yaklaşık 500 km.dir.

Orta Anadolu'nun Bozkır yaylasını sı- nırlayan azametli dağların ötesinde kuzey- de yemyeşil kıyılar Karadeniz'in fırtınalı sularında son bulur. Batıda ve güneyde ise Ege ve Akdeniz'in güneş dolu masmavi Küçük Asya olarak adlandırılan Ans- do'lu, ıilk çağlardan beri komşu ülke istila- larına ve dıştan gelen göçlere sahne ol- muştur. 8000 km. uzunlukta kıyıları ve tü- kenmez zenginlikleri herhalde buna ne- den olmuştur.

Grek, Doryen, İyonlu, Pers, Romalı hatta Goluvalar, Got, Haçlılar, slav ve Araplar asırlar boyu Fransa-lngiltere top- lamı kadar büyük bu yarımadayı yıllar yı- lı enine boyuna taradılar. Sonunda birinci (1000) yılda az esmere kaçan beyaz tenli bir ırk Orta Asya'dan kalkıp o zaman'a ka- dar paylaşılmayan bu Anadolu Yarımada- sına sahip çıktı. Bu günkü Türkler işte on- lar.

Bu ülke toprakları, tarihte en önemli olayların cereyan ettiği köşedir.

Türkler'în yerleştiği bu yarımada. Do- ğu ve Batı alemi asırlarca birbirleri ile sa- vaştılar. Bugün Türk ulusunun %97'si Ana- dolu'da; diğer %3'ü Trakya'nın ufak doğu üçgenindedir. Yaygın ve alışılmış bir fikre göre genellikle Asya'nın Trakya'da başla- dığı kabul edilegelmiştir.

Tarihçiler ve Arkeologlar Anadolu ya- rımadasının Batı medeniyetinin beşiği ol- duğunda hem fikirdirler. Esasen 9000 yıl evvel başlayıp ve o zamanlardan beri de- vam edegelen bir alışkanlıktır bu.

Doğrusu, Arz'ın hiç bir yerinde güncel uygarlığımızla ilişkili bu türden canlı ha- tıralara rastlanamaz; hayret uyandıran ef- saneler, dev kişilikler, devir yaratmış olay- lar hepsi de Türkiye kökenlidir. Dolayısıy- le bu toprakları gelip görmemiz şart. As- lında biz Garblılar bu ülkede her tarafta iz bırakmış kendi öz kültür ve dinimizle il- gili maddi-manevi varlıkları, yerinde gör meden tam manasıyla gözümüzde canlandı- ranlayız; böylelikle de kendimize güven- cemiz dahi sarsılabilir. Bu nedenle de bu ülkeyi gelip görmeniz şart.

Canlı bir mozaike benzetebileceğim şu Anadolu'yu genellikle «dolmuşla» gez- diğim için, yabancı turistin burada her aradığını bulduğuna kanî oldum; sayısız doğal güzellikler, güneşli iklim, Akdeniz'-

in berrak sularında 8 ay süren plâj mev- simi, orada burada bir düzine eski mede- niyetten kalma arkeolojik kalıntılar ve bilhassa yerlilerin güler yüzler yabancı- ları karşılamaları; köylü kadın ve erkek- lerin bizlerle görüşebilmek için tuhaf İşa- retleri ve tatlı bakışları. Hepsi de yerin- de görülmesi değer şeyler... Coğrafya ba- kımından ülke, karakteri tamamen farklı üç ayrı kısımdan teşekkül etmiştir. Evve- lâ diğer bölgelere nazaran geri kalmış Orta ve Doğu Anadolu'nun vakur ve cid- dî bir görünümü vardır.

Burada güneşten yanmış veya kardan kaçan köylüler penceresiz taş4cerpiç karı- şımı evlerde barınırlar; yaşayışları güç- tür, fakat dayanıklı kişilerdir; Zaten Türk demek kuvvetli demek değil midir?.. On- lar, keçi ve koyunları süt ve derileri İçin beslerler ve tarlalarına tahıl ekerler. Buğ- dayla kıtır kıtır lezzetli ekmek pişirirler;

kalorinin yarısını bu lezzetli ekmekten alırlar, ilkbaharda biten vahşi çiçekler'in renklerinden esinlenen kadınlar çok beğe- nilen halılar dokurlar. Türkiye'nin ikinci bir bölümü kıyıların Tünkıiye'sidir; buralar- da karlı dağların dibinde yeşil namaz sec- cadesine benzer yeşillikler serilidir. Mi moza, defnenin pembe çiçekleri, gül ve zakkum çiçekleri arasında; kırmızı, yeşil aşı boyalı, gök mavisi ve bilhassa lâvan ta çiçeği renginde yuvarlak kiremitlerle örtülü temiz evcikler belirir. Bu evlerde nispeten varlıklı aileler oturur.

Avrupa'ya bakan batı kıyı illerinde ise becerikli tacirler Dünyaca meşhur Türk tütünü, zeyiinyağ, incir, üzüm, kiraz ve aradığınız bütün meyvelerin en lezzet- lilerini sizlere takdim edebilirler. Bu ara- da arkeoloji kalıntılarından en değerlileri de gezilebilir. Ben dolaşırken sıpalara binmiş genç, yaşlı erkeklerin yanlarından şalvarlı kadınların yürüdüğünü gördükçe bunların yerine, antik devirdeki miğferli Grek askerlerini veya Türk kadınların ge- niş çarşaflarına benzeyen «tojlara» sarılı eski Romalılar geçiyor sanırdım.

Pamuk, portakal, limon aradığınız her çeşit meyve Akdeniz'in bu verimli kıyıla- rında yetişir. Hatta yerlilerin bir ata sö- zü var; « B u t o p r a ğ a s o p a d i k s e n d e t u t a r » Sovyet Rus- ya sınırı yakınlarında ve Karadeniz kıyı- larında, buruk tadı olan bir çay üretilir;

Türk'lerin hepsi bu çaya çok aüşkündür- Karadenlz'de balık «rastgeldiği» gün- ler, sevinçten kol kola sıralanan yerliler nara atarak, çok ilginç dans gösterileri yaparlar.

Türkiye'nin 3 cü İmajını veren diğer bölüm ise Batılaşmış birkaç kenttir. Bun- ların ilki 53 yıldan beri başkent kabul edi-

len Ankara'dır; Ankara sisli bir vadinin dibinde, Anadolu'nun ortasında, resmi ya- pıtlar, gökdelenler ve fabrikalarla dolu- dur. 1/5 milyona yaklaşan nüfusu ile bu kentte en yüksek oranda hava kirlenme- si bulunduğu saptanmıştır.

Ege kıyısında İzmir, Türkiye'nin üçün- cü büyük kenti ve 1. ci derecedeki ihra- cat limanıdır. Zengin Ege'nin gittikçe ar- tan ürünlerini dışa sevk ettiği gibi turist gemilerinin en fazla uğrak limanıdır; da- ha güneyde Adana, pamuk ürünü ve pa- muklu kumaşları ile meşhurdur. Başlıca döviz getiren beldedir Adana ve çevre-

k ı t a s ı n d a k u r u l m u ş b i r k e n t

Türkiye'nin kuzey-batısında dünyada iki kıta üzerinde kurulu yegâne büyük yerleşme merkezi İstanbul'un 2600 yıllık büyük bir geçmişi vardır. Uzun müddet Türklerin'de başkenti olmuş bu kent, coğ- rafi mevkii bakımından Dünya merkezle- rinden biridir.

«Konstantinopl» olarak adlandırıldığı zamanlardan kalma kiliseler ve Osmanlı imparatorluğu devrinde yapılan camilerle dinî abideler toplamı istanbul'da 900'ü bu- lur. Osmanlı padişahları devrind - bu kent

«der saadet, olarak adlandırılırdı.

Birkaç yıl evvel inşa edilen 1600 mt.

uzunlukta zarif yeni asma köprü Boğaziçi sularının üstünden atlayarak kentin Asya yakası mahallerini Avrupa yakası mahal- lerine birleştirir, istanbul bugün 4 milyon nüfuslu büyük bir kent, Türk ulusunun 1 numaralı limanı, 1 numaralı ticaret, tu- rizm ve kültür merkezidir.

Türkiyede başka ülkelere kıyasla gör- düğüm en önemli fark, kentsel merkez- lerin kırsal alanlara olan büyük uzaklık- ları oldu. Bu husus Türkiye'de seyahat- leri çok kontraslı kıldığı gibi gerçek bir serüvene benzemelerine de yol açmakta- dır. Köylüler sadece su içer ve at ara- baları ile (bazan da traktörlerle) köyden köye giderler. Ramazanda oruç tutmak adettir. Kız çocuklar başlık parasına kar- şılık evlendirilirler, oysa kentlerde erkek- ler «Mercedes» araba kullanırlar, gece- leri rakı içerek, göbek atan kadınları sey- re dalarlar. Bunun yanında bir de bakar- sınız diplomalı, bilgili hanımlar politik top- lantılara başkan olurlar yahut da «Psychi- atrie» araştırmalarını başarı ile yürütür- ler.

Zengin, fakir, okumuş okumamış ol- sun her Türk misafirperverdir. Yabancıyı memnun etmek için yapmadığı fedakârlık yoktur. Teşekkür edene: ellerini kalbine bastırarak: «görevimizdir, misafirimizsi- niz» diyerek mukabelede bulunurlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

— Bu konuda; özellikle, hakiki bina- larda yapılan «gerçeğe yakın yangın de- neyleri» sırasında çekilen fotoğraf ve filmler; ya da yerleştirilen aygıt ve gös- tergeler,

Madde 10 — Belediye Encümenle- rince (Ankara'da imar idare Heyeti) par- selinde otopark yapılmasında sakınca görülen binalarla otopark ihtiyacının par- seli

«PEUGEOT» BİNASI.. Vapıİacaİc ve burası 80.000 seyirci alabile- cektir.. Sonra su ile yoğurıılıır. Bu delik, pişirilme sıra- sında nem'in dışarı çıkmasını temin içindi.

En kesinlikle tesbit edilen nokta paras- kenionların tavanları ile üzerlerinin sivri bir çatı ile örtülü olmasıdır. Sonuç olarak şunu söyliyebiliriz ki, Aspendos tiyatrosu-

Odalardaki — mutlak gerekliyse (!) — havalandırma uygulaması için memleketi- mizde bölge ayırımı yapılır; veya zorunlu olması halinde kullanılabileceği belirtile-

«Carım'a göre üç sektör eğrilerinin bu şekilde süper- pozisyonu hatalıdır ve teoriyi doğru olarak ifade etmemektedir» Bizim ifademiz ise ay- nen böyledir: «Aynen

bölgelerde meydana getirilmiş olup da ruh- satsız ve gayrisıhhî olan veya belediye hizmetleri bakımından büyük müşkülât ve malî külfetleri icabettiren veya şehrin