• Sonuç bulunamadı

376 numaralı Diyarbakır Şer’iyye sicilinin transkripsiyon ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "376 numaralı Diyarbakır Şer’iyye sicilinin transkripsiyon ve değerlendirilmesi"

Copied!
197
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dal

Yak nça Tarihi Bilim Dal

Yüksek Lisans Tezi

376 NUMARALI

YARBAKIR ER‘ YYE S

N

TRANSKR PS YON VE DE ERLEND

LMES

Hasan ÖZGÜR

(2)

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dal

Yak nça Program

Yüksek Lisans Tezi

376 NUMARALI

YARBAKIR ER‘ YYE S

N

TRANSKR PS YON VE DE ERLEND

LMES

Hasan ÖZGÜR

Dan man

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salih ERPOLAT

(3)

TAAHHÜTNAME

SOSYAL B MLER ENST TÜSÜ MÜDÜRLÜ ÜNE

Dicle Üniversitesi Lisansüstü E itim-Ö retim ve S nav Yönetmeli ine göre haz rlam oldu um “ 376 Numaral Diyarbak r er‘iyye Sicilinin Transkripsiyon ve De erlendirilmesi ” adl tezin tamamen kendi çal mam oldu unu ve her al nt ya kaynak gösterdi imi taahhüt eder, tezimin/raporumun ka t ve elektronik kopyalar n Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ar ivlerinde a da belirtti im ko ullarda saklanmas na izin verdi imi onaylar m. Lisansüstü E itim-Ö retim yönetmeli inin ilgili maddeleri uyar nca gere inin yap lmas arz ederim.

Tezimin/Raporumun tamam her yerden eri ime aç labilir.

Tezim/Raporum sadece Dicle Üniversitesi yerle kelerinden eri ime aç labilir. × Tezimin/Raporumun 3 y l süreyle eri ime aç lmas istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için ba vuruda bulunmad m takdirde, tezimin/raporumun tamam her yerden eri ime aç labilir.

..../..../... Hasan ÖZGÜR

(4)

YÖNERGEYE UYGUNLUK SAYFASI

376 Numaral Diyarbak r er‘iyye Sicilinin Transkripsiyon ve De erlendirilmesi adl Yüksek Lisans tezi, Dicle Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi’ne uygun olarak haz rlanm r.

Tezi Haz rlayan Hasan ÖZGÜR

Dan man Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salih ERPOLAT

(5)

NDEK LER NDEK LER... ÖNSÖZ ... ÖZET ……….… ABSTRACT... KISALTMALAR L STES ... 1. G ……….…...

2. OSMANLI DEVLET ’N N HUKUK YAPISI…...………... 2.1. ER‘ YYE MAHKEMELER ... 2.2. ER‘ YYE MAHKEMES GÖREVL LER ……….…. 2.2.1. Kâd ………... 2.2.2. Nâ’ib………..…... 2.2.3. ühûdü’l-hâl……….….. 2.2.4. Kassâm……….… 2.2.5. Muhz r……… 2.2.6. Çâvû ……….. 2.2.7. Suba ... 2.2.8. Mübâ ir ………..….... 2.2.9. Mü âvir………..……. 2.2.10. Kâtib ve Hademeler……….….

2.3. ER‘ YYE S LLER ……….…

2.3.1. er‘iyye Sicillerinin Tan ve Ortaya Ç ……….. 2.3.2. er‘iyye Sicilleri Üzerine Yap lan Belli Ba Çal malar…………... 2.3.3. er‘iyye Sicillerinin Türk- slâm Tarihi ve Tarihçili i Aç ndan

Önemi ………..………. 2.3.4. er‘iyye Sicili Defterleri……….... 2.3.5. er‘iyye Sicillerinin çindeki Belgelerin S fland lmas ……….

2.3.4.1. Birinci K m………. 2.3.4.1.(1) Hüccet………... 2.3.4.1.(2) Vakfiyeler ... 2.3.4.1.(3) Hüccet-i Zâhiriye ... 2.3.4.1.(4) ‘lâmlar ... 2.3.4.1.(5) Ma‘rûzlar... 2.3.4.1.(6) Mürâseleler... 2.3.4.2. kinci K m... 2.3.4.2.(1) Emir ve Fermanlar ... 2.3.4.2.(2) Buyruldular ... 2.3.4.2.(3) Tezkereler ... 2.3.4.2.(4) Temessükler... 2.3.4.2.(5) Berat……….…... 2.3.4.2.(6) Tereke………... 2.3.4.2.(7) Fetva………..……... i iv v vi vii 1 1 2 3 3 7 7 8 8 9 9 9 10 10 11 11 12 14 15 16 17 17 17 19 19 19 20 20 20 20 20 21 21 21 21

(6)

NC BÖLÜM

2.4 MET N TRANSKR PS YON ………. NC BÖLÜM

2.5. DE ERLEND RME……….... 2.5.1. Konular na Göre Belgelerin Tablolu Tasnifi……….. 2.5.2. Konular na Göre Belgelerin Tasnifi………... 2.6. DEFTERDEK BAZI HUKUK KONULAR………. 2.6.1.Tereke ve Miras Davalar ……….. 2.6.2. Alacak-Verecek Davalar ……… 2.6.3. Kaybolma ve Sirkat Davalar ………. 2.6.4. Diyet Davalar ……….. 2.6.5. Mehir Davalar ………...

2.6.6.Nikah Davalar ………

2.6.7. Mülke Zarar Davalar ……….... 2.6.8. Tecavüz ve Hamile B rakma Davas ………... 2.6.9.Vak f Davalar ……….….. 2.6.10. Mirasç Olmad çin Beytül-mâl’a Dü en Mallar n Davalar …… 2.6.11.Vasilik Davalar ……….. 2.6.12. Su Davalar ………. 2.7. MÜSLÜMAN MLER ………...

2.8. GAYR- MÜSL MLER N KULLANDIKLARI MLER……….….

2.9. MÜSLÜMANLARIN KULLANDIKLARI UNVANLAR……….... 2.10. MESLEK MLER ………...

2.11. KARYE MLER ……….….

2.12. KARYE OLDU U TAHM N ED LEN YERLER………..

2.13. A RET MLER ………...

2.14. MAHALLE MLER ……….

2.15. KAZA MLER ………... 2.16. CAM VE MESC D MLER ………...

2.17. HAN MLER ………

2.18. T CARET VE ST ‘MAL AMACIYLA YER ALAN HAYVAN

MLER ...……….………

2.19. Z NET E YASI………...

2.20. EV VE G M E YASI………

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. S LLER N HUKUK , EKONOM K, SOSYAL VE KÜLTÜREL

DE ERLEND LMES ………...

3.1. HUKUK AÇIDAN DE ERLEND RME……….... 3.2.EKONOM K AÇIDAN DE ERLEND RME………..……... 3.3. DAR AÇIDAN DE ERLEND RME………. 3.4. SOSYAL VE KÜLTÜREL AÇIDAN DE ERLEND RME.…………... SONUÇ……… LÛGATÇE………... 22 128 131 132 134 134 136 136 137 138 138 139 139 140 141 141 142 142 145 146 147 147 148 148 148 149 149 149 150 150 150 152 152 156 159 160 173 176

(7)

KAYNAKÇA……….. EK………

183 186

(8)

ÖNSÖZ

Ar iv, bir milletin haf zas gibidir. Ar ivini kaybeden millet haf zas kaybetmi gibidir. Dünyan n büyük ve güçlü imparatorluklar ndan birini kurmu olan Osmanl Devleti’nden kalma geni bir ar iv belgesi mevcuttur ve er‘iyye Sicilleri de bu geni ar iv belgelerinden sadece bir k sm te kil etmektedir. er‘iyye Sicilleri, mahkemelerin tutmu oldu u kay tlara verilen add r. Bu mahkemelere bakan kad lar, görevleri gere i kendilerine gelen hüküm ve fermanlar ve bunlara verilen cevaplar ve gördükleri çe itli davalar hakk nda vermi olduklar hükümleri bu deftere kaydederlerdi. Kad lar n “sicil” denilen bir defter tutmalar , kanun gere i idi. er‘iyye Sicilleri, her kaza için ayr ayr tutulurdu.

Milli Kütüphane er‘iyye Sicilleri Ar ivi’nden ald z 376 nolu defter, Hicri 1244-1246 (M.1828-1830) tarihlerine ait olub 80 adet miras ve tereke (varislere kalan mallar) davas , 44 adet borç (alacak-verecek) davas , 15 tane diyet (öldürme, yaralama v.s’nin kar n ödenmesi) davas , 21 adet kaybolma ve h rs zl k davas , 14 adet al -veri davas , 7 adet nikâh davas , 9 adet mülkiyet iddias davas ve daha birçok farkl konuda yakla k 223 tane belgeden meydana gelip, 37 varaktan olu maktad r. Genel itibar yla defter pek fazla y pranmam olmakla beraber, mikrofilm çekiminden kaynakl baz varaklar n iyi ç kmad ifade edilebilir. ncelemi oldu umuz defterin 1’inci ve 37’inci numaral varaklar n mikrofilm çekiminin sa kl yap lmamas sebebiyle transkribi yap lamam r.

Defterin transkripsiyonu yap rken gereken kurallara uymaya özen gösterilmi tir. Ay n “(‘)”, uzatmalar (â,î,û) özellikle gösterilmi tir. Ancak Osmanl alfabesinde birkaç tane, günümüz alfabesinde ise bir tane olan harfleri ayr belirtme gere i duyulmam r. Örne in; Osmanl alfabesinde “Se ( )”, “Sin ( )”, “Sad ( )” gibi harfler, sadece “S” ile gösterilmi tir, bu harfleri birbirinden ay racak i aretler kullan lmam r. Defterde okunamayan yerleri ? (kelime ile soru i areti aras nda bir bo luk b rakarak) eklinde, silik yerleri …. eklinde, okuyup da emin olmad z kelimelerin sonuna ? (kelime ile soru i aretini biti ik yazarak) konuldu.

Tezin yaz , okunmas ve kontrolü s ras nda yard mlar esirgemeyen de erli hocalar m Prof. Dr. Ahmed KANKAL’a ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salih ERPOLAT’a te ekkürü bir borç bilirim.

(9)

ÖZET

Günümüzde siyasî tarih ara rmalar n yan s ra sosyal, kültürel ve iktisadî tarih ara rmalar da giderek h z kazanm bulunmaktad r. Bu çal malar yap rken, günümüze kadar arka planda kalan ve kültür tarihimizi ayd nlatmada son derece önemli olan ar iv vesikalar da yava yava gün na ç kar lmakta, bunlardan geni ölçüde yararlan lmaktad r.

Yap lan bu tez çal mas n amac 376 nolu Diyarbak r er‘iyye Sicilinin de erlendirmesini yap p bu belgeler nda Diyarbak r’ n o döneme ait sosyo-ekonomik, idarî, kültürel ve adlî yap n incelenerek bölgenin tarihinin ara lmas na katk da bulunmakt r. er‘iyye Mahkemeleri, Osmanl Kurulu -Tanzimat Dönemi aras tek kad yarg lama usulüne dayal , halka ait her türlü yarg laman n yap ld mahkemelerdir. Tanzimat sonras nda yap lan de ikliklerle er‘iyye Mahkemeleri’nin yarg lama yetkilerinin ço u yeni aç lan Ticaret ve Nizamiye mahkemelerine devredilmesiyle er‘iyye Mahkemeleri’nin en önemli unsuru olan kad lar n da önemi azalm r. er‘iyye Sicilleri incelendi inde, bu belgeler halk n hayat artlar , toplumsal ili kilerini, kullan lan her türlü e yay , geçim kaynaklar ve benzeri birçok önemli hususlar ortaya koydu undan, zengin bir kaynak olu turmaktad r. Defterdeki 223 adet kayd n içeri inde, tereke ve miras, vakfiye, h rs zl k, alacak-verecek, nafaka talepleri, h rs zl k ve kaybolma, su, nikah, emanet, diyet, mülkiyet gibi davalar bulunmaktad r.

Anahtar Kelimeler: Mahkeme, er‘iyye Sicilleri, Diyarbak r.

(10)

ABSTRACT

It was recently progressed researches on the history of social, cultural and economical besides researches on political history. In this respect, Shari‘a Registers which are very important our cultural life and history, were incrementally brought to light. They were used on vast scale.

The aim of the thesis is to evaluate the pages of Diyarbak r Shari‘a Register numbered 376. According to these documents Diyarbak r; social-economic, managerial, cultural and judicial structure are examined and contributed to history science with original documents. Shari’a courts were courts with one judge between Ottoman Reform foundation period. Changes after reform coused to transfer the most of the authority to the trade Nizamiye courts. And the judges were the most important part of Shari’a courts were become less. When the judge register are examined; the documnets expose many subjects like topeople’s living standarts, social relations, their goods, living sources, So these are seen to the have formed a rich resource. Total 223 documents content in the notebook belongs to subject such as heritage, theft, foundational, cases of dept-demond, demonds of alimony, theft and disappearance, Water, wedding, deposit, blood money, shopping, ownership, etc. various suits.

(11)

KISALTMALAR L STES

Bas. : Bas mevi, Bask , Bas m Bkz. : Bak z

C. : Cilt

A. : Diyanet slam Ansiklopedisi KB. : Kültür Bakanl

Ktb. : Kitabevi

MEB. : Milli E itim Bakanl S. : Say

s. : sayfa

TDK. : Türk Dil Kurumu B. : Türkiye Bankas TTK. : Türk Tarih Kurumu

(12)

1.G

2. OSMANLI DEVLET 'N N HUKUKÎ YAPISI

Osmanl Devleti’nin etnik, dini ve kültürel farkl klar bak ndan en zengin, ama ayn zamanda da problemli olan bir co rafyada alt as a an bir süre ayakta tutan faktörlerin ba nda bu devletin sahip oldu u hukuki yap ve bunu i leti biçimi oldu unu söylemek yanl olmaz. Osmanl mparatorlu u’nda devletin ba ca iki vazifesi vard r. Birincisi halk adalet esaslar dairesinde idare etmek; ikincisi de s rlar yabanc sald lara kar korumakt r. Bu vazifelerden birincisi devletin kurulu sebebi ve gayesi oldu u gibi varl n da kendisidir1.

Osmanl hukunun yap genellikle Tanzimat’tan önce ve Tanzimat’tan sonra ayr yap larak incelenmektedir. Tanzimat’tan evvel Osmanl hukukunun yap , olu umu ve dayand esaslar slam hukukuna dayan r. eriat ana kanun yerini tutmaktad r2. eriat, dinde Allah’ n kullar için koymu oldu u din ve dünya hükümlerinin tümüdür ve er‘inin de manas ; insan bir rma a bir su kenar na götüren yol demektir3. Bunun sonucu olarak Osmanl Devleti’nde ah s, miras, e ya, borçlar, ticaret hukuku gibi slam hukukunca ayr nt bir ekilde düzenlenmi hususlarda er‘i hukuk esaslar hakim olmu tur.

slam hukuku, Osmanl Devleti’nde resmi hukuk sistemi olarak kabul edilmekle birlikte, Türkler’de devlet gelene inin kendisine mahsus özelliklerinden de ister istemez etkilenmi tir. Genellikle slam hukukunun aç kça hüküm vaz etti i alanlarda, Hanefi ekole ait görü ler esas al narak uygulamaya gidilmi tir. Aç kça hüküm bulunmayan, dolay yla da “ulül-emre” yasama yetkisi tan nan sahalarda, belli bir ya am presedürü takip edilerek “örfi hukuk” diye bilinen kanunnameler düzenlenmi tir.

Bununla birlikte uras da belirtilmelidir ki hiçbir ekilde örfi hükümler er‘i hukuka ayk dü memektedir. Bu ekliyle örfi hukuk er‘i hukukla bütünle mekte ve hatta tek hukuk anlay u ortaya ç kmaktad r. er‘i hükümler, Kur’an, Hadis, cma, ve

1

Enver Ziya Karal, Büyük Osmanl Tarihi, C. II, Türk Tarih Kurumu Yay , (Tarih belirtilmemi ) s. 134.

2

Karal, Osmanl Tarihi, s. 191.

3

(13)

yas gibi slam ilke ve temellerine dayan rken örfi hukuk ise hükümdar n iradesine ba olarak kendisinin koydu u kurallard r ve bunun için sad r olan fermanlard r. Di er bir ifadeyle örfi hukuk hükümdar n siyasi ve idari konularda ba ms z iradesidir. Bunun için hükümdar yarg yetkisini kullan rken, yeni bir tak m kurallar koyabilirdi ve bu konuda yetkileri s rs zd . Öbür taraftan er‘i hukuk ancak bunu bilen ve ulema denilen kimseler taraf ndan yorumlan p tatbik edilir

Bununla birlikte Osmanl Devleti’n n fethetti i yerlerde hukuki bir zorlama ve bask olmam r. Balkanlar’da ve Güney Avrupa’da halk daha önceden al k oldu u örf adet ve kanunlara uzun süre riayet etmi tir. Padi ah gerçekte ülkeyi kanunlar ve er‘i kurallardan olu an hukuka uygun yönetmek zorundad r.

2.1 ER‘ YYE MAHKEMELER

er‘iyye Mahkemeleri Osmanl Devleti’nin ba lang ndan Tanzimat dönemine kadar uzun as rlar her türlü hukuki ihtilaflar n çözüldü ü bir merci‘ olmu tur. Osmanl Devleti’ndeki er‘i Mahkemeler’de er‘i ve hukuki bütün meseleler Hanefi mezhebi üzere hal ve fasl edilmi tir. Bu er‘i Mahkemeler’den ba ka da mahkeme yoktur4.

er‘iyye Mahkemeleri’nin belli bir makam binas da yoktur. Ancak bu er‘i Meclis ad yla yarg laman n yap ld bir yerin olmad manas nda al nmamal r. Kad lar n yarg i lerini yürütebilecekleri ve taraflar n kendilerini her an bulabilecekleri muayyen yerleri vard r. Bu kad n evi, cami, meclis veya medreselerin belli odalar olabilir5.

er‘i Mahkemeler’de bir kad ve mahkemenin bulundu u yerin büyüklü üne göre say lar de en muhtelif yard mc lar görev yapm lard r. slam Hukuku’nda teorik olarak toplu hâkimli mahkemeler mümkün olmakla beraber, uygulamada az da olsa bu tür mahkemelere rastlanmakla birlikte, tatbikat genel olarak tek hakimli mahkemeler

eklinde olmu tur.

4

smail Hakk Uzunçar , Osmanl Devleti’nin lmiye Te kilat , TTK Bas mevi, Ankara 1984, s. 83.

5

Ahmet Akgündüz, Osmanl Kanunnameleri ve Hukuki Tahliller, Fey Vakf Yay nlar , stanbul 1990, C.1 s. 228.

(14)

2.2 ER‘ YYE MAHKEMES GÖREVL LER 2.2.1. Kad

Arapça’da kaza kökünden ism-i fail olan kad , f h terimi olarak insanlar aras nda meydana gelen çeki me ve davalar er‘i hükümlere göre çözümlemek için yetkili makamlarca ta‘yîn edilen ki iyi ifade eder ve Osmanl memleketlerindeki kaza

leriyle me gul olan kad s n derecesi kanunameler ile tesbit edilmi ti6.

Osmanl Devleti’nde yarg yani kaza görevi kad lar taraf ndan yürütülmekteydi. Bununla birlikte, kendilerine kad k tevcih edilen ki ilerin bu göreve gitmedikleri ve yerlerine naibler ta‘yîn ettikleri, yarg görevinin bu ki ilerce yürütüldü ü bilinmektedir7.

Diyarbak r ehri 1515 tarihinden itibaren, eyalet merkezi olmu ve ehir yönetiminden birinci derecede eyalet valileri ve onlar ad na bu görevi sürdüren mütesellimler sorumlu tutulmu lard r. Bu sebeple ehirlerin adli te kilat n ba nda kad lar ad na vazife gören naiblerin görevleri, ehir yönetimine olan te’sirleri bak ndan XIX. yüzy lda Osmanl Devleti’ndeki di er kazalara nisbetle, Diyarbak r

ehrinde oldukça s rl kalm r. Ba ta eyalet valisi olmak üzere, eyalet idaresinde görevli olan di er ki ilerin Diyarbak r’da ikamet ettikleri hat rlanacak olursa, bu durumun normal kar lanmas gerekir8.

Kad lar devlet merkezinden gelen haberlerin ilk al lar yd , hiyeyar i ve protokollerde onlardan çok daha yükseklerde olan yerel yöneticilerle ilgili haberler de buna dahildir. Kad lar merkezi emirlerde, vali, mutasarr f ve ordu komutanlar için nas l bir kader yaz ld ilk ö renenlerdendir.

Osmanl devlet düzeni içerisinde oldukça önemli bir mevki ve vazifesi olan ve ulema s n içerisinde yer alan kad lar mparatorlu un vilâyet ve kazalar nda eksiksiz olarak bulunmakta, mahkemelerde yarg görevini yerine getirmekte, idari ve hukuki büyük görevler üstlenmektedirler. Kad n tan na ili kin Mecelle’de yer alan ibare u ekildedir; Hakim, beyne’n-nas vuku bulan dava ve muhasamay ahkam- me ruas na tevfikan fasl ve hasm için taraf- sultaniden nasb ve ta‘yîn olunan zatt r.

6

Uzunçar , Büyük Osmanl Tarihi, C. II, Türk Tarih Kurumu Yay., 7. bask , s. 588.

7

brahim Y lmazçelik, XIX Yüzy n lk Yar nda Diyarbak r, (1790-1840), TTK., Ankara 1995, s.

223.

8

(15)

Kad lar görev esnas nda hem slam yasas n hem de padi ah kanunnamesinin getirdi i düzenlemelere uymakla görevliydi9.

Kad lar n Osmanl idaresindeki önemini göstermek aç ndan Anadolu ve Rumeli Kazakerlerini örnek verebiliriz. Birinci s f kad lar Rumeli Kazaskeri (Sadr- Rum) ve Anadolu Kazaskari (Sadr- Anadolu) bunlar; Tanzimat’a gelinceye kadar, Sadrazam ile eyhülislam’dan sonra devletin ve divan n en büyük ahsiyetleridirler ve eyhülislam bügün adalet bakan gibi kabul edilirse, onun müste ar konumundad rlar10.

Osmanl hukukçular kad ; dava ve anla mazl klar er‘î hükümlere göre karara ba lamak için devletin en yüksek icrâ‘ makam (kazaskerlik) taraf ndan ta‘yîn edilmi

ah s eklinde tan mlarlar. Osmanl ’da nahiye ve köyler d ndaki bütün merkezler idari yarg merkezi idi. Hatta konar-göçer durumundaki a iretlerin kaza statüsünde olanlar na kad olarak ta‘yîn edilenlerin onlarla birlikte konup göçmesi kanundu11. Hâkim, “hâkimü’ er” de denilen kad lar12 14. yüzy ldan 16. yüzy n ortalar na kadar kazaskerler taraf ndan atan rd . 16. yüzy n ikinci yar ndan sonra mevleviyet kad lar ta‘yîn yetkisi eyhülislâmlara devredildi. Di er kad lar yine kazaskerler ta‘yîn ediyordu. Kaza kad lar n görev süreleri iki sene idi (sonradan 20 ay). Mevleviyet kad lar n görev süresi ise bir sene idi. Görev süresini dolduran kad stanbul’a gelir ve e er kaza kad ise her Çar amba günü kazaskerin makam na devam ederlerdi. Kad lar n her görev yerindeki görev sürelerinin s rl olmas n sebepleri çe itlidir. Bunlar; 1- Belli bir yerde uzun süre görev yapmas yla, yöre insan yla zaman içinde yak n temas kurarak yarg lama s ras nda tarafs zl k ilkesinin zarar görebilecek olmas , 2- Kad lar n uzun süre hakimlik yapmalar zaman içinde tedrisat faaliyetlerinden uzak kalmalar na yol açaca ndan ilmi yönden gerileyebilecek olmalar , 3- Medreseden me’zûn olan hukukçulara yeterli say da kad k kadrosunun bulunmay . 17. yüzy n ba lar nda bir kad n görev süresinin dolmas bekleyen 10 kadar kad aday n varl , kadro s nt ortaya koymas aç ndan oldukça ilginçtir. Tanzimat’tan sonra bu usul de tirilmi tir. “Mülâzemet” ad verilen bu usûlün amac , kad lar n mazul olduklar zaman içinde kendilerini mesleki aç dan yeti tirmeleridir. 1598 y nda mülâzemet usulünün bozulmas yla birlikte suistimaller ba lad . er‘î

9 Leslie Peirce, Ahlak Oyunlar ( 1540-1541 Osmanl ’da Ayntab Mahkemesi ve Toplumsal Cinsiyet

), Çev.: Ülkün Tansel, Tarih Vakf Yay., stanbul 2005, s. 9.

10

Karal, Büyük Osmanl Tarihi, s. 137.

11

Akgündüz, Osmanl Kanunnameleri ve Hukuki Tahliller, C.1, s. 228.

12

(16)

hükümleri icrâ‘, kararlar n yaz , velisi veya vasîsi olmayan küçükleri evlendirme, yetim ve gariplerin mallar muhafaza, vasî veya vekil ta‘yîni ve azli, vak f nizamnâmesinin uygulanmas , görevlilerinin atanmas , mali kay tlar n kontrol edilmesi, nikâh, talâk, tereke, vasiyetlerin icrâ‘s gibi çe itli hukuki i lem ve i‘lâmlar kad lar n mahkemeye ili kin görevlerindendir. Devletin askeri ve siyasi i lemleri kad lar n alan n d ndad r. Ayr ca kad lar n görev yeri ve süresi d nda verdikleri hükümler de hukuken geçerli de ildir13. Kad lar medresede ilmiye tahsilini bitirdikten sonra do rudan göreve ba lamazlard . Kad adaylar “mülâz m” ad yla günümüz staj uygulamas n bir benzeri olarak kazasker divan nda belli bir süre görev yaparlard . Mahkemelerin i leyi i, hükümlerin verili i gibi kad k mesle inin gere ini ö rendikten sonra ilk defa kaza kad na atan rlard . Bunun d nda medreseden icazet ald ktan sonra bir müddet müderrislik yapanlar do rudan bir kazaya kad ta‘yîn edilirlerdi. Kad k da derece dereceydi. Kaza kad , sancak kad , büyük kad klardan olan mevleviyet kad , (Mekke, stanbul, Edirne, Bursa, am) gibi büyük kad klardan sonra kad lar n yükselece i makam kazaskerliktir. Divan üyesi olan kazaskerler yükselirse eyhülislâml k makam na ç karlard . slâm Hukuk tarihinde yönetimden ayr ve ba ms z ekillenen yarg daha sonrada bu özelli ini korumu tur. Bu sebeple kad lar yarg lamalar nda herhangi bir siyasi etkinin alt na girmeden vazife yapm lar ve sancak beyi, beylerbeyi gibi idarecilerle bir astl k-üstlük ili kileri olmam r. Bu sebeple kad merkezle yaz mak istedi inde ismi geçen idareciler arac ile de il, do rudan yaz abilmektedir. Padi ahlar yarg yetkisini kad lar vas tas yla kullan rd . Do rudan padi ah ferman yla atanan kad lar n özlük i lerini, kad askerler yürütürdü. Fakat kad , Padi ah yani devlet ad na hüküm verirdi14. Adalet, dini literatürde üzerine en çok vurgu yap lan temel kavramlardan biri oldu u, toplumun bar ve huzur içerisinde ya amas n da ön art olarak görüldü ü için onun gerçekle mesinde büyük rolü bulunan kad k kutsal bir meslek say lm , bu göreve getirilecek kimselerde aranan niteliklere de ayr bir önem verilmi tir15. Kad lar n ta‘yîn edilmelerinde aranan artlar u ekilde tespit edilmektedir:

13

Uzunçar , Osmanl Devleti’nin lmiye Te kilat , s. 33.

14 M. Ali Ünal, Osmanl Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi, Isparta 2002, s. 104. 15

Fahrettin Atar, “Kad ”, Türkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, C. 24, Türkiye Diyanet Vakf ,

(17)

a. Tam ehliyetli olmal , yani ak l bâli ve hür olmal . Körlük, sa rl k ve dilsizlik gibi fiziki ar zalardan uzak olmalar .

b. Müslüman olmalar . c. Erkek olmalar .

d. Anlay kuvvetli, dürüst, güvenilir, iradesi kuvvetli, adil, hukuka ve hukuk uygulamalar na vak f olmalar 16. Bu niteliklerin yan s ra kad n ki isel davran lar da oldukça önemli bir etkendi17. Kad n yüklendi i hassas vazifenin uuru içerisinde tav r ve karakterinde olmas gereken temel davran kurallar ise; vakar, edep, a r ba k ve akac ktan uzakl k, yalan söylememe, mahkemede al veri ten uzak olma, taraflardan hediye kabul etmeme, taraflar n evlerine ziyafet veya bir ba ka sebeple gitmeme, taraflara e it davranma veya taraflardan birine kar özel bir yak nl k göstermeme eklinde ifade edilebilir.

Kaza birimi olan ehir veya kasaban n en yetkili yöneticisi olan kad n görev ve yetki alan sadece adli ve er‘i i lerle s rl olmay p, ayn zamanda idari, mali ve beledi alanlarda da otorite sahibi idi. Kad , kazada Sultan' temsil etmesi hasebiyle Padi ah berat ve fermanlar n sicil-i mahfuza yaz lmas , ahaliye ilan edilmesi gibi görevleri de yerine getirirdi. Vergilerle ilgili çok de ik mali konular ilgilendiren görevleri yürütmeleri yan nda, bugünkü anlamda belediyenin üstlendi i sorumluluklar da kad lara aittir. Di er taraftan, sanatkar ve esnaf n kontrolü, lonca düzeninin, yönetimin ve bununla ilgili kurallar gözetimi, ehrin ekonomik hayat yla yak ndan ilgili olarak fiyat tesbit ve kontrolü, di er yandan ehirlerin alt yap sal tesislerinin denetimi, imar nizam n korunmas gözetmek, vak flar n yöneticilerini denetlemek, bu konudaki atamalarla ilgili olarak arzda bulunmak gibi hepsi ayr lmaz bir bütün te kil eden çe itli görevleri vard r18.

saca kad lar n görevlerine bak rsa ta ra idaresinde oldukça önemli ve etkin bir konumda oldu u anla r. Kaza biriminin yarg i lerinden ba lamak üzere beledi

lere kadar hemen her i te kad n rolü ve etkinli i görülmektedir. Özetle denilebilir ki, kaza idaresi, genel anlam ile bütün yönleriyle kad n sorumlulu u alt ndayd 19.

16

Akgündüz, Osmanl Kanunnameleri ve Hukuki Tahlileri, s. 231.

17

Peirce, s. 241.

18

Mehmet Be irli, “385 Numaral Harput er’iye Sicilinin Tan ve Osmanl ehir Tarihi ndan Önemi”, s. 6. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1248/14259.pdf. ( 4 Ocak 2012).

19

(18)

2.2.2. Nâ’ib

Lügat manas vekil, birinin yerine geçen20 manas na gelen nâ’ibler kad lar n yarg görevini îfâ ederken yard na ba vurduklar görevlilerin ba nda gelirlerdi. Kad lar n kendi yerlerine davalara bakmak üzere görevlendirdikleri ah slard r. Bunlar belirli bir süre veya belirli bir i için ta‘yîn edilirlerdi. Onlar da kad lar n verdikleri yetki çerçevesinde görevlerini yaparlard . Zaman içinde bu uygulama kad k mesle inde yozla malara da sebep olmu , hem zaman zaman ehil olmayan kimselerin kad k yapmalar na, hem de nâ‘iblerin gelirlerinden as l kad ya pay vermek durumunda olmalar onlar n gelirlerini art rmak için çe itli suistimallere yönelmelerine yol açm r. Ancak kad lar n ço u zaman kendisine nâ’ibler atamas n baz zorunluluklara dayand göz önünde tutulmal r. Çünkü atand kaza birimine ba yerle im yerlerinin say n 40’tan 300’e kadar ç kt da görülmektedir. Böyle bir geni li e tek kad n tamamen ula mas da zaman n artlar içerisinde mümkün görülmemektedir21. Bazen kad lara “nâ’ib” denirdi. Çünkü onlar da sultan n vekili olarak görevlerini îfâ ederlerdi. Kad lar ta‘yîn edildikleri yere bizzat gitmeyerek nâ’ib gönderebilecekleri gibi, kaza merkezlerine tabi nahiyelere de nâ’ib ta‘yîn edebilirlerdi. Nahiyelere ta‘yîn edilen nâ’iblere “kaza nâ’ibleri” denirdi. Ayr ca mevleviyet kad lar n ta‘yîn ettikleri nâ’iblere “mevâlî nâ’ibleri” denirdi. Nâ’ibler yapt klar i lere göre farkl isimler almaktad rlar. Bâb Nâ’ibi, Ayak Nâ’ibi, Toprak Nâ’ibi gibi. Hatta stanbul Bâb Mahkemesi Nâ’ibli i bu isim ve i alt nda uzmanla r. Bâb Nâ’ibli i daha çok evlenme, Ayak Nâ’ibli i gezici kad k, Toprak Nâ’ibli i ise daha ziyade toprak meselelerinde uzmanla r22.

2.2.3. ühûdü’l-Hâl

ühûd, kelime manas olarak “ ahitler, tan klar” manas na gelmektedir23. Bu kurumun günümüzde tam bir kar olmamakla beraber, biraz “jüri” kavram ça rmaktad r. Osmanl mahkemesinde verilen hükümlere ahit olarak imza atmak

20

Yeni Lûgat, “Na’ib” Hizmet Vakf Yay nc k, stanbul 1997, s. 526.

21

Nurcan Abac , Bursa ehrinde Osmanl Hukukunun Uygulanmas, KB yay., Ankara 2001, s. 59.

22

Abac , s. 59-60.

23

(19)

veya baz konularda bilirki ilik yapmak, genellikle de ik ki ilerce yap yordu. Bu görevi yapanlar n hepsine uhudü’l-hal denir.

ühûdü’l-hal, kazan n ileri gelenleri aras ndan, kad ya müdahale edemeyen, ama kad üzerinde dolayl etkisi olan kimselerdir. Bu ki iler olay n de il, yarg laman n tan olduklar ortadad r.

2.2.4. Kassâm

Lügattaki anlam taksim eden olan kassâm kelimesi hukuki terim olarak vefat eden ah slar n terekelerini (miras ) taksim eden er‘î memur anlam na gelir. Kassâmlar bu görevi kad ad na yaparlard . Osmanl adliye te kilat nda iki çe it kassâm vard . Birincisi; askeri s n (kamu görevlilerinin) terekelerini taksim eden kazasker kassâmlard . kinci ise, er‘î Mahkemeler’in bulundu u yerlerdeki beledi kassâmlard . Her kad kta huSüseni bir kassâm defteri bulunurdu. Kassâmlar taksim ettikleri terekelerden “resm-i k smet” ad yla bir harç al rlard . Bu harç binde belirli bir oran olmakla birlikte kad ve kazaskerlerin gelirlerinde önemli bir yer tutard24.

Kassamlar ikinci derecede adliye görevlilerinden olup hakimin yard mc lar r. Fakihlere göre kazâi özellik ta mas ndan ve kad n nâ’ibi olmas ndan dolay kassamlar n hakimlerde arand gibi Müslüman, âdil, mesle inin gerektirdi i hukuk bilgisine sahip olmas Kur’an, sünnet ve f kh , özellikle miras hukukunu iyi bilen, hür, kazf suçu nedeniyle had cezas uygulanmam , fas k olmayan ki ilerden seçilmesi gerekir25.

2.2.5. Muhz r

Lügattaki anlam “huzura getiren” demek olan muhz r; davac ve daval lar mahkemeye celb eden ve savc n baz görevlerini îfâ eden bir memurdu. Küçük kaza merkezlerinde; mahkeme mübâ irli i, mahkeme katibli i, emniyet görevlisi ve savc n görevlerini îfâ etmekteydi. Bu hizmetleri kar nda “ihzariye”denilen ve taraflarca kar lanan bir ücret al rd . Muhz rlar n ta‘yîni bir seneli ine kurumun i leyi inden sorumlu olan muhz rba lar taraf ndan yap rd 26.

24

Uzunçar , Osmanl Devleti lmiye Te kilat , s. 117.

25

Sa’id Öztürk, “Kassam”, Türkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, C. 24, Türkiye Diyanet Vakf ,

stanbul 2001, s. 579.

26

(20)

Diyarbak r mahkemesinde ve di er ehirler de oldu u gibi, mahkemenin güvenli i muhz rlar taraf ndan sa lanmaktayd . Daval lar mahkemeye getirip götürme görevini üstlenen muhz rlar, yerinde bir benzetme ile Mustafa Akda taraf ndan “Adli Polis” olarak isimlendirilmi lerdir. Muhz rba lar da bu “Adli polislerin Reisi” durumundad r27.

Muhz rba ve onun yard mc lar durumunda olan muhz rlar n ba ca görevlerinin mahkeme kap nda beklemek suretiyle mahkemenin seyrini bozacak hadiseleri önlemek oldu u söylenebilir. Bunun yan s ra “ ühûdü’l-hal” üyesi olduklar bildi imiz bu ki iler, mahkemece el konulmu olan e yalar korumak, gözalt na al nan ki ilerin kona beklemek gibi di er hizmetlerde de bulunmaktayd lar28.

2.2.6. Çavu

Mahkeme i‘lamlar n icrâc , borçlunun mallar satarak borcunun ödenmesini, icab ederse mahkeme karar yla borçlunun hapisle cezaland lmas sa lard . Ayr ca hukuken kesinle en bedeni ve nakdi cezalar n infaz ndan da çavu lar sorumluydu. Günümüzdeki icra’ memurlar ve k smen de savc lar n ve emniyet görevlilerinin vazifelerini ifa ederdi.

2.2.7. Suba

Hükümet merkezindeki çavu te kilât n görevlerini, sancak, kaza, nahiye ve köylerde suba yürütürdü. Sancaklarda; sancak beyinin ücretli adam ve emniyet amiri, kaza ve daha küçük merkezlerde ise, idare amiri olan suba lar , er‘iyye Mahkemelerinde de icrâ‘ ve infaz memuru olarak görev yaparlard . Suçlular n yakalanmas da en önemli vazifelerindendi29.

2.2.8. Mübâ ir

Lügattaki manas bir i e ba layan demektir30. Adli memur olarak iki manas vard r. Biri celb ve tebli lerinde kullan lan memur anlam r. Di eri ise;

27 Y lmazçelik, s. 233. 28 Y lmazçelik, 234. 29 Abac , s. 64-65. 30

(21)

Tanzimat’tan önce devletçe gördürülmesi veya soru turulmas laz m gelen bir i için görevlendirilen memur demektir. Bu görevi kar “mübâ iriyye” denen bir ücret al r.

2.2.9. Mü âvir

Lügattaki manas kendisine dan lan, isti are edilen demektir31. Kad lar ihtiyaç duyulan hallerde müftülerden ve slâm hukukunu iyi bilen ah slardan fetvâ isteyebilirler. i çok olan mahkemelerde ihtiyaca göre bir veya iki mü avir bulunur. Mü avirler; kad k yapabilecek ah slar aras nda seçildi i için baz kad klar n mü avirleri tek ba na hüküm verme yetkisine sahiptir32.

2.2.10. Kâtib ve Hademeler

Katibler medrese kökenli ki iler aras ndan kabiliyetli olanlar n seçilmesiyle olabilece i gibi, usta ç rak ili kisi çerçevesinde do rudan kalemiyye denilen bürokrasi içerisinden de yeti ebilirdi çünkü katiplik mesle i büyük maharet ve gayret isteyen bir ti. Bunlar sarf, nahiv, lügat gramer bilgilerinin yan nda iir, edebiyat ve in a gibi edebi bilimler ile Kur’an, hadis, tarih, co rafya ve hukuk alan ndaki bilgileriyle temayüz etmi , derin bir kültüre sahip ki ilerdi33. er‘iyye Mahkemeleri’nde önemli bir görev olan kâtibli e; güvenilir, sa lam, davalar tutana a geçirmede ve i‘lâmlar tanzim usulünde mahir olan ah slar n getirilmesi gerekir. Kâtibin en önemli görevi, taraflar n iddia ve savunmalar , ahitlerin beyânlar do ru olarak zabta geçmektir. Hediye almak gibi adi suçlar irtikap etmemeleri için her zaman kad n nezaretinde görev yapm lard r. 1331(1913) tarihli Hükkâm- er’ ve Mahkeme-i er’iyye kanunu, her mahkemede bir ba kâtib ve yeteri kadar kâtibin bulundurulmas hükme ba lam r. Kad ve mü avir bulunmad zaman mahkeme ba kâtibi kad ya vekâlet eder. Zaman zaman mahkeme d ndaki ke if olaylar ile de görevlendirilen kâtibler ço unlukla yöresel ayd nlardan olu makta, airli i ile tan nan pek çok ki i geçimini mahkeme kâtibli i yaparak sa lamaktayd . Hademeler ise, mahkeme i lerinde evraklar n getirilmesi, duru ma güvenli inin sa lanmas vb. ayak i leriyle me gul olurlard34.

31

Kâmûs- Türkî, “Mü avir”, Ça Yay nlar , stanbul 2006, s. 1349.

32

Osmanl ca- Türkçe Ansiklopedik Sözlük, “Mü avir”, s. 754.

33

Ünal, s. 57-58.

34

(22)

2.3. ER‘ YYE S LLER

2.3.1. er’iyye Sicillerinin Tan ve Ortaya Ç

er‘iyye Sicilleri üzerine ilk çal malar n 1930’ lardan itibaren dönemin Halk Evleri dergilerinde yap ld görülmektedir. smail Hakk Uzunçar ’n n 1935’te “ er‘i Mahkeme Sicilleri” ve T. Mümtaz Yaman’ n 1938’de yine “ er‘i Mahkeme Sicilleri” ba kl Ankara Halkevi Dergisi Ülkü’de yay mlanan ve sicillere dikkat çeken yaz lar , bu alanda ilklerdendir. Uzunçar , sicillerin dört yüz y ll k Türk Tarihi’nin ayd nlat lmas ndaki katk na dikkat çekmekte; Yaman ise sicilleri “Hazine- i Evrak” mesabesinde görmektedir35.

Mevcut bilgilere göre Osmanl ’ya dair en eski er’iye Sicili Bursa’ya ait h. 860 tarihli er‘iyye Defteri’dir. Varl bilinen er‘iyye Sicilleri iki merkezde toplanm bulunmaktad r. 1890 y nda kurulan stanbul Müftülü ü er‘iyye Sicilleri Ar ivi, sicillerin önemli bir k sm burada olup stanbul’un 27 mahkemesine ait 9870 ciltten olu an defterler tesbit edilmi tir. kinci merkez Ankara Milli Kütüphanesi olup toplanan er‘iyye Sicilleri 1990 y ndan itibaren buraya al nm r. Söz konusu iki merkezde toplanan siciller hakk nda kesin bilgiler bilinmemekle beraber, yap lan ara rmalara göre ülkemizde 16973 adet er‘iyye Sicili tesbit edilmi tir36

er‘iyye Sicilleri’nden istenilen ölçüde istifade edebilmek için fihrist ve toplu katalo a ihtiyaç duyulmu ve bu alandaki ilk çal may Osman Ersoy, Ankara Etno rafya Müzesi’nde bulunan 109 defterin katalo unu yay nlatarak ba latm r. Bunu, Topkap Saray Ar ivi er‘iyye Sicilleri’ni haz rlayan Mücteba lgürel ve Adana

er‘iyye Sicilleri’ni ihtiva eden çal smas yla Yusuf Halaço lu takip etmi tir37.

er‘iyye Sicilleri, er‘iyye Mahkemeleri’nin tutmu oldu u kay tlara verilen add r. Bu mahkemelere bakan kad lar, görevleri gere i kendilerine gelen hüküm ve fermanlar ve bunlara verilen cevaplar , gördükleri çe itli davalar hakk nda, vermi olduklar hükümleri bu deftere kaydederlerdi. Kad lar n “Sicil” denilen birer defter tutmalar kanun gere i idi.

35

Yunus U ur, “Mahkeme Kay tlar ( er‘iyye Scilleri) Literatür De erlendirmesi ve Bibliyografya” , Türkiyat Ara rmalar Literatür Dergisi, C.3, S. 1, 2003, s. 3005-344. http://sehir.academia.edu/YunusUgur/Papers/370433/Mahkeme_Kayitlari_Seriye_Sicilleri_Literatur_Deg erlendirmesi_ve_Bibliyografya( 3 Ocak 2012).

36 Abdunnas r Yiner, “443 Numaral Siverek er’iyye Sicili” , ( Bas lmam Yüksek Lisans Tezi Harran

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dal , anl urfa 1996 ), s. 13-14.

37

(23)

2.3.2. er’iyye Sicilleri Üzerine Yap lan Belli Ba Çal malar38 AKGÜNDÜZ, Ahmet, er'iye Sicilleri, Istanbul 1988.

AYDIN, M.Akif, "Osmanli Hukukunda Nikâh Akitleri", Osmanl Ara rmalar , s. 5. BALTACI, Cahit, " er’iye Sicillerinin Tarihsel ve Kültürel Önemi", Osmanl

Ara rmalar Sempozyumu, stanbul 1985.

BALTACI, Cahit, "The Importance of the Kadi Registers for the Islamic World", Studies of Turkish Arap Relation, 2, 1987.

BARKAN, Ömer Lütfi, "Edirne Kassâm na Ait Tereke Defterleri (1545-1659)" Belgeler, s. 3-5-6, 1966.

BAYINDIR, Abdülaziz, slam Muhakeme Hukuku: Osmanl Devri Uygulamas , slami limler Ara rmalar Vakf , 1986.

DAUMANI, Bishara B., "Palestian Islamic Court Records: A Source for Socioeconomic History", MESA, Bulletin, 19, 1985.

ERGiN, Osman, " er'iye Sicillerinin Toplu Katalo una Do ru", AM. DTCFD, C.XXI, s. 3-4, Ankara 1963.

FAROQH , Suraiya, "Onalt nc ve Onyedinci Yüzy l Kad Sicillerinde Kaydolunan Ev Sat lar yla Belgelerin ekil Aç ndan De imi", .Ü.E.F, Paleografya ve Diplomatik Semineri, stanbul 1988.

FAROQHi, Suraiya, "Social Life in Eighteenth-Century Kayseri on the Basis of Kadi Sicils", The Turkish Studies Assocation, Bulletin, C. XVI, s. 2,1992.

GRADEVA, Rositsa, “The Activities of a Kad Court in Eightteenth-Century Rumeli: The Cas of Hac oglu Pazarc k", The Turkish Studies Assocation, Bulletin, C.XVI, s. 2, 1992.

LGÜREL, Mücteba, " er’iye Sicillerinin Toplu Katalo una Dogru", Tarih Dergisi, s. 28-29, Istanbul 1975.

LGÜREL, Mücteba, "XIII. Yüzy l Bal kesir er’iye Siciline Göre Suba k Müessesesi", VIII. Türk Tarih Kongresi, C.II, Ankara 1976.

NALCIK, Halil, "Osmanl Tarihi Hakk nda Mühim Bir Kaynak", Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co rafya Fakültesi Dergisi, C. I, s. 2, 1943.

38

Danyal Tekdal, “208 Numaral Mardin er’iyye Sicili”, (Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü –

Bas lmam Yüksek Lisans Tezi) Dicle Üniversitesi, Diyarbak r 2009, s. 7-9.

(24)

NALCIK, Halil, "Osmanl dare, Sosyal ve Ekonomik Tarihiyle lgili Belgeler. Bursa Kad Sicillerinden Seçmeler", Belgeler, 10, 1980-81.

HALAÇO LU, Yusuf, " er’iye Sicillerinin Toplu Katalo una Do ru", Tarih Dergisi, s. 30, stanbul 1976.

JENNINGS, Ronald, "Kad , Court an Legal Procedure in 17th Century Ottoman Kayseri", Studia Islamica, 50, 1979.

JENNINGS, Ronald, "Limitations of the Judicial Powers of the Kad in 17th Century Ottoman Kayseri", Studia Islamica, 50, 1979.

JENNINGS, Ronald, The Judicial Registers of Kayseri (1590-1630) As a Source for Ottoman History, University of California, Los Aengeles 1972.

JENNINGS, Ronald, The society and Economy of Maçuka in the Ottoman-Judicial Registers of Trabzon, 1560-1640, Washington DC: Dumbortan Oaks, 1986.

JENNINGS, Ronald, "Zimmis (Non-Muslims) in Early 17th Century Ottoman Kayseri", Journal of the Economic ant Social History of the Orient, (JESHO), 2, 1978.

J.SENG, Yvonne, The Estate Inventories (Tereke) of Üsküdar as Records of Everyday Life in an Ottoman Town, University of Chicago, 1991.

KANKAL, Ahmet, Türkmenin Kaidesi Kastamonu (XV-XVIII. Yüzy llar Aras ehir Hayat ), Zafer Matbaas , Ankara 2004.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, "Analodu Tarihinin Yerli Kaynaklar ", Belleten, C. VII, s. 27, 1943.

MANDAV LLE, Jon, 'The Ottoman Court Records of Syria an Jordan", The Journal of the American Oriental Society, 86, 1966.

NAGATA, Yuzo, "Manisa er’i Mahkeme Sicil Defterlerinden Bir Kaç Not", Osmanl

Tarihi Ara rma ve Uyguluma Merkezi Dergisi, (OTAM), s. 3, Ankara 1992.

NANOVA, Svetlana, "Muslim and Christian Women in the eriat Courts in Eigthteenth Century Rumeli: Manage Problems", The Turkish Studies Assocation, Bulletin, C. XVI, s. 2, 1992.

ONGAN, Halit, Ankara’n n I Numaral er’iye Sicili, Ankara 1958.

ORTAYLI, lber, "Anadolu'da XVI. Yüzy lda Evlilik li kileri Üzerine Baz Gözlemler", Osmanl Arast rmalar , s. 1.

ORTAYLI, lber, "Social Change in Bursa (Eigthteenth Century) According to Kad Registers", The Turkish Studies Association, Bulletin, C. XVI, s. 2, 1992.

(25)

ÖZDE ER, Hüseyin, 1463-1640 Y llar Bursa Sehri Tereke Defterleri, stanbul Üniversitesi, 1988.

RAFEG, Abdülkerim, The Law Court Registers and Their Imortance For a Socio-Economic and Urban Study of Ottoman Syria, "L'espace social de la villa Arabe, Maisonneuve et Larose, Paris 1979.

REILLY, James. A, "Shari a Court Registers and Land Tenure Around Nineteenth Century Damascus", Middle East Studies Association, Bulletin, 21, 1987.

SAH LL LU, Halil, "Bursa Kad Sicillerinde ç ve D Ödemeleri Arac Olarak "Kitab 'l-Kad ve Süfteceler", Türkiye Iktisat Tarihi Semineri, Haziran, 1973.

SCHEEL, Helmuth, 'Türk Tarihinin Tetkiki Bak ndan Türkçe Vesikalar n Önemi", Türkiyat Mecmuas , C.III, stanbul 1942.

TA , Kenan Ziya, “Ar iv Malzemesi Olarak er‘iye Sicilleri ve Ta ra Üniversitelerinde Tarih Ara rmalar ” I.Milli Ar iv ûras , Ankara 1998.

TA DEM R, Mehmet, Samsun er’iye Sicilleri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bas lmam Yüksek Lisans Tezi, stanbul 1986.

ULUÇAY, Ça atay, "Manisa er’iye Sicillerine Dair Bir Ara rma", Türkiyat Mecmuas , C. X.

UZUNÇAR ILI, smail Hakk , " er’i Mahkeme Sicilleri", Ülkü, C.V, Ankara 1935. YAMAN, Mümtaz, " er’i Mahkeme Sicilleri", Ülkü, C. XII, 1938.

2.3.3. er‘iyye Sicillerinin Türk- slâm Tarihi ve Tarihçili i Aç ndan Önemi

er‘iyye Sicilleri, atalar n dince, hukukça vak fça, hayat seviyesi ve insan münasebetleri bak ndan varl klar ortaya koyan en önemli tarihi vesikalardand r. er‘iyye Sicilleri tetkik edildi i zaman, bunlarda yer alan tarihi bilgiler sayesinde Osmanl tarihi, vak f müesseseleri, belediyecilik hizmetleri, gayri müslimlerin durumu gibi konularda bilgi sahibi olunarak, Osmanl tarihi ve kültürü daha iyi anla lm olacakt r. Bu sicillerde çe itli yer adlar , deyimler, miras hukuku, gelenekler, a iretlerin iskan gibi konularda önemli bilgiler mevcuttur.

Anla laca üzere, er‘iyye Sicilleri’nin, birinci dereceden bir kaynak oldu u muhakkakt r. Halk n dilek ve ikayetlerini, devlet merkeziyle yap lan resmi yaz malar , mahalli idarelere ait hukuki düzenlemeler olarak kabul edilen ferman ve hükümleri, ait oldu u mahallin sosyal ve iktisadi hayat yans tan mahkeme kararlar ihtiva eden bu

(26)

siciller incelenmeden, Osmanl devletinin içtimai, iktisadi, siyasi ve idari tarihini tam manas yla anlamak mümkün de ildir. er‘iyye Sicilleri’nin her konuda tarihe temel kaynaklardan biri oldu u kesindir.

Bu vesikalar n gerek Osmanl Devleti’nin merkez müesseselerinin iyi anla labilmesi ve uygulamalar n ne ekilde tezahür etti inin görülebilmesi aç ndan ve gerekse özellikle bölge tarihçili inin geli mesinde teferruatl veriler arzetmelerinden ötürü ana vesikalardan birini te kil ettikleri aç kt r39.

er‘iyye Sicilleri, devletin merkez te kilat n tarihinin yaz lmas ndan çok, ta ra te kilat n yap ve i leyi inin ayd nlat lmas aç ndan de erleri tart ma götürmez belgeler gurubuna girmektedir. u halde denilebilir ki, Osmanl Devleti’nin devlet yap n ve bunun ta radaki uygulamalann n iyi anla lmas için bu belgeler çok önemlidir.

er‘iyye Sicillerinden muhtelif devirlerdeki ailelerinin refah seviyelerini, kulland klar e yalar ve fertlerin sahip oldu u varl klar ö renmek mümkündür. Aile hukuku ile ilgili olarak sicil kay tlar ndan Osmanl co rafyas nda ya ayan insanlar n aile yap , ni anlanma, evlenme, bo anma, ev e yalar , beslenme ekli vb. müesseselerin nas l i ledi i hakk nda bilgi edinilmektedir.

2.3.4. er ‘iyye Sicili Defterleri

er‘iyye Sicilleri kelimenin tam anlam yla yerli düzeydeki Osmanl yönetiminin ar ividir. Ayn zamanda tarihi, hukuki ve yönetim alanlar n zenginli idir. slam kültürü ve ehirle menin kazand lmas i levinin ahitli ini yapmaktad r40.

Osmanl ehirlerinde kad lar n di er idari-askeri idarecilerle birlikte hareket ederek çe itli sosyal olaylar çözüme kavu turduklar bilinmektedir. dari-askeri görevliler taraf ndan yakalanan suçlular ehir mahkemesine intikal ettirilerek davaya bak rd ve sosyal nitelikli olaylar er‘iyye Sicilleri’ne geçilirdi41.

er‘iyye Sicilleri’nde ahs n hukuku ile ilgili kararlardan, aile hukuku ve kamu hukuku ile ilgili kay tlara kadar hukuki vesikalara rastlan r. Ayn zamanda iktisat tarihi aç ndan da önemli veriler ihtiva ederler. Her er‘iyye Sicili, bulundu u yerin iktisadi

39

Be irli, s. 4. 40

Shaban Sinani, “Berat ( Belgrad ) ehri Defteri ( Mahkeme Kay t Defteri )- Arnavutluk ve Do u Bölgeleri li kileri Hakk nda Ansiklopedik Bir Hazine”, Çev: Anila Polat, http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/ui/dergiler/33-145-151.pdf. ( 04.04.2012).

41

(27)

hayat na dair orjinal vesikalard r. Osmanl tebaas n hayat ve geçim tarz , memlekete ar dan giren ve yine memleketten d ar ç kan e ya, imal edilen sanayi ürünleri, Anadolu'da mevcut olan esnaf gruplar ve meslek çe itleri, halktan toplanan vergiler, para arz vs. gibi konular do ru olarak er‘iyye Sicilleri’nden ö renilebilir42.

Ancak bütün bu er‘iyye Sicilleri’nin tamam elde mevcut olmay p Ankara Milli Kütüphâne ar ivlerinde bulunan sicillerin tamam na yak bugün Türkiye s rlar içerisinde kalan idari birimlere ait olup di erleri ba bulunduklar devletlerin ar ivlerini süslemektedir. Ara rmac lar n d devletlerdeki bu sicilleri tespit ettikten sonra birer mikrofilm örneklerini al p Türkiye’ye getirmeleri ve transkripsiyonunun yap larak bilim dünyas na kazand lmas gerekmektedir. Buna binâen bu sicillerin tamam n transkripsiyonu ve tetkiki tamamlanmadan Osmanl hukuk sisteminin ve leyi inin bilgisinin eksik kalaca malumdur. Herhangi bir bölgeye ait birbirinin devam olan er‘iyye Sicilleri’nin tamam elde edildi i takdirde o bölgenin tarihi ve ya am biçimi konusunda daha güvenilir ve yerinde tespitler yapmak mümkündür. Sicillerin ara lmas ile Osmanl Devletinde ah s hukuku, devletler hukuku, özel hukuk, kamu hukuku, ceza usulüne ili kin konular, mali hukuk, idari ve temel hukuk gibi konularda gerekli malumat elde etmekle birlikte bu hukukun büyük ço unlukla

er‘î hukuka dayand da tespit edilmi olacakt r.

Kad lar n sadece yarg müessesesinin ba nda bulunmay p, bulunduklar kazan n idari, beledi, mülkî, adli amiri fonksiyonunu icrâ‘ etmelerinden dolay sicil kay tlar nda hayat n her alan na ait bilgiler elde etmek mümkün oluyordu. Kad sicillerinde olaylar n birebir kayd esast r. Bundan dolay tarih ilminde orijinal vesikalar durumundad rlar. Ayr ca kad lara gönderilen irade, fermân ve hükümlerin de gerekti inde kullan lmak üzere defterlere kaydedilmesi, özellikle örfî hukukla ilgili ihtilaflarda kad lar n s k s k bu defterlerdeki belgelere kolayca ula mas sa lamaktad r.

2.3.5. er‘iyye Sicillerinin çindeki Belgelerin S fland lmas

Sicil kelimesi sözlük itibar yla; okumak, karar vermek, kaydetmek, kayda geçirmek anlamlar vermekte olup, teknik bir terim olarak anlam ; hukuki olaylar , kad lar n karar suretlerini, hüccetler ve çe itli yarg lama kay tlar içeren defterler için kad sicilleri denilmektedir. Mahkemede al nan karar suretleri birebir ekilde bu

42

(28)

defterlere kaydedilmektedir. Sicil defterlerinin boyutlar da standart olmamaktad r. Kullan lan yaz rik‘a, rik‘a k rmas ve ta‘lik hatt olmaktad r.

er‘iyye Sicilleri’ndeki belgeler iki ana k sma ayr labilir. Birincisi; Kad lar taraf ndan in a edilerek yaz lan kay tlar olup, bunlar hüccetler, vakfiyeler, i‘lâmlar, ma‘rûzlar, mürâselelerdir. Bunlar Ahmet Akgündüz’ün tespitiyle sicillerdeki belgelerin yakla k % 90’ te kil etmektedir. kincisi ise; Kad lara hitaben gönderilen ve bundan dolay sicile kaydedilen berâtlar, buyruklar ve di er hükümlerdir.

2.3.4.1. Birinci K m 2.3.4.1.(1) Hüccet

Kad huzurunda düzenlenen vesikaya hüccet denir. Sözlük anlam , bir eyin sabitli ini ispatlayan belgedir. Bu vesikada kad n hükmü yoktur. Üst taraf nda kad n mühür ve imzas ta r. Hüccetle bir taraf n ikrâr ve di er taraf n da bu ikrâr tasdîki kay t alt na al nm olmaktad r. Bir kimseye hüccet verip sicile kaydedilmesi o konuda bir daha hukuki itiraz n ve çeki menin olmayaca , olursa hüccet sahibinin lehine hüküm verilece i anlam ndad r. Sonralar “sened” kavram ile de ifade edilen hüccetler konular na göre; nafaka, velayet, vasî ta‘yîni, nikâh akdi, talâk, mehr, sat m akdi, ferâ , izin ve yetki belgesi, ba lama, rehin, borç senedi, istihkak, ikrâr, havale, ahadet, kefalet, irket, k sas, diyet, sulh ve iflas gibi hüccetlerdir43.

2.3.4.1.(2) Vakfiyeler

Arapça vak f sözcü ü “ durdurma, durma, al koyma, ba lama ” anlam ndad r. Terim olarak bir ki inin ta r ya da ta nmaz mal süresiz olarak, sosyal veya dinsel bir amaç için tahsis etmesi anlam ta r. Topluma hizmet amac yla kurulan ve özünde yard mla ma ve sosyal dayan ma gibi yüce duygu ve dü ünceler ta yan vak flar, slam hukunun en eski ve en geli mi kurumlar ndan biridir44 vakf eden kimseye “ vâk f ”, vakf n konusu olan eye “ mevkuf ” veya “ mahal-i mevkuf ”, vakf n gelirinden yararlananlara “ mevkufun aleyh” denir45.

43

Uzunçar , Osmanl Devleti’nin lmiye Te kilat , s. 10.

44

M. inasi Acar, Osmanl ’da Günlük Ya am Nesneleri, Yem Yay., stanbul 2011, s. 312.

45

Akgündüz, slam Hukukunda ve Osmanl Tatbikat nda Vak f Müessesesi, TTK., Ankara 1988, s. 77.

(29)

Ya da ba ka bir ifadeyle vak f k saca, ki ilerin kendilerine ait menkul veya gayr-i menkul mallar veyahut nakit paralar cemiyetin yarar na ba lamalar olarak tan mlanabilir. Vakf n men ei Roma ve Bizans’a kadar dayand lmakla beraber, bu müessesenin muhtelif ekillerde bütün toplumlarda bulundu una üphe yoktur. Bu arada vakf , tamamen slami kökenli sayan baz ara mac lar da vard . Ancak vak f,

slamiyetle birlikte yepyeni bir veche kazanarak Türk slam tarihinde son derece müsbet bir rol oynam r46. Vak flar slâm Hukuk tarihinde çok önemli sosyal hizmetleri yerine getirmi kurumlar olup, vakf n nas l hizmet verece inin belirlendi i tüzü e vakfiye ad verilmektedir. Vak flar n do sebebi slâm’ n iyilik ve hay r yapma anlay n bir sonucudur. Özellikle “sadaka-y câriye” anlay n bir sonucu olan vak f gelene inin ilk örneklerini Hz. Peygamber zaman na kadar götürmek mümkündür.

slam ve Osmanl hukukunda vakf n kurulabilmesi için baz kurucu unsurlar n ve hukuki mu’amelenin tamamlanmas için de baz tamamlay unsurlar aranmaktad r. Kurucu unsur bulunursa vak f akdi do ar, ancak tamamlay unsurlar da tam ise sa lam do ar; bunlardan biri eksikse sakat do ar. Hukuki manada vak f manas nda kullan lan ve söylendi i zaman vak f kurumu anla lan sözler “vak f, habs ve tesbil” sözleridir, bunlar n söylenmesi ile vak f kurulur. Vak f kurulmas esnas nda vakfeden, “ mal vakfettim, habsettim veya tesbil ettim ” dedi inde sarih irade beyan yla vak f kurulmu olur47.

Bir vakf n idaresi ve amac n gerçekle mesi için yap lmas laz m gelen tasarruflar icraya yetkili ki i mütevellidir, fakat mütevelli vak f hakk nda her çe it tasarruf yapmaya yetkili de ildir. Yapmaya yetkili oldu u tasarruflarda da baz kay tlarla yetkileri s rland lm r. Evvela, mütevelli bütün tasarruflarda vakf n yarar dü ünerek hareket etmelidir. kinci olarak, mütevelli baz tasarruflarda vicdan ve maslahat gözetmek esas ile de ba ba a b rak lm ve baz tasarruflar icra için hakimin karar n almakla yetkili k nm r. Baz lar nda ise daha da ileriye gidilerek devletin en yetkili makam n müsadesi art aranm r48.

46

Ünal, s. 241-242.

47

Akgündüz, slam Hukukunda ve Osmanl Tatbikat nda Vak f Müessesesi, s. 111.

48

(30)

2.3.4.1. (3) Hüccet-i Zahiriye

Arkas na sebep ve dayana yaz lm olan hüccetler olup genellikle tasarruf hakk belirten berâtlar n arka yüzüne yaz haldedir.

2.3.4.1. (4) ‘lâmlar

‘lam n sözlük anlam bildirme, anlatma demektir49. K saca; mahkeme hükmünü bildiren resmi karar yaz olarak tan mlan r50. Kad n bir davada verdi i er‘î hükümdür. Alt nda karar veren kad n mührü bulunur. Bu itibarla kad n hüküm verdi i her belge i‘lâmd r. Ancak i‘lâmlar konular na göre s flamak mümkündür. ‘lâm n içeri inde davac n, daval n, ahitlerin, varsa vekillerin isimleri, dava konusu, davac n iste i, daval n savunmas , ahitlerin ifadeleri ve delilleri ve kad n verdi i hükmü ve gerekçesi yer al r. ‘lâmlar konular na göre s fland lacak olursa u ekilde tan mlanabilir; borç ikrâr , alacak ispat , vak f, kira, nikâh akdi, talâk, yemin teklifi, kefalet, vekâlet, tereke, vesâyet, vasî ta‘yîni, hakk n sahibine iadesi, iftira, içki ve zina cezalar , çe itli tazirler, Ramazan ay n ilân , bayram ilân , dinden ç kma, Müslüman olma, al m-sat m, h rs zl k gibi. ‘lâmlar kad n gerekli gördü ü durumlarda re’sen veya vuku bulan sual üzerine verilirdi. Daval veya davac ya da istemeleri halinde birer ilâm verilirdi. Kad i‘lâm düzenlerken çok titiz davran r, yanl yoruma yol açacak bir manan n ortaya ç kmamas na özen gösterirdi.

2.3.4.1. (5) Ma‘rûzlar

Sözlük anlam ; bir eyin tesirine u ramak veya u ratmak, arz olunmu , arz olunanlar, serilmi , yay lm , sunulmu , verilmi , küçükten büyü e bildirilenlerdir51. Bu belgeler kad taraf ndan kaleme al nd takdirde karar içermeyen ve hüccet gibi hukuki bir durumun tespiti aç ndan yaz bir delil kabul edilmeyen icrâ’ makam na yaz lan ihtiyaç veya ikâyet dilekçeleridir. Bu sebeple asttan üste yaz lan bir belgedir.

49 Kâmûs- Türkî, l‘âm”, s. 132. 50 Yeni Lûgat, “ l‘âm”, s. 265. 51

(31)

2.3.4.1. (6) Mürâseleler

Sözlük anlam ; mektupla ma, mektub te‘âtîsi, muhâbere demektir52. Mürâseleler kad taraf ndan yaz lan resmi ka tlara denir. Ço ulu mürâselatt r. Bu resmi ka tlar kad n kendisine denk veya alt rütbedeki makam veya ah slara hitaben yazd yaz lard r. çeri i ya san n mahkemeye celb iste ini içerir veya ba ka konulara da ait olabilirdi.

2.3.4.2. NC KISIM

2.3.4.2. (1) Emir ve Fermanlar

Padi ah taraf ndan gönderilen umumu veya ahs ilgilendiren vazife tevcihi, mar tevcihi, ticaret berât gibi belgeler olup kad lara gönderilip sicile geçirilen ve halka duyurulan belgelerdir. Pâdi ah n kendisine slâm hukuku taraf ndan tan nan yasama yetkisine (örfî-hukuk) dayanarak veya icrâ‘ kuvvetinin ba olarak kaleme ald ve sicillerde “evamir ve feramin” diye zikredilen bu hükümlerde padi ah ya ihtilafl olan bir er‘î meselede mevcut görü lerden birini tercih etti ini kad ya bildirir; ya da er‘î hükümlerin icrâ‘s için yaz emir gönderir veya düzenleme yetkisi bulunan sahalarda baz düzenleyici kaideleri kad lara bildirir.

2.3.4.2. (2) Buyruldular

Sadrazamlar taraf ndan padi ah ad na baz hususlar hat rlatmak amac yla kad lara gönderilmi belgelerdir. Bu belgeler sadrazam d nda di er vezirler, beylerbeyleri, kaptan- derya ve kazaskerler taraf ndan da gönderilebilirdi.

2.3.4.2. (3) Tezkereler

Do rudan do ruya sadrazama ba olup Anadolu ve Rumeli

Defterdarl klar ’ndaki mali kalemlerin (tezkereciler) verdi i belgeler olup suretleri sicillerde kay tl r. Tezkereler üstten alta veya ayn seviyedeki makamlar aras nda kar kl yaz rd 53.

52

Kâmûs- Türkî, “Mürasele”, s. 1318.

53

(32)

2.3.4.2. (4) Temessükler

Sözlükte, tutunma, yap ma, sar lma anlam na gelmektedir54. Ayr ca hüccet ve delil izhar etmek anlam na da gelmektedir55. Temessükler, miri arazide ve gayri sahih vak flarda tasarruf hakk sahiplerine yetkili makam veya ah slar taraf ndan verilen belgelerdir. Yani mülkü tasarruf vesikas olup zaman içerisinde bu ismin yerini “tapu” tabiri alm r.

2.3.4.2. (5) Berat

Lûgat manas olarak yaz kâ t ve mektup demek olup bu tabir Osmanl devletinde herhangi bir göreve veya hizmete tayin veya maa tahsisi yahut da unvan veya ni an verilmesi, bir muafiyet veya imtiyaz verilmesi dolay yla haz rlanan fermanlar için kullan lm r56.

2.3.4.2. (6) Tereke

Ölen bir ki inin terk etti i e ya anlam nda kullan lan bir tabirdir. Bunun yerine “muhallefat” da kullan r. Terekeye ölünün techiz ve tekfini, ölünün borçlar , vasiyeti, veresenin hakk gibi eyler girer57.

2.3.4.2. (7) Fetva

slam dinine ait er‘i ve hukuki bir meseleye hüküm mahiyetini ta mamak üzere erbab taraf ndan verilen mütalâa cinsinden cevap. Fetvay verene müfti, onun tedvin etti i delillere dayanarak hüküm verene kad denirdi. Fetva, daima sorulan bir sualin cevapland lmas eklinde formüle edilmi tir58.

54

Kamus- Türki, “Temessük”, s. 438.

55

Yeni Lûgat, “Temessük”, s. 711.

56

Osmanl Tarih Sözlü ü, “Berat” Paradigma Yay., stanbul 2011, s. 106.

57

Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü ü, “Tereke”, s. 460.

58

(33)

NC BÖLÜM

2.4 MET N TRANSKR PS YON

376 nolu Diyarbak r er‘iyye Sicili’nin birinci vara mikrofilm çekiminden kaynaklanan aksakl ktan dolay okunmaya elveri li olmad için transkribe edilemedi.

S 2/1

Dahile Hâtûn taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Hâc Mustafâ Efendi (mim) zevci Hüd o lu Ahmed mahzar nda üzerine müvekkilem mezbûrenin merkûm zimmetinde üç adet f nd k ve iki aded macâr ve on iki ‘aded stanbul tâm ve ve üç ‘aded rub’iyye ve bir çift dolabl küpe yüz elli guru k ymetli ku ak ve otuz guru a iki cuda ve iki cinsi olub merkûmdan bil-vekâle taleb-su’âl cevâb nda bâlâda mezkûr altûnlar bana bah eylemi ve mezkûr küpe dahi vâlidemin mal olub ku ak dahi külliyen bu kadar deyu inkâr.

Dahile Hâtûn taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Hâc Mustafâ Efendi (mim) zevci Hüd o lu Ahmed A a mahzar nda üzerine müvekkilem mezbûrenin merkûmun ‘indinde 3 aded f nd k altuni ve iki aded macâr ve iki aded stanbul tâm ve üç rub’iyye macâr ve bir çift dolabl altun küpe ve yüz elli guru k ymetle bir ku ak ve otuz guru ymetle iki cuda ve iki aded cinsi olub bi’l-vekâle bana teslîmi matlûbumdur deyu da‘vâ yine mezbûre Dahile Hâtûn vekîl-i sabitü’l-vekâlesi mûmâ-ileyh Hâc Mustafâ Efendi cevâb nda müvekkilem mezbûrenin merkûm Ahmet ‘indinde olan ber-mûcib-i defter-i cihâz e yalar hin-i sa arinde vâlidesi müvekkilem Ümmi Hâtûnun ber-mûcib-i hüccet-i er‘iyye infâk ve iksâ eyledi i mebla mukâbelesine vâlidesine hibe ve teberru‘ eyledi inden bâlâda mezkur e yâlar n ? mezbûre Dahile Hâtûna ve ber-mûcib-i defter-i cihâz e yâlar n di er müvekkilem Ümmi Hâtûna teslîmi içün bi’l-vekâle taleb-su’âl Ahmed A a cevâb nda bâlâda mezkûr altunlar bana teberru‘ eylemi ve küpe dahi vâlidemin olub emâneten virilmi dir ve ku ak ve cura ve çinileri dahi külliyen inkâr ve ber-mûcib-i defter-i cihâz vâlidesine teberru‘ eyledi i e yâlar dahi vâlidesine teberru‘ eyledi inden mukaddem bana hibe ve teberru‘ eylemi dir deyu def‘a tasaddîsi ve mûcib-i er‘iyyesi fetâvâ-y erîfe havâle olunub beyyîneye havâle olundukda Mollâ Mehmed nâm kimesne meclis-i er‘îde edâ-y ehâdetinde târih-i kitâbdan üç mâh mukaddem merkûm Ahmedin zevcesi müdde‘î-yi mezbûr bâlâda mezkûr üç yüz altm guru luk altunlar ve kâffe-yi emvâl ve e yâlar zevc-i

(34)

merkûma hibe ve teberru‘ eyleyub teslîm olunmaduktan sonra er‘e gelmez deyu cevâb eyledi inde ol-vakt öyle kalub târih-i kitâbdan üç gün mukaddem e yâlar teslîm eylemi imi ? altunlar dahi oldukda merkûmun zimmetinde olub mezbûre hibe eyleyub merkûm dahi kabul eyledikde lakin mezbûre o hâtûn olub olmad ma‘lûmum de ildir kapunun ensesinde duruyordu deyu edâ-y ehâdet eyledi i fetâvâ-y erîfe havâle olundukda ber-mûcib-i fetâvâ-y erîfe ahâdetleri hayyiz-i kabulde olmama la di er âhidlerin acizleri berle mezbûreye ba‘ de’t-tahlifü’ er‘i mûcibince er‘an teslîmi iktiz‘â eyledikte e yâ-y mezkûrlar n bir mikdar defter-i cihâz mûcibince teslîmi ve bak yyesi telef olub ‘indinde olmad ndan zevc-i mezbûr ba‘de’t-tahlîf nukûd ve küpeye dahi ikrâr idub mebla teslîm olundu u kayd ud?

S 2/2

lk ve beriki filan n Yezido lu Divan beyân olunur 250 Bucakl Mustafân n 135 def‘a Bucakl H

Esnaf- canana-n bâ-cehm-i meclis-i er‘-i erîf-i enverde takrîri nâm elballar nda devletü’n-ni‘am …. hazretlerinin k rk be senesi Zi’l-hicce gurresinden k rk alt senesi Cemaziye’l-evvel intihâs na de in alt mâh mürûrunda matbah- ‘âlilerine virdi imiz ruz- merre ta‘inât baham z olarak bin dört yüz doksan üç buçuk guru dan bin iki yüz yedi guru hazine-yi veliü’n-ni‘amiden taraflar na teslîm olunub iki yüz …. alt buçuk guru umuz bâkî kald deyu ikrâr ve itirâflar i bu mahalle karirce? erh virildi

Fazîletlu Ba Katib …. Kethüda ‘Alî Efendi, Kâtib Yûsuf Efendi, Kâtib Mehmed Efendi ve gayrihim

S 2/3

Eyne Müderris Mescidi Mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan Pastac ‘Alî Baban n ga’ib o lu Mehmede münhas r olub gâ’ibe-yi kayyum nasb olunan ‘Alî müteveffân n Kurba a Mahallesine bir bâb- ba çenin bir taraf Tuzcu Mehmedin bahçesine ve bir taraf Hâf z A a ba ve bir taraf yine ba çe ve taraf- ra‘bi tarîk-i ‘amm derûnunda bir tam ? Mehmed yüz otuz guru a bey‘ olunmu dur.

(35)

S 3/1

Elif taraf ndan vekîl-i sabitü’l-vekâlesi Hâc Ahmed Efendi (mim) ‘Â’i e taraf ndan vekîl-i sabitü’l-vekâlesi zevci Mollâ Bekir mahzar nda üzerine müvekkilem mezbûrenin anas Gözinun kar nda Hasan A an n mezbûr ‘Â’i e zevc-i menkûhas olub merkûm Hasan A a fevt oldukta verâseti zevcesi mezbûre ‘Â’i e ile anâm müteveffâye Gözi li-ebeveyn hem îresi ve kar nda ‘Alî ? bak yye ba‘de Zülfi fevt olub verâseti anas na münhas ra …. olub mezbûreye münhas r olub müteveffân n muhallefât ndan bin guru mezbûre ‘Â’i e ketm idub Millüden Süleymâna deyn olarak virub sâ’ir terekesini beyne’l-verese taksîm ve teslîm-i mektûme dahi sonradan müvekkilemin validesi vâk f olub mezbûre ‘Â’i eden taleb eyledi inde her ne vakt Millüden alunur ise hissen edâ iderim didikte el-hâletü hâzihi be yüz guru ahz itmi ve bakk yesini dahi erine temessük itmi olma la yedi yüz elli guru hissemi taleb-suâl vekîl-i merkûm cevâb nda mebla mezbûr benim kendi mâl m olub elde ? olma la müteveffâ Hasan A an n mâl oldu unu takrîr eyledi ini külliyen inkâr idub ba‘de Gözi cevâb nda da‘vâ itmeyub fevt olduktan sonra k da‘vâya ? fetvâya havale ba‘ade vekîl-i Hâc Ahmed Efendî cevâb nda Gözvekîl-invekîl-in cvekîl-ivân nda mezbûre ‘Â’vekîl-i eye bvekîl-in guru Millüde olan mebla Hasan A an n mâl olub mü terek oldu unu ikrâr ve fevtinden sonra yine mebla mâl-i irs olub mü terek oldu unu ikrâr eylemi dir deyu tarafeyn takrîrleri ve mûcib-i er‘isi fetâvâ-y erîfe havâle.

S 3/2

Mehmed taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Hâc Ahmed Efendi mezkûr Mollâ Mehmed taraf ndan vekîl-i müseccelli ‘Ömer Hâce mahzar nda üzerine bundan akdem fevt olan Mehmed ‘Abdînin zeylde mâstûr ecere mûcibince müvekkilim Mehmed ‘amm-zâdesi olub müteveffâ-y merkûmun terekesini merkûm Mollâ Mehmed fuzûlî 1000 zabt itmekle taleb-su’âl merkûm ‘Ömer cevâb nda müvekkilim Mollâ Mehmed müteveffâ-y merkûmun makarrla? ‘amm-zâdesi merkûm Mehmed ‘amm-zâdelik iddi‘â eyledikde müvekkilim merkûm mezbûr Mehmedin ‘amm-zâdesi oldu unu müteveffân n alt yüz guru u oldu unu ikrâr idub on yedi guru a sulh itmi dir ve merkûm Mehmed dahi on yedi guru ile zimmetini ibrâ itmi dir deyu def‘a tasaddîsine yine merkûm Hâc Ahmed Efendi cevâb nda müvekkili on yedi guru ‘aliyü’l-hisâb alm dur deyu ikrâr ….

(36)

ve sulh oldu unu inkâr idecek vekîl-i merkûm Mollâ ‘Ömerden beyyîne taleb olundukta.

S 3/3

Yâ Fettâh Yâ Rezzâk Yâ Allah

Osib taraf ndan vekîl-i müseccelli Halîl A a mezkûr (mim) Sadakari taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Hâc Ahmed Efendi mahzar nda üzerine da‘vâ tasvîr-i müdde‘âs nda müvekkilim mersûm mersûme Sadakariyi taleb idub patrik ve kâ lerin ma‘rifetleriyle ni ân bana …. virub ve âyînleri üzerine bâ-tarîk mersûm taraf ndan dahi mühr-ü ka d virilub el-hâletü hâzihi mersûme müvekkili tezvîclikle kabul ittim deyu cevâb virdi inden âyînleri üzerine ‘akd- nikâh olunub müvekkile teslîmi matlûbumdur deyu ba‘de’d-da‘vâ v’el-istintâk vekîl-i merkûm cevâb nda fî’l-hakîka mersûm müvekkilim mesfûre taleb eyleyub ni ân dahi virmi ise de ni ân müvekkilem geriye redd idub ve âyînleri üzerine …. olmad ndan n sf teslîmden imtinâ‘ idiyor deyu def‘a tasaddîsi ve mûcib-i eri‘si fetâvâ-y erîfe havâle.

DS 3/4

Canbâz erîf Alemdâr taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Hâc Ahmed Efendi Münevver taraf ndan vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Ah shal Ahmed Hâce mahzar nda üzerine dedem ‘Arab ‘Abdullah fevt olub verâseti babam ‘Alî ile zevcesi ninem Emîneye münhas r olub ba‘de babam ‘Alî dahi vefât idub veraseti bana ve nineme ve anas mezbûre Emîneye münhas r olub târih-i kitâbdan sekiz sene mukaddem ninem mezbûre Emîne dahi fevt olub verâseti yaln z bana münhas r olma la dedem müteveffâ ‘Abdullahdan müntakil alt bin guru luk nakid ninem mezbûrenin ‘indinde olub fevt oldukta mezbûre Münevver müteveffâye-yi mezkûre Emînenin câriyesi olma la nakd- mezkûr mezbûre Münevver ‘indinde kalma la taleb-su’âl vekîl-i merkûm Ahmed Hâce cevâb nda külliyen mebla mezbûr ‘indinde k… vekîl-i merkûm Hâc Ahmed Efendiden beyyine taleb olundukda isbât- beyyineden izhâr- acz- berle.

DS 3/5

Pirhan taraf ndan vekîl-i zevci Ni‘met Emetullah mahzar nda üzerine müvekkilem …. kar nda fevt olub mezbûr dahi zevcesi olma la mezbûrenin Fâtma

(37)

nâm on üç ya nda bir k olub mezbûrun dahi hakk- hazan sâk t ve üç mâhdan beru âherden bir kimesneyi tezvîc itmekle zevci merkûm dahi ? mahremi olmayub ve sâ’ir mezkûr zevcemden mâ‘adâ akrabalar olmad ndan ve mezbûre dahi ‘ammetesi olma la mezbûre Fâtmay bi’l-vekâle bana teslîm ve müvekkilemin terbiyesinde kalmas matlûbumdur deyu da‘vâ mezbûre Emetullah cevâb nda Asiyeden bir kimesnesi olmayub ‘ammete-yi mezbûrenin zevci ve o ullar dahi nâ-mahrem olma la kendi ‘indimde ve terbiyemde kalsun deyu def‘a tasaddîsi ve mûcib-i er‘îsi fetâvâ-y erîfe havâle.

S 3/6

ba -zâde Mehmed Emîn Efendi (mim) ve erîki Koç A am (mim) Selîm mahzar nda üzerine bâ-berât- ‘âli ber-vech-i tîmâr mutasarr f oldu umuz Ruberi? ve Porsuklu Tîmâr n muhâllefat ndan Be iri kazâs nda vâki‘ Basuri karyesinin her birimizin üç bin be yüz akçeden yedi bin akçe hissemize isâbet iden hissemizi karyeden ahz eyledi i iki senelik altm kîle h nta zabt ve otuz kîle a‘îr karye-yi mezbûrun merkûm dahi erîkimiz olma la keyl ve ta‘ îr idub zimmetinde olma la akçemize göre hissemizi taleb-su’âl geçen sene on sekiz kîle h nta alt kîle a‘îre bu sene dört kîle a‘îr ve on be kîle h nta-y Silvani kîlesi ahz eylemi bak yyesini inkâr müdde‘îden beyyine taleb olundukda isbât- beyyineden izhâr- acz- berle talebiyle ba‘de’t-tahlîf er‘an otuz üç kîle ve on kîle a‘îr lâz m gelub

GEÇEN SENEL K 15 ___________ 25 ___________ 75 ___________ 300 ___________ 375 ____________ 100 ____________

475 Mehmed Efendi ile ?

360 Olunan mebla z gör

835 Saat ankadar ?

900

Referanslar

Benzer Belgeler

Zaferan Borlı kurâsından Çiftlik-i Süfla karyesi ahâlîsinden iken bundan akdem vefât iden Ali Emuca Oğlu İsmâîl bin Ali nâm kimesnenin verâseti Zaferan

takımında iken vefât ettiği veresesi tarafından verilen arzuhalde ifade olunan Aşir oğlu Mehmed bin Osman bin Mehmed’in ber-vech-i âtî vârisi olduklarını iddia iden

Medîne-i Sîvâs mahallâtından Uryân Müslim Mahallesi sükkânından olub bundan âkdem tarîk-i hacc-ı şerîfde vefât iden müftî-i sabık El-Hâc Mehmed Emin Efendi bin

Medîne-i Kayseriyye'de Hasbek Mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan Ali bin İbrahim’in verâseti zevce-i metrûkesi Rukiye binti el-Hac İsmail ile sulbî

Medine-i Kayseriyye’de Kalenderhane Mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan el-Hâc Mustafa ibn-i Ali nâm kimesnenin veraseti zevce-i metrûkesi Şerife Ayşe

‘avâtifu’l-melikü’l-âlâ Karaman valisi vezirim paşa -edâme’llâhu teâlâ iclâlühû- ve akzâ kuzâtu’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ma’denü’l-fazl ve’l-yakîn

tahammülü olduğu sûretde tahammülü mikdârı bedel-i iltizâmına zam ile irsâline bezl ve sa‘y ve makderet eylemek fermânım olmağın zabtını hâvî işbu emr-i

mefahir-il kuzat vel hükkam meadin-ül fezail-ül vel kelam anadolunun orta kolu nihayetine değin vaki’ kazaların kadıları ve naibleri zidet fazlühüm ve