• Sonuç bulunamadı

133/2 numaralı Kayseri Şer`iyye Sicili (H. 1155/M. 1742) transkripsiyon ve değerlendirme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "133/2 numaralı Kayseri Şer`iyye Sicili (H. 1155/M. 1742) transkripsiyon ve değerlendirme"

Copied!
409
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

133/2 NUMARALI KAYSERİ ŞER’İYYE SİCİLİ (H.1155/M.1742)

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME

Tezi Hazırlayan Abdullah DANACI

Tezi Yöneten Doç. Dr. Özen TOK

Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

Temmuz 2010

KAYSERİ

(2)

133/2 NUMARALI KAYSERİ ŞER’İYYE SİCİLİ (H.1155/M.1742)

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME

Tezi Hazırlayan Abdullah DANACI

Tezi Yöneten Doç. Dr. Özen TOK

Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

Temmuz 2010

KAYSERİ

(3)
(4)

ÖN SÖZ

Osmanlı Devleti tarihinin siyasi, sosyo-ekonomik, askerî ve kültürel yönleriyle sağlıklı bir şekilde ortaya konulabilmesi için bütün kaynakların derinlemesine incelenmesi ve bunun sonucunda değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda bize en sağlam bilgiyi muhakkak birinci el kaynaklar verecektir. Birinci el kaynaklardan olan Şer’iyye sicilleri, Osmanlı tarihinin, yukarıda sıraladığımız yönleriyle insanlığın istifadesine sunulmasında büyük bir önemi haizdir.

Bu öneme binaen çalışmamızda, 133/2 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicilinin transkripsiyon ve değerlendirmesi yapılarak, bu dönem (H. 1155/M. 1742) Kayseri’sinin sosyal, kültürel ve iktisadi yapısı tespit edilmeye çalışılmıştır.

Giriş bölümünde, tezimizin konusu, amacı ve önemi izah edilmiştir. I. bölümde Osmanlı hukuk sistemi genel olarak incelenerek Şer’iyye sicillerinin Osmanlı hukuk sistemindeki yeri üzerinde durulmuştur. II. bölümde belgelerin özetleri, III. bölümde belgelerin transkripsiyonları verilmiştir. IV. bölümde ise belgelere dayalı olarak sicil defterinin kapsadığı yıllarda Kayseri’nin, idari, sosyo-kültürel, ekonomik ve askeri profili belirlenmeye çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise 133/2 Numaralı sicil defterinden elde edilen sonuçlar doğrultusunda bazı değerlendirmeler yapılmıştır.

Tezimin hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen tez danışmanım Doç. Dr. Özen TOK Bey’e, desteği için eşim Emel TÜRKMEN DANACI Hanımefendi’ye teşekkür ederim.

Kayseri 2010 Abdullah DANACI

(5)

133/2 NUMARALI KAYSERİ ŞER’İYYE SİCİLİ (H. 1155/M. 1742) TRANSKRİPSİYON ve DEĞERLENDİRME

Abdullah DANACI

ÖZET

Tarih geçmişi incelerken güvenilir kaynaklara ihtiyaç duyar. Ne var ki her kaynak tarih bilimine aynı derecede güvenilir ve ayrıntılı bilgi sunamaz. Tarihle ilgili bir eserin güvenilir kaynaklara dayanması, ortaya konulacak eserin de o derece güvenilir olmasını sağlayacaktır. Güvenilirliğine ve kapsadıkları bilginin değerine göre Şer’iyye sicilleri tarihî kaynaklar içerisinde ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca farklı konularda ayrıntılı bilgiler ihtiva etmeleri nedeniyle Şer’iyye sicilleri özellikle son yıllarda tarihçiler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmaktadır. Bu güvenilir kaynağın tarihçiler ve meraklıları tarafından irdelenmesi Osmanlı tarihinin geniş bir dönemi hakkında bazı ayrıntıların ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.

Bu öneme binaen şer’iyye sicillerinden Kayseri’ye ait 133/2 numaralı ve (H. 1155/M.

1742) tarihli Şer’iyye Sicilinin transkripsiyon ve değerlendirmesi tezimizin konusunu oluşturmaktadır. Şer’iyye sicillerinin Osmanlı tarihi araştırmalarındaki vazgeçilemez yeri konumuzun önemini bir kat daha artırmaktadır. Bu tezin amacı Kayseri şehrinin siyasi, sosyal, kültürel ve iktisadi yapısının sicilde yer alan belgeler ışığında ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmaktır. Bu amaçla öncelikle Osmanlı hukuk sistemi genel olarak incelenerek Şer’iyye sicillerinin Osmanlı hukuk sistemindeki yeri üzerinde durulmuştur. Daha sonra belgeler günümüz harflerine çevrilmiş ve özetlenmiştir.

Değerlendirme bölümünde belgelerdeki bilgiler ışığında istatistikler çıkarılmış ve bazı genellemelere ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise 133/2 Numaralı sicil defterinden elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışma sonucunda Kayseri şehrinin XVIII. yy. mahalli profiline dair önemli bilgiler elde edilmiştir. Kayseri’ye ait incelenmemiş diğer defterlerin de incelenerek tarih bilimine kazandırılması, bütünlüğün sağlanması açısından bu konudaki çalışmaların her birini daha anlamlı hale getirecektir.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, şer’iyye sicilleri, şer’i hukuk, kadı, Kayseri.

(6)

TRANSCRIPTION AND ASSESSMENT OF KAYSERİ SHARI'A COURT RECORDS WITH NUMBER 133/2 AND DATED (AH 1155/AD 1742)

Abdullah DANACI

ABSTRACT

While history reviews past, it needs reliable sources. However each source cannot provide reliable and detailed information to history. Once the work of art relies on reliable sources, it ensures that work of art to be revealed is highly reliable. According to its reliability and value of information included, Shari'a Court Records are in the first place within historical sources. Furthermore Shari'a Court Records are met in great interest by historians in recent years since it contains detailed information on different issues. Review of this reliable resource by historians and enthusiasts will provide the advent of some details about a wide range of time of Ottoman history.

The Transcription and assessment of Shari'a Court Records which belongs to Kayseri with 133/2 number, and dated (AH 1155 / AD 1742), forms the subject of our thesis.

Shari'a Court Records have an important place in the Ottoman Historical research and this increases the importance of our subject. The purpose of this thesis is to contribute to be revealed the political, social, cultural and economic structures of the city of Kayseri with the help of the documents in the record. For this purpose, at first the Ottoman judicial system is mainly reviewed and we emphasize the place of Shari’a Court Records in Ottoman judicial system. Then the documents have been translated to today's letter and summarized. In the evaluation section, statistics were established within the framework of information and some generality was tried to be reached. In conclusion part, the assessments were made in line with information obtained from record book no.

133/2. As a result of this study, it was gained important information about the local profile of the city of XVIII. Century’s Kayseri.

Key Words: Ottoman Empire, the Shari'a Court Records, şer'i law, judge, Kayseri.

(7)

İÇİNDEKİLER

ONAY ………. I ÖN SÖZ ………. II ÖZET ………... III ABSTRACT ……… IV İÇİNDEKİLER ……… V KISALTMALAR ……… VIII

GİRİŞ ………. 1

1. OSMANLI HUKUK SİSTEMİ ………....….. 3

1.1. Şer’i Hukuk ………...……... 4

1.2. Örfi Hukuk ………...…… 5

2. KADILAR VE ŞER’İYYE MAHKEMELERİ ……….……..……... 6

3. ŞER’İYYE SİCİLLERİ ………....….. 8

3.1. Tanımı ve Önemi ………...….. 8

3.2. Şer’iyye Sicillerinin Muhtevası ………...… 9

3.2.1. Kadıların Tasarrufuyla Kaleme Alınan Belgeler ………...…... 9

3.2.2. Kadılık Makamına Dışarıdan Gelerek Kayda Geçirilen Belgeler …………....… 9

4. KAYSERİ ŞER’İYYE SİCİLLERİ ………...………..… 10

4.1. Sicillerin Durumu ……….………... 10

4.2. 133/2 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili ………. 10

4.3. Metin Transkripsiyonunda Takip Edilen Metot ………. 11

4.4. Belgelerin Tasnifi ………...…… 11

(8)

I. BÖLÜM

BELGE ÖZETLERİ ………..……… 17

II. BÖLÜM BELGELERİN TRANSKRİPSİYONU ……….…… 97

III. BÖLÜM DEĞERLENDİRME ………...… 378

1. OSMANLI DEVLETİ’NDE İDARİ YAPI ………. 378

1.1. İdare ve İdari Birimler ………..…… 378

1.2. Belgelerde Geçen Kayseri’deki İdari Birimler ……….… 379

1.3. Belgelere Göre Kayseri’deki Bazı İdari ve Adli Görevliler ………. 383

2. KAYSERİ’DE SOSYAL DURUM ………..………... 385

2.1. Müslim-Gayr-i Müslim Münasebetleri ……….… 385

2.2. Aile Kavramı ve Kadınlarla Çocukların Toplumdaki Yeri ………..…… 387

2.3. Evlenme, Boşanma ve Mehr ……….……….………...… 387

2.4. Kölelik ………..………… 388

2.5. Vakıflar ……….……… 389

2.6. Meydana Gelen Adî Suçlar ………..………… 389

3. İKTİSADİ DURUM ………...… 390

3.1. Vergi ……….… 390

3.2. Ticari Hayat ………..… 391

4. ASKERÎ DURUM ……….………...… 391

SONUÇ ………...…………....… 393

BİBLİYOGRAFYA ………..……….…… 395

DİZİN ………..… 397

(9)

EKLER ………..……. 401 ÖZGEÇMİŞ

(10)

KISALTMALAR

a.g.e. : adı geçen eser a.g.m. : adı geçen makale b. : ibn-i, bin

H. : Hicrî

KAYTAM : Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi KTB : Kültür ve Turizm Bakanlığı

M. : Milâdi

OSAV : Osmanlı Araştırmaları Vakfı s. : sahife

T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TDAV : Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı TDV : Türkiye Diyanet Vakfı

TTK : Türk Tarih Kurumu vd. : ve diğerleri

yy. : yüzyıl

(11)

GİRİŞ

Osmanlı Devleti’nin devlet yapısıyla, kurumlarıyla ve bu kurumların uyumlu işleyişiyle çağdaşı devletlere örnek teşkil eden bir geleneğe sahip olduğu tarihçiler arasında da genel kabul görmüş bir olgudur. Osmanlı Devleti bu devlet geleneğini tek başına, baştan oluşturmamış, aynı zamanda kendisinden önce yaşamış Türk devletlerinin yapısından istifade ederek kendisine uyarlamıştır. Bu nedenle Osmanlı devlet geleneğinde Türklerin İslâm dinini kabul etmesinden sonra şekillenen Türk-İslâm kültürünün derin izleri vardır. Bu izleri ekonomik, sosyo-kültürel, iktisadi, askerî olmak üzere her alanda görmek mümkündür. Osmanlılar devletin kurulmasından yıkılışına kadar geçen altı asrı aşkın süre zarfında Türk-İslâm geleneği çerçevesinde hareket ederek devlet kurumlarını teşkil etmişlerdir. Osmanlı Devleti, çok uluslu, çok dinli, çok dilli bir yapıya sahip olmasına rağmen tüm unsurları asırlarca herhangi bir baskı ve asimilasyona ihtiyaç duymadan bir arada tutmayı başarabilmiş ender devletlerden biridir. Bugün dahi pek çok uygulamasını, esaslarını örnek alarak içinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’ne uyarlayabileceğimiz bir hazine olarak karşımızda durmaktadır. Bu hazineden istifade edebilmek onu derinlemesine tanımakla mümkün olabilecektir. Elbette Türk tarihçileri Osmanlının tarihini tüm açıklığıyla ortaya koyma noktasında kayda değer pek çok çalışmayı tarih literatürüne kazandırmışlardır. Ne var ki bu çalışmalar istenilen nitelik ve sayıya henüz ulaşamamıştır.

Tarih geçmişi incelerken güvenilir kaynaklara ihtiyaç duyar. Bu kaynaklar çeşitli olmakla birlikte her kaynak, tarih bilimine aynı derecede güvenilir ve ayrıntılı bilgi sunamaz. Tarihle ilgili bir eserin güvenilir kaynaklara dayanması, ortaya konulacak eserdeki bilgi ve çıkarımların da o derece güvenilir olmasını sağlayacaktır. Tarihî kaynakları kapsadıkları bilginin değerine göre sıralayacak olsak Şer’îyye sicillerini ilk sıralara yerleştirmemiz gerekir. Yazılı kaynaklar arasında farklı konularda ayrıntılı bilgiler ihtiva etmeleri nedeniyle Şer’îyye sicilleri özellikle son yıllarda tarihçiler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmaktadır. Bu güvenilir kaynağın tarihçiler ve

(12)

meraklıları tarafından irdelenmesi Osmanlı tarihinin geniş bir dönemi hakkında bazı ayrıntıların ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.

Biz de bu değerli kaynağın ortaya çıkarılmasında bir katkımızın olması amacıyla 133/2 Numaralı Kayseri Şer’îyye Sicili (H.1155/M.1742)’nin transkripsiyon ve değerlendirmesini yapmaya çalıştık. Defterimiz daha çok hüccet ve ilâm adını verdiğimiz belgelerden meydana gelmiştir. Bu belgelerde alım-satım, nafaka, vasî tayini, miras anlaşmazlıkları, askerî işler, sosyo-ekonomik yapı hakkında defterimizin kapsadığı tarihlere dair ayrıntılı bilgiler bulabilmek mümkündür.

(13)

1. OSMANLI HUKUK SİSTEMİ

Sağlam bir hukuk sistemi ve adalet anlayışı bir devleti güçlü devlet yapan argümanların başında gelmektedir. Çünkü sağlıklı işlemeyen bir hukuk sistemi devletin işleyişinde büyük zaaflara neden olacağı gibi halkın gözünde güven tesis edememiş bir devlet görüntüsüne de neden olacaktır. Bunun farkında olan Osmanlılar, kendilerinden önceki Türk ve İslâm devletlerinden birçok şeyin yanında, bu devletlerin son zamanlarına kadar kullandıkları ve bir bütünlük gösteren hukuki yapılarını da almışlardır.1

İslâm hukuku, Osmanlı hukukunun temelini oluşturmuştur.2 Hatta Selçuklulardan başlayarak Tanzimat dönemine gelinceye kadar Türklerin hukuk tarihine hâkim olan sistem İslâm hukukudur.3 Bunun yanında aynı durum Osmanlı Devleti ile birlikte veya ondan önce kurulmuş olan diğer İslâm devletleri için de söz konusudur. Ne var ki uygulamada İslâm hukuku bu devletler tarafından birebir uygulanmamış, mezhepsel, siyasal, sosyal ve kültürel farklılıklara dayalı olarak tarihsel süreç içerisinde birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Öte yandan Osmanlı padişahları, İslâm hukukunun düzenlemediği veya düzenlenmesini devlet başkanlarına bıraktığı hususlarda zamanın ihtiyaçları çerçevesinde bazı hukuk kurallarını hayata geçirmişlerdir. Buradan hareketle diyebiliriz ki Osmanlı hukuku, İslâm hukukunun yazılı kuralları ile bu kuralların toplumsal yaşamda uygulanırken geçirdiği değişimler sonucunda aldığı şekil ve devletin başındaki hükümdarın kendisine verilen yetki doğrultusunda koyduğu hukuk kurallarından meydana gelmektedir.4

Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nde hukuk, İslâm hukuku (şeriat), Türk toplumu arasındaki geçmişten gelen gelenek ve adetleri kapsayan Örfî hukuk ve fetih sonucunda ele geçen yerlerdeki mevcut kanun ve nizamlar olmak üzere iki ana temele dayanmaktadır. Nitekim Osmanlılar ele geçirdikleri yerlerdeki kanun ve nizamların şer’î ve örfî hukuka ters düşenlerini iptal etmiş, herhangi bir aykırılık oluşturmayan hukuk kaidelerinin ise sürmesine müsaade etmişlerdir.5

1 Murat Şen; “Osmanlı Hukukunun Yapısı”, Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 327.

2 Mehmet Akif Aydın; “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 15.

3 Halil Cin; Ahmet Akgündüz; Türk-İslâm Hukuk Tarihi, Cilt 1, Timaş Yayınları, İstanbul 1990, s. 103.

4 Aydın; a.g.m., s. 15.

5 Mehmet Ali Ünal; Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi Yayınları, Isparta 1997, s.95.

(14)

1.1. Şer’î Hukuk

Temel olarak Osmanlı hukuk mevzuatının iki kısımdan oluştuğunu göz önüne alacak olursak, bunlardan birincisi olan şer’î hukukun, hemen hemen bütünüyle Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyasa dayanan kurallar bütünü olduğunu6 ve Osmanlı idaresinin temel hukuk sistemi olarak şer’î hukuku esas aldığını7 söyleyebiliriz. Bir görüşe göre şer’î hükümler Osmanlı hukuk düzeni ve mevzuatının %85’ini teşkil etmektedir.8 Öte yandan Osmanlı kanunnamelerinde “Şer’î hukuk” ifadesi yerine “Şer’î” veya “şer’-i şerif”9 ve ahkâm-ı şer’îyye10 terimleri kullanılmıştır.

Şer’î hukuk, fıkıh ile çok yakın bir paralellik arz etmektedir. Hatta şer’î hukukun özellikleri fıkhın özellikleridir. Şer’î Osmanlı hukuku, olaylara meseleci yaklaşımı benimsemiştir. Yani çağdaş anlamdaki soyut kanun maddelerinden ziyade, pratikte ortaya çıkan meselelere göre çözümler ortaya konmuştur. Bu doğrultuda şer’î hukuk, ortaya çıkan hukuksal sorunları, kadılar eliyle hızlı bir şekilde adaleti sağlayarak ve formaliteleri asgariye indirerek çözme yoluna gitmiştir.11

Öte yandan Osmanlı ülkesinde şer’î hukuk kurallarının uygulanması noktasında bütünlük arz eden bir yapının varlığı da dikkate değer bir durumdur. Haksız fiillerle ilgili bir anlaşmazlıkta veya bir ceza davasında örneğin Kahire’de hangi hüküm veriliyorsa Belgrad’da da aynı hüküm verilmiştir. Aynı durum farklı anlaşmazlık konuları için de geçerlidir. Bu tutarlılığın sağlanmasında kuşkusuz şer’î hükümlerin uygulanmasında Anadolu ve Rumeli’de Hanefi mezhebinin içtihatlarının dikkate alınması büyük oranda etkili olmuştur. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da bulunan halka ise mezhep tercihleri doğrultusunda dört Sünni mezhebin içtihatlarını uygulama hakkı verilmiştir.12

1.2. Örfî Hukuk

Örfî hukuk, Türk toplumunda Orta Asya’dan beri yaşayıp gelişerek gelen âdet ve geleneklere dayanır.13 Yalnız Osmanlı hukukunda örfî hukuk denilince sadece âdet

6 Murat Şen; “Osmanlı Hukukunun Yapısı”, … , s. 328.

7 Ünal; a.g.e., s. 95.

8 Ahmet Akgündüz; Said Öztürk; Bilinmeyen Osmanlı, OSAV Yayınları, İstanbul 1999, s. 367.

9 Murat Şen; s. 328.

10Mehmet Akif Aydın; “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi”, … , s. 15.

11 Murat Şen; s. 328.

12 Mehmet Akif Aydın; s. 17.

13 Mehmet Ali Ünal; Osmanlı Müesseseleri Tarihi, … , s. 95.

(15)

hukuku akla gelmemelidir. Âdet hukukunun yanında padişahın sınırlı yasama yetkisi ile fetva ve içtihatları da dikkate alarak ortaya koyduğu kanun hükmündeki kararları ile şer’î hükümlerin kanun şeklinde bir araya getirilmesi ile oluşan hükümleri de örfî hukuk çerçevesinde değerlendirmek gerekir.14 Bu şekilde oluşan hukuk kurallarına da “örf,

“kanun”, “kavan-i örfîyye”15 “örf-i padişahî”, “örf-i münif-i sultânî”16 gibi isimler verilmiştir.

Örfî hukuk Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren toplumsal hayat içerisinde ihtiyaç duyulan kuralların birer birer konularak bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu kurallar şer’î kurallardan farklılıkları hasebiyle bir süre sonra örfî hukuk veya örf şeklinde isimlendirilmiştir. Örfî hukuk kurallarının ortaya çıkmasında her ne kadar dönemin hukukçularının önemli payları olsa da bunlara kanun gücünü veren husus, padişahlar tarafından yürürlüğe konulmuş olmalarıdır.17

Osmanlı hukuk sistemini oluşturan bu ikili yapının birbiriyle ters düşmeden ne derece uyum gösterdiği de şüphesiz üzerinde durulması gereken bir konudur. Osmanlıların esasen İslâm hukukunu uyguladıklarını ve bu hukukun boşluklarını örfî hukuk kurallarıyla doldurduklarını dikkate alırsak, Osmanlı hukukunun İslâm hukukunu temel aldığını söyleyebiliriz. Bir hüküm verme durumu söz konusu olduğunda, verilecek hükmün şer’î kurallara uygunluğu tespit edildikten sonra hükmün verilebildiğini kaynaklardan anlıyoruz.18 Bu hususa, Osman Gazi’nin ilk örfî vergi olan Pazar vergisine (bâc) önce, “Allah’ın emri değil” diye karşı çıkmasını, ancak bu verginin şer’î esaslara aykırı olmadığı konusunda ikna olduktan sonra kabul etmesini örnek olarak gösterebiliriz.19

2. KADILAR VE ŞER’İYYE MAHKEMELERİ

Kelime anlamı olarak, hukuki uyuşmazlıkları ve davaları karara bağlaması için devlet tarafından tayin edilen görevliyi ifade eden “kadı”, fıkıh terimi olarak ise insanlar arasında meydana gelen anlaşmazlıkları “şer’î hükümler çerçevesinde çözmek üzere”

yetkili makamca tayin edilen kişiyi ifade eder.20 Şer’î kaza usulünü kuruluşundan

14 Murat Şen; “Osmanlı Hukukunun Yapısı”, … , s. 328.

15 Mehmet Akif Aydın; “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi”, … , s. 15.

16 Murat Şen; s. 329.

17 Mehmet Akif Aydın; s. 16.

18 Mehmet Akif Aydın; s. 16.

19 Murat Şen; s. 332.

20 İlber Ortaylı; “Kadı”, İslâm Ansiklopedisi, Cilt 24, TDV Yayınları, İstanbul 2001, s. 66-73.

(16)

itibaren temel hukuk mevzuatı olarak benimseyen Osmanlıların ilk padişahı olan Sultan Osman tarafından tayin edilen iki kişiden biri kadı olmuştur. Akabinde ise her fethedilen bölgeye bir kadı tayin olunmuş ve böylece Osmanlı adli yapısı ortaya çıkmıştır. Tek kadının görev yaptığı bu yapıya “Şer’îyye mahkemeleri” ismi verilmektedir.21

Tanzimattan sonra Şer’îyye mahkemelerinin yapısında, Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar geçen süre içerisinde bir takım değişiklikler yapılmış ve Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, 1924 yılında çıkarılan bir kanunla Şer’îyye mahkemeleri kaldırılmıştır.22 Osmanlılarda adalet, dinî sahada üzerinde en çok durulan temel kavramlardan olduğu ve adaletin gerçekleşmesinde kadıların çok büyük rolü olduğu için kadılık kutsal bir meslek sayılmış, kadıların yetişmelerinde ve seçilmelerinde çok titiz davranılmıştır.23 Kadılar medrese mezunları içinden atanmışlardır. Osmanlının ilk zamanlarında padişah huzurunda sınava tabi tutulan kadı adayları, XVIII. yüzyılda ise kadıasker tarafından imtihan edilmekte, başarı gösterenler şeyhülİslâma bildirilmekte ve atanmalarını ifade eden fermân-ı âlî yazılmaktaydı.24

Sınava tabi tutularak seçilen kadılarda aranan nitelikler de üzerine durulması gereken bir diğer konudur. Osmanlı fıkıh âlimleri, kadı tayin edilecek kişilerin hukuk bilgisine, vücut bütünlüğüne, sosyal ilişkilerin gereklerini, halkın ihtiyaçlarını, örf ve adetlerini anlamaya müsait kültüre, dış etkilere karşı koyabilecek sağlam bir karakter, ahlak ve yapıya sahip olmaları, İslâm dininin gereklerini yerine getiren kişiler olmaları gerektiğini ifade ederler.25

Bu vasıflara uygun kişiler arasından tayin olunan kadıların görev ve yetkilerini kanunnamelerdeki ifadeleri temel alarak belirtecek olursak; şer’î hükümlerin icrâsı, Hanefi mezhebine göre en muteber görüşü uygulama, şer’îyye sicillerinin yazılması, veli veya vasîsi olmayan küçükleri evlendirme, yetimlerin ve gaiblerin mallarının korunması için gerekli tedbirleri alma, vasî ve vekil tayini veya azli, vakıfları ve

21 Ahmet Akgündüz; “İslâm Hukukunun Osmanlı Devleti’nde Tatbiki: Şer’îye Mahkemeleri ve Şer’îye Sicilleri”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 54.

22 Akgündüz; a.g.m., s. 56.

23 Ortaylı; a.g.e., s. 66-73.

24 Yücel Özkaya; XVIII. Yüzyılda Osmanlı Kurumları ve Osmanlı Toplum Yaşantısı, KTB Yayınları, Ankara 1985, s. 207.

25 İlber Ortaylı; “Kadı”, … , s. 66-73.

(17)

ekonomik faaliyetlerini kontrol, evlenme akdini icrâ, vasîyetleri tenfiz ve hukuk sahasına giren bütün işler kadıların görev ve yetki alanına girmektedir.26

Yukarıda da belirtildiği üzere kadılar bu görevlerini Şer’îyye mahkemelerinde ifa etmektedirler.27 Bu mahkeme ve kadılar bu görevlerin yanında aynı zamanda şehir ve kasabaların belediye işlerini, günümüz ifadesiyle noterlik işlerini, ahlâki bir takım konularda denetim işlerine bakarlar ve hükümetin göndermiş olduğu emirlerin gereğini yerine getirirlerdi.28 Burada kadı dışında mahkemelerde görev yapan ikinci derecedeki diğer adliye görevlilerinden ve görevlerinden kısaca bahsetmek yerinde olacaktır.

• Nâib: Sözlükte vekil anlamına gelen nâib terimi, kadıların yerlerine davaya bakmak üzere kadı tarafından görevlendirilen şahısları ifade eder.29

• Kassâm: Sözlük anlamı olarak, taksim eden demek olan kassâm kelimesi hukuki olarak ise vefat eden kişilerin terekelerini taksim eden şer’î memur manasındadır.30

• Muhzır: Sözlük olarak huzura getiren anlamına gelmekte olup, davacı ve davalıları mahkemeye celbeden ve günümüz savcısının bazı görevlerini yerine getiren adli memurdur.31

• Çavuş: Günümüzdeki icra memurları ile kısmen de olsa savcının ve emniyet mensuplarının görevlerini yerine getirirlerdi.32

• Subaşı: Sancakbeylerinin ücretli adamı olan subaşılar merkezde çavuşun yaptığı görevleri sancak, kaza, nahiye ve köylerde yürütürdü. Bunun yanında Şer’î mahkemelerde kadının emrinde icra ve infaz memuru olarak görev yaparlardı.33

• Mübaşir: Sözlük anlamı bir işe başlayan anlamına gelen mübaşirler adli anlamda iki işle görevlidirler. Bunlardan ilki mahkemelerdeki celp ve tebliğ işidir. Bu görevleri muhzırın göreviyle aynı anlama gelmektedir. İkinci görevleri

26 Ahmet Akgündüz; “İslâm Hukukunun Osmanlı Devleti’nde Tatbiki: Şer’îye Mahkemeleri ve Şer’îye Sicilleri”, … , s. 55.

27 Ahmet Akgündüz; s. 55.

28 Ali Şafak; “Osmanlı Devleti’nde Dinin Yargı Üzerinde Etkisi”, Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 423.

29 Halil Cin; Ahmet Akgündüz; Türk-İslâm Hukuk Tarihi, … , s.279.

30 Halil Cin; s.280.

31 Halil Cin; s.280.

32 Halil Cin; s.280.

33 Halil Cin; s.281.

(18)

ise devletçe gördürülmesi veya soruşturulması istenen hususları yerine getirmektir. 34

Burada belirttiğimiz görevliler dışında mahkemelerde ayrıca müşavir, kâtip, hademe ve kapıcı isimli görevliler de bulunmaktadır.35

3. ŞER’İYYE SİCİLLERİ 3.1. Tanımı ve Önemi

“Şer’î” ve “şer’îyye” terimleri sözlük anlamı itibarıyla şeriata, diğer bir deyişle İslâm dininin esaslarına mensup ve müteallik veya muvâfık olan36 manasını ihtiva eder.

Sicil ise sözlük anlamı olarak okumak, kaydetmek ve karar vermek gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak sicil; insanlarla ilgili olan bütün hukuksal olayları, kadıların verdikleri karar suretlerini, hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden defterlere denir. Şer’îyye sicillerine; kadı defterleri, mahkeme defterleri, zabt-ı vakayi sicilleri veya sicillat defteri de denmektedir.37

Şer’îyye sicilleri, XV. yüzyılın ikinci yarısından XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan yaklaşık beş asırlık Türk tarihi ve iktisadı ile sosyal, siyasal, askeri ve hukuki hayatı konusunda ayrıntılı bilgiler vermektedir. Bu özelliğiyle Türk kültür ve tarihinin temel kaynaklarının başında geldiğini söyleyebiliriz. Hristiyanların tarihlerine ışık tutan kilise kayıtları veya Çinlilerin sülale tarihleri olan Şu’lar ne derece önemliyse şer’îyye sicilleri de onlardan daha önemli ve güvenilirdir.38

3.2. Şer’îyye Sicillerinin Muhtevası

Şer’îyye sicil defterlerinde mevcut olan yazılı kayıtları iki gruba ayırabiliriz. Birincisi;

kadılar tarafından yazılarak meydana getirilen kayıtlardır. Bunlar da kendi aralarında hüccetler, ilâmlar, ma’rûzlar ve müraseleler şeklinde bölümlere ayrılırlar. İkinci olarak, kadılar tarafından inşa edilmeyen, belki kendilerine hitaben gönderildiği için sicile kaydedilen emir, ferman, buyrultu, tezkere ve temessük gibi belgelerdir.39 Aşağıda bu belge çeşitlerini kısaca tanıtmaya çalışacağız.

34 Halil Cin; Ahmet Akgündüz; Türk-İslâm Hukuk Tarihi, … , s.281.

35 Halil Cin; s.281.

36 Şemseddin Sami; Kâmûs-ı Türkî, Çağrı Yay., İstanbul 2007, s. 774.

37 Ahmet Akgündüz; Şer’îyye Sicilleri, TDAV Yayınları, Cilt 1, İstanbul 1988, s. 17.

38 Akgündüz; a.g.e., s. 11.

39 Ahmet Akgündüz; s. 20.

(19)

3.2.1. Kadıların Tasarrufuyla Kaleme Alınan Belgeler

3.2.1.1. Hüccet: Kadının hüküm ortaya koymadığı, taraflardan birinin ikrarını diğerinin ise tasdikini içeren belgeye denir.

3.2.1.2. İlâm: Kadı tarafından verilen şer’î bir hükümle birlikte altında kararı veren kadının imzasını ve mührünü taşıyan belgedir.

3.2.1.3. Ma’rûz: Kadının, icra makamlarına idari bir durumu arz ettiği yazılı kayıtlara ve halkın icra makamlarına veya kadıya hitaben yazdığı şikâyet dilekçelerine verilen isimdir. Ma’rûz, hüccet gibi yazılı delil olarak kabul edilemeyeceği gibi, ilâmdan farklı olarak kadının herhangi bir kararını da içermez.

3.2.1.4. Mürâsele: Kadı tarafından makamca kendisine denk veya daha aşağı rütbede bulunan kişi veya makamlara hitaben kaleme alınan yazılı belgelere denir.40

3.2.2. Kadılık Makamına Dışarıdan Gelerek Kayda Geçirilen Belgeler

3.2.2.1. Emir ve Ferman: Padişahın icra kuvvetinin başı olarak veya İslâm hukuku tarafından kendisine verilen yetkiye dayanarak kaleme aldığı genel hükümlerdir.

3.2.2.2. Berat: Padişahın şahısları ilgilendiren hususlarda kaleme aldığı örneğin vazife tevcihi, tımar tefvizi gibi belgelerdir. Bunun yanında kişileri ilgilendiren hususlarda da padişah tarafından ferman kaleme alınabilir.

3.2.2.3. Buyrultu: Padişahların mutlak vekili durumunda olan sadrazamlar tarafından kadılara hitaben yazılan emirlerdir.

3.2.2.4. Tezkere: Daha çok üst makamlardan alt makamlara veya denk makamlar arasında yazılan ve resmi bir konuyu içeren belgelerdir.

3.2.2.5. Temessük: Miri arazide ve bazı vakıflarda tasarruf hakkını elinde bulunduran kişilere yetkili kişi veya makam tarafından verilen mühürlü ve günümüz tapusunu ifade eden belgelere denir.41

40 Ahmet Akgündüz; Şer’îyye Sicilleri, … , s. 21-38.

41 Ahmet Akgündüz; s. 39-48.

(20)

4. KAYSERİ ŞER’İYYE SİCİLLERİ 4.1. Sicillerin Durumu

Kayseri’nin de içinde bulunduğu bazı şehirlere ait şer’îyye sicilleri 1991 yılına kadar Ankara Etnografya müzesinde iken, aynı yıl yine Ankara’da bulunan Milli Kütüphane’ye devredilmiştir.42 Günümüzde ise bütün sicillerin Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde toplanması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir.

Kayseri’ye ait şer’îyye sicillerinin Bursa’dan sonra en eski siciller olduğu görülmektedir.

Ankara Milli Kütüphanede Kayseri’ye ait toplam 289 adet defter bulunmaktadır. Bu defterlerden 1 numaralı olan H. 895-898 tarihlidir ve 118 sayfadır. 386 belgeden oluşmaktadır. 289 numaralı defter H.1327-1333 tarihli olup 176 sayfa ve 220 belgeden oluşmaktadır. Kayseri şer’îyye Sicilleri yaklaşık 400 yıllık bir döneme ışık tutmaktadır.

Bu defterler bahsi geçen kütüphaneden temin edilebileceği gibi Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi (KAYTAM)’nden de temin edilebilir. Defterlerin bir kısmı değişik nedenlerden dolayı kısmen yıpranmış durumdadır.

4.2. 133/2 Numaralı Kayseri Şer’îyye Sicili

308 sayfa ve 665 belgeden oluşan defter, H. 1154-1155 (M. 1741-1742) tarihleri arasını kapsamaktadır. Defterin 1-102 sayfaları arası Süleyman ÖCAL tarafından, 103-206 sayfa aralığı tarafımdan, 206-308 sayfalar arası ise Sevda YILDIRIM tarafından yüksek lisans tezi olarak seçilmiş ve üzerinde çalışılması Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından onaylanmıştır. Tezimizi oluşturan 133/2 numaralı defter fotokopi yoluyla KAYTAM’dan temin edilmiştir. Defterin bazı yerleri transkrip ve özet kısmında da belirttiğimiz üzere, özellikle mürekkep dağılması nedeniyle bir miktar yıpranmış durumdadır. Defter fiziki olarak sırtı siyah meşin, satırları siyah desenli mukavva ciltlidir. Millî Kütüphane arşivinde 1798 numarası ile kayıtlıdır. Defter 17x45,6 cm. boyutlarındadır.

4.3. Metin Transkripsiyonunda Takip Edilen Metot

42 Mübahat S. Kütükoğlu; Tarih Araştırmalarında Usûl, Elif Kitabevi, İstanbul 2008, s.68.

(21)

Defterde okunamayan kelimeler (…) şeklinde, defterdeki tahribat nedeniyle okunamayan silik veya bozuk kelimeler (silik) ifadesiyle, belge içerisinde bir kelime yazılması gerekirken boş bırakıldığı tespiti yapılan yerler (boş) işaretiyle gösterilmiştir.

Arapça (ع) harfleri (’) işareti ile uzatma ve inceltmeler (^) işaretiyle verilmiştir. Belge özetleri kısmında Hicri tarihlerin Miladi tarih karşılıkları yay ayraç ( ) içinde gösterilmiştir. Defterdeki belgelere görevlilerce numara verilirken 564. belgeden sonra 565 yerine 465 numarasının verildiği ve numaralandırmanın bu şekilde devam ettirildiği tespit edilmiştir. Bu durum önceki numaraların tekrarına yol açacağından yanlış yazılan numaranın yanına yay ayraç içinde doğru numara verilmek suretiyle hata giderilmiştir.

Aynı şekilde belge özetleri bölümünde de belgelerin yanına tarafımızca verilen doğru numaralar da yay ayraç içinde yazılmıştır. Yine defterde numara verilmemiş bazı belgelere rastlanmıştır. Bu belgelere, kendinden önceki belgenin numarasının yanına

…/a yazıldıktan sonra …/b şeklinde numara verilmiştir. Aynı numaranın, birbirini takip eden belgelere verildiği durumlarda da yine birincisine …/a, ikincisine de …/b ifadesi eklenerek mükerrer kayıtlar önlenmiştir. Kayseri’deki yerleşim yerleri başlığı altındaki tablolarda, yerleşim yerinin isminin yanına yay ayraç içinde geçtiği belge numarası verilmiştir.

4.4. Belgelerin Tasnifi

Tablo 1.1. Belgelerin Türlerine Göre Tasnifi

BELGE TÜRÜ BELGE NUMARALARI

HÜCCET

263/b, 265, 266, 267, 268, 269/a, 269/b, 270, 271, 272, 274/a, 274/b, 275, 276, 277, 278, 279, 282, 283, 285, 286, 287, 289, 291, 294/a, 294/b, 295, 296, 297, 299, 303, 305, 306, 312, 313, 314, 315, 317, 318, 319, 321, 322, 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 332, 333, 334, 335, 336, 337, 338, 339, 340, 342, 343, 344, 345, 347, 348, 349, 350, 351, 354, 355, 356, 357, 358, 359, 360, 361, 362, 363, 364, 365, 366, 369/a, 369/b, 370, 371, 373, 374, 376, 378, 381, 382, 383, 384, 385, 386, 387, 388, 389, 390, 391, 392, 393, 394, 395, 396, 397, 400, 403, 404, 405, 408, 409, 410, 411, 413, 414, 415, 416, 417, 418, 421,

(22)

422, 424, 428, 429, 430, 431, 432, 433, 434, 436, 437, 438, 439, 440, 441, 442, 443, 444, 445, 447, 448, 449, 450, 451, 453, 456, 457, 458, 459, 461, 465, 466, 467, 470, 471, 472, 473, 474, 475, 476, 478, 479, 480, 481, 482, 485, 486, 487, 489, 490, 491, 492, 495, 496, 497, 499, 500, 501/a, 501/b, 503, 504, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 511, 512, 514, 515, 516, 518, 519, 520, 522, 523, 525, 527, 528, 529, 538, 539, 540, 541, 542, 543, 544, 545, 546, 547, 548, 549, 550, 551, 553, 554, 555, 556, 558, 559, 560, 561, 562, 563, 564, 566, 567, 568, 569, 570, 571, 572, 573, 574, 575, 576, 577, 578, 579, 580, 581, 582, 583, 584, 585, 587, 588, 589

İLÂM

264, 273, 280, 281, 284, 288, 290, 292, 293, 298, 300, 301, 302, 304, 307, 308, 310, 311, 316, 320, 323, 341, 346, 352, 353, 367, 368, 372, 375, 377, 379, 380, 398, 399, 401, 402, 406, 407, 412, 419, 420/a, 420/b, 423, 425, 426, 427, 435, 446, 454, 455, 460, 462, 463, 464, 468, 469, 477, 483, 484, 488, 493, 494, 498, 502, 517, 521, 524, 526, 557, 565.

Tablo 1.2. Belgelerin Konularına Göre Tasnifi

BELGELERİN KONULARI BELGE NUMARALARI

Alacak-Verecek

264, 288, 316, 320, 346, 353, 368, 377, 379, 380, 382, 400, 407, 409, 420/b, 423, 446, 454, 494, 524

Nafaka ve Vasî Tayini

266, 267, 274/b, 275, 282, 283, 285, 287, 289, 299, 303, 317, 318, 321, 325, 326, 343, 347, 351, 355, 361, 363, 396, 411, 422, 428, 430, 438, 451, 461, 470, 473, 475, 495, 497, 519, 520, 523, 525, 540, 547, 550, 556, 560, 562, 563, 569, 571, 574

(23)

Fiil-i Şen’i 274/a, 421

İftira 269/a, 500

Miras Anlaşmazlıkları 273, 280, 281, 427, 469, 481, 517, 565 Vakıf İşleri ve Vakıf Görevlileri

Tayini ile diğer tayinler

270, 291, 297, 319, 335, 369/a, 374, 378, 381, 389, 395, 410, 447, 465, 468, 499, 506, 522

Mülkiyet Hakkı ve Anlaşmazlığı

292, 294/b, 300, 301, 308, 311, 365, 367, 371, 372, 375, 386, 398, 399, 401, 402, 419, 455, 460, 464, 477, 483, 498, 526, 580

Hibe 436, 501/b

Vekil ve Kayyum Tayini 268, 305, 333, 340, 344, 415, 458, 488, 557, 566

Küfür ve Hakaret 426, 414

Alım-Satım, Takas ve Alım-Satım Anlaşmazlıkları

263/b, 272, 276, 278, 284, 290, 293, 294/b, 295, 296, 302, 304, 306, 310, 312, 322, 323, 329, 330, 336, 337, 338, 342, 357, 359, 364, 370, 376, 384, 385, 387, 388, 392, 404, 405, 413, 424, 425, 434, 439, 440, 443, 453, 456, 457, 466, 467, 471, 472, 474, 476, 478, 479, 480, 482, 485, 486, 490, 491, 492, 496, 501/a, 503, 504, 505, 507, 509, 510, 511, 512, 515, 516, 521, 528, 538, 539, 541, 543, 544, 548, 549, 551, 553, 554, 555, 558, 561, 567, 568, 570, 573, 576, 578, 581

Kefalet 341, 406

Yaralama, Ölüm ve Yaralama Keşfi, Darb ve Cerh, Gasp

286, 313, 314, 328, 345, 350, 366, 373, 383, 397, 408, 417, 431, 432, 433, 435, 442, 445, 484, 489, 575

Mala Zarar Verme 394

Livata 416

Vasîyet 545

(24)

Ahlâksızlık 279

Sulh Beyanı, İbra ve Iskat

269/b, 271, 277, 315, 324, 327, 334, 339, 356, 358, 362, 390, 391, 393, 420/a, 441, 444, 450, 459, 508, 527, 546, 559, 564, 577, 579

Tımar ve Vergi 307, 493

Evlenme ve Boşanma 298, 360, 369/b, 418, 449, 529, 572

Mehir Hakkı 462

Köle Alım Satımı ve Azad 437

Miras Paylaşma 265, 348, 349, 354, 403, 412, 429, 487, 514

Dem ve Diyet 332

Mahalleden İhrac 352, 414, 502

Eşya Anlaşmazlıkları 463

Şerh Verilmesi 582, 583, 584, 585, 587, 588, 589

Tablo 1.3. Belgelerin Müslim-Gayrimüslim Açısından Tasnifi

Müslümanlarla İlgili Belgeler

264, 266, 267, 268, 269/a, 270, 271, 272, 273, 274/a, 275, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286, 289, 290, 291, 292, 293, 294/b, 295, 296, 297, 298, 300, 301, 302, 305, 306, 307, 308, 310, 311, 312, 314, 315, 317, 319, 320, 321, 322, 324, 325, 326, 328, 329, 330, 334, 335, 336, 337, 338, 340, 343, 344, 345, 349, 350, 351, 352, 353, 354, 355, 357, 358, 359, 360, 361, 362, 364, 366, 369/a, 369/b, 373, 374, 375, 376, 377, 378, 381, 382, 383, 384, 386, 387, 388, 389, 390, 391, 392, 393, 394, 395, 397, 398, 399, 401, 402, 403, 405, 406, 408, 410, 412, 413, 414, 417, 418, 419, 425, 428, 429, 430, 431, 432, 433, 434, 436, 437, 438, 439, 440, 441, 442, 444, 445, 447, 449, 453,

(25)

454, 455, 456, 458, 459, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 466, 467, 468, 469, 470, 471, 473, 474, 475, 476, 477, 478, 479, 480, 482, 484, 485, 486, 487, 488, 489, 490, 491, 493, 496, 498, 499, 501/a, 501/b, 502, 503, 504, 506, 507, 509, 510, 514, 517, 519, 521, 522, 523, 526, 528, 529, 538, 539, 540, 541, 543, 544, 545, 546, 547, 548, 550, 553, 554, 555, 557, 558, 559, 560, 562, 563, 564, 566, 567, 569, 570, 572, 574, 575, 580, 581, 582, 583, 584, 585, 587, 588, 589

Gayrimüslimlerle İlgili Belgeler

263/b, 265, 274/b, 276, 287, 288, 294/a, 299, 303, 304, 313, 318, 323, 333, 339, 341, 342, 346, 347, 348, 356, 363, 367, 368, 372, 379, 385, 396, 400, 404, 411, 415, 416, 422, 423, 426, 427, 435, 443, 446, 448, 451, 457, 472, 481, 492, 494, 495, 497, 500, 505, 508, 512, 515, 516, 518, 520, 524, 525, 527, 542, 549, 551, 556, 565, 568, 571, 573, 576, 577, 578

Müslümanlarla Gayrimüslimler Arasındaki Da’vâlara İlişkin

Belgeler

269/b, 316, 327, 332, 365, 370, 371, 380, 407, 409, 420/a, 420/b, 421, 424, 450, 483, 511, 561, 579

(26)

I. BÖLÜM BELGE ÖZETLERİ Sayfa No: 103

Belge No: 263/b

Bâlâ Gesi köyü sakinlerinden iken vefat etmiş olan Sare bint-i Ağazer’in kızı olan Agisa’nın babasından kalan mirastan kendi payını, kırk beş kuruşa, erkek kardeşi Bagond’a sattığına ilişkin 24 Muharrem 1155 (31 Mart 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 103 Belge No: 264

Aslen Hasan Paşa köyü sakinlerinden olup Kayseri'de oturan el-Hâc Ali b. el-Hâc Mustafa’nın hac yolunda el-Hâc Mustafa b. Nebi’nin yolla ilgili birtakım ihtiyaçlarını karşıladığına, bunun karşılığında kırk beş kuruş talep ettiğine, mahkemenin bahsi geçen miktarı ödemesi için el-Hâc Mustafa b. Nebi’ye tenbihte bulunmasına dair 24 Muharrem 1155 (31 Mart 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 103 Belge No: 265

Kayseri'ye bağlı Talas köyü sakinlerinden iken ölen Kirkor veled-i İse’nin oğulları arasındaki miras paylaşımını konu alan 24 Muharrem 1155 (31 Mart 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 103 Belge No: 266

Kayseri’de Selaldı Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Mehmed Efendi b. el- merhum el-Hâc Ömer Efendi’nin varislerinin eşi Neslî ile oğulları Hüseyin ve Ömer ile

(27)

kızı Hatice olduğuna ve çocuklar için eşi Nesli’nin vasî tayin edildiğine dair 24 Muharrem 1155 (31 Mart 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 104 Belge No: 267

Kayseri'de Bağcıvân Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Mustafa b. İsmail’in kızları Ümmügülsüm ve Âişe’nin nafaka ve kisve ihtiyaçlarının karşılanması için kendilerine dörder akçe nafaka ve kisvebaha verilmesi ve Marzıye bint-i Ali’nin çocuklara vasî tayin edilmesine ilişkin 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 104 Belge No: 268

Kayseri'de Bozatlu Mahallesi sakinlerinden iken halen kayıp olan Veli b. Ömer’in mallarını himayeye kız kardeşi Rukiye bint-i Halil’in tayin olunduğuna dair 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 104 Belge No: 269/a

Kayseri'de Kalenderhane Mahallesi sakinlerinden Ali b. Müslim’in kendisine subaşı İbrahim b. İbrahim tarafından Afşar’a barut, kurşun, nal ve çeşitli mühimmatları temin ettiğine ilişkin iftira atıldığına ve durumun mahalle halkına sorulmasına ilişkin talebi sonrasında şahitlerin Ali b. Müslim’in Afşar ile böyle bir münasebetinin bulunmadığı konusundaki ifadelerine binaen durumun kayıt altına alındığına dair 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 104 Belge No: 269/b

Kayseri Eslem Paşa Mahallesi sakinlerinden Göncü oğlu Yuvan veled-i Sefer’in, Mehmed Bey b. el-Hâc Ali Bey’den altı yüz yetmiş bir kuruş alacağı bulunduğuna, Mehmed Bey’in bunu ödeyecek gücü olmadığına, borca kefil olan es-Seyyid el-Hâc Mehmed Çelebî’nin borcu ödediğine ve aralarında alacak verecek kalmadığına ilişkin 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

(28)

Sayfa No: 105 Belge No: 270

Kayseri'de Hacı Mansur Mahallesi’nde bulunan Katuroğlu cami’-i şerîfi mütevellisi olan Molla Ahmed b. İbrahim’in, es-Seyyid Mustafa b. Ali lehine kendi rızasıyla görevinden feragat eylediğine, es-Seyyid Mustafa b. Ali’nin bu göreve tayin edildiğine dair 28 Muharrem 1155 (4 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 105 Belge No: 271

Kayseri'de Yenice Mahallesi sakinlerinden Mehmed Çelebî b. Yusuf Bey ile Mahmud Bey b. İshak Bey’in müşterek mallarının aralarında taksimatına ve aralarında bir anlaşmazlık konusu kalmadığına dair 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 105 Belge No: 272

Kayseri Huvand Mahallesi sakinlerinden Hüseyin b. Hasan isimli şahsın sınırları belli olan bir tabhane, bir örtme ve bir avludan müteşekkil menzilini Ali b. Süleyman’a elli beş kuruşa sattığına ve menzilin tasarruf hakkının Ali b. Süleyman’a geçtiğine dair 27 Muharrem 1155 (3 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 106 Belge No: 273

Kayseri’ye bağlı İncesu kasabası sakinlerinden Molla Bekir b. Abdullah’ın vefatından sonra oğlu Halil’in de vefatıyla Halil’in kardeşlerine karşı, karısı Fâtıma bint-i Mehmed’in vekilleri aracılığıyla kocasının miras payından kendisine yetmiş beş kuruş ödenmesi isteği ve mahkemenin bu talep karşılığında Fâtıma bint-i Mehmed’e elli beş kuruş değerinde bir tulu deveyi verdiğine ilişkin 29 Muharrem 1155 (5 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 106 Belge No: 274/a

Kayseri’ye ait Kebe İlyas Mahallesi sakinelerinden Şerîfe Âişe ibnetü es-Seyyid İsmail’in mahkemede aynı mahalle sakinlerinden Dalyan oğlu Ömer ve hizmetkârı

(29)

Hüseyin ve Mehmed’in kendisine tecavüz ettiklerini söylemesi ve kendisinin bundan evvel namuslu bir kadın olduğunun mahalle ahalisinden sorulmasını istemesi, mahalle ahalisinin de Şerife Aişe’nin namuslu bir kadın olduğuna dair beyanlarıyla durumun kayıt altına alındığına dair 27 Muharrem 1155 (3 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 106 Belge No: 274/b

Kayseri’ye bağlı Bâlâ Gesi köyü sakinelerinden Sare bint-i Ağazer ve kocası Ağazer veled-i Keci Bey’in ölümünden sonra miraslarının küçük yaştaki oğulları Barham ve kızları Agisa’ya kaldığının tespitinden sonra, küçükler adına mallarının korunması için Karabet veled-i Serkiz’in vasî tayin edildiğine dair 26 Muharrem 1155 (2 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 107 Belge No: 275

Kayseri Bozatlu Mahallesi sakinlerinden Sefer Bey b. Abdullah’ın mirasının karısı Fâtıma ile küçük yaştaki oğulları Abdullah ve Osman ile kızları Raziye ve Fâtıma’ya kaldığı anlaşıldıktan sonra, adı geçen Osman’ın mallarının himayesi için es-Seyyid Süleyman Efendi’nin vasî tayin edildiğine dair 29 Muharrem 1155 (5 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 107 Belge No: 276

Kayseri'ye bağlı Talas köyü sakinlerinden iken ölen Kirkor veled-i İse’nin kızı Sare’nin babasından ve annesinden kendisine kalan miras mallarını kardeşi İse’ye dört yüz altmış kuruş karşılığında sattığına ve bedelini aldığına dair 29 Muharrem 1155 (5 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 107 Belge No: 277

Kayseri'nin İç Kalesi sakinlerinden iken vefat eden Hasan b. Ahmed’in oğlu Mehmed, küçüklüğünde Zarife bint-i Ahmed’in kendisine vasî tayin edilmiş iken yine kendine ait bazı mallarına el koyduğunu beyan ederek, adı geçen Zarife’nin kocası Ahmed Bey b.

(30)

Ömer’in buna karşılık kendisine on beş kuruşu teslim ettiğinden davasından vazgeçtiğine dair 29 Muharrem 1155 (5 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 107 Belge No: 278

Kayseri'ye bağlı Erkilet köyü sakinlerinden olup karısı Sâbire ibnetü el-Hâc Üveys Halife’ye vekil olan Hasan Bey b. İbrahim, Hasan Bey b. Abdülmennân’a miktarı belgede belirtilen mallarını sattığına ve karşılığını teslim aldığına, yine bir kısım tarlanın tasarruf hakkını adı geçen Hasan Bey’e aralarında belirlenmiş bir miktara verdiğine dair 29 Muharrem 1742 (5 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 108 Belge No: 279

Kayseri'de Oduncu Mahallesi sakinlerinden Mustafa Bey b. el-Hâc Cafer’in, Ali b.

Hasan’ın amcaoğlu Mahmud ile evine yabancı bir kadın getirdiğini iddia etmesine, durumun mahalle halkından sorulmasını istemesine ve mahalleden üç kişinin de aynı doğrultuda ifade verdiklerine dair 2 Safer 1155 (8 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 108 Belge No: 280

Kayseri'de Bağcıvân Mahallesi sakinlerinden Mehmed b. Ali’nin mirasının eşi Şerîfe bint-i Mehmed ile çocukları Ahmed ve Fâtıma’ya kaldığı anlaşıldıktan sonra mezbûre Şerîfe tarafından oğlu Mustafa Ömer’in adı geçen Ahmed aleyhine annesinin payına düşen mirası vermedikleri iddiasına karşılık şahitlerin aksi yöndeki beyanları üzerine durumun kayıt altına alınmasını içeren 2 Safer 1155 ( 8 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 109 Belge No: 281

Kayseri Bağcıvân Mahallesi sakinlerinden Şerîfe bint-i Mehmed’in mirasının oğlu Ahmed ve kızı Fâtıma’ya kaldığı anlaşıldıktan sonra Fatıma’nın vekili ve oğlu Mustafa b. Ömer’in dayısı Ahmed hakkında dava açarak annesinin miras payını vermeyerek mirasın tamamına el koyduğunu iddia etmesi ve durumun araştırılması neticesinde Şerîfe bint-i Mehmed’in mallarını oğlu Ahmed’e ölümünden önce hibe ettiğinin

(31)

anlaşılması üzerine durumun kayıt altına alındığına dair 3 Safer 1155 ( 9 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 109 Belge No: 282

Kayseri'de Selaldı Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Mehmed b. Ömer’in oğlu Ömer’in mallarını himaye için bir vasî tayin edilmesi gereğine binaen adı geçen Ömer’in ninesi Fâtıma bint-i Ali’nin vasî tayin edildiğine dair 2 Safer 1155 (8 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 109 Belge No: 283

Kayseri'de Selaldı Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Mehmed b. Ömer’in oğlu Ömer’in mallarını himaye için bir vasî tayin edilmesi gereğine binaen adı geçen Ömer’in ninesi Fâtıma bint-i Ali’nin vasî tayin edildiğine dair 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 109 Belge No: 284

Kayseri Depecik Mahallesi sakinelerinden Fâtıma bint-i Abdullah’ın, mahkemede eşi Hacı Mehmed’in kendine ait bağını izni olmaksızın sattığından hakkının geri alınması talebine karşılık bağı alan es-Seyyid Mehmed’in bağı bedelini ödeyerek aldığını bildirmesine, bu durumu Fâtıma bint-i Abdullah’ın da kabul etmesiyle durumun kayıt altına alınmasını içeren 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 110 Belge No: 285

Kayseri Selaldı Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Mehmed b. Ömer’in oğlu Ömer’in vasîsi Fâtıma bint-i Ali’nin, Ömer’in nafaka ve kisveye ihtiyacı olduğunu mahkemeye bildirmesi ve bunun sonucunda mal varlığından nafaka ve kisve için dört akçe takdir edildiğine dair 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No:110 Belge No: 286

(32)

Kayseri Karakürkçü Mahallesi sakinlerinden Ali b. Hasan’ın, Hasan b. Hüseyin adlı kişinin evinin avlusunda Aydın bıçağı ile sağ bileğinin altından kendisini yaraladığını bildirmesi, subaşı İbrahim ve isimleri kayıtlarda belirtilen şahitlerin adı geçen Hasan’ın sağ bileği altından yaralı durumda olduğunu müşahede etmeleriyle durumun kayıt altına alındığına dair 29 Muharrem 1155 (5 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 110 Belge No: 287

Kayseri Eslem Paşa Mahallesi sakinelerinden iken vefat eden Sahab Ana bint-i Abraham’ın oğulları Agop ve Mikayil ve kızları Maryim’in annelerinden kalan mallarını himaye için bir vasî tayin olunması gereğine binaen adı geçen küçüklerin babaları Karabit veled-i Serkizin vasî tayin edildiğine dair 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 110 Belge No: 288

Kayseri'ye bağlı Germir köyü sakinlerinden Kobil veled-i Bali’nin, Karabit veled-i Turus’un kardeşinin oğlu olduğunu ifade ederek babasından kalan dört yüz kuruştan pay istemesi, Karabit’in buna karşılık otuz kuruş ile üç keyl buğday teslim etmesi, Kobil’in ise bunu iade ederek gerçek payını almak istemesine karşılık mahkemenin talebi reddettiğine dair 4 Safer 1155 (10 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 110 Belge No: 289

Kayseri Yuvalı köyü sakinelerinden Hesne bint-i Veli’nin vefatından sonra oğlu Ebubekir ve kızları Fatıma ve Hatice’nin mallarını himaye için bir vasî tayin olunması lüzumu üzerine çocukların babaları Osman b. Ebubekir’in her yönden vasîliğe yeterli görülmesiyle mahkemece vasî tayin edilmesine dair 4 Safer 1155 (10 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 111 Belge No: 290

(33)

Kayseri’ye bağlı Kıranardı köyü sakinelerinden Şerîfe Havva ibnetü Hasan Bey’in vefatından sonra mirasının oğulları es-Seyyid Mehmed, es-Seyyid Musa ve es-Seyyid İbrahim ve kızı Seniyye Şerife’ye ait olduğu anlaşıldıktan sonra es-Seyyid İbrahim’in, es-Seyyid el-Hâc Abdülkadir Ağa b. es-Seyyid Ali Çelebî üzerine dava açarak sınırları belgede belirtilen bahçeye Abbdülkadir Ağa’nın el koyduğunu iddia etmesiyle, Abdülkadir Ağa’nın kendisinin ve şahitlerinin ifadeleriyle bahçeyi ölümünden önce Şerîfe Havva ibnetü Hasan Bey’den satın aldığını ispat etmesiyle mahkemenin durumu kayıt altına aldığına dair 6 Safer 1155 (12 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 111 Belge No: 291

Kayseri'de Şeyh Taceddin Mahallesi’nin mütevellîsi es-Seyyid Ahmed b. Mehmed’in görevinden ayrılmasıyla yerine bir mütevellî tayîn olunması lüzumu üzerine göreve Hüseyin b. Seyfi’nin vakıf nemasından on kuruş ücretle tayin olunduğuna dair 6 Safer 1155 (12 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 111 Belge No: 292

Kayseri'ye bağlı Cırlavuk köyü sakinlerinden iken vefat eden Ali b. Abdullah’ın kızı Miyase, es-Seyyid Halil üzerine dava açarak babasından kalan menzil ve bağ ve menkûlâtı zapt ettiğini belirtmiştir. es-Seyyid Halil Ali b. Abdullah’ın ölümünden kırk sene geçmiş olmasına rağmen adı geçenin davacı olmadığını söylemesi ve davacının da bunu kabulü üzerine davanın reddiyle durumun kayıt altına alındığına dair 6 Safer 1155 (12 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 112 Belge No: 293

Kayseri Eski Bezzâsitan Mahallesi sakinelerinden Hatice bint-i Süleyman kendisine ait olan bağı kocası Mustafa b. Abdullah’ın kendisinin haberi olmadan sattığına ancak bu satışa razı olmadığını ifade ederek şer’î icabını talep etmesine binaen durumun bilgisi olan şahitlerden sorulması sonucunda satış işleminin şahitlerce de beyan edilmesi üzerine durumun kayıt altına alınmasına ilişkin 9 Safer 1155 (15 Nisan 1742) tarihli ilâm.

(34)

Sayfa No: 112 Belge No: 294/a

Kayseri’ye bağlı Gesi köyü sakinelerinden Şahin Kalfa veled-i Karakoç’un takriben üç ırgadlık bir bağ ile bir kıt'a bağ ve bir kıt'a yoncalık ve dört beş yorgan ve on döşek ve yirmi minder ve on kilimi üç yüz kuruşa Andon’a sattığına ve bedelinin tamamını aldığına ve söz konusu mal ve eşyanın Andon’un tasarrufunda olduğunu kabulünü içeren 10 Safer 1155 ( 16 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 112 Belge No: 294/b

Kayseri'de Hasbek Mahallesi sâkinlerinden iken vefat eden Miyase bint-i Mustafa’nın eşi Ali b. Şabân ölen eşi Miyase’nin kız kardeşi Aişe bint-i Mustafa’ya dava açarak eşinden kalan menzilin yarısı kendi hakkı olduğu halde tasarrufuna mani olduğunu iddia etmiştir. Aişe’nin ise Ali’nin kendisine olan otuz kuruş borcu nedeniyle mani olduğunu söylemesi ve Ali’nin de bunu kabul etmesiyle durumun kayıt altına alındığına dair 9 Safer 1155 (15 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 112 Belge No: 295

Kayseri Hisayunlu Mahallesi sakinlerinden Ahmed Beşe b. Mustafa’nın yine Hisayunlu mahallesinde bulunan ve sınırları belgede belirtilen bağını üç yüz kuruşa es-Seyyid İsmail b. Mehmed’e sattığına ve bu satış sonrasında bağın tasarrufunun tamamen adı geçen alıcıya geçtiğine dair 11 Safer 1155 (17 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 113 Belge No: 296

Kayseri Bozatlu Mahallesi sakinlerinden Abdurrahman b. Ahmed ve aynı anneden olma kardeşleri Osman ve Ömer b. Ebubekir’in Çukurkuyu nahiyesinde bulunan bağlarını yüz seksen kuruşa Ali b. Veli’ye sattıklarına ve bağın tasarruf hakkının adı geçen alıcıya geçtiğine dair 10 Safer 1155 (16 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 113 Belge No: 297

(35)

Kayseri Hasbek Mahallesi mütevellisi olan Ebubekir göreve ehil olmadığından onun yerine Mustafa b. Mustafa’nın mütevelli olmasını belgede isimleri belirtilen şahısların da bildirmesi ve mahkemenin de uygun görmesiyle Mustafa b. Mustafa’nın mütevelli tayin edildiğine dair 11 Safer 1155 (17 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 113 Belge No: 298

Kayseri'ye bağlı Hırka köyü sakinlerinden Abdülgani b. Veli, Fâtıma bint-i Bektaş’ı kardeşi Mehmed’in kendisine verdiğini ancak Ali b. Mustafa’nın müdahale ettiğini ifadesine binaen Ali, kızı ondan daha önce oğluna aldığını iddia etmiştir. Şahitlerin Ali lehinde ifade vermeleriyle Abdulgani’ye tenbihte bulunulmasına dair 12 Safer 1155 (18 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 113 Belge No: 299

Kayseri'ye bağlı Germir kasabası sakinlerinden veled-i Keşiş’in vefatından sonra kızı Güldane’nin nafaka ve kisvebahâya ihtiyacı olduğundan dolayı vasîsi Sefer’in mahkemeden talebi doğrultusunda dört akçe nafaka ve kisvebahâ takdîr edildiğine ve bu parayı Güldane adına harcamaya Sefer’in yetkili kılındığına dair 12 Safer 1155 (18 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 114 Belge No: 300

Kayseri'ye bağlı olan Barsama köyü ile Ağırnas köyü arasında çıkan toprak anlaşmazlığına binaen söz konusu sekiz kıta tarlanın Barsama köyüne ait olduğunun anlaşılması üzerine durumun kayıt altına alındığına dair 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 114 Belge No: 301

Kayseri'ye bağlı olan Barsama köyü ile Ağırnas köyü arasında çıkan toprak anlaşmazlığı ve söz konusu sekiz kıta tarlanın Barsama köyüne ait olduğunun

(36)

anlaşılmasına binaen durumun kayıt altına alındığına dair 3 Safer 1155 (9 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 115 Belge No: 302

Kayseri'de Cırkalan köyü sakinlerinden iken vefat eden Halil Beşe’nin kızı Rukıya babasının kardeşinin oğulları Mehmed, İbrahim ve Hüseyin evlâd-ı Mehmed üzerine dava açarak belgede belirtilen bazı mülk ve mallarına Mehmed ve İbrahim ve Hüseyin’in babalarının el koyduğunu iddia etmesine binaen durumun davalılardan sorulması, bu konuda daha önce Fatıma’nın açmış olduğu davaya karşılık bahsi geçen mülk ve mallar için kırk kuruş ödendiğini ifade etmeleri ve şahidlerin aynı yöndeki ifadeleriyle durumun kayıt altına alınmasına dair 13 Safer 1155 (19 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 115 Belge No: 303

Kayseri Talas köyü sakinlerinden Aran Bali veled-i Uğurlu’nun vefatından sonra oğlu Antin ve kızları Sultan ve Sofiya’nın babalarından kalan mallarını himaye için bir vasî tayin olunması lüzumu üzerine çocukların anneleri Toronda bint-i Marat’ın her yönden vasîliğe yeterli görülmesiyle mahkemece vasî tayin edilmesine dair 13 Safer 1155 (19 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 115 Belge No: 304

Kayseri’ye bağlı Talas köyü sakinlerinden bundan önce vefat etmiş olan Sezaber veled-i Hüdaverdi’nin kızı Seltan’ın adı geçen kasaba sakinlerinden iken vefat etmiş olan Agop veled-i Arbe’nin sağlığında babasının da payı olan mülkleri üç yüz kuruşa Avanis’e sattığına binaen kendi payına düşen miktarın mahkeme tarafından tahsil edilmesini talep etmesine dair 15 Safer 1155 (21 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 116 Belge No: 305

(37)

Kayseri Musa Gazi Mahallesi sakinlerinden halen kayıp olan Ali b. Ahmed’in vefat etmiş olan babasından kendisine kalan mallarının korunması için bir kayyum tayini lüzumu üzerine Ahmed b. Ali’nin kız kardeşi Fâtıma nâm hâtunun bu göreve ehil olacağının tespitiyle adı geçenin kayyum tayin edildiğine dair 15 Safer 1155 (21 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 116 Belge No: 306

Kayseri Bozatlu Mahallesi sakinlerinden Süleyman b. Ömer Bey’in Sarımsaklı yakınlarındaki Kara Yer mevkisindeki tarlasını Osman Çelebî b. el-Hâc Halil isimli kişiye kırk kuruşa sattığına ve bedelini eksiksiz teslim aldığına dair 5 Safer 1155 (11 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 116 Belge No: 307

Kayseri Bozatlu Mahallesi sakinlerinden es-Seyyid Yunus Bey b. (boş), Hamurcu köyü ahalisinden Veli b. Hacı Ali ve Mehmed b. Ebubekir ve Ömer b. Mustafa ve Ali b.

Mehmed ve Mustafa b. Ömer ve Ebubekir b. Osman ve Yusuf b. Ömer isimli şahısların kendine ait olan tımarın bedelini beş seneden beri ödemediklerini iddia ederek durumun ilgililerden sorulmasını talep etmesiyle, durumun davalının iddia ettiği gibi olduğunun anlaşılması üzerine davalılara durumun ikaz olunduğuna dair 16 Safer 1155 (22 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 116 Belge No: 308

Kayseri'ye bağlı Keykubâd köyü sakinlerinden es-Seyyid Ebubekir b. Osman ve es- Seyyid Ahmed b. (boş) ve Kadı Mahmud ve Kara Halil ve Köse Mehmed mahkeme huzurunda es-Seyyid Süleyman Efendi aleyhinde kendilerine ait olan meraya halen davalı Süleyman Efendi’nin el koyduğunu iddia etmeleriyle, Süleyman Efendi’nin Kayseriyye sancağı ulemasından el-Hâc Ahmed Efendi’nin fetvasıyla adı geçen meranın kendi tasarrufuna geçtiğini belirtmesi ve fetvayı ibraz etmesiyle söz konusu meranın tasarruf hakkının Süleyman Efendi’ye ait olduğunun kayıt altına alındığına dair 14 Safer 1155 (20 Nisan 1742) tarihli ilâm.

(38)

Sayfa No: 117 Belge No: 309

Bu numara görevlilerce belgelere verilmemiştir.

Sayfa No: 117 Belge No: 310

Kayseri Gürcü Mahallesi sakinlerinden Mustafa Beşe b. Hüseyin mahkemede Erzurum’da sakin damadı Halil İbrahim b. Yusuf Bey’e Uzun el-Hâc İbrahim aracılığıyla bir at gönderdiğini ancak el-Hâc İbrahim’in atı damadına teslim etmeyip Nelgos veled-i Serkiz isimli kişiye kırk beş kuruşa sattığını ifade etmesiyle Nelgos sattığı atın Mustafa Beşe’nin atı olmadığını iddia etmiş ancak şahitlerin bunun doğru olmadığını bildirmesiyle mahkemenin atın Nelgos tarafından sahibi Mustafa Beşe’ye teslimine karar vermesiyle durumun kayıt altına alındığına dair 6 Safer 1155 (12 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 117 Belge No: 311

Kayseri Hasbek Mahallesi sakinlerinden Mehmed b. Yahya mahkemede bundan on sene otuz kuruş ve bir nâka kürk karşılığında satın aldığı bir sofa ve bir avluya tasarrufunun adı geçen mülkleri satın aldığı es-Seyyid Mehmed b. Mehmed tarafından engellendiğini iddia etmesiyle, adı geçen davalı bu mülklerle kendisinin alakasının olmadığını beyan etmesiyle davalının mülklere müdahaleden men edilmesiyle durumun kayıt altına alındığına dair 16 Safer 1155 (22 Nisan 1742) tarihli ilâm.

Sayfa No: 118 Belge No: 312

İstanbul Davud Paşa Mahallesi sakinlerinden Ali Çavuş Ağa b. Molla Hasan’ın mirasının eşi Rukiye bint-i Mustafa ile kız kardeşi (boş) ait olduğu anlaşıldıktan sonra vekilleri Ahmed Çavuş Ağa b. Mahmud Kayseri'de mahkeme huzurunda es-Seyyid Tahir Çelebî b. (boş) nın zimmetinde Ali Çavuş Ağa’ya ait üç yüz kuruş borcu bulunduğu halde Ali Çavuş Ağa’nın vefat ettiğini bu alacağa karşılık kendisinin Seyyid Tahir Çelebi’den elli kuruşu elden teslim aldığını ifadesiyle kayıt altına alınan 19 Safer 1155 (25 Nisan 1742) tarihli hüccet.

(39)

Sayfa No: 118 Belge No: 313

Kayseri'de ikamet eden Göncüoğlu Yuvan isimli şahsın talebi üzerine keşf için görevlendirilen subaşı İbrahim’in şahsın evine gidip Yuvan’ın oğlu Ayan’ın bundan bir gün önce sarhoş olduğu halde kendi bıçağı ile kendisini arkasından yaraladığını bizzat müşahade etmesiyle durumun kayıt altına alındığına dair 16 Safer 1155 (22 Nisan 1472) tarihli hüccet.

Sayfa No: 118 Belge No: 314

Kayseri’ye bağlı Kemer Köyü sakinlerinden Hacı Mehmed Bey b. el-Hâc Ebubekir ifadesinde bundan dört gün önce Beydağlı köyünden Bölükbaşıoğlu namındaki Mehmed b. Şabân isimli şahıs ile şahsın eniştesi Bali oğlu Mustafa’nın kendisini bıçak ile yaraladıklarını ve imanına küfrettiklerini beyan etmesiyle, davacının durumunu keşf için görevlendirilen Çukadar Molla Mustafa ve Muhzır Mehmed’in de aynı doğrultudaki ifadeleriyle durumun kayıt altına alındığına dair 21 Safer 1155 (27 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 118 Belge No: 315

Kayseri'ye bağlı Talas köyü sakinlerinden es-Seyyid Mustafa b. es-Seyyid İbrahim kendisi küçükken yetkisi olmadığı halde kendi hissesini annesi Şerife Sabire’nin, Artyon veled-i Karabet’e satması nedeniyle hakkı için davacı olacağı sırada arabulucular vasıtasıyla davasından feragat etmek üzere Artyon’un kendisine yirmi kuruş verdiğini ve bu nedenle davasından vazgeçtiğine dair 22 Safer 1155 (28 Nisan 1742) tarihli hüccet.

Sayfa No: 119 Belge No: 316

Kayseri Hâcet Mahallesi sakinlerinden Hasan Çelebî b. el-Hâc Mehmed’in bundan on dokuz sene önce ismini bilmediği bir gayr-i müslime iki yüz kuruş para verdiğini Simon veled-i Bervan’ın bu kişiye kefil olduğunu ve paranın ondan alınmasını isteğine binaen

Referanslar

Benzer Belgeler

The Paladent denture base resins demonstrated the highest color change in distilled water, which represents a significant differ- ence when compared to the other storage media after

Medine-i Kalecik mahallâtından Halil Ağa Mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan AiĢe bint Mustafa nâm müteveffiye merkûmenin verâseti zevci Hacı Ġsmail

Kıdvetü’n-nüvvab ve’l-müteşerri’în Kayseriyye kazasında bi’l-fi'l-naibü’ş-şer’i şerif olan Mevlana (…) zîde ilmühû tevkî'-i refî'-i hümâyûn vâsıl olıcak ma'lûm

Ma‘ruz-u dâi‘leridir ki: Gürün kasabasında Abdulfettah ağa mahallesi ahâlîsinden Kocabey oğlu işbu rafi‘ü’l-i‘lam Molla Ahmed bin Mustafa kasaba-i mezbûrenin

Sivâs vilâyet-i celîlesi dâhîlinde Gürün kâzası mahallâtından Şuğul Balâ Mahallesinde sâkin iken tarîhî i’lâmdan yirmi altı sene mukaddem vefât eden

Medine-i Ayıntab‟da Cevizlice Mahallesi ahâlisinden iken bundan „akdem fevt olan Es Seyyid Arab Çelebi ibni Hasan‟ın verâseti zevce-i menkûha-i metrûkeleri Hanım binti

Develü Kazası’nın nefsi Develü mahallâtından Yedek Mahallesi’nde sakin zatı Everek Kasabası mahallâtından Cami-i Cedid Mahallesi ahalisinden Mehmed Efendi ibn Ömer Efendi

Emekli olduğu 1997 yılına kadar Türkiye Yüksek İhtisas Hastane- sindeki çalışmalarına devam eden Kemal Bayazıt 1974’te ilk ko- roner bypass ameliyatını gerçekleştirdi..