• Sonuç bulunamadı

Halka açık işletmelerden muhasebe hile örnekleri ve çözüm önerileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halka açık işletmelerden muhasebe hile örnekleri ve çözüm önerileri"

Copied!
290
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

HALKA AÇIK ĠġLETMELERDEN

MUHASEBE HĠLE ÖRNEKLERĠ VE

ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ

SELÇUK KURT

TEZ DANIġMANI

PROF. DR. KIYMET TUNCA ÇALIYURT

(2)
(3)
(4)

ÖZET

Tezin Konusu: Halka Açık ĠĢletmelerden Muhasebe Hile Örnekleri ve Çözüm Önerileri

Tezin Yazarı: Selçuk KURT

GeliĢen teknolojik geliĢmeler ve sosyo - kültürel yenilikler ile tüketicilerin ihtiyacı değiĢmiĢ ve tüketim oranları artmıĢtır. Bu durumun sonucunda da iĢletmelerin kazançları giderek artmıĢtır. ĠĢletmelerin finansman maliyetlerini azaltmak amacıyla yaĢanan geliĢmeler sonucunda halka açık iĢletme modeli ortaya çıkmıĢtır. BaĢta halka açık iĢletmeler olmak üzere ve diğer iĢletmeler üzerinde de tehdit unsuru olan muhasebe hileleri, her açıdan iĢletmeye kayıp yaĢatan bir unsurdur. Rekabet artıĢı, teknolojideki geliĢmeler, ekonomik krizler, iĢletme yönetiminin yüksek kar hedefi ve iĢletmenin çıkar gruplarının kazançlarını arttırma isteği Ģirketlerde hile yapılmasının önemli nedenleridir. Potansiyel yatırımcılar baĢta olmak üzere diğer paydaĢları zarar uğratan muhasebe hileleri önemli skandallara yol açmıĢtır. Skandallar sonucu uluslararası camiada muhasebe ve denetim konularında belirleyici kurumlar, muhasebe hilelerini önleme ve ortaya çıkarma amacıyla çeĢitli denetim standartlarını ve hile önleyici teknikleri geliĢtirmiĢlerdir.

Bu çalıĢmada ilk olarak iĢletmelerin amaçları ve halka açık iĢletmelerin yapısına yer verilmiĢtir. Daha sonrasında daha sık görülen muhasebe hileleri türlerine değinilmiĢtir. Ayrıca yaĢanan büyük skandallar muhasebe hilesi boyutuyla incelenmiĢtir. Bu skandallardan yola çıkarak muhasebe hilelerini ortaya çıkarmada ve önlemede kullanılan teknikler ele alınmıĢtır.

(5)

ABSTRACT

Subject of thesis: Public Company Accounting Fraud Samples And Solution Proposals

Author of the thesis: Selçuk KURT

Emerging technological developments and socio - cultural innovations have changed the need of consumers and have increased consumption rates. As a result of this situation, business enterprises have gradually increased. In order to business financing costs reduce as a result of developments has emerged public held company models. Especially on public held companies and other companies threat to the accouting fraud, causing loss in the element from every respect. Increase competition, technology developments, economic crises, business management high profit target and companies‟ interest groups desire to increase profits the companies fraud of important reasons. Potential investors as well as other stakeholders inflict damage accounting fraud have led to important scandals. Result of the scandals in the international community accounting and auditing matters of determinant the corporate, for the purpose of preventing and uncovering accounting fraud have developed a variety of fraud prevention techniques and auditing standards.

In this study, first of all given the companies objectives and public companies structure. It then mentioned the more common types of accounting fraud. In addition, the major corruption scandals investigated in terms of accounting fraud. Based on these scandals the techniques used are discussed in uncovering and preventing accounting fraud.

(6)

ÖNSÖZ

ĠĢletmeler arasında rekabetin artması nedeniyle iĢletme çalıĢanları ve özellikle iĢletme yöneticileri, iĢletmelerinin hayatlarını devam ettirebilmek, iĢletme baĢarılarını daha yüksek gösterebilmek ve kazanç elde etmek amacıyla farklı yasa dıĢı yollara baĢvurabilmektedirler. Bu yasa dıĢı yollara örnek olarak vergi kaçakçılığı yapmak, finansal tablolarda manipülasyon, ihaleye fesat karıĢtırmak ve rüĢvet gibi geleneksel yolsuzluk eylemleri verilebilir. Ancak yeni finansal araçlar, finansal iĢlemler ve bunların karmaĢık muhasebe iĢlemlerinden yararlanılarak hilekarların yaptığı tahrifatlı muhasebe iĢlemleri muhasebe bilim dünyasında “muhasebe hilesi” kavramını ortaya çıkarmıĢtır.

ÇeĢitli nedenlerden etkilenen hilekar, iĢletme içinde hileyi önleyici etkenlerin olmayıĢı ya da etkin olmayıĢı nedeniyle ortaya çıkan fırsatlardan yararlanarak kendi yeteneği ve yaratıcılığı sayesinde muhasebe hileleri yapıp bunları karmaĢık muhasebe iĢlemleri ile gizlemektedir. Özellikle Enron skandalının ortaya çıkıĢı ve diğer büyük muhasebe hile skandallarının yaĢanmasıyla önemli muhasebe ve denetim kurum ve kuruluĢları muhasebe hilelerinin önlenmesi amacıyla faaliyetlerde bulunmakta ve çeĢitli teknikler geliĢtirmektedirler. Ayrıca baĢta Amerika BirleĢik Devletleri (ABD) olmak üzere diğer devletler bu alanlarda yeni kanunlar geliĢtirmiĢler ve yeni organizasyonlar kurmuĢlardır. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği (AB) muhasebe ve denetim standartlarını yeni geliĢmelere göre düzenlemiĢ ve bir takım yeni kriterler geliĢtirmiĢtir.

Ülkemizde ise muhasebe hilelerini önlemek için muhasebe, finansal raporlama ve denetim standartları güncellenmiĢtir. Ayrıca yeni geliĢmeler ıĢığında Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu yenilenmiĢtir. Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu gibi vergi kanunlarında bu amaçla değiĢiklik yapılması da gündemdedir.

(7)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZET ... Ġ ABSTRACT ... ĠĠ ÖNSÖZ ... ĠĠĠ ĠÇĠNDEKĠLER ... ĠV ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... XĠ TABLOLAR LĠSTESĠ ... XĠĠ KISALTMALAR ... XĠĠĠ GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

HALKA AÇIK ĠġLETME TANIMI VE HUKUKSAL ALT YAPISI

1.1. ĠĢletmeler Hakkında Genel Bilgiler ... 2

1.1.1. ĠĢletmenin Tanımı ve Alt Yapısı ... 3

1.1.2. ĠĢletmelerin Amaçları ... 4

1.1.2.1. Ekonomik Amaçlar ... 5

1.1.2.2. ĠĢletmenin Sosyal Amaçları ve Topluma Fayda Yaratma... 8

1.2. Türk Ticaret Hukukuna Göre Sermaye ġirketleri ... 10

1.2.1. Sermayesi Paylara BölünmüĢ Komandit ġirket ... 10

1.2.2. Limited ġirket ... 11

(8)

1.3. Halka Açık ĠĢletmelere Genel BakıĢ ... 16

1.3.1. Halka Açık ĠĢletme Tanımı ... 16

1.3.2. Halka Açık ĠĢletme Olmanın Avantajları ... 19

1.3.2.1. ġirket Yönetimi Açısından Faydaları ... 20

1.3.2.2. Hissedarlar Açısından Faydaları ... 26

1.3.2.3. Ülke Toplum ve Ekonomi Açısından Faydalar ... 27

1.3.3. Halka Arz Yöntemleri ... 29

1.3.3.1. Portföyden SatıĢ – Mevcut Payların Halka Arzı ... 29

1.3.3.2. Sermaye Artırımı – Yeni Pay Ġhracı Yöntemi... 30

1.3.3.3. Karma Yöntem ... 31

1.3.4. Halka Arzda SatıĢ Yöntemleri ... 31

1.3.4.1. Talep Toplama Yöntemi ... 32

1.3.4.2. Talep Toplamaksızın SatıĢ Yöntemi ... 34

1.3.4.3. Borsada SatıĢ Yöntemi ... 35

1.3.5. Halka Arz Prosedürü ... 35

1.3.6. Halka Açık ĠĢletme Olmanın Getirdiği Yükümlülükler ... 37

1.3.6.1. Temettü Dağıtma Yükümlülüğü ... 38

1.3.6.2. Finansal Tablo ve Yıllık Raporların Hazırlanması ve Bildirim Yükümlülüğü ... 39

1.3.6.3. Bağımsız Denetim Yükümlülüğü ... 41

1.3.6.4. Özel Durumların Kamuya Açıklanması Yükümlülüğü ... 43

1.3.6.5. Çağrıda Bulunma Zorunluluğu ... 44

1.3.6.6. Sermaye Piyasası Kurulu‟na Kayıt Yükümlülüğü ... 45

1.3.6.7. Vekaleten Oy Kullanma Esaslarına Uyma Yükümlülüğü ... 46

1.4. ĠĢletmelerin Çevresi ve Çıkar Grupları ... 46

1.4.1. ĠĢletmelerin Yakın Çevresindeki Çıkar Grupları ... 47

1.4.1.1. MüĢteriler ... 47

1.4.1.2. ÇalıĢanlar... 49

1.4.1.3. ĠĢletmenin Üst Yönetimi ... 51

1.4.1.4. ĠĢletmenin Hissedarları... 53

(9)

1.4.2.1. Tedarikçiler ve Satıcılar ... 54

1.4.2.2. Finans Kurumları ve Kredi Verenler ... 55

1.4.2.3. Rakipler ... 56

1.4.2.4. Demokratik Kitle Örgütleri ve Kurumlar ... 56

1.4.2.5. Devlet ... 57

1.4.2.6. Toplum ... 58

1.5. ġirketlerde Çıkar ÇatıĢması... 61

1.5.1. ÇatıĢan Çıkarlar ve Temsil Teorisi ... 61

1.5.2. Temsil Modeli ... 62

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

MUHASEBE HĠLELERĠ VE TÜRLERĠ

2.1. Muhasebe Açısından Hilenin Tanımı ... 65

2.2. Muhasebe Açısından Hatanın Tanımı ... 71

2.3. Muhasebede GerçekleĢen Hataların Türleri ... 75

2.3.1. Yevmiye Defteri Hataları ... 75

2.3.2. Diğer Mali Defter ve Tablolarda Yapılan Hatalar ... 76

2.3.3. Finansal Tablo Hataları ... 77

2.4. Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ayrımı ... 78

2.5. Muhasebe Hilesine BaĢvurmanın Nedenleri ... 80

2.5.1. Hile Üçgeni ... 80

2.5.1.1. Baskı Unsuru ... 82

2.5.1.2. Fırsat Unsuru ... 83

2.5.1.3. Haklı gösterme / Bahane unsuru ... 85

2.5.2. ĠĢletme Yönetimi Tarafından GerçekleĢtirilen Hilelerin Nedenleri ... 87

(10)

2.6. Muhasebe Hileleri Türleri ... 90

2.6.1. Varlıkların Kötüye Kullanılması ... 92

2.6.1.1. Nakitlerin Kötüye Kullanılması ... 93

2.6.1.1.1. Kayıt Öncesi Hırsızlık ... 94

2.6.1.1.1.1. SatıĢlara Yönelik Hırsızlıklar ... 95

2.6.1.1.1.2. Alacaklara Yönelik Hırsızlık... 96 2.6.1.1.1.3. Ġadelere Yönelik Hırsızlık ... 97 2.6.1.1.2. Nakit Hırsızlığı ... 98 2.6.1.1.3. Hileli Harcamalar ... 99 2.6.1.1.3.1. Çek Hileleri ... 99 2.6.1.1.3.2. Fatura Hileleri ... 103 2.6.1.1.3.3. Bordro Hileleri ... 105 2.6.1.1.3.4. Harcama Hileleri ... 108 2.6.1.1.3.5. Kayıtlı Harcamalar ... 110

2.6.1.2. Stoklar ve Diğer Varlıkların Kötüye Kullanılması ... 111

2.6.1.2.1. Stoklar ve Diğer Varlıkların Amaç DıĢı Kullanılması ... 112

2.6.1.2.2. Stoklar ve Diğer Varlıklarda Hırsızlık ... 112

2.6.2. Yolsuzluk ve Ahlaki Olmayan DavranıĢlar ... 114

2.6.2.1. RüĢvet ... 116

2.6.2.2. Ekonomik Baskı ... 118

2.6.2.3. Ġllegal Hediye ve BağıĢlar ... 119

2.6.2.4. Çıkar ÇatıĢması ... 120

2.6.3. Hileli Finansal Raporlama ... 121

2.6.3.1. Varlıkların ve Gelirlerin Olduğundan Yüksek Gösterilmesi ... 126

2.6.3.1.1.Hayali Gelirler ... 127

2.6.3.1.2. Zamanlama Farklılıkları ... 128

2.6.3.1.3. Borç ve Giderlerin Gizlenmesi... 129

2.6.3.1.4. Finansal Tablolarda Yanıltıcı Açıklamalar ... 130

2.6.3.1.5. Varlıkların YanlıĢ Değerlenmesi... 131

(11)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1980’LĠ YILLARDAN ĠTĠBAREN HALKA AÇIK

ĠġLETMELERDE YAġANAN MUHASEBE HĠLELERĠ

3.1. Enron Skandalı ... 139

3.1.1. Enron ġirketinin Tarihçesi ... 139

3.1.2. Özel Amaçlı ġirketler ... 143

3.1.3. Gerçeğe Uygun Değer Muhasebesi ... 149

3.1.4. Bağımsız Denetim ġirketi Arthur Andersen‟in Görevini Yerine Getirmemesi ... 152

3.1.5. Yatırım Bankaları, Finansal Analistler ve Hukuk MüĢavirliğinin Rolleri ... 154

3.2. Parmalat Skandalı ... 155

3.3. WorldCom Skandalı ... 161

3.3.1. WorldCom Tarihi ... 162

3.3.2. WorldCom ġirketi Tarafından GerçekleĢtirilen Muhasebe Hileleri ... 166

3.3.2.1. Sahte Gelir Kayıtları ... 166

3.3.2.2. Gider Tahakkuklarını Olduğundan DüĢük Raporlama ... 168

3.3.2.3. Faaliyet Giderlerinin AktifleĢtirilmesi ... 170

3.3.2.4. Bağımsız Denetim ġirketi Arthur Andersen‟in Görevini Yerine Getirmemesi ... 171

3.4. Xerox Skandalı ... 172

3.5. Tyco Skandalı ... 174

3.6. Adelphia Skandalı ... 177

3.7. Royal Ahold Skandalı ... 180

3.8. Satyam Computers Skandalı ... 183

3.9. HIH Sigortacılık Skandalı ... 185

(12)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

HALKA AÇIK ġĠRKETLERDE YAġANAN MUHASEBE

HĠLELERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMA VE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ

4.1. Sermaye Piyasası Kurulu Tarafından Muhasebe Hileleri Nedeniyle

Cezalandırılan ġirketler ve Cezaları Ġle Ġlgili Tablo ... 190

4.2. Hile Teorisi ve Hile Denetimi ... 199

4.3. Muhasebe Hile Belirtileri ... 203

4.3.1. Muhasebede Ortaya Çıkan Anormallikler ... 204

4.3.2. Faaliyetlerin Yürütülmesi Ġle Ġlgili Hile Belirtileri ... 206

4.3.3. Organizasyon Yapısı Ġle Ġlgili Hile Belirtileri ... 207

4.3.4. Ġç Kontrol Zayıflıkları ... 208

4.3.5. Analitik Anormallikler ... 209

4.3.6. AĢırı YaĢam Biçimleri ... 210

4.3.7. Olağan Olmayan DavranıĢlar ... 211

4.3.8. ġikayet ve Uyarılar ... 212

4.3.9. 3. KiĢilerle Olan ĠliĢkiler Ġle Ġlgili Hile Belirtileri ... 213

4.4. Hile Riski Yönetimi ... 214

4.5. Muhasebe Hilelerinin Ortaya Çıkartılmasında Kullanılan Yöntemler... 216

4.5.1. Proaktif Hile Denetim Yöntemleri ... 216

4.5.1.1. Veri Madenciliği ... 217

4.5.1.2. Benford Yasası ... 218

4.5.1.3. Sürekli Denetim ... 219

4.5.1.4. Whistleblowing ve Ġhbar Hatları ... 221

4.5.1.5. Yıllık Yolsuzluk Önleme Raporu Düzenlenmesi ... 223

4.5.2. Analitik Ġnceleme Prosedürleri ... 225

4.5.2.1. Analitik Ġnceleme Prosedürleri Türleri ... 226

(13)

4.5.2.2.1. KarĢılaĢtırmalı Tablolar Analizi ... 229

4.5.2.2.2. Oran Analizi ... 230

4.5.2.2.3. Dikey Analiz ... 232

4.5.2.2.4. Trend Analizi ... 233

4.5.2.2.5. Ussallık Testleri ... 234

4.6. Muhasebe Hilelerinin Önlenmesinde Kullanılan Yöntemler ... 236

4.6.1. Kurum Yapısı, Kurum Kültürü ve Etik Değerler ... 236

4.6.2. Kurumsal Yönetim ... 240 4.6.3. Denetim Komitesi ... 243 4.6.4. Ġç Kontrol ... 245 4.6.5. Ġç Denetim ... 248 4.6.6. Bağımsız Denetim ... 250 SONUÇ VE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ ... 252 KAYNAKÇA ... 257

(14)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1: Hile Üçgeni... 81

ġekil 2: Muhasebe Hilesi ... 92

ġekil 3: Varlıkların Kötüye Kullanılması ... 93

ġekil 4: Nakitlerin Kötüye Kullanılması ... 94

ġekil 5: Nakit Hırsızlığı ... 95

ġekil 6: Hileli Harcamalar ... 99

ġekil 7: Stoklar ve Diğer Varlıkların Kötüye Kullanılması... 111

ġekil 8: Yolsuzluk ve Ahlaki Olmayan DavranıĢlar... 115

ġekil 9: Varlık ve Gelirlerin Olduğundan Yüksek Gösterilmesi ... 127

(15)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1: Önemli Muhasebe Skandalları ve Nedenleri ... 136 Tablo 2: SPK Haftalık Bültenlerinde Yer Alan Muhasebe Hileleri………. . 192 Tablo 3: Oran Analizi Kategorileri ve Teknikleri ... 231

(16)

KISALTMALAR

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri

AB : Avrupa Birliği

: Anonim ġirket

ACFE :Association of Certified Fraud Examiners (Sertifikalı Hile Denetçileri Birliği)

AICPA :American Institute of Certified Public Accountants (Amerikan Sertifikalı Kamu Muhasebecileri Kurumu)

BDDK : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu BM : BirleĢmiĢ Milletler

COSO :Committee of Sponsoring Organizations of Treadway Commission (Treadway Komisyonu)

FCBA : Foreign Corrupt Practices Act (Yabancılar Yolsuzluk Yasası) GKGMĠ : Genel Kabul GörmüĢ Muhasebe Ġlkeleri

GVK : Gelir Vergisi Kanunu

ĠMKB : Ġstanbul Menkul Kıymetler Borsası Ġpc : Ġdari Para Cezası

LDDS :Long Distance Discount Service (Uzun Mesafe Ġndirimli Telefon Servisi)

OECD : Organisation For Economic Co – Operation and Development (Ekonomik Kalkınma ve ĠĢbirliği Örgütü)

(17)

SEC : ABD Sermaye Piyasası Kurulu (U. S. Securities and Exchange Commission)

SAS : Statement Of Auditing Standarts (Denetim Standartları Tablosu)

S&P : Standart & Poors SOX : Sarbanes Oxley Yasası SPK : Sermaye Piyasası Kurulu SPKn : Sermaye Piyasası Kanunu TBK : Türk Borçlar Kanunu

TCK : Türk Ceza Kanunu

TDK : Türk Dil Kurumu

TTK : Türk Ticaret Kanunu

TL : Türk Lirası

TMSK : Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu TMS : Türkiye Muhasebe Standartları

TFRS : Türkiye Finansal Raporlama Standartları

TDK : Türk Dil Kurumu

UMS : Uluslararası Muhasebe Standartları

UFRS : Uluslararası Finansal Raporlama Standartları

VUK : Vergi Usul Kanunu

(18)

GĠRĠġ

Sanayi Devrim‟inden bu yana meydana gelen geliĢmeler ile iĢletmeler, faaliyet alanlarını geliĢtirip, ürün ve hizmetlerini çeĢitlendirmiĢler ve pazar alanlarını geniĢletmiĢlerdir. Bu sayede artan kar oranları ve hisse değerleri çeĢitli finansman yöntemleriyle daha da artırılmak istenmiĢ ve halka açık iĢletme modeli geliĢtirilmiĢtir. Kurulan borsalar geliĢen iletiĢim teknolojileri ile uluslararası hale gelip sermayenin dolaĢımı kolaylaĢmıĢtır. Ancak insanın daha da çok kazanma isteği, ahlak ve yasa dıĢı çeĢitli yollarla kazanç elde etme isteğine neden olmuĢ ve iĢletmenin kazançlarında bir kara delik olan muhasebe hilelerini yaratmıĢtır. Bu hileler baĢta iĢletme olmak üzere iĢletmeyle ilgili tüm çıkar gruplarını zarara uğratmaktadır. Ayrıca Amerika BirleĢik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaĢanan Enron, World Com ve Parmalat gibi büyük muhasebe hilesi skandalları yatırımcıların finansal raporlama ve kurumsal açıklamalara güvenini sarsmıĢtır. Piyasaların hareketliliğini ve güvenilirliği sürdürmek için baĢta ABD‟de olmak üzere tüm dünyada denetim, kurumsal yönetim, muhasebe ve denetim standartları konularında yeni düzenlemeler geliĢtirilmiĢtir.

Bu halka açık iĢletmelerden muhasebe hileleri ve çözüm önerileri baĢlıklı tez çalıĢmasındaki amaç, halka açık iĢletmelerde yaĢanmıĢ muhasebe hilelerini inceleyip, muhasebe hilelerini önleme ve ortaya çıkarmak amacıyla çözüm önerileri getirmektedir.

Bu kapsamda ilk bölümde; ĠĢletmelerin amaçları, halka açık iĢletmelerin hukuki yapısı ve farklılıkları, halka açık iĢletmelerin avantajları ve yükümlülükleri ile iĢletmelerin çıkar grupları ve çıkar çatıĢmaları incelenmiĢtir. Ġkinci bölümde; Muhasebe hilesi ve hatası kavramları ve bunların ayrımı, ABD‟de faaliyet gösteren Sertifikalı Hile Denetçileri Birliği (Association of Certified Fraud Examiners – ACFE) 2008‟de yayınladığı rapora göre muhasebe hilesi türleri incelenmiĢtir. Üçüncü bölümde; Halka açık iĢletmelerde uluslararası çapta yaĢanmıĢ önemli muhasebe hilesi skandalları incelenmiĢtir. Dördüncü bölümde; Muhasebe hilesi önleme ve ortaya çıkarma yöntemleri incelenmiĢtir. Sonuç olarak ise halka açık iĢletmelerde karĢılaĢılan muhasebe hileleri ve çözüm önerileri açıklanmıĢtır.

(19)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

HALKA AÇIK ĠġLETME TANIMI VE HUKUKSAL ALT YAPISI

Tüketicilerin ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla mal ve hizmet üreten bir iktisadi birim olan iĢletme, artan rekabete rağmen faaliyetlerini baĢarılı olarak yürütmesi ve yönetmesi halinde büyüme yoluna gitmektedir. Küçük ve orta büyüklükteki iĢletme olarak ticaret hayatına baĢlayan iĢletmeler, uygun koĢulları sağladığı takdirde hisse senetlerini halka arz etmek suretiyle sermaye piyasalarında iĢlem görmeye baĢlayarak halk açık iĢletme haline gelmektedirler. Tezin 1. Bölümünde; iĢletme kavramı, sermaye Ģirketlerinin ticaret hukukumuza göre yapısı ve halka açık iĢletmelerin tanımı ve hukuksal boyutu ele alınarak halka açık iĢletme olmanın avantajları ve getirdiği yükümlülükler incelenmektedir. Ayrıca iĢletmelerin faaliyet gösterdiği çevresi ele alınarak çıkar çatıĢması belirtilmektedir.

1.1. ĠĢletmeler Hakkında Genel Bilgiler

ĠĢletme; emek, sermaye ve diğer üretim faktörlerini planlı, bilinçli ve sistemli bir biçimde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretimi ve iĢletmenin amaçlarına ulaĢmak için üretim faktörlerinin yönetimi için ekonomik ve rasyonel kararlar alan bir birimdir. Bu tanımlamadan çıkarılabileceği gibi iĢletme, içerisinde emek faktörü bulunması nedeniyle herĢeyden önce toplumsal bir iĢbirliğinin sistemli halidir. ĠĢletmeler, kar elde etme isteği ve sermaye faktörünün bulunması nedeniyle ekonomik bir yapıdır. ĠĢletmelerin baĢlıca amacı, topluma mal ve hizmet üretmektir. ĠĢletme, üretimde kullandığı makine, teçhizat ve diğer teknolojik üretim faktörlerini mevcudunda bulundurması nedeniyle teknik bir yapılanmadır.

(20)

1.1.1. ĠĢletmenin Tanımı ve Alt Yapısı

Bir toplum içinde yaĢayan insanlar hayatlarını sürdürebilmek ve çalıĢma hayatının devamını sağlamak için kıt kaynaklarla çeĢitli ve sınırsız ihtiyaçlarını karĢılayacak mal ya da hizmetlere gerek duyarlar. Ġnsanoğlu tarihin geliĢim süreci içinde ilk baĢta ihtiyaçlarını avcılık toplayıcılıkla sürdürmüĢ, tarım hayatının geliĢimiyle birlikte bir metanın kullanım değeri ve metalar arasında ihtiyaçlara göre değiĢimi ortaya çıkmıĢtır. Para ya da bir mal karĢılığı değiĢ tokuĢ esaslı pazarlar ve piyasalar geliĢmiĢtir. Bu pazarlar da ihtiyaçlarını karĢılamak için ilk baĢta bireysel giriĢimler oluĢmuĢ, ufak sermaye birikimleri ve tarihsel geliĢim süreci içinde bu bireysel giriĢimler ilk baĢta ortak mesleki grupların üretimde buluĢmalarıyla ya da sermaye birikimlerinin büyümeleriyle ticari örgütlenmelere dönüĢmüĢtür. Bu ticari örgütlenmeler insanların ihtiyaçlarını sağlayacak mal ve hizmetlerin tedariki için üretim faktörleri ismini verilen çeĢitli unsurları bir araya getirmektedir. Üretim faktörlerinin birleĢtirip çalıĢma barıĢını sağlayıp üretim süreci sonunda ticari hayatın temel metası olan ürün ortaya çıkarılır. Bu ürün ihtiyaç sahiplerine baĢarılı bir pazarlama anlayıĢıyla satıldıktan sonra giriĢimciye kar olarak üretim sürecinin sonucu olarak geri döner. Bu üretim faktörlerini bir araya getirip üretim sürecinin sonunda pazarlama ile ürünü satıp kar elde eden bu ticari örgütlenmeye kısaca iĢletme denir.

ĠĢletme bir süreci ifade eden, bu hareketli yönü ele alındığında, iĢlerin ve iĢlemlerin, topluluğundan ibaret bulunan fonksiyonların tespiti, bu fonksiyonları gerçekleĢtirecek organların vücuda getirilmesi ile iĢletme meydana gelmektedir.

ĠĢletme tanım olarak; gerçek ya da tüzel kiĢilerin ihtiyaçlarını karĢılamak amacıyla üretim faktörlerini bir organizasyon içinde bir araya getirip, ekonomik değeri olan mal ya da hizmet üretmek ve kar elde etme Ģartıyla pazarlamak üzere faaliyetlerini sürdüren iktisadi, teknik ve hukuki birimdir. Bu tanımdan yola çıkılarak bir takım özellikler geliĢtirilmiĢtir. Bu özellikler Ģu Ģekilde belirtilebilir (Mucuk, 2005: 26);

(21)

- Ġktisadi mal ve hizmetlerin üretiminin gerçekleĢtirilmesi için gerekli teknik ve üretim faktörlerinin uygun ortamda bir araya getirilmiĢ olması,

- BaĢkalarının ihtiyacını karĢılarken sahibine kar sağlama amacının bulunması,

- Varlığını sürdürmek ve büyümek için çaba sarf eden dinamik ve kompleks

(karmaĢık) bir yapıya sahip olması.

ĠĢletme için yapılan bu açıklamalardan sonra ortak ve genel bir tanıma gidilebilir. Belirli bir ölçüde kar elde etmek ya da hizmet oluĢturmak amacıyla, üretim faktörlerini (sermaye, emek, doğal kaynaklar) bilinçli, uyumlu ve sistemleri olarak bir araya getiren ve toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üreten ya da pazarlayan ekonomik ve sosyal kuruluĢlara iĢletme denir (Sabuncuoğlu ve Tokol, 1995: 9).

1.1.2. ĠĢletmelerin Amaçları

ĠĢletmeler toplumda sosyal bir varlık olarak yaĢayabilmeleri için tıpkı insanlar gibi bir takım amaçlar peĢinde koĢarlar. Örgütsel açıdan veya iĢletme yönetimi açısından amaçlar, örgütlerin faaliyetlerinin ve hatta varoluĢlarının nedenini oluĢtururlar. Amaçlar iĢletmenin proje veya planlarına yol gösteren bir unsur oldukları gibi hedeflerine ve misyonuna ne ölçüde ulaĢtığını yönetime bildiren birer araç görevini de ifa ederler (Eren, 1991: 67). Amaçlar bu açıdan iĢletmenin orta ya da uzun vadeli planlarında hedeflerine ulaĢabilmesinin denetiminde kullanabilecek veri sağlamaktadır. ĠĢletmelerin amaçları, faaliyetlerinin sonucunda elde etmek istedikleri olup iĢletmenin yaptığı iĢleri, faaliyetleri niçin yaptığını, neyi veya neleri elde etmek için yaptıklarını belirten sonuçlardır (Ülgen ve Mirze, 2007: 185). Amaçlar, performans ve sonuçların bir iĢin devamlılığını direkt etkilediği her yerde gerekli olan ve iĢletmeyi diğer örgüt tiplerinden ayıran ve onun yapı özelliğini oluĢturan temel unsurlardır (Eren, 1991: 68).

Bir amacın etkili bir amaç olabilmesi için; amaçlar sonuçları etkileyebilecek önemli konuları kapsamı altına almalı, gerçekçi hedefleri yükseltilebilecek ön görülere yer verilerek tespit etmeli, belirgin ve sayısal olarak ölçülebilir olmalı ve zaman açısından bir sınıra sahip olmalıdır.

(22)

1.1.2.1. Ekonomik Amaçlar

Temel ekonomik amaçlar, faaliyetlerden optimal bir kar elde etmeye dayanır ve bir iĢletmenin davranıĢ ve faaliyetleri üzerinde birinci derecede etkili olan amaçlardır. Bu amaçlar dikkatli bir Ģekilde incelendiği zaman bunların odak noktasında iĢletmenin varlığını sürdürme çabalarının yattığı görülecektir.

Temel ekonomik amaçlar, birbiri içine girmiĢ bir Ģekilde karlılık, büyüme ve süreklilik olarak belirlenebilir (Dinçer, 1996: 71).

Kar Elde Etme

Kar, ekonomik amaçlar silsilesinin ilk basamağını oluĢturur. Kar, iĢletme sahiplerini, yöneticileri ve diğer çalıĢanları, harekete geçiren en önemli güdüdür. Çünkü iĢletme daha çok kar elde ettiği müddetçe iĢletme sahibini ve onun sermayesini ve diğer paydaĢ grupların gelirlerini artıracaktır (Dinçer, 1996: 71).

Kar iĢletmenin yaptığı toplam giderlerin elde edilen toplam gelirden düĢülmesi sonucu sağlanan net fazlalıktır. Bu fazlalık aynı zamanda iĢletmenin o faaliyet dönemi baĢarı simgesidir. ĠĢletmenin karı yüksek çıktığında o iĢletmenin faaliyetlerinin baĢarılı bir Ģekilde yürütüldüğü kanısına varılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında ise kar, iĢletmeleri birbirleriyle karĢılaĢtırmanın ve iĢletme performansının ölçüsü de olabilmektedir. Çoğu ekonomist yöneticilerin alternatif eylemler arasındaki kararlar vermek ve iĢletme ve iĢletme yöneticilerinin performanslarını değerlendirmek için iĢletmenin uzun vadeli piyasa değer maksimizasyonunu ana amaç ve ölçüt olarak almıĢlardır. Bu iĢletmenin değeri kavramı iĢletmenin borcu, alacağı, öz kaynağı, imtiyazlı hisse senedi gibi tüm finansal değerlerin toplamından oluĢmaktadır.

Dünya tarihinde iĢletme ve finans bilimlerinin yol alması, finans araçlarının ve finansman yöntemlerinin farklılaĢması ile Sanayi Devrimi‟nden itibaren iĢletme amaçları da geliĢmiĢ ve bu amaçlar üzerine çeĢitli fikirler ortaya atılmıĢtır.

(23)

“1900‟lü yılların başından itibaren işletme karının maksimum kılınması

olarak ifade edilen işletme amacı bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren birçok tartışmaya konu olmuştur. Kar kavramı tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Maksimize edilmeye çalışılan karın, kısa ya da uzun vadeli kar mı veya karlılık ortamı ya da kar tutarı mı olduğu konusunda ortak bir sonuca varılamamıştır ve karın daha çok sübjektif bir anlam taşıdığı ifade edilmektedir. Ayrıca değişik zaman aralıklarında kar sağlayan yatırım projeleri arasındaki seçimde ortaya çıkan belirsizlik ve yatırımlardan beklenen nakit akışlarının dikkate alınması da kar maksimizasyonuna getirilen başlıca eleştirileri oluşturmaktadır. Karın en yüksek düzeye çıkarılması iyi tanımlanmış bir şirket amacını ortaya koymamaktadır”

(Bealey vd., 2007: 12).

Finansman, fon temin etme olanaklarını arama Ģeklinde tarif edilen geleneksel görüĢü bir kenara bırakarak varlıkların yönetimi, kaynakların kullanımı, firmanın bütün olarak değerlendirilmesi fonksiyonlarını kapsamı içine alan bilimsel bir niteliğe bürünmüĢ ve iĢletmenin piyasa değerinin maksimum kılma amacına yönelmiĢtir (Düzer, 2008: 23).

ĠĢletme amacının hissedar değerinin maksimum yapılmak olarak tanımlanması değer kavramının önemini ortaya çıkarmaktadır. Bilinen en iyi performans ölçüm sistemi olması ve hissedar amacının firma değerini maksimize etmek olması sebebiyle değer Ģirket ortaklarının ve organizasyonların ilgisini çeken ve değiĢik anlamları içeren göreceli bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır (Düzer, 2008: 24).

Kar, iĢletmenin faaliyet dönemi baĢarı simgesi olarak değerlendirilirken Ģu iĢlevleri de yerine getirmektedir (Can vd., 2001: 15,16):

- ĠĢletmenin değiĢik dönemlerine ait faaliyet sonuçlarını ölçme ve değerlendirme aracıdır.

- Bir denetim aracıdır.

- ĠĢletmenin yaĢamını sürdürme ve geliĢtirme aracıdır.

- Daha verimli çalıĢmak, var olanı iyileĢtirmek ve üstün kılmak için iĢletme içinde çalıĢanları güdülendirme ve isteklendirme aracıdır.

(24)

- ĠĢletmenin mal ve hizmetlerini sunduğu tüketici kitle için de bir güvence aracıdır.

- ĠĢletmenin bazı yükümlülüklerinin yerine getirilmesine (vergi, hissedar payı dağıtımı vb. gibi) olanak sağlama aracıdır.

Ancak karın en yüksek düzeye çıkarılması iyi tanımlanmıĢ bir Ģirket amacı değildir. Bunun üç nedeni vardır (Brealey vd., 2005: 12):

- “Karı en yüksek düzeye çıkarma” , “hangi yılın karı ” sorusunu yanıtsız bırakır. Gelecek yılın karı daha sonraki yıllara ait karlar karĢılığında sağlanacaksa, hissedarlar yöneticinin gelecek yıl karını arttırmasını isteyebilirler.

- Bir Ģirket gelecekteki kar artıĢını bu yıl kar payı dağıtmayıp serbest kalan fonların yatırmak yoluyla sağlayabilir. ġirket ek yatırım üzerinden çok düĢük bir getiri oranı elde ediyorsa bu da yatırımcıların çıkarına en uygunu değildir.

- Farklı muhasebe müdürleri karları farklı Ģekillerde hesaplayabilirler. Dolayısıyla muhasebe kurallarının bir dizisini kullanınca karları yükselten bir kararın baĢka bir diziyi kullanınca karları azaltabildiğinin keĢfedilmesi mümkündür.

Büyüme

ĠĢletmelerin ekonomik bir amacı olarak büyüme, belli bir zaman süreci içinde belli bir ölçekten baĢlayarak yapısını oluĢturan maddi ve benzeri unsurlarda meydana gelen niceliksel bir niteliksel bir dizi değiĢim ve geliĢim faaliyetidir. Bu faaliyet karlarda, satıĢlarda, pazar payında ve üretimdeki artıĢlar Ģeklinde de kendini gösterir (Mucuk, 2005: 29). Ancak nitelik veya sayısal bakımdan bu büyümenin pazar, kar, iĢletme hisse değeri artıĢları iĢletmenin maliyetlerini en aza indiren optimal büyüklüğe kadar olması gereklidir. Çünkü optimal büyüklükten sonra iĢletmenin maliyetleri tekrar artmaya baĢlayacaktır.

Günümüzde büyümek artık bir zorunluluk haline gelmiĢtir. Çünkü büyümenin amacı, iĢletmenin ve çevrenin baskılarına karĢı koyma ve çevreye daha iyi uyum sağlayabilmesidir. Böylece iĢletme pazarların geniĢletilmesine ve

(25)

geliĢtirilmesine cevap vererek bir rekabet ortamında bulunan diğer firmalarla mücadele eder ve amacına ulaĢmak imkanına kavuĢur (Eren, 1991: 88). Sürekli olarak büyüyen bir ekonomik yapı içinde iĢletmelerin en azından aynı oranda büyümeleri mevcut konumlarını muhafaza için Ģarttır. Aksi halde gün geçtikçe farkında olmadan küçüleceklerdir. Bu açıdan büyüme iĢletmelerin varlıklarını devam ettirebilmelerinin önemli bir aracı haline gelmiĢtir (Dinçer, 1996: 71).

Süreklilik

ĠĢletmenin hayatının devam etmesi karlılık ve büyümesinin sürekliliğine bağlıdır. Bu ise aynı zamanda iĢletmenin amaçlarındaki istikrarının göstergesidir. Ancak her zaman karlılığını ve büyüme amacını gerçekleĢtiren iĢletmelerin hayatta kalacakları tezi doğru değildir. Çünkü bazı karlı olan iĢletmeler faaliyetlerini sona erdirebilir veya baĢka iĢletmelerle birleĢebilirler. Süreklilik amacının gerçekleĢebilmesi için iĢletmelerin gelecekte ortaya çıkabilecek tehlikelere karĢı hazırlıklı olması gerekir.

“Sürekli olarak değişen çevre, aynı zamanda belirsizlikler ortamıdır. Bu

belirsizlikler, işletmenin hayatının devam etmesini zora sokan risklerle doludur. İşletmenin varlığını tehdit eden bu dış çevre riskleri ya işletmenin iradesi dışında meydana gelen tehlikelerden ya da bir fırsatı yakalamak ümit ve çabasıyla işletmenin göze aldığı tehlikeden kaynaklanabilir. Bu sebeple işletmelerde esnek davranabilmek ve esnek yapıya sahip olmak zorunda olmaktadırlar. Bu esnek yapı ise işletmenin büyüme ve kar etmesine hizmet eden bir araç rolü oynamaktadır” (Dinçer, 1996:

78,79).

1.1.2.2. ĠĢletmenin Sosyal Amaçları ve Topluma Fayda Yaratma

ĠĢletmelerin yukarıda belirtilen ve birbirinden ayrılamayan bu üç temel amacı ekonomik amaçtır. ĠĢletmeler bu üç amacı gerçekleĢtirdikleri sürece geliĢimlerini sağlayabilirler ve toplumla sağlıklı bir iliĢki kurulabilirler. Tek bir alana odaklanmak ve sadece kar maksimizasyonunu hedef almak iĢletmeleri toplumdan soyutlar ve

(26)

böylece gelecek zamanda iĢletmenin sürekliliği tehlikeye düĢebilmektedir. ĠĢletme bu ekonomik amaçlarını gerçekleĢtirilebilmesi için sosyal amaçları da dikkate almalıdır. ĠĢletmelerin sosyal amaçları, iĢletmelerin iç veya dıĢ çevresinin baskılarından kaynaklanmaktadır.

- ĠĢletmenin içinden kaynaklanan amaçlar, iĢletmelerin sahipleri ve çalıĢan personelin kiĢisel değerleriyle ilgilidir.

- ĠĢletme dıĢından kaynaklananlar ise, müĢterilerin arzu ve isteklerini yerine getirmeye ve iĢletmelerin kendini toplumda kabul ettirme, çevreye duyarlı olmak, toplumun çeĢitli kurumları ve bireyleri ile iyi iliĢkiler içinde bulunmasını kapsamaktadır.

Sosyal amaçların en başında gelen topluma fayda sağlama faaliyetinin birinci aşaması, işletmelerin mal ve hizmetlerine talepte bulunan tüm tüketici kesimlerin beklentilerine uygun bir yaklaşım sergilemeleri şeklinde anlaşılmalıdır. İşletmelerin topluma fayda sağlamak amacı çerçevesinde tüketici kesimlerin taleplerine uygun nitelik ve miktarda mal ve hizmet üretmeleri, söz konusu bu mal ve hizmetleri, tüketicilerin istemlerine uygun zaman ve yerlerde, onların ödeme güçlerine uygun fiyat ve değişim imkanlarıyla sunmaları sonucu oluşacak tatmin ve sağlanacak fayda, aynı zamanda toplumun refah düzeyinin de gelişmesini sağlayıcı rol oynayacaktır.

Topluma fayda sağlama amacının ikinci ve daha geniş boyutta ele alınması aşamasında işletmenin mal ve hizmetlerine talepte bulunan tüketicileri tatmin etmesi yanında genel olarak toplumun veya işletme ile doğrudan ya da dolaylı ilişkili tüm kişi ve kuruluşlarının beklentilerinin de olumlu şekilde yanıtlanması yer almaktadır. Bu bağlamda tüketicilerine faydalı olan bir işletme aynı zamanda örneğin çevreye de duyarlı olmalı, toplumsal kıt kaynakları verimli kullanmaya özen göstermeli, ticari sistem, rekabet ve etik kurallara saygılı davranmalı, çalışanlarının işletmeden beklentilerini yanıtlamalı, iş ilişkisi içindeki diğer işletmeleri istismar etmemeli ve devlete karşı sorumluluklarını da yerine getirmelidir (Can vd., 2001: 21,22).

(27)

Ġktisadi iĢletmelerin bir ölçüde kamu kurumlarına benzemesine yol açan iĢletmelerin sosyal sorumluluğu kavramı (Mucuk, 2005: 29);

- Hissedarlara uygun veya adil kar payı, - Personele uygun ücret ve iyi çalıĢma Ģartları, - Tüketicilere uygun fiyat ve kaliteli mal,

- Hammadde ve malzeme satıcılarına uygun fiyat,

- Çevre halkına karĢı çevreyi koruma ve iĢ imkanı sağlama,

- Devlete, vergi verme gibi özellikle kısa vadede birbirleriyle çeliĢen çıkarları uzlaĢtırma görev ve sorumluluğunu yüklemektedir.

1.2. Türk Ticaret Hukukuna Göre Sermaye ġirketleri

Yürürlükteki 6102 sayılı TTK‟ya göre Ģirket türleri; sermaye Ģirketleri ve Ģahıs Ģirketleri olarak ikiye ayrılmıĢtır. Tezin konusu olan halka açık iĢletmeler, birer anonim Ģirket olduğundan ve anonim Ģirketler sermaye Ģirketleri grubunda yer aldığından bu baĢlıkta sermaye Ģirket türleri incelenmektedir.

Sermaye Ģirketlerinde, ortakların sorumlulukları Ģirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Ortakların Ģirketteki ortaklık payları kiĢisel değildir. Ortakların payları, ortakların karar vermesi halinde baĢkasına satılabilir veya devredilebilir.

1.2.1. Sermayesi Paylara BölünmüĢ Komandit ġirket

Sermayesi paylara bölünmüĢ komandit Ģirket, sermayesi paylara bölünen ve

ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay sahibi gibi sorumlu olan şirket olarak TTK‟da

tanımlanmıĢtır (TTK, madde 564). Bazı yönleriyle komandit ortaklıklara benzeyen bu ortaklıklar, sermayesi paylara bölündüğünden ve komanditer ortakların bu paylarını anonim ortaklık payları gibi serbestçe devredebilme veya elde edebilme olanağı bulunduğundan sermaye Ģirketleri arasında yer alır.

(28)

Sermayesi paylara bölünmüĢ komandit Ģirket de anonim Ģirket gibi ani ve aĢamalı olarak kurulabilir. Kurucular en az beĢ tane ve bunlardan en az bir tanesi komandite yani sınırsız sorumlu olarak olmalıdır (Tuncer vd. 2007: 120).

Bu Ģirket türünde komanditerlerin birbirleriyle, komanditerlerin tümüyle ve üçüncü kiĢilerle hukuki iliĢkileri, özellikle Ģirketin yönetimine ve temsiline iliĢkin görev ve yetkileri, Ģirketten ayrılmaları, komandit Ģirketlerdeki hükümlere tabidir. Bunların dıĢında kalan konularda ve kuruluĢ iĢlemlerinde sözleĢmede aksi hüküm yoksa anonim Ģirket hükümleri uygulanır.

1.2.2. Limited ġirket

Almanya‟nın 19. yüzyılda özellikle sömürgeleriyle olan ticari iliĢkilerinde anonim ortaklığa göre daha kolay kurulabilen bir ortaklık olduğu için yaratılan limited ortaklık, savaĢ sonucu toprak alıĢveriĢleriyle diğer Avrupa ülkelerine de yayılmıĢ ve eski Ticaret Kanunu Almanya‟dan alındığı için ülkemiz hukukunda da yer almıĢtır (Tuncer vd., 2007: 118). TTK‟nun 573. maddesinde limited Ģirket, “bir

veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur” Ģeklinde ifade olunmuĢtur. Yeni kanun ile Ģirket ortak sayısı Ģartı bire

indirilerek limited Ģirketin sahibi olan tek kiĢi, tek baĢına Ģirketi yönetebilir, kararları kendisi alabilir ve bu sayede limited Ģirketin kuruluĢu ve yönetimi kolaylaĢmıĢtır.

Ortaklık sayısı yeni çıkarılan bu kanunla en çok 50 ortakla sınırlandırılmıĢtır (TTK madde 574) ve minimum sermaye tutarı on bin Türk Lirası olarak ifade edilmiĢtir (TKK madde 580). Limited Ģirketin esas sermaye payları ise en az 25 TL olarak belirlenebilir (TKK madde 583). Ortakların sermaye olarak koyabilecekleri varlıklar ise; üzerlerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devir olunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dahil mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Ancak hizmet edimleri, kiĢisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiĢ alacaklar sermaye olamaz (TTK madde 581). Ortaklar, Ģirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve Ģirket sözleĢmesinde ön görülen ek

(29)

ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür (TTK madde 573).

Anonim Ģirketler her türlü iktisadi amaç ve konu için kurulabildikleri halde limited Ģirketler bankacılık ve sigortacılık dıĢında kalan iktisadi amaç ve konular için kurulabilir (Tuncer vd., 2007: 118, 119). Anonim Ģirkette ortak sayısı yönünden bir üst sınır konmadığı halde limited Ģirketlerde bu sınır 50 ortak olarak belirtildiği için limited Ģirketlerin halka arz yoluna gitmesi mümkün değildir.

1.2.3. Anonim ġirket

Anonim Ģirket TTK‟nun 329. maddesinde “sermayesi belirli ve paylara

bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu bulunan şirket”

olarak açıklanmıĢtır. Anonim Ģirketler kanundan aldığı hakla kanunen yasaklanmamıĢ bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri de dahil olmak üzere her türlü ekonomik amaç ve konular için kurulabilir.

Yeni kanunun anonim Ģirketlere yönelik olarak ön gördüğü sermaye konusundaki yenilik, kapalı anonim Ģirketlere kayıtlı sermaye sistemini benimseme olanağının getirilmesidir. Kanunda dolaylı olarak esas sermaye ve kayıtlı sermaye ayrımı da vurgulanmıĢ, esas sermayenin “tamamı esas sözleĢmede taahhüt edilmiĢ bulunan sermayeyi”, kayıtlı sermayenin ise “sermayenin arttırılmasında yönetim kuruluna tanınmıĢ yetki tavanını gösteren sermayeyi” ifade ettiği belirtilmiĢtir. Buna göre anonim Ģirketlerde esas sermaye elli bin Türk Lirasından, kayıtlı sermaye sistemini kabul edecek olan kapalı (halka açık olmayan) anonim Ģirketlerde ise baĢlangıç sermayesi yüz bin Türk Lirasından aĢağı olmayacaktır. Anonim Ģirketlerde baĢlangıç sermayesi kuruluĢta ve sisteme ilk geçildiğinde haiz olunması zorunlu sermayedir; çıkarılmıĢ sermaye ise çıkarılmıĢ payların tümünün itibari değerlerinin toplamını temsil eder (TTK madde 332).

Ayrıca ayni sermayeye katılabilecek unsurlar değerlendirilirse, üzerlerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlarda dahil, mal varlığı unsurları

(30)

ayni sermayeye konulabilir. Fakat hizmet edimleri, kiĢisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiĢ alacaklar sermaye olarak değerlendirilemez (TTK madde 342).

Yeni çıkarılan kanun ile asgari kurucu ve ortaklık konusunda önceki yasadaki alt sınır 5‟ten 1‟e indirilmiĢtir. TTK 338. maddede anonim Ģirket kurucularının ve pay sahiplerinin 1‟e düĢmesi halinde bu sonuca neden olan iĢlem tarihinden itibaren yedi gün içinde yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilir. Yönetim kurulu da bildirimin alınıĢ tarihinden yedi gün içinde Ģirketin tek pay sahipli bir anonim Ģirket olduğunu tescil ve ilan ettirir (TTK madde 338).

“Bir diğer önemli yenilik ise TTK‟da anonim şirket kuruluşunu, “kurulma” ve

“tüzel kişilik kazanma” olarak ikili bir ayrıma tabi tutmaktadır. Zira yasanın 335. maddesinde birinci fıkrasında “Şirket kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur” denilmekte ve aynı maddenin ikinci fıkrasında da 335. maddenin birinci fıkrasının saklı olduğu belirtilmektedir. Bu manada, anılan fıkra “ön anonim şirket”in varlığına işaret etmekte ve şirketin oluşma anını açıklığa kavuşturmaktadır. Kanunun 335. maddesinin ilk fıkrasında ise “Şirket ticaret tesciline tescil ile tüzel kişilik kazanır” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, bir önceki TTK‟nunda, “anonim şirketin kurulması ile”, payların taahhüt edilip ana sözleşmesinin imzalanmasından şirketin tescil ve ilanına kadar geçen süre kastedildiği halde; kanun, kurucuların şirket ana sözleşmesini noter huzurunda imzalamaları ile birlikte şirketin “kurulduğunu” (ön anonim varlığını) kabul etmekte, ancak şirketin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağını ön görmektedir”. (AltaĢ, 2010: 34,35).

Anonim Ģirketlerin genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme kurulu olmak üzere 3 adet organı vardır. Bu organlar içerisinde en yetkili karar organı genel kurul olup pay sahiplerinden yani tüm ortaklardan oluĢur. Her ortağın elinde bulundurduğu hisse sayısı kadar oy hakkı mevcuttur. Yönetim kurulu, Ģirketi temsile yetkili ve Ģirketin yönetiminden sorumlu olan kurul olup en az üç kiĢiden ve en çok üç yıllığına pay sahiplerinden seçilir. Genel kurulun gerektiğinden yönetim kurulunu azletme

(31)

yetkisi vardır. Denetleme kurulu üyeleri, genel kurul tarafından en fazla üç yıl için ve en çok 5 kiĢiden oluĢturulur. Denetçiler, anonim Ģirketlerde pay sahiplerinin haklarını korumak üzere görevlidir ve denetçiler yönetim kurulu üyesi olamayacakları gibi aynı zamanda Ģirket çalıĢanlarından da olmazlar.

Anonim Ģirketler, genel olarak Ģu nedenlerle sona ermektedir (TTK madde 529):

- Esas sözleĢmede ön görülen sürenin sona ermesiyle

- ĠĢletme konusunun gerçekleĢememesi ya da gerçekleĢmesinin imkansız hale gelmesiyle

- Esas sözleĢmede belirtilen sona erme sebeplerinden birinin meydana gelmesiyle

- Genel kurul kararıyla - Ġflas kararıyla

- Kanunlarda ön görülen diğer hallerde

Anonim Ģirketler, ticaret hayatında en önemli fonksiyonu toplum içerisinde dağınık ve küçük birikimleri toplayıp değerlendirip büyük yatırımcıların eline imkan olarak sunarak yapılacak yatırımlarla istihdam sağlar. Ayrıca büyük sermaye ve ortaklık gücüyle ileri teknoloji için araĢtırma geliĢtirme faaliyetlerinde ülkeye öncü olur ve bunda baĢarılı olduğunda uygun fiyatlı kaliteli arz ile halkın yaĢam kalitesini yükseltebilir. Bu duruma rağmen anonim Ģirketin bazı sakıncaları vardır ancak hukuktan ve sermeye gücünden gelen avantajları da mevcuttur. Bunlar:

Anonim Ģirketlerin üstünlükleri:

- Sorumluluk sınırlıdır. Ortaklar, sahip oldukları pay kadar borçlarından ve vergi yükümlülüğünden sorumludurlar. Ortakların özel varlıkları alıkonulamaz.

- Yönetim bir düzene bağlıdır. Ortaklar Ģirketin yönetimiyle ilgilenmezler. Yönetim profesyonel yöneticilere bırakılır. ġirketin yönetimini yönetim kurulu denetleyebilir. Yöneticiler yönetim kurulana karĢı sorumludurlar.

(32)

- Ortaklık kolaylıkla devredilebilir. Anonim Ģirketlerde sermaye birikimi olan herkes anonim Ģirkete ortak olabilir. Hisse senetlerinin satıĢıyla ortaklık kolaylıkla, devredilebilir. ġirket kiĢilere bağlı kalmadığında uzun süre yaĢayabilir.

- Büyüme yeteneği sorunsuzdur. Yeni hisse senetleri çıkarılarak, örgüt biçimi değiĢtirilmeden ortaklık istenildiği kadar büyütülebilir.

- Daha iktisadidir. Büyüklüğün sağladığı üstünlüklerde yararlanılır. Büyük miktarda alımlar daha ucuza sağlanır.

Anonim Ģirketin sakıncaları:

- KuruluĢ iĢlemleri karıĢıktır. KuruluĢa iliĢkin kanuni hükümlere uymak zorunludur. Bu nedenle hükümler teferruatlı, Ģartları ağır ve masraflıdır. - Hareket serbestisinden yoksundur. Önceden belirtilen amaçları değiĢtirmek

kolay değildir. ÇeĢitli kanun hükümlerini ve formalitelerini yerine getirmek gerekir.

- Özel durumlarda kredi almak güç olabilir. Özellikle küçük anonim Ģirketler kredi bulmakta güçlük çekebilirler. Büyük anonim Ģirketlerde ise, kötü yönetim sonucu finansal bakımda zayıf düĢüldüğünde kredi bulmak güçleĢir. - Yönetimi güçtür. Anonim Ģirket olmanın en büyük olumsuz yanı hisse

sahiplerinin yüksek kar elde etmek amacıyla yönetim kuruluna yatırım izni vermek istememeleridir. Yüksek oranlı hisse sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri anonim Ģirketin devamlılığını ve yatırımların artmasını sağlamak için kar dağıtım miktarını düĢük tutarak sermaye artıĢına giderler. Ancak hisse sahiplerinin Ģirketten beklentisi kardır. Bu durum anonim Ģirketlerde en sık yaĢanan bir çıkar çatıĢmasıdır. Özellikle büyük anonim Ģirketlerin yönetimi ve denetlenmesinde birçok güçlüklerle karĢılaĢılır. Yönetim ile ortağın birbirinden ayrılmasının sakıncası vekil olarak oylamaya katılma hakkının bulunması nedeniyle, Ģirketin çıkarlarıyla pek ilgilenmeyen kiĢilere, Ģirketi denetleme yetkisinin tanınmıĢ olmasıdır.

(33)

1.3. Halka Açık ĠĢletmelere Genel BakıĢ

Anonim Ģirketler, yeni fon bulmak amacıyla ya da finansman sağlama maliyetini düĢürmek için mevcut hisselerini halka arz ederek halka açık iĢletme yoluna gidebilmektedir. Halka arz seçeneğinden farklı olarak anonim Ģirketin ortakları kendi ortaklık hisse senetlerini bir kısmını baĢka bir kiĢiye satarak Ģirketin ortak sayıları artıĢ göstermektedir. Halka arz ya da Ģirketin ortak sayının 500‟ü geçmesi nedeniyle anonim Ģirket, halka açık Ģirket haline gelmektedir.

1.3.1. Halka Açık ĠĢletme Tanımı

“Şirketler, belli bir büyüklüğe ulaşıncaya kadar sermaye ihtiyaçlarını içsel

kaynaklardan sağlayabilirler. Büyüklük arttıkça içsel kaynaklardan sağlanan fonlar yeterli gelmemeye başlar. Özellikle yüksek enflasyon ortamlarında, dışsal kaynak ihtiyacı daha da artar. Şirketler artan sermaye ihtiyaçlarını içsel kaynaklar dışında para veya sermaye piyasasından karşılayabilirler. Önemli olarak şirketlerin sermaye yapılarını bozmayacak şekilde söz konusu piyasalardan dengeli olarak yararlanmalıdırlar. Dengeyi sağlamada finansman terazisinin sermaye piyasasının temsil eden gözü, şirketlerin öz kaynak ile finansmanı, hukuki dilde, halka açılmasıdır” (Sayar, 2003: 10).

BaĢlangıç olarak halka açılma iĢletmelerin çeĢitli yatırım araçları yoluyla sermaye piyasalarında iĢlem görerek sermayeleri arttırma ve değer kazandırma iĢlemidir. Belli bir aile, grup ya da tek kiĢinin elinde faaliyet gösteren iĢletme, yeni ortak edinmek amacıyla, hisse senetlerini elinden çıkararak halka satıĢa sunar. Bu iĢlem iĢletmenin yeterli, likit ve uygun maliyetli fon tedariki için alternatif bir finansman yönetimi denilebilir. Halka açılma, geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin çoğunda kalkınmanın getirdiği sermaye birikimin sağlanması, faal tutulması ve diğer taraftan sermayenin halk için adil dağılımının sağlaması açısından ekonomik bir amaçtır. Bu açıdan 30.12.2012 tarihi 28513 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan 6362

(34)

sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn‟) da bu amacın kurallarını oluĢturarak ülkemiz sermaye piyasalarına düzen getirmiĢtir.

Halka açık iĢletme en basit ifadeyle SPKn‟ 16. maddesinde belirtildiği gibi pay sahibi sayısı 500‟ü aĢan anonim ortaklıklardır. Halka açık iĢletme denince akla ilk gelen borsada iĢlem gören iĢletmeler akla gelmektedir. Ancak bu 16. maddede yer alan ifadeyle iĢletme ortak sayısının 500‟ü aĢması durumunda halka açık anonim ortaklık hükümlerine tabi olacaktır. Bu durumda iĢletme ortak sayısının 500 ‟ü aĢtığını Sermaye Piyasası Kurulu‟na (SPK) bildirmelidir ve SPK‟nun denetimi altında olmalıdır.

“SPKn‟da halka açık anonim şirketlere ilişkin yapmış olduğu bu tanımlarda

iki ayrı unsurdan söz edilmektedir. Tanımda yer alan hisse senetleri halka arz edilmiş ortaklıktan kasıt kanunun aynı maddesine göre; hisse senetlerinin satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulmasını, halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesini, hisse senetlerinin borsalar veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem görmesini, halka açık anonim ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade etmektedir” (Akbulak ve Akbulak, 2004: 94 - 95).

Kanunun 16. maddesinde ise “pay sahibi 500‟ü aşan anonim ortaklıkların

hisse senetleri halka arz olunmuş sayılır ve bu ortaklıklar halka açık anonim ortaklık hükümlerine tabi olunur” demek suretiyle, halka arz kavramı geniĢletilmiĢtir. Yani

ortaklık sayısının 500‟ü aĢması hisse senetlerinin halka arz edildiğinde hukuki karine oluĢturmaktadır.

SPKn‟daki tam tanımı itibariyle halka açık ortaklık, payları halka arz edilmiĢ olan veya halka arz edilmiĢ sayılan anonim ortaklıklar Ģeklinde ifade edilmektedir (SPKn‟, madde 3/e). Tanımın açılımının yapılabilmesi için halka arz kavramının daha açıklanması gerekmektedir. Aynı kanunun 3/f maddesinde halka arz; sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan yapılan genel bir çağrıyı ve bu çağrı devamında gerçekleĢtirilen satıĢı olarak tanımlanmıĢtır.

(35)

En geniĢ tanımıyla halka açılma, bir Ģirketin yeni ortak edinmek üzere hisse senetlerini belirli bir aile, belirli bir grup veya kiĢinin elinde çıkararak halka satmasıdır. Böylece Ģirket, ortak sayısı itibariyle geniĢ bir kitlenin elinde olacaktır. Halka açılmada temel amaç finansmandır. Halka açılan bir Ģirket, yeni ortaklardan toplayacağı fonlarla ya yeni yatırımlara giriĢir ya mevcut borçlarını itfa eder ya da bu ikisini birden gerçekleĢtirebilir (Sancak, 1999: 5).

Ekonomik mülkiyetin tabana, geniĢ halk katmanlarına yayılması hedefi ile buna ortam sağlayacak piyasaların yapısına uygun kurum arayıĢının kesiĢme noktasında doğan halka açık anonim ortaklık kavramının, SPKn‟daki tanımlanması açıldığında, baĢlıca iki unsuru içerdiği görülmektedir (Tanör, 2003: 116, 117).

Birinci unsur; araç yönünden ortaya çıkmaktadır. Halka arz, ihraççı olarak tanımlanan kurumların yapabilecekleri ve SPKn‟ hükümlerine bağlı bir faaliyettir. Ancak araç açısından bakıldığında görüldüğü üzere ihraççı kimliğine sahip her ortaklık ya da kurum bir halka açık anonim ortaklık örneği değildir. Halka açık anonim ortaklık olmanın ilk koĢulu sermaye piyasası araçlarından hisse senedini halka arz etmiĢ olmaktır. Hisse senetleri dıĢında kalan sermaye piyasası araçlarını halka arz edenler bunları ihraç ve halka arz etmekle halka arz anonim ortaklık kimliğini edinemezler.

Ġkinci unsur; taraflar yönünden ortaya çıkmaktadır. Piyasanın taraflarından, kaynak sunanlar grubunda yer alan, fon tedarikçisi konumundaki tasarruf sahibi yatırımcıların niteliği halka açık anonim ortaklığın oluĢum koĢullarından birini meydana getirmektedir. SPKn‟daki tanıma göre, bir anonim Ģirketin halka açık anonim Ģirket olabilmesi için ihraç edilen hisse senetlerinin sınırlı bir çevre içinde kalmayıp, halk olarak ifade edilebilecek geniĢ kesimlere yöneltmiĢ olması ve ayrıca böyle bir niceliğe arz edilmiĢ olması ya da borsalar veya teĢkilatlanmıĢ piyasalar düzleminde herkese açık bir pazar ortamında devamlılık arz edecek biçimde iĢlem görür konumda bulunması gerekmektedir.

Halka arzın tanımı, kapsamı ve öneminin daha iyi anlaĢılması, literatürde var olan halka arzla ilgili kavramların açıklamasına yardımcı olacaktır. Halka arzla ilgili

(36)

literatürde iki kavram göze çarpmaktadır. Bu kavramlar da halka açılma ve halka arzdır. Bu iki kavram birbirinden farklı gibi görünse de yakından iliĢkilidir.

“Halka arz, daha önce açıklandığı gibi halka açık anonim şirketlerin sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse senetlerinin satışı, sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulması, hisse senetlerine ilk defa borsada pazar açılmasıdır. Halka açılma ise, halka kapalı bir şirketin, halkın katılmasına olanak verecek biçimde, sermaye yapısında gerekli düzeltmelerin yapılmasıdır. Halka açılma, daha kapsamlı olarak bir şirketin yeni ortak edinmek üzere hisse senetlerini belirli bir aile, belirli bir grup veya kişinin elinden çıkararak halka satmasıdır” (Sayar, 2003: 10). Halka açılma sonucunda

Ģirketlerin daha geniĢ yatırımcı kitlesine ulaĢabilmesi önemli bir noktadır.

Bir diğer tanıma göre, halka kapalı bir Ģirket ilk defa halka arz gerçekleĢtirirse bu halka açılmadır (Koç, 1998: 11). Halka açılmanın temelinde, halka kapalı bir Ģirketin hisselerini ilk defa halka arz etmesi vardır.

Halka arz, halka açılmaya göre daha geniĢ çerçeveye sahiptir. Halka arzın temelinde önceden halka arz edilmiĢ hisse senetlerinin yeniden halka arzı vardır. Oysa halka açılma, hisselerin ilk defa halka arz edilmesi durumunda kullanılan bir kavramdır. Bir anlamda halka arz, halka açılmayı kapsamaktadır.

Halka arz kavramı, birden fazla halka arz edilmiĢ hisseler için kullanıldığından, daha önce halka arz edilmemiĢ hisseler için halka açılma kavramı kullanılmaktadır. Literatürde ise halka açılma kavramı yerine “ilk defa halka arz” kavramı kullanımı daha yaygındır.

1.3.2. Halka Açık ĠĢletme Olmanın Avantajları

“Halka açık işletmeler ve sermaye piyasası birbirini tamamlayan iki taraftır. Bu işletmeler, halkın elindeki tasarrufları sermaye piyasası aracılığı ile edinip bünyelerine katmaktadırlar. İşletmelerin hisse senetlerini halka arz yoluyla sermaye piyasasından öz sermaye şeklinde fon sağlamaları, işletme ve ortaklarına çok sayıda

(37)

avantaj sağlamakta, ülke ekonomisi ve toplumunu da olumlu şekilde etkilemektedir. Öncelikle halka arzın işletmelere sağladığı en önemli faydalarından biri, şirketlere belirli bir vadede faiz ve anapara ödenmesi gerektirmeden daha az maliyetli ek bir fon sağlamasıdır. Ayrıca hisse senedinin borsada işlem görmesi, işletme değerinin ve pay fiyatının belirlenmesine de olanak sağlamaktadır. Halka arzın şirketlere sağladığı bir diğer avantaj ise, şirket ortaklarına net dağıtılabilir dönem karının en az %20‟sini temettü olarak elde etme imkanı vermesidir. Tüm bu avantajların yanı sıra halka açılma ile şirketler şeffaf olma, kamuyu doğru ve zamanında bilgilendirme, bağımsız dış denetim yaptırma ve bu sayede yatırımcılar ile kreditörler gözünde prestij ve güven kazanma avantajlara da sahip olmaktadırlar”

(Akbulak ve Akbulak, 2004: 3,4).

1.3.2.1. ġirket Yönetimi Açısından Faydaları

Finansman

Halka açılmada temel amaç finansmandır. Halka açılan bir ortaklık, yeni ortaklardan edineceği fonlarla ya yatırım yapar ya da mevcut borçlarını öder ya da ikisini birden gerçekleĢtirir.

Hisse senetlerini primli fiyatla halka arz etmekle Ģirketler, alternatif finansman yöntemlerine göre daha düĢük maliyetle ve uzun vadeli bir kaynağı kullanmaktadırlar. Hisse senedi ihracı yoluyla halka arz, elde edilen fon doğrudan iĢletmenin kasasına girmektedir. ĠĢletme elde edeceği fonu yeni ürün ve hizmet geliĢtirilmesinde, mali yapısının öz kaynak lehine düzeltilmesinde, iĢletme sermayesi ihtiyacının karĢılanmasında, fabrika ve teçhizata yatırımda, borçların geri ödenmesinde, araĢtırma ve geliĢtirme bölümünün faaliyetlerine katkıda bulunulmasında kullanabilecektir.

ġirketler, halka açıldıktan ve hisse senetleri iĢlem görmeye baĢladıktan sonra, hisse senetlerini teminat göstererek, kredi kullanabilme, borç senedi ihraç edebilme olanağına da sahip olurlar (Ceylan, 2001: 34). Halka açılmanın tercih edilmesi; iĢletmenin borçlanma kapasitesinin arttırılması, risklerin dağıtılması, finansal

(38)

esneklik kazandırılması, mali krizlere karĢı dayanaklığının arttırılması sebebiyle bankalar ile olan iliĢkilerinde iĢletmeler daha fazla gücü elde etmelerini sağlayacaktır. Bankalar, halka açılmamıĢ bir Ģirketin kredi değeri hakkında sınırlı bir bilgiye sahip olmaktadır. Halka açık bir Ģirkette ise diğer Ģirketlere kıyasla mali tablolarının daha güvenilir olduğu, bilgilerin doğruluğu ve bilgilerin zamanında açıklanması nedeniyle daha ucuz kredi bulabileceklerdir.

“Sermayenin veya artan sermaye kısmının halka arz aracılığıyla çok sayıda ortak arasında dağılması ise, daha önce bir veya birden fazla kişiye ait olan sermaye nedeniyle bu kişilerin katlandıkları riskin birden fazla kişiye dağılması ve dolayısıyla mevcut veya kurucu ortakların göze aldıkları riskin azaltılması anlamını taşır. Riskin azaltılması ve dağıtılması, sermayenin çok sayıda kişiye dağılmasından ve halka açılan şirketin hisse senetlerinin kolayca borsada nakde dönüştürülebilmesinden kaynaklanır. Ayrıca hisse senetlerinin değeri, şirketin piyasa fiyatının saptanmasına ve şirket yöneticileri ile çalışanlarının ne ölçüde başarılı olduklarının ölçülmesine imkan yaratır” (ÇavuĢoğlu, 2008: 12).

Bir finansman kaynağı olan halka açılma, borçlanma gibi, firmanın belirli bir vadede faiz ve anapara ödemesini gerektirmez. Bu nedenle halka açılma firmanın itibarını, dolayısıyla gelecekteki borçlanma kapasitesini arttırmakta, finansal esnekliğini sağlamakta, mali krize girme olasılığını düĢürmekte veya benzeri krizlerden çıkmasını kolaylaĢtırmakta, satıĢ hacminde veya karlılığında oluĢacak ani düĢüĢlere karĢı firmaya direnme gücü sağlamaktadır.

Likidite

Halka açılan Ģirketler, hisse senetlerini satarak kasada duran kağıtları nakde çevirme beklentisindedirler. Bu açıdan halka arz, hisse senetlerinin likidite kazanması açısından önemli bir kaynaktır. Halka arz edilen hisse senetlerinin ilgili borsalarda istenilen zamanda, gerçek arz ve talebe göre oluĢan fiyatlardan, Ģeffaflık içerisinde alınıp satılmasını sağlayarak hisse senetlerine likidite özelliği kazandırılmaktadır ayrıca Ģirketin ortaklarına ve hisse senedi primi kullanan Ģirket çalıĢanlarına da önemli bir finansman imkanı sağlanmaktadır. Ayrıca halka arzdan

(39)

sonra halka açık iĢletmelerin hisseleri borsada iĢlem göreceğinden, istenildiğinde kolayca nakde dönüĢtürülebilecektir.

Halka açılmıĢ bir Ģirket, halka kapalı Ģirketlere oranla likiditesinin yüksekliği nedeniyle derecelendirme kurumlarınca yüksek bir notla değerlendirilecek ve böylece hisse senetlerinin fiyatı yükselecektir. Ayrıca likidite özelliği ile ortaklar, Ģirketin gerçek durumunu öğrenecekleri gibi kendi hisselerinin değerini de belirleyebilirler (Ceylan, 2001: 34).

İkinci halka arz

Büyümek, Ģirketler için temel amaçlar içerisinde yer aldığından, birinci halka arzdan sonraki arzlar da önem taĢımaktadır. Bu nedenle Ģirketlerin yatırım ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan kaynak gereksinimleri, mevcut ortakların rüçhan hakları kısıtlanmak suretiyle ikincil halka arzlarla gerçekleĢtirilebilir (Ceylan, 2001: 34).

Ġlk halka arzın gerçekleĢtirilmesinin ardından hisse senedi fiyat ve getirilerinin piyasalarda olumlu seyri halinde gelecekte mevcuttaki hisse senetlerinin satıĢa çıkarılarak daha fazla fon elde edilmesi de halka açık iĢletmeler açısından mümkündür. Türkiye‟deki sermaye piyasası mevzuatı halka açık iĢletmelere yukarıda belirtilen ve ikincil halka arz olarak tanımlanan bu fırsatı tanımıĢtır. ġirketler hisse senetleri iĢlem görmekte iken yatırım ve benzeri ihtiyaçları nedeniyle ortaya çıkan kaynak gereksinmelerini mevcut ortaklarının rüçhan haklarını kısıtlamak suretiyle gerçekleĢtirebilecekleri “ikinci halka arz” lar ile karĢılamak suretiyle yeniden bir finansman imkanı yaratabilmiĢtirler.

Vergi avantajı

Halka açık bir Ģirketle halka açık olmayan bir Ģirketin kurumlar vergisi bakımından herhangi bir vergi avantajı yoktur. Her ikisi de % 30 oranında kurumlar vergisine tabidir.

Halka açık iĢletmelerin menkul sermaye iradı vergiden muaftır. Dağıtılan kar payları üzerinden hesaplanan stopaj %10‟a düĢürülmüĢtür. Hisse çıkarımlarındaki

(40)

“emisyon primi”, kar payı olarak dağıtılmamak ve hisse senedi borsaya kote ettirilmiĢ olmak koĢulu ile vergiden muaftır (Çatal ve ÖndeĢ, 2007: 303).

Gelir Vergisi Kanunundaki (GVK) 75/41 ve 94/6-b2 maddeleri ile 4369 sayılı yasanın 39.3

ve 48.4 maddeleri değiĢtirilmiĢ ve daha önce söz konusu maddelerin hükümleri gereği kurum kazançları üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatı uygulaması 1999 yılı kazançlarından baĢlamak üzere değiĢtirilmiĢtir (Albez, 2003: 85, 86).

Getirilen yeni düzenlemelerle tam mükellef kurumlar, kurumlar vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım düĢüldükten sonra, dağıttıkları kar paylarından dağıtım sırasında gelir vergisi stopajı yapacaklardır. Bir baĢka ifadeyle kurum kazancından yapılacak gelir vergisi stopajı, “karın dağıtılması” esasına bağlanmıĢtır. Kar dağıtımı yapılmadığı sürece kurum kazancı üzerinden stopaj yapılmayacaktır. Ayrıca parantez içi hüküm ile karın dağıtılmayıp sermaye ilavesi Ģirket açısından kar dağıtımı sayılmamıĢ, bunun sonucu olarak da stopaj yapılmasına gerek kalmamıĢtır. Bu yolla Ģirketlere oto finansman olanağı sağlanmıĢtır. Ayrıca stopaj matrahı belirlenirken kurumlar vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım düĢülünce, çifte vergilendirilme de önlenmiĢ olmaktadır. Yine gelir ve kurumlar vergisinden muaf olanlar tarafından elde edilen bu tip gelirlerin de stopaja tabi olacağı bendin sonuna eklenen parantez içi hüküm ile kabul edilmiĢtir.

“GVK‟nun 94. maddesinin 6/b-i5

bendinde belirtilen ve dağıtım halinde gelir vergisi stopajına tabi tutulacak olan; kar payları GVK‟nun 75. maddesinin ikinci

1 Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düĢülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düĢüldükten sonra kalan kısmı.

2 Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kiĢilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.), 3 Madde (39 ila 43 ) – (31/12/1960 tarih ve 193 sayılı Kanunun 75,76,80, 81 ve 82 nci maddeleri ile ilgili olup, yerine iĢlenmiĢtir.)

4 Madde 48 – (31/12/1960 tarih ve 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi ile ilgili olup yerine iĢlenmiĢtir.

5

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmaya kaynaklık eden metinler, 2012-2013 yılları arasında farklı zamanlarda Kofçaz ilçesi sınırları içerisindeki merkez ve köylerde yaptığımız

Etkin faiz oranı; finansal aracın beklenen ömrü boyunca veya uygun olması durumunda daha kısa bir zaman dilimi süresince tahsil edilecek tahmini nakit

Banka, 2002 yılı içerisinde Benkar Tüketici Finansmanı ve Kart Hizmetleri Anonim Şirketi’ni (Benkar) satın almıştır. Benkar’ın 26 Aralık 2002 tarihinde Banka

%10 amortisman oranı ve doğrusal amortisman yöntemi kullanılarak Ekim 2006 sonuna kadar itfa edilmeye devam edilmiştir. Üçüncü bölüm I-a madesinde de belirtildiği üzere

Standart, müşterilerle yapılan sözleşmelerden doğan hasılata uygulanacak olup bir işletmenin olağan faaliyetleri ile ilgili olmayan bazı finansal olmayan

Anadolu’da yetiflip daha sonra Semerkand’a giden ve Se- merkand Gözlemevi’nin bir süre mü- dürlü¤ünü yapan Kad›zâde’nin (1337- 1412) Türkistan’da yetifltirdi¤i

Sociodemographic data form, Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D), Hamilton Anxiety Rating Scale (HAM-A), Montgomery- Asperg Depression Rating Scale (MADRS),

TTK ve II-14.1 No’lu “Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği hükümleri çerçevesinde yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgiler