• Sonuç bulunamadı

Karakter özellikleri itibariyle Erzincan masallarındaki tipler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karakter özellikleri itibariyle Erzincan masallarındaki tipler"

Copied!
214
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

KARAKTER ÖZELLİKLERİ İTİBARİYLE ERZİNCAN MASALLARINDAKİ TİPLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Gülmisal EMİROĞLU

Hazırlayan Asuman ÖZKAN

(2)

ÖZET

Bu çalışmada, Erzincan masallarında yer alan kahramanların karakter özellikleri itibariyle değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda yetmiş tane Erzincan masalı ele alınmıştır. Masallarda yer alan kahramanlar incelenmiştir. Belirlenen on karakter özelliğine göre kahramanlar analiz edilmiştir. İncelenen bu kahramanlar aslî ve yardımcı kahramanlar olarak birbirinden ayrılmıştır. Aslî kahramanlar tek tek incelenip karakter çerçeveleri saptanmış, olumlu olumsuz olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra masallarda öne çıkan olumlu değerlerin hangisinin daha fazla vurgulandığı saptanmıştır. Söz konusu olan masallar ve karakterleri bir bütün içinde değerlendirebilmek amacıyla çalışılan yörenin, sahanın özellikleri, masal ve masalların özellikleri, karakter ve karakterlerin özellikleri hakkında genel bilgiler ele alınarak incelenmiştir.

Bu araştırmada elde edilen bulgular neticesinde Erzincan masal kahramanlarında en fazla yardımseverlik karakter özelliğinin görüldüğü saptanmıştır. Yardımseverliği doğruluk, sabır ve özgüven takip etmiştir. Yaşanılan yörenin doğal afetlere maruz kaldığı, çok fazla göç verdiği düşünülecek olursa yardımseverlik karakter özelliğinin coğrafî şartlarla olan ilgisi de gün yüzüne çıkmaktadır. Aslî kahramanlarda en az rastlanan karakter özelliği de özdenetim ve saygı karakter özelliği olmuştur.

(3)

SUMMARY

In this study, it has been aimed to evaluate the heroes taking part in Erzincan tales in terms of their characteristic features. For this purpose, 70 Erzincan tales have been dealt with. The heroes taking part in these tales have been examined and they have been analyzed according to ten determined characteristic features. These analyzed heroes have been seperated from each other as the main heroes and the minor heroes.The main heroes have been analyzed individually; their character frames have been determined and these frames have been evaluated as positive or negative. Then, which of the leading positive features in the tales has been stressed more is determined. In order to be able to evaluate the tales and the characters in question as a whole; the general information about the district, the area and its features, the tales and their features, the characters and their features has been gathered and analyzed.

As a result of the findings that have been obtained in this study; it has been determined that the most frequently encountered characteristic feature of the heroes in Erzincan tales is “charity”. Honesty, patience and self-confidence are the following characteristic features. When the natural disasters and big out-migrations that this region has experienced are considered, the charity characteristic feature’s relation with the geographical conditions can better be understood. Self-control and respect have been the least encountered characteristic features of the main heroes in the tales.

(4)

ÖN SÖZ

Masal, asırlardan beri nesilden nesile aktarılan, kültür hayatımızda önemli bir yer teşkil eden, anlatılanlara inandırmak iddiası bulunmayan, yaşamak istediklerimizin ya da olağanüstü olayların anlatıldığı, geleneksel motiflerle bezenmiş ve belli bir üslûp özelliği taşıyan, eğlendiren ve eğlendirirken de düşündüren sözlü anlatım türüdür.

İnsanları ölümsüzleştiren dünyada bıraktıkları veya bırakacakları eserlerdir. İçinde yaşadığımız teknoloji çağında edebiyat eserleri yok olma tehlikesinden oldukça uzaktır. Ama buna rağmen medeniyetlerin ilerlemesi ile sözlü kaynakların her geçen gün özelliklerini yitirmeye başladığını görmekteyiz. Oysaki sözlü edebiyat ürünü olan masallarımız toplumun yaşamından izler taşımaktadır. Masallar bir millet için zengin hazinelerdir. Masallarda milletlerin geçmişleri, kişilikleri saklıdır. Bu saklı hazineleri kısmen de olsa masallarla ortaya çıkarma imkânı vardır. En önemli yanı masallar çocuk eğitiminde ve terbiyesinde çok büyük bir yere sahiptir. Masallar çocuk edebiyatının en büyük kaynaklarındandır. Bu bağlamda masallarla birlikte neredeyse yok olmaya yüz tutmuş “ahlakî değerlerimiz” gün yüzüne çıkarılabilmektedir. Bu da yetişmekte olan nesillere yol göstermek açısından oldukça önemlidir.

Bu çalışmanın da genel çerçevesini masal ve masal karakterleri, masallarda yer alan değerlerimiz oluşturmaktadır. Bu bağlamda; masal nedir? Masalın kaynağı, türleri nelerdir? Karakter nedir? Karakter unsurları nelerdir? Masallardaki kahramanların karakter özellikleri nelerdir? Çalışılan masalların sahası hakkındaki bilgiler nelerdir? Kahramanların olumlu ve olumsuz karakter özellikleri nelerdir? gibi sorulara yanıt aranacaktır.

Bu çalışmam sırasında teşvikleriyle, görüş ve önerileriyle bana destek olan danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Gülmisal Emiroğlu’na minnet ve şükranlarımı sunarım. Çalışmalarım sırasında gerek kaynak sağlamada gerekse fikirlerini belirtmek suretiyle bana destek olan hocam Yrd. Doç. Dr. Ruhi Kara’ya sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca tez çalışmam boyunca maddî ve manevî yardımlarını esirgemeyen ablam Yrd. Doç. Dr. Yasemin Öznurlu’ya ve aileme sonsuz teşekkür ederim.

Asuman Özkan Haziran, 2008

(5)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ...i SUMMARY... ii ÖN SÖZ ... iii İÇİNDEKİLLER ...iv GİRİŞ 1. Araştırmanın Amacı ...1 2. Araştırmanın Önemi ...3

3. Araştırmanın Kapsam ve Sınırlılıkları ...5

4. Araştırmanın Metodu...5

4. 1. Verilerin Toplanması ...6

4. 2. Verilerin Çözümlenmesi ...7

5. Varsayımlar...7

6. Araştırma ile İlgili Kavramlar...7

7. Araştırma ile İlgili Yapılmış Çalışmalar ...9

7. 1. Erzincan Masalları Üzerine Yapılan Çalışmalar...9

7. 2. Karakter Üzerine Yapılan Çalışmalar...13

1. BÖLÜM TÜRK MASALLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ 1.1. Halk Edebiyatı Ürünü Olarak Masal...17

1.1.1. Masal Nedir? ...17

1.1.2. Masalların Kaynağı ve Masallara Ulaşma Yolları...22

1.1.3. Masalların Sınıflandırılması ...24

1.2. Karakter Özelliklerinin Tespiti Açısından Masalların Önemi ...27

1.2.1. Karakter Nedir? ...28

1.2.2. Karakter İçerisinde Yer Alan Ahlakî Değerler ...31

1.2.3. Millî Karakter...34

(6)

1.2.5. Masal Kahramanlarının Genel Karakter Özellikleri ...44

2. BÖLÜM ERZİNCAN MASALLARI VE ERZİNCAN MASALLARINDA YER ALAN KAHRAMANLARIN KARAKTER ÖZELLİKLERİ 2.1. Erzincan İlinin Coğrafî ve Tarihî Özellikleri ...51

2.1.1. Coğrafî Özellikleri Açısından Erzincan...51

2.1.2. Yeryüzü Şekilleri ...52

2.1.3. Erzincan’ın İklimi ve Bitki Örtüsü ...58

2.1.4. Tarihî Özellikleri Açısından Erzincan ...59

2.1.4.1.Erzincan Adının Kaynağı ...59

2.1.4.2.Erzincan’ın Tarihçesi ...60

2.2. Erzincan Masallarında Tespit Edilen Kahramanlar ...64

3. BÖLÜM ERZİNCAN MASALLARINDA YER ALAN KAHRAMANLARIN KARAKTER ÖZELLİKLERİ 3.1. Masal Kahramanlarının Karakter Çevrelerinin Saptanması ve Değerlendirilmesi ... 66

3.2. İncelenen Masallardaki Aslî Kahramanların Karakter Özellikleri Açısından Değerlendirilmesi...184

4. BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERİLER ...192

(7)

GİRİŞ 1. Araştırmanın Amacı

Milletlere şahsiyetlerini veren, onların öz benliklerini oluşturan, dünya üzerindeki diğer milletler arasındaki yerlerini tayin eden, maddî ve manevî varlık ve değerlerin bütünü olan kültürleridir. Milletler sosyal ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştirebilmek için; önce millî değerleri bilmeli, onlara sahip çıkılması gerektiğini kavramalıdır. Millî değerlerin yabancı kültürlerin baskısı altında yok olmaması ve millî kültür bağlarının kopmaması için kültürün önemli unsurlarını oluşturan millî edebiyata sahip çıkılmalı; kaybolup yok olmadan vakit geçirmeden folklor değerleri derlenmeli, incelenmeli ve gelecek nesillere intikal ettirilmelidir.

Her edebiyat belli bir kültürel ortamın ürünüdür. Yazarın fantezileri de o kültürel ortamın ürünü olarak ortaya çıkar. Bu sebeple bir edebiyat eserini, ait olduğu kültürün bir göstergesi olarak kabul edebiliriz. “Hiçbir kültür bulunduğu yere leylekler tarafından havadan bırakılmamıştır. Geçmişini inkâr etmiş olan veya geçmişiyle irtibatını kopartmış olduğunu ileri süren bir kültürün arkasında da kendi geçmişi durur ve her şeye rağmen hâlihazır kültürü bir biçimde beslemeye başlar. Divan Edebiyatı Osmanlı Müslüman kültürünün bir hâsılasıydı. Bu edebiyatın anlaşılması onu İslam kültüründen yalıtılarak bakıldığında imkânsız kalır.” (Ünalan, 2005: 98).

Masal, ilk insan topluluklarından doğmuştur. Önceleri ataların kahramanlıklarının küçük toplulukta anlatılması ile başlamış, kahramanlıklar ve bunlarla ilgili olaylar, ağızdan ağza geçerek, topluluğun genişlemesiyle birlikte yayılmış, aileden klana, klandan kabileye, kabileden de daha büyük birliklere ve sonunda milletler dediğimiz insan topluluğuna geçmiş, ona mal olmuştur.

Masallar, meydana geldikleri zaman bir kişinin malıyken, yaygınlaştıkça, yöreden yöreye, ülkeden ülkeye geçtikçe halkın malı olurlar. Masal, anonim bir türdür. Masallarda genellikle iyilik-kötülük, doğruluk- haksızlık- adalet- zulüm, alçakgönüllülük–kibir gibi zıt durumların temsilcisi olan kişilerin mücadelelerinden veya insanların ulaşılması güç hayallerinden söz edilir. Masallarda yer ve zaman

(8)

kavramları belirsizdir. Anlatımda genellikle geniş zaman veya öğrenilen geçmiş zaman kipi (-mişli geçmiş ) kullanılır. Anlatım kısa ve yoğundur. Masal kişileri her tabakadan seçilebilir. Masallarda cinler, periler, devler de rol alır. Masalların bir kısmı hayvanlarla ilgilidir. Masalların çoğu “bir varmış, bir yokmuş …” ya da “evvel zaman içinde, kalbur saman içinde …” gibi ifadelerle başlar. Bunlara tekerleme ya da döşeme denir. Tekerlemeden sonra olay ve dilek bölümleri gelir. Türk masallarında dilek bölümü “onlar ermiş muradına…” ya da “gökten üç elma düştü …” biçiminde başlar. Masallarda millî ve dinî motiflere hemen hiç yer verilmez. Masallarda genellikle bir eğitim amacı saklıdır. Masallar bu yönüyle didaktik ( öğretici) bir nitelik taşır.

Destan, mesnevî, roman, hikâye, masal gibi vaka’ya dayanan edebî eserlerde, o vaka’yı gerçekleştiren aslî bir kahraman vardır. Eserin belkemiğini o teşkil eder. Eser boyunca önemli vaka’lar, duygular ona bağlanır. Bazı eserlerde bu kişiler basittir, bazılarında karmaşıktır. Hayatı en ince ayrıntılarına kadar tasvir eden romanlardaki şahıslar umumiyetle karmaşıktırlar. Çeşitli yönleri vardır. Onları bir kelime veya bir formül ile özetlemek hemen hemen imkânsızdır. Eski çağlara ait destanlar, mesnevîler ile masallarda umumiyetle, karakterleri aynı kalan kişilere rastlanır. “Tip” adı verilen bu basit ve sabit karakterli kişiler, küçük farklarla, aynı devirde yazılan başka eserlerde de görülür. Tip kelimesi bu bakımdan da onlara uygun düşer. Zira “şahsiyet” yegâne olduğu halde, “tip” az önce de belirtildiği gibi küçük farklarla, başka eserlerde de yer alabilir (Kaplan, 1985: 5).

Tipler sosyal bakımdan manalıdır. Onlar muayyen bir devirde toplumun inandığı temel kıymetleri temsil ederler. Bunlar arasında toplumun sevmediği, küçük gördüğü, alay ettiği tipler de vardır.

Temsil ettikleri sosyal değerler dolayısıyla, tipler öteden beri insanların dikkatini çekmektedir. Onlar daha yakından incelendiği zaman tiplerle içinde doğdukları toplum arasındaki münasebet daha yakından görülebilir. Edebî eserlerdeki hemen her şey karakterlere bağlanmakta ve adeta onu izah etmektedir. Edebî eserler bir bütün olarak incelendiğinde, tiplere ait özelliklerin daha zengin vasıflara sahip oldukları görülmektedir. Tipler, çok defa edebî eserlerin anahtarı

(9)

vazifesini görmektedir. Bu yüzden tipleri incelemek edebî eserleri anlamada kolaylık sağlamaktadır (Kaplan, 1985: 5).

Masallar toplum tarafından olumlanan ve idealize edilen karakterlere dair bilgiler taşımaktadır. Masallar milletlerin karakter özelliklerini geçmişten bugüne belirli oranda taşıyabilmektedir. Çünkü masallardan hareketle karakterlerin iyi kötü, olumlu olumsuz yanları görülebilmektedir. Bugün devam eden ve değişen karakter özelliklerinin masallardan hareketle tespit edilebileceği aşikârdır.

Bu araştırmanın genel amacı, toplumda önemli yer teşkil eden masallardaki karakterlerin özelliklerini belirlemek, toplumun olumladığı değerler ve millî karakter özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bu genel amaç çerçevesinde şu sorulara cevap aranmıştır:

1. Erzincan masallarında yer alan tiplerin olumlu ve olumsuz karakter özellikleri nelerdir?

2. Toplumda yer alan karakter özellikleri masallarda nasıl ortaya çıkmıştır? 3. Masallarda yer alan karakterler millî karakteri tespit etmede kullanılabilir mi?

2. Araştırmanın Önemi

Masallar toplumu anlamada, âdetleri, töreyi, sosyal hayatı, karakterleri tanımada önemli bir yer teşkil etmektedir. Toplumun genel hali, yaşananlar toplumun eserlerine yansımıştır. Bu yüzden masallar tabiîdir. Edebî eserlerle toplum arasında bu sebepten dolayı sıkı bir ilişki söz konusudur.

Halk kültürünün önemli unsurlarından olan masallarımız gün geçtikçe unutulup kaybolmaktadır. İçinde bulunulan teknoloji çağında insanlar kültürün önemli mihenk taşlarından biri olan masalları bilmemekte ve buradaki önemli karakterleri tanımadan yetişmektedirler. Oysaki geçmişte yaşadığı varsayılan ya da gerçekten yaşayan bu karakterler ve masallar geleceğe ışık tutmakta ve toplumun şifahî yanını oluşturmaktadırlar. Geçmişte yaşayan bu karakterlerin günümüz karakterleriyle uyumunu bilmek, toplumun olumladığı değerleri millî karakteri anlamada ipucu verecektir.

(10)

Günümüzde yeni bir uygulamayla okul öncesinde ve ilköğretim okullarında “Karakter Eğitim Programları” uygulamaya başlatılmıştır. Bu program çerçevesinde de çocuklara saygı, özsaygı ve sorumluluk değerleri temel alınarak dürüstlük, sevgi, dostluk gibi değerler okul içi ve okul dışı çeşitli etkinliklerle kazandırılmaya çalışılmaktadır. Günümüzde birçok alanda değerler karmaşası ve yozlaşması yaşandığı gözlenmektedir. Çocuklar ve gençler kendilerine sunulan değerleri gerçek anlamda sahiplenememektedir. Yaşanılan dönem teknolojik anlamda çok güzel yenilikler getirmesine rağmen yok olmaya yüz tutmuş değerleri korumayı ve aktarmayı da biraz zorlaştırmıştır. Özümüzü koruyup yeniliklerle bir adım daha öne çıkılması gereken bir toplumda manevî değerlerinde aktarılması gerekmektedir. Şimdilerde ilköğretim programlarında yer alan bu uygulamalarla geçmişte yaşamış veya yaşadığı düşünülen karakterlerden yola çıkılarak bu derslerde örneklemler oluşturulmaktadır. Örneğin sabır konusu ele alınırken “Kaplumbağa ve Tavşan” masalından yola çıkılarak karakterler incelenmiş karakterlerin olumlu ve olumsuz yanları ele alınarak çocuklara anlatılmıştır. Masalların eğlenceli ve öğretici yanı derslerde kendine yer edinmeye başlamıştır. Bu masallarda yer alan kahramanlar çocuğun o kahramanla özdeşim kurması açısından oldukça önemlidir. Çağa ayak uydurmak zorunlu ise yapılacak tek şey kendi kültürel değerlerimizi yozlaşmaya uğramadan korumaktır.

Bu araştırma ile Türk milletinin tarihî macerasını ve şahsiyetlerini tam olarak bilmek bunların günümüzdeki neticelerini değerlendirmek, masalların dönemindeki millî karakteri tespit etmek, halk arasında hala canlılığını devam ettiren sözlü edebiyata da ehemmiyet vermek bugünkü millî karakteri anlamada bazı ipuçları vererek karakter analizinde kolaylık sağlayacaktır. İçeriğini bu hususların oluşturduğu masalları incelemek bu ipuçları vermesi açısından önemlidir.

Masallar toplumun değerlerini ve bu değerler üzerinden olumlanan veya olumlanmayan karakter özelliklerinin tespitine imkân verebilmesi açısından önem taşımaktadır. Toplum hayatında geçerli olan değer ve karakter özellikleri açısından geçmiş ve bugün açısından bir mukayese yapabilmek imkânı verebilmesi bakımından da önem taşımaktadır.

(11)

3. Araştırmanın Kapsam ve Sınırlılıkları

Bu çalışmanın kapsamını Erzincan ili, ilçe ve köylerinden daha önce derlenmiş 70 masal metni teşkil etmektedir. Bu araştırmada: Serçe, Kara Böcek, Horoz, Peri Padişahının Kızı, Kırmızı Yanaklı Kız, Kül Kedisi, Sırma Saç, Balta Bıyık, Dinler Dinlemez Sultan, Nekes Kardeş İle Cömert Kardeş, Tembel Ahmet, Anka Kuşu, Kara Kantoz, Karga Kız, Kurbağa, Üç Turunçlar, Gülmez Sultan, Sadullah, Şamdanım, Kara Kulak, Sünnet Olan Kız, Ahmet Bey, Bomba Üzümü, Yılan Bey, Dul Kadının Keçisi, Yazılan Yazı Bozulmaz, Felek, Bicilo, Horozdan Korkan Adam, Ayşecik, Tık Tık Eden Kabakcı, Oduncu Hasan, Açıl Sofram Açıl, Bahtı Kara Kız , Er mi Gelsin Geç mi Gelsin, İncili Çadır, Gülbahar, Kıllıca, Akıllı Kızın Tavuğu, Üç Kız Kardeş, Dilârem Cengi, Muradına Ermeyen Dilber, Şağlam Molla, Telli Senem, Yumurtacı, Sersem Mehmet, Sultan Mahmud, Akıllı Kardeş ile Deli Kardeş, Hiçinen Miç, Deli Kadın, Dürüst Hırsız, Üç Altın, Fakir Adamın İneği, Kalleş Adam, Keçelce, Hatan Kızım, Kızlar Babası, Hz. İsa, Arsız Kız, Bahtı Kara Gelin, Cadının Kızı, Çıtdan Kız, Vezir Alaaddin, Deliren Oğlan, Haşıl, Akıllı Kız, Sılik, Padişahın Oğlu, Kuyudaki Kadın, Çiftçi masallarına yer verilmiştir.

Araştırma:

1. İncelenen masallarda sadece baskın diğer bir deyişle aslî kahramanların karakterler özellikleri ile sınırlıdır.

2. Masal kahramanlarının, belirlenmiş karakter özellikleri açısından incelenmesi ile sınırlıdır. Bu karakter özellikleri şunlardır: Sorumluluk, yardımseverlik, adalet, özgüven, liderlik, dostluk, doğruluk, sabır, saygı, özdenetim. Bu karakter özelliklerinin manevî değerlerimiz içerisinde temel teşkil etmeleri, geçmişten günümüze kadar değişmeden kalan değerler grubuna dâhil olmaları sebebiyle bu on karakter özelliği tercih edilmiştir.

4. Araştırmanın Metodu

Bu çalışmada nitel araştırma metotlarından doküman incelemesi kullanılmıştır. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Nitel araştırmada doküman incelemesi

(12)

tek başına bir veri toplama metodu olabileceği gibi diğer veri toplama metodları ile birlikte de kullanılabilir. Nitel araştırmada doğrudan gözlem ve görüşmenin olanaklı olmadığı durumlarda veya araştırmanın geçerliliğini artırmak amacıyla, görüşme ve gözlem metodlarının yanı sıra, çalışılan araştırma problemiyle ilişkili yazılı ve görsel materyal ve malzemeler de araştırmaya dâhil edilebilir. Bu demektir ki doküman incelemesi veya analizi tek başına bir araştırma metodu olabildiği gibi, diğer nitel metodların kullanıldığı durumlarda ek bilgi kaynağı olarak da işe yarayabilir (Yıldırım & Şimşek, 2005: 187).

Bu çalışmada incelenen 70 masal metni Ruhi Kara (1996), Erzincan Masalları II, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi) adlı çalışmasında yer alan metinlerden aynen alınmıştır.

Buna göre; Erzincan masallarındaki kahramanların karakter çerçeveleri saptanarak değerlendirilmiştir. Bu saptama yapılırken birinci aşamada daha önceden derlenmiş 70 masal metni seçilmiştir. Bu masallardaki aslî kahramanlar ele alınarak karakter çerçeveleri çizilmiştir. Karakter çerçeveleri saptanırken karakterlerin özellikleri (sabır, özgüven, sorumluluk vb.)10 başlık altında tespit edilmiştir.

İkinci aşamada elde edilen bulgulardan hareketle kahramanların karakter özelliklerinin olumlu ve olumsuz yanları açıklanmıştır.

Üçüncü aşamada ise bulguların yorumlanması ve konuyla ilgili önerilerin sunulması yoluna gidilmiştir.

Dördüncü aşamada ise tesbit edilen karakter özelliklerinin millî karakter özellikleri ile münasebeti ele alınmıştır.

4.1. Verilerin Toplanması

Araştırılan konu hakkında diğer araştırmacılar tarafından hazırlanmış veya yaratılmış çeşitli yazı, belgelerin toplanması ve incelenmesi açısından bu araştırmada verilerin toplanma yöntemi olarak belgesel kaynak derleme yöntemi kullanılmıştır. Masalların çok geniş bir saha çerçevesinde olmasından dolayı evren hakkında bir yargıya ulaşmak amacı ile evrenden alınacak bir grup saptanmış ve bu

(13)

örneklem üzerinde incelemeler yapılmıştır. Yayın taramasında konu ile ilgili kaynaklardan ve internetten yararlanılmıştır.

4.2. Verilerin Çözümlenmesi

Çalışmada incelenen masal metinlerinde önce kahramanlar iki gruba ayrılmıştır. Masalda baskın olan aslî kahramanların olumlu ve olumsuz yanları belirlenen karakter özelliklerine uygun olarak ayrılmıştır. Daha sonra elde edilen bulgulardan hareketle hangi karakter özelliğinin daha çok vurgulandığı bulunmuştur.

5. Varsayımlar

1. İncelenen masalların, karakter özelliklerini tespit etmede yeterli olduğu varsayılmıştır.

2. Çeşitli karakter özelliklerini belirlemede masal sayısının yeterli olduğu varsayılmıştır.

3. Masallardaki aslî kahramanların karakter açısından incelenmesinin, karakter özelliklerini tespit etmede yeterli olduğu varsayılmıştır.

4. Masallardaki aslî kahramanların olumlanan karakter özelliklerinin, toplum tarafından idealize edilen karakter özellikleri olduğu varsayılmıştır.

5. Toplum tarafından idealize edilen karakter özellikleri ile sahip olunan millî karakter özellikleri arasında doğrudan bir ilişki olduğu varsayılmıştır.

6. Araştırma ile İlgili Kavramlar

Masal:“Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde dinleyenleri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür.” (Sakaoğlu, 1999: 2).

Karakter: Karakter; kişinin ahlâkî üstünlük ve mükemmelliğini belirleyen özellik, şahsiyettir (Fayda, 2005: 111).

Manevî Değer: Büyük bir sosyal grubun mensuplarının kendi idrak ve anlayışları ile doğruluğunu tasdik ettikleri için anlaşma halinde oldukları subjektif olarak da kıymet takdir ettikleri değer hükümleridir (Kurtkan, 1977: 7).

(14)

Ahlâkî Değer: Herkes tarafından belirli bir standarda ulaşmış bir kabule veya redde mazhar olmuş değerlerdir (Cebeci, 2005: 17).

Sorumluluk: Yapılan işin sonuçlarından doğrudan etki altında olma bilincidir. Diğer bir deyişle sonuçları üstlenme bilinci (Helik, 2003, C.1: 2).

Yardımseverlik: Kendi güç ve imkânlarını başkalarının iyiliği için kullanmak… Bir kimsenin sıkıntısını gidermek, o kişiye karşılaştığı güçlüklerde yardımcı olmak, yükünü paylaşmak (Helik, 2003, C.2: 2).

Adalet: Her şeyi olması gereken yere koymak, olması gerektiği gibi kullanmak… Birisine ya da bir şeye hakkını vermek, hakkı gözetmek, yerine getirmek, doğruluk (Helik, 2003, C.3: 2).

Özgüven: İnsanın kendine güvenme duygusu… Kişinin kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucunda kendisi ve çevresiyle barışık olma durumu… Kişinin kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu kendini sürekli iyi atmosferde tutabilmesi (Helik, 2003, C.4: 2).

Liderlik: Bireyler tarafından gerçekleştirilen ve diğer bireylerin ortaklaşa yaratılan vizyona dönük olarak bir araya gelmesini, istekli ve coşkulu olarak ortak hedefleri benimsemesini ve bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için güçlenerek bütün varlıkları ile katkıda bulunmasını sağlayan enerjik süreç (Helik, 2003, C.5: 2).

Dostluk: Huyları ve düşünceleri birbirlerine yakın olan kimselerin kurduğu arkadaşlık. Uzun yolları, meşakkatleri göze aldırabilen yakınlık. Uzaklıkları yakın eden bağ. Yokluğunu hissettiren yolculuk (Helik, 2003, C.6: 2).

Doğruluk: Doğru olma hâli, doğru olana yakışır davranış; yalan ve riyadan uzak olma, namusluluk, dürüstlük. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olmasıdır (Helik, 2003, C.7: 2).

Sabır: Acıya, üzüntüye veya bir güçlüğe karşı ses çıkarmama, katlanma, direnme, dayanma, tahammül, metanet (Helik, 2003, C.8: 2).

Saygı: Büyük, değerli ve önemli kişilere karşı hissedilen sevgi ve bağlılık karışımı duygu, hürmet… Birinin önemsenmesinden, üstün görülmesinden

(15)

kaynaklanan ve o kişiye değerini belirtecek biçimde davranılmasına sebep olan duygu (Helik, 2003, C.9: 2).

Öz denetim: Kendini duygu ve düşüncelerini yönetme; hedef belirleme ve bu hedefe göre kendini harekete geçirme… Harekete geçerken dış etkenlerden bağımsız kalabilme, his, dürtü ve isteklerini de kontrol edebilme, ruh hâlini düzenleyebilme (Helik, 2003, C.10: 2).

7. Araştırma ile İlgili Yapılmış Çalışmalar

Bu araştırmada masallar ve masallarda yer alan karakterlerin özellikleri değerlendirilmeye alındığı için araştırma ile ilgili olan çalışmalar iki grup halinde ele alınmıştır. İlk olarak Erzincan ile ilgili yapılmış çalışmalar daha sonra ise karakterlerle ilgili çalışmalara yer verilmiştir.

7.1. Erzincan Masalları Üzerine Yapılan Çalışmalar

Erzincan masalları ile ilgili müstakil bir kitap hazırlanmamıştır. Erzincan masallarından bahseden ve masal metinlerinden örnekler veren yayınlar şunlardır:

A) Kitaplar

a) SAKAOĞLU, Saim (1973), Gümüşhane Masalları Metin Toplama ve Tahlil, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum. Saim Sakaoğlu bu çalışmasında 51 numaralı “Tuz Kadar Sevgi” masalının Erzincan varyantının olduğunu kaynak göstererek belirtmiştir.

b) ALBAYRAK, Nurettin (1983), Folklorumuz ve Erzincan, Ermat Yayıncılık, Erzincan. Bu eserde altı masal metnine yer verilmiştir.

c) BORATAV, Pertev Naili (1992), Az Gittik Uz Gittik, Adam Yayınları, İstanbul. Bu eserin notlar bölümünde masalların kaynakları verilirken 23 ve 28 numaralı metinlerin yazıldığı yerler bölümünde Erzincan ismi geçmektedir. Kimden ne zaman derlendiği belirtilmemiştir.

ç) BORATAV, Pertev Naili (1992), Zaman Zaman İçinde, Adam Yayınları, İstanbul. Bu eserinin notlar bölümünde masalların kaynakları verilirken üç numaralı “Nardaniye Hanım” ve 10 numaralı “Ahu Melek” masallarının yayıldığı alanlar

(16)

içerisinde Erzincan’ın da yer aldığı belirtilmiş; ancak kimden ve ne zaman derlendiği belirtilmemiştir.

d) BAYRAKTAR, Mehmet (1994), Kültürel Yönleriyle Anam Babam Erzincan, Ankara. Bu eserde iki masal metnine yer verilmiştir.

e) SAĞIR, Mukim (1995), Erzincan Yöresi Ağızları İnceleme, Metinler, Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara. Bu eserde isimsiz üç masal metnine yer verilmiştir.

f) BALLI, Osman (1995), Her Yönüyle Kerer Köyü, İstanbul. Bu eserde eserde dört masal metnine yer verilmiştir.

g) ÇANKAYA, M.& TEMİZ M. (1995), Erzincan Ağzı, Ankara. Bu eserde bir masal metnine yer verilmiştir.

B) Dergiler

1- GÖZAYDIN, Nejat (1973), Bir Erzincan Masalı: Kadın Parmağı, Türk Folklor Araştırmaları, 14. Cilt, No: 283, s: 6571–6572.

2- ÖZDEMİR, Fuat (1973), Bir Erzincan Masalı: Padişah Oğlu ile Terzi Kızı, Türk Folklor Araştırmaları, 14. Cilt, No: 282, s: 6537- 6538.

3- KARA, Ruhi (1979), Şağlam Molla, Mengüceli, No: 6, s: 8–10, Erzincan 4- AKAR, Yüksel (1980), Ahmak Adam, Mengüceli, No:7, s: 12, Erzincan 5- POTUR, Fatma (1981), Erzincan Masallarından Örnekler, Mengüceli, No: 17, s: 31 , Erzincan

6- ÇANKAYA, Metin (1995), Erzincan’da Hekât Anlatma Geleneği, Yaklaşım, No: 8–9, s: 26–27, Erzincan.

C) Tezler

a) AĞCA, Hüseyin (1958), Erzincan Ağzı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Ankara. Yapılan çalışmada isimsiz dokuz masal metni yörenin ağız özelliği ile verilmiştir.

(17)

b) OKANBABA, Mustafa (1964), Eğin Ağzı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, İstanbul. Dokuz masal metni verilmiştir.

c) AKKAYA, Yılmaz (1968), Erzincan Ağzının Fonetik ve Morfolojik Tetkiki, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, İstanbul. İki masal metni verilmiştir.

ç) ALTINBİLEK, Rahmi (1967), Erzincan Yöresinden Derlenmiş Masallar Üzerinde Tahlil Denemesi, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Yirmi iki isimsiz masal metni incelenmiştir.

d) KÖKSAL, Ali (1969), Erzincan, Tercan ve Çayırlı Bölgelerinde Bir Dil Araştırması, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. İsimsiz iki masal metni verilmiştir.

e) KOŞAR; Yıldırım (1971), Erzincan Masalları Üzerine Bir İnceleme, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum.Yirmi üç masal metnine yer verilmiştir.

f) ÖCAL, Targan (1971), Erzincan Folklorundan Örnekler, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum.Yirmi masal metnine yer verilmiştir.

g) SÖNMEZ, Hüseyin (1972), Mecidiye Köyü Folkloru, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. On bir masal metnine yer vermiştir.

h) ERKILIÇ, Muammer (1972), Söğütözü Köyü Folkloru, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. On masal metnine yer verilmiştir.

ı) ALP, Huriye (1973), Erzincan Ağzında Görülen Ses Olayları, Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Enstitüsü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Bir masal metnine yer verilmiştir.

(18)

i) ANAR; Ümran (1973), Erzincan Halk Edebiyatından Örnekler, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Yedi masal metnine yer verilmiştir.

j) BAYRAKTAR, İhsan (1973), Erzincan Merkez İlçesi Üzümlü Köyü Ağzı, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. İsimsiz dört masal metni verilmiştir.

k) KARAKAŞ, Cevat (1973), Erzincan Çağlayan Bucağına Bağlı Değirmenköy, Yalınca ve Ortayurt Ağzı, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. İsimsiz bir masal metni verilmiştir.

l) KARAMAN, Muhittin (1973), Ilıç Doruksaray Köyü Masalları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Yirmi masal metnine yer verilmiştir.

m) PARMAKSIZOĞLU, İlhami (1973), Erzincan Merkez İlçesi Dereyurt Köyü Ağzı, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. İsimsiz dört masal metni verilmiştir.

n) KILIÇ, A. Fikret (1974), Otlukbeli (Karakulak) Bucağı Folklor ve Etnografyası, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Bir masal metnine yer verilmiştir.

o) ŞENGÖZ, Erkan (1974), Erzincan Masalları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Otuz iki masal metnine yer verilmiştir.

p) AKPINAR, Vahap (1975), Erzincan İlinin Ağız Özellikleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, İstanbul. Dört masal metnine yer verilmiştir.

(19)

r) DEMİRDÖĞEN, Muzaffer (1975), Erzincan Merkez İlçesi Yeşilçay Köyü Ağzı, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Dört masal metni verilmiştir.

s) GÜRKAN, Lütfiye (1975), Erzincan Ağzı ve Yöresi Ses Olayları, Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Enstitüsü, Yayınlanmamış Mezuniyet Tezi, Erzurum. Yirmi dört masal metnine yer verilmiştir.

v) SAĞIR, Mukim (1987), Erzincan İli Ağızları, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Erzurum. Üç masal metnine yer verilmiştir.

y) KAYA, Turhan (1992), Halk Bilimi Açısından Erzincan, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Erzurum. Yirmi bir masal metnine yer verilmiştir.

z) KARA, Ruhi (1996), Erzincan Masalları, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Erzurum. Çalışmada 70 masal metni bulunmaktadır. Tez, Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu’nun danışmanlığında hazırlanmıştır. Metinlerin tamamı Erzincan ve çevresinden derlenmiştir. Araştırmaya Thompson (Tarihî- Coğrafî) metot tatbik edilmiştir. Masallarda, Eberhard-Boratav ve Aaerne-Thompson tip kataloglarındaki tip numaraları araştırılmıştır. Eser, henüz yayınlanmamıştır.

Ç) Arşivler

Halk edebiyatı ve folklor alanında çalışmalar yapan hocalarımızın arşivlerinde Erzincan Masalları ile ilgili derlemeler olduğu bilinmektedir. Karadeniz Teknik üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ali Çelik, yöremizden öğrencileri vasıtasıyla dokuz masal metni derletmiştir (KARA,1996, C.1: 12).

7.2. Karakter Üzerine Yapılan Çalışmalar A- Kitaplar

a) GÜLÇÜR, Kâzım Musa (2004), Çocuk ve Ergende Karakter Eğitimi, Işık Yayınları, İzmir.

(20)

b)APUHAN, Recep Şükrü (2005), Çocuklarda ve Gençlerde Ahlâk ve Karakter Eğitimi,Timaş Yayınları, İstanbul.

c) ADLER, Alfred (2000), İnsan Tabiatını Tanıma, Kültür Yayınları, Ankara.

d) FAYDA, Mustafa (2005), Karakter Eğitimi, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul. e) Helik: Karakter Okulu Aile Kitabı 1–10 (2003), Nobel Yayınları & Edam, Ankara.

f)Prese: Karakter Okulu Öğretmen Kitabı 1–10 (2003), Nobel Yayınları & Edam, Ankara.

g)KAPLAN, Mehmet (1985), Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar Tip Tahlilleri, Dergah Yayınları, İstanbul.

h)BRUYERE, La (1982), Karakterler, Çev: Bedia Kösemihal,Sosyal Yayınları, İstanbul.

ı) STANİSLAVSKİ (1996), Bir Karakter Yaratmak, Çev:Suat Taşer,Papirüs Yayıncılık, Ankara.

j) ÖZEN, Y (2001), Sorumluluk Eğitimi: Yarına Kalmak Adına, Nobel Yayıncılık,Ankara.

k) CARTER, Forrest (2001), Küçük Ağaç’ın Eğitimi,Çev: Şen Süer Kaya, Say Yayınları, İstanbul.

l) KERSCHENSTEİNER, G. (1977), Karakter Kavramı ve Terbiyesi, Çev: Halil Fikret. Kanad, MEB Yayınları, Ankara.

m) TEZCAN, Mahmut (1995), Türk Kişilik Özellikleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara.

o) KANAD, Halil Fikret (1942), Milliyet İdeali ve Topyekün Terbiye, MEB Yayınları, Ankara.

ö) KANAD, Halil Fikret (1930), Terbiye ve Tedris Tarihi, MEB Yayınları, Ankara.

(21)

p) HUMPHREYS, Tony (1998), Çocuk Eğitiminin Anahtarı: Özgüven, Çev:Tanju Anapa, Epsilon Yayıncılık, İstanbul.

B-Tezler

a) GÜLÇÜR, Kazım Musa (1991), Karakter Eğitimi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya.

b)ARPACI, Önder (1992), Birgivi’de Karakter Terbiyesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

c)PARER, Özlem (1994), İvan Sergeviç Turgenev’in Rudin, Soylu Yuvası ve Babalar ve Oğullar Adlı Romanındaki Karakterlerin Analizi, Ankara Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

d) CAN, Derya (1994), Ramayana Destanındaki Karakterlerin İncelemesi, Ankara Üniversitesi Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

e) BULADI, Kerim (1995), El-Kıyame Suresinin Tefsiri ve Tasvir Ettiği İnsan Karakteri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

f) TEMEL, Ahmet Vefa (1996), Münafikun Suresi Tefsiri ve Tasvir Ettiği Münafık Karakteri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

g) TÜRKMEN, Mehmet (1996), Mistik Dindarlarda Karakter Yapısı, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa 1996.

ğ) AYVAZ, Sema Vural (2002), Halide Edip Adıvar’ın Romanlarında Tip ve Karakterler, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya.

h) ZİVTÇİ, Figen (2005), Türk ve Alman Çocuklarına Seslenen Kitaplardaki Yetişkin Kahramanların Karakter Çerçevesi Açısından

(22)

Değerlendirilmesi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

ı) CENİKOĞLU, Gökhan Tarıman (1998), Nasreddin Hoca Fıkralarında İnsan Kadrosu, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya.

(23)

1. BÖLÜM

1. 1. HALK EDEBİYATI ÜRÜNÜ OLARAK MASAL 1. 1. 1. Masal Nedir?

Masallar halk edebiyatının zamanla anonimleşmiş ürünleridir. Hayat içinde önemli bir yere sahip olan masallar, çocukluk hatıralarının unutulmaz sayfaları arasında yerini almaktadır. Eğlendirici özelliklerinin yanı sıra hayal gücünü geliştirici ve eğitici unsurları da içerisinde barındıran masalların mazisi oldukça eskidir. Masal zaman içerisindeki bu yolculuğunda çok çeşitli anlamlar yüklenerek günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir (Sakaoğlu, 1999: 1).

Kavramlar her döneme göre yeni ve farklı anlamlar kazanabilir. Zaman, onlarda da değişme ve gelişme gösterebilir. Masalın henüz bir terim olmaktan çok, bir sözlük maddesi olarak ele alındığı dönemlerde karşılık olarak verilenler de cümle olmaktan uzak, yakın anlamlı kelimelerin arka arkaya sıralandığı açıklamalar olmuştur (Sakaoğlu, 1999: 1).

Masal kelimesi üzerine çok çeşitli tanımlar söylenmiş ve açıklamalar yapılmıştır. Geçmişi çok eskilere dayanan masallarla ilgili olarak başta lügatler olmak üzere Türk ve yabancı araştırıcılar, değişik tarifler yapmaktadırlar.

Türkçe lügatlerde “masal” kelimesi hakkında çeşitli tarifler vardır. Bu tarifleri zikredecek olursak;

Ahmed Vefik Paşa Lehçe-î Osmanî’de, “masal” maddesinde şöyle demektedir: “Mesel, hala hikâye, dasıtan, menkıbe manasına fıkra ve kaziyeden gayri.” (Sakaoğlu, 2002: 1).

Muallim Naci, Lügatinde “masal”a değil de “mesel”e yer verir: “Dasıtan , kıssa-î meşhure.(Masal) bundan muharreftir.” (Sakaoğlu, 2002: 1).

Kitâb-ı Müntahabât-ı Lügat-î Osmanî müllefi Mustafa Şükrü’nün tarifinde bazı değişik unsurlarda vardır. “Misal” maddesinde şöyle denilmektedir: “Ahlâk ve âdâta müteallik olan kıssa ve hikâye ve rüya ki uykuda görünür gibi mânâsına.” (Sakaoğlu, 2002: 1).

(24)

Şemseddin Sami Kamûs-î Türkî’de “Mesel” maddesinde şu tarifi vermektedir: “Âdâb ve ahlâk ve nasâyihe müteallik küçük hikâye. (Masal bundan galattır).” (Sakaoğlu, 2002: 1).

Mehmed Salâhî’nin tarifi de Şemseddin Sami’ninkine pek yakındır. O da Kamûs-î Osmânî’de “mesel”le ilgili olarak şöyle demektedir: “Dâsıtân, kıssa; (masal) bundan muharreftir.” (Sakaoğlu, 2002: 1).

Lâtin harflerinin kabulünden sonra neşredilen bazı mühim lügatlerdeki tarifleri de şöyle sıralayabiliriz:

Hüseyin Kâzım Kadri Türk Lügati’nde “masal”ı şöyle tarif etmektedir: “Arapça mesel, emsâl muharrefi; hikâye, menkıbe, destan.” (Sakaoğlu, 2002: 2).

Türk Dil Kurumu’nun çıkardığı Türkçe Sözlük’ün “masal” maddesi şöyledir: “Çocuklara anlatılan ve çoğu olağanüstü olayla süslenmiş bulunan ilgi çekici hikâye.” (Sakaoğlu, 2002: 2).

Masal, Temel Türkçe Sözlükte; “çocuklara anlatılan, çoğu insanlarla ilgili, olağan ve olağan dışı hadiselere dayanan, öğüt verici hikâye” olarak tanımlanmaktadır (Temel Türkçe Sözlük, 1986: 830).

Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat’inde “mesel” maddesi şöyledir: “Terbiye ve ahlâka faydalı, yararlı olan hikâye.” (Sakaoğlu, 2002: 2).

Türkçe lügat hazırlayan iki yabancının da masalla ilgili tarifleri şöyledir: F. Wilhelm Radloff, “masal”ın Arapça “mesel”den geldiğini kaydettikten sonra “hikâye, fabl” demektedir (Sakaoğlu, 2002: 2).

Adıyla anılan lügatin hazırlayıcısı Bianchi ise “masal” için “düzme” demektedir (Sakaoğlu, 2002: 2).

Eski kaynaklar umumiyetle “mesel” şeklini tercih etmektedirler. Masala emek veren araştırmacıların masal tarifleri şöyledir:

Mehmet Halit Bayrı “masal”ı “Halk bilgisi kadrosu içinde “masal” mefhumundan anlaşılan mânâ, bilinmeyen bir zamanda, yine bilinmeyen bir yerde

(25)

ve sahada bilinmeyen şahıslara ait faaliyetlerin hikâyesidir.” diye tarif etmektedir (Sakaoğlu, 2002: 2).

Halk dergileri içinde folklora en çok ehemmiyet verenlerden biri olan Türk Akdeniz’de Hüsamettin Arslanöz masalı şöyle tarif etmektedir: “Mücerret bir fikri izah maksadıyla tertip edilen uydurma bir hikâye” (Sakaoğlu, 2002: 3).

M. Şekip Tunç masalı “Mythe denilen beşerî ilk kültürün en mütekâmil numuneleri olan eserlerin çocuk çapındaki ibdalarıdır.” diye tarif eder (Sakaoğlu, 2002: 3).

Türk masalları üzerinde birçok araştırma yapan Pertev N. Boratav ise masalı şöyle tarif etmektedir: “Nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamiyle hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı.” (Boratav, 1969: 80).

Türk masalları üzerinde çalışma yapmış olan şahısların tarifleri şöyledir: Türk masallarını ilk defa ciltler halinde neşreden Macar Türkoloğu Ignacs Kúnos bu konuda şöyle demektedir: “Masal dediğimiz şey, her milletin âyineye bakacak olursak hem eskilerin ibadetlerini, hem de kadîm vakitlerimizin ahlâkını da görmüş oluruz.” (Sakaoğlu, 2002: 4).

Nikos Kazancakis, masal hakkında şu çarpıcı sözleri söylüyor: “Gerçekten daha gerçek bir şey var mıdır? Evet vardır. Masal!” (Ulusoy, 2001: 18).

Folklor üzerine umumî bir eser neşreden Kenneth W. Clark ve Mary W. Clark, masalı şöyle tarif etmektedirler: “Olağanüstü karakterlerin ve yaratıkların gerçeküstü dünyasında şöhret ve talih kazanan kahramanları ve harikaları ihtiva eden nesirlerdir.” (Sakaoğlu, 2002: 4).

Warren S. Walker ile Ahmet E. Uysal, Tales Alive in Turkey’in ön sözünde masalı “Gerçek olmayan bir dünyada, belirli olmayan bir yerde, belirli olmayan karakterler arasında geçer, acayipliklerle doludur.” diye tarif etmektedirler (Sakaoğlu, 2002: 4).

Masal konusunda ilk bilimsel araştırmayı başlatan Türkiye’de halk masalları üzerine doktorasını tamamlayan ilk araştırmacı olan ve bu alandaki yoğun

(26)

çalışmalarıyla yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da adından sıkça söz ettiren Saim Sakaoğlu masalı şöyle tanımlamaktadır:

“Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde dinleyenleri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür.” (Sakaoğlu, 1999: 2).

Prof. Dr. Umay Günay, masal için şunları söylemiştir: “okuryazar olmayan halkın romanı ve hikâyesidir.” Masal bir araştırmacının kabul ettiği gibi sadece çocukları eğlendirmek için anlatılan bir edebî tür değil, aynı zamanda okuryazar olmayan halk için roman ve hikâye niteliğindedir (Günay, 1975: 350).

Prof. Dr. Ali Berat Alptekin ise masalı, “nesirle söylenmiş ve dinleyicileri inandırmak gibi iddiası olmayan, tamamı hayal mahsulü olan mensur bir tür.” diye tanımlamaktadır (Alptekin, 1982: 7).

Naki Tezel Türk Masalları adlı masal kitabında masalı şöyle tarif etmiştir: Masal, “olayların geçtiği yer ve zamanı belli olmayan peri, dev, cin, ejderha, Arap bacı, vb. kahramanları, belirli kişileri temsil etmeyen hikâye” (Tezel, 1997: 10).

Masal, “halk arasında yüz yıllardan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu, bir varmış bir yokmuş gibi klişe bir anlatımla başlayan, belli bir uzunluğu olan, sonunda yedi, içti, muradına erdiler yahut onlar erdiler muratlarına biz çıkalım kerevetine, gökten üç elma düştü, biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi sözlerle sona eren, zaman ve mekân kavramlarıyla kayıtlı olmayan bir sözlü anlatım türüdür” (Seyidoğlu, 1985: 149).

Ünlü bir masal yazarı olan Eflatun Cem Güney de masal hakkında, “Masal dünyası renkli, sihirli bir dünya, bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz! Şu harita üstünde bir yeri yok. Yedi kat yerin dibinde mi desem, yedi kat gökyüzünde mi? Yedi derya arasında mı desem, Kaf dağının arkasında mı? Bilmiyorum; halkın hayal hanesinde olsa gerek…” ifadesini kullanır (Güney, 1948: 5).

Masal; “çoklukla gereği gibi önemsenmeden gerek yazın, gerekse çeşitli halkbilimsel yayınlar arasında unutulup kalmıştır. Oysaki masal, terkedilmiş, işlevi

(27)

daraltılmış, amacı saptırılmış, yalnız çocukları eğlendiren bir alandır sanki” (Taner, 1988: 9).

“Genellikle yaratıcısı bilinmeyen ve ağızdan ağza sürüp gelen, olağanüstü, düş ürünü olaylarla örülü anlatı türüdür masal.”(Özkırımlı, 1987: 814).

Masal; “genellikle özel kişiler tarafından, kendine mahsus (olağanüstü) zaman, mekân ve şahıs kadrosu içerisinde, yaşanılan hayat ile hayal edilen hayatın sistemli bir şekilde ifade edildiği; klişe sözlerle başlayıp, yine klişe sözlerle biten hayal mahsulü sözlü anlatım türüdür.” (Şimşek, 2001: 3).

Şükrü Elçin de Halk Edebiyatına Giriş adlı eserinde, masallardan bahsederken; “…İşte, böyle bir zaman içinde, köklü geleneğe bağlı, kolektif karakter taşıyan, ‘hayalî – gerçek’, ‘mücerret – müşahhas’, ‘maddî- manevî’ bir takım konu, macera, vak’a, problem, motif ve unsurlar, nesir dili ile vakit geçirmek, insanları eğlendirirken terbiye etmek düşüncesinden hareketle, hususî bir üslupla anlatılır veya yazılır” der (Elçin, 1986: 369).

Masal bütünüyle hayal ürünü olan, doğaüstü olaylarla ve varlıklara yer veren, belirli olmayan bir “yer ve zamanda ortaya çıkan, insanların ve tanrıların başından geçen olağanüstü olayları anlatan, düş ürünü olaylarla örülü, öğüt verici yanı olan, kısa mensur, sözlü bir anlatım türüdür (Artun, 2004: 107).

Nurettin Albayrak masalı “bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait hadiselerin macerası, hikâyesi, olayların geçtiği yer ve zaman belli olmayan peri, cin ve arap bacı vb. kahramanları olan kişileri temsil etmeyen hikâyedir.” diye tarif eder (Albayrak, 1983: 116).

Masal, asırların birikmiş irfanını ve belirli hayat düzenini, yaşamak zorunda olduklarımızla yaşamak istediklerimizi bir arada, kendine has bir atmosferde ve belli bir üslupla kendi mantık silsilesi içinde geleneksel motiflerle anlatan sözlü anlatım türlerinin en ilgi çekici olanıdır (Alkan, 2002: 6).

(28)

1. 1. 2. Masalların Kaynağı ve Masallara Ulaşma Yolları

Masalların Türk halk edebiyatında özel bir yeri vardır. Çocukluk döneminde herkesi aile toplantılarında çoğunlukla eğlenmek için söylenen, ama anlamları pek kavranamayan mânilerden ve neyi anlattığını bulmakta değil çocukların, büyüklerin dahi zorluk çektikleri bilmecelerden çok, masallar ilgilendirmiştir. Çoğu geceler ninelerin dizinde, tatlı uykudan bile fedakârlık edilerek saatlerce masal dinlenmiştir (Tezel, 1990: 6).

Masalın kaynağı üzerinde çeşitli nazariyeler vardır. Arnold Van Gennep, Pertev N. Boratav’ın Türkçeye çevirip 1924’te yayımladığı “La Folklore” adlı eserinde çeşitli mekteplerin nazariyelerini şöyle anlatmaktadır (Tezel, 1990: 6):

“Mitoloji mektebi, halk masallarını, eski mitlerin parçalar halindeki bakiyeleri olarak görüyordu. Bu mektebin natüralist denilen bir şubesi, masallarda güneşe ve fecre yahut da bulutlara ve yağmura ait mitleri buluyordu. Antropoloji mektebi gösterdi ki, bizimkilerin aynı masallar vahşilerin arasında da vardır. Ve bir mitin masal safına düşmesine ait kesin, açık örnek gösterilemez. Hindoloji mektebi ise, halk masallarının menşeini Hint’te aramıştır. Bazı İngiliz bilginlerinin temsil ettiği ritüalist ekol de; halk masallarını, bugün terkedilmiş bir takım ritlerin son izleri ve alâmetleri olarak görüyor”(Tezel, 1990: 6).

Masalların kaynağı konusu denildiğinde genellikle üç dönem hatırlanır, buna göre;

1- Tarih Öncesi Görüş (Mitoloji Okulu): Bu görüşe göre masalların kökü mitolojide aranmalıdır. Bu görüşü savunanlara göre masallar milletlerin parçalar hâlindeki bâkiyeleridir. Bu görüşün savunucuları Grimm Kardeşler ve Dasent’tir.

2- Tarihî Görüş (Hindoloji Okulu): Bütün masalların kaynağının Hindistan olduğunu ve buradan batı ülkelerine yayıldığını savunmuşlardır. Bu görüşün bilimsel anlamda ilk temsilcisi De Sacy’dir. Bu şahıs, masalların kaynağı olarak Pançatantra (Kelile ve Dimne) yı gösterir. Daha başka araştırmacılar Arap, İran ve Ortaçağ Avrupa masallarının kaynağını da buraya bağlayacaktır. Bu görüşün önemli temsilcilerinden biri olan Benfey, bütün eserlerinde Budizm’in etkisini aramıştır ve

(29)

Ortaçağın dinî menkıbelerinde Budizm’in izleri görülmüştür. Bu da bu görüşün kuvvet kazanmasına neden olmuştur. Zıt görüşler de ortaya atılmıştır. Budizm’in etkisi denilen motiflerin büyük bir kısmı bütün dünyada bilinen motiflerdir diyerek karşı görüş ileri sürmüşlerdir. Masalların Hindistan’dan yayılması konusunda 3 fikir öne sürülmüştür;

a) Bazı masallar 10. yüzyıldan önce çeşitli hareketlerin sonucu olarak sözlü gelenekle batıya geçmiştir.

b) 10. yüzyıldan sonra yazılı kaynaklarla ve İslâm’ın tesiriyle önce Bizans’a, İtalya’ya oradan da İspanya yolu ile tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

c) Asya’dan batıya doğru göçler sonucu yayılmıştır.

3- Etnografik Görüş (Antropoloji Okulu): Aynı duygu ve düşünceye sahip insanlar değişik coğrafyalarda benzer masallar anlatabilir. Masalların toplum hayatından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir(Sakaoğlu, 1999:5).

Gerçekten de masalların ortaya çıkışıyla ilgili olarak bir noktaya saplanıp kalınmamalıdır. Bazı motiflerin kaynakları belirli yöntemlerle tespit edilebilmektedir. Ancak masalların değişmeye yatkın olan yapısı bu konuda herkesi uyarmaktadır. Bir masalda görülen unsur kolaylıkla onu terk edip başka bir masala geçebilmektedir. Bu sebeple masallarda Hindistan’ın olduğu kadar Babil’den İran’a, Mısır’a, Anadolu’ya, Yunanistan’a kadar her coğrafyanın ve kültürün izlerini aramak kaçınılmazdır. Ayrıca masalların kaynağı olarak dinî temel almamak gerekir.

Masal kelimesinin ortaya çıkışı yenidir, bir asırlık bir geçmişi vardır. Bu kelimeden evvel daha başka kelimeler aynı kavramı ifade ediyordu: Kıssa, dâstân, hikâye gibi. Zamanla bu kelimeye menşe olacak olan “mesel” kelimesi ise ancak XIX. asrın başlarından itibaren görülmektedir. Her ne kadar bu kelime eskiden beri kullanılmakta ise de “masal”ın dışında başka kavramları da karşıladığı için yaşamaktaydı. Bu kelime “örnek verme, benzer” anlamlarında uzun yıllar yaşamıştır. Masal – mesel kelimeleri bilhassa Doğu ülkelerinde “atasözü” yerine kullanılmıştır (Brockelmann, 1960: 120).

(30)

Masal kelimesinin “masal” şeklinde, gerçek mânâsında ilk kullanılışına Namık Kemal’de rastlamaktadır. Kemal, Mukaddeme-i Celâl’de, Batıdaki roman ve hikâyeden bahsettikten sonra sözü bizim hikâyelere getirerek şöyle demektedir: “…bizim hikâyeler tılsım define bulmak, bir yerde denize batub sonra müellifin hokkasından çıkmak, âh ile yanmak, külünk ile dağ yarmak gibi, bütün bütün tabiat ve hakikatin haricinde birer mevzua müstenid ve süret-i tasvîr-i ahlâk ve tafsil-i âdât ve teşrîh-i hissiyât gibi, şerâit-i âdâbın kâfesinden mahrûm olduğu için roman değil, kocakarı masalı nev’indedir.” Namık Kemal’de “masal” kelimesinin “halk hikâyesi” anlamına geldiğini de “Köroğlu masalları”nın canlı bir şekilde anlatıldığını kaydeden satırlarından öğrenmekteyiz (Sakaoğlu, 2002: 5).

İzzet Ulvî’nin 1328 (1911)’de, Ahmedoğlu Kum’un 1330 (1913)’da Türk Yurdu dergisinde neşrettikleri metinler, “masal” adını taşımakla beraber konu bakımından tamamen başka şeylerdir. Ne İzzet Ulvî’nin “Türk Masalları” başlıklı 4 hikâyesi, ne de A. Kum’un “Yürük Masalı” tam birer masaldırlar (Sakaoğlu, 2002: 5).

Ziya Gökalp de Türkçülüğün Esasları adlı eserinin “Bediî Türkçülük” bahsinde “Halk edebiyatı ne gibi şeylerdir?” sorusuna şu cevabı vermektedir: “Evvelâ masallar, fıkralar, efsaneler, menkıbeler, ustureler; saniyen darbımeseller, bilmeceler…” (Sakaoğlu, 2002: 5) .

Görüldüğü üzere Gökalp, masallara ve onunla yakından ilgili benzer şekillere sıralamada ilk yeri vererek onların ehemmiyetini belirtmiş olmaktadır. Nitekim daha açık bir şekilde belirtmiş olduğunu da hatırlatmakta fayda vardır (Sakaoğlu, 2002: 5).

1. 1. 3. Masalların Sınıflandırılması

Antti Aarne ve Stith Thomspson tarafından hazırlanan orijinal ismi The Types of The Folktale olan milletler arası masal katalogunda masallar şu şekilde sınıflandırılmıştır (Boratav, 1992: 79).

(31)

1- Hayvan Masalları

2- Asıl Masallar: Olağanüstü, gerçek masallar, dinî masallar 3- Güldürücü Hikâyeler

4- Zincirlemeli Masallar

Türk masal geleneğinde, bu çeşitlenmelerin her birinden örnekler vardır. Sanskrit dilinde yazılmış Pançatantra (Kelile ve Dinme) ve Aisopos masalları, hayvan masallarının temel kaynaklarıdır. Hayvan masalları asıl masallardan daha kısa olurlar. Başlama tekerlemeleri yoktur ve aralarda bulunan tekerleme veya tekerleme özelliği gösteren kalıp sözler bazen söylenmez ya da diğer masallardaki gibi önemli tutulmaz. Hayvan masallarında amaç bir düşünceyi benimsetip ibret dersi vermektir. Hayvan masallarında kahramanlar kılık değiştirip hayvan kılığına bürünen insanlardır. Bazı hayvan masallarında kahramanlar hayvan yerine insan olabiliyor. Bu durum hayvanların insan olarak yorumlandığını gösterir (Boratav, 1992: 79).

Olağanüstü masallarda, olağan varlıkların yanında cin, peri, dev, ejderha gibi olağanüstü varlıklara yer verilir. Gerçekçi masalların başlıca kahramanları ise padişahlar, vezirler, zengin tüccarlar, sıradan ve yoksul insanlar, hırsızlar ya da haydutlar gibi gerçek dünyadan alınma kişilerdir. Bu masallarda, dinleyicileri kötülere karşı uyarmak, zekâ ve sağduyuyu yüceltmek amacı güdülür. Güldürücü masallar okuyan ve dinleyeni eğlendirmeyi amaçlayan masallardır. Zincirlemeli masalların kahramanları çoğunlukla hayvanlar olmakla beraber, bunlar hayvan masalları gibi ders vermeyi amaçlamayıp, yalnızca eğlendirmeye ve şaşırtmaya yöneliktir. Bu masalların temel kuruluş özelliği, sıkı bir mantık bağıyla birbirine bağlanan küçük ve önemsiz bir dizi olayın art arda sıralanmasıdır (Ana Britannica, c.15, 1988: 402).

Anti Aarne ve Stith Thompson’un tasnif çalışmalarından sonra da Avrupa’da başka tasnif çalışmaları yapılmıştır. Bunlardan en dikkate değeri Fransız halk bilimcisi G. Huet’in 1923’de yaptığı Les Contes Populairs (Halk Masalları) adlı çalışmadır.

(32)

Genel olarak bütün masallar üzerinde yapılan çalışmaların yanı sıra Türk masallarının tasnifi üzerinde de çok önemli bir çalışma yapılmıştır. W. Eberhard ile Boratav’ın birlikte hazırladıkları Türk Masal Kataloğu 1953 yılında Almanya’da yayımlanmıştır. Bu katalogda 378 tip tespit edilmiştir (Sakaoğlu, 1999: 14).

TTV (Typen Türkischer Volksmärchen) (Türk Masal Katalogu)de masallar 23 başlık altında toplanmıştır (Sakaoğlu, 1999: 14-15).

1- Hayvan masalları (1–22) 2- Hayvan ve insan (23–33)

3- Hayvan ya da bir ruh insana yardım eder (34–82) 4- Doğaüstü bir ruh ya da hayvanla evlenme (83–109) 5- İyi ruh ve evliyalarla yaşama (110–122)

6- Kaderin hâkimiyeti (123–142) 7- Rüya(143–145)

8- Kötü ruhlarla yaşama (146–168) 9- Sihirbazlar (169–184)

10- Bir kızın sevgili bulması (185–196) 11- Bir erkeğin sevgili bulması (197–222) 12- Fakir kız zenginle evlenir (223–238) 13- Kıskançlık ve iftira (239–255)

14- Hoş görülen koca kahramandır (256–258) 15- Zina ve baştan çıkarma (259–280)

16- Acayip işler ve olaylar (281–289) 17- Acayip davalar (290–301)

18- Realist masallar (302–310) 19- Olağanüstü rastlantılar (311–316)

(33)

20- Komik hikâyeler (317–322)

21- Aptal, tembel kadınlarla erkekler(323–338) 22- Hırsız ve dedektif (339–349)

23- Akıllı, hileci ya da cimri erkek ve kadınlar(350–378)

1. 2. Karakter Özelliklerinin Tespiti Açısından Masalların Önemi

Masal kaynağından birçok bilim yararlanabilir. Masallar bir millet için zengin hazinelerdir. Dil yönünden zengin kaynaklardır. Masalcıdan, deyimleri, kelimeleri ve ağız özelliklerini belirlemek mümkündür. Masallar, sosyolojik açıdan da önemlidir. Masallar milletin kültür ve uygarlık temellerini araştırmada eşsiz temellerdir. Bireylerin ve toplumların beklentilerini, özlemlerini, korkularını, acılarını yansıtır.

Çocuk eğitiminde de masalın rolü çok büyüktür. Masallar kültür birliği oluşturmuş toplumların, uzun çağlardaki yaşayış deneyimlerini yeni kuşaklara aktarır. Hikâye, roman, tiyatro yazarları da masallardan konu yönünden büyük ölçüde yararlanırlar (Köksal, 1985: 137–138).

Masallar, eğlendirici ve eğitici olmasının yanı sıra, dinleyici de normların yerleşmesinde de büyük rol oynar. Masallarda din, hukuk, halk adetlerin ortaya çıkışlarını da saptayabiliriz. Masal tarih bakımından henüz karanlık olan zamanlar için bile milletler arası ilişkiler hakkında yeni ışıklar getirmektedir. Toplumun değer yargıları, sorunları belli kahramanların kişiliğinde yaşatılır (Artun, 2004: 120).

Masallar toplumu anlamada kişilerin karakterlerini tanımada oldukça büyük bir yere sahiptir. Çünkü geçmişi geçmişteki karakterleri tanımak gelecek nesillere aktarımı da kolaylaştıracaktır. Bu yüzden masallardaki karakterleri tanıyıp çocuk eğitiminde önemli bir yere sahip olan masalları ve buna paralel olarak masallardaki karakterleri çocuklara tanıtmak eğitim açısından oldukça önemlidir.

(34)

1. 2. 1. Karakter Nedir?

“Karakter” kelimesi, Fransızca asıllı olup lügatlerde: “Bir bireyin kişiliğini oluşturan ve çevresine gösterdiği tepkileri belirleyen sürekli, hissî niteliklerin bütününe verilen addır. Bu kelime dilimizde “tabiat” kelimesi ile de karşılık bulmaktadır. Çünkü “tabiat” kelimesi de: “Bir varlığı, bir şeyi belirleyen özelliklerin bütünü, bir şeyin ulaştığı ve kapandığı son nokta, bir kimsenin temel kişiliğini oluşturan özellikler, eğilimler bütünü, huy, karakter şekillerinde açıklanmaktadır. Ayrıca “karakter” kelimesini tanımlamaya çalışırken “seciye” ve “huy” gibi kelimelerle de karşılaşmaktayız. “Seciye” kelimesi de; “tabiat, huy, yaratılış” anlamlarına gelip, Fransızca “caractere” kelimesi karşılığıdır. “Huy” kelimesi ise “Farsça” asıllı olup; yaratılıştan gelen özellik tabiat, mizaç; sürekli yenilendiği için vazgeçilemez bir durum almış alışkanlık” anlamlarına gelmektedir. Bu son tarifde bu defa da “tabiat” kelimesi “mizaç” kelimesi ile özdeşleştirilmektedir. “Mizaç” kelimesi ise, “Arapça” kökenli bir kelime olup “manevî niteliklerin, eğilimlerin bütünü” anlamına gelmektedir. Türk Dil Kurumu’nun yayınlamış olduğu Türkçe sözlükte de “seciye” kelimesi karşılığında “karakter” kelimesi verilmekte ve “karakter” kelimesine ait olan açıklamada da; bu kelimenin Yunanca asıllı olduğu ve “bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan temel özellik, seciye” anlamlarına geldiği belirtilmektedir (Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 1986: 320).

Bir başka tanıma göre karakter, şahsın ahlakî prensiplere bağlılığın meydana getirdiği bir tezahürdür. “Şu kimse iyi karaktere sahiptir” cümlesi onun doğru ve düzenli bir kişi olduğunu belirtir. Yine “iyi karakter” cümlesi, çoğu zaman sebat, azim ve kararlılığı belirtmede kullanılır. Psikologlar, karakterin, kişiliği belirleyen merkezî bir görüş açısı mı yoksa bir şahsın ortaya koyduğu belli birtakım özel huylar mı olduğu konusunda ayrılık içerisindedirler. Genel kullanım ve deneyim, birinci görüşe ağırlık kazandırmaktadır. Dolayısıyla “karakter sahibi olmak” demek; irade kuvvetini teksif etmek, toplayabilmek anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, dış etkilerin üstüne çıkabilmek, temel itibarı ile gevşeklik ve korkaklığın bütün tezahürlerinin üstesinden gelebilmektir. Böylece karakter; vahdet, kendini temerküz ettirme, takip olunan gayeden haberdar olma demektir. İnsanın hayatını

(35)

derinden etkileyen esas unsur onun manevî yönüdür. Zihni hayatın verimli bir surette çalışmasını, manevî dinamikler sağlamaktadır. Nasıl bir fabrikanın çalışabilmesi için enerjiye ihtiyaç varsa, zihnen, fikren, bedenen ve ruhen çalışan bir insanın da içten gelen bir dinamiğe ihtiyacı vardır (Gülçür, 2004: 22).

“Karakter (character), kişiye özgü davranışların bütünü olup, insanın bedensel ve zihinsel etkinliğine (faaliyet; activity) çevrenin verdiği değerdir. Bireyin karakteri kişisel özellikleri ve içinde yaşadığı çevrenin değer yargıları ile birlikte yorumlanır. Karakter aile, okul, çevre içinde çocukluk çağından itibaren gelişmeye, biçimlenmeye başlar. Çocuklukta başlayan özümleme, benimseme ve özdeşleşme süreçleri sonunda oluşan vicdanın niteliği ve niceliği, aynı zamanda karakterin de nitelik ve niceliğini saptar (Köknel, 1984: 24–26).

Alport’a göre karakter; insanın içinde yaşadığı çevrede geçerli olan değer yargılarını ve ahlâk kurallarını kullanış biçimidir. Karakter ahlâkî değer taşır. Bireyin davranışını iyi ve kötü olarak değerlendirmedir (Tezcan, 1987: 19).

Karakter; kişinin ahlâkî üstünlük ve mükemmelliğini belirleyen özellik, şahsiyettir (Fayda, 2005: 111).

Karakter; insanın dış dünya, toplumsal değer yargıları ve başka insanlarla ilişkilerine göre toplumun kişiye verdiği değerdir. Karakter yapısal ve kalıtsal bir nitelik taşımaz, çevre koşullarınca belirlenir. Toplumsal ve kişisel açıdan önemli olan koşullar ya da davranışlar arasındaki uyum, karakteri önemli biçimde etkiler.

Karakter; ahlâkî anlamda özümüzde olduğumuz şey, alışkanlıklarımızın bir toplamı, iyi ve kötü huylarımızın bir karışımıdır. Klasik karakter kavramına göre insan sadece kişilik özelliklerinden ibaret değildir, ondan ve hatta genetik yapıdan çok daha fazla bir şeydir. Karakter kavramı çoğu zaman kişilik kavramı yerine kullanılmakta olsa bile birbirinden farklı iki kavramdır. Karakter kişilikten daha önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanları onları kişilik özelliklerinden dolayı suçlayamayız ama karakter alışkanlıklarından dolayı sorumlu tutabiliriz. Bir insanı içe dönük ya da dışa dönük olduğu için övmez ya da yermeyiz. Bu insanın yapısında olan şeydir. Ama bir insanı dürüst ya da yalancı, başkalarını düşünen ya da bencil, saygılı ya da saygısız güvenilir ya da güvenilmez biri olduğu

Şekil

Tablo 1. İncelenen Masallarda Yer Alan Karakter Özellikleri ve Kahramanların  Karakter Özellikleri

Referanslar

Benzer Belgeler

• Tam anlamıyla anlamlı olmak için bütün değerler kişisel olarak kucaklanmalıdır. • Bu açıdan, birisinin değerleri hakkında anlaşılabilir olmak ve tutarlı olan

sınıflandırılması kavramına karşı, değerlerin, sadece bireyin değer üzerinde hak iddia ettiği şekilde değil daha genel anlamda doğru, yanlış, gerçek veya sahte

• MEB programlarında yer alan temel değerler ve bu değerlerle ilişkili tutum ve davranışlar: (Sevgi). • Sevgi kapsamı itibariyle çok geniş bir duygu ve değer olduğu için

DEĞERLERİN ÖĞRETİMİNDE KULLANILAN TEMEL İLKE VE SÜREÇLER.. DEĞERLERİN ÖĞRETİMİNDE KULLANILAN TEMEL İLKE

sistemleştirilen karakter eğitimi yaklaşımı, okul ve öğretmenin temel ahlaki değerlerin öğretilmesinde daha etkin ve doğrudan rol almaları.

Değerler eğitimi yaklaşımlarını iki kategoriye indirerek değer geliştirmeci ve değer aktarmacı yaklaşımlar olarak sınıflandıran araştırmacılar da bulunmaktadır..

YÖNTEM OLARAK BELIRTILMEYEN BELLI MATERYALLERE DAYALI DEĞER ÖĞRETIMI. • Film, Çizgi Film ve Belgeseller ile

AMAÇ DEĞERLER: İnsan varlığının ulaşacağı son durum ARAÇ DEĞERLER: İdeal davranış biçimleri...