• Sonuç bulunamadı

Erzincan Masallarında Tespit Edilen Kahramanlar

1. BÖLÜM

2.2. Erzincan Masallarında Tespit Edilen Kahramanlar

Erzincan yöresi halk edebiyatı ürünleri, halkın güç koşullar altındaki yaşamından izler taşır. Elverişsiz doğa koşullarının itmesiyle gurbetçi olanların duyguları, yöreyi altüst eden depremlerle gelen acılar, halk edebiyatı ürünlerine yansımıştır. Erzincan, çok eski çağlardan bu yana yerleşim yeri olmuş, değişik güçler arasında sık sık el değiştirmiştir. Bu nedenle kültürel süreklilik sağlanamamıştır. Etnik ve dinsel öğelerin çeşitliliğine koşut olarak, değişik kültürler yörede varlığını sürdürmüştür. Kent, Osmanlılar Dönemi’nde bir tarikat merkezi durumundadır. Bu dönemde yoğunlaşıp 1980’lere değin uzanan tarikat kültürü, halk edebiyatı ürünlerine de yansımıştır. Yöreden yetişmiş halk ozanlarının yapıtlarında da bu etki açıkça görülür. Erzincan ortak ürünler yönünden çok zengindir. Ancak kapsamlı bir folklor araştırması yapılamadığından birçoğu yitip gitmiştir (Yurt Ansiklopedisi, 1982: 1870).

Türk tarih ve edebiyatında umumiyetle, her medeniyet devresi ve her sosyal tabaka, kendisini temsil eden belli tipler doğuruyor. Bir medeniyet devresinden başka bir medeniyet devresine geçince edebî eserlerdeki tipler de değişiyor (Kaplan, 1985:24). Hatta bu edebî eserlerdeki tipler yaşanılan bölgeden bölgeye, ilden ile de değişiklik göstermektedir.

Masallar sözlü eserler olduklarından yer ve zamana göre renk değiştirmişler ve anlatıldıkları bölgenin kültür kavramlarını almışlardır. Masalların doğduğu

bölgelerin henüz tam olarak kültürel ve tarihî sırrı çözülememiş bile olsa masallarda anlatıldığı bölgenin kültürel özellikleri yer yer aksedilmektedir (Albayrak, 1983: 116).

Erzincan ilinde anlatılan masalların karakterleri de diğer bölgelerle benzerlik arz etse de bazı yönleriyle diğerlerinden farklılaşmaktadır. Derlenen bazı Erzincan masallarındaki kahramanlar ve bu kahramanların karakter özelliklerinin bazıları aşağıda neşredilmiştir.

Kahramanlar

Peri padişahının kızı, Kırmızı Yanaklı Kız, Padişahın Oğlu, Hızır, Şehzade, Cimri Kardeş, Tembel Ahmet, Gülmez Sultan, Sadullah, Fakir Adam, Çoban, Kâhin, Bicilo, Ayşecik, Oduncu Hasan, Ağa, Çingene, Gülbahar, Akıllı Kız, Şağlam Molla

Erzincan masallarındaki kahramanların olumlanan karakter özellikleri; tahammül-sabır, minnettarlık, fedakârlık, cesaret, kahramanlık, bağlılık, doğruluk, şeref vb.

Karakterlerin olumlanmayan özellikleri; tembellik, övünme, korkaklık, çapkınlık, sahtekârlık, yalancılık, meraklılık, cimrilik, nankörlük, namussuzluk, inatçılık, iki yüzlülük, kıskançlık vb.(Kara, 1996, C.1:298).

3. BÖLÜM

ERZİNCAN MASALLARINDA YER ALAN KAHRAMANLARIN KARAKTER ÖZELLİKLERİ

3.1. Masal Kahramanlarının Karakter Çevrelerinin Saptanması ve Değerlendirilmesi

Bu bölümde önce, Erzincan yöresinden derlenmiş olan masal metninde yer alan aslî kahramanlar tek tek ele alınmıştır. Kahramanların karakter özellikleri saptanmış olumlu ve olumsuz karakter özellikleri incelenerek tablolaştırılmıştır.

Erzincan Masalları Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre sınıflandırılmıştır. Thompson’un bugün de kabul edilip uygulanan beşli dallandırması şöyledir (Boratav, 1992: 79):

1. Hayvan Masalları 2. Asıl Halk Masalları 3. Güldürücü Hikâyeler 4. Zincirlemeli Masallar

5. Sınıflamaya Girmeyen Masallar

Erzincan masallarından 70 masal metni incelendiğinde Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre aşağıdaki gibi sınıflandığı görülmektedir:

1. Hayvan masalları–3 metin-(1-2-3) 2. Asıl Halk masalları–67 metin-(4–70)

a. Olağanüstü Masallar–51 metin-(4–44, 59–68) b. Dinî masallar–1 metin-(58)

c. Realist masallar–15 metin-(45–57,69–70) 3. Güldürücü Hikâyeler(Fıkralar)

4. Zincirleme masallar

1.Masal: Serçe

Bu masal Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre bir hayvan masalıdır. Masalda olağanüstü olaylar bir kurgu çerçevesinde anlatılmıştır. Bu masalda 5 kahraman yer almaktadır. Bu kahramanların 2’si aslî kahraman diğer 3’ü yardımcı kahramanlardır. Masalın tamamında egemen olan tek bir kahraman vardır o da aslî kahraman olan “serçe”dir.

Aslî Kahramanlar: Serçe, ihtiyar nine

Yardımcı Kahramanlar: 1. çoban, köy halkı, 2.çoban

Bu masal özgüven açısından olumlu; sabırsızlık, sorumsuzluk açısından olumsuz karakter özellikleriyle örülmüştür.

Serçe

Serçe karakteri masalın başkahramanı olup masal içinde en önemli ve baskın karakterdir. Masal da serçe kahramanının üzerine kurgulanmıştır. Yardımcı kahramanlar ve ihtiyar ninenin serçeye verdikleri sözde duramayışlarıyla olayın seyri ilerlemektedir. Serçe kendine güvenen olaylar karşısında pratik zekâsıyla çabuk çözüm bulabilen bir kahramandır. Masalda yer alan yardımcı kahramanların hepsi serçeye verdikleri sözü tutamamış ve doğruluk örneğini sergileyememişlerdir. Kendilerine verilen emanetleri verdiği süre kadar muhafaza edememişlerdir. Serçe masalında yer alan serçe dışındaki karakterlerin hiçbiri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş, emanete hıyanetlik etmişlerdir. Bu olumsuz davranışlar karşısında bile serçe yılmamış kendine olan özgüveni ile her defasında kazanmıştır. Aslında serçe küçük bir hayvan olduğu için diğer kahramanlar onu önemsememiş, yapabileceklerini küçümsemiş ve söylediklerini yapacak güçte de görmemişlerdir. Aklı, özgüveni, olaylar karşısındaki pratik çözümleri, insanlara karşı güvenini yitirmeyişi serçenin özelliklerindendir. Serçenin karşısındakilerin sabır karakter özelliğini kullanamayışı karşısında serçenin vermiş olduğu dersler masalın can alıcı noktalarını oluşturmaktadır.

İhtiyar Nine

Geleneksel Türk aile yapısında görülen fedakâr, duygusal, telaşlı, korumacı, sevecen, canla başla evin ihtiyaçlarını görmeye çalışan, merhametli, çalışkan, yardımsever bir karakter olarak masalda yer almaktadır. İhtiyar haliyle serçe için yemek pişirmesi, ona ekmek pişirmesi onun ne kadar fedakâr olduğunun bir kanıtıdır. Serçenin yardımına koşmasından onun ne kadar yardımsever olduğu, serçenin ayağına batan diken sonucu ne kadar telaşlı bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Aşağıdaki örneklerle ihtiyar nine karakterinin bu özellikleri somutlaştırılmıştır:

“Nenesi de ihtiyar halıynan ona bi lohma yemek büşiriymiş, ekmek büşüriymiş. Geliymiş bârabar yeyiylermiş.”*

“Nenesi demiş, "Yavrum oy! Niye ele ediysen? Ayahların niye ele ganadı?" Demiş ki, "Nene, ayağıma bi tiken battı hele sus. Daha duramıyam acısından." Nenesi geliy haman zornan dutıy bunun ayağındaki tikeni gıcır gıcır çıhardıy, çıhardıy ebile gosgoca tiken.”

Nine karakterinin olumlu yanlarının yanı sıra masalda olumsuz olarak görülen diğer bir özelliği verdiği sözde duramamasından kaynaklanan dürüst olamamasıdır. Masal kahramanlarından olan serçeye verdiği sözü tutamamıştır. Oysaki hem serçenin hem de kendinin menfaatine olan bir durumda bile olsa her zaman ve her yerde dürüst olması gerekirdi. Aşağıdaki örnekle dürüst olamadığı somutlaştırılmıştır:

“Nene sakkın atma tikenimi ırafa goy ki arhadaşlarımın hepsine gösterim. Bahsınlar benim ayağıma batan gosgoca tikeni, herkes görsün."

“Nene hele o ayağımdan çıharttığun tikeni ver ki görsünler arhadaşlarım." deyiy. Nenesi de deyiy ki, ""Vula ayahlara ölüm, nettim ettim tandur yanmadı. Odunlar yaşıdı, onu bırahdım da yandı. Ekmek büşüriyem. Yahdım, daha göremezler."

Bu özelliklerinin yanında nine karakteri kuralcı yapısıyla masalda tanınmaktadır. Sorunu konuşarak serçeyle gidermek yerine dayakçı bir strateji

* Bu çalışmada incelenen 70 masal metni Ruhi Kara’nın (1996), “Erzincan Masalları II”, adlı çalışmasından

içerisinde sopayla çözmeyi amaçlamaktadır. Fakat serçe birazda akıl oyunlarıyla ninenin bu dayakçı tutumundan kendini kurtarabilmiştir. Bu olay sonucunda serçenin ninenin istemediği bir olayı gerçekleştirmesiyle de nine beddua ve ağlama faaliyetleriyle kendini rahatlatma yöntemini tercih etmiştir. Aşağıda masaldan alınan bölümle bu olay somutlaştırılmıştır:

“Nene baha bah baha; sen beni büliy misen? Ben o yannı geçerem, bu yannı geçerem. Sen o büşürdüğün bi deste ekmeği alur gaçaram." "Ayahlara ölüm, anam babam, etme eleme. Ihtiyaram zatan. Zornan büşüriyem. Gaçurma ekmeklerimi!" Gine deyiy, "Yoh... Sen benim tikenimi yahdın, ben senin ekmekleriyi alur gaçaram." Neyse o yannı geçiy pırr, gediy duvara gonıy. Nenesi de deynek elinde, "Ulan get o yannı, olmaz olasan, gırh zorunan buşürdügüm ekmekleri alıp gideceksen." Neyse serçe o yannı gaçıy, bu yannı gaçıy, bi desde ekmeği nası gagardına vurıysa eğer pırr alıy gaçıy. Nenesi ağlıy, sızılıy, gargış veriy, "Baba yiyesen, davun yiyesen, zornan büşürmüşdüm; aldın gaçtın. Sen benim başıma bela oldun."

2.Masal: Kara Böcek

Bu masal Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre bir hayvan masalıdır. Bu masalda 4 kahraman yer almaktadır. Bu masaldaki 2 kahraman aslî, başkahramandır. Diğer 2 kahraman da yardımcı kahramanlardır.

Aslî Kahramanlar: Kara böcek, fare

Yardımcı Kahramanlar: Ireşber(çiftçi), yılan

Bu masal sorumsuzluk, kibir, vurdumduymazlık gibi olumsuz karakter özellikleriyle örülmüştür.

Kara Böcek

Bu masaldaki en baskın karakter sıfatındadır. Kara böcek kendisini çok beğenmiş, kibirli bir karakterdir. Kendini ifade ederken güzelliğini çok fazla abartmaktadır. Aslında amacı kendisine uygun bir eş bulmaktır. Fakat etrafındaki hiç kimseyi kendisine layık bulmaz. Bu özelliklerinden dolayı olumsuz bir karakter sergilemektedir. Karakterlerin kendisine özgüveni olmalıdır. Fakat bunun abartılı

şekilde ortaya çıkması kibir olarak, kendini beğenmişlik olarak nitelendirilmektedir. Tek bir yönüyle karşımıza çıkan böcek karakteri iyi geliştirilmemiş karakter özelliğini taşımaktadır. Aşağıda kara böceğin kendini beğenmiş olarak ifade etmesini örneklendiren konuşmalarına yer verilmiştir:

“Er bulmaya gediymiş. İreşberin bi denesine ıras gelmiş. Demiş ki, “Nereye gediysen gara böcük?” O da , "Oştt! İtim. Gara Böcük niye olıyam? Ben saçı uzun, Seyran Hanım, boyu uzun Beyran Hanımam.”

“Az gediy, uz gediy; bir yılan çıhıy öğüne. Deyiy ki, "Nere gediysen Gara Böcük?" Deyiy ki, "Oştt! İtim. Gara Böcük niye olıyam! Saçı uzun Seyran Hanım; boyu uzun Beyran Hanımam. Gediyem er bulmıya.”

Masal kahramanlarından biri olan kara böcek kahramanının karakter özellikleri olaylara paralel olarak değişim göstermektedir. Bu değişim kahramanın davranışlarıyla ve eylemleriyle okura yansıtılmıştır. Fare ile olan evliliğinde kibirli halini devam ettiren kara böcek bunun yanında geleneksel aile motifinde evliliğine ve eşine sahip çıkan korumacı bir tarzla masalda yerini almaktadır. Eşini merak eden biraz telaşlı ve aynı zamanda öfkeli bir tarz sergilemektedir. Bu özellikler aşağıda somutlaştırılmıştır:

“Fare geliy düğüne, bir iki gün galıy, Gara Böcügü unudıy. O da deyiy ki, "Hele gedim bahım bu köpek n'oldu? Getdi gelmiy." Çıhıy gediy. Gediyken, atın izine düşiy, daha çıhamıy.”

Kara böceğin evlenmek istemediği iki yan kahraman olan ireşber ve yılan açık sözlülükle böcekle evlendikten sonra onu ne ile döveceklerini söylemişlerdir. Kara böceği kaybetme pahasına bile olsa hakikatten ayrılmamış ve “doğruluk” karakter özelliğini göstermişlerdir.

Fare

Fare karakteri masalın başkahramanı olan kara böceğin eşidir. Ataerkil toplumlarda olduğu gibi eş yani baba evin yiyecek ve bunun gibi temel ihtiyaçları karşılamak zorundadır. Farede evlendikten sonra evi ve eşi için yemek bulmaya

gider fakat sorumluluklarını ve evini, eşini unutur. Kendi üzerine aldığı görevi yerine getirmez. Bu durum aşağıda masaldan alınan bölümle somutlaştırılmıştır:

“Geliy düğüne, bir iki gün galıy, Gara Böcügü unudıy. O da deyiy ki, "Hele gedim bahım bu köpek n'oldu? Getdi gelmiy." Çıhıy gediy. Gediyken, atın izine düşiy, daha çıhamıy. Bahıy ki begler de gediyler düğüne. Deyiy,

"Hey atlılar atlılar Beg evine varasız.

Sıçan bege selâmımı diyesiz Saçı uzun Seyran Hanım, Boyu uzun Beyran Hanım

Derin derin guyulara düşmüş çıhamıy.”

Fare eşinin zor durumda olduğunu duyunca yardım etmeye gitmektedir fakat yardımseverlik örneği göstermeyerek kara böceğin daha da kötü bir duruma düşmesine neden olmuştur. Kara böceğin öfke dolu sözlerine yenilerek kara böceği kurtarmamıştır. Bunun yerine gününü gün etmeye devam etmiştir. Vurdumduymaz tavırlarıyla yardımseverlik örneği göstermeyişiyle olumsuz karakter özelliği göstermiştir. Aşağıda masaldan alınan bölümle bu durum somutlaştırılmıştır:

“Bu begler de gidiyler, deyiyler ki, " Vula gardaş, burda bir fare beg varımış. Bele bele... Garısı düşmüş at izine çıhamıy, gelin yardıma. Fare beg geliy geliy ki, garısı düşmüş atın izine. Ediy, ediy çıharamıy. Deyiy,

-El i yi ver basarah

-Hadi köpek! Ben saha küserek. -Etme eliyi ver basarah.

-Haydi köpek, ben saha küserek. -Eleyse küserege basarak.

deyiy, veriy üsdüne torpağı. Ondan sorna üsdüne çıhıy, çığnıy. Bi de üsdüne bi dene çim goyıy. Goyıy gediy beglerin yanına. O orda çimlerin altında fıncıkliy

durıyken, fare beg de ziyafet sofralarında âlebegim garnını doyuny. Beglerinen ömür süriy.”

3. Masal: Horoz

Bu masal Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre bir hayvan masalıdır. Masalda 2 aslî kahraman yer almaktadır. Bu masalda yer yer yardımcı kahramanlara da rastlanmaktadır. Fakat bu kahramanların masal içerisindeki etkileri yok denecek kadar azdır.

Aslî Kahramanlar: Horoz, padişah

Bu masal özgüven açısıyla olumlu; özdenetimden yoksunluk, sabırsızlık ve aşırı liderlik duygusundan dolayı olumsuz karakter özellikleriyle örülmüştür.

Horoz

Masalın genelinde egemen olan başkahramandır. Bütün kurgu onun üzerinde toplanmıştır. Horoz kahramanı bu masalın genelinde bir “özgüven” timsali sergilemektedir. Bir horoz olmasına rağmen padişahla olan diyaloglarında kelime oyunlarıyla her defasında padişahı yenmeyi başarmıştır. Bu masalda horoz kendisi olmaktan oldukça memnun ve etrafındaki kişilerle ve hayvanlarla oldukça barışık bir durum sergilemektedir. Ayrıca bulduğu yiyecekleri çevresindeki tavuklarla paylaşması onun yardımseverlik özelliğini göstermektedir. Bu aşağıda masaldan alınan bölümle somutlaştırılmıştır:

“Horoz da ele bi yiğit bi horozumuş. Ele bi yürekli horozumuş ki, mehlenin bütün horozlarını dögiymiş, kakıymış; tavuhların hepisi onun başına yanına toplanıymış. Gediymiş, Padişahın çöplüğünde eşiniymiş, "Gıd gıd, gıdı.." hemen tavuhlar başına toplanıylarmış; bulduhlarını hep veriymiş tavuhlara.”

Bu olumlu olarak tabir edilen özelliklerinin yanında horoz “özdenetim”’den biraz yoksundur. Özdenetimde isteklerin ya da sözlerin kendi zararına olacak noktada frenlenmesi gerekmektedir. Oysaki horoz özdenetimi yeterince gerçekleştiremediği için sonunda kesilmekten kendini kurtaramamıştır. Kendine hâkim olmayı bir sınır çizgisi oluşturmayı ve sınır çizgisinde istikrarlı olmayı başarsaydı hala yaşamını sürdürüyor olabilirdi.

“Bi de didinmiş, didinmiş bahmış orda bi dene altun. Padişahın çöplüğünde olmaz mı? demek ki zibilinen süpürmüş atmışlar orıya. Haman ordan altunu alıy ağzına. Çıhıy çöplüğün tepesine. Gukkulu guuk guk. Ben bir altun buldum.”

“Horoz gine gediy çıhıy çöplüğün başına; ganatlarını şapur şapur vurıy, "Guggulu guuuk. Padişah da benim altunuma galmış."

“Gene alıy altunu ağzına, çıhıy eyice çöplüğün en üsgeg yerine. Ganatlarını şapur şapur vuriy. "Gugguluu guu, guuu... Padişah da benden gorddı!”

“Padişahın eyice sinirleri tepesine çıhıy. "Gedin şu horozu dutun da kesin kellesini!" deyiy. Gediyler horozu dutıylar, kellesini kesiyler.”

Padişah

İkinci aslî kahramandır. Horoz ile olan atışmalarıyla hoş ve sürükleyici bir masal atmosferi oluşturmuştur. Horoza tahammül gösterememekte horoz karşısında anlık tepkilerine yenik düşmektedir. Horoz tarafından otoritesinin yıkılmasından korkmaktadır. Padişah “liderlik” konumunu sarsacak hiçbir güce yer vermemek adına horozun ölmesine karar vermek durumunda kalmıştır.

Bu masaldaki horoz özgüven, yardımseverlik açısıyla olumlu, özdenetimden yoksun oluşuyla olumsuz karakter özelliğine sahiptir.

Padişah ise “sabır” duygusundan yoksun ve liderlik hırsından dolayı olumsuz karakter özelliği sergilemektedir.

4. Masal: Peri Padişahının Kızı

Bu masal Antti Aarne Stith Thompson tasnifine göre olağanüstü masallar sınıfında yer almaktadır. Masalda 10 kahraman bulunmaktadır. Bu kahramanlardan 3’ü aslî kahraman, 7’si yardımcı kahramandır.

Aslî Kahramanlar: Fakir oğlan, fakir anne, peri padişahının kızı ( yılan). Yardımcı Kahramanlar: 2 adam, peri padişahı, kedi, fare, arap, padişahın kızı, padişah

Fakir Anne

Masalda aç kalmamak için geceleri pambuh eğirip iplik yapan oğlunun ve kendinin aç kalmaması için canla başla didinen bir anne motifi çizmektedir. Kendi sorumluluklarını bilen “sorumluluk” karakter özelliğini çok iyi taşıyan bir kahramandır.

Fakir Oğlan

Annesinin yaptıkları iplikleri her gün götürüp satmak için uğraşan fakat hiç beklemediği olaylarla karşılaşan gençtir. Acıma duygusuna sahip, yardımsever, merhametli bir karakterdir. Bu durum aşağıda somutlaştırılmıştır:

“Bir gün oğlan ipliği götüriyken bahmış ki yolda iki dene adam bi dene yılan. O vurıy ona veriy yılanı, o vurıy ona veriy... Vula gardaş günahdur, yazuhdur; niye vurıysız bu yılana?" deyiy. Deyiyler ki, "Çoh gonuşma. Çoh canın acıdıysa ver kelebin ipliğini de al götür yılanı." Veriy kelebin ipliğini, yılanı alıy geliy oğlan. Anası deyiy: "Vula oğul! Avunu nedecektük? Biz ekmek bulamıyuh yiyek. Sen bu yılanı nerden getürdün?" "Ana canım acıdı. Değme avu köşede yatsın." Yılan yatıy köşede; garı ağlıy, sızılıy... O gün aç durıylar. Gine egiriy bi kelep iplik. Sabahdan götüriy ki ipliği sata. Yolda gediyken gine aynı yerde; onnar da demek orayı bellemişler, oğlanın geçeceğini büliyler. Bir kedi; o vurıy ona veriy, o vurıy ona veriy. "Vula gardaş etmeyin, elemeyin. O hayvanın suçu ne ki onu zopalıysız?" Deyiyler, "Çoh gonuşma vula! Çoh canın acıdıysa ver kelebin ipliğini de al da ged eve." Oğlan ipliği veriy kediyi de alıy geliy evlerine. Anası gine ağlıy, sızılıy. "Vula oğul! Biz ne verek ona? Biz ekmek bulamıyuh yiyek!" Deyiy, "Ana, helbet bi heyir vardur bu işde; dur bahah." Yarındası günü olıy, herkes bi köşede gıvrılıy yatıy. Yarındası olıy, oğlan gine iplik götüriy. Deyiy ki;"Bu sefer saggın bişe getürme. Ekmek al gel bah ölüyük acımızdan. Bu hayvanları da getürdün ne yiyecekler?" Oğlan gediy ki bi fare. O vurıy ona veriy fareyi, o vurıy ona veriy. Deyiy ki, "Vula gardaş etmeyin, elemeyin. Yazuhdur. Hayvandan ne isdiysiz?" Deyiyler ki, çoh gevezelik etme! Canın acıysa ver kelebin ipiligini al da get fareyi." İpliği veriy, fareyi de alıy geliy. Annesi gine ağlıy sızılıy. Deyiy, "Ana sabah ola hayrola. Hayır ola, dur bahah." Gece yatıylar hap açlar. Beş gün oldu. Yarındası gün olıy, oğlan

gediy ki yolda kimse yohtur. İpliği satıy bi dene ekmeg getüriy. Ekmeği paylaşdurıy. Bi lohma yılana, bi lohma kediye, bi lohma annesi yeyiy, bi lohma da gendisi. Altı hesse paylaşıylar ekmeği.”

Peri Padişahının Kızı (Yılan)

Fakir oğlana yardım eden aslında büyü yapılarak yılana dönüştürülen peri padişahının kızıdır. Fakir oğlanın yılanı ölümden kurtarmasıyla ona acımasıyla yılan bu iyiliğin altında kalmak istememektedir. Bunun sonucunda da fakir oğlanın yılan sayesinde hayatı değişmiştir. Bu masal “İyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir.” atasözünün gerçeğe dönüşmüş şeklidir. Bu durum aşağıda örneklendirilmiştir:

“Yılan öbür hayvanlara deyiy ki, "Biz bu ağamıza ne eyilik düşünek?" Deyiyler, "Ey bizim elimizden bişe gelmiy. Sen bişe büliysen eğer söle yapah." Deyiy ki, "Ağam gelsin söliyek. Ben peri padişahının gızıydım. Sehil etdiler, bele oldum. Söliyek de beni götürsün babama." Ağaları geliy, söliyler. Deyiy ki, "Uzah mı?" Deyiy, "Deeeyy! Yayan otuz gırh saatlıh yolda." "Ben seni nası götürüm?" Deyiy, "Ben saha bişe etmiyem, goynunda götür." "Goynuna goyıy. Gediyler gediyler... Dere tepe düz gediyler; az gediyler uz gediyler... Kövleri görüniy. Deyiy ki, "Bizim köv hep benim kimin yılan. Seni gördümü parçalarlar. Abu gömlegiyi yahasından benim başımı birez çıhart. Beni göreler de saha bişe etmiyeler." Gediyler, köve girdükleyin deyiy, "Abura benim kövum. Yılanın gafasını iki garış gömleğinden sallandurıy oğlan, aşşağıya. Onu gören, "Aman! Padişahım müjde! Gızın geliy." deyiy bağırışıylar. Padişah da yola çıhıy, bu oğlanı bi garşılıy, bi garşılıy.. Bi masafir ediy... Alıylar bunnan barğına basıylar. Sen nerden buldun bunu, nerden getürdün? Yavrum dile benden ne dilersen. Dile dilegiy, verim muradıyı." O gız da tembehliy amma. Deyiy ki, "Babama de ki "Barmağındaki yüzüğü isdiyem.“Yılan padişahın gızıymış. Deyiy ki, "Padişahım benim senden ne isdemiye haddime. Senin canıyın sağlığını isdiyem," Üç kere sorıy. Gine deyiy ki, "Canıyın sağlığını isdiyem." Sorna deyiy ki, "Eğer verürsen, razı olıysan avu barmağındaki yüzzügü isdiyem." O da deyiy, "Nedeceksen bunu? Ben saha bi çuval dolusu altun verim." Deyiy, "Ne bülüm. Onu canım sevdi; onu ver." "Yoh" deyiy

Benzer Belgeler