• Sonuç bulunamadı

1.3. Kıymetli Evrakın Türünün Değiştirilmesi

2.1.1 Zayi Kavramı

“Zayi”, Arapça kökenli bir kelime olup “kaybolma, yitme, kayıp, yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş” anlamlarına gelmektedir. TTK’da ise kıymetli evrakın zayi olmasından ne anlaşılması gerektiği açıkça belirtilmemektedir. Ancak gerek TTK’da gerekse TMK’da zayi olma durumuyla ilgili hükümlere yer verilmiştir. TTK m. 488’de, bir pay senedi veya ilmühaberin tedavülü mümkün olmayacak derecede yıpranmış veya bozulmuş olması ya da içeriği veya ayırt edici özellik ve niteliklerinin tereddüde yer bırakmayacak tarzda anlaşılamamasından, TTK m. 757 ve diğer bazı maddelerinde senedin iradesi dışında kişinin elinden çıkmasından, TMK m. 990’da ise, hamile yazılı senedin zilyedinin iradesi dışında elinden çıkmasından söz edilmektedir. Bundan dolayı “ziya” ya da “zayi olma” kavramları ile ilgili doktrinde değişik tanımlar yapılmıştır 269.

“Ziya” ve “zayi olma” kavramları, TTK’nın 651. maddesinin gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklanmış ve bu kelimelerin yerine neden Öztürkçe bir kelimeye yer verilmediği ortaya konulmuştur. Mezkûr gerekçeye göre; “Madde aynen 6762 sayılı

Kanun’un 563. maddesinden alınmış olup kaynak İsv. BK m. 563’tür. Maddede (ve Tasarının diğer maddelerinde yer alan) “zayi” ve “ziya” kelimeleri yerine Öztürkçe bir kelime konulmamıştır. Bunun sebebi, her iki kelimenin tüm anlamlarını içerecek uygun bir karşılığının bulunmamasıdır. “Zayi” ve “ziya” kelimelerine sözlükler esas itibariyle “yitmiş, mahvolmuş” anlamlarını vermektedir. Yargıtay ise yiten (kaybolan), yırtılan, okunamayacak kadar tahrip olan, elden herhangi bir şekilde çıkan (meselâ, kuyuya düşen, çıkarılamayan, rüzgarda uçan) senetleri “zayi” olmuş senet olarak kabul ediyor. Bu kelime yerine “yiten” kelimesinin kullanılması hâlinde, kavramın dar yorumlanabileceğinden, “yiten, elden çıkan, harap olan” şeklinde birden çok kelimenin

268 Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 120.

76

bir arada kullanılmasının da kanun diline uymayabileceğinden endişe edilmiştir. “Zayi” bir kelime değil, anlambilim yönünden anlam yüklü bir kavram olarak değerlendirilmiştir. Medenî Kanun’da da bu tür kelimelerin aynen korundukları saptanmıştır 270.”

Tüm bu açıklamalardan sonra kıymetli evrakın ziyaı, kıymetli evraktaki senet unsurunun; deprem, sel, çalınma, yırtılma gibi nedenlerle hamilin rızası olmaksızın zilyetliğinin kaybedilmesi veya yıpranma, bozulma, silinme, karalanma gibi nedenlerle kullanılamaz hâle gelmesi olarak tanımlanabilir 271.

2.1.1.2. Hukuksal Anlamı

2.1.1.2.1. Mutlak Anlamda Zayi

Senedin mutlak anlamda zayi olması, senedin ibraz edilememe hâlinin yalnızca hamil bakımından değil başkaları bakımından da imkânsız olmasıdır. Başka bir deyişle, senedin mutlak anlamda zayi olmasından, ibrazının herkese karşı ve objektif olarak mümkün olmamasını anlamak gerekir 272. Örneğin senedin yanması 273, yırtılması, vb.

gibi hâllerde senedin zilyetliğinin başkaları tarafından iktisabı mümkün değildir. Borçlunun bulunamaması sebebiyle senedin ibraz edilememesi veya hak sahibinin

270 6102 sayılı TTK m. 651 Gerekçesi; http://www.ticaretKanunu.net/ttk-madde-651/ (Erişim Tarihi:

22/07/2018)

271 Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 120-121; Poroy/ Tekinalp,

Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 122; Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 51; Can, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 41; Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları,

s. 75, dn. 1; Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 43; Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 46; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 8; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 63; Kayıhan/ Yasan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 45; Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s.

26; Bilgili/ Demirkapı, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 36; Umur Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, B. 1, Adalet Yayınevi, Ankara 2014, s. 27.

272 Özkan Gültekin, “Kıymetli Evrakın Ziyaı Nedeniyle İptalinde İptal Kararı Hamilinin (Davacının)

Borçlularına Rücu Sorunu”, Terazi Hukuk Dergisi, C. 2, S. 10, Y. 2007, s. 61-62.

273 “…Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili müvekkilinin hamili bulunduğu çeklerin sehven yakılmak suretiyle imha edildiğini ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Bu durumda, mahkemece çeklerin davacının iradesi dışında ve rızası hilâfına elinden çıktığının kabulü gerekir.” Yargıtay 11. HD., 24/04/2013 T., 2012/9895 E.-

2013/8123 K. sayılı ilâmı için bkz. Eriş, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, s. 488-489.

77

görme engelli olması sebebiyle senedi bulamaması gibi durumlarda subjektif anlamda bir imkânsızlık söz konusudur, senedin zayi olduğundan söz edilemez 274.

2.1.1.2.2. Nisbî Anlamda Zayi

Senedin ibrazının sadece hak sahibi bakımından imkânsız olması hâlidir. Ancak başkaları için aynı şey söylenemez. Örneğin senedin çalınması, kaybolması gibi vakalarda senede başkaları zilyet olabilir ve borçluya ibraz edebilir 275.

Nisbî anlamda zayi, hamilin şahsından doğan ibraz imkânsızlığından da farklıdır. Örneğin, hamilin senedi koymuş olduğu yeri görme engelli olması nedeniyle bulamaması durumunda hamilin şahsından doğan bir imkânsızlık hâli söz konusudur. Bu gibi durumlar, TTK m. 651 anlamında zayi sayılamaz. Öte yandan, ibrazın herkese karşı imkânsız olması gerekir. Borçlunun ortadan kaybolması hâlinde olduğu gibi, sadece borçluya karşı ibrazın imkânsız olması, senedin zayi olduğunu göstermez 276.

Senedin hamilin elinde olmasıyla birlikte ağır hasar görmesi hâlinde iptal davasına konu olup olamayacağı, üzerinde durulması gereken bir diğer konudur. Örneğin senedin karalanması ya da üzerine bir şeyin dökülmesi nedeniyle senet metninin okunamaması hâlinde, hamilin senet üzerinde zilyetliği devam etmektedir. Buna rağmen, senet borçluya ibraz edildiğinde borçlu hasara dayalı olarak senet bedelini ödemekten kaçınabilecektir 277.

Doktrinde bir görüşe göre, senedin iyice yıpranmış olmasına rağmen esaslı unsurlarının tereddüde meydan vermeyecek şekilde anlaşılması hâlinde, kıymetli evrakın zayi olması ve iptali hükümleri uygulanamaz. Bu ihtimalde hamil, TTK m. 488 ve 743 hükümlerinden yararlanabilir ve senedi düzenleyen kişiden, masraflarını peşin ödemek

274 Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 56; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 64-65.

275 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 9; Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 56;

Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 56-57; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, s. 25.

276 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 9.

78

kaydıyla, yeni bir senet verilmesini talep ve dava edebilir 278. Ancak bizim de

katıldığımız diğer bir görüşe göre; böyle bir ihtimalde öncelikle senedin, diğer senetlerden ayırt edilebilecek şekilde zarar görüp görmediğine bakılmalıdır. Eğer senet, diğer senetlerden ayırt edilebilecek şekilde zarar görmüş ise, hamil senedin iptali yoluna başvurmadan, TTK m. 488 ve 743 uyarınca kendisine yeni bir senet verilmesini talep ve dava edebilmelidir. Senedin, diğer senetlerden ayırt edilemeyecek derecede zarar görmesi durumunda ise hamil, söz konusu senedin iptalini talep edebilmelidir 279.

Yargıtay son dönemdeki içtihatlarında, senedin hem tanınamaz hem de kullanılamaz hâle geldiği durumlarda zayi nedeniyle iptalinin istenebileceğine karar vermiştir 280.

2.1.2. Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali Hükümlerinin Uygulanma