• Sonuç bulunamadı

Kıymetli Evrakın İptalinin Diğer Kurumlardan Farkları

Kural olarak, borcun ödenmesi hâlinde hem adî senedin iadesi, hem de makbuz verilmesi istenebilir (TBK m. 103/1). Ancak adî senedin zayi olması hâlinde, iptalinin mümkün olup olmadığı sorusunun cevabı TBK’nın 105. maddesinde yer almaktadır. Anılan düzenlemeye göre; “Alacaklı, borç senedini kaybettiğini iddia ederse, borçlunun istemi üzerine, borcu ödeme sırasında, kendisine borç senedinin iptalini ve borcun sona ermiş olduğunu gösteren resmen düzenlenmiş veya usulüne göre onaylanmış bir belge vermek zorundadır. Kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler saklıdır.” Alacaklı, senedin iptaline ilişkin olarak “resmen düzenlenmiş veya usulüne göre onaylanmış belge”yi noterden temin edebilir. Alacaklı, notere başvurmak suretiyle, borcun varlığını, borçludan almış olduğu senedin iptal edildiğini ve borcun ifa ile son bulduğunu gösteren düzenleme şeklinde bir noter senedi düzenlenmesini ya da bu konulara ilişkin beyanını içeren belgenin onaylanmasını talep edecek ve düzenlenen bu resmî belgeyi borçluya verecektir 426.

TBK’nın 105. maddesinde (mülga BK m. 89) iptal usulünden söz edilmemiştir. Bunun nedeni, hak ile senet arasındaki bağlılığın kıymetli evraktaki gibi sıkı olmaması ve TBK’nın 188. maddesine (mülga BK m. 167) göre, senet hamiline her türlü def’inin

425 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 34.

426 Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku (Genel Hükümler), B. 22, Turhan Kitabevi, Ankara 2018,

120

ileri sürülebilmesinden dolayı, senedin iadesinin çok fazla önem taşımaması olsa gerektir 427.

TBK’nın 105. maddesinde sözü edilen bir makbuz karşılığında sorunun çözülmesi, alacaklı olan kişinin borçlunun bu teklifini kabul etmesi hâlinde mümkündür. Ya alacaklı makbuz vermekten kaçınırsa ne olacaktır? Bu durumda, borçlunun adlî mercilere müracaat ederek, zayi olan adî senedin iptali için bir karar almasına engel bir hüküm yoktur. Çünkü, TBK’nın 106. maddesi gereği, alacaklı temerrüde düşeceğinden, aynı Kanun’un 107. maddesine göre, borçlu tevdi yeri tayin ettirmek sureti ile borcunu bu yere ifa ve borçtan kurtulma imkânına sahip olur 428. Bu konuda özel hüküm

bulunmadığından, iptal usulü, hâkimin takdirine göre belirlenecektir 429.

Adî senetler için öngörülen bu basit iptal usulüne karşılık, kıymetli evrakın iptali, TTK’da özel olarak düzenlenmiştir. Zîrâ, kıymetli evrakın iptalinin, adî senetler ile aynı usule tâbi kılınması mümkün değildir. Çünkü, kıymetli evrak, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, tedavül eden ve büyük çoğunluğu itibariyle kamu güvenliğini haiz senetlerdir 430. Ayrıca, kıymetli evrakta hak ile senet sıkı bir şekilde birbirine bağlanmıştır ve bunun sonucunda, senedin içerdiği hak ancak senedin ibrazı ile kullanılabilecektir. Senette mündemiç olan hak kıymetli evraktan ayrı olarak istenemez ya da kullanılamaz. Kıymetli evrakın borçlusu ancak senedin kendisine devri karşılığında ödeme ile yükümlüdür. Dolayısıyla, senedin zayi olması hâlinde içerdiği hakkın istenebilmesi ya da kullanılabilmesi ilke olarak mümkün değildir 431. Ancak bu

durumda alacaklı, hakkını kullanmaktan mahrum edilmiş, borçluya ise ifada bulunmadan borcundan kurtulma fırsatı verilmiş olur 432. İşte hakkaniyete aykırı bu

427 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 17; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 82; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 88.

428 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 17, dn. 63.

429 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 17; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 82; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 88.

430 Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 121. 431 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 47.

432 Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 54-55; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 83;

121

neticeyi önlemek için zayi olan kıymetli evrakın iptali müessesesi, TTK’da özel usullere tâbi kılınmış ve mahkemece iptal yolu öngörülmüştür (TTK m. 651).

2.4.2. Bedelsizlik Nedeniyle İptal Davasından Farkları

Kıymetli evrakta mündemiç olan borç, her ne kadar asıl borç ilişkisinden mücerret olsa da, bu borcun doğmasını sağlayan husus, temel bir borç ilişkisinin varlığıdır 433. Dolayısıyla, kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacak haklarının

mücerretliği, bunların asıl borç ilişkisinden tamamen ve her açıdan kopmuş olduğu anlamına gelmez 434.

İşte kıymetli evrakın düzenlenmesine neden olan temel ilişki, hata, hile, ikrah gibi nedenlerle sakatlanmış olursa veya bu ilişki bir satış sözleşmesi olup da, satılan mal, kısmen ya da tamamen teslim edilmez yahut teslim edilmekle birlikte, ayıplı olursa, senet karşılıksız (bedelsiz) kalmış olacaktır. Kıymetli evrakın “hatır senedi” olarak düzenlenmesi hâlinde de durum aynıdır 435.

Bunun yanı sıra, ticarî senet ilişkisinin arkasındaki asıl borç münasebeti, bir sözleşme olduğu takdirde, bu sözleşmenin çeşitli sebeplerle (ahlâka, adaba aykırılık, hukuka aykırılık, imkânsızlık) batıl olması hâlinde, Yargıtay, bu batıl sözleşmeye dayanarak tanzim edilen senetleri de, bedelsiz kabul etmektedir 436.

Senedin bedelsiz kaldığı durumlarda, söz konusu senet, kambiyo alacaklısından geri alınmadıkça, tedavülde kalmaya ve hamil şeklen alacaklı görünmeye devam edecek

437 ve bu senet iyiniyetli üçüncü kişilere devredildiği takdirde, bedelsizliğe ilişkin

def’iler, senet üzerine şerh düşülmedikçe, şahsî def’i olmaları sebebiyle emre ve hamile

433 Şenol Kalfa, Çekte Def’iler (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2009, s. 129.

434 Öztürk, Mücerret Kıymetli Evrak (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 56-57.

435 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 19; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 42;

Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 24; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 64.

436 Yargıtay HGK., 18/02/2015 T., 2015/19-1362 E.-2015/826 K.; Yargıtay 11. HD., 11/02/1980 T.,

1980/620 E.-1980/620 K.; Yargıtay 11. HD., 25/02/1982 T., 1981/821 E.-1982/759 K.; Yargıtay 11.HD., 07/10/1986 T., 1986/4559 E.-1986/5041 K. sayılı ilâmları (Yılmaz, Kambiyo Senetlerinde

Def’iler, s. 462, dn. 842).

122

yazılı senetlerde (TTK m. 659/2, 687/1) iyiniyetli hamillere dermeyan edilemeyecektir 438. Bu durumda senet borçlusu bedelsiz senetten doğan borcu ifa etmek zorunda kalacağından fakirleşmiş; lehtar ise haksız yere zenginleşmiş olacaktır 439.

İşte bu sakıncaların önüne geçmek için uygulamada senet borçluları, bedelsizlik gerekçesiyle lehtara ve senedin kötü niyetli hamillerine karşı “bedelsizlik nedeniyle iptal davası” olarak adlandırılan bir dava açmakta ve mahkemeler de açılan bu davalara cevaz vermektedir.

Bu dava TTK’da düzenlenen bir dava değildir. Bu sebeple, TTK dışında bir hukukî dayanak aranmış ve TBK’nın 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırılmıştır. Ayrıca, bu dava, esas itibariyle, İİK’nın 72. maddesindeki menfî tespit davasının bir uygulamasından ibarettir 440.

Uygulamada, isim benzerliği sebebiyle zayi nedeniyle iptal davası ile bedelsizlik nedeniyle iptal davaları birbirine karıştırılmaktadır 441. Ancak iki dava türü arasında

önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar şu şekilde özetlenebilir 442:

438 Her ne kadar bedelsizlik, şahsî bir def’i olsa da, bazen taraflar arasında doğrudan doğruya hukukî bir

ilişki söz konusu olmasa da, şahsî def’ilerin ileri sürülebildiği bazı hâllerde, bedelsizlik def’i de ileri sürülebilir. Örneğin, yeni hamilin senedi miras ya da alacağın temliki gibi halefiyet yollarıyla devralması durumunda bedelsizlik iddiası, bunlara karşı da ileri sürülebilecektir [Öztürk, Mücerret

Kıymetli Evrak (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 60].

439 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 19; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 43;

Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 65; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, s. 90.

440 Can/ Güner, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 42; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s.

20; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 43; Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 24-25; Karakaya,

Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 65; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 90; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 75.

441 “…Mahkemece yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, çekin iptalinin çek hamili tarafından istenebileceği, yasa gereği keşideciye bu hakkın tanındığı, davanın çek iptali ve menfî tespit davası olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Davacı, dava dilekçesi ile keşidecisi bulunduğu çekin tanzim tarihi ve bedelinin tahrif edildiğini belirterek çek iptali isteminde bulunmuş ve mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, hasımlı olarak açılan işbu davada, çek keşide edilen lehtarın davalı olarak gösterilmesi ve iddia edilen maddî vakıalar karşısında, hasımsız olarak açılan bir zayi nedeniyle çek iptali davasının söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda, mahkemece davanın sahtelik nedeniyle manfî tespit ve bu nedenle çek iptali davası olarak görülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, TTK m. 669 vd. maddelerine göre değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu

123

-Ziya sebebiyle iptal, Kıymetli Evrak Hukuku kapsamında olan bir müessesedir. Ancak, bedelsizlik nedeniyle iptal davası, TBK’nın 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme ve İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfî tespit hükümlerine dayanmaktadır.

-Ziya nedeniyle iptali, senedi zayi eden hamil talep edebilirken; bedelsizlikten doğan iptal davasının davacısı borçludur.

-Ziya sebebiyle iptal, nizasız kaza konusu olduğu hâlde, bedelsizlik nedeniyle iptal davasında, sebepsiz olarak zenginleşen lehtar veya kötü niyetli hamil hasım olarak gösterilmektedir 443.

-Senedin ziyadan dolayı iptal edilebilmesi için, zayi edilmiş olması gerekir. Bu durumda, temel ilişki varlığını sürdürmekte, ancak, senet hamilinin elinde bulunmamakta veya hasara uğraması nedeniyle senedin ibrazı imkânsız hâle gelmektedir. Oysa, bedelsizlik nedeniyle iptalde, durum bunun tersidir; yani, temeldeki ilişkide yer alan hak, çeşitli nedenlerle sona ermiş veya hiç doğmamış olmakla birlikte, senet hamilin elinde bulunmaktadır.

nedenle davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.” Yargıtay 11. HD., 11/09/2012 T.,

2012/10451 E.-2012/13060 K. sayılı ilâmı için bkz. Eriş, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre

Kıymetli Evrak, s. 491-492.

442 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 20; Can/ Güner, Kıymetli Evrak Hukuku,

s. 42-43; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 43; Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 24-25; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 65; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, s. 91; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 75; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 83-84.

443 “…Kambiyo senedi ile borçlu bulunmadığına ilişkin menfî tespit davasının yasal dayanağını İİK’nın 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava; senet borçlusu tarafından sadece senedin lehtarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile yahutta lehtar ile hamile karşı birlikte açılması mümkündür. Dava sadece hamile karşı açılırsa, davacı hem usul hükümlerine göre “senedin bedelsiz olduğunu” ve hem de “davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini” kanıtlamak zorundadır. Başka bir anlatımla, dava kimin aleyhine açılmışsa iddianın da bu çerçevede incelenmesi gerekir. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davacı senet borçlusunun davalı hamil hakkında açtığı dava ile ilgili delillerin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, “lehtar hakkında dava açılmadığı”ndan bahisle, davanın reddinde isabet görülmemiştir.” Yargıtay

19. HD., 29/04/1999 T., 1999/2021 E.-1999/2892 K. sayılı ilâmı için bkz. Coşkun, Kıymetli Evrak

124

-Ziya nedeniyle iptalde, hamil, bir senedin zayi olduğunu ve onda mündemiç olan hakkın varlığını ispat yükü altında iken; bedelsizlik nedeniyle iptal davasında, borçlu, kıymetli evrak ilişkisinin temelinde yatan ilişkide yer alan hakkın çeşitli nedenlerle doğmadığını, muteber olmadığını ya da sona erdiğini ispatlamak zorundadır. Ayrıca bu davanın lehtar ile birlikte hamil aleyhine açılması hâlinde, davacının bu hususlara ek olarak senet hamilinin senedin bedelsiz olduğunu bile bile kendisinin zararına hareketle o senedi iktisap ettiğini de ispatlaması gerekir 444.

2.5. İptal Davasının Açılması ve Yargılama Süreci