• Sonuç bulunamadı

İradî Tür Değiştirme

1.3. Kıymetli Evrakın Türünün Değiştirilmesi

1.3.3. İradî Tür Değiştirme

Kıymetli evrak vasfını haiz bir senedin, o senet dolayısıyla hak sahibi olan veya borç altına giren kişilerin muvafakatiyle türünün değiştirilmesi işlemine iradî tür değiştirme denir. İradî tür değiştirme, TTK’nın 650. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasında nama veya emre yazılı senetlerin hamile yazılı senede dönüştürülmesi düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, nama veya emre yazılı senetlerin hamile yazılı senede senet hâline gelebilmesi için, bütün ilgililerin muvafakati ve bu muvafakatin de senet üzerine yazılması gerekir. Nama veya emre yazılı senetlerin hamile yazılı senet hâline dönüştürülmesi, ilgili senedin devir işlemi, senedin alacaklısının yetkili hamil olup olmadığının tespiti ve def’iler konusunda hukukî güvenliğini azaltabileceğinden, türünün bu şekilde değişebilmesi için senedin

256 “TTK’nın 602. maddesi (yeni TTK m. 690) gereği, vâdenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vâdeden önce yapılan cironun hükümlerini ve alacağın temliki sonuçlarını doğuracağından, senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemez ve kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmasına da engel değildir.”

Yargıtay 12. HD., 19/10/2001 T., 2001/15756 E.-2001/16758 K. sayılı ilâmı için bkz. Eriş, Türk

Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, s. 260.

257 Can, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 38.

258 Aksi yönde emre yazılı senedin beyaz ciro ile devrini, bir çeşit tahvil olarak kabul eden görüş için bkz.

Arslanlı, Ticarî Senetler Dersleri, s. 28’den aktaran Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli

Evrak Hukuku, s. 115, dn. 4.

72

hak verdiği ve borç yüklediği herkesin muvafakati aranmıştır. Bu muvafakatin de doğrudan senet üzerine yazılması zorunludur. Yalnız, bu nitelikteki bir tür değiştirmeye senedin hak verdiği ve borç yüklediği kişilerden biri muvafakat etmezse tür değiştirme gerçekleşmeyecektir 260.

Hamile yazılı senedin emre veya nama yazılı senede dönüştürülmesi ise TTK’nın 650. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre; bir hamile yazılı senedin emre veya nama yazılı senede dönüştürülebilmesi için senet dolayısıyla hak sahibi olan ve borç altına giren kişilerin buna muvafakat etmiş olmaları ve bu muvafakatlerini senet üzerinde yazılı olarak belirtmiş olmaları gerekir. Ancak, bir nama veya emre yazılı senedin hamile yazılı senede dönüştürülmesinden farklı olarak, mutlaka senet dolayısıyla hak sahibi olan ve borç altına giren herkesin tür değişikliğine muvafakat etmeleri şart değildir. Eğer senet dolayısıyla, alacaklı ve borçlu olan kişilerin bir kısmı tür değişikliğine muvafakat etmez ise; tür değişikliği sadece buna muvafakat edenler ile onların haklarına doğrudan doğruya halef olan kişiler bakımından hüküm ifade eder 261.

Kanun koyucunun burada daha esnek davranmasının sebebi, hamile yazılı bir senedin emre veya nama yazılı bir senet hâline dönüştüğü durumlarda, hukuken devir işlemleri, senedin alacaklısının yetkili hamil olup olmadığının tespiti ve def’iler konusunda daha güvenli bir konuma geldiğinin kabul edilmesidir 262.

Türk Ticaret Kanunu’nda emre yazılı senetlerin nama yazılı senet, nama yazılı senetlerin de emre yazılı senet hâline dönüştürülmeleri düzenlenmemiştir. Ancak TTK’da buna ilişkin hüküm bulunmaması, mezkûr ihtimallerin söz konusu olmayacağı anlamına gelmez. Doktrinde benimsenen çözüm, bu ihtimaller vuku bulduğunda, mevcut düzenlemelerin (TTK m. 650) kıyasen uygulanmasıdır 263.

260 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 39-40.

261 Can, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 39. 262 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 41.

263 Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 49; Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli Evrak

Hukuku, s. 117; Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 41; Can, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 39-

40; Kayıhan/ Yasan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 37; Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 22; Öztan,

73

Bir nama veya emre yazılı senedin hamile yazılı senede dönüştürüldüğü hâllerde, devrin daha zor olduğu senetten, devrin kolaylaştığı ve borçlu bakımından hukukî emniyetin azaldığı bununla birlikte tedavül gücünün arttığı senede geçiş söz konusudur. Bir nama yazılı senedin emre yazılı senede dönüştürülmesi de; bu yönden bir nama veya emre yazılı senedin hamile yazılı senede dönüştürülebilmesine benzer. Zîrâ; bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda da, devir işlemi, senedin alacaklısının yetkili hamil olup olmadığının tespiti ve def’iler konusunda borçlu bakımından hukukî emniyetin azaldığı senede geçiş olur. Bu yüzden, bir nama yazılı senedin emre yazılı senede dönüştürülmesi için senet dolayısıyla alacaklı ve borçlu olan kişilerin hepsinin buna mutlaka muvafakat etmiş olmaları ve bu muvafakatlerini senet üzerinde yazılı olarak belirtmiş olmaları gerekir. Dolayısıyla bu ihtimalde kıyasen TTK m. 650/1 hükmü uygulanır 264.

Bir hamile yazılı senedin nama veya emre yazılı senede dönüştürüldüğü hâllerde ise, devrin daha kolay olduğu senetten, devrin zorlaştığı ve borçlu bakımından hukukî emniyetin arttığı dolayısıyla tedavül gücünün azaldığı senede geçiş söz konusudur. Bir emre yazılı senedin nama yazılı senede dönüştürülmesi de, bu yönden bir hamile yazılı senedin emre veya nama yazılı senede dönüştürülmesi ile benzerlik gösterir. Bu yüzden, bir emre yazılı senedin nama yazılı senede dönüştürülmesi için de kural olarak senet dolayısıyla hak sahibi olan ve borç altına giren kişilerin buna muvafakat etmiş olmaları ve bu muvafakatlerini senet üzerine yazılı olarak belirtmiş olmaları gerekir. Ancak, bir hamile yazılı senedin nama veya emre yazılı senede dönüştürülmesinde olduğu gibi, mutlaka senet dolayısıyla alacaklı ve borçlu olan herkesin tür değişimine muvafakat etmeleri şart değildir. Eğer senet dolayısıyla alacaklı ve borçlu olan kişilerin bir kısmı tür değişimine muvafakat etmeyecek olursa, bu işlem sadece muvafakat edenler ile onların haklarına doğrudan doğruya halef olan kişiler hakkında hüküm ifade eder (kıyasen TTK m. 650/2 hükmü uygulanır).

74

İKİNCİ BÖLÜM

2. KIYMETLİ EVRAKIN ZAYİ OLMASI VE İPTALİ 2.1. Genel Olarak

Kıymetli evrakta hak ve senedin iç içe geçmişliği ve hakkın senetten ayrı devredilememesi ve ileri sürülememesi ilkesi, senedin zayi olması durumunda hak sahibi bakımından önemli sıkıntıları barındırır; çünkü senedin zilyetliği alacaklıda olmadığı sürece senetteki hakkını ileri sürmesi de mümkün olmaz. İşte adî senetlerde olmayan bu özellik dolayısıyla, kıymetli evrakın zayi olması veya kaybolması durumunda hak sahibinin senetteki hakkını yine de ileri sürebilmesi için özel bir iptal usulü öngörülmüştür 265. TTK’da bu konuda öncelikle genel düzenlemelere yer verilmiş;

ardından nama, hamile ve emre yazılı senetler yönünden ayrı usuller düzenlenmiştir. Kıymetli evrakın zayi olması hâlinde öngörülen özel iptal hükümleri, senet elinde iken zayi olan hak sahibinin haklarını koruduğu gibi, senet borçlusunun da haklarını koruyarak borçluya hukuken geçerli bir ödeme yapma imkânı sağlamaktadır 266.

TTK ile bazı senetlerin iptaline ilişkin hükümlerin saklı olduğu, bazı senetlerin ise iptal edilemeyeceği düzenlemelerine yer verilmiştir. Nitekim TTK m. 668/2 ile devlet tarafından çıkarılmış olan tahvillere ilişkin hükümlerin; TTK m. 669 ile de hamile yazılı ipotekli borç senedi ve irat senedine ilişkin hükümlerin 267 saklı olduğu

belirtilmiştir. TTK m. 668/1’de ise iptali istenemeyecek senetler “Banknot ve büyük

miktarda çıkarılıp görüldüğünde ödenmesi gereken ve para yerine ödeme aracı olarak

265 Bozkurt, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 39.

266 Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 51-52.

267 TTK m. 669’da sadece hamile yazılı ipotekli borç senedi ve irat senedinin iptaline ilişkin hükümler

saklı tutulmasına rağmen, nama yazılı ipotekli borç senedi ve irat senedinin iptaline de TMK m. 925 vd. hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde görüş için bkz. Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak

75

kullanılan ve belirli bedelleri yazılı olan diğer hamile yazılı senetlerin iptaline karar verilemez.” şeklinde düzenlenmiştir 268.

2.1.1 Zayi Kavramı