• Sonuç bulunamadı

Önleyici Tedbir Kararına Karşı Kanun Yolu

2.2. Kıymetli Evrakın Zayi Olması Hâlinde Hamilin Hakları

2.2.1. Önleyici Tedbir Alınmasını Talep Etme Hakkı

2.2.1.8. Önleyici Tedbir Kararına Karşı Kanun Yolu

Mahkeme tarafından verilen ödeme yasağı kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolları TTK’da düzenlenmemiştir. Bu nedenle, ihtiyatî tedbir kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yollarını düzenleyen HMK ilgili hükümleri burada uygulama alanı bulur. Ancak ödeme yasağı talebinin kabulü hâlinde, talepte bulunanın bu karar aleyhine kanun yoluna başvurmasında hukukî menfaati bulunmadığından, bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkı yoktur. Ancak talebin reddi hâlinde talepte bulunanın (HMK m. 391/3), talebin kabulü hâlinde ise bu karar nedeniyle menfaatleri açıkça ihlal edilen üçüncü kişilerin ödeme yasağı kararı veren mahkemeye itiraz hakları vardır (HMK m. 394/3).

332 “…TTK’nın 662, 663. maddeleri zamanaşımını kesen nedenleri sayılı ve sınırlı olarak göstermiş olmakla beraber, zamanaşımının hangi hâllerde duracağına dair bir hüküm ihtiva etmediğinden TTK’nın 1. maddesinin yaptığı yollama ile BK’nın 132. maddesi ticarî senetler hakkında da uygulanabilirse de, ödeme yasağı konulmuş olması, hamilin alacağını mahkemede iddia etmesine engel teşkil etmeyeceğine göre, zamanaşımını kesen sebep olarak kabulü mümkün değildir…”

Yargıtay 11. HD., 15/12/1997 T., 1997/7707 E.-1997/9187 K. sayılı ilâmı için bkz. Gültekin, Kıymetli

Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 144; “…TTK’nın 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava

açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Ticarî işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunu’ndaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz. Anılan maddede, dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin, senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez. Keza ihtiyatî haciz, ihtiyatî tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zîrâ açılmış bulunan davanın, HUMK’nın 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir.” Yargıtay

12. HD., 19/06/2012 T., 2012/2464 E.-2012/21280 K. sayılı ilâmı için bkz. Karakaya, Kıymetli

Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 44, dn. 55.

95

İtirazın reddi hâlinde, bu karara karşı kanun yolu açık mıdır? HMK’nın 391/3. maddesinde, ihtiyatî tedbir talebinin reddi hâlinde kanun yoluna başvurulabileceği ve bu başvurunun öncelikle incelenip karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemede geçen “kanun yolu” ibaresinden ne anlaşılması gerektiği konusunda Yargıtay Daireleri arasında farklı içtihatlar ortaya çıkmıştır. Şöyle ki; bazı daireler, ihtiyatî tedbir kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararın tek başına temyizi kâbil kararlardan olmadığı yönünde karar verirken 334; diğer bir kısım daireler bu karara

karşı yapılan temyiz başvurularını kabul etmekte ve sonuçlandırmakta idi 335. Yargıtay

Daireleri arasında oluşan bu içtihat farklılıkları nedeniyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 21/02/2014 tarihinde toplanarak ihtiyatî tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen karara karşı başvurulması gereken kanun yolunun istinaf yolu olduğuna, bu kararlara karşı temyiz yolunun ise kapalı olduğuna karar vererek bu tartışmalara son noktayı koymuştur 336. Bu hâliyle, ödeme yasağı talebine ilişkin ilk

334 Yargıtay 16. HD., 27/06/2013 T., 2013/5462 E.-2013/7453 K.; Yargıtay 17. HD., 03/06/2013 T.,

2013/6898 E.-2013/8269 K. sayılı ilâmları için bkz. Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 140-141.

335 Coşkun Özbudak, “İhtiyati Tedbire İlişkin Kararlar Tek Başına Temyiz Edilebilir mi?”, Terazi Hukuk

Dergisi, C. 9, S. 92, Y. 2014, s. 90.

336 “İhtiyatî tedbir, HMK’da “Geçici Hukukî Korumalar” üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesidir. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesinin 3. fıkrası bağlamında, bölge adliye mahkemelerine görev verilen hâllerde 1086 sayılı Kanun’un 6100 sayılı Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması öngörülmektedir. Bu kapsamda bir uygulama için öncelikle 1086 sayılı Kanun’da bir düzenleme yer almalı ve ikinci olarak da bu düzenleme HMK’ya aykırı düzenlemeler içermemelidir. Konu ihtiyatî tedbir bakımından değerlendirildiğinde, 1086 sayılı Kanun’da ihtiyatî tedbir kararlarına karşı kanun yoluna gidilmesine yönelik herhangi bir hüküm bulunmaması ve bu müessesenin HMK ile getirilmiş yeni bir müessese olduğu hususları gözetildiğinde anılan maddenin bu fıkrası hükmü uyarınca da ihtiyatî tedbirler hakkında temyiz yoluna gidilebileceği hususunda bir yorum ve uygulama yapılamayacağı açıktır. Aksinin kabulü hâlinde; temyiz incelemesine konu dava ve işlerin kapsamının 6100 sayılı Kanun; temyizin yöntemi ve inceleme sonucunda verilecek karar türünün belirlenmesinde ise; 1086 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınması gibi tutarlı olmayan bir hukuksal yorum ve uygulamanın yolu açılmış olacaktır. Diğer bir ifadeyle, felsefî yorumlama faaliyeti bakımından realist bir yaklaşımla bağdaşmayacak şekilde bir hukukî müessesenin unsurları ile, sonuçlarının farklı konseptlerle hazırlanmış iki ayrı kanun hükümleri gözetilerek belirlenmesi ve uygulanması gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır. Bu itibarla HMK’nın 391 ve 394. maddelerinde geçen “kanun yolu” ibaresi ile kastedilenin istinaf yolu olduğu, Geçici 3. madde yollamasının sadece HUMK’un temyize ilişkin hükümlerini kapsadığı ve ihtiyatî tedbire ilişkin kararların nihai nitelikte kararlardan olmadığı, ayrıca bu konuda özel bir düzenlemenin de bulunmadığı gözetildiğinde bu tür kararların temyiz yolu kapsamında incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır.”Yargıtay İBGK., 21/02/2014 T., 2013/1 E.-

96

derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan itirazın reddi hâlinde, bu karar aleyhine başvurulması gereken kanun yolu istinaf olup, temyiz yolu kapalıdır.