• Sonuç bulunamadı

İptal Talebinde Bulunanın Hak Sahibi Olması

2.3. Kıymetli Evrakın İptali

2.3.1. İptalin Şartları

2.3.1.3. İptal Talebinde Bulunanın Hak Sahibi Olması

Kıymetli evrakın zayi olması nedeniyle iptaline karar verilebilmesi için iptal talebinde bulunanın senedin zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senette mündemiç olan hakkın alacaklısı olması gerekir. Bu husus, TTK m. 651/2’de “Kıymetli

evrakın zayi olduğu ya da ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” şeklinde ifade edilmiştir.

TTK m. 651/2’de yer alan “senet üzerinde hak sahibi olan kişi” ibaresini dar yorumlamak ve yalnızca senet malikinin iptal talebinde bulunabileceğini kabul etmek hakkaniyete uymayacaktır. Hiç kimse hakkını aramaya zorlanamayacağına göre, senedin maliki olan kişi iptal talebinde bulunmuyorsa, o senet üzerinde mülkiyet dışında başka

382 Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, s. 78; Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku

Esasları, s. 121-122; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 27; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 37; Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 56; Ertekin/ Karataş, Uygulamada Ticari Senetler, s. 47; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 80; Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 81; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 90.

383 Yargıtay 11. HD., 11/02/1971 T., 1971/74 E.-1971/436 K. (Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 90, dn. 371); Yargıtay 11. HD. 17/03/1986 T., 1986/653 E.1986/1497 K. (Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 27, dn. 101); Yargıtay 11. HD. 18/03/2013 T., 2012/5461 E.-

2013/5215 K. (Gürühan, Çekin Zayi Olması ve İptali, s. 63, dn. 179); Yargıtay 11. HD. 30/04/2014 T., 2014/2204 E.-2014/8113 K. (Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 48, dn. 70). 384 Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 90.

385 Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 56; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali,

s. 27; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 90; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, s. 98.

386 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 27; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

109

bir hakka sahip olan kişiler bundan zarar görebilir 387. Bu nedenle, doktrinde malik

yanında, senette mündemiç olan hakkın alacaklısı, zilyedi, intifa hakkı sahibi, senedi rehin alan hamil ya da bunların vekilleri ile komisyoncu gibi kişilerin de “hak sahibi” kavramı içinde değerlendirilebilecekleri ve dolayısıyla iptal talebinde bulunabilecekleri kabul edilmektedir 388.

İntifa hakkı sahibi, rehnalan, vekil gibi kişilere bu imkânın verilmiş olması, asıl hak sahibi durumundaki malikin iptali talep etmesini engellemeyecektir. Bunun yanı sıra, hak sahiplerinden birinin dilekçesini geri alması, diğerlerinin talebini etkilemeyecektir 389.

Kıymetli evrak, tahsil cirosu ile devredilmiş ise (TTK m. 688), ciro edilen kişinin de iptal talep etmeye hakkı vardır; zîrâ, tahsil cirosu, bir tür vekâlettir 390. Yargıtay da,

senedi tahsil cirosu ile elinde bulunduran kişinin vekil hamil konumunda olduğunu belirterek bu kişinin, senet elinde iken zayi olması hâlinde iptal davası açabileceği yönünde kararlar vermiştir 391. TBK m. 506/2 (mülga BK m. 390/2) uyarınca; “Vekil,

üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.” Bu nedenle, tahsil cirosu ile senedi devralan vekil,

387 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 22.

388 Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, s. 79; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 22-23; Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 57; Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 128; Ertekin/ Karataş, Uygulamada Ticari Senetler, s. 47; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 139-140; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 88;

Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 99; Gürühan, Çekin Zayi Olması ve İptali, s. 65.

389 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 23.

390 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 22; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 38;

Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 78; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 88; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 140; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın

Zayi Olması ve İptali, s. 99; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 57; Gürühan, Çekin Zayi Olması ve İptali, s. 65.

391 Yargıtay HGK., 16/04/1969 T., 1966/1336 E.-1966/512 K. sayılı ilâmı için bkz. Öztürk Dirikkan,

Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 22, dn. 78; “…Mahkemece, davacı bankanın vekâleten hareket

ettiği, iş bu davada hamili temsil yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, çek hamilinin davacı bankaya tahsil için ibraz ettiği çekin banka yedinde iken kaybolduğu, dolayısıyla vekil hamil konumunda olan davacı bankanın bu davayı açabileceği göz önünde bulundurularak, deliller değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.” Yargıtay 11. HD., 07/04/2014 T., 2013/17934

E.-2014/6827 K. sayılı ilâm için bkz. Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 57-58, dn. 94.

110

cirantanın menfaatine uygun hareket ederek, borcunu eksiksiz bir şekilde yerine getirmelidir; aksi takdirde, TBK’nın 112 vd. (mülga BK m. 96 vd.) maddelerine göre, cirantaya karşı sorumlu olacaktır. Alacağın elde edilmesi için bir basamak teşkil eden iptalin talep edilmesi de vekilin borçları arasında yer alacağından, senedi tahsil cirosu ile devralanın (vekilin), iptal talebine yetkili olduğunun kabulü gerekir 392.

Senet üzerinde, yalnızca şahsî borç ilişkisinden kaynaklanan bir hakka sahip olan kişilerin iptal talep etme hakları yoktur. Örneğin, alıcı satış akdi ifa edilmeden, başka bir deyişle, senet üzerinde aynî hak sahibi olmadan önce ziya dolayısıyla iptal talebine yetkili değildir 393.

Hisse senetlerinin zayi olmaları hâlinde ise, onları çıkaran anonim şirketin değil, hissedarların dava açması gerekir; zîrâ, sadece senedin meşru hamili ve yukarıda belirttiğimiz kişiler iptal talebi ile mahkemeye başvurabilirler 394.

Senedi düzenleyerek tedavüle çıkaran keşidecinin iptal davası açma hakkı olmadığı, gerek doktrin 395, gerekse müstekar Yargıtay içtihatlarıyla 396 ortaya

392 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 22-23.

393 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 24; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi

Olması ve İptali, s. 100; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 78; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 57.

394 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 25; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 88; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 100; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 58; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 140.

395 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 48; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali,

s. 25; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 141; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle

Çalınma Hali, s. 82-83; Halil Can/ Semih Güner, Kıymetli Evrak Hukuku, B. 1, Siyasal Kitabevi,

Ankara 1999, s. 45; Coşkun, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 988. Ancak doktrinde nadir de olsa aksi görüşü savunan yazarlara rastlanmaktadır. Bu görüşe göre; keşideci, çeki düzenleyerek kendisine ait banka hesabından hamil veya lehtara ödeme yapılması yetkisi veren kişidir. Çek hesabı sahibinin, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemeyeceğine ilişkin Çek Kanunu’nun 5/3. maddesi de dikkate alındığında, keşidecinin temelde çekin asıl borçlusu ve çek üzerinde hak sahibi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Özellikle, hamiline düzenlenen çekleri ele geçiren kimse ibraz hâlinde herhangi bir zorlukla karşılaşmadan bedeli tahsil etme imkânına sahip olmaktadır. Böyle bir durumda esasen borç ilişkisi içinde bulunmadığı hâlde üçüncü kişiye ödeme yapmak durumunda kalan ve çekten doğan alacağını tahsil edemeyen hamilin genel hükümlere göre açacağı davalara katlanacak olan keşideci olacaktır. Bu anlamda, TTK’nın 651/2. maddesinde keşideciye ilişkin istisnaî bir düzenlemeye de yer verilmemesi sebebiyle, keşidecinin iptal davası açma hakkına sahip olduğunu kabul etmek gerekmektedir. (Caner Gürühan, “Çekin Zayi Olması Nedeniyle Keşidecinin İptal Davası Açma Hakkına Sahip Olup Olmadığına İlişkin Bir Değerlendirme”, Batider, C. 30, S. 4, Y. 2014, s. 301-302).

111

konulmuştur. Ancak senedin sonradan kendisine devredildiği durumlarda keşideci de, senet üzerinde hak sahibi son hamil sıfatıyla iptal davası açabilir 397. Yargıtay da

kararlarında keşideci ve hamil sıfatlarının birleşmesi hâlinde, keşidecinin hamil sıfatına dayanarak iptal davası açabileceği fikrini benimsemiştir 398.

TMK’nın 701. maddesinin birinci fıkrasında elbirliği mülkiyeti tanımlanmıştır. Buna göre; “Kanun veya Kanun’da öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk

396 “…Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; yürürlükte bulunan TTK’nın 818. maddesi delaletiyle yine aynı Kanun’un 757 ve 758. maddeleri uyarınca çek iptali davası açma hakkının yalnızca çekin hamili veya lehtarına tanınmış olup bu hakkın çek keşidecisine tanınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.”

Yargıtay 11. HD., 24/02/2016 T., 2015/7841 E.-2016/1998 K. sayılı ilâmı için bkz. Filiz Berberoğlu Yenipınar, Hasımsız İptal Davaları, B. 1, Seçkin Yayınevi, Ankara 2018, s. 108; “…Davacı vekili,

müvekkil şirkete ait iki adet çekin, keşide tarihi ve meblağı dışındaki unsurlar yazılı olduğu hâlde petrol almak üzere tanker sürücüsüne verildiğini ve bu çeklerin tankerden çalındığını ileri sürerek, bu çekler hakkında ödemeden men ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bu tür davayı açma yetkisinin hamile ait olduğu, keşidecinin bu davayı açma hakkının bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” Yargıtay 11. HD., 18/01/2007 T., 2005/13399 E.-2007/437 K. sayılı ilâmı için

bkz. Yavuz Süphandağ, Kıymetli Evrak Hukuku, B. 2, Bilge Yayınevi, Ankara 2013, s. 295-296. 397 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 48; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali,

s. 25; Eriş, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, s. 79-80; Göç Gürbüz,

Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 100-101; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 59; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 141; Esenkar, Çekin Ziyaı Özellikle Çalınma Hali, s. 79.

398 “…Dava, davacının keşidecisi ve lehtarı olduğu iki adet poliçenin zayi olması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İlke olarak, TTK’nın 669 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan poliçenin zayi nedeniyle iptali davasının hasımsız ve hamil tarafından açılması gerekir. Keşidecinin böyle bir davayı açma hakkı bulunmamaktadır. Ancak…TTK’nın 558. maddesine göre, poliçenin bizzat keşidecinin emrine yazılı olması mümkündür. Nitekim somut olayda iptali istenen poliçelerde ayrı bir lehtar bulunmayıp, davacı keşideci kendi emrine poliçeleri keşide etmiştir. Dosyada bulunan poliçe fotokopisi ve tercümeleri incelendiğinde, muhatap tarafından poliçe davadan önce kabul edilmiş olmakla, artık davacı keşidecinin bu kabul şerhi ile borçlu sıfatı ortadan kalkmış olup, tamamen alacaklı hamil, lehtar sıfatını kazanmıştır. O hâlde poliçeler, lehtar olan davacının elinde iken zayi olmuş bulunduğundan TTK’nın 669 vd. maddelerine dayalı olarak bu davayı açma hakkı bulunmakla işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşünceler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” Yargıtay 11. HD., 08/04/2002 T., 2001/10899 E.-

2002/3256 K. sayılı ilâm için bkz. Mahmut Bilgen, Uygulamada Kambiyo Senetleri, B. 1, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 23-24; “…Davacı tarafından zayi edildiği ve bu nedenle de iptali istenen

poliçenin, TTK’nın 585. maddesi uyarınca keşidecinin emrine yazılı veya bizzat keşideci üzerine çekilmiş bir poliçe olduğunun metnin tercümesinden istihraç edilebiliyor ve bu nedenle davacının aynı zamanda hamil olduğunun anlaşılması sebebiyle TTK’nın 671 ve sonraki maddeleri uyarınca açtığı iptal davasının dinlenmesi mümkün ise de…” Yargıtay 11. HD., 21/06/2002 T., 2002/1951 E.-

2002/6400 K. sayılı ilâmı için bkz. Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 141, dn. 241.

112

dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.” Aynı

maddenin ikinci fıkrasında ise, “elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları

olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” düzenlemesi

yer almaktadır. Maddede belirtilen özelliklerden hareketle, elbirliği mülkiyetinde, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu sonucuna varılır. Bu hâliyle, senet üzerinde elbirliği mülkiyeti bulunması durumunda, ortaklardan birine diğerlerini temsil yetkisi verilmediği sürece ziya sebebiyle iptal davasını bütün ortakların birlikte açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekmektedir 399. Ancak senet

üzerinde paylı mülkiyet söz konusu ise, TMK’nın 693/3. maddesi uyarınca, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunması amacıyla paydaşlardan her biri, ayrı ayrı iptal davası açabilecektir.

İptali talebinde bulunan kişinin, mahkeme tarafından senedin iptaline karar verilmesinde haklı ve hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunması gerekir. Hâkim tarafından re’sen araştırılması gereken bu husus mevcut değilse, esasa girilmeden talebin reddedilmesi gerekir. Haklı bir menfaatin bulunmadığı, yargılama sırasında ortaya çıkmışsa, hâkim, bunun tespiti ile iptal dilekçesini re’sen reddetmelidir 400.