• Sonuç bulunamadı

3.2. Hamile Yazılı Senetlerin İptali

3.2.2. İptal Usulü

3.2.2.1. Önleyici Tedbir Safhası

Hamile yazılı senetlerin iptalinde, borçlunun ödeme yapmasını engellemek için mahkemeden “ödeme yasağı kararı” vermesi istenebilir; fakat, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, hamile yazılı senetlerde bu husus, emre yazılı senetlerden farklı olarak, ancak ve ancak iptal davası açılmış ise talep edilebilir. Zîrâ, TTK’nın 662. maddesinde “dilekçe sahibinin talebi üzerine” ibaresi geçtiğine göre, önce iptal talebini ihtiva eden bir dilekçeyle başvuruda bulunmak gerekir. Ayrıca TTK’nın 661. maddesinde “iptal talebi”, bir sonraki maddede ise “ödeme yasağı kararı” düzenlendiğinden, bu durum da, önleyici tedbir kararının, iptal talebinden sonra verilebileceğini gösteren diğer bir husus olarak kabul edilebilir 560.

“Önleyici tedbirlerin alınmasına ilişkin talebin, iptal talebinden sonra yapılabileceği” yönündeki bu düzenlemenin, senedi zayi eden hamilin aleyhine olduğu söylenebilirse de, her iki talebin aynı anda yapılabilmesi imkânının bulunması, bunu kısmen önleyebilecektir. Kanun’da bunu engelleyici bir düzenleme bulunmadığından, iptal ve önleyici tedbir taleplerinin aynı anda yapılması mümkün kabul edilmelidir 561.

Hamiline yazılı senetlerde, önleyici tedbir talebinin en erken iptal talebi ile birlikte yapılabilmesi, senedin kimde olduğunun bilinmesi hâlinde istirdat davası açmak gerektiğinden, iptalin talep edilememesi ve dolayısıyla bu durumda TTK’ya göre önleyici tedbir kararı alınamaması sonucunu doğuracaktır 562.

560 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 73; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması

ve İptali, s. 102-103; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 112.

561 Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, s. 85; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve

İptali, s. 73; Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 51; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 103; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 112; Sezer, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası, s. 161; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 133; Eriş, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, s. 120.

562 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 73; Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması

166

Mahkemeden önleyici tedbir ve iptal kararı verilmesini talep hakkı, senedin zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olduğunu iddia eden kişiye aittir.

Hamile yazılı senetlerde iptal ve dolayısıyla ödemenin yasaklanması kararlarını verme yetkisi; senet borçlusunun yerleşim yeri veya pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine aittir (TTK m. 661/2). Bu hükmün emredici olması sebebiyle, taraflar bu hususta yetki sözleşmesi yapamaz (HMK m. 18/1). İpotekli borç senedi ve irat senedinin zayi olmaları hâlinde ise, yetkili mahkeme konusunda TMK m. 925 ve 926’da bir düzenleme olmamasına karşın, bu tip davalara bakma yetkisinin, işin mahiyeti icabı gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesine ait olması gerekir 563.

Ödeme yasağı ve iptal kararlarının verilebilmesi için, dilekçe sahibinin senedin zilyedi bulunduğu ve onu zayi ettiği yolundaki iddialarının mahkemece inandırıcı bulunması gerekir (TTK m. 661/3). Özellikle, senedin kapsamı, keşidecisi, keşide tarihi, miktarı, vâdesi gibi konularda mahkemeye tatmin edici bilgiler sunulmalıdır. Uygulamada, ayrıca protesto belgesi, banka ihbarnamesi, senet bordrosu, fotokopisi, sureti gibi belgelerin yanı sıra, tanıkla da mahkemenin dilekçe sahibi lehine bir kanaate ulaşması sağlanmaya çalışılmaktadır. Tabiatıyla, sunulan kanıtlarla işin niteliği gereği iddianın tam bir kesinlikle doğrulanması aranmaz. Yalnız, bir senet, kupon tablosu veya talon içeriyorsa ve hamil yalnız kupon tablosunu veya talonunu kaybetmişse, talebin haklı olduğunun ispatı için senedin esas bölümünün ibrazı yeterlidir (TTK m. 661/4) 564.

Dilekçe sahibinin isteminin haklı bulunması üzerine, mahkeme senedin borçlusunu aksine hareket ettiği takdirde iki defa ödeme yapmak zorunda kalacağını ihtar ederek bedelini ödemekten yasaklar (TTK m. 662/1). Ödeme yasağı kararının borçlu hakkında hüküm ifade edebilmesi için bu kararın kendisine tebliği gerekir.

563 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 77. 564 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 51.

167

Havale ilişkisi bulunan senetlerde ise bu karar, muhataba tebliğ edilir 565. Ödeme yasağı

kararına rağmen yapılan ödeme, borçluyu borcundan kurtarmaz (TTK m. 658/2). Hamile yazılı senetlerde, hâkimin borçluya senet bedelinin tevdi edilmesi konusunda yetki vermesi hususu düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, TBK’nın 107. maddesine göre, borcun bir yere tevdi edilmesi mümkündür; zîrâ önleyici tedbir kararı ile, ifa talebinde bulunan kimsenin hak sahipliği konusunda kuşkuya düşülmesi şartı gerçekleşmiştir 566.

Hisse senetleri için verilen önleyici tedbir kararı, hem malî nitelikteki hakları, hem de oy hakkını kapsar. Yasaklama kararına rağmen anonim şirket, üçüncü kişinin genel kurula katılma talebini reddetmeyip, oy hakkını veya diğer haklarını kullanmasına izin verirse, hisse senedini zayi eden hamilin tazminat talebi ile karşılaşabilir 567.

3.2.2.2. Senedi Eline Geçiren Kişinin Bilinmemesi

Dilekçe sahibinin, senedin zilyedi olduğu ve senedi zayi ettiğine dair yaptığı açıklamalar, mahkemece inandırıcı bulunursa, gerçek hak sahibi olma ihtimali olan kişi, ilân yolu ile senedi belli bir süre içinde ibraz etmeye çağrılır ve aksi hâlde senedin iptaline karar verileceği ihtar edilir. Sürenin en az altı ay olarak belirlenmesi gerekir; bu süre ilk ilân gününden itibaren işlemeye başlar (TTK m. 663). Mahkeme bu süreyi isterse uzatabilir. İlânın TTK m. 664/1’de yapılan yollama dolayısıyla TTK’nın 35/4. maddesi uyarınca Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve 3 defa yapılması gerekir. Mahkeme yapacağı ilânda, senedin ne zaman, nerede, kim tarafından ve ne şekilde kaybedildiği ve senedin teşhisine yarayacak özelliklere yer verir 568. Mahkeme gerek

gördüğü takdirde, ayrıca uygun göreceği diğer şekillerde de ilân yapılmasına karar verebilir (TTK m. 664/2).

Mahkemece tayin edilen süre içinde iptali talep edilen senet, mahkemeye sunulursa, mahkeme dilekçe sahibine senedin iadesi davası açması için süre verir (TTK m. 665/1). Dilekçe sahibi, mahkeme tarafından tayin edilen süre içerisinde iade davası

565 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 73, dn. 167. 566 Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 103-104. 567 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 74. 568 Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 105.

168

açarsa, bu davaya genel hükümler çerçevesinde bakılır. Bu dava bakımından yetkili mahkeme de, HMK’daki genel yetki kurallarına göre belirlenir; görevli mahkeme ise, TTK’nın 4/1-a ve 5/1. maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemesidir.

Hamile yazılı senetlerde iade davası, ancak kötü niyetli hamile karşı açılır (TMK m. 990). TMK’nın 3. maddesine göre; iyiniyetin varlığı esas olduğundan ve TMK m. 990, bu karinenin aksine bir hüküm ihtiva etmediğinden, senedi iktisap edenin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacının, bu iddiasını ispat etmesi gerekir. Bu dava, davacı lehine neticelenirse, bu kararla birlikte davaya konu senet, davalıdan alınarak davacıya verilir. İade davası reddedildiği takdirde ise, davaya konu senet, davalıya iade edilir. Bu dava sonucunda verilen karar taraflar bakımından kesin hüküm oluşturur.

Mahkemece tayin edilen süre içerisinde iade davası açılmazsa, mahkeme, senedi getiren hamile iade eder ve ödeme yasağını kaldırır (TTK m. 665/2).

Senedin getirilmesi için verilen ilân, sonuçsuz kalır ve senet mahkeme tarafından belirlenen süre içerisinde getirilmezse, o senedin iptaline karar verilir. İptal kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve emre yazılı senetlerden farklı olarak mahkemenin gerekli görmesi hâlinde başka vasıtalarla derhal ilân edilir (TTK m. 666/2) Bunun nedeni, hamile yazılı senetlerde, senedin getirilmesi için belirlenen sürenin, emre yazılı senetlerde olduğu gibi vâdeden değil, ilk ilân tarihinden itibaren işlemeye başlaması (TTK m. 663), böylece, senedin vâdesinin gelmemiş olması ve dolayısıyla iyiniyetli üçüncü kişilerce iktisabı ihtimalinin bulunmasıdır 569.

Gerek istem üzerine, gerekse re’sen yapılan ilânların giderleri, hamile yazılı senedin iptalini isteyen kişi tarafından karşılanır 570.

Senet bedelinin muaccel olmadığı durumlarda, iptal kararı üzerine dilekçe sahibi, gideri kendisine ait olmak üzere borçlu tarafından kendisine yeni bir senet verilmesini isteyebilir. Senet bedelinin muaccel olduğu durumlarda ise iptal kararı, senet yerine

569 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 76.

169

kaim olur. Dilekçe sahibi bu iptal kararına istinaden senet bedelinin ifasını isteme hakkını haizdir (TTK m. 666/3) 571.

İptal davasında yargılama, hasımsız olarak yürütülür. Ancak, Yargıtay, tasarruf bonolarıyla ilgili bir kararında, zayi edilen senet yerine yenisinin verilmesinin talep edilmesi hâlinde, davanın hasımlı (hazine) olması gerektiği sonucuna varmıştır 572.

Yargıtay, bu kararıyla iptal davasının tâbi olacağı yargılama türünde ikili bir ayrıma gitmiştir. Ancak Yargıtay’ın vardığı bu sonuç hatalıdır. Zîrâ, Kanun’da böyle bir ayrım yoktur. Bundan başka, yeni bir senet ihdasını talep etmek, zayi eden hamile iptal kararının verilmesinden sonra yararlanılmak üzere Kanun tarafından tanınmış bir haktır (TTK m. 666/3). Başka bir deyişle, yeni bir senet ihdasını talep etmek, iptal kararının sonuçlarından biridir; iptal davasının tâbi olacağı yargılama türünü değiştirme özelliğine sahip değildir. Bu nedenle, böyle bir ayrım uygun değildir 573.

3.2.2.3. Senedi Eline Geçiren Kişinin Bilinmesi

Hamile yazılı senedi elinde bulunduran kişinin önceden bilinmesi hâli, ihtimal dâhilinde olmasına rağmen TTK’da düzenlenmemiştir. Bu durumda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda doktrinde hâkim olan görüşe göre; kanundaki bu boşluğa rağmen, senet rızası hilafına elinden çıkan kişi, eğer senedin kimde olduğunu biliyorsa, (TMK m. 990’da düzenlenen şart sağlanmak kaydıyla) bu kişiye iade davası açma imkânının tanınması, çıkarlar dengesine en eygun düşen sonuç olur 574.

571 Bozer/ Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 53.

572 “…Davacı, kaybolan 3.130 TL değerindeki 64 adet tasarruf bonolarının iptalini ve bunların yerine yenilerinin verilmesini dava etmiştir. İptal hakkındaki davalar, hasımsız açılabilirse de, olayda olduğu gibi kaybolan bonoların yerine yenilerinin verilmesi de dava edildiğine ve yeni tasarruf bonolarının verilmesinde hazineye husumet yönelebileceğine göre husumet yönünden davanın reddinde isabet yoktur.” Yargıtay TD., 12/12/1967 T., 1966/4270 E.-1967/4670 K sayılı ilâmı için bkz. İpekçi, TTK

Şerhi (Kıymetli Evrak Taşıma), C. 3, s. 2104.

573 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 75.

574 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 123; Tuna/ Göç Gürbüz, Ticaret

Hukuku Prensipleri-Kıymetli Evrak, s. 55; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali,

170