• Sonuç bulunamadı

Borçluya Tanınan İmkânlar

3.3. Nama Yazılı Senetlerin İptali

3.3.4. Borçluya Tanınan İmkânlar

Nama yazılı kıymetli evrakta, hak sahibi olmayan kişiye borcun ifası ve bu suretle borçlunun borcundan kurtulması, daha önce de ifade ettiğimiz gibi zayıf bir ihtimal olduğundan, bu tür senetlerin zayi edilmeleri hâlinde ayrıntılı bir iptal usulü düzenlemesine gerek görülmediği gibi, hamile yazılı senetler için öngörülen iptal usulünün zaman alması nedeniyle borçluya bazı kolaylıklar da sağlanmıştır 597. Nama

yazılı senetlerin iptalinde borçluya tanınan bu kolaylıklar, TTK’nın 657. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; “Borçlu senette ilânların sayısını azaltmak veya süreleri kısaltmak suretiyle iptal için daha basit bir usul öngörebileceği gibi, alacaklı kendisine senedin iptal ve borcun ödendiğini gösteren, resmen

s. 178-179; Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 65; Eriş, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre

Kıymetli Evrak, s. 106; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 140-141;

Karakaya, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 109.

596 Makbuz senedi ve varantın iptalinde uygulanması gereken kanun maddelerine (TTK m. 831 ve m. 849)

dair doktrinel tartışmalar için bkz. s. 151 vd.

179

düzenlenmiş veya usulen onaylanmış bir belge verildiği takdirde, senet ibraz edilmeksizin ve iptaline karar verilmeksizin de geçerli olmak üzere ödeme hakkını da saklı tutabilir.” Bu madde ile iptale ilişkin usulî işlemler hafifletildiği gibi özel iptal usulü imkânı da getirilmiştir.

Her iki imkân bakımından ortak olan husus; senedin iptaline ilişkin yapılan bu usulî değişikliklerin senet metnine dercedilmiş olması gerekliliğidir 598. Ancak TTK

m. 657/2 hükmünün uygulanabilmesi için, senet metninde, senedin özel olarak iptal edilebileceğine ilişkin bir kaydın bulunması yeterlidir. Kanundaki ibarelerin mutlaka kullanılması şart değildir. Örneğin, “senedin ziyaı hâlinde, TTK m. 657/2’ye göre özel iptal usulü uygulanacaktır.” şeklinde bir kayıt da yeterlidir 599.

Borçlu, Kanun’un öngördüğü kolaylıklardan yararlanmak için, saklı tuttuğu haklara ilişkin kaydı, sonradan, yani senedin ihdasından sonra fakat zayi olma hâli ortaya çıkmadan önce de senede aktarabilir 600. Zîrâ, Kanun’da buna engel herhangi bir

hüküm yoktur.

Borçluya tanınan bu iki imkân, basitleştirilmiş iptal usulü ve özel iptal usulü olarak iki alt başlık altında incelenebilir:

3.3.4.1. Basitleştirilmiş İptal Usulü

Kanun’un nama yazılı senetlerin iptali usulünde borçluya tanıdığı kolaylıklardan ilki; nama yazılı senetlerin iptali için Kanun’da öngörülen usulün basitleştirilmesidir. Buna göre, borçlu, senet metnine koyacağı bir kayıt ile, senedin getirilmesi için yapılan ilânların sayısını azaltabileceği gibi verilen sürenin kısaltılmasına da sağlayabilir.

598 Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 126; Ertekin/ Karataş, Uygulamada Ticari

Senetler, s. 55-56; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 144; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 121.

599 Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 122; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve

İptali, s. 144.

600 Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 144. Ancak Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/

Ünal, her iki iptal usulünde, borçlunun saklı tuttuğu hakların senet tedavüle çıkmadan önce senede yazılmış olması gerektiğini dermeyan etmişlerdir. Bkz. Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli

180

Örneğin, üç ilân yerine (TTK m. 664/1) bir veya iki ilân yapılması veya senedin getirilmesi için verilen asgarî 6 aylık sürenin (TTK m. 663) daha kısa olması, senette öngörülebilir. Borçluya böyle bir imkân tanınmasının sebebi, hamile yazılı senetlerdeki asgarî ilân sayısı ile bağlı kalmanın fazla masrafa yol açması, ancak bu tip senetlerde, senet bedelinin genellikle küçük olması ve tedavülünün çok sınırlı ölçüler içerisinde cereyan etmesidir 601. Borçlunun böyle bir imkândan yararlanması neticesinde senedin iptali için uzun süre beklenmesi gerekmeyeceği gibi, yapılacak olan ilân masrafı da azalmış olacaktır 602.

Borçlu, TTK’da belirtilenler dışında kalan hususlarda değişiklikler yapılmasına karar veremez. Örneğin, borçlu, mahkemenin yapacağı ilânların Ticaret Sicili Gazetesi yerine başka bir gazetede yayınlanmasını isteyemeyeceği gibi, senedin iptalini talep etme hakkını da saklı tutamaz 603.

Burada şu soru akla gelebilir: Kanun’da borçluya tanınan bu iki imkân “veya” bağlacı ile ayrıldığına göre, borçlu, hem senedi getirme süresini kısaltıp, hem de ilân sayısının azaltılmasını öngörebilir mi? TTK’nın 657. maddesinin 2. fıkrası ile borçluya Kanun’da nama yazılı senetler için öngörülen iptal usulünü terk edip, özel bir iptal usulü öngörme imkânı tanındığından, “çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereği, hem senedi getirme süresini kısaltıp, hem de ilân sayısını azaltmanın mümkün olduğunu kabul etmek isabetli bir yaklaşım olacaktır.

3.3.4.2. Özel İptal Usulü

TTK’nın 657. maddesinin 2. fıkrasında borçluya tanınan ikinci kolaylık, alacaklının kendisine senedin iptal ve borcun ödendiğini gösteren, resmen düzenlenmiş veya usulen onaylanmış bir belge verdiği takdirde, senet ibraz edilmeksizin ve iptaline

karar verilmeksizin dahi geçerli olmak üzere ödeme hakkını saklı tutabilmesidir.

601 Ertekin/ Karataş, Uygulamada Ticari Senetler, s. 55-56; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali,

s. 121.

602 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 82; Tuna/ Göç Gürbüz, Ticaret Hukuku

Prensipleri-Kıymetli Evrak, s. 58; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 146

181

TTK’nın 657. maddesinin 2. fıkrasında kabul edilen özel iptal usulü, kaynağını TBK’nın 105. maddesinde adî senetler için getirilmiş olan düzenlemeden almaktadır 604. Bu

durum, ilk bakışta kıymetli evrak kavramı ile bağdaşmıyor gibi görünebilir. Bilindiği üzere, bir senede kıymetli evrak vasfını kazandıran ana özelliklerden biri, senedin ibraz edilmemesi hâlinde ödenmeyeceği hususunun borçlu tarafından vaad edilmesidir. TTK’nın 657/2. maddesi hükmü, işte bu vaade ilişkin istisnaî bir düzenleme niteliği taşımaktadır. İşte bu düzenleme, nama yazılı senetleri, adî borç senetlerine yaklaştıran en önemli husustur. Ancak, buna rağmen, nama yazılı senedin kıymetli evrak vasfı kaybolmamaktadır. Şöyle ki; borçlu, alacaklı senedi ibraz etmediği ve senedin de zayi olduğunu bildirmediği hâlde ödemede bulunursa ve alacaklı olarak görünen şahsın, gerçekte artık bu sıfatı taşımadığı ortaya çıkarsa, borçlu borcundan kurtulamayacaktır (TTK m. 655/2). Bundan başka, adî senetten farklı olarak, bu hâlde dahi nama yazılı bir senet üzerinde hapis hakkı tesis olunabilir (TMK m. 950); keza, intifa hakkı tesisi yönünden de kıymetli evrak özelliği devam etmektedir 605.

Borçlunun özel iptal usulünde ödemede bulunabilmesi için, senedin zayi olduğunun alacaklı tarafından iddia edilmesi gerekir. Alacaklı kavramından, senedin ziyaı anında hak sahibi (senette adı geçen) veya onun hukukî halefi olan şahıs anlaşılır 606.

Son olarak belirtilmesi gereken bir husus da şudur: Kanun’daki bu imkândan yararlanılmış ve senet bu özel usulle iptal edilmiş, ancak senetten ayrılan hak, henüz muaccel hâle gelmemişse, alacaklı, borçludan yeni bir senet tanzim etmesini isteyebilir. Çünkü, Kanun’da yalnızca iptal usulü bakımından istisnaî hükümler öngörülmüş, ancak iptalin sonuçları hakkında ayrı bir düzenleme getirilmemiştir. Bu itibarla, özel iptal usulünün, doğurduğu sonuçlar bakımından, alelade iptal usulünden hiçbir farkı yoktur;

604 Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, s. 88; Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli

Evrak Hukuku, s. 61; Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 83; Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 122; Tuna/ Göç Gürbüz, Ticaret Hukuku Prensipleri-Kıymetli Evrak,

s. 58; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 146.

605 Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 122. 606 Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 70.

182

alacaklı, her iki durumda da, vâdesi gelmiş borcun ifasını, vâdesi gelmemiş borç için ise yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilecektir (TTK m. 652/1; m. 666/3) 607.

607 Öztürk Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, s. 83; Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun

183

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. İPTAL KARARININ HÜKÜMLERİ 4.1. Genel Olarak

Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin açtığı iptal davasının, bu kişi lehine sonuçlanması hâlinde, TTK’nın 652/1. maddesi uyarınca, iptal kararı hamili, hakkını senetsiz olarak ileri sürebilir veya yeni bir senet ihdasını talep edebilir. O hâlde, Kanun’da açıkça ifade edilmemekle birlikte, iptal kararının niteliğinden doğan iki önemli sonuç vardır. Bunlar; olumlu ve olumsuz sonuçlardır 608.