• Sonuç bulunamadı

Kamu Güvenliğini Haiz Olup Olmamaları Bakımından Kıymetli Evrakın

1.2. Kıymetli Evrakın Çeşitli Ölçütlere Göre Tasnifi

1.2.5. Kamu Güvenliğini Haiz Olup Olmamaları Bakımından Kıymetli Evrakın

Bu ölçüte göre kıymetli evrak; kamu güvenliğini haiz kıymetli evrak ve kamu güvenliğini haiz olmayan kıymetli evrak olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

1.2.5.1. Kamu Güvenliğini Haiz Olan Kıymetli Evrak

Devralanın, senet metninde yer alan devredenin yetkili olduğuna (tasarruf yetkisine) ve senedin içeriğine ilişkin inancının korunduğu senetlere kamu güvenliğini haiz senetler denir. Diğer bir ifadeyle kamu güvenliğini haiz olan senetlerde, senedi devralan (iktisap eden), hem senetteki hakkın içeriği hem de devredenin tasarruf yetkisi açısından korunmaktadır 135. Senedi devralanın, devreden kişinin (tasarruf) yetkisi

açısından korunması demek, devralanın, devreden kişinin devretmeye yetkili olduğunu kabul etmesinin, devralana kanunen tanınmış bir güvence olması demektir. Devreden kişi yetkili, yani senedin meşru hamili olmasa bile devralanın bunu bilmemesi hâlinde, devredenin yetkisizliği devralana karşı ileri sürülemez. Devralanın senedin içeriğine göre korunması ise, devralanın, devraldığı hakkın varlığına duyduğu güvenin korunmasını ifade eder. İsterse, senedin içerdiği hak gerçekte var olmasın ya da talep edilemez veya son ermiş yahut geçersiz olsun, bu tür senetlerde, senedin “metninden”

133 Doktrinde bazı yazarlar konişmentoyu da sebebe bağlı kıymetli evrak kapsamında ele almakta iken

(bkz. Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 34; Göç Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 31; Çeker, Ticaret Hukuku, s. 363; Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 17; Bozer/ Göle,

Kıymetli Evrak Hukuku, s. 29; Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, s. 40); diğer bir

kısım yazarlar ise konişmentonun yarı illî olduğu görüşünü savunmaktadırlar (bkz. Can, Kıymetli

Evrak Hukuku, s. 16; Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 37; Ülgen/ Helvacı/

Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 30).

134 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 30.

135 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 26; Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/

33

varlığı anlaşılan bu hakkın devralan açısından var, geçerli ve yasal olduğu ve senedi devralanın senetle bu hakkı devraldığı kabul olunur. Senedi devralan, senetle bu hakkı borçluya ileri sürebileceği gibi başkasına da devredebilir. Devralanın, devredenin yetkili olduğuna ve senedin içerdiği hakkın varlığına inancı korunduğu için bu tür senetlere “kamu güvenliğini haiz kıymetli evrak” denir. Bu terimdeki “kamu güvenliği” ibaresi “dolaşım/ tedavül güvenliği” olarak da anlaşılabilir 136.

Kamu güvenliğini haiz senetler için doktrinde “yazıya göre sorumluluk esasının

kabul edildiği senetler” denilmektedir. Bu tâbir, hamilin, senedi kendisine devreden

kimsenin haiz olduğu hakları değil, senette yazılı hakları iktisap etmesi esasının bir başka ifadesidir 137.

Emre ve hamile yazılı kıymetli evraklar, kamu güvenliğini haiz kıymetli evraklardandır. Nama yazılı kıymetli evraklar ise, bu grup içerisinde yer almaz. Bu sonuç, kıymetli evrakın devri bakımından söz konusu olan farklılıklardan kaynaklanmaktadır 138.

TTK m. 647’ye göre;

“(1) Mülkiyet veya sınırlı bir aynî hak kurulması amacıyla kıymetli evrakın devri için, her hâlde senet üzerindeki zilyetliğin devri şarttır.

(2) Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da gerek vardır. Bu beyan, kıymetli evrakın veya ayrı bir kağıdın üzerine yazılabilir.

(3) Kanun veya sözleşme ile başkalarının bu arada, özellikle borçlunun da devre katılmaları zorunluluğu öngörülebilir.”

136 Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 54. 137 Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 35.

138 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 26; Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak

Hukuku Esasları, s. 55; Karahan/ Arı/Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 81; Göç

Gürbüz, Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptali, s. 32; Bozkurt, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 35; Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 40.

34

Kıymetli evrak, sonuç itibariyle bir taşınır olduğu ve mülkiyet ya da diğer bir aynî hakkın kurulması için senet üzerindeki zilyetliğin devri zorunlu bulunduğu için taşınırın zilyedini onun maliki sayan TMK m. 985/1 burada da uygulanacak ve bunun sonucu olarak kendisinden kıymetli evrak üzerinde iyiniyetle mülkiyet ya da sınırlı bir aynî hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunacaktır (TMK m. 988) 139.

Emre yazılı senetlerde senedin zilyetliğinin geçirilmesinden başka ciro işlemine gereksinim olduğu; sonuç itibariyle bu senetler ciro+zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredildiği için (TTK m.648/2) bu tür senetlerde senedi düzgün bir ciro zincirine dayanarak elinde bulunduran, senedin yetkili (meşru) hamili sayılmıştır (TTK m. 686/1, 648/1, 778/1-a, 831/2) 140.

Senet herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa, senedi düzgün bir ciro zincirine dayanarak elinde bulunduran (yeni) hamil, ancak senedi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu ya da iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde senedi geri vermekle yükümlüdür (TTK m. 686/2). Görülüyor ki, devreden kişi senedin yetkili hamili olmasa bile devralanın bunu bilmemesi hâlinde, devredenin yetkisizliği devralana karşı ileri sürülemez. Bu hâliyle TTK m. 686/2 uyarınca senedi devralan yeni hamil korunmuş ve ancak kendisinin senedi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu ya da iktisabında ağır kusuru bulunduğu hâllerde senedi geri vermekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır (TTK m. 686/2, 778/1-a, 792) 141.

Hamile yazılı kıymetli evraklarda devir, sadece zilyetliğin devri yoluyla gerçekleştiğinden, TTK m. 792 gibi spesifik bir düzenleme olmadığı sürece, TMK’da bulunan taşınırlara ilişkin hükümlere tâbidir. Bu hâliyle, hamile yazılı senetlerde senedin hamili kim ise, hak sahibi de odur (TTK 658/1, TMK 985/1). Bir hamile yazılı senedi, hamilinden iyiniyetle iktisap eden kimsenin bu edinimi, o hamil, senet üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmasa bile korunur (TMK m. 988). Hamilinin elinden rızası dışında

139 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 26-27. 140 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 27. 141 Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 27.

35

çıkan hamile yazılı bir senedi iyiniyetle iktisap eden kişiye karşı taşınır davası açılamaz (TMK m. 990).

Kamu güvenliğini haiz senetler başlığı altında, bir senedin bu nitelikte olmasının sonuçlarına da değinmek gerekir. Buna göre; kamu güvenliğini haiz senetlerde borçlu, iyiniyetli hamile karşı nisbî def’ilerini dermeyan edemez. Doktrinde, zaman zaman, hatalı bir şekilde, nisbî def’i dermeyan edilememesi keyfiyetinin, mücerretlikten ileri geldiği görüşüne yer verilmiştir. Hâlbuki, mücerret olduğu hâlde, nisbî def’ilerin dermeyan edildiği senetleri gözden kaçırmamak gerekir. Keza, kamu güvenliği prensibinin uygulandığı senetlerin, mutlaka mücerret olması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. Örneğin, emre veya hamile yazılı bir konişmento, illî bir senettir. Ancak konişmentoda, navlun mukavelesi ile ilgili ve senette yazılı olmayan hususlardan doğan def’iler, hamile karşı ileri sürülemez. İyi niyetle konişmentoyu devralan hamil, navlun mukavelesinin konişmentonun muhtevasına uygun olduğunu kabulde haklıdır; onun bu kabulü ve inancı korunur 142.

1.2.5.2. Kamu Güvenliğini Haiz Olmayan Kıymetli Evrak

Kamu güvenliğini haiz olan kıymetli evrakın aksine, devralanın, senet metnine ve devredenin tasarruf yetkisine olan inancının korunmadığı senetlere, kamu güvenliğini haiz olmayan senetler denir 143. Söz konusu senetlerde senet “metni”nin iktisap edende uyandırdığı inanç veya ona verdiği beklentiler korunmaz; senedin yazgısını maddi, hukukî gerçek belirler. Senedi devralan kişiye, kendisinden önceki kişilere yöneltilebilecek bütün def’iler ileri sürülebilecek olursa, böyle bir senet tedavül edemez 144.

Kamu güvenliğini haiz olmayan senetler grubuna nama yazılı kıymetli evrak girmektedir. Nama yazılı senetlerin devrinde, senedin zilyetliğinin geçirilmesinden başka yazılı bir devir beyanına da ihtiyaç vardır (TTK m. 647/2). Bu nedenle bu

142 Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 36.

143 Karahan/ Arı/ Bozgeyik/ Saraç/ Ünal, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 81. 144 Poroy/ Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, s. 55.

36

senetlerde borçlu, ancak senedin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan ya da onun hukukî hâlefi olduğunu kanıtlayan kişiye ödeme yapmak zorundadır (TTK m. 655/1). Nama yazılı senetler, alacağın devri yoluyla devredildiklerinden ve alacağın devrinde borçlu, devredene karşı haiz olduğu def’ileri devir alana karşı da ileri sürebildiğinden (TBK m. 188/1); bu senetlerin devrinde senetten doğan haklar değil, devredenin sahip olduğu haklar intikal eder. Sonuç olarak nama yazılı senetlerde; senedin yeni hamili, senetten doğan hakkı, senette yazılı olduğu biçimde değil, kendisinden önceki hamilin sahip olduğu hakkı, onun sahip olduğu kapsamda elde ettiğinden, kamu güvenliğinin korunması söz konusu olmayacaktır 145.

Kamu güvenliğini haiz olmayan kıymetli evrak grubuna gerçek nama yazılı hisse senetleri, yani emre yazılı olmaktan çıkarılmış, ciro ile değil temlikname ile devredilen nama yazılı pay senetleri de girer 146.