• Sonuç bulunamadı

Yoksulluk Nafakasının Artırılması ve Azaltılması

2.4 Boşanmanın Hukuki Sonuçları

2.4.2 Boşanmanın Eşler Yönünden Mali Sonuçları

2.4.2.4 Yoksulluk Nafakası, Amacı, Niteliği

2.4.2.4.5 Yoksulluk Nafakasının Artırılması ve Azaltılması

TMK m.176/IV’e göre; maddi tazminat veya yoksulluk nafakası irat şeklinde ödenmekte ise, tarafların mali durumlarının değişmesi halinde veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilecektir. Ancak bu değişiklik için ekonomik durumda süreklilik arz eden büyük bir değişikliğin ortaya çıkması, boşanma kararı verilirken bu değişikliğin ortaya çıkmasının öngörülemiyor olması, nafaka yükümlüsünün kendi iradesi dışında ortaya çıkan sebeplerle ekonomik durumunun kötüleşmesi gibi hususlar bir arada değerlendirilmelidir.467

Nitekim, aradan çok az bir zaman geçtikten sonra nafakanın indirilmesi isteminde bulunulması hakkın kötüye kullanılması şeklinde öngörülmektedir.468

Aynı şekilde nafaka alacaklısının mali ve ekonomik durumunun sürekli olarak önemli ölçüde düzelmesi halinde de yoksulluk nafakası tenkis edilecek veya tamamen ortadan kaldırılabilecektir.469

Buna karşılık, nafaka alacaklısının çalışma imkanının olması, yaşının buna uygun veya evlenme şansını kaybetmemiş olması sebepleri ile yoksulluk nafakasının azaltılması talep edilemez.470

464 “Önceki Kanun taraflarca aksinin kararlaştırılabileceğini öngörmekteydi ancak TMK’da bu imkan taraflara tanınmamış ve emredici olarak düzenlenmiştir.”; Özuğur, s. 298-303.; Akıntürk/Ateş Karaman, s. 307.

465Köseoğlu/Kocaağa; s. 281 vd., Akıntürk/Ateş Karaman, s. 308. 466 Özuğur, s. 309., Köseoğlu/Kocaağa; s. 23 vd.

467 Öztan, 2004, s.506., Velidedeoğlu, s.308 vd. 468

YHGK. 20.1.1960, 2-1/2; Akıntürk/Ateş Karaman, s. 308. 469 Öztan, 2004, s.507.

Mahkeme tarafından ekonomik ve sosyal durumlarının değişip değişmediği tarafların yaşam koşullarının, ödeme güçlerinin veya sağlık durumlarının değerlendirilip belirlenmesi için 4787 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca görevlendirilecek sosyal çalışma ve psikolog uzmanların araştırma, inceleme raporlarındaki görüşlerinden yararlanılabilmektedir.471

Ayrıca TMK’nın, önceki Kanun’da yer verilmeyen düzenlemesi uyarınca, TMK m. 176/5’e göre; istem halinde irat şeklinde ödenmesine karar verilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının, gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda artarak devam edeceğine karar verilebilir.472

Bu madde hükmüyle mali açıdan güçsüz olan tarafın her yıl emek ve masraf sarfı suretiyle nafaka artırım davaları açmalarını önleyerek bu sebeple zarar görmelerine engel olunmak istenilmiştir.473

Ancak gelecek yıllardaki artırıma ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler kesin hüküm taşımamaktadır zira sonraki yıllarda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında veya ülkenin ekonomik yapısında değişiklikler yaşanması mümkündür.474

Tazminat ve nafaka alacaklarının miras yoluyla geçip geçmeyeceği hususunda önceki Medeni Kanun; irat şeklinde veya toptan ödeme şeklinde olmasına bakılmaksızın alacağın borçlunun ölümü halinde mirasçılarına geçeceği görüşüne egemendi.475Ancak TMK’nın

yürürlüğe girmesi ile bu husus doktrinde tartışmalı hale dönüşmüştür.

Velidedeoğlu; nafaka borçlusunun ölümü halinde nafaka borcunun mirasçılara geçmeyeceği görüşündedir. Nitekim, TMK m. 144’e göre, yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesine karar verildiği hallerde borç tamamen şahsi bir karakter taşıyacak ve evliliğin devam etmekte olan bir sonucu niteliğini göstereceğinden, borç sadece nafaka borçlusu eşe ait olacak ve onun mirasçıları bu borcu ödemeye devam etmekle yükümlü tutulamayacaktır, görüşündedir.476

471 Özuğur, s. 303. 472

Akıntürk/Ateş Karaman, s. 308., Feyzioğlu, s.402 vd. 473 Özuğur, s. 299.

474 Y2HD, 9.9.2008, 9857/13986; “Yargıtay, yoksulluk nafakasının yıllar içinde %20 arttırılmasına karar verilmesinde, arttırma oranın dayanağının gösterilmediği ve belirlenen oranın ekonomik koşullar karşısında fazla olması sebebiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.”; www.kazancı.com, son erişim:25.03.2014.

475 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 308.; Köseoğlu/Kocaağa; s. 284. 476 Köseoğlu/Kocaağa; s. 194., Akıntürk/Ateş Karaman, s. 308.

Doktrindeki aksi görüşü paylaşan Akıntürk; irat veya toptan ödeme biçiminde olmasına bakılmaksızın nafaka borcunun mirasçılara geçeceği görüşündedir. Bu görüşü benimseyenlere göre; TMK m. 144’ün sosyal amacı kişiyi yoksulluğa düşmekten kurtarmak olduğu için evlilik birliği sona erse de nafaka borcu devam etmektedir. Bu haliyle bağımsız nitelik kazanan nafaka borcu, yoksulluğa düşen eş tarafından nafaka borçlusunun mirasçılarından, nafakanın irat veya toptan ödeme biçiminde olmasına bakılmasızın istenebilmelidir.477

TMK m.176/III’e göre, nafaka alacaklısının ölmesi halinde ise, nafakaya irat şeklinde hükmolunmuş ise, mirasçılar nafakanın kendilerine ödenmesini talep edemezler. Ancak nafakanın ölüm anına kadar muaccel olmakla birlikte ödenmeyerek birikmiş iratların ödenmesini talep edebilirler. Yoksulluk nafakasının toptan ödeme şeklinde ödenmesine karar verildiği durumlarda ise nafaka alacaklısının mirasçıları henüz ödenmemiş meblağı nafaka borçlusundan talep edebileceklerdir.478

Sonuç olarak; TMK m. 176/III’te yer alan; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen

maddi tazminat veya nafaka,… taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar”

hükmüyle tartışmalı olan konuya açıklık kazandırmıştır.479

Kanun’umuzda yoksulluk nafakasının sözleşme ile belirlenmesinde bir açıklık bulunmamakla birlikte, TMK m. 166/III uyarınca, taraflar usulüne uygun sözleşme ile veya anlaşmalı boşanma hükmolunan veya kararlaştırılan yoksulluk nafakasının; evlenme, haysiyetsiz hayat yaşam, evlilik dışı yaşam, nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulması gibi hallerinde de devamını kararlaştırabilirler. Bu durumda her ne kadar yasada açıklık bulunmasa da Türk Borçlar Kanun’unun genel hükümlerine göre sözleşmeye değer verilmesi esas olduğundan böyle bir sözleşmenin varlığı halinde uyuşmazlık sözleşmeye göre sonuçlandırılacaktır.480

Ancak haysiyetsiz hayat sürme halinde, her ne kadar sözleşmeye itibar edilerek uyuşmazlık çözümlenecek olsa da, yoksulluk nafakasının devamına karar verilese de nafakanın artırımına yönelik istem mahkemece reddedilmelidir.481

477 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 309.

478 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 309.; Köseoğlu/Kocaağa; s. 194. 479

Akıntürk/Ateş Karaman, s. 309. Köseoğlu/Kocaağa; s. 193. 480 Özuğur, s.301.

İİK m. 38’e göre, ilam ve ilam sayılan belge dışında kararlaştırılan yoksulluk nafakasında, her ay için taahhuk nafaka ise nafaka tahakkuk eden aydan itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır. Yoksulluk nafakasının ilama dayalı olması halinde ise son takipten başlamak üzere 10 yıllık zamanaşımı geçerli olacaktır.482

TMK m. 954’e göre; yoksulluk nafakası alacağı kişiye bağlı kendine özgü özellikleri olan bir alacaktır. Bu sebeple alacaklının rızası dışında takas edilemez, temlike elverişli değildir ve üzerinde rehin tesis edilemez.483

İlama bağlı olmayan nafakaların bir kısmı haczedilebilirken, ilama bağlı nafakalar nafaka alacaklısının geçinmesi için zorunlu olan miktar dikkate alınarak mahkemece tayin ve takdir edileceğinden, İİK m. 83’e göre haczedilemezleri mümkün değildir.

2.4.2.4.6 Yoksulluk Nafakasına İlişkin Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun