2.2 Evlenme Kavramı
2.2.1 Evlenmenin Hukuki Niteliği ve Şartları
Evlenmenin hukuki niteliğini açıklayan farklı görüşler bulunmaktadır.224
Bugün Türk Hukukunda baskın görüş; evlenmenin bir medeni hukuk sözleşmesi olduğu fikridir. Nitekim Yargıtay’ımız da aynı görüşe taraftar bulunmaktadır.225
Evlenme sözleşmesinin kurulabilmesi için TMK bir takım maddi ve şekli şartlar öngörmüş, sadece akti yapanları değil aynı zamanda toplumu da ilgilendirdiğinden diğer akitlerden ayırarak evlenme aktini çok daha sıkı şartlara bağlamıştır.226
Evlenmenin maddi şartları olumlu ve olumsuz şartlar olmak üzere ikiye ayrılır.
223
Öztan, 2000, s. 95.
224 Doktrinde benimsenen “Evlenmenin kendine has özellikler taşıyan (sui generis) bir medeni hukuk
sözleşmesi224” olduğu görüşüne göre evlenme bir akittir ancak Borçlar hukukundaki akitler tipinde olmadığından
özel şekil ve hükümlere tabi “sui generis” nitelikte bir akittir. ; Akıntürk/Ateş Karaman, s. 60. Buna karşı “Şart- Tasarruf” görüşü; tarafların evliliğin hükümlerini kararlaştırmakta, değiştirmekte serbest olmadıklarını yani evliliğin tabi olacağı hükümleri ve evliliğin ortadan kaldırılması şartlarını diledikleri gibi düzenleyemeyeceklerini, kişilerin ancak kanunen düzenlenen evlilik statüsüne girmek hususunda iradelerini açıklayabildiklerini ileri sürmüşlerdir.224 Ancak bu görüşe karşı olanlara göre şart- tasarruf görüşü; evlenme aktini açıklayamaz çünkü TMK. 109’uncu maddesinde; “evlendirme memuru” evlenmenin her iki tarafın rızası ile kanunen akdedilmiş olduğunu beyan eder” şeklindeki ifadesi, evlenme akdinin tarafların iradesi ile kurulduğunu yani evlendirme memurunun beyanının sadece açıklayıcı nitelik taşıdığını ortaya koymaktadır. ;Mustafa Dural, Tufan Öğüz, Mustafa Alper Gümüş, Türk Özel Hukuku-Aile Hukuku 3.cilt, 7. bası, İstanbul, Filiz Kitabevi Yayınları, 2013, s. 47 vd., Öztan, 2000, s. 95. Bir diğer görüş ise; Fransız hukukçuların benimsedikleri “kurum” görüşüdür. Buna göre; “Evlilik statüsü emredici hükümlerle düzenlenmiş olduğundan, eşler bu statüde istedikleri değişikliği yapamazlar.”demektedir.; Akıntürk/Ateş Karaman, s. 60. Buna karşı çıkan görüş evliliğe kurum görüşü uygulandığında; evliliğin şahısların iradesiyle doğduğunun, fakat evlilik kurumunun bu iradelerin üstünde olduğunun kabul edilmesini zorunlu kılacağını, böyle bir görüşün ise, evliliğin mahiyetine uygun düşmeyeceğini ileri sürmektedirler. Kurum görüşü; Nasyonal Sosyalizm zamanında saf Alman kanı taşıyan yakışıklı, sıhhatli ve memlekete yararlı çocuklar yetiştirmek gayesine yönelik ortaya çıkmış ancak aksi kabul olunabilecek bir dünya görüşüne dayandığı için tenkit edilmiştir.;Öztan, 2000, s. 99)
Bu görüşlerden her biri evlenmeye farklı açılardan yaklaştıklarından hiçbirinin yanlış olduğu iddia edilemez. 225 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 60.
Evlenme ehliyeti olarak da sayılan; bir kimsenin evlenme akti yapabilmek hususunda sahip olmak zorunda olduğu olumlu şartlar şu şekilde sayılmıştır: TMK. m. 125’e göre; “evlenecek kişilerin ayırt etme gücüne sahip olması”, TMK. m. 124/II’ye göre; “tarafların on
yedi yaşını doldurmuş olmaları ve/veya olağanüstü durum ve pek önemli sebebin varlığı ile on altı yaşını doldurmuş olmakla hakim tarafından izin verildikçe evlenebilmeleri” olarak
sayılmaktadır.227
Evlenmenin maddi şartlarından olumsuz şartlarını ise evlenme engelleri oluşturur.228
Evlenme ehliyetine sahip olan bir kimsenin, belirli bir evlenmeyi yapabilmesi için, bu evlilik yönünden bir evlenme engelinin bulunmaması gerekmektedir.229
Bu evlenme engelleri TMK m. 129-133 arasında sayılmıştır. Kısaca değinecek olursak; TMK 129/b’ye göre kan hısımlığı, kayın hısımlığı, evlatlık ilişkisi bulunması, TMK 145/b.1’ göre eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, TMK 133’e göre akıl hastalığı, mutlak butlanla evlenmenin sakat olması sonucunu doğuran kesin evlenme engelleri iken; bekleme süresi230, bazı bulaşıcı
hastalıklar kesin olmayan evlenme engeli yani yapılmamaları gereken ancak her nasılsa yapılmış olduklarında (evlendirme memurunun önünde yapılmış olması şartıyla), iptal edilmeyen evlenme engelleri olarak sayılmıştır.231
Evlenmenin geçerli olarak yapılabilmesi için, sadece tarafların evlenme ehliyetine sahip olmaları ve evlenme engellerinin bulunmaması yeterli değildir bunun yanında evlenmenin şekil şartlarına da uyulması gerekir.232
Buna göre evlenme; bir erkek ile bir kadının evlilik birliği kurma yolundaki iradelerini, yetkili resmi memur ile tanıklarının önünde karşılıklı olarak ve memurun sorusuna sözle olumlu cevap vererek açıklamalarıyla kurulan bir sui generis sözleşmedir.233
Yukarıdaki sayılan maddi ve şekli şartlarının eksikliği yokluk, bazılarının eksikliği mutlak butlan bazılarının eksikliği ise nispi butlan sonucunu doğurur.234
Ancak butlan davaları bozucu yenilik doğuran bir dava olması ve bu hakların dava yoluyla kullanılması
227 Dural/Öğüz/Gümüş, s. 55. 228 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 62, 72. 229
Dural/ Öğüz/Gümüş, s. 55.
230TMK m.132/1’e göre, “Evlilik sona ermişse, kadın evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.” 231 Dural/ Öğüz/Gümüş, s. 56,60. 232 Dural/ Öğüz/Gümüş, s. 61. 233 Akıntürk/Ateş Karaman, s. 193. 234 Hatemi/Kalkan Oğuztürk, s. 96.
gereğinden Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uygulaması alanı dışında tutulmuşlardır.
Geçerli olarak kurulan evlenme bir “hukuki işlem” olarak, kadın ile erkek arasında bazı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bu hukuki sonuçlar, evlenmenin sürekli ve tam hayat ortaklığı oluşturma işlevi gereğince diğer hukuki işlemlerin sonuçlarına nazaran çok kapsamlı ve etkili olmaktadır zira evlenme eşler arasında manevi bir bağ kurmakla kalmaz aynı zamanda iktisadi bir birlik de oluşturduğundan eşler için hayati önem taşıyan bir hukuki işlemdir.235
Bu sebeple bir sonraki bölümde evlilik birliğini sona erdiren sebepler, özellikle boşanma sebeplerine değinildikten sonra, kapsamlı bir biçimde boşanmanın hukuki sonuçları inceleme konusu yapılmıştır.