• Sonuç bulunamadı

2.2. AVRUPA BİRLİĞİ MALİYE POLİTİKASI

2.2.2. Maliye Politikasının Oluşumu ve Gelişimi

2.2.2.2. Yerellik (Subsidiyarite) İlkesi

Politika uygulamaları içerisinde ve tanım olarak 20. yüzyılda ortaya çıktığı bilinen subsidiyarite (yerellik) kavramı, fikir olarak Avrupa’daki siyasal düşünce hareketleri kadar eski bir geçmişi bulunmaktadır. Montesguieu, Locke, Tocqueville, Proudhon ve hatta Aristo gibi siyasal aktörler ve düşünürler bu konuya değinmişlerdir161.

160 Jürgen Von Hagen, Susanne Mundschenk, “Fiscal and Monetary Policy Coordination in

EMU”, International Journal of Finance and Economics, Vol:8, 2003, pp. 282-284.

161 Ahmet Apan, “AB Mevzuatında Yerellik (Subsidiarity) İlkesi”, Türk İdare Dergisi, Sayı: 450,

Mart 2006, http://www.icisleri.gov.tr/_icisleri/TurkIdareDergisi/UpLoadedFiles/A.Apan%2029- 42.doc, Erişim: 07.01.2006, ayrıntılı bilgi için bkz., Paolo G. Carozza, “Subsidiarity as a Structural Principle of International Human Rights Law”, http://www.asil.org/ajil/carozza.pdf, Erişim: 07.01.2006.

112 Kavram olarak ise; “yerellik”, “ikincil” durumda bulunmayı anlatan subsidiyarite, bir eylemi/davranışı, bir kişiyi ya da bir kurumu güçlendirmeye yarayan, onlara destek ve yardımcı olan, yedek ve ikincil kavramlarıyla özdeştir162.

Yerellik ilkesini Koçdemir, “…bir hizmetin prensip itibariyle vatandaşa en

yakın idari birim tarafından yerine getirilmesini, sadece ve sadece bu birim tarafından ya hiç ya da yeterince etkin bir biçimde yerine getirilmeyen hizmetlerin bir üst idari birim tarafından üstlenilmesini gerektirir.”163 şeklinde tanımlamaktır.

Hizmette vatandaşa yakınlık ilkesi olarak da açıklanan bu ilke, başta Avrupa ülkeleri ve AB idarî yapısı olmak üzere birçok ülkede uygulanmaktadır.

Avrupa Tek Senedi ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Antlaşması’nın çevre ile ilgili düzenlemeleri içeren 130r(4) madde hükmü düzenlenirken adı konulmuş olmasa da, ilke, anayasal anlamda, anlam ve içerik olarak otaya çıkmıştır. Bu maddeye göre164;

"Topluluk çevreye ilişkin konularda, birinci fıkrada belirtilen hedeflerin gerçekleştirilmesi için eğer bu hedeflere üye devlet bazından ziyade topluluk bazında yapılacak düzenleme ile daha iyi ulaşılabilecekse o halde düzenleme yapacaktır."

AB organlarının (merkezin) çok fazla yetki ile donatılması, demokratik eksiklikler nedeniyle istenen subsidiyarite ilkesi AB hukukuna dâhil edilmiştir.

AB için bu ilke birlik yetkilerinin kullanımını düzenlemeye yöneliktir. Birliğin ortak yetki kullanımının söz konusu olduğu alanlarda yetkinin AB’ye mi ait olduğunu yoksa bu yetkinin üye ülkelere mi bırakacağını belirleyen bu ilke, siyasal ve yasal olmak üzere iki yolla izlenmektedir. Yerellik ve oransallık∗ gibi iki önemli

162 Mehmet Özcan, “Subsidiarite İlkesinin AB’de Uygulanması”, The Journal of Turkish Weekly,

USAK, http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=22#_ftn4, Erişim: 02.01.2007, ayrıntılı bilgi için Ruşen Keleş, "Hizmette Halka Yakınlık (Subsidiarite) İlkesi ve Yerel Yönetimler", Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Vol. 4, No: 1, 1995, s. 3-14.

163 Kadir Koçdemir, “Hizmette Vatandaşa Yakınlık (Subsidiyarite) İlkesi ve Sosyal Hizmetler”, Türk İdare Dergisi, Sayı: 434, Mart 2002, http://www.icisleri.gov.tr/_icisleri/TurkIdareDergisi

/UpLoadedFiles/434_1_6.doc, Erişim:07.01.2006.

164 Özcan, a.g.m. http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=22#_ftn4, Erişim: 02.01.2007. Antlaşma hedefine ulaşmak için gerekli olanın dışına çıkılmaması.

113 ilke ilk defa Maastricht Antlaşması (5. maddesi (eski 3/b)) ile önem kazanmıştır165.

Maastricht Antlaşması ile AB hukuku içine alınan ilke, genişlemekte olan AB bünyesinde bulunan farklı toplulukların sosyo-ekonomik hayatlarının devamını sağlamak açısından önem taşımaktadır ve karar alma sürecinin, ademi merkeziyetçi bir yapıya kavuşturulması talepleri, AB yasal düzeninde herhangi bir olumsuzluğa yol açmadan sağlanabilecektir166.

2.2.2.3. Maastricht Antlaşması

Maastricht Antlaşması ile AB’yi ekonomik birlik yanında siyasî birliğe taşıyan zemin hazırlanmıştır ve Antlaşma AB’nin Anayasası şeklinde görülmüştür. Bu Antlaşma ile Roma Antlaşması yeni bazı değişiklik ve düzenlemelere uğramıştır. Maastricht ile Birliğin hukukî temelleri atılmıştır.

10 Aralık 1991 tarihinde daha önce toplanmış olan Hükümetlerarası iki Konferans çerçevesinde varılan sonuçları temel alarak yeni bir Avrupa Toplulukları Antlaşması yapılmasına karar verilmiştir. 7 Şubat 1992 tarihinde Birliğe üye ülkelerin Dışişleri ve Maliye Bakanları tarafından imzalanan ve Kasım 1993’te yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması, 200 maddesi, 17 ek protokol ve 33 adet ekiyle Roma Antlaşması’nda yapılan en önemli ve en karmaşık hükümler içeren 10. değişikliktir. Bu antlaşma uyarınca üzerinde fikir birliği sağlanan unsurlar şunlardır167.

9 Ekonomik ve Parasal Birliğin tamamlanması, 9 Topluluğun nispeten fakir ülkelerine yardım fonu, 9 Ortak dış politika,

9 Ortak savunma ve güvenlik politikası, 9 Federalizm yerine sıkı birlik,

165 Apan, a.g.e., http://www.icisleri.gov.tr/_icisleri/TurkIdareDergisi/UpLoadedFiles/A.Apan%2029-

42.doc, Erişim: 07.01.2006.

166 Özcan, a.g.m., http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=22#_ftn33, Erişim: 02.01.2007. 167 Mustafa Sakal, “Avrupa Para Birliği’ndeki Gelişmeler ve Türkiye’de Mali Politikalar”, Yeni

114 9 Sosyal konular,

9 Avrupa Parlâmentosu yetkilerinin arttırılması, 9 Ortak vize uygulaması.

Maastricht Antlaşması (Avrupa Birliği Antlaşması), Avrupa Tek Senedi’nden (1987) sonra AB’nin oluşumundaki ikinci en büyük antlaşmadır. Antlaşma ile Ekonomik ve Parasal Birliğin aşamaları, Parasal Birliğe geçmeden önce, politik ve kurumsal değişiklikler düzenlenmiştir. Çalışmanın da esasını ve ana yapısını oluşturan bu önemli Antlaşmanın ilgili maddeleri şunlardır;

9 Toplulukta fiyat istikrarı bakımından en iyi performansa sahip üç ülkenin yıllık enflâsyon oranları∗ (Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyat Endeksi), ortalaması ile bir üye ülkenin enflâsyon oranı arasındaki fark 1,5 puanı geçmemelidir.

9 Üye ülkelerin kamu açıklarının+ GSYİH’lerine oranı yüzde 3’ü geçmemelidir.

9 Üye devletlerin kamu borçlarının+ GSYİH’lerine oranı yüzde 60’ı geçmemelidir.

9 Üye ülkelerde uygulanan uzun vadeli faiz oranları*, 12 aylık dönem itibarıyla, fiyat istikrarı bakımından en iyi performansa sahip 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmamalıdır.

9 Son 2 yıl itibarıyla, bir üye ülkenin para birimi, diğer bir üye ülkenin para birimi karşısında devalüe* edilmemiş olmalıdır.

Avrupa Birliği Antlaşmasının 104(2) maddesi şöyle demektedir:

“Avrupa Komisyonu, sorun oluşturabilecek hatalar açısından, üye ülkelerdeki devlet açıkları stokuna ve bütçe durumuna ilişkin

Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyat Endeksi (The Harmonised Indices of Consumer Prices (HICP)).

Uzun Dönem Faiz Oranı: Uzun dönem devlet tahvilleri. OJ C321 E/293(1,3,4), Protocol No 21 and Article 121(1). (Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma, m. 121(1); Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşmanın 121’inci Maddesinde Öngörülen Yakınlaşma Kriterlerine İlişkin Protokol, m. 1 ve 3)

+ Bütçe Açığı: Planlanmış ya da mevcut bütçe açığı, Kamu Borcu: Yıl sonu oluşan ve kamu

sektörleri dahil, düzenlenmiş nominal toplam brüt borç miktarı. OJ C321 E/293(1-2), Protocol No 20 and Article 104(2).

115

gelişmeleri izleyecektir.”,“Protokolün uygulanmasında kullanılacak istatistikî veriler, Komisyon tarafından sağlanacaktır.”

EPB’nin gerçekleştirilmesi doğrultusunda, üye ülke ekonomileri arasındaki farklılıkların giderilebilmesinin sağlanması amacıyla bazı makro büyüklükler açısından, “Maastricht Kriterleri” olarak adlandırılan yakınlaşma kriterleri tespit edilmiş ve bunlara uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımlar belirlenmiştir.

Böylece tüm Birlik üyelerinin, yıllardan beri disiplinli para ve maliye politikaları uygulayarak, uzun vadeli fiyat istikrarını sağlamış olan Almanya’nın standartlarına uyum sağlamaları amaçlanmıştır. Üye ülkeler para ve maliye politikalarını belirlerken, Topluluk normlarına uyum sağlama hedefini gözetmek durumunda kalacaklardır. Üye ülkelere, yukarıda sayılan şartları yerine getirmedikleri takdirde, nitelikli çoğunluk ile Antlaşma’da öngörülen dört yaptırımdan biri veya hepsi uygulanacaktır. Bu yaptırımlar168;

9 Üye ülkelerin bonolarının sağlıksız olduğu yolunda bir bildiri yayınlanması,

9 Avrupa Yatırım Bankası’nın (AYB) ilgili ülkeye borç vermemesi,

9 Aşırı bütçe açığının raporlanmasını takiben, 10 ay içinde, ceza tutarının öncelikle Komisyon nezdinde faizsiz bir hesaba yatırılması,

9 Alınan önlemlere rağmen aşırı bütçe açığının iki yıl içinde düzeltilmemesi halinde, üye devlet tarafından yatırılan tutarın, para cezasına dönüştürülmesi,

9 Uyum kriterlerinde öngörülen yüzde 3’lük referans değerden sapmaya bağlı olarak GSYİH’nin yüzde 0,2 ilâ yüzde 0,5’i arasında bir ceza uygulanması.

İstikrar ve Büyüme Paktı’nın esasını teşkil eden bu sınırlamalar, malî sınırlamalarla birlik üyesi ülkelerin birbirlerine karşı zararlarını en alt düzeye indirmeyi amaçlamaktadır.