• Sonuç bulunamadı

2.2. AVRUPA BİRLİĞİ MALİYE POLİTİKASI

2.2.5. Parasal Birliğe Dâhil Ülkelerde Maliye Politikası Uyumlaştırmaları

2.2.5.2. Vergilerin Uyumlaştırılması

2.2.5.2.1. Dolaysız Vergilerde Uyumlaştırma

Roma Antlaşması dolaysız vergilerin uyumlaştırılması konusunda açık bir hüküm içermemektedir. Birlik içinde dolaysız vergilendirme konusunda yapılan

206 Nurettin Bilici, Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri (Genel Bilgiler, İktisadi-Mali Konular, Vergilendirme), Güncelleştirilmiş ve Geliştirilmiş İkinci Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2005,

s. 145.

207 Ayrıntılı bilgi için bkz. Fatih Saraçoğlu, a.g.e., ss.23-29.

208 Mualla Öncel, Ahmet Kumrulu, Nami Çağan, Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 1999, s. 66. Distorsiyon, piyasada belirgin bir bozulma diğer bir değişle bir şeyin olumsuz bir şekilde değişime

uğramasıdır.

209 Ömer Faruk Batırel, “Avrupa Birliği’nde Vergi Koordinasyonu: Gelişim ve Eğilimler”, Avrupa Birliği Üzerine Yazılar (Edt. Turgay Berksoy-Abdülkadir Işık), Sermaye Piyasası Kurulu Yayın

139 uyumlaştırma çalışmalarında fazla ilerleme kaydedilememiştir. Kurucu Antlaşma hükümleri gereği, dolaysız vergilerde uyumlaştırma, AB’nin dört temel özgürlüğüne engel oluşturmaları durumunda gereklilik arz etmektedir. Bu çerçevede ihtiyaç ortaya çıktığı zaman, Roma Antlaşması’nın 94. ve 308. maddelerinin verdiği yetki çerçevesinde uyumlaştırma yapılabilmektedir. Çifte vergilendirme ve sınır ötesi ekonomik faaliyetler bunlar arasındadır.

Bu konuda uyumlaştırma sürecinin yavaş işlemesi, üye devletlerin, özellikle doğrudan vergilendirme politikalarını egemenlik yetkisi ve ekonomi politikalarının bir parçası olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Dolaysız vergilerin uyumlaştırılması alanında daha çok kurumlar vergisi üzerinde yoğunlaşılmış, gelir vergisi uyumlaştırılması ikinci plânda tutulmuştur210. Gelir vergisine daha az önem verilmesi, kişilerin serbest dolaşımının vergiye karşı duyarlılığının, sermayeye nazaran daha az olmasından kaynaklanmaktadır.

2.2.5.2.1.1. Gelir Vergisi

AB’de vergi uyumlaştırma çalışmasında en başarısız kalınan vergilerin başında gelir vergisi gelmektedir. Birliğin ilk dönemlerinde gelir vergisi ile ilgili olarak Komisyon tarafından bazı çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, daha sonraki dönemlerde üye ülkelerin birçok konuda anlaşamamaları nedeniyle bu alandaki çalışmalardan sonuç alınamamıştır211. Bunun nedeni, üye devletlerin kullanacakları bir malî politika aracı ile ilgili yetkilerinin kısıtlanmasını istememeleridir.

AB’de, gelir vergisinin uyumlaştırılması konusunda, 1985 yılında vergi uygulamalarında kadın ve erkeğin eşit işleme tabi tutulmasını, 1993 yılında da göçmen işçilerin ve sınır çalışanlarının dolaşımı serbestleştirilmiştir212.

Gelir vergisiyle ilgili Birlik bünyesinde yapılan çalışmaları; tasarruflardan elde edilen faiz gelirlerinin vergilendirilmesinde ortak kuralların getirilmesi, üye ülkeler arasında “beyin göçü”ne neden olan yüksek nitelikli uzman personelin

210 Nurettin Bilici, a.g.e., s. 266.

211 Mehmet Yüce, Rahmi Yücel, a.g.m., s. 116.

212 Metin Sağlam, “Avrupa Birliği’nde Dolaysız Vergilerin Uyumlaştırılması Çabaları Üzerine”, Avrupa Birliği Üzerine Yazılar (Edt. Turgay Berksoy-Abdülkadir Işık), Sermaye Piyasası

140 vergilendirilmesindeki farklılıkların giderilmesi, emeklilik kesintilerinin vergilendirilmesi, kar paylarının vergilendirilmesi, sınır geçişlerine tabi işgücünün vergilendirilmesi ve bunlara bağlı oluşabilecek çifte vergilendirme sorunlarının önlenmesi şeklinde özetlemek mümkündür213.

Tasarrufların vergilendirilmesi alanında 3 Temmuz 2003 yılında kabul edilen direktif, Avrupalı yatırımcıların bir başka üye ülkede değerlendirdikleri tasarruflarından elde edilen gelirin kendi ülkelerinde etkin olarak vergilendirilmesini amaçlamaktadır214. Direktife göre, yatırımcının faiz gelirini elde ettiği üye ülke, otomatik bilgi değişim sistemi aracılığı ile yatırımcının mali bilgilerini yerleşiği olduğu üye ülkeye bildirecektir215.

12 AB-15 (Avusturya, Lüksemburg ve Belçika dâhil değildir) ve AB-10 ülkesi otomatik bilgi değişim sistemini uygularken Avusturya, Lüksemburg ve Belçika otomatik bilgi değişim sistemine geçiş döneminin sonunda geçeceklerdir. Geçiş döneminde bu ülkeler tasarruflara ilk üç yıl için yüzde 15 (2005-2007), ikinci üç yıl için yüzde 20 (2008-2010) ve sonrası için ise yüzde 35 stopaj uygulayacaklardır. Bu şekilde elde ettikleri gelirlerin yüzde 75’ini ise yatırımcıların yerleşiği oldukları ülkeye vergilendirme dönemini izleyen 6. ayın sonuna kadar transfer olarak aktaracaklardır216.

AB ülkeleri arasında; başta oranların, uygulanan gelir dilimlerinin, asgari indirim tutarlarının ve aile gelirinin belirlenmesi olmak üzere birçok konuda temel farklılıklar olduğu gözlemlenmektedir. Bunun sonucu olarak üye ülkeler kendi sosyal ve ekonomik koşullarına göre uyguladıkları gelir vergisi sistemini değiştirmek istememektedir217.

2.2.5.2.1.2. Kurumlar Vergisi

Avrupa Komisyonu, üye ülkeler tarafından gelecek tepkileri düşünerek gelir

213 Mehmet Yüce, Rahmi Yücel, a.g.m., s. 116.

214 Official Journal of the European Union, Council Directive 2003/48/EC of 3 June 2003 on Taxation of Savings Income in the Form of Interest Payments, L 157/38, 26.03.2003, Article 1. 215 Council Directive 2003/48/EC, Article 9.

216 Council Directive 2003/48/EC, Article 10. 217 Mehmet Yüce, Rahmi Yücel, a.g.m., s.118.

141 vergisinde uyumlaştırmayı kısa ve orta vadede programına almamış ancak, kurumlar vergisini uyumlaştırma programına almıştır. Kurumlar vergisi alanında, tek pazarı oluşturmak, tek pazarın iyi işleyişini sağlamak ve gerektirdiği şartları oluşturmak için değişik üye ülke şirketleri arasında birleşme, bölünme, sermaye koyma ve hisse senedi değişimlerinde ortak vergilendirme rejimi oluşturmak amacıyla direktifler çıkarılmıştır218.

Kurumlar vergisi alanındaki direktiflerden birincisi, “Farklı Üye Ülkelerin Şirket Bölünme ve Aktif Devirlerinde Ortak Vergilendirme Rejimi” ile ilgili 23.07.1990 tarih ve 90/434/AET sayılı “Füzyon Direktifi”dir. Bu direktif farklı ülkelerdeki ortaklıklarda devir, birleşme, bölünme ve hisse değişiminde ortak vergilendirme rejimine yöneliktir. AB’nin kurumlar vergisi ile ilgili ikinci direktifi ise, 23.07.1990 tarih ve 90/435/AET sayılı “Farklı Üye Ülkelerin Ana Şirketlerin ve Bağlı Şirketlerinin Vergilendirilmesinde Ortak Kurallar” başlıklı direktifidir. Bu direktif ile ana ve bağlı ortaklıkların vergilendirilmesine yönelik temel ilkeler ortaya konulmuştur219.

Füzyon Direktifi’nin temel amacı, farklı üye ülkelerde faaliyet gösteren ortaklıkların yeniden örgütlenme kararlarını ortak vergileme kurallarına bağlamaktır220. 90/435/AET direktifinin temel amacı ise, dağıtılan karın çifte vergilendirmeye tabi olmasını önlemek ve dağıtılan kardan tevkifat yoluyla alınan vergiyi kaldırmak olup; bu direktifle vergilemenin esas olarak, sadece bağlı ortaklığın bulunduğu ülkede yapılması kararlaştırılmıştır221.

AB’nin kurumlar vergisi konusundaki üçüncü direktifi ise, 20.08.1990 tarih ve 90/436/AET sayılı “Çifte Vergilendirmeye Hakem Kararı İle Önleme Konvasiyonu”dur. Bu direktif, kar aktarmalarına bağlı çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasını içermektedir.

218 Fatih Saraçoğlu, Haydar Ejder, “Vergi Uyumlaştırması Açısından AB Ülkelerinde Gelir Vergisi

Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı: 164, Mayıs 2002, s. 125.

219 Hüseyin Işık, Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye, T.C. Maliye

Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yayın No: 2005/370, Ankara, 2005, s.64.

220 Salih Tanrıkulu, “Avrupa Birliği’nde Şirket Birleşme, Bölünme ve Aktif Devirlerinde Ortak

Vergilendirme Rejimi”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı: 161, Şubat 2002, s. 81.

142 AB’nin kurumlar vergisi konusundaki dördüncü direktifi ise, 19 Aralık 1977 tarih ve 77/799/EEC sayılı “Karşılıklı Yardımlaşma Direktifi”dir. Dolaysız vergiler ve sigorta primlerinin vergilendirilmesi alanlarında üye devletlerin yetkili kurumları arasında karşılıklı yardımlaşmanın sağlanması ile ilgili olan bu direktif çeşitli tarihlerde beş ayrı direktifle revize edilmiştir222.

Kurumlar vergisi alanında beşinci direktif ise 3 Haziran 2003 tarihli ve 2003/49/EC sayılı “Bağlı Şirketler Arasındaki Faiz ve Gayrimaddi Hak Bedeli Ödemeleri”dir. Bu direktifin amacı; AB’de, farklı üye devletlerin bağlı şirketleri arasında yapılan faiz ve gayrimaddi hak bedeli ödemelerine uygulanabilecek ortak bir vergilendirme sisteminin –bu ödemeler üzerinden kaynakta alınan vergilerin kaldırılması ve böylece çifte vergilendirmenin önüne geçilmesi amacına yönelik olarak- kurulmasının sağlanmasıdır223.

1 Aralık 197 tarihli Vergi Paketi ve Eylem Kodu ise AB’de yaygın olarak faaliyet gösteren firmalar için konsolide kurumlar vergisi temelini sağlayacak bir strateji niteliğindedir. Vergi paketinin amacı zararlı vergi rekabetinin üstesinden gelmek ve ortak pazardan sapmaların önüne geçmektir. Haksız vergi rekabeti ile mücadele için eylem kodu kullanılmaktadır224. Eylem kodu, Birlikteki ekonomik sapmaların ve vergi tabanlarının erozyonunun engellenmesine yardımcı bir düzenlemedir225.