• Sonuç bulunamadı

1.2. Avrupa Birliği’nin Oluşumu ve Gelişimi

2.1.4. Parasal Birliği’nin Sağlanmasıyla Birlikte Daha Yakın Birliğe

2.1.4.2. Lizbon Stratejisi

Reform Antlaşması olarak da bilinen Lizbon Stratejisi, 23–24 Mart 2000 tarihinde, Lizbon’da gerçekleştirilen Avrupa Konseyi toplantısına sunulan bir rapordur. Rapor, özünde, Avrupa Birliğinde uygulanan ekonomi politikalarının, özellikle Avrupa Sosyal Modelinin kapsamlı bir eleştirisidir. Raporun bakış açısı, Avrupa Birliğinde uygulanan politikaların başarısını, diğer büyük ekonomilerle (ABD, Japonya vb.) karşılaştırarak ölçme amacına dönüktür. Yapılan karşılaştırmada

96 Avrupa Birliği ekonomi politikalarının başarısızlığı ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, raporun temel görüşü; eğer Avrupa Birliği, ABD ile rekabet edebilmek istiyorsa, öncelikle belirli politikaları kabul etmek ve düzeltmek durumundadır.

Lizbon Stratejisi, AB ekonomisinin temel zaaflarını ve nedenlerini tespit etmiş ve ekonominin iki ana temel politika hedefi çerçevesinde biçimlendirilmesini önermiştir. Bu hedefler şöyledir134:

9 Ekonomik Sütun, reformların temel amaçlarından birisi, ekonomiyi bir bilgi-temelli ekonomiye çevirmek olmalıdır.

9 Sosyal Sütun (Avrupa Sosyal Modeli), öncelikleri arasına insana yatırımı, özellikle eğitim yatırımlarını alacak şekilde yeniden tasarlanmalıdır.

9 Çevre Sütunu, Haziran 2001’de Göteborg Avrupa Konseyi’nde temel hedeflere dâhil edilmiştir. Ekonomik büyümenin sağlanmasında kullanılan doğal kaynakların önemi vurgulanmalıdır.

Bu hedeflere ulaşılmasındaki güçlükleri gidermek amacıyla açık koordinasyon metodu seçilmiştir. Diğer ekonomi politikalarının yanı sıra, Lizbon Stratejisi, var olan koordinasyon mekanizmalarını güçlendirmiş ve adaptasyonu sağlamıştır. Bunlar; İstihdam açısından “Lüksemburg Süreci”, piyasa fonksiyonu (mallar, hizmetler ve sermaye) açısından “Cardiff Süreci” ve makroekonomik açıdan “Cologne Süreci”dir.

Yukarıda belirtilen üç ana politika hedefini gerçekleştirmek üzere altı tane öncelikli alan tespit edilmiş ve ekonominin yeniden düzenlenmesinin bu altı alandaki başarıya bağlı olduğu belirtilmiştir. Bu altı alan, raporda şu şekilde sıralanmıştır135;

1- E-Avrupa 2- İç Pazar

3- Finansal Piyasalar 4- Girişimci Avrupa

134 Alpan İnan, “Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht Kriterleri”, Bankacılar Dergisi, Sayı: 52, 2005, s. 68-69.

97 5- Avrupa Araştırma Alanı

6- Finansal Araçlar

Lizbon Stratejisi ile ulaşılması amaçlanan çeşitli hedefler belirlenmiştir. Bu hedefler 136;

9 2010 yılında toplam istihdamın yüzde 70 olması, 9 Kadın istihdam oranının yüzde 60’ın üstüne çıkması, 9 Yetişkin nüfus içinde istihdam oranının yüzde 50 olması, 9 Yıllık ekonomik büyümenin yüzde 3 olmasıdır.

Yeni üyeler açısından büyük önem taşıyan bu süreçler üyelik açısından da büyük önem taşımaktadır. Büyüme, istihdam ve daha iyi bir iş imkânı oluşturulması ile ilgili üç yılın üzerinde makro ve mikro politikaların oluşturulması yeni üyelikler için ana ilke olarak belirlenmiştir. Bunun için ülkelerin Lizbon Programına ve Ulusal Reform Programlarına uymaları gerekmektedir137. Bu hedeflerin sağlanması ve ekonomi politikalarının uygulanması günümüzde yürütülen Maastricht kriterlerinin yakalanmasına öncülük etmektedir. Lizbon Stratejisi ile AB ekonomik ve sosyal alanda birçok başarı kaydetmiş, bütünleşmenin güçlendirilmesi sağlanmıştır.

Kopenhag Zirvesi ve Lizbon Strateji Raporu’ndan sonra AB ekonomik ve siyasi yapısının güçlendirilmesi ve yakınlaştırılması üzerindeki önem açıkça ortaya konulmaktadır. Bu öneme binaen 3 Eylül 2004 tarihinde Avrupa Komisyonu “Ekonomi Yönetişimin Güçlendirilmesi ve İstikrar ve Büyüme Paktı Uygulamasının Aydınlatılması”138 konulu bir bildiri yayımlayarak, ekonomik ve mali koordinasyonu

136 European Trade Union Confederation (ETUC), “The European Union’s Lisbon Strategy”

http://www.etuc.org/a/652, Erişim: 07.08.2007.

137 http://europa.eu/scadplus/glossary/lisbon_strategy_en.htm, Erişim: 11.07.2007, ayrıntılı bilgi için

bkz., Council of The European Union, 7224/1/07, “Brussels European Council, 8/9 March 2007”, Presidency Conclusion, 2 May 2007, Brussels

138 Commission of The European Communities, “Strengthening Economic Governance and Clarifying

The Implementation of the Stability and Growth Pact”, COM (2004) 581 Final, 03.09.2004, Brussels.

98 güçlendirmeye çalışmıştır. Bu bildiride139;

1- “Temel Ekonomi Politikası Kılavuzu-TEPK” (Broad Economic Policy Guideline-BEPG) aracılığıyla üye ülke ekonomilerinin yakından takibi yapılarak ekonomik koordinasyonun daha fazla güçlendirilmesi; erken uyarıların daha etkin şekilde kullanılması, Temel Ekonomi Politikası Kılavuzu ve İstikrar ve Büyüme Paktı (İBP) arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi,

2- İBP ile ilgili olarak, borç kriterine ve borcun orta ve uzun vadeli sürdürülebilirliğine daha fazla önem verilmesi,

3- Orta vadeli “dengede veya dengeye yakın bütçe” hedefinin tanımlanmasında ülkelerin kendine özgü koşullarının dikkate alınması,

4- Aşırı Açık Prosedürü’nün∗ tanımlanmasında, tavsiyelerde ve önlem almak için verilen sürelerde ekonomik büyümenin olağanüstü zayıf olmasının meydana getirdiği bütçe etkilerinin dikkate alınması,

5- Bütçe gözetiminde, nüfusun yaşlanmasının getireceği olumsuz etkilere karşı dirençli olmak ve ekonomik yavaşlama dönemlerini daha kolay atlatabilmek için üye ülke ekonomilerinin iyi olduğu dönemlerde bütçe fazlası vermelerinin teşvik edilmesi çağrısında bulunmuştur.

Komisyon’un söz konusu çağrısı, hem Avrupa Merkez Bankası (AMB) hem de Bundesbank tarafından Avro bölgesi ekonomisini olumsuz etkileyecek bir gelişme olarak algılanmıştır.

AB’nin Avro bölgesi ülkeleri, özellikle Avro’ya geçişi ile birlikte para politikası açısından yetki devri, ulusal maliye politikaları üzerinde yoğunlaştırmalarını gerekli kılmıştır. Ancak bu politikaların Maastricht kriterleri

139 Ferhat Çamlıca, Serpil Atalay, “Euro Bölgesi İzleme Raporu”, AB ile İlişkiler Müdürlüğü,

Ağustos-Kasım 2004, s. 1.

Avro bölgesine üye ülkenin Avrupa Birliği Antlaşmasının 104(c) maddesinde belirtilen bütçe açığı

ve kamu borcu sınırının üstüne çıkması durumunda İstikrar ve Büyüme Paktı’nda belirtilen “aşırı açık prosedürü (excessive deficit procedure)” içine girmekte; Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi ve Para Komitesi kararına bağlı olarak uyarı almakta, belirtilen sürede kriterler yerine getirilmezse GSYİH’nin yüzde 1,5’i kadar para cezası yaptırımı uygulanabilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz., C321/E/29.12.2006, The Treaty Establishing The European Community (Consolidated), Article 104(9)(11) (ex Article 104c), p. 80 ve Melek Kırmacı, “Tam Bir Birlik İdeali Yok Oluyor”, TUSAM, Avrupa Araştırmaları Masası, 2007.

99 açısından sınırlandırılması ülkeleri özellikle hem belirli büyüme oranını yakalama hem de Avro’dan sonra önemini büyük ölçüde kaybeden faiz oranıyla politika yürütememe durumuna sokmuştur. Geriye kalan borçlanma ve bütçe açığı sınırlandırmaları ise Avro bölgesi ülkelerini sürekli istikrar ve sıkı maliye politikası uygulamaları için zorlamaktadır.