F. TARİFEDEKİ MAKTU ÜCRET-NİSBÎ ÜCRET AYRIMI
VI. YARGILAMA GİDERİ OLAN AVUKATLIK ÜCRETİNİN TUTAR VEYA ORAN
AŞILMASI DURUMU
A. GENEL OLARAK
Yargılama gideri olan avukatlık ücreti, gerek kanun koyucu gerekse Birlik tarafından
yapılan düzenlemeler ile alt ve üst sınır olmak üzere sınırlandırılmıştır.
Alt sınır bakımından, kanun koyucu, Avukatlık Kanunu’nun 169’uncu maddesinin
1’inci fıkrasında
254, yargılama gideri olan avukatlık ücretinin, tarifede asgarî olarak belirtilen,
tutarlardan daha az tutarda veya oranlardan daha aşağı oranlarda hükmolunamayacağını
hüküm altına almıştır. Birlik, Tarife’nin 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 1’inci
cümlesinde
255, yargılama gideri olan avukatlık ücretinin, tarifede asgarî olarak belirtilen,
tutarlardan daha az tutarlarda veya oranlardan daha aşağı oranlarda hükmolunamayacağını
hüküm altına almıştır. Yine, Birlik, Tarife’nin 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında
256,
yargılama gideri olan avukatlık ücretinin, Tarife’nin 2’nci kısmının 2’nci bölümünde
253Aslında, dava konusunun değeri ibaresinde kullanılan değer ibaresi, dava konusunun para alacağı olmadığı
ama dava konusunun değerinin para ile ölçülebilir olduğu durumlarda kullanılabilecek bir ibaredir. Zira dava konusunun para alacağı olduğu durumlarda dava konusunun değerinden ziyade, dava konusunun tutarından bahsedilebilir.
254Fıkra metni şu şekildedir: “Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz.”
255Cümle metni şu şekildedir: “Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz.”
256Fıkra metni şu şekildedir: “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.”
78
yargılama gideri olan avukatlık ücretinin maktu olarak hükmolunması durumu için
düzenlenen tutarlardan daha az tutarlarda hükmolunamayacağını hüküm altına almıştır.
Alt sınır bakımından, ifade edilmesi gereken diğer bir sınır, gerek maktu olarak
gerekse nisbî olarak oran dâhilinde hükmedilecek yargılama gideri olan avukatlık ücretinin,
yargılama sonucunda kabul edilen
257veya reddedilen
258tutarı geçememesidir (AAÜT
m.13/2). Şöyle ki; örneğin, ödünç sözleşmesinden dolayı 1.000 liranın tahsiline ilişkin açılan
bir alacak davasında, mahkeme, 1.000 liranın davacıya ödenmesine karar verirse, yargılama
gideri olan avukatlık ücreti nisbî olarak %12’lik bir oran üzerinden 120 lira olarak
hesaplanacaktır. Ancak bu ücretin tutarı, Tarife’nin 2’nci kısmının 2’nci bölümünde belirtilen
maktu tutarlardan daha az tutarlarda olamayacağı için asliye hukuk mahkemesinde görülen bir
dosya bakımından 2.180 lira olarak hesap edilecektir. Ancak Tarife’nin 13’üncü maddesinin
2’nci fıkrası uyarınca, bu ücret, yargılama sonucunda kabul edilen veya reddedilen tutarı
geçemeyeceği için, yargılama gideri olan avukatlık ücreti, 1.000 lira olarak hükmolunacaktır.
Üst sınır bakımından, kanun koyucu, Avukatlık Kanunu’nun 169’uncu maddesinin
1’inci fıkrasında, yargılama gideri olan avukatlık ücretinin, tarifede asgarî olarak belirtilen
tutarlardan veya oranlardan üç katına kadar hükmolunabileceğini hüküm altına almıştır
259.
Birlik, Tarife’nin 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 1’inci cümlesinde, yargılama gideri
257Kabul edilen ibaresinden anlaşılması gereken, yargılama sonucunda lehine karar verilen davacı bakımından
kendisi lehine kabul edilen tutardır.
258Reddedilen ibaresinden anlaşılması gereken, yargılama sonucunda aleyhine karar verilen davacı bakımından
davalı lehine reddedilen tutardır.
259Avukatlık Kanunu’nun 169’uncu maddesinin 1’inci fıkrası, kanunun lafzından da açık bir şekilde anlaşıldığı
üzere, sadece yargılama gideri olan avukatlık ücreti bakımından uygulanabilir. Bu konuda bkz. HGK, 21.02.1979, 3-741/163 (Güner, Sözleşme, s.362, dn.270); 3.HD, 27.12.1976, 6318/8684 (Güner, Sözleşme, s.361, dn.269). Yoksa hâkimin yargılama sonucunda avukat ile iş sahibi arasındaki avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücretine herhangi bir müdahalede bulunması ve taraflarca sözleşmede serbestçe kararlaştırılan tutarı üç katına kadar çıkarabilmesi mümkün değildir. Aynı durum, avukat ile iş sahibi arasındaki avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücretinin, Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca hâkim tarafından belirlenmesinin gerektiği durumunda da geçerli olup, bu durumda da hâkimin avukatlık ücretinin tutarını belirlediği asgarî tutarı, üç katına kadar çıkarması mümkün değildir. Ancak kanun koyucu, Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası ile hâkime avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücretini belirleyebilmek bakımından, davanın kazanılan bölümü için ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin %10’u ilâ %20’si arasında bir değerlendirme yapma hakkı tanımıştır. Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca hâkime tanınan takdir yetkisi, alelâde bir takdir yetkisi olmayıp; hâkim, takdir yetkisini işin niteliği, zorluk derecesi, işe harcanan zaman ve sarf edilen emek ve mesaiye göre ve gerekçeli olarak kullanmalıdır. Bu konuda bkz. 13.HD, 07.12.2016, 31119/22952; 13.HD, 03.10.2016, 16220/17617; 13.HD, 21.03.2016, 26823/8299; 13.HD, 18.05.2015, 22438/15809; 13.HD, 04.11.2014, 30108/33980 (Kazancı İçtihat Bankası). Yargıtay, vermiş olduğu bir kararında, Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca hâkim tarafından belirlenen avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücretini %20’lik oran olarak belirleyen hâkimin kararının, maddeye göre, ücretin, asgarî oran olan %10’dan fazla bir oran olarak belirlenebilmesi için, icra takibi yapılarak alacağın tahsili için tedbirler aldırmak veya alacağı garantiye almaya çalışmak gibi zaten avukatın yapmakla yükümlü olduğu aslî görevleri dışında somut dayanaklar gösterilmesi gerektiği sebebiyle hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Bu konuda bkz. 13.HD, 24.01.2017, 36818/512 (Kazancı İçtihat Bankası). Benzer yönde bkz. 13.HD, 03.10.2016, 16220/17617; 13.HD, 12.11.2015, 39007/33068 (Kazancı İçtihat Bankası).
79
olan avukatlık ücretinin, tarifede asgarî olarak belirtilen tutarlardan veya oranlardan üç katına
kadar hükmolunabileceğini hüküm altına almıştır.
Üst sınır bakımından, değerlendirilmesi gereken diğer bir sınır, nisbî olarak oran
dâhilinde hükmedilecek yargılama gideri olan avukatlık ücretinin, Avukatlık Kanunu’nun
164’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının
260uygulamasına tâbi olup olmayacağıdır. Her ne kadar,
Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 2’nci fıkrası, açıkça, taraflarca serbestçe
kararlaştırılan
261avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücreti bakımından, avukatlık
ücretinin taraflarca avukatlık mesleğinin onur ve vakarını zedeleyebilecek bir şekilde
kararlaştırılmasını engellemek amacı ile kamu düzenine ilişkin olarak düzenlenmiş olsa da;
taraflarca serbestçe kararaştırılabilen avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücretine
uygulanbilen kamu düzenine ilişkin olan bu sınırın, hâkim tarafından hükmolunan yargılama
gideri olan avukatlık ücretine mutlaka uygulanması gerekir. Yani, avukat ile iş sahibi arasında
avukatlık sözleşmesi ile serbestçe kararlaştırılacak avukatlık ücreti bakımından kanun koyucu
tarafından kısıtlanan avukatlık ücretinin daha fazlasına, yargılamayı sevk ve idareye yetkili
olan hâkim tarafından yargılama gideri olarak hükmedilmesi mümkün olmamalıdır. Bir
örnekle ifade edilecek olursa;
Satış sözleşmesinden kaynaklı 20.000 lira tutarındaki bir alacağa ilişkin bir davanın
yürütülmesi için avukatlık sözleşmesinden doğan avukatlık ücreti, taraflarca nisbî olarak en
fazla %25’lik bir oran üzerinden 5.000 lira olarak kararlaştırılabilecektir. Bu davada,
mahkemenin davacının 20.000 lira alacağına ilişkin talebini kabul ettiğini varsayalım.
Yargılamayı yürüten hâkim, yargılama gideri olan avukatlık ücreti olarak, en az, Tarife’nin
3’üncü kısmı uyarınca, %12’lik bir oran üzerinden 2.400 liraya hükmedebilecektir. Ancak
hâkim, Avukatlık Kanunu’nun 169’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında kendisine verilen
yetkiye dayanarak, yargılama gideri olan avukatlık ücretini 7.200 liraya kadar
hükmedebilecektir. Son durumda, taraflarca avukatlık sözleşmesi ile serbestçe kararlaştırılan
avukatlık ücreti en fazla 5.000 lira olarak kararlaştırılabilecek, yargılama gideri olan avukatlık
ücreti ise en fazla 7.200 lira olarak hükmedilebilecektir.
Örnek üzerinden de açıkça anlaşılacağı üzere, yargılama gideri olan avukatlık
ücretinin de, Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının uygulamasına tâbi
260Fıkra metni şu şekildedir: “Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.”
261Hakikaten de, Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin 2’nci fıkrasındaki cümle, ancak avukatlık
sözleşmesinden doğan avukatlık ücreti bakımından kullanılabilecek bir ibare olan “kararlaştırılabilir” ibaresiyle bitmektedir.