• Sonuç bulunamadı

1.6. JEOTERMAL ENERJĠYE ĠLĠġKĠN BAZI ĠKTĠSADĠ VE HUKUKĠ

1.6.1. Alt Yapı Sorunu

Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde enerji teknolojileri ya üretilmemekte ya da kolayca sağlanamamaktadır. Ayrıca bu tür ülkelerde etkili enerji projelerinde veya yatırımlarında uzmanlaĢan enerji hizmeti sunan Ģirketlerin kıtlığı da yaĢanmaktadır. Bu nedenle talep düĢüklüğü doğmakta ve tedarikçilerin üretim yapmaması veya yeterli hizmet sunamamaları enerji geliĢimini engellemektedir. GeliĢmekte olan ülkelerde yüksek etkili yenilenebilir enerji teknoloji ve araçlarını bulmak zordur ya da hiç mümkün olmamaktadır. Genellikle bu tür araçlar – gereçler geliĢmekte olan ülkelerde üretilmekte, fakat bu üretim sadece ihracat için yapılmaktadır. Böylece bu tür araç ve gereçler üretilen ülkelerin iç pazarına girememekte ya da pazara giren kısım çok küçük ölçekte kalmaktadır. Mesela Brezilya‘da üretilen motor ve havalandırma araçları böyledir70

.

GeliĢmekte olan ve jeotermal enerji kaynaklarına sahip ülkelerde küçük ölçekli jeotermal enerji teknolojileri kolayca temin edilememekte ve özellikle bu sorun bu tür teknolojilerin kurulabileceği kırsal alanlarda ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte büyük ölçekli jeotermal santrallerinin kurulması için gereken araçları da (mesela kuyu açma makineleri) bazı ülkelerde temin etmek mümkün değildir. Buna bağlı olarak jeotermal enerji teknoloji talebi çok düĢük veya bölgesel üretimi, ithalatı veya pazarlamayı teĢvik edecek kadar yayılamamıĢ olmaktadır. Bu durum çıkmaz bir döngü yaratmaktadır; özel Ģirketler teknolojinin henüz kurulmadığı bölgelerde jeotermal enerjiye yatırım yapmak konusunda istekli olmamaktadırlar. Bunun sonucunda ekipman sağlanamadığı için bu tür bölgelerde hiçbir zaman pazar oluĢamadığından jeotermal enerjinin geliĢmesi mümkün olmamaktadır. Aynı Ģekilde kısıtlı üretim de aynı sonuca yol açmaktadır. Her iki sorunda jeotermal enerjinin geliĢimini engeller. Bu sorunun aĢılması için yatırımcılar ithal mallara baĢvurabilir, fakat bu durum zaten

70 Howard Geller, Energy Revolution – Policies For A Sustainable Future, Island Pres, Washington

yüksek maliyet gerektiren jeotermal enerji yatırımı için oldukça kötü bir çözümdür. Çünkü yatırımcılar bu yola baĢvursa dahi jeotermal enerji teknoloji talebi kısıtlı kalacak ve bundan üretilen enerji ülkenin ihtiyacını karĢılayacak temel kaynak niteliğinde olmayacaktır71

.

Yukarıda bahsedilen sorunlar genellikle diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında ve ilgili teknolojilerinde de yaĢanmaktadır. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretilmemesi ithalat sorununu doğurarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasının amaçlarından biri olan ithal enerji bağımlılığından kurtulma amacı ile ters düĢmektedir. Bu nedenle ülkeler yatırımcılarını desteklemeli ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin en azından önemli bir bölümünün kendi ülke sınırları içerisinde üretilmesini sağlamalıdır.

Bir ülkede yenilenebilir enerji teknolojileri üretilse dahi üretimin kalitesizliğinden kaynaklanan birtakım sorunlarla karĢılaĢılabilir. Üretilen teknolojinin kalitesiz olması bu teknolojiden yararlanılarak üretilen enerjinin de kalitesiz olması sonucunu doğurur. Enerjide kalite sorunu ise önemli bir rol oynamaktadır. Kalitesiz enerji üretim faaliyetlerini olumsuz Ģekilde etkileyebilir, kurulum problemlerine veya elveriĢsiz kullanıma yol açabilir. Bunun yanında bazı yenilenebilir enerji teknolojilerinde, jeotermal enerji teknolojilerinde olduğu gibi, standartlara iliĢkin düzenlemelerde ve kalite kontrol eksikliği gibi sorunlar yaĢanabilmektedir. Sistemlerin usule uygunsuz olarak birleĢtirilmesi veya kurulması performanslarını düĢüreceği gibi, bunun sonucunda servis ve tamir iĢlerinin yetersiz ve eksik kalması da sistemleri tamamen iĢleyemez hale getirecektir72

.

Bu sorunlar ile baĢ edilebilmesi veya doğmalarına izin verilmemesi için yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretildiği veya üretileceği ülkelerde üretim standartlarına iliĢkin yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca üretime iliĢkin özel denetim araçlarının kabul edilmesi ve gerekirse özel birimlerin kurulması kaçınılmazdır. Bununla birlikte standartlara ve denetime iliĢkin yasal düzenlemelerin

71 Geller, s. 41. 72 Geller, ss. 35, 41.

sadece kabul edilmesi yetmeyecek etkili bir uygulamayı da beraberinde yerine getirmek Ģart olacaktır.

Jeotermal enerjide alt yapı sorunu yaĢanan ülkelerde yasal düzenlemelerin yapılması ve üreticiye maddi açıdan destek çıkılması tek baĢına iĢlevsiz bir giriĢim olacaktır. Bu nedenle hem üretici hem de tüketici jeotermal enerji teknolojileri ve bundan elde edilen enerji ve bunun yararları hakkında mümkün olduğu kadar bilgilendirilmeli ve ilgililere eğitim ve gereken veriler verilmelidir.

Tüketicilerin ve yatırımcıların jeotermal enerji veya diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından ve teknoloji seçeneklerinden haberleri olmayabilir ya da bu konuda haberleri olabilir fakat bunlardan nasıl yararlanacaklarını, bu kaynakların getirisini ve artılarını bilmeyebilirler. Tüketicilerin satıcı, sağlayıcı veya enerji hizmeti sunan Ģirketlere güveni olmayabilir (tüketiciler bu kiĢilerin yenilenebilir enerji teknoloji ve verimliliği hakkındaki iddialarına inanmayabilirler) veya enerji verimliliği için önerilen önlemlerin onların evleri, ticarethaneleri veya fabrikaları için uygun olabileceğine inanmayabilirler. Bu nedenle tüketicilerin yenilenebilir enerji hakkında bilgilendirilmesi için zaman ve bütçe ayrılmalıdır. Diğer taraftan küçük ve orta ölçekli iĢletmeler (yatırımcılar) açısından baktığımızda, buradaki sorunun uzman teknik personelin bulunmaması olduğunu görürüz.73

Yatırımcıların bilgilendirilmesi bakımından önemli diğer bir konu ise jeotermal enerji proje geliĢtiricilerinin jeotermal kaynaklar hakkında doğru verilere ihtiyaç duymalarıdır. Bu tür kaynakların konumu ve onlardan yararlanılması bakımından elveriĢli olup olmadıklarına iliĢkin doğru verilerin, ilgili haritaların elde edilmesi önemlidir. Bu veriler, jeotermal enerji sistemlerinin uygun olarak kurulması, konumlandırılması ve ölçülerinin seçilmesi açısından önemlidir. Bazı bölgelerde jeotermal enerji keĢifleri yapılmadığından, bu tür enerji kaynaklarının geliĢmesine imkan tanınmamaktadır74

.

73 Geller, ss. 35 – 36. 74 Geller, s. 42.

Yatırımcıların doğru verilere ulaĢması her zaman mümkün olmayabilir. Bunun nedeni verilerin güncel olmaması veya konu ile ilgili araĢtırmanın eksik yapılması veya hiç yapılmaması olabilir. Bilindiği üzere jeotermal enerji kaynaklarına yatırım yapılmadan önce ilgili kaynağın yeri ve verimliliği hakkında iyi bir araĢtırmanın yapılması gerekmektedir. Jeotermal enerjide kullanılabilecek sıcak su yerlerinin aranması, bulunan yatakların sıcaklık ölçümlerinin yapılması ve bunların hangi enerji üretimi için elveriĢli olduğuna karar verilmesi uzun süre gerektiren ve maliyetli bir süreçtir. Bu nedenle yatırımcıya yardım amacı ile devlet, arama ve sıcaklık ölçme çalıĢmalarını üzerine alabileceği gibi, yatırımcıya bu çalıĢmalarını tek baĢına gerçekleĢtirebilmesi için her türlü bilgiyi sağlamak zorundadır. Burada her türlü bilgiden kastedilen, yatırımcının elveriĢli kaynağı bulabilmesi için ihtiyaç duyduğu ve devletin elinde bulunduğu her türlü bilgidir. Bu bilgi sınırlarının geniĢ olarak yorumlanması halinde bazen güvenlik birimlerinin elinde bulunan ve jeotermal kaynakları bakımından önem arz eden haritaların ilgili yatırımcıya verilip verilmemesi sorunu da meydana çıkabilmektedir. Bu durumda iki konu (devlet sınırlarının güvenliği ve yenilenebilir enerjiye yatırım) birbiriyle yarıĢacak ve birine üstünlük tanımak gerekecektir.

Altyapı hazırlığı ve jeotermal enerjiye yatırım öncesi iyi bir araĢtırmanın yapılması ve doğru verilerin elde edilmesinin önem arz ettiğini belirtmiĢtik. AraĢtırmanın yüzeysel yapılması ve yanlıĢ verilerin üzerine altyapı sistemlerinin kurulması hem devlet hem de yatırımcı açısından önemli sonuçlara yol açabilecektir. Bu nedenle araĢtırma yapılırken her iki tarafın dikkatle hareket etmesi, aralarında eĢgüdümün sağlanması Ģart olacaktır. Aksi takdirde gerçekleĢtirilen çalıĢmalar boĢa gidecek ve büyük mali kayıplara yol açılacaktır. Açıklanan bu durum Birleşik Krallık Jeotermal Programı Deneyimi örneğinde yaĢanmıĢtır.

BirleĢik Krallıkta yürütülen Jeotermal Programı çerçevesinde BirleĢik Krallıktaki potansiyel jeotermal kaynaklarının elektrik enerjisinin %10‘u kadarını karĢılayabilecek kapasitede olduğunu sonuca varılmıĢtı. Bunun üzerine BirleĢik Krallığın Cornwall bölgesinin Camborne kasabasında finansmanı devlet tarafından karĢılanan ve test kuyusu çalıĢmalarını içeren ―sıcak kuru kaya‖ programının

uygulanması kararlaĢtırılmıĢtır. Ġki test kuyusu açılmıĢ, fakat sonuç beklendiği gibi olmamıĢtı: elde edilen enerji beklenenden daha azdı. Belirtmek gerekir ki kuyu açmak hem zor hem de çok maliyetli bir iĢtir. ―Sıcak kuru kaya‖ sistemine göre iki kuyu açılır ve birinden soğuk su pompalanır, açılan ikinci kuyudan ise bu pompalanan soğuk su ısıtılmıĢ olarak geri döner. Bu sıcak su kullanılarak enerji elde edilir. Uygulanan programdaki baĢarısızlığın nedeni yeterince araĢtırma yapılmaması ve yanlıĢ verilerin kullanılması ile hareket edilmesi olmuĢtur. Kayalardaki taĢıma mesafesinin çok derin olması, ayrıca istenilen sıcaklığın bulunmaması nedeni ile pompalanan suyun yüzeye çıkamaması, ayrıca suyun yüzeye fıĢkırması için açılan kuyuların birbiri ile iyi bir Ģekilde iliĢkilendirilememesi ve jeolojik açıdan yer katman uygunluğunun yanlıĢ tespit edilmesi yukarıda açıklanana sistemin iĢlenmesine olanak vermemiĢtir. Yapılan hatalı çalıĢmaların bedeli 42 milyon Amerikan Doları olmuĢtur (günümüzün değeri). Bu baĢarısızlık sonucunda 1994 yılında BirleĢik Krallıktaki bu programa son verilmiĢtir. Devlet, bu tür bir teknolojinin ucuz elektrik üretimi için elveriĢli olmadığını ileri sürerek hatasını kapatmaya çalıĢmıĢtır. BirleĢik Krallıkta jeotermal enerjiye iliĢkin çalıĢmalar devam etmiĢ, fakat Comborne projesi bir kayıp olarak hafızalarında yer almıĢtır75

.