• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: METODOLOJĠ

2.4. Veri Analizi

Öncelikle, toplanan veriler, Danimarka‘da yaĢayan Türkiye kökenli vatandaĢların olgusal durumları tespit edilerek, gündelik hayatlarını oluĢturan sosyal iliĢki ağlarının niteliği ve kaynağı (köken bölge, etnisite vs.) çerçevesinde analiz edilmektedir. UlusaĢırı göçün sosyal iliĢki ağlarına etkileyerek göçmenlerin pratiklerini (dini, akrabalık, medya kullanımı, evlilik vs.) nasıl etkilediği ortaya koyulmaktadır. Son olarak ise tanımlanan aidiyet bağlarının kimlik inĢa süreçlerine etkisi yaĢ, doğum yeri, (göçmen ise) göç yaĢı, cinsiyet ve öğrenim durumu değiĢkenlerine göre analiz edilecektir.

2.4.1. Nitel Verilerin - Etnografik Alandan Toplanan- Çözümlenmesi

Toplanan verilerin orijinal biçimi mümkün olduğu kadar korunarak katılımcıların ifadeleri doğrudan alıntılanarak betimsel bir yaklaĢımla sunulmasıyla birlikte metinler içinde ortaya çıkartılan kavramlardan temalar oluĢturularak bu temalar arası iliĢkiler belirlenip yorumlanmıĢtır (Yıldırım ve ġimĢek, 2008: 221). Nitel veriler analiz edilirken Miles ve Humermas‘ın (1984), analizi veri azaltma, verilerin sunumu birbirinden ayrı olarak ele alınmadığı analiz modelinden faydalanılmıĢtır.

2.4.1.1. Birinci AĢama -Verilerin Azaltılması

Alınan gözlem ve mülakat notları düzenlenmiĢ, kayıtlar deĢifre edilmiĢtir. Nitel veriler öncelikle çalıĢmanın kavramsal çerçevesi altında araĢtırma soruları ile bağlantılı olarak kodlanmıĢtır ve veriler azaltılarak ilgili ve anlamlı kısımlar analiz birimleri tematik olarak belirlenmiĢtir. Buna paralel olarak, gözlemler sırasında yapılan kayıtlar incelenmiĢ ve çekilen fotoğraflar metinlerin temalarına göre sınıflandırılmıĢtır.

Bu sınıflandırmalar, Danimarka‘da yaĢayan Türkiye kökenli göçmenlerin bağlarının ne (ler) olduğu sorusunun yanıtı çerçevesinde yapılmıĢtır. Göçmen bağları göç olgusu bağlamında alıntılanmıĢtır. Bu bağların kaynağı,

Köken bölge Etnisite,

Akrabalık, Din, mezhep,

Cinsiyet temelli olarak bir sonraki analizler için sınıflandırılmıĢtır.

2.4.1.2. Ġkinci AĢama-Verilerin Sunulması-

Betimlenen verilerin aslı korunarak sınıflandırıldıktan sonra bu metinler içerisinde belirlenen temalar arasındaki bağlantılar çeĢitli iliĢkisel Ģekiller ve grafikler oluĢturularak görselleĢtirilmiĢtir. Bu iliĢkiler, aidiyet bağlarının ulusötesi ajanların pratiklerini nasıl etkilediği sorusunun yanıtı çerçevesinde belirlenmiĢtir. Gözlemler ve mülakatlar çerçevesinde pratikler Ģu Ģekilde kategorizelendirilmiĢtir.

Dinsel pratikler Dil kullanımı Akrabalık iliĢkiler ArkadaĢ seçimi Medya kullanımı,

Evlilik biçimi, eĢ seçimi Meslek seçimi

Sosyal Evren (BoĢ zamanları değerlendirme ve kültürel temelli pratiklerin icra alanları)

2.4.1.3. Üçüncü AĢama -Sonuçların Betimlenmesi ve Doğrulanması-

Son aĢamada, aidiyet bağlarının göçmenlerin ve göçmen çocuklarının kimlik inĢa süreçlerine nasıl etkilediği tüm bu pratikler çerçevesinde cevaplanmaktadır. AraĢtırmacı tarafından gözlemlenen olguların ve mülakatların ne anlama geldiği kültürel bağlam içerisinde yorumlanmaktadır. Göçmen aidiyetlerinin sınırlarını küresel etkilerle yeniden tanımlaması kültürel bağlamı oluĢturan kavramlar, semboller ve pratiklerle analiz edilmektedir. Mülakatların içeriğinin analiziyle ortaya çıkartılan iliĢkiler, kavramlar ve temalar, anket sonuçları ile karĢılaĢtırılarak yorumlanmaktadır.

2.4.2. Alan Taraması (Survey) Verilerinin - Nicel Verilerin- Çözümlenmesi

Bu çalıĢmanın alan taraması korelâsyona dayalı olarak değiĢkenler arası iliĢkileri tespit etmek için düzenlenmiĢtir (Punch, 2005: 123). Doğum yerine göre öncelikle ülke bazında ayrılmıĢ daha sonra Türkiye‘de doğanları hangi il veya ilçeden olduğu tespit edilerek gruplandırma yapılmıĢtır. Bu noktada farklı kuĢaklar arasında karĢılaĢtırma yapılmaktadır. Ulusötesi aktörlerin aidiyet ve kimlikleri,

Cinsiyete

Göç yaĢı ve doğum yeri Öğrenim durumuna Göç sebebi

Eğitim durumuna göre nasıl farklılaĢtığı ortaya koyulmaktadır.

ÇalıĢmanın veri toplama araçlarından biri olan, soru formu kimlik, aidiyet ve göç olgusuyla oluĢturulan bir kavramsal çerçeveye dayandırılarak, betimlemenin yanı sıra korelasyon analizine göre düzenlenmiĢtir. Bu noktada çalıĢma, biliĢsel, tutumsal ve davranıĢsal geniĢ bir bilgi alanını kapsayan çok değiĢkenli bir alan taramasıdır.

2.4.2.1. Birinci AĢama - Verilerin Azaltılması-

Ġlk aĢamada toplanan 480 adet anket kâğıdı değerlendirilerek 450 tanesi geçerli sayıldı. Anket sorularının arasındaki birbiriyle uyumluluğu kontrol edilerek uyumsuz sorular içeren soru kâğıtları ayıklanmıĢtır.

2.4.2.2. Ġkinci AĢama -Verilerin Sunulması-

1) Betimleyici Çözümleme: SPSS programına aktarılan anket verilerinin sıklık

(frekans) tabloları alınarak betimleyici bir çözümleme yapılmıĢtır. Böylelikle her bir değiĢkenin anketlere cevap verenler arasında dağılımı görülmüĢtür.

2) Ġkili DeğiĢken ĠliĢkileri: Verilerin betimsel analizi yapıldıktan sonra araĢtırma

soruları çerçevesinde iki değiĢken arasında iliĢkiler ortaya koyulmuĢtur. Bunun yanında ayrıĢtırılmıĢ grupların karĢılaĢtırılması yapılmıĢtır.

3) BirleĢik ve Çok DeğiĢkenli ĠliĢkiler: Birden çok değiĢkene sahip bu araĢtırmada,

birleĢik ve çok değiĢkenli iliĢkileri ortaya koymak için çapraz tablolar hazırlanmıĢ ve böylelikle gruplar arasında birçok bağlı değiĢken soruları analiz edilmiĢtir.

2.4.2.3. Üçüncü AĢama - Verilerin Sonuçlandırılması ve Geçerlilik-Güvenilirlik-

Güvenilirlik, Punch‘ın (2005: 96-98) ifadesiyle ölçmede temel ve basit olarak tutarlılık anlamına gelmektedir. ÇalıĢmanın nicel ölçüm aracı olan anket soruları ve mantığı, Punch‘ın geçerlilik ve güvenilirlik ayrımlar ile Ģöyle açıklanabilir;

Güvenilirlik ikiye ayrılmaktadır. Öncelikle, zaman içinde tutarlılık (sabitlik) olarak ifade edilen ölçüm aracının birden çok defa aynı insanlara aynı koĢullar altında, farklı zaman dilimlerinde uygulanarak sonuçlar arasındaki tutarlık kontrolünün örneklemin geniĢliği, zamanın ve imkân sınırlılığı sebebiyle uygulama tekrarlanamamıĢtır. Bu sebeple ikinci tür olan iç tutarlılık soruların birbiriyle ve aynı Ģeyi ölçmek üzere hazırlanan soruların tutarlılıkları kontrol edilmiĢtir. Bu Ģekilde ölçüm aracının bir kez uygulanması yeterli olmuĢtur.

Geçerlilik ise Punch‘ın (2005) vurgusu, gözlemlediğimiz Ģeylerden yaptığımız çıkarımlara hasredilmektedir ve üçe ayrılmaktadır. Bunlar içerik geçerliliği, ölçüt bağlantılı geçerlilik ve kavram geçerliliğidir.

Bu çalıĢmada içerik geçerliliğinin sağlanması için çalıĢmanın kavramsal tanımlamasının tüm öğelerinin ölçümde içerilmesi için, öncelikle alanın uzun süreli derinlemesine teorik ve saha seviyesinde taraması yapılmıĢtır. Bu temelde kavramsal bir tanımlama, teorik ve pratik alandan toplanan verilerle oluĢturulmuĢtur. Böylelikle kavramsal çerçevenin belirlenen içeriğindeki tüm öğeleri örnekleyen bir soru formu hazırlanmıĢtır.

Ölçüt bağlantılı geçerlilik öğesi, çalıĢmanın tümüyle geriye yönelik eĢ zamanlı bir geçerliliği ölçmeye yönelik bir çalıĢma olmadığı için sadece iki (2) algı sorusu ile geçmiĢe yönelik politikalar ve ekonomik durumla ölçüm söz konusudur. Burada, Danimarka‘da gittikçe kısıtlanan göçmenlere yönelik politikalar göçmenlerin algıları arasında farkındalılıklarını ölçme konusunda bir bağlantı olup olmadığına bakılmıĢtır. Kavram geçerliliği çalıĢmanın temelinde yer almaktadır. Zeller, geçerlilikle ilgili çıkarımların sadece nice ya da istatiksel iĢlemlere dayanarak yapılamayacağını belirtir ve nicel ve nitel yöntemleri birleĢtiren bir geçerlilik stratejisini savunmaktadır (Punch, 2005: 98 ). Bu çalıĢmanın temeli nicel ve nitel yöntemleri birleĢtiren bir yaklaĢımla Danimarka‘da yaĢayan Türkiye kökenlileri ve orada doğan çocuklarını birbirinden ayırarak gerçek ve güvenilir bir değiĢimi en üst düzeyde ölçen ölçüm araçları (anket soruları ve mülakat soruları) geliĢtirilmesi amaç edinilmiĢtir.

BÖLÜM 3: SOSYAL BENLĠK, TOPLUM VE AĠDĠYET BAĞLARI