• Sonuç bulunamadı

Ulusal Sağlık Politikalarının Avrupa Düzeyine Eklemlenmes

AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİNİN SAĞLIK BAKIMINA YAYILMAS

2.3 SAĞLIK BAKIMINDA AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ

2.3.2 Toplu Sağlık Bakımının Avrupa Birliği Düzeyinde Gelişim

2.3.2.7 Ulusal Sağlık Politikalarının Avrupa Düzeyine Eklemlenmes

Ulusal sağlık sistemlerindeki gelişmelerin Avrupa düzeyine eklemlenmesi, Lizbon Avrupa Konseyi ile başlayan süreçte gerçekleşmiştir. “Küreselleşme ve bilgi tabanlı ekonomiden kaynaklanan meydan okumalar, toplumun her kesiminin hayatını etkilemekte ve Avrupa ekonomisinin köklü değişimini gerekli kılmaktadır. Birlik, bu değişimi kendi değerleri ve toplumsal görüşleri ve gelecekteki genişleme sürecini dikkate alarak şekillendirmelidir”. Bu ifadeler 23-24 Mart 2000 tarihlerinde gerçeklenen Lizbon Avrupa Konseyi sonuç bildirgesinde yer almaktadır. Lizbon Avrupa Konseyi’nde AB’nin on yıl içinde daha fazla ve daha iyi iş ile daha fazla sosyal uyum getiren sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayarak en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi olma hedefi benimsenmiştir. Lizbon stratejisi, üye ülkelerin sağlık sistemlerindeki gelişmelerin bir AB sürecine, yani Lizbon gündemine eklemlenmesi açısından belirleyici rol oynamıştır.

Lizbon hedeflerine ulaşmada izlenecek öncelik alanlarından birisi de sosyal korumanın AB’nin karşılaştığı meydan okumalara yanıt verebilmesi için

449

modernleştirilmesidir. Sosyal koruma sistemlerinin yaşlanan nüfus karşısında sürdürülebilirlik, sosyal içerme (social inclusion), cinsiyet eşitliği ve kaliteli sağlık hizmetleri sunabilmeleri için değişen koşullara adapte edilmeleri ihtiyacından bahsedilmektedir. Lizbon Stratejisi’nde üye ülkelere, artan refah harcamaları karşısında refah devleti ve sağlık sistemlerini gözden geçirme tavsiyesinde bulunulmuş, erişilebilirlik, yüksek kalite ve mali sürdürülebilirlik ana noktalar olarak ön plana çıkarılmıştır450.

Üye ülkelerin Lizbon Stratejisi’ni izlemelerini kolaylaştırmak için yumuşak politika eşgüdümü sağlayan bir yöntem olan açık eşgüdüm yöntemi benimsenmiştir. Açık eşgüdüm yöntemi, ayrıntılı politika önlemleri sunan bir yöntem olmaktan ziyade ülkelerin kendi politika önceliklerini muhafaza etmelerine olanak tanıyan bir işbirliği yöntemi olarak çeşitli politika alanlarına uygulanabilecek bir çözüm yolu sunmaktadır. Açık eşgüdüm yönteminin temel özellikleri (a) Birlik için kısa, orta ve uzun vadelerde belirlenen hedefleri gerçekleştirmek amacıyla belirli zaman çizelgeleriyle birlikte, kılavuz ilkeler belirlenmesi; (b) üye ülkelerin farklı ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş ve dünyadaki en iyi uygulamalarla karşılaştırma yapılmasına olanak sağlayan nitel ve nicel göstergelerin tanımlanması; (c) Avrupa kılavuz ilkelerinin, belirli hedefler oluşturularak, önlemler alınarak, ulusal ve bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurularak ulusal ve bölgesel politikalara dönüştürülmesi; (d) düzenli aralıklarla izleme, değerlendirme ve akran görüşü alınarak karşılıklı öğrenme süreçlerinin gerçekleştirilmesidir451.

Bu bağlamda, sosyal koruma yüksek düzey çalışma grubu (High Level Working Party on Social Protection) oluşturulmuştur. Ayrıca, 19-20 Haziran 2000 tarihleri arasında gerçekleştirilen Santa Maria Da Feira Avrupa Konseyi’nde bir Sosyal Koruma Komitesi kurulmasına karar verilmiştir452. Komite, yüksek düzeydeki

450

Yves Jorens, Michael Couchier, Filip Van Overmeiren, “Access to health care in an internal market: impact for statutory and complementary systems”, Bulletin Luxembourgeois des Questions Sociales, Vol.18, 2005, s.5.

451

Lisbon European Council, Presidency Conclusions, 23-24 March 2000.

452

memurlardan oluşmakta ve Komisyon ile üye ülkeler arasında aracılık yapma görevini üstlenmektedir; başvurduğu temel yöntem açık eşgüdüm yöntemidir.

Görülmektedir ki AB’nin toplu sağlık bakımı alanındaki görevlerinin gelişimi, önce halk sağlığı alanında sorumluluk ve yetki sahibi olmasını sonrasında da görevlerinin sadece halk sağlığı ile sınırlı kalmadığı bir süreç izlemiştir. Sağlık politikasının bazı unsurları Avrupa düzeyine taşınırken, tartışmalı olmayan ve somut kazançlar sağlayabilen konular öncelikli olmuştur. Uluslarüstüne öncelikle taşınan konuların diğer konular ile bağlarının ortaya çıkması ya da bu bağların olgunlaşması zaman gerektirmiştir ve bu durum, aktörleri daha önce planlamadıkları kimi alanlarda işbirliğine gitmek zorunda bırakmıştır.

Diğer yandan AB’nin sağlık alanında artan faaliyetleri, ulusal yetkililerin birbirleriyle görüşme sıklığında da artış yaşanmasına yol açmıştır. Komisyon halk sağlığının korunması ve sosyal koruma sistemlerinin modernizasyonunun sağlanması konularında üye ülkeler arasında işbirliği ihtiyacını vurgulayarak başladığı gündem oluşturma sürecine, belirli kurallar ve politika araçları çerçevesinde söz konusu işbirliğini kurumsallaştırarak devam etmektedir. Ulusal sağlık sistemlerinin Avrupa düzeyinde eşgüdümünün sağlanması da bu sürecin bir parçasıdır.

Açık eşgüdüm yöntemi, AB’nin faaliyete bulunma yetkisinin zayıf olduğu sosyal politika ve sağlık gibi alanlarda ya da yüksek politika hedeflerinin benimsendiği, parasal birlik veya Lizbon hedefleri gibi alanlarda daha sık benimsenen bir yöntemdir453. Bununla birliklikte, bir alanda benimsenen politika önlemleri ve açık eşgüdüm uygulaması başka bir alandaki gelişmelerden etkilenmektedir454. Açık eşgüdüm yöntemi, üzerinde uzlaşıya varılan tavsiyeler yoluyla yakınlaşmayı teşvik edebilir ki bu da ulusal sistemleri Avrupa normları çerçevesinde uyumlu hale getirecek gönüllü değişimleri getirebilir. Açık eşgüdüm Birliğin açık hukuki yetkisinin bulunmadığı ancak öncelik taşıyan konuları

453

Adriaan Schout, Andrew Jordan and Michelle Twena, “From 'Old' to 'New' Governance in the EU: Explaining a Diagnostic Deficit”, West European Politics, Vol.33, No.1, s. 157.

454

Luc Tholoniat, “The Career of the Open Method of Coordination: Lessons from a ‘Soft’ EU Instrument”, West European Politics, Vol. 33, No. 1, 2010, s.100.

belirleyerek, Birlik eylemlerinin önünü açmakta, kimi zaman bağlayıcı yasal önlemlerin alınmasına yol açmaktadır. Açık eşgüdüm yöntemi, tamamen uluslarüstü ya da hükümetler arası bir yönetişim modeli değildir; çok düzeyli bir Avrupa sağlık politikasının ortaya çıkmasına katkıda bulunmaktadır455.

AB’nin sağlık bakımına yönelik faaliyetleri, sağlık sistemlerinin gözden geçirilmesi konusunu gündeme taşıyan Lizbon stratejisi sonrasında, bu yöne genişleyerek devam etmiştir. 15-16 Haziran 2001 tarihlerindeki Göteburg Avrupa Konseyi, sağlık bakımı ve yaşlıların bakımı konularında AB düzeyinde politika geliştirilmesi için çalışma yapılmasını talep etmiştir. Komisyon buradan hareketle, sağlık bakımının ve yaşlıların bakımının geleceği üzerinde odaklanan bir bildiri yayınlamıştır456. Bildiride, üye ülkelerin sağlık sistemlerinin üstesinde gelmek zorunda oldukları bir sorun tanımlanmıştır. Bu, yüksek kaliteli ve herkesin erişebileceği sağlık bakımı sunumu ile sağlık sistemlerinin finansal sürdürülebilirliği gibi farklı hedeflerin eş zamanlı karşılanması sorunudur.

Bildiride, demografik yaşlanmanın sağlık sistemleri üzerinde maliyet baskısı yaratmasının yanı sıra (sağlık bakımı ve uzun süreli bakım harcamalarının toplam sosyal harcamalar içindeki payının yükselmesi) ve nitelikli işgücüne duyulan ihtiyacı arttıracağına, sağlık sistemlerinde köklü değişimlere yol açabileceğine dikkat çekilmiştir. Nüfus yaşlanmasının iki boyutu vardır: artık insanlar hem daha uzun yaşamakta hem de yaşlı nüfusun sayısı artmaktadır. Bu koşullar altında kişi başına düşen sağlık harcamaları artmakta, hastalıkların niteliği değişmektedir. Yaşlılık ve kronik hastalıklar uzun süreli ve hastane dışında sunulan bakıma duyulan bağımlılığı arttırmaktadır ve yapısal değişiklikleri gerektirmektedir. Bildiri, üye ülkelerin sağlık sistemlerini etkileyen bir başka ortak konu olarak, yeni teknolojilerin ve tedavilerin geliştirilmesinden bahsetmektedir. Teknik gelişmenin bir yandan tedavilerin etkinliğini arttırarak verimlilik sağlaması diğer yandan pahalı olması, sağlık harcamalarının planlamasının dikkatli yapılmasını gerektirmektedir.

455

McKee, Mossialos and Baeten (ed.), s.15.

456

European Commission, Communication from the Commission, TheFuture of Health Care and Care for the Elderly: Guaranteeing Accessibility, Quality and Financial Viability, COM (2001) 723 final, 05.12.2001.

Diğer ortak konu, daha iyi yaşam standardı ve refah düzeyidir. Sağlık bakımı talebi ve sunumu yaşam standardına ve eğitim düzeyine büyük ölçüde bağlıdır. Sağlık sistemi açısından bunu üç temel sonucu vardır. Hastalar daha iyi eğitilirse ve sağlıklı yaşam tarzı benimserse, yoğun ve pahalı sağlık bakımına duyulan ihtiyaç uzun vadede azalacaktır. Bu nedenle sağlık politkası halk sağlığının eğitim ve önleme boyutlarına daha fazla eğilmelidir. Hastalar sağlık sistemlerinden daha fazla etkinlik ve kalite talep etmeye başlamışlardır. Yeni bilgi teknolojileri hastaların kendi ülkesindeki uygulamaları başka ülkelerle karşılaştırmasını kolaylaştırmış böylece malların, hizmetlerin ve kişilerin sınır ötesi hareketliliğini teşvik etmiştir. Bu durum, sağlık sistemlerinin işleyişi üzerinde gerek bakımın kapsamı gerek bakımın maliyeti açısından etki yaratmaktadır. Komisyon bildiride, hasta hakları konusunda artan farkındalığa gönderme yaparak “sağlık hizmeti tüketicilerinin” sağlık sistemi içinde hem sağlık çalışanları hem de kamu yetkilileri tarafından bir “ortak” olarak görülmek isteğini ifade etmektedir. Bu bildiride, Komisyon ilk kez, sağlık sistemleri arasında sınır ötesi dolaşım ile kolaylaşan seçim yapma seçeneğinden ve hastaların sağlık sistemi içerisinde bir paydaş olarak görülmesi gereğinden bahsetmiştir457.