• Sonuç bulunamadı

AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİNİN SAĞLIK BAKIMINA YAYILMAS

2.3 SAĞLIK BAKIMINDA AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ

2.3.3 Bireysel Sağlık Bakımının Avrupa Birliği Düzeyinde Gelişim

2.3.3.1 İşbirliği Anlaşmaları

İkili anlaşmalar çerçevesinde, bir üye ülkedeki sağlık sigortası kurumu, başka bir üye ülkedeki sağlık hizmeti sunucusu ile anlaşma yaparak, vatandaşların ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini ulusal sınırların ötesinde almasını sağlayabilmektedir461. İşbirliği anlaşmaları genellikle, sınır bölgelerinin, nüfus yoğunluğunun düşük olduğu bölgelerin ya da küçük ülkelerin tercih ettikleri bir yöntemdir. Böyle ülke ve bölgeler, pahalı sağlık hizmetleri yatırımı yapmaktan yüksek maliyeti nedeniyle

461

İşbirliğinde genellikle ilk aşama, sınırın iki yanında bulunan tedavi seçeneklerinin ve ihtiyaçlarının tespit edilmesi için bilgi alışverişi yapılmasıdır. İkinci aşama, anlaşmaya konu olabilecek tedavi seçeneklerinin sıralanmasıdır. Anlaşma kapsamına alınan tedaviler üzerinde uzlaşma sağlanması ve sözleşmenin imzalanmasının ardından hastalar sınır ötesindeki sağlık hizmeti sunucusundan sağlık bakımı alabilmektedir. Bkz. Van Der Mei, s.276.

uzaklaşmakta ve sermaye yoğun ve yüksek uzmanlık gerektiren hizmetleri yurt dışından almaya yönelmektedirler462. Ayrıca, sınır bölgeleri arasındaki sosyo-kültürel bağlar, sınırın diğer yanındaki yaşantıya alışkın olma, coğrafi yakınlık ve dil benzerliği hasta hareketliliğini kolaylaştırmaktadır463. İşbirliği anlaşmaları ortak donanım alımı, kapasite paylaşımı, fikir alışverişi ya da ortak proje yürütümü ve lobi faaliyetleri şeklinde olabilmektedir464. Sözleşme yöntemi, üye ülkelerin veya sağlık kurumlarının gönüllü olması esasına göre işlemektedir ve üye ülkeler, hasta hareketliliğini kontrol altında tutabildikleri ölçüde işbirliğine gitmeye olumlu yaklaşmaktadır465.

1978 yılında Hollanda ve Belçika’daki sağlık kurumları arasında imzalanan anlaşma, ilk işbirliği örneklerinden birisidir. Zeeland Flanders ve West-Brabant (Hollanda) bölgelerindeki tıbbi tesislerin yetersizliği ve bölge dışındaki bir sağlık kurumundan hizmet alınmasının coğrafi engeller nedeniyle zor olması, bölgeler arası hizmet anlaşması imzalanmasını gerektirmiştir. Hollanda ve Belçika arasında yapılan ikili anlaşma ile, bu bölgelerde yaşayan kişilere Belçika’daki belirli hastanelerde tedavi görme hakkı tanınmıştır466. Sınır bölgelerinde yaşayanların sağlık bakımına erişimi konusunda başka bir örnek, Fransa ve Belçika’daki hastaneler arasındaki anlaşmadır. Fransa’daki hastane, diyaliz taleplerine yanıt vermekte zorlanmaktadır ancak bulaşıcı hastalıklar konusunda da uzmanlaşmıştır. Belçika hastanesi ise, diyaliz talebini karşılayabilme kapasitesine sahiptir ve bazı hastalarını Fransa’daki hastanenin bulaşıcı hastalıklar bölümüne göndermektedir. Bu örnekte, hastane

462

Rosenmöller, McKee, Baeten and Glinos, s.7.

463

Hans Vollaard, “The Challenge of Patient Mobility to Healthcare States in the EU”, ECPR Joint Sessions, Helsinki, 7 – 12 May 2007, s.13 ; Glinos and Baeten, s.22.

464

Helmut Brand, Alfons Hollederer, Ulrike Wolf and Angela Brand, “Cross-border Health Activities in the Euregions: Good Practice for Better Health”, Health Policy, Vol.86, 2008, s.246.

465

Van Der Mei, s.276.

466

Martin McKee, Laura MacLehose and Tit Albrecht, “Free Movement of Patients”, Health Policy and European Union Enlargement, Ed. Martin McKee, Laura MacLehose and Ellen Nolte, Open University Press, Berkshire, 2004, s.161; Van Der Mei, s. 274-276.

hizmetleri arasındaki tamamlayıcılık ve coğrafi yakınlık, işbirliğini kolaylaştıran en önemli etken olmuştur467.

Alman hastalık sigortası fonu, sınır ötesi sağlık bakımı ağı geliştirmiştir. Bu fonlardan AOK Rheinland, Almanya’nın Belçika ve Hollanda sınırındaki hastalık sigorta fonlarının en büyüğüdür. Techniker Krankenkasse ise, Almanya’da ulusal düzeyde hizmet veren üçüncü büyük hastalık fonudur. AOK Rheinland ve Techniker Krankenkasse, diğer üye ülkelerdeki hastanelerle doğrudan ve aracılar kullanarak anlaşmalar yapmıştır. Bu iki sigorta fonunun kapsamındaki kişiler, büyük çoğunlukla Belçika ve Hollanda’ya tatile gitmektedirler. İşbirliği anlaşması, sağlık yardımlarının yanı sıra Almanca konuşan personel temini, hastaların bilgilendirilmesi gibi detayları da düzenlemektedir. Anlaşma, bir yandan Alman hastalık sigorta fonu kapsamında vatandaşlarının bürokratik engellerle karşılaşmadan tedaviye erişimlerini kolaylaşmış, diğer yandan Belçika ve Hollanda’daki hizmet sunucuları, (Belçika’da bir, Hollanda’da on hastane) bürokratik engellerle karşılaşmadan ve daha çabuk şekilde verdikleri hizmetin karşılığını alabilmişlerdir468.

Yüksek uzmanlık gerektiren ve sermaye yoğun tedaviler için yurt dışına hasta gönderen ülkelerden birisi Malta’dır. Malta, coğrafi konumunun getirdiği uzaklık ve az nüfuslu bir ülke olması nedeniyle, hasta hareketliliğini uzun süredir teşvik eden bir ülkedir. Malta, İngiltere ile anlaşma yaparak çoğunlukla yüksek maliyetli, yüksek derecede uzmanlık gerektiren, organ nakli gibi az sayıdaki hasta grubuna yönelik olan sağlık hizmetleri için hasta göndermektedir469. Diğer yandan, İngiliz Ulusal Sağlık Hizmetleri, çoğunlukla eklem ve göz rahatsızlıkları olan hastalarının Fransa

467

Bir başka örnek, Fransa ile İtalya’dan verilebilir. Menton (Fransa) ile Bordighere ve Ventimiglia’daki (İtalya) hastaneleri kapsayacak şekilde kurulan işbirliği, Fransa’daki bir hastane, İtalya’daki iki hastane ve bir diyaliz merkezinin kapasitelerini birleştirmelerini sağlamıştır. Menton’da açılan bir doğum hastanesi (2003 yılı), her iki ülkedeki hastaları kabul etmektedir. Hastalar, Fransız ve İtalyanlardan oluşan bir sağlık ekibinden bakım alabilmektedir. Bkz. Glinos and Baeten, s. 52-54.

468

Thomas Nebling and Hans-Willi Schemken, “Cross-border Contracting: the German Experience”, Patient Mobility in the European Union Learning from Experience, Ed. Magdalene Rosenmöller, Martin McKee and Rita Baeten, World Health Organisation, Copenhagen, 2006, s. 142.

469

İngiltere’ye gidebilmesi için hastanın doktoru tarafından Yurt Dışında Tedavi Danışma Komitesi’ne sevk edilmesi gereklidir. Komite, tedavinin ulusal sağlık paketinin bir parçası olması, Malta’da bu tedavinin alınmasının mümkün olmaması, deneysel nitelikte olmaması ve kanıta dayalı olması kriterlerine bakarak, hastayı yurtdışına gönderme kararını vermektedir. Bkz. Glinos and Baeten, s. 65-66.

ve Almanya’da tedavi görmesi amacıyla anlaşma yapmıştır. Fransa ve Almanya’da tedavi olan İngiliz hastalar genellikle bu uygulamadan memnun kalsa da, İngiliz doktorlar hastaları yurt dışına gönderme konusunda isteksiz davranmışlardır. Alman doktorlar ise, yeterli tıbbi bilgi ve geri bildirim verilmemesinden şikayet etmişlerdir470.

Hasta hareketliliği, kurumsal anlaşmalar dışında, AB’nin bölgesel işbirliği girişimleri kapsamında da teşvik edilebilmektedir. AB içinde bölgesel işbirliği girişimleri, bütünleşme dinamikleri ile paralel gelişim göstermiş ve bu süreçte AB fonları büyük ölçüde özendirici olmuştur471. Sınır ötesi işbirlikleri özellikle 1990’dan itibaren artış göstermiş ve çok sayıda bölgeye AB’nin Interreg programı altında Avrupa Kalkınma Fonu’ndan mali destek aktarılmıştır472. 2004 yılında “Euregio-AB içinde sınır ötesi faaliyetlerin değerlendirilmesi” konulu bir proje başlatılmıştır. Üç yıllık bu proje, Halk Sağlığı Programı altından mali destek almıştır473. “Avrupa bölgesi”ni ifade etmek üzere Euregio terimi kullanılmaktadır ve proje sonuçlarına göre, sağlık konusu, Avrupa bölgesinde geliştirilen işbirliği alanları arasında, önem derecesi değişmekle birlikte, çoğunlukla yer almaktadır. Avrupa bölgelerinde sağlıkla ilgili çalışma grupları kurulmakta, bilgi paylaşımının yanı sıra eylem planları geliştirilmektedir474.