• Sonuç bulunamadı

İç Pazarda Politika Bağlantıları ve Yayılma

AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİNİN SAĞLIK BAKIMINA YAYILMAS

2.2 YENİ İŞLEVSELCİLİK VE AVRUPA İÇ PAZARINDA BÜTÜNLEŞME

2.2.3 İç Pazarda Politika Bağlantıları ve Yayılma

Avrupa tek pazarının oluşturulması sürecinde AB’nin görevlerinin kapsamı ve düzeyi genişlemiştir366. Düzey genişlemesinde Parlamento’nun yasama sürecindeki rolü önem taşımaktadır. Tek Senet’te, işbirliği usulü çerçevesinde Parlamento’ya yasama yetkisini Konsey ile paylaşma olanağı verilmiştir367. Tek pazar programı ve Tek Senet ile kurulan işlevsel bağlar sonraki antlaşmalarda devam etmiştir: Maastricht Antlaşması ile ortak karar usulü kabul edilmiş; Parlamento’ya Konsey ile eşit düzeyde yasamaya katılma yetkisi verilmiştir ve işbirliği usulünün kapsamı yeni alanlara genişletilmiştir. Amsterdam Antlaşması ile işbirliği usulü kaldırılmış ve ortak karar usulü yeni politika alanlarına genişletilmiştir. Lizbon

363

Dinan, s.105.

364

Romano Prodi and Neil Kinnock, “The Commission and Non-Governmental Organisations: Building a Stronger Partnership”, Commission Discussion Paper, Brussels, 2000, s. 4-5.

365

Rainer Eising, “Interest Groups and the European Union”, European Union Politics, Ed. Michelle Cini, Oxford University Press, Oxford, 2004, s.197., s. 192-210. AB, toplumsal gruplara yönelik bu yaklaşımını resmi olarak ilk kez 1992 yılında sunulan “Komisyon ve çıkar grupları arasında açık ve yapılandırılmış diyalog” başlıklı politika belgesinde açıklamıştır. Bkz. European Commission, “An Open and Structured Dialogue between the Commission and Interest Groups”, Policy Paper, 1992, http://ec.europa.eu/civil_society/interest_groups/docs/v_en.pdf (25.09.2007).

366

Kapsam ve düzey genişlemesi hakkında ayrıntılı bilgi için 2.1.8.3 No’lu AB’nin Görev Alanının Genişlemesi başlıklı bölümde verilmektedir.

367

Dimitris N. Chryssochoou, Theorizing European Integration, 2.b., Routledge, Oxon-New York, 2009, s.49.

Antlaşması ile 40 yeni alan ortak karar usulü kapsamına alınmıştır. Bu şekilde Parlamento’nun bağlayıcılığı ve söz sahibi olduğu alanlar zaman içerisinde artış göstermiştir368.

Ayrıca, tek pazar programı Komisyon’un AB içindeki merkezi rolünü güçlendirmiştir. Tek pazar, Komisyon’un tüm genel müdürlüklerini şu yada bu şekilde ilgilendiren, planlama ve uygulama aşamasında Komisyon’un yetkisinin artmasını doğal olarak getiren bir durumdur369. Delors Komisyonu, politikalarda yenilik yapmaya yoğunlaşmış; Delors Komisyonu’ndan sonra gelen Santer Komisyonu mevcut tek pazar kurallarının güçlendirilmesine öncelik vermiştir370. 1999-2004 yılları arasında görev yapan Prodi Komisyonu, genişleme ve yeni komşularla ilişkiler; kurumsal reform; istihdam artışını ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayan ekonomik büyüme hedeflerine odaklanmış ve bütünleşmeyi derinleştirmeyi amaç edinmiştir. Prodi, komisyon üyelerinin Parlamento onayından geçmesinden önce Parlamento’da yaptığı konuşmada, yeni dönemde Komisyon’un yeni hedefler koymaya devam edeceğinin işaretini vermiştir; AB vatandaşlığı duygusunun geliştirilmesi bu hedeflerden birisidir371. Vatandaşlara ve vatandaşlığa yapılan vurgu ekonomik yönden bütünleşmiş Avrupa’nın siyasi yönden bütünleşmiş bir Avrupa’ya dönüşmesinde önemli bir semboldür.

Barosso Komisyonu 2004-2009 döneminde Orta ve Doğu Avrupa genişlemesinin ardından Avrupa’nın güç kazanmasına odaklanmıştır. 2004 yılındaki Taslak Anayasal Antlaşma ve 2005 yılındaki Lizbon Stratejisinin canlandırılması girişimleri bu döneme damgasını vurmuştur. Avrupa bütünleşmesinden kaynaklanan baskıların yanı sıra, küreselleşme, enerji güvenliği, iklim değişikliği ve göç gibi dış

368

European Parliament, “European Parliament and the Lisbon Treaty”,

http://www.europarl.europa.eu/parliament/public/staticDisplay.do?id=66 (12.08.2010).

369

Dinan, s.105

370

Young and Wallace, s.107.

371

Romano Prodi’ye göre, ortak pazardan tek pazar ve tek paraya geçiş ile ekonomik bütünleşmede; ortak kurumlar ve doğrudan seçimle işbaşına gelen Parlamento ile siyasi bütünleşmede önemli aşamalar kaydeden AB’nin yeni hedefi Avrupa vatandaşlığı duygusunun yaratılmasıdır. Avrupa vatandaşlığı duygusunun yaratılması ortak kader duygusunun paylaşılmasına dayanmaktadır. Bkz. Romano Prodi, Speech to the European Parliament, Strasbourg, 14.09.1999, s.2.

faktörler de AB’nin harekete geçmesini gerekli kılmıştır. Komisyon, bu alanlarda açık düzenlemeler getirmiştir372. Komisyon, tek pazar ile vatandaşlar arasında bağ kurulmasına önem vermiştir. “Vatandaşların Gündemi-Avrupa için Sonuç Yaratmak”373 başlıklı bildiri, AB vatandaşlarının AB’ye duydukları güvenin arttırılmasını ve vatandaşların önceliklerine odaklanılarak yeni politikaların oluşturulmasını amaçlamaktadır. Gündem tek pazarın gelecek perspektifiyle yeniden şekillendirilmesini önermektedir; bu doğrultuda Komisyon “21. Yüzyıl Avrupası için bir Tek Pazar”374 başlıklı bir bildiri hazırlayarak, AB’yle vatandaşlar arasındaki

bağları geliştirmeyi ve küresel bir aktör olarak AB’nin rolünü güçlendirmeyi amaçlayan politikalar önermiştir375.

2010-2014 dönemi için tekrar görevlendirilen Barosso ve ekibi bu dönemde öncelik alanları olarak, 2008 finansal krizinin AB içindeki etkileri ile mücadele ve Avrupa’da sosyal piyasa ekonomisinin sürdürülebilirliği; bireyleri AB faaliyetlerinin merkezine alan bir vatandaşlar gündemi376 oluşturulması; AB’nin dış aktör olarak rolünün güçlendirilmesi, AB’nin işleyişinin modernleştirilmesi konularını benimsemiştir377. Yeni Komisyon’un öncelikleri, önceki dönemlerle paralellik

372

“2004-2009: An evaluation of the Barroso Commission”, Euractiv,

http://www.euractiv.com/en/priorities/2004-2009-evaluation-barroso-commission/article-184826 (12.07.2010).

373

European Commission, Communication from the Commission to the European Council-A Citizens’ Agenda - Delivering results for Europe, Brussels, 10.05.2006, http://eur-

lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=COM:2006:0211:FIN:EN:PDF (15.05.2009).

374

European Commission, Communication from the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Committee of the Regions - A single market for 21st century Europe, Brussels, 20.11.2007, http://eur- lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=COM:2007:074:FIN:EN:PDF (12.05.2009).

375

Bildiriler, bağlayıcı olmayan politika araçlarıdır. Bu nedenle, üye ülkeler, Komisyon’un önerilerini uygulayıp uygulamama konusunda serbesttirler. Diğer yandan bildiri kapsamında hangi kavramların birlikte ele alındığı, hangilerinin ise ele alınmadığı siyasi açıdan bir seçim yapıldığını göstermektedir. Düşüncenin söylenmesi de bir eylemde bulunulmasını ifade etmektedir. Komisyon’un tek pazar ve vatandaşlar arasında bağ kurma düşüncesini dile getirmesi, bu anlamda kendi başına önem taşımaktadır. Komisyon, söz konusu düşüncenin üye ülkeler tarafından benimsenmesinin ardından, daha somut ve bağlayıcı önerilerle hayata geçmesini sağlayabilir. Bkz. Thomas Diez, “Speaking Europe”, Journal of European Public Policy, Vol. 6, no. 4, 1999, s. 4-5.

376

European Commission, , 10.5.2006.

377

European Commission, Communication from the Commission- Commission Work Programme 2010:Time to act, Vol. İ, COM(2010) 135 final, Brussels, 31.03.2010, s.3.

içerisindedir ancak farklı olarak, ekonomik ve sosyal Avrupa arasındaki bağ daha ön plana çıkarılmaktadır. Finansal kriz sonrasındaki süreçte Komisyon, finansal krizle mücadele ve Avrupa sosyal modelinin değerleri arasında bir bağ kurmuştur378.

Krizler, bütünleşme mantığının yeniden ele alınmasına ve bütünleşmenin yapısının yenilenmesine zemin hazırlamaktadır379. Finansal kriz bu anlamda hem ayrışma riski hem de daha fazla bütünleşme fırsatı sunmaktadır. Komisyon, krize karşı birlikte hareket etme zorunluluğunu vurgulayarak, kriz daha fazla bütünleşme sağlayacak yönde yönetmeye çalışmaktadır. Barosso’nun krizle mücadelede, ekonomik nitelikli önlemlerden önce, kriz ve sosyal Avrupa arasındaki bağa vurgu yapması ve bu işlevsel bağı işleyerek Avrupa’da dayanışma konusunu bir AB önceliği haline getirmesi bunun bir göstergesidir ve işlenmiş yayılma örneğidir. İşlenmiş yayılmada uluslarüstü aktörler ortak çıkar kapsamında görülen alanlarda üye ülkeler arasında işbirliği kurulmasını teşvik eder380 ya da üye ülkelerin daha ileri bütünleşmeye isteksiz davrandığı durumlarda bir uluslarüstü ya da ulusötesi gündem oluşturmaya çalışır381. Bunu yaparken de mevcut bağları (işlevsel ya da siyasi) işlemekte, şekillendirmektedir.

Komisyon önceliklerinin farklı alanlara yayılması, Komisyon’un daha geniş bir politika yelpazesinde görev yapmak istemesi demektir. Ancak bu, Komisyon açısından iç pazarın öneminin azaldığı şeklinde düşünülmemelidir. İç pazar hem AB’nin kalbine en yakın politika alanı olması382 hem de Komisyon’un açık yetkiye

378

José Manuel Barroso’ya göre, Avrupa’nın yaşadığı kriz sadece finansal ya da ekonomik yapıyı değil aynı zamanda Avrupa toplumlarının değerlerini etkileyen bir kriz ve kriz, 21. yüzyılın dünyasının büyük ölçüde karşılıklı bağımlı hale geldiğini de göstermektedir. Bkz. José Manuel Barroso, Political Guidelines for the Next Commission, Brussels, 2009, s. 18-30.

379

Ludger Kühnhardt, “European Integration:Success Through Crises”, Crises in European Integration Challenges and Responses, 1945-2005, Ed. Lüdger Kühnhardt, Berghahn Books, New York, 2009, s.6. 380 Macmillan, s.792. 381 Jensen, 2004, s.85. 382 Nugent, 2003, s.51.

sahip olduğu bir alan olması itibariyle, Komisyon’un uluslarüstü lider rolü ve Avrupa bütünleşmesinin ilerleyebilmesi açılarından önem taşımaktadır383.

Üye ülkelerin ve kamuoyunun ilgisi başka alanlara da kaysa, iç pazar, bütünleşmenin itici gücünü oluşturmaya devam etmektedir. İç pazara yönelik mevzuat AB müktesebatının yaklaşık %70’ni oluşturmaktadır384. Bütünleşmiş bir pazar oluşturulması sonu belirli olan bir görevden ziyade, ihtiyatlı hareket edilmesini gerektiren ve sürekli güncellenen bir süreç olduğundan, bu oran iç pazarın, AB faaliyetlerindeki ağırlıklı yerini göstermektedir ancak rakamsal olarak nihai bir sonuç göstermemektir. Bütünleşme derinleştikçe, AB içinde etkileşim ve hareketlilik artış göstermektedir. İç pazarın tamamlanmasına (tarife dışı engellerin ve mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı önündeki kaldırılmasına) yönelik önlemler ve tek paranın kullanılmaya başlanması, genişleme ile birleşince AB içi ticaret ve doğrudan yabancı yatırımın oranı yükselmiştir. 1995-2005 yılları arasında AB-25 içi mal ticaretin GSYH’ye oranı %29’dan %37’ye yükselmiştir. Aynı dönemde, AB-15 içi doğrudan yabancı yatırım giriş oranı %53’ten %78’e ; AB-25 içi doğrudan yabancı yatırım giriş oranı %70’den %82’ye yükselmiştir385. İç pazardaki hareketlilik ve etkileşim, küreselleşme ile değişen koşullardan etkilenmektedir.

İç pazarın kendi iç dinamiklerinin yanı sıra içinde bulunduğu bağlamın sürekli değişim içinde olması, iç pazarda pek çok engelin kaldırılmasına rağmen

383

Burada, Komisyon’un yetkisi mevcut kuralların güçlendirilmesi ile yeni kurallar koyulması durumlarında farklılık göstermektedir. Mevcut kuralların güçlendirilmesi söz konusu olduğunda, Komisyon antlaşmaların koruyucusu olarak bunu hem görev hem de hak olarak, sadece ATAD’ın kontrolü altında yerine getirebilmekte; başka kurumlardan onay almasına gerek olmamaktadır. İç pazarda yeni kuralların konulması ve yeni politika girişimlerinin başlatılması durumunda ise Komisyon tek başına hareket edememekte, diğer kurumların onayına ve yetki vermesine gerek duymaktadır. Bkz. Mario Monti, A New Strategy For the Single Market At The Service of Europe's Economy And Society, Report to the President of the European Commission José Manuel Barroso, Brussels, 09.05.2010, s.22.

384

Peterson and Bomberg, s. 60.

385

AB-25 ülkeleri arasındaki ticareti gösteren bu rakam, 2004 genişlemesi ile üye olan ülkeleri kapsamaktadır. Aynı dönem için AB-15 ülkeleri arasındaki ticaret %29’adan %34’e yükselmiştir. Genişlemenin, Birlik içi ticarete etkisi burada görülmektedir. Bkz. Fabienne Ilzkovitz, Adriaan Dierx, Viktoria Kovacs and Nuno Sousa, “Steps towards a deeper economic integration: the Internal Market in the 21st century A contribution to the Single Market Review”, European Commission Economic Papers, No. 271, Brussels, 2007, s. 30-33.

sürekli yenilerinin ortaya çıkması demektir386. AB’nin karşılaştığı sorunların, özellikle güncel olan finansal kriz, büyüme, rekabetçilik, iklim değişikliği, işsizlik, sosyal kaynaşmaya dair sorunların çözümü, iç pazarda kesişmektedir387. Her yeni engelin aşılması, üye ülkeler arasında yeni işbirliklerinin geliştirilmesi; Komisyon başta olmak üzere ortak kurumların müdahale etmesi; konuyla ilgili toplumsal grupların politika oluşturma sürecinde etkili olmak amacıyla üye ülkelere ve Birlik kurumlarına baskı yapması gibi çeşitli boyutları olan bir hareketlilik getirmektedir. Hareketlilik nedeniyle iç pazarda sektörler arasında var olan dengenin bozulması, diğer ilgili sektörleri de dahil ederek yeniden denge kurulmasını gerekli hale getirmektedir. Her yeni denge arayışı bütünleşme sürecinde bir meydan okumadır ve Avrupa bütünleşmesi değişen meydan okumalara uygun yanıtların verilmesine yönelik çabalar bütünüdür. Yanıt verme siyasi bir süreçtir ve bu süreçte işlevsellik ve faydacılık etkili olmaktadır388.