1.6. Haberleşme ve Ulaşım Ağı
1.6.2. Ulaşım Ağı
20 Temmuz 1892 tarihli Bitlis isimli vilayet gazetesinde yolun anlam ve önemini
ifade eden “Tarîk” başlıklı yazının girişi şöyledir533: “Tarîk, cism-i memleketin arkı
531 1892 yılında Bitlis Telgraf Müdürü Mustafa Efendi ile Bitlis Valisi arasındaki bir anlaşmazlık
sonucunda müdürün görevden alınmasıyla neticelenmiştir. Meclis-i Vükelâ’ya yansıdığı kadarıyla, Bitlis halkından 500 kadar kişi telgrafhanede toplanıp vali aleyhine Dersaâdet’e telgraf çekmişlerdir. Bunun haber alan vali çekilen telgrafın kopyasını telgraf müdüründen talep etmiş, kopyanın mevcut olmadığı cevabını almıştır. Bunun üzerine telgraf müdürünün görevden alınması için Meclis-i Vükelâ’ya telgraf ile müracaat neticesinde 26 Haziran 1892 tarihinde müdür suçlu bulunarak görevden alınmasına karar verilmiştir. Mustafa Efendi Temmuz ayında görevden alınmış ve yerine Hadi Bey tayin edilmiştir. Soruşturmanın diğer detayları için bkz. BOA. MV. 70/26, 01 Z 1309 (28 Mayıs 1892) ; BVG, S. 278.
532BOA. DH.MB..HPS. 22/54, 21 B 1331 (26 Haziran 1913). 533BVG, S. 278.
mesâbesindedir. Madde-i hayat arkdan, mâye-i servet de tarîkden cereyân eder.” Yolun
taşra vilayetlerinde ne anlam ifade ettiğini izah eden bu cümleden hareketle ulaşım ağı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini ifade eden siyasî, sosyo-kültürel ve iktisadî hayatı
etkileyen önemli bir unsurdur534. Osmanlı Devleti’nin ulaşım durumuna bakıldığında,
Anadolu Selçuklular ve önceki dönemlerde inşa edilmiş yolların bir kısmının hâlâ kullanıldığı ve bir kısmının ise eski önemini yitirip kaybolduğu görülmektedir. Osmanlı Devleti çoğunlukla bu yolların tamiri ve bakımı ile işlevselliğini sağlamıştır. Bu hiç yol yapmadığı anlamına gelmemelidir. Zira gerektikçe yeni yollar da yapılmıştır. Fakat yeni yol yapma önceliği genellikle askerî amaçlı olmuştur. Yeni yol yapma işi çok teferruatlı ve uzun soluklu çalışma ile mümkün olabilmektedir. Bununla birlikte ciddi bir bütçe de gerektirmektedir. Osmanlı Devleti’nin son yüzyılındaki siyasî geri kalmışlık, beraberinde ekonomik bir geri kalmışlığı da getirmiştir. Sanayi gelişememiş ve mevcut hammaddeler/doğal kaynaklar işletilememiştir. Bu tablonun oluşmasında önemli bir pay da imal edilecek ürünlerin pazarlanmasını sağlayacak gelişmiş bir ulaşım ağının olmayışıdır. Üretilen ürün fazlalığı dışarıya ihraç edilemediği için ticaret ve sanayi gelişememiş, dolayısıyla ekonomik bir gelişim de sağlanamamıştır. Ulaşım ağının önemine binaen Tanzimat Dönemi’nde 1864 tarihli Vilayet Nizâmnâmesiyle ulaşım
çalışmaları düzenli bir hale getirilmiştir. Bu kapsamda yol ve köprü yapımı
konusunda Mithat Paşa’nın Tuna valiliği sırasında 3 yılda 3.000 km yol ve 1.400 tane
köprü yapmış olması, bu alanda yapılacak yatırımlar için örnek teşkil etmiştir535. Bu
başarılı gelişmeden sonra diğer valilerde kendi vilayetleri için benzer yatırımlara girişmişlerdir.
Karayollarının yapım ve bakımı ile ilgili yetki karmaşasına son vermek adına ilk nizâmnâme Memâlik-i Mahrûse-i Şahane Yollarının Tanzim ve Tesviyesi Hakkında
Nizâmnâme ismiyle düzenlenmiştir536. Buna göre ilk üçünde arabaların işleyeceği
yapıda olmak üzere yollar dört kısma ayrılmıştır. Nizâmnâmenin getirdiği yeni bir uygulama daha vardır. O da yolların yapım ve tamirinde halka ücretsiz, mecburi çalışma yükümlülüğü getirilmesidir. 18-60 yaş arasındaki sağlıklı erkekler, 5 senede 20 gün olmak üzere ücretsiz bu yollarda (bedel-i turuk olarak) çalışmak zorundaydılar. İsteyen
534Bu cümleye paralel olarak Bitlis Gazetesinde “Bir memleketde ticâretin tevsî’i (genişletilmesi),
zirâ’atin tekessür (çoğalma) ve tenvî’i (çeşitlenmesi), servetin tezâyüdü, ma’îşet (çalışma) ve emniyetin istikmâlı ve takdîri, gibi intizâmât-ı esâsîye … hep yolların vücûduyla kâ’imdir.” denilmiştir. BVG. S.278.
535 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.VII, Ankara 1977, s.275.
vatandaş yılda 4 gün çalışmak veya 12 kuruşluk bir ödeme ile bundan muaf
olabiliyordu537. Zorunluluk sadece insanlar için değildi. Arabalar ve yük hayvanları da
bu kapsamdaydı538. Devlet ve sancak yolları devlet-vatandaş işbirliğiyle, mühendislerin
denetiminde ücretsiz çalışacaklarla; kaza ve köy yolları ise yıllık belirlenecek bir oran ile yine oradaki halk tarafından yapılacaktı. Yolların malzemesi devlet tarafından karşılanacaktır. 26 Ağustos 1869 yılında kabul edilen Turuk ve Meâbir Hakkında
Nizâmnâmede de yol çeşitliliği değişmemiştir. Buna göre yollar dört gruba ayrılmıştır:
Devlet, sancak, kaza ve köy yolu539. Devlet yolu 9 metre, sancak yolu 7 metre, kaza
yolu 5.5 metre ve köy yolu 3 metre genişliğinde olacaktır540. Ayrıca Ticaret Nezaretine
bağlı olup, yapılacak yol ve köprülerle ilgili bütün işleri koordine edecek bir merkez olacak Turuk ve Meâbir İdare-i Mahsusâ’sı kurulmuştur. Yeni nizâmnâme ile mecburi mükellefiyet yaşı 18’den 16’ya indirilmiş ve zorunlu olan 20 günlük çalışmaya gerektiğinde 10 gün daha eklenebilecektir. Bu uygulama 1875 yılında kaldırıldıysa da
1879 yılında tekrar konulmuştur541. 1879 yılında imparatorluğun tamamının kapsayan
yeni bir tasarı hazırlanmıştır. Karayolları, demiryolları, limanlar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bu tasarıya göre yollar turuk-ı umûmiye (devlet yolları) ve turuk-ı hususiye (vilayet yolları) diye ikiye ayrılmıştır. Devlet yolları Asya ve Avrupa’da toplam 47 yol
ve 3.576 km, vilayet yolları ise 27.500 km olarak belirlenmiştir542. Vilayetlerde Tarik
Eminleri bu işlerden sorumlu olacaklardır. Ayrıca her sene vilayet meclis-i umûmisine valiler, yollar ile ilgili programı sunacaklardır. Vilayetlerde yapılmış/yapılacak yollar, bunlara tahsis edilen bütçeler ve gelecek yıl aktarılacak bütçeler ile ilgili Turuk ve Meâbir İdaresi’nce hazırlanan detaylı raporlar Nâfia Nezareti’ne gönderilecektir. Nezaret bünyesindeki Meclis-i Meâbir’de gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra durum, Bâbıâli’ye intikal ettirilecektir. Buradan çıkan karar vilayetlere bildirilecektir. Bu nizâmnâmelere ek olarak ihtiyaca binaen birçok talimat çıkarılmıştır.
537 Zorunlu olan 4 günlük çalışma süresinin Bitlis’te 12 güne kadar çıkarılabildiği Bitlis’teki İngiltere
Konsolosunun muhtırasından anlaşılmaktadır. Muhtıranın tamamı için bkz. BOA. Y.EE. 13/4, 29 Z 1310 (14 Temmuz 1893).
538 Bu mükellefiyetten devlet memurları, askerler, imam, papaz, haham, öğretmen ve diğer din görevlileri
muaftır. Yazıcı, “a.g.m.”, s.362-363.
539 Bu nizâmnâme, 4 fasıl ve 28 maddeden oluşmuştur. Düstûr, Tertip I, C.II., s.302-309; Çadırcı,
Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin…, s.299-300.
540Çakıldan veyahut kırma taştan olan şoselerin kalınlığı devlet ve sancak yollarda 25 cm, kaza ve köy
yolunda 20 cm olacaktır. Yolların her iki tarafına hendekler kazılacak, gereken yerlerde duvar inşa edilecektir. Çay veya akarsu denk gelirse buralara da köprü inşa edilecektir. Musa Çadırcı, “Tanzimat Döneminde Karayolu Yapımı”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü
Araştırmaları Dergisi (AÜDTCFTBAD), C.15, S. 26, Ankara 1991, s. 155.
541 Karal, a.g.e., C.VIII. s.462.
Medeniyetin kalbi olan şehirlerin hayat damarı yollar/ulaşımdır. Ulaşım kanalları ne kadar gelişirse şehir de o oranda gelişir/değişir ve “Gidemediğin yer senin
değildir” sözünün bir gereği olarak Osmanlı Devleti, toprakların her bir karışında
nüfuzunu hissettirmek adına yol inşasına ayrı bir önem vermiştir. Osmanlı Devleti’nin geneli için yapılması düşünülen yollar ve köprülerin Bitlis kısmına bakıldığında öncelikle Bitlis’in bulunduğu konumdan kaynaklı özel bir durumu olduğu ifade edilmelidir. Zira Bitlis, Anadolu’nun doğu ve güneyini birbirine bağlayan bir geçiş bölgesindedir. Bundan dolayı burada planlanacak yol yapım ve bakım çalışmalarında bu durum göz önünde bulundurulmuştur. Bitlis vilayetinin merkez sancağından başlanarak -öncelik sancak merkezleri olmak üzere- yolların yapımının projelendirildiği görülmektedir. Bitlis’i dış dünyaya bağlayan yollarla ilgili Bitlis Valisi Hüsnü Efendi,
raporunda şöyle demiştir543: “…Vilâyetin iki yolu vardır ki birisi Muş ve Hınıs ve
Erzurum üzerinden Trabzon sâhiline ve diğeri Diyarbekir ve Haleb tarîkiyle İskenderun iskelesine muhtedd (sınırlanmış) olub her ikisi de ticâret ve ‘askerlik noktasından yegâne vâsıta-i münâkile ve muvârede (gidip gelme) olduğu halde bidâyet-i teşkîlinden beri dâhili vilâyetde maksad-ı ma’rûzu hakkıyla te’mîn edecek sûretde inşâ’ât ve i’mâlât vücûda getürülememişdir...” Bitlis ile havalisindeki tütün tüccarları mallarını
Erzurum’a taşırlardı. Burada toplanan tütünler Trabzon limanına ve oradan da İstanbul ve diğer yerlere gönderilirdi. Erzurum yolu bu yönüyle önemliydi. Bitlis için önem arz eden diğer bir güzergâh Rusya ve İran yollarına bağlantı noktası konumunda bulunan Van ve Diyarbakır yoluydu. Bitlis’ten Diyarbakır, Van ve Erzurum yönünde yapımı planlanan yollar coğrafi yapının elverişsiz olmasından dolayı oldukça zor ve maliyetli olmuştur. 1881 yılı itibariyle yapımı planlanan yollara bakıldığında Bitlis – Erzurum
arasındaki Rahva büyük yolu 170 km544, Bitlis – Diyarbakır yolu 150 km ve Bitlis –
543BOA. DH. MKT. 2881/13, 2 B 1327 (20 Temmuz 1909).
544 Bu yolun yapımı için Erzurum’dan Bitlis’e doğru 4 saat mesafedeki yolun inşası tamamlanmış ve
arabaların geçebileceği büyüklükte bir yolun yapıldığı ifade edilmiştir. Rahva yolunun geriye kalan kısmı için ise Bitlis valiliğine görev verilmiş, gerekli olan inşaat malzemelerinin ise Erzurum’dan tedarik edilebileceği bildirilmiştir. Yolun yapımı için ileri sürülen gerekçeye bakıldığında; “…Bitlis kasabası
ticâretgâh bir mahal olub elviye ve vilâyât-ı mütecâvire ile beraber Haleb ve Bağdad ve Musul ve Ma’muratü’l-‘aziz vesâ’ir bu gibi bezirgâh olan mahallelerle münâsebât-ı ticârîyesi olduğuna ve ihrâcât ve idhâlâtı kesret üzre bulunmasına binâ’en…” denilerek yolun önemi ifade edilmiştir. İşe başlamak için
ise nisan ayının uygun olacağı zikrolunmuştur. Ayrıca yol çalışmasında çalışacak kişilerden bedel-i nakdi alınmaması özellikle istirham edilmiştir. Zira çalışacağım deyip işe götürülen bazı kişilerin burada pişman olarak gerekli bedeli ödemeye razı oldukları dönem içindeki kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bir de çalışanların güvenliğinin sağlanması adına Muş Redif Binbaşısı Abdi Efendi’nin komutasında bir yüzbaşı ve iki mülazım görevlendirilmiştir. BOA. A.MKT.MHM. 486/57, 11 Ca 1298 (11 Nisan 1881).
Siirt yolu 18 km olduğu görülmektedir545. Yeni yolların yanında mevcutlarının da tamirine gayret edilmiştir. 1883 yılında Siirt ile Bitlis arasındaki 11 saatlik yolun ancak 1.5 saatlik kısmının tesviyesi yapılabilmiştir. Bundan dolayı yolun geriye kalan
kısmının da yapımı için bir maliyet hesabı çıkarılmıştır546. 1887 yılında Bitlis şehir
merkezinin su baskınlarına maruz kaldığı bundan dolayı merkezdeki yolların bozulduğu ifade edildikten sonra Siirt yolundaki köprü ve yolların tamirinin zorunluluk arz ettiği
beyan edilmiştir547.
Yollar ile birlikte yapım ve tamiri ile ilgili titizlikle üzerinde durulan diğer bir konu ise Bitlis merkez ve merkeze bağlanan yollar üzerindeki köprülerin yapım ve tamiridir. Bitlis’in içinden geçen suyun üzerinde 24 taş köprü vardır. Kemerli olarak yapılmış bu köprülerin en eski olanları Alemdar, Gazi Bey, Hüsrev Paşa, Efselağa,
Aynel Berid, Hatuniye, Karadede, Değirmen, Arap ve Şerefiye köprüleridir548. 1887
yılında merkeze bağlı yollar üzerinde bulunan Diyadin ve Paşahamamı köprüleri
yeniden yapılmıştır549 . Aynı şekilde vilayetteki umûmi yollar üzerindeki diğer
köprülerin derhal inşası ve önemi ikinci ve üçüncü sırada olan diğer köprülerin ise bu
sıraya göre yapılması önerisi vilayet meclis-i umûmisince karara bağlanmıştır550. Öte
yandan vilayet dâhilindeki küçük nehir ve dereler üzerinde yapılmış ahşap köprülerin zamanla çürümesi ve tehlike arz etmesinden dolayı tamiri için oradaki halkın bedel-i
amelesiyle bu işin giderilmesi istenmiştir551. 1891 yılında Bitlis Belediyesi’nce kargir
olarak yapımı tamamlanıp hizmete açılan Subaşı Köprüsü ile birlikte Aşağı Demirciler Çarşısı ile Arasaaltı Çarşısı arasında bulunan diğer bir köprünün de inşasına
545 Cuinet, yolların çok emek verilerek inşa edildiğini ifade etmiştir. Vital Cuinet, La Turquie D’Asie
(Geographie Administrative Statistique Descriptive et Raisonnee de Chaque Province de L’asıe – Mineure), C.II, Paris, 1891, s.548.
546 Yapılan maliyet hesabına bakılırsa taş kırabilecek alet ve edevatlar, 600 kiyye barut (1 kiyyesi 14
kuruştan 8.400 kuruş), 6.000 arşın lağım fitili (1 arşını 30 pareden 4.500 kuruş) ve çalışanların maaşı için 18.000 kuruş ki toplamda 30.900 kuruşluk bir maliyet hesaplanmıştır. Bu muhasebeye bakıldığında personel giderinin en büyük maliyet olduğu görülmektedir. İhtiyaç duyulan miktarın hazineden temini talep edilmiştir. Aynı yıl için Bitlis vilayeti bütçesine yol/köprü yapım ve tamiri için 150.000 kuruşluk bir tahsisat konulmuştur. BOA. ŞD. 1455/11, 07 L 1300 (21 Ağustos 1883).
547 Siirt yolu siyasî ve askerî açıdan önem arz ettiğinden bir an önce tamiri talep edilmiştir. BOA. DH.
MKT. 1446/98, 25 Z 1304 (15 Ağustos 1887).
548 Yurt Ansiklopedisi,“Bitlis”, s.1436.
549 Köprülerin tam kargir (sütunsuz) olarak yapıldığı ifade edilmiştir. BOA. DH.MKT. 1465/75, 7 Ra 1305
(23 Kasım 1887); 1891 yılına gelindiğinde Bitlis ve Van vilayetlerindeki nehirlerin çoğunda köprü olmadığı, mevcut köprülerin ise tamir ve bakıma ihtiyacı olduğu ifade edilmiştir. Murad Nehri üzerindeki eski köprünün tamir edilmesinin zarurî bir hal aldığı örnek olarak verilmiştir. BOA.DH. MKT. 1808/38, 2 B 1308 (11 Şubat 1891).
550 Kararın tam metni için bkz. BOA. DH. MKT. 2871/94, 21 C 1327 (10 Temmuz 1909).
551 Bitlis meclis-i umûmisinin bu yöndeki kararı nezaretçe yerinde görülerek onaylanmıştır. BOA. DH.
başlanmıştır552. 1890’da vilayete bağlı sancaklardan Genç sancağı merkezine 1.5 saat mesafedeki Catun Nehri üzerinde aynı isimle inşasına başlanan köprü için 8.220 kuruşluk bir ödenek halk tarafından toplanmıştır. Yöredeki halkın hem malıyla ve hem
de bedeniyle bu inşaatta çalıştığı ifade edilmiştir553. 1891’de Bitlis ile Hizan ve Van ile
Müküs yollarının kesiştiği Pervari’de, tuz memlehanelerinin bulunduğu alanda nehir üzerinde yapılmış olan Kib Köprüsünün tamiri için halktan 300 kuruşluk bir ödenek temin edilmiştir. Bununla birlikte 350’den fazla halktan kişinin yardımıyla köprü tamir
edilerek tekrar hizmete açılmıştır554. 1892’de Şirvan kazası dâhilindeki Zevzik köyünde
ve Bohtan Nehri üzerindeki köprü tekrar yapılarak hizmete açılmıştır555. Aynı yıl içinde
Muş sancağındaki Karasu Nehri üzerindeki köprünün yıkıldığı ve baharda inşasına başlanacağı ifade edildikten sonra şimdilik nehir ulaşımının sallarla sağlanacağı
zikrolunmuştur556. 1893’da Bitlis ile Siirt arasında olup önemli bir güzergâh üzerinde
bulunan ve zamanla yıpranmasından dolayı sıkıntıların yaşandığı Pirazer Köprüsü,
tamir edilerek hizmete açılmıştır557. 1897 yılı itibariyle vilayet genelinde tamamlanmış
köprülere bakıldığında 7’si mahlût (karışık) ve 34’ü kargir (kolonsuz) olmak üzere toplam 41 köprünün yapımının tamamlandığı görülmektedir. Aynı sene için bunlara 3
tane daha kargir köprü eklenerek toplam köprü sayısı 44 olmuştur558. 1904 yılında
Bitlis ile Veysel Karani arasındaki yol üzerinde bulunan Dostum Köprüsü’nün tamiri
için 2.500 kuruşun bedel-i nakdiyeden karşılanması uygun görülmüştür559.
1888 yılında bir yandan Muş’a doğru yeni bir yol inşa edilirken öte yandan da
Siirt yolunun tesviyesine tekrar başlandığı bildirilmiştir560. 1891 yılı itibariyle Bitlis-
Diyarbakır yolunun 16 km’si, Bitlis-Erzurum yolunun 16 km’si ve Bitlis-Muş yolunun
20 km’sinin tamamlandığı aktarılmıştır561. Aynı tarihte –sadece o yıl içinde- vilayet
genelinde yol yapım çalışmaları kapsamında yapımı tamamlanan yol, köprü ve
552BVG, Sayı belli değil, 1307 (1891).
553 Köprünün giriş ve çıkış kısmının birer kilometrelik yol ile tamamlandığı aktarılmıştır. Köprü ile ilgili
diğer bilgiler için bkz. BVG. S.217.
554BVG. S.258. 555BVG. S.259.
556 Salların temin işinin de Muş Belediyesi’nce sağlanacağı ifade edilmiştir. BVG. S.269. 557BVG. S.308.
558 1897 yılına kadar Osmanlı Devleti sathında tamamlanmış köprü sayısı 21.161’dir. Aynı yıl içinde
1.603 köprü daha yapılarak tamamlanmıştır. 1.603 köprüden 357’si Manastır’da ve 340’ı Hüdavendigar vilayetinde iken aynı yıl Bitlis vilayetinde sadece 3 köprü tamamlanabilmiştir. Bu tablo bile vilayetler arasında nasıl bir önem sırasının olduğunu ortaya koymaktadır. Bütün vilayetlerin köprü sayısı için bkz. Tevfik Güran, Osmanlı Devleti’nin İlk İstatistik Yıllığı 1897, T.C.B.D.İ.E., Ankara, s.287, 288.
559BOA. T.000250 (Ticaret ve Nafia Defteri), 3 Ca 1322 (15 Ağustos 1904). 560BOA. DH.MKT. 1559/68, 25 S 1306 (31 Ekim 1888).
menfezlerin durumu ise şöyledir: Genişliği 7 metre olarak planlanmış ve yapımı tamamlanmış şose yol 6.595 metre, toprak tesviye 3.260 metredir. Ayrıca 7 adet köprü, 2 adet menfez ile 401 metre istinat duvarı tamamlanmıştır. Yapımı devam eden yol ise
1.920 metredir562. 1892 yılına gelindiğinde Bitlis Valisi Tahsin Paşa’nın çaba ve
gayretleri sayesinde hem şehir merkezinde ve hem de şehri çevreye bağlayan yollarda ciddi çalışmaların başladığı görülmektedir. Vilayet merkezindeki Arsaaltı, Demirciler ve Menteş Ağa Çarşıları elden geçirilmiş, Muş yoluna doğru uzanan büyük caddeden Menteş Ağa Çarşısı’na ve Çarşı Başı’ndan Mahallebaşı’na kadar olan alan parke
taşlarıyla döşenmiştir563. Çalışmaların devamıyla 1893 yılında Zahire Pazarı’ndan
Şerefiye Câmii Şerifi civarına kadar zemini toprak olan yol kaldırım taşlarıyla döşenmiş
ve merkezdeki Polis İdaresi Odası yenilenmiştir564. Tahsin Paşa’nın şehir merkezindeki
faaliyetleri ile birlikte Bitlis’i çevresine bağlayan yollar ile ilgili çalışmaları da önemlidir. Bu kapsamda Bitlis’ten Muş’a ve oradan da Erzurum’a doğru planlanan yolun yapımına başlanmıştır. Öte taraftan Siirt’e doğru olan yolun yapımına da başlandığı ve bu iki yol için iki ayrı komisyonun görevlendirildiği vilayet gazetesinde ilan olunmuştur. Yol yapımı vilayetteki tarik emini koordinasyonunda mühendis ve kondüktörlerin planlama ve idaresinde yürütülmeye gayret edilmiştir. Bunlara yardımcı olmak üzere yol yapımında çalışacak işçilerin toplanması, taşınması, iaşesi, ödenek temini ve takibi, gerekli alet ve edevatın temini gibi diğer işlerin takip ve temini hususu için de komisyonlar teşekkül ettirilmiştir. Muş Yolu Komisyonu Reisi Bitlis Müftüsü Şükrü Efendi, Üyeler Meclis-i İdare Azaları Necmeddin – Avadis – Kirgor Efendiler; Siirt Yolu Komisyonu, Reis Siirt Müftüsü Mehmed Fehmi Efendi, Üyeler Meclis-i İdare
Azaları Ağacan – Derviş – Hacı Yasin Efendiler görevlendirilmişlerdir565.
Bitlis’ten Diyarbakır’a ve Veysel Karani’den Bitlis’e ve Muş’tan Kığı üzerinden Erzurum’a yapımına 1896 yılında başlanılan yol inşaatına 1898 yılı itibariyle hâlâ
devam edildiği görülmektedir 566 . Zikrolunan güzergâhta bir yıl içinde yapımı
tamamlanan miktara bakıldığında, Bitlis-Diyarbakır yolu 8.000 metresi yeni yol yapımı ve 1.400 metresi eski yolun tamiri; Muş’tan Erzurum’a olan yolda 2.250 metresi yeni
562 Ayrıca 2.852 metre yolun tamiri yapılmıştır. SVB, H.1310 (M.1892), ekler kısmı. 563SVB, H.1310 (M.1892), s.148; BVG. S.271.
564 Zikrolunan yolun yapılmadan önce yağmurlarda birer küçük göl haline geldiği ve çamurdan
geçilemediği ifade olunmuştur. BVG. S.308.
565BVG. S.278.
566 Muş’tan Kığı üzerinden Erzurum’a doğru yapılan yolun 4.600 ziralık kısmının tamamlandığı
belirtilmiştir. BOA. DH. TMIK.S.. 11/98, 17 S 1315 (18 Temmuz 1897): BOA. DH. TMIK.S.. 18/79, 21 Z 1315 (13 Nisan 1898).
yol ile aynı yolda 1.80 cm ölçüsünde 1 adet menfez; Veysel Karani’den Bitlis’e olan yolun 500 metresi yeniden yapılmış olup, toplamda 12.150 metre yol yapımı
tamamlanmıştır567. 1897 yılı itibariyle vilayet genelindeki yol durumuna bakıldığında
34.300 metre şimdiye kadar yapılmış yol, 5.460 metre bu sene içinde yeni yapılmış yol
ve 5.500 metre tamir edilmiş yol olduğu görülmektedir568. Bu sene içinde yol yapımı
için yapılan masrafa bakıldığında 254.665 kuruşun harcandığı kayıtlara geçmiştir569.
Yol çalışmalarına devam edilmiş ve 1899 yılında aynı yolda toplam 12.500 m daha yol
tamamlanmıştır570. Bitlis’te 1905 yılından önce ve bu yıl içinde yapılan yolların genel
bir değerlendirmesi yapılarak raporlaştırılmış ve Dâhiliye Nezareti’ne arz edilmiştir.
Buna göre şöyle bir tablo ortaya çıkmıştır571:
Tablo 7 -Bitlis’te 1887-1905 Yılları Arasında Yapılan Yol Miktarı
Güzergâh Yolun Toplam Uzunluğu 1887-1905 Arasında Toplam Yapılan
1905 Yılında Yapılan Toplam Yapılan
Kalan
Bitlis-Diyarbakır 117.000 m 20.268 m 647 m şose, 240 m toprak
tesviye = 887 m 21.155 m 95.845 m Bitlis-Muş 80.000 m 16.043 m 2.763 m şose, 7.743 m
toprak tesviye = 10.506 m 26.549 m 53.451 m Bitlis Merkezde
Hamidiye Caddesi 3.000 m 1.500 m 500 m 2.000 m 1.000 m
Tablo 7’ye göre Bitlis’i çevre sancaklara bağlayan yolların toplam uzunluğu ile kıyaslandığında önceki yıllarda yapılan yol miktarının az olduğu görülmektedir. Aynı şekilde 1905 yılı içinde yapılan Bitlis-Diyarbakır yolunun da çok az bir kısmının tamamlandığı görülmektedir. Bitlis-Muş yolunun ise önceki 18 yıl içinde yapılmış toplamı 16.043 metre iken sadece 1905 yılı içinde 10.506 metrenin daha yapılarak tamamlanmış olması büyük bir başarıdır. Fakat yolların toplam uzunluğu içinde
567 1897 yılı itibariyle yol yapım ve tamir çalışmalarının halen devam ettiği Bitlis valiliğinden
bildirilmiştir. BOA. DH. TMIK.S.. 19/46, 30 M 1316 (20 Haziran 1898).
568 Osmanlı Devleti’nin tamamında tamamlanmış yol miktarının aynı yılda 14.300 km olduğu göz önüne
alındığında Bitlis’in durumunun gerçekten çok kötü olduğu görülmektedir. Diğer vilayetlerin durumu için bkz. Güran, a.g.e., s.285.
569 Güran, a.g.e., s.286.
570 1899 yılında Bitlis-Diyarbakır arası 8.000 metre şose yol tamiratı ve 3.000 metresi yeniden yapım;
Muş’tan Hınıs’a tamamı şose 1.500 metre olmak üzere 12.500 metre yol tamamlanmıştır. BOA. DH.
TMIK.S.. 31/89, 22 C 1318 (17 Ekim 1900).
571Yolların bir bütün olarak çizildiği haritayı görmek için bkz. Ek 45. BOA. DH. TMIK.S.. 56/44, 15 Za