• Sonuç bulunamadı

1.4. Bitlis’te Belediye

1.4.3. Belediyenin Gelir ve Gider Kalemleri

1877 tarihli Vilayet Belediye Kanununa göre belediyelerin görevleri şehirlerdeki birçok yerel hizmeti kapsayacak şekilde genişletildi. Buna göre; şehirdeki inşa ve imar

383 Müslüman bir reis ile üç Müslüman ve üç Hristiyan azadan oluşan yeni meclis teşekkül etmiştir. BVG

S.180, 182.

faaliyetleri, lokanta, tiyatro, kahvehaneler gibi halka açık yerlerin denetimi, şehir içi araçların fiyat tarifesi ve denetimi, esnafın denetlenmesi, emlak ve nüfus –doğum ve ölüm işlemleri dâhil- kaydı ve şehirlerdeki fakir fukaraya yardım edilmesi gibi birçok faaliyet belediyelerin görevleri olarak düzenlendi. Bu kanun ile taşra belediyeleri ilk defa tüzel kişiliğe kavuştu, belediyelerin malî kaynakları ve teşkilat yapıları ayrıntılı

olarak düzenlendi385. Daha sonra belediyelerin gelir kaynaklarının arttırılması ve

çeşitlendirilmesi amacıyla “Rüsûm-ı Belediye Kanûnu”386 çıkarılmıştır. Bu kanunla

temizlik, aydınlatma, bina vergisi; gazino, birahane ve meyhanelerden alınan vergiler, sokak ve kaldırımları işgal edenlerden alınan vergiler; temettu (gelir) vergisine ek olarak alınan yüzde on oranındaki vergiler; şehirde kullanılacak yakıtlardan alınan vergiler; hayvan alım satımından alınan vergiler; yük hayvanlarından alınan vergiler; motorlu taşıtlardan alınan vergiler, kesilecek hayvanlardan alınan kesim vergisi, tartı

vergisi, tabela vergisi belediyelerce alınmıştır387. Bitlis Belediyesince kantar vergisi,

zebhiyye vergisi, esnaftan alınan çeşitli vergiler ve bunlara kesilen cezalardan gelen

gelirler388 ile kile ve hayvan vergisinin alındığı görülmektedir. Belediyenin bir de

küçük bir dükkân içinde bir gaz deposu vardır. Buradan hem belediyenin ihtiyacı karşılanmakta hem de talep eden vatandaşlara gaz satışı yapılarak belediyeye gelir

sağlanmaktaydı389.

Belediyenin gelirleri giderlerini karşılayamamıştır. Hatta gelir-gider dengesini sağlamak adına giderlerde bir kısıtlamaya gidilmesi için Bitlis vilayetine 1889 tarihinde gelirde beşte bir oranında azaltılmaya gidileceğinden giderlerin de buna göre

denkleştirilmesi hususunda İstanbul’dan uyarıda bulunulmuştur390. Aynı şekilde

belediye bünyesine verilmiş sağlık hizmeti giderleri –özellikle doktor maaşı- mevcut bütçeden karşılanamadığından bu alanda aksamalar yaşanmıştır. Bitlis’ten Dâhiliye Nezareti’ne 27 Şubat 1908 tarihinde yazılan şifreli telgrafta Dersaâdetten gönderilen

385 Tümerkan, a.g.e., s.56.

386 Metin için bkz. Düstûr, Tertip II, C.IIV, s.466-474.

387 Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Yerel Yönetim Metinleri (IX) (Rüsûm-ı Belediye Kanûnu)”, Çağdaş Yerel

Yönetimler Dergisi, C. 6, S.2, Nisan 1997, s. 106-111.

388 Esnaftan 1 Haziran 1325 (14 Haziran 1909) ile 23 Teşrinievvel 1325 (5 Kasım 1909) tarihleri arasında

toplam 1.186,10 kuruş ceza olarak tahsil edilmiştir. Cezanın ay bazında ve kişi olarak dağılım detayları için bkz. BOA. ŞD. 1897/12, 29 Ca 1330 (16 Mayıs 1912).

389 Bu gaz deposunun ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu, bağımsız bir bina yapılarak gaz deposunun

buraya taşınması gerektiği valilikçe 1896 yılında belediye idaresine tebliğ edilmiştir. Bundan maksat yetersiz olan belediyenin gelirlerinin arttırılmasıdır. BOA. HR.SYS. (Hariciye Nezâreti Siyasî Kısım) 82/92, 11 04 1899.

sağlık çalışanlarının bir süre sonra maaşlarını alamadığı için Bitlis’ten ayrılmak zorunda kaldıkları ve bu durumun, Bitlis’te yaşayanların sağlığını tehdit ettiği açık bir şekilde

ifade edilmiştir391. Buna çare olabilmesi amacıyla zebhiyye vergisinin arttırılması

yoluna gidilmiştir 392 . Zebhiyye vergisi arttırılmasına rağmen mağduriyet

giderilememiştir. Zira bu verginin miktarı 40 para olup, bunun yarısı İstanbul’a gönderilirdi. Geriye kalan da yetersiz kalıyordu. Bundan dolayı İstanbul’a gönderilen verginin de yarısının tekrar Bitlis’te bırakılmasıyla bu sorunun çözüme kavuşabileceği

ifade edilmiştir393. Her ne kadar bu talep önceleri yerinde görülmemiş394 ise de bir süre

sonra kabul edilmiştir395. Böylece Bitlis merkez ile birlikte Muş, Siirt ve Genç

sancaklarına da aylık 1.000 kuruş maaşla dört tabibin tayinin uygun olduğu Meclis-i

Vükelâca Bitlis vilayetine bildirilmiştir396. Ayrıca doktor açığını kapatmak amacıyla

askerî doktorlar geçici olarak bu göreve atanmışlardır397.

Bitlis Belediyesi, asli görevlerini yürütebilmek adına yeni gelir kaynaklarına

yönelmiştir. Belediyenin yöneldiği yeni gelir kaynaklarının en önemlisi duhûliyye398

vergisidir ki bu vergi başka vilayetlerde de toplanmaktaydı. Özellikle bu verginin Bitlis’teki 26 köprü ile şehir merkezindeki yolların bakım ve onarımı için kullanıldığı ifade edilmiştir. Bu verginin toplanması için Bitlis idare meclisinden alınan karar dayanak olmuştur. Lakin sadece bu meclisin aldığı karara istinaden böyle bir vergiyi tahsil etmek usulden değildi ve merkezî hükümetten de onay alınmasını gerektiriyordu. Ancak duhûliyye vergisinin kullanımı merkezden habersiz ve izinsiz bir şekilde başlatılmıştır. Bu verginin şikâyete konu olması ise yapılan iş ve işlemlerin denetimine ve dolayısıyla da bu usulsüzlüğün açığa çıkarılmasına sebep olmuştur. Belediyenin ticari mal/eşya taşıyan hayvanlar ve arabalardan duhûliyye diye alınan ve büyük bir kısmı köprülerin tamirine harcanan verginin hangi dayanaklara göre alındığı merkezî

391BOA. DH. ŞFR. 393/115, 14 Şu 1323 (27 Şubat 1908).

392 Bu husus, 1890 tarihli Bitlis Valisi Mehmet Rauf Şerif’in raporunda da dile getirilmiştir. Detaylar için

bkz. BOA. Y.PRK.UM. 16/6, 21 C 1307(12 Şubat 1890).

393 Dâhiliye Nezareti’ne yazılan yazıda 40 paradan 30 parası eğer Bitlis’te kalırsa bu sorunun çözüleceği

ifade edilmiştir. BOA. DH. MKT. 90/47, 06 M 1311(20 Temmuz 1893).

394BOA. DH. MKT. 90/47, 06 M 1311 (20 Temmuz 1893).

395 Toplanan verginin dörtte üçü Bitlis Belediyesine bırakılmış, kalan dörtte birlik kısmı da hazineye

aktarılmıştır. BOA. DH. MKT. 243/1, 24 Za 1311 (29 Mayıs 1894).

396BOA. MV. 66/55, 27 Z 1308 (3 Ağustos 1891).

397 Askerî doktor tayin edilmesinde en önemli unsur dönem içinde ortaya çıkan salgın hastalıklarla

mücadeleyi sağlamaktır. Bundan dolayı zaman geçirilmeksizin bir yandan kadrolu doktorlara verilecek maaşlar için kaynak arayışı devem etmekte öte taraftan da bu hizmette aksamalar olmaması için geçici surette askerî doktorlar tayin edilmektedir. BOA. MV. 58/23, 16 S 1308 (1 Ekim 1890).

398 Eskiden satılmak üzere şehir ve kasabalara getirilen her cins ticaret malından alınan bir vergi. Mehmet

hükümetçe vilayetten sual edilmiştir. Vilayetten verilen cevapta, vilayet idare meclisinin 20 Kasım 1892 tarihli kararına dayanarak 24 Mart 1895 tarihine kadar bu verginin toplandığı ifade edilmiştir. 1895’ten 1901 tarihine kadar toplanmayan duhûliyye vergisinin belediyenin ihtiyaçlarına binaen tekrar toplanmaya başlandığı ve toplamda

19.638 kuruşun399 bu vergiden elde edildiği beyan edilmiştir400. Konu Şûrâ-yı Devlet’e

arz edilmiş ve şöyle bir yol izlenerek çözülmeye gayret edilmiştir: Toplanıp köprülere

harcanan verginin tahsili için zikrolunan köprülerden mürûriyye 401 ismiyle vergi

alınması ve duhûliyye vergisinin toplanması kararının alınmasında rolü olanların

cezalandırılarak bunun tekrarından kaçınılması istenmiştir402. Bu talebe karşılık Bitlis

vilayeti, şehrin belediye hizmetleri için duhûliyye vergisinin önemini403 arz ettikten

sonra vergi toplanmaya devam edilmesi için 13 Nisan 1906 tarihinde izin talep etmiştir. İzin talebi 26 Mayıs 1906 tarihinde Sadarete arz edilmiştir. İzin talebinde, toplanmak istenen verginin oranları da açık bir şekilde beyan edilmiştir. Bunun için Erzurum vilayetinde uygulanan oranlar dikkate alınarak şöyle bir vergi tablosu ortaya çıkmıştır: Büyük yük arabaları ve faytonlardan 80 para, küçük yük ve öküz arabalarından 40 para, deve, esb (at) ve ester(katır)lerin her birisinden 20 para, merkeplerden ve yem taşıyan hayvanlardan 10 para, tek hayvan yükünden 5 para vergi alınacaktır. Yalnız yükleri eğer

zahire ve yakacak ise vergi alınmayacaktır404. Bu talep ayrıntılı bir şekilde Şûrâ-yı

Devlet’e arz edilmiş ve 14 Ekim 1906 tarihinde neticelenmiştir. Şûrâ-yı Devlet, önceki kararını tekrar ederek ihtiyaç duyulan gelirin köprülerden geçen ticari eşya taşıyan hayvan ve arabalardan mürûriyye adıyla alınabileceğini ifade ettikten sonra duhûliyye vergisinin toplanmasını kesin bir şekilde yasaklamıştır. Eğer Bitlis Belediyesi

399 Bu gelirin harcandığı yerlere bakıldığında şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır: H.1316 yılında

Gökmeydan, Gömi ve Tahta köprülerinin tamiratına 4.662 kuruş; H.1317 yılında Gömi köprüsünün tamiri, çarşı yolunun tamiri, Hükümet Konağının altındaki yolun tamiri, mahalle başındaki yolun tamiri, Şerefiye arkasındaki yolun tamiri, Papşin Hanı’nın tamir masrafı için 10.026 kuruş; H.1318 yılında İplik Pazarı, Hatuniye, Şerefiye, Molla Değirmeni ve Ğarib Ağa köprülerinin tamiri için 4.850 kuruş harcanmıştır. BOA. ŞD. 1891/6, 18 Za 1322 (24 Ocak 1905).

400Duhuliye vergisi çeşidi olarak naklen “...esb ve ester yüklerinin beherin kırkar ve merkep yükünden

yirmişer ve öküz arabasından seksener ve at arabasından yüz pâre duhûlîye resminin dâ’ire-i beledîyece isti’fâ olunmakda olduğu …” aktarılmıştır. Diğer detaylar için bkz. BOA. ŞD. 1891/6, 18 Za 1322 (24

Ocak 1905).

401 Bir köprü veya devlet topraklarından geçerken alınan geçme vergisi.Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü,

s.502; Devellioğlu, a.g.e., s.861.

402 Yazıda ayrıca vilâyet idare meclislerinin vergi koymak veya kaldırmak gibi bir görevinin olmadığı

açık bir şekilde ifade edilmiştir. BOA. BEO. 2496/187148, 25 Za 1322 (31 Ocak 1905).

403 Bu vergi ile toplanan paralar şehir merkezini çevresine bağlayan yollara ve 26 adet köprüye sarf

olunmuştur. Bu yol ve köprülerin bakım ve onarımı için bu vergi vazgeçilmez öneme sahiptir. Belediye bütçesinin masrafları karşılayamadığı bir durumda bu vergi ek gelir ile belediyenin asli görevini icraya imkân sağlamıştır. BOA. ŞD. 1892/5, 25 Ş 1324 (14 Ekim 1906).

mürûriyye vergisini toplamak isterse de alacağı vergi oranlarını belirledikten sonra

Şûrâ-yı Devlet’e arz edip izin alacaktır405.

Belediyenin almaya çalıştığı ve gerekçeleriyle ifade ettiği duhûliyye vergisinin Erzurum, İskenderun ve Sivas gibi yerlerde tahsil edildiği bizzat Bitlis vilayetinden yazılan yazılarda zikrolunmaktadır. Buna rağmen verginin Bitlis’te tahsiline izin verilmemesi, vergilendirme konusunda merkezî hükümetin farklı uygulamalara açık olduğu ve bu konuda bir birlikteliğin olmadığı algısını güçlendirmektedir. Bu konudaki katılığın gerekçesi olabileceği düşünülen tek şey, Bitlis vilayetinin daha önce merkezden izinsiz bu vergiyi tahsil etmesi ve gerekli gördüğü yerlere de harcaması olabilir. Zira vilayet sathında dile getirilen gerekçeler, merkezde ne kadar karşılık bulmuştur bilinmez ama merkezin taşra üzerindeki hâkimiyetini somut olarak ifade edebilmesi açısından bu gelişme önem arz etmektedir. Sonuç olarak bu durum, merkezî hükümetin taşradaki görevlilerine haddini/yetki sınırını hatırlatması için bir fırsat olarak değerlendirdiğini de akla getirmektedir.

Belediyenin vazifeleri arasında bulunan cadde, kaldırım, yol, köprü ve resmi binaların imar, plan, proje ve keşif hizmetleri için istihdam etmek zorunda olduğu mühendis ve fen memuru gibi görevlilerin maaşlarının ödenmesindeki sıkıntılardan dolayı asgari düzeyde bu işlerin yürütülmeye gayret edildiği ifade edilmektedir. Bu durum, süreli işlerin tamamlanamaması gibi ihtimalleri beraberinde getirince şikâyete konu olmaya başlamıştır. Bu bağlamda 1904 yılı itibariyle Bitlis’te sadece bir mühendisin görev yürüttüğü ve bu kişinin iş yükünden dolayı bitirilmesi gereken askerî yollar ve Bitlis hapishanesi projesi ile ilgili sıkıntıların yaşandığı ifade edilerek gerekirse sancak ve kaza belediyelerince de birer mühendisin istihdam edilmesi

gerektiği zikrolunmuştur406.

Belediye Sandığından sadece belediyenin harcamaları için ödeme yapılmamıştır. Diğer resmi kurumlar için buradan ödenek desteği sağlanmıştır. Bitlis hükümet konağının tamirine harcanmak üzere 1885 ve 1888 yıllarında 6.000 kuruşluk bir

405BOA. DH. MKT. 779/60, 28 B 1321 (20 Ekim 1903). 406BOA. DH. TMIK.S.. 53/28, 1 Ra 1322 (16 Mayıs 1904).

harcama belediye sandığından ödenmiştir 407 . Ödenek desteği bazen de tarikat mensuplarının Bitlis’teki temsilcilerine sağlanmıştır. 1897 yılında Nakşibendi Tarikatı şeyhlerinden Şeyh Mehmed Efendi’ye ev yapımı konusunda belediye sandığından borç

para verilmiştir408 . Belediye sandığına karşılayamayacağı ödemeler yüklenmeye

çalışıldığı zamanlar da olmuştur. 1886 yılında Bitlis’teki yetimler ve yetimhanenin masrafları ile hapishanedeki mahkûmlara meslek öğretimi konusunda belediye sandığından yardım talebine karşılık, bütçenin yetersizliğinden dolayı bu talep

karşılanamamıştır409.

Belediye bütçesinin önemli bir gider kalemini oluşturan personel giderlerine

bakıldığında 1910 yılı itibariyle şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır410:

Belediye Başkanı Şaban Efendi 700 kuruş

Belediye Müfettişi Faris Efendi 250 kuruş

Belediye Odacısı Mehmed Bey 100 kuruş

Belediye Çavuşu Ahmed Bey 120 kuruş

Belediye Çavuşu Hasan Bey 120 kuruş

Belediye Çavuşu Emin Bey 120 kuruş

Belediye Çavuşu Musa Bey 120 kuruş

Belediye Çavuşu Süleyman Bey 120 kuruş

Belediye Çavuşu Süleyman Bey 120 kuruş

Belediye başkanı ve diğer belediye personeline aylık ödenen maaşlara bakıldığında vilayette görev yapan diğer memurlara nazaran biraz düşük olduğu

görülecektir411. Hele belediye başkanına verilen maaş (700 kuruş) vilayet valisi

maaşıyla kıyaslandığında (15.000-20.000 kuruş arasında) arada büyük bir farkın olduğu ortaya çıkmaktadır. Vilayete bağlı kaza kaymakamlarına bile (1.250 kuruş) belediye başkanından daha fazla maaş ödenmiştir. Bu tablo bile belediye başkanı idaresindeki

407BOA. BEO. 1048/78542, 07 B 1315 (27 Kasım 1897); BOA. İ.DH. 1351/36, 03 B 1315 (28 Kasım

1897).

408 Detaylar için bkz. BOA. İ.DH. 1350/22, 21 Ca 1315 (18 Ekim 1897). 409BOA. DH.MKT. 1376/85, 9 S 1304 (7 Kasım 1886).

410BOA. ŞD. 1897/12, 29 Ca 1330 (16 Mayıs 1912); 1929 yılı belediye kadrosu 1910 yılındaki sayı ile

kıyaslandığında biraz daha zengin olduğu fakat bir vilayet belediyesinde olabilecek sayıya da ulaşmadığı görülmektedir. 1929 yılında belediyede başkan ile birlikte muhasip, kâtip, veznedar, evlenme memuru ve belediye müfettişinden birer kişi, çavuşlardan da 4 kişinin görev yağtığı tespit edilmiştir. Bunların yanında sağlık hizmetinin de hâlâ belediye himayesindeki birer doktor ve eczacı ile yürütüldüğü görülmektedir. Bunlarla birlikte belediyenin toplam çalışan sayısı 12’dir. Belediye personelinin maaşı ve diğer bilgileri için bkz. BCA (Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi), 134/961-21, 1929.

411 Bitlis Erkek Rüşdiyesi Muallim-i Evveli Tevfik Efendi’nin maaşı 1893 yılı itibariyle 725 kuruştur. Bu

oran belediye başkanının aldığı maaştan fazladır. BOA. MF. MKT. 189/135, 03 C 1311 (12 Aralık 1893); 1887 yılı itibariyle vilayet defterdarı 3.500 kuruş, vilayet mektupçusu 2.500 kuruş, bidayet mahkemesi naibi 1.600 kuruş, nüfus nazırı 1.000 kuruş, vilayet evrak müdürü 700 kuruş, sandık emini 650 kuruş, vilayet başkâtibi 500 kuruş, hafiye maaşı 500 kuruş, hapishane gardiyanı 400 kuruş maaş almaktadır. Vilayette görevli diğer memurların maaş bilgisi için bkz. BOA. ŞD. 2523/1, 27 M 1305 (15 Ekim 1887).

belediye yapısının bulunduğu konumu tarif etmeye yetmektedir. Bitlis Belediyesi –diğer Osmanlı vilayet belediyeleri gibi- Cumhuriyet dönemine kadar bütçesindeki yetersizliklerle boğuşmak zorunda kalmıştır. Yerelde giderlerini karşılayamayan bir vilayet belediyesi ister istemez merkezî hükümetten sürekli ödenek artırım ve aktarımı taleplerinde bulunmak durumunda kalmıştır. Gelirini artırmak adına yeni vergilerin toplanması veya mevcut vergilerin oranlarının arttırılması teklifleri bu soruna üretilen pratik çözüm yolu olarak sıklıkla kullanılmıştır.