• Sonuç bulunamadı

1.8. Bitlis’te Matbaa ve Gazetecilik

2.1.1. Etnik ve Dinî Yapı

2.1.1.1. Müslim Nüfus

II. Abdülhamid dönemi boyunca yapılan nüfus tahminlerinde Bitlis’teki Müslüman nüfus, gayrimüslim nüfustan daha fazla hesaplanmıştır. Müslüman nüfusun gayrimüslim nüfusa oranı yaklaşık olarak 2/3 civarındadır. Bitlis’te Müslüman nüfusu oluşturan en büyük parça Kürtlerdir. Onlardan sonra Türkler gelmektedir. Bu bölgeye gelmiş Müslüman muhacirler -ki etnik olarak çeşitlidirler- ise sonuncu sıradadır.

Kürtler, yoğunlukla Anadolu’nun doğusunda ve güneyinde yaşamaktadırlar. Kürtler, 637 yılından itibaren İslamiyeti kabul etmeye başladılar. Kürt nüfusun İslam ile tanışmasından sonra yaklaşık % 98-99’u Müslümanlığı benimsemiştir. Geriye kalanı da Yezidî’dir. Müslüman Kürtlerin ise % 85’i Sünni (bunların da % 80’ı Şafii ve % 20’si

de Hanefi mezhebindedir) ve % 15’i Alevi’dir736. Konuşulan dilin yapısına göre de iki

gruptan oluşan Kürtlerin büyük bir kısmı Kırmanj az bir kısmı da Zaza olarak

bilinmektedir737. Kürtler yaşam özellikleri itibariyle da iki türlüdür: Şehir, kasaba ve

köylerde yaşayan yerleşik olanlar ile çadır altında göçebe olarak yaşayan konar-

göçerler738. Yerleşik olanlar ziraat ve hayvancılık ile uğraşırken göçebe olanlar daha

ziyade hayvancılık ile geçimlerini ikame etmişlerdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Diyarbakır, Şanlıurfa, Van, Muş, Ağrı, Bitlis gibi yerleşim birimlerine bakıldığında kent ve kırsal kesimlerde oranlar değişmekle beraber Kürt nüfusun kesafeti açık bir şekilde görülebilmektedir. Kürt nüfusunun Osmanlı Devleti ile olan rabıtasında

din birliği olgusu büyük paya sahiptir739. Bu olgu, Kürtlerin içinde devlete karşı olası bir

başkaldırıda frenleyici etkiye sahip olmuştur. Bundan dolayı Osmanlı Devleti, bölgedeki tarikatlar gibi dinî yapıları/oluşumları sonuna kadar desteklemiştir.

736 Aytekin Gezici, Kürt Tarihi, Tutku Yayınevi, Ankara 2013, s. 49, 50. 737Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…., s.157.

738Mayewski, Kürtleri aşiret Kürtleri ve reaya Kürtleri diye ikiye ayırır. Hamit Pehlivanlı, Rus General

Mayewski’nin Doğu Anadolu Raporu -Van ve Bitlis Vilayetlerinin Askeri İstatistikî-, (Tercüme Mehmed

Sadık), Van Belediye Başkanlığı Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Yayın No:4, Van 1997, s.124.

739Kâzım Karabekir, “Kürtleri bize bağlayan yegâne rabıta dinî kuvvettir.” demektedir. Ayrıca bölgedeki

halkın cehaleti ve şeyhlerin halkın üstündeki tesirini ifade etmek adına “Halk şeyhlerin önünde diz çöküp

havlayacak kadar cahildir.” demiştir. Kâzım Karabekir’in Kürtler hakkındaki diğer tespitleri için bkz.

Kürtlerin dünya üzerinde yaşadıkları yerler konusunda 16. yüzyılda kaleme alınmış Şerefname’de Basra Körfezi’nden başlayarak Malatya ve Maraş illerinin sonuna kadar uzanan hat üzerinde Kürt topluluklarının varlığından bahsedilir. Ayrıca bu hattın kuzeyinde İran, Azerbaycan, Ermenistan; güneyinde ise Kuzey Irak, Musul ve

Diyarbakır illerinin olduğu aktarılır740. Evliyâ Çelebi de 17. yüzyıl itibariyle bir ucu

Erzurum, Van, Hakkâri, Cizre, İmadiye, Musul, Şehrizor, Harir, Ardilan, Bağdat, Derne, Dertenek ve Basra’ya varıncaya kadar 70 yerleşim birimi Kürdistan sayılır demiştir. Kuzey Irak ve Gammani diyarı arasında 6.000 Kürt aşiretinin yaşadığından bahseder. Doğu tarafından ise İran sınırından Halep ve Şam’a kadar 20-25 yerleşim

biriminin Kürt olduğunu aktarır741. Ubicini’nin 1844-1856 yılları için Osmanlı

topraklarında yaşayan Kürt nüfusu ile ilgili tahmini 1 milyondur742. Karpat, 1880’lı

yıllar itibariyle Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan Kürt nüfusun oranını yaklaşık

1.5 milyon olarak vermiştir 743 . II. Abdülhamid döneminde, Osmanlı Devlet

görevlilerince yapılan tespite göre Kürt nüfusunun yoğunlaştığı alanlara bakıldığında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile birlikte Irak’ın kuzeyi, İran’ın batısı ve Azerbaycan’ın

güneyinde toplam 4 milyona yakın bir Kürt nüfusun yaşadığı raporlanmıştır744. Kürt

nüfusun bu bölgelerdeki varlığının ise uzun yıllara dayandığı ifade edilebilir. Doğu Anadolu’da yaşayan diğer milletlere kıyasla, Kürt nüfus oranının daha fazla olduğu görülmektedir. Aynı özellik -nüfus başlığında açıklandığı üzere- Bitlis yerelinde de geçerlidir. Osmanlı Devleti, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde yaptırdığı nüfus tahrirlerinde Kürtlerin sayısı ile ilgili ayrı bir kayıt tutmadığından bununla ilgili tahminlerin çoğu yabancı kaynaklıdır.

Bitlis’teki bürokratik yapının en merkezi noktalarında görev yapanların Türk olduğu görülmektedir. Bunun da sebebi merkezden atamaların yapılıyor olmasıdır. Yine Mayewski’ye göre buraya tayin edilen memur ve askerlerin çoğu Türk’tür ve buraya

740 Şerefhan, a.g.e., s. 20.

741 Evliyâ Çelebi a.g.e., C.I, s.473,474. 742 Karpat, Osmanlı Modernleşmesi…., s.127. 743Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…., s.157.

744Bu tespit, 1888 yılında II. Abdülhamid’e yaverlik yapmış Mehmed Emin mühürlü rapordan alınmıştır.

Raporda ayrıca Kürtlerin yaşam tarzları, geçim kaynakları, göç güzergâhları ve aralarındaki çekişmeler gibi konularda da tespitler mevcuttur. Rapor için bkz. BOA. Y.PRK. MYD.(Yaverân ve Maiyyet-i Seniyye

Erkân-ı Harbiye Dairesi) 7/138 29 Z 1305 (7 Ağustos 1888); Kürt nüfusun günümüzde tahmin edilen

oranı ise şöyledir: Türkiye dokuz milyon, İran iki buçuk milyon, Irak üç milyon, Suriye bir milyon, diğer yerler iki milyon olmak üzere toplam on yedi buçuk milyon Kürt nüfusun yaşadığı hesaplanmıştır. Ali Rıza Özdemir, 101 Soruda Kürtler, Kripto Basım Yayın, Ankara 2016, s.100.

sürgüne gönderilmiştir745. Vilayet dâhilinde Türklerin yoğun olarak bulundukları yerler şehir merkezi ve Ahlât’tır. Şehir merkezinde yaşayanları çoğunlukla Türk ya da Türkleşmiş Kürt olarak tanımlayan Mayewski, 1880 yılı itibariyle buradaki toplam 5.100 haneden 3.000’ini Kürt, 550’sini Türk ve 1.550’sini ise Ermeni olarak

kaydetmiştir746. Ahlât’ın köylerle birlikte hesaplanan toplam hane sayısı 2.361 ve bunun

1.033’ü Türk, 274’ü Kürt ve 1.054’ü ise Ermenidir. Buna göre nüfusunun % 35’nin

Türk olduğu hesaplanmıştır. Ahlât merkezinde ise bu oran % 85 civarındadır 747.