• Sonuç bulunamadı

1.8. Bitlis’te Matbaa ve Gazetecilik

2.1.1. Etnik ve Dinî Yapı

2.1.1.2. Gayrimüslim Nüfus

Bitlis’te nüfus yoğunluğu bakımından Kürtlerden sonra ikinci sırada Ermeniler gelmektedir. Ermeniler, 19. yüzyıl boyunca eğitime ciddi anlamda yatırım yaparak

kendi dilleri ve kültürlerini tanıma/tanıtma fırsatı elde etmişlerdir748. Başta İstanbul

olmak üzere devletin birçok vilayet ve sancağında açtıkları çeşitli derecedeki okullarıyla

bağımsız bir Ermenistan idealini, Ermeni gençlerine nakşetmişlerdir749. Bunu yaparken

de birçok dış ülkenin desteğini görmüşlerdir.

Bölgede uzun süredir varlıkları bilinen Ermenilerin kendi içinde değişik mezheplere ayrıldıkları ifade edilebilir. Osmanlı’daki Ermeniler, 19. yüzyıla kadar Ortodoks mezhebine (İstanbul Ortodoks Ermeni Patrikliğine) bağlı iken 1831’de Ermeni Katolik ve 1850 yılında da Ermeni Protestan cemaatleri kurularak buradan

ayrılmıştır. Böylece Ermeniler üç mezhebe bölünmüştür750. Bu açıdan bakıldığında

Ermenilerin mensup olduğu mezhepler açısından değişik ülkelerce himaye edildiği görülmektedir. Katolikleri Fransa, Ortodoksları Rusya, Protestanları da İngiltere ve

Amerika himaye etmiştir751. Bitlis’teki Ermenilerin büyük çoğunluğu Ortodoks’tur.

745 Pehlivanlı, a.g.e., s.123.

746Mayewski, şehir merkezi için bu tablonun 1899 yılında da değişmediğini ifade etmiştir. Köylerle ilgili

verdiği istatistiklerde sadece Kürt ve Ermeni nüfusunu paylaşmış olması kırsal kesimde Türk nüfusunun az olduğu algısını güçlendirmektedir. Mayewski, a.g.e., s. 331.

747 Mayewski, a.g.e., s. 337, 338.

748 1834’de Osmanlı Devleti’nde 120 Ermeni okulunun bulunduğu bilinmektedir. Zengin Ermeni

esnafınca desteklenen bu okulların zaman için sayısının hızla arttığı görülmektedir. 1874’de Anadolu’da sayı 469 okula ulaşmıştır. Okullarda Ermenice ile birlikte Türkçe ve Fransızca dillerinde dersler işlenmiştir. İlhan Tekeli-Selim İlkin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin

Oluşumu ve Dönüşümü, TTK Basımevi, Ankara 1999, s. 106-107.

749 Ermenilerin açtıkları okullarda devlet genelinde 1901-02 arasında 104.500 öğrenci eğitim görmüştür.

Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslim Tebanın Yönetimi, Risale, İstanbul 1990, s.168.

750 Nejat Göyünç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, İstanbul 1983, s. 54; Eren, “a.g.m.”, s.724. 751 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt VIII, TTK Yayınları, Ankara 1983, s.128-129.

Nüfus başlığında gösterilen çizelgelerdeki gayrimüslim ya da Ermeni olarak paylaşılan verilerin büyük oranda Ortodoks Ermenileri karşıladığı ifade edilebilir. Bundan dolayı bu kısımda Ortodoksların dışında kalanlardan bahsedilmiştir.

Bitlis’te, Kürtler ve Ortodoks752Ermeniler dışında Katolik753, Protestan754,

Süryani755, Yezidî756, Keldani757ve Kıptilerin758 de yaşadığı bilinmektedir.

Katolik Ermenilerin, Osmanlı Devleti’nde Ermeni Ortodoks mezhebinden ayrılarak 1831’de bağımsız bir kilise kurulmasına onay verilmiştir. Katoliklerin Bitlis’teki kiliselerinin varlığı ve buraya murahhas tayini ilk defa 1888’de resmi belgelerde zikrolunmuştur. Bu tarihte Ermeni Katolik Patrikliğine bağlı olarak Bitlis ve

Van Murahhası Serpiskopos Ohanisyan Ohannes Efendi’nin görev yaptığı kayıtlıdır759.

Ermenilerin mezhep değiştirmelerindeki en büyük etken, Anadolu’da uzun bir zamandır faaliyette olduğu bilinen Fransa ve İngiltere’dir. Bu ülkelerin uzun çabaları sonucu - Ermeni Ortodoks Patrikliğinin bütün engellemelerine rağmen- Ermeniler arasında Katolik mezhebi yayılmıştır. Fakat bu mezhep mensubu Ermenilerin sayıları çok artmamıştır. Bununla beraber Katolik mezhebine mensup olanların büyük bir kısmının

Ermeni olduğuna dair istatistikler vardır760. Osmanlı devlet yetkilileri, Katolik Ermeni

nüfusunun artışı konusunda bazı tespitler yapmışlardır. Anadolu’da özellikle de Diyarbakır, Van ve Bitlis vilayetlerinde önceki zamanlarda hiç olmayan Katolik Ermeni nüfusunun giderek arttığı ve bunlar için kilise açılarak ruhban sınıfından kişilerin görevlendirilmesi, aynı zamanda gerekli yerlerde okulların da açılması gerektiği tespiti

752 Ortodoks sözcüğü köken olarak Yunanca “doğru yola, doğru öğretiye bağlılık” anlamına gelen

“orthodoksos” sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime aynı zamanda “muhafazakâr” anlamında da kullanılmaktadır. Yakup Tahincioğlu, Tarihleri, Kültürleri ve İnançlarıyla 5500 Yıldır Bu Topraklarda

Yaşayan Süryaniler, Butik Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 48, 49.

753 Katolik sözcüğü Yunancada “evrensellik” anlamına gelmektedir. Tahincioğlu, a.g.e., s.47.

75416. yüzyılda Alman ilahiyatçı Martin Luther’in papayı ve uygulamalarını eleştirmesi ve öğretilerine

karşı çıkması bu kiliseye karşı protesto olarak tanımlandığından onun kurduğu bu mezhebe de “Protestan” denilmiştir.

755 Süryani kelimesinin kökeni ile ilgili ortak bir tanım yoktur. Bununla ilgili değişik görüşler mevcuttur.

Bu görüşler için bkz. Tahincioğlu, a.g.e., s.75-80.

756Farsça’daki Yezdan (melek, Tanrı) kelimesine atfen Yezidîlik olarak isim bulmuştur. Özdemir, a.g.e.,

s.162.

757Keldanî adlandırması, Nasturîlerin liderlerinin yaşadığı Kalde’den gelmiştir. İbrahim Özcoşar, Bir

Yüzyıl Bir Sancak Bir Cemaat 19. Yüzyılda Mardin Süryanileri, Beyan Yayınları, İstanbul 2008, s.121.

758 Kıbt, Greklerin Mısırlılar veya Nil deltası sakinleri için kullanılan “aigyptos” kelimesinin kökünü

teşkil eden “gypt” kelimesinin Arapça karşılığıdır. Keleş, a.g.e., s.49.

759SDA, H.1305 (1888), s.350.

760 20. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’ndeki Katoliklerin % 88’nin Ermeni olduğu tespit edilmiştir.

Kasım Ertaş, Osmanlı İmparatorluğu’nda Diyarbakır Ermenileri, Rağbet Yayınları, İstanbul 2015, s. 209.

yapılmıştır. Bir de bu Ermenilerin hiçbir baskı altında kalmadan mezhep değiştirdikleri de ifade edilmiştir. Bunlar için görevlendirilecek murahhaslara aylık 100 kuruş

verilmesi761 ve kiliseye bir defaya mahsus olmak üzere bu işler için 300 lira aktarılması

onaylanmıştır762. Sadece Katoliklerin vilayet-i sitte dâhilindeki yerleşim birimlerindeki

nüfusu esas alındığında 1890 yılı itibariyle durum şöyledir763:

Bulundukları Yer Nüfus

Van 1.930 Mamuratülaziz 2.464 Sivas 2.943 Bitlis 4.948 Diyarbakır 6.348 Erzurum 6.730 Toplam nüfus 25.363

Nüfus oranlarına bakıldığında en fazla Katolik Ermenilerin Erzurum ve Diyarbakır’da yaşadığı görülmektedir. Bu vilayetlerden sonra üçüncü sırada Bitlis

gelmektedir. 1874’te Bitlis merkezde 129 764 olan Katolik sayısı 1880’de 21’e

düşmüştür765. 1883 ve 1890’da Katolik sayısı vilayet genelinde 4.948766, 1892’de 3.408

ve 1895 yılında 6.036 olmuştur767. 1897 tarihindeki istatistiklere göre ise nüfus

4.638’dir768. Bu durum, 5 yıl içinde Ortodoks Ermenilerinden 1.088 kişinin mezhep

değiştirerek Katolik olduğu anlamına gelmektedir. 1881/82/1893 nüfus sayımına göre

Bitlis merkez sancağında 26 Katolik769, 1906/1907 tarihli nüfus sayımına göre 130,

vilayet genelinde ise 5.174 Katolik yaşamaktadır770. 1914’teki istatistiklere göre Bitlis

merkezde yaşayan Katolik sayısı 890’dır. Vilayet genelinde ise 2.788 kişinin yaşadığı

görülmektedir771. Bitlis’te bu cemaat nüfusunun az bir kısmı vilayet merkezinde

761 Bu ödeneğin tahsis edileceği kişiler şunlardır: Diyarbakır Vilayeti Katolik Murahassı Piskopos

Feraciyan Oseb, Van ve Bitlis Katolik Murahhası Piskopos Ohanisyan Ohannes ve Ankara Murahassı Piskopos Herlas Kirgor. BOA. İ.MMS (İrâde Meclis-i Mahsus-ı Vükelâ). 99/4187, 25 L 1305 (5 Temmuz 1888).

762BOA. İ.MMS. 99/4187, 25 L 1305 (5 Temmuz 1888). 763BOA. Y.PRK.AZN. 4/16, 29 Ca 1307 (21 Ocak 1890). 764SVE, H.1291 (M.1874), s.150.

765BOA. Y.PRK.UM. 4/10, 14 Z 1297 (18 Ekim 1880). 766BOA. NFS.d.. 7450, 1300 (M.1883-1884).

767BOA. DH. ŞFR. 172/31, 11 Ma 1311 (23 Mart 1895); SVB, H.1310 (M.1892), ekindeki tablo. 768 Güran, a.g.e.,s.24; Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.330.

769 Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.274,275. 770 Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.338.

yaşamakta olup772, büyük bir kısmı Muş ve Siirt sancağı dâhilinde yaşamaktadır. Muş sınırları dâhilindeki Nurşin’de 208 hanede 1.502 kişi, Arnıç’ta 118 hanede 753 kişi ve Oğonek köyünde 54 hanede 469 kişi olmak üzere 2.724 vatandaşın tamamı Katolik

Ermenisi’dir773. Bu köylerin üçünde de Katolik Kilisesi vardır. Bu kiliselerin tamiri için

1899 tarihinde izin istendiğine göre bunların yapım tarihi eski olsa gerektir. Katolik

Ermenilerin 1895 yılı itibariyle vilayet genelinde 3 tane de okulu vardır774. Nurşin,

Arnıç ve Oğonek köylerindeki kiliselerin yanında birer tane de okul yapılması, Ermeni Patrikliğince talep edilmiştir. Kiliselerin tamiri ve yanında okul yapılması Şûrâ-yı

Devlet’in 11 Mart 1899 tarihli kararı ile onaylanmıştır775. Katoliklerin sayısının zamanla

artması, ayrılıkçı Ortodoks Ermenilerini ziyadesiyle rahatsız etmiştir. 1905 tarihinde tamamı Katolik olan Nurşin köyüne gelen Ortodoks mezhebine mensup Şaki Kigork ve adamları buranın rahibi Stepan Efendi’yi ve Boğos’u geceleyin evinden alarak

öldürmüşlerdir776. Katolik Ermenilerini himaye eden Fransa’da yaşayan Ermeniler,

Bitlis’te bir Fransız Konsoloshanesinin açılması için faaliyette bulunmuşlardır777.

Osmanlı Devleti’nin bu faaliyetlere sıcak bakmadığı hatta bunu engellenmek için

gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir778.

19. yüzyılda İngiliz ve Amerikalı misyonerlerin Osmanlı Devleti topraklarında yaşayan Ermeni Ortodokslarını Protestanlaştırma çabaları zaman içinde meyvesini

772 1892’de 130 Katolik merkez sancakta yaşamaktadır. Merkeze bağlı kazaların hiçbirinde Katolik

yoktur. SVB. H.1310 (M.1892). Ekindeki tablo.

773BOA. İ.AZN. 33/3, 09 Za 1316 (21 Mart 1899).

774Mehmet O. Alkan, Tanzimat’dan Cumhuriyet’e Modernleşme Sürecinde Eğitim İstatistikleri 1839-

1924, T.C.B.D.İ.E., Ankara, s. 104-105.

775Alınan kararda kiliselerin bulunduğu köyün ahalisi tarafından tamirine ve yani yapılacak okulların ise

Ermeni Katolik Patrikliğince masrafının karşılanacağı teklifi de onaylanmıştır. BOA. İ.AZN. 33/3, 09 Za 1316 (21 Mart 1899).

776 Olayda rahipten 20 lira para istendiği ve kilisede Ermeni lisanıyla vaaz verildiği gerekçe olarak

yazılmıştır. Fakat bölgedeki Ermeni olaylarına katılmayan ve hatta bunu yapanları devlete şikâyet eden Pertak köyünden Parsih isimli başka bir Ermeni vatandaşın aynı gece bu çete tarafından öldürülmüş olması, rahibin öldürülmesinde hem başka mezhebe mensup olma hem de ayrılıkçı fikirlere sahip olmama durumunun etkili olduğu düşüncesini akla getirmektedir. Zira dönem içinde bu tarz eylemlerin sıklıkla yaşandığı bilinmektedir. Olay ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. BOA. Y.PRK.UM. 75/143, 26 Ra 1323 (31 Mayıs 1905).

777 Konsoloshanenin açılmasından önce keşif için Musul’daki konsolosun Siirt, Bitlis ve Muş’a uğrayarak

Van’a kadar gittiğine dair Van Valisinden bilgi alınmıştır. 1902 yılı itibariyle Bitlis’te böyle bir konsolosluğun varlığı resmi kayıtlara geçmediği görülmekle beraber bazı kaynaklarda bu tarihten sonra Fransa Konsolosluğu’nun faaliyette olduğu ve buradaki Katolik Ermenilere desteğini artırdığı zikrolunmaktadır. Sinem Arıkbaş, “Bitlis’te Ermeniler”, I.Uluslararası Bitlis Sempozyumu, Berdan Matbaası, İstanbul 2014, s.259.

778 Ermenilerin girişimi neticesinde Bitlis’te bir konsolosluk görevlisinin bulundurulması konusunda

Fransa Dışişleri Bakanı, II. Abdülhamid ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmede sadece Musul konsolosluğundan bir memurun bölgeyi gezmesine izin verilmiştir. BOA. Y.MTV. 233/80, 13 Ca 1320 (18 Ağustos 1902); BOA. İ.HUS. 99/34, 20 Ca 1320 (25 Ağustos 1902).

vermiştir. Bu kapsamda, Amerikan Board Teşkilatı’nın faaliyetleri kayda değerdir. Bu teşkilatın kurucuları faaliyetlerini okul, hastane, yetimhane gibi kurumlar üzerinden yürütmüştür. Yapılan faaliyetlerin meyvesini de bir süre sonra almışlardır. 1900’de Osmanlı Devleti’nde toplam 112 Protestan kilisesi olduğu ve buraya kayıtlı 45.000 kişiden bahsedilmektedir. I. Dünya Savaşı’nın arifesinde ise 155 kilise-manastır, 281 misyoner merkezi ve 452 okulun yanı sıra 50.000 de nüfuslarının olduğu ifade edilmiştir779.

Protestan Ermeniler, 1846’da İstanbul’da ilk kiliselerini açtıktan sonra İngiltere ve ABD’nin Osmanlı Devleti’ne baskıları sonucu 1850’de ayrı bir cemaat olarak

tanınmışlardır780. Bu tarihten sonra Anadolu’da ABD’li misyonerlerle etkin bir faaliyet

içerisine giren Protestan Ermeniler, Doğu Anadolu’da kilise, okul ve hastane açılmasını sağlayarak Ortodoks Ermenileri’nin ilgisini buraya çekmeyi başarmışlardır. Ortodoks Ermeni papazlarının şiddetle karşı çıkmasına rağmen, Ortodoks Ermenilerin çocukları

Protestan okullarına gitmişlerdir781. Zira bu okullardaki imkânlar, Osmanlı Devleti’nin o

bölgedeki eşdeğer okullarından çok daha iyi durumdaydı.

ABD’li misyonerlerin denetim ve liderliğinde eğitim veren bu okullardaki Ermeni çocukları Protestanlığa geçmişlerdir. Böylece zamanla Protestan okullarından mezun olanların sayısı artmış ve bu da Bitlis’teki Protestan Ermeni sayısını artırıcı bir

unsur olmuştur782. Anadolu topraklarında ilk eğitimini alan Ermeni çocukları, daha üst

öğrenim için Suriye Protestan Koleji’nin tıp bölümüne, Avrupa ve Amerika’daki tıp

fakültelerine gitmişlerdir 783 . Misyonerlerin eğitiminden geçen Ortodoks Ermeni

çocukları, ilerleyen zaman diliminde eğitimlerini tamamladıktan sonra tekrar Bitlis gibi vilayetlerdeki okullara öğretmen olarak geri dönmüşlerdir. Artık ikinci nesil Ermeni çocuklarına Protestanlığı ve Ermeni milliyetçiliğini bunlar aşılamaya devam etmişlerdir.

779 Arıkbaş, “a.g.m.”, s.259.

780 Charles T. Riggs, “History of Constantinople Station (1831-1931)”, Centennial of Constantinople

Station Near East Mission of the American Board (1831-1931), Constantinople 1931, s.57; William E.

Strong, The Story of The American Board (1810-1910), The Pilgrım Press, Boston 1910, s.198.

781 Protestanlaşan Ermenilere, Ortodoks mezhebindeki dindaşları eziyet etmiş ve onları baskı altında

tutmuştur. Buna rağmen Protestanlığın yayılmasını önleyememişlerdir. Erdal Açıkses, “Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki Misyoner Faaliyetleri”, Türk Millî Bütünlüğü İçinde Doğu ve Güneydoğu

Anadolu Sempozyumu, Erciyes Üniversitesi Yayını, Kayseri 23 Mart 1990, s.251.

782 Frank Andrews Stone, Academies for Anatolia: A Study of the Rationele Program and Impact of the

Educational Institutions Spossored by the American Board in Turkey, 1830-2005, Publisheb by Caddo

Gap Press, California, 2006, s.125.

Bütün bu faaliyetlere rağmen Bitlis’teki Protestanların sayısı Ortodoks ve Katolik Ermenilerinden daha azdır. Sadece Protestanların vilayet-i sittedeki yerleşim birimlerindeki nüfus durumu esas alındığında 1890 yılı itibariyle şöyle bir durum ortaya

çıkmaktadır784:

Bulundukları Yer Nüfus

Van --- Bitlis 1.498 Erzurum 1.970 Sivas 2.493 Diyarbakır 3.975 Mamuratülaziz 4.971 Toplam nüfus 14.907

Yukarıdaki tabloya bakıldığında en fazla Protestan Mamuratülaziz’de yaşamaktadır. Van’da hiç olmamakla beraber, Bitlis en az Protestan vatandaşın yaşadığı vilayettir. 1880 yılı itibariyle Bitlis merkezde Protestanların bir kilisesi olduğu görülmektedir. Bu kilisede ilk defa çan çalınmaya başlandığı ve Müslümanların bundan rahatsızlık duydukları Bitlis Valisi Arif Paşa tarafından Dâhiliye Nezareti’ne

iletilmiştir 785. 1874’te Bitlis merkezdeki Protestan sayısı 159 786 iken, 1880’de

290’dır787. 1883’te vilayet genelindeki toplam nüfusları ise 1.398788, 1890’da 1.498,

1892’de 1.675 ve 1895’te artarak 1743 olmuştur.789. 1897 tarihindeki istatistiklere göre

ise nüfus 1.826’dır790. 1881/82/1893 nüfus sayımına göre Bitlis merkez sancağı

dâhilinde 561 Protestan yaşamaktadır791. 1892 tarihli Bitlis vilayet salnamesine göre

merkez sancak ve Ahlât’ta toplam 781 Protestan vardır792. 1906/1907 tarihli nüfus

sayımına göre Bitlis merkez sancağında 654, vilayet genelinde ise 1.551 Protestan

yaşamaktadır793. 1914’teki istatistiklere bakıldığında ise Bitlis merkezde 384 ve vilayet

genelindeki nüfus 1.640 olmuştur794. Bitlis’teki Protestanları her ne kadar Amerikalı

misyonerler himaye ediyorsa da onların Bitlis’te konsolosluğu olmadığından, Osmanlı

784BOA. Y.PRK.AZN. 4/16, 29 Ca 1307 (21 Ocak 1890).

785 Vali Paşa, durumu izah ettikten sonra çan çalınmasını engellerse Avrupa’nın bu işten dolayı baskı

yapmasından çekinmektedir. Öte taraftan bu kilisede çan çalınmasını engelleyemezse diğer kiliselerin de bu şekilde bir faaliyet içine girebileceği endişesini dile getirmiştir. Dâhiliye Nezareti’nden bu konuda ne yapması gerektiğini sormuştur. BOA. DH. ŞFR. 113/42, 10 Şu 1295 (22 Şubat 1880).

786SVE, H.1291 (M.1874), s.150.

787BOA. Y.PRK.UM. 4/10, 14 Z 1297 (18 Ekim 1880). 788BOA. NFS.d.. 7450, 1300 (M.1883-1884).

789BOA. DH. ŞFR. 172/31, 11 Ma 1311 (23 Mart 1895); BOA. Y.PRK.AZN. 4/16, 29 Ca 1307 (21 Ocak

1890); SVB, H.1310 (M.1892), ekindeki tablo.

790Güran, a.g.e.,s.24; Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.331. 791 Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.274,275.

792SVB, H.1310 (M.1892), ekindeki tablo. 793Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.338. 794Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.366.

Devleti’ne iletilecek taleplerini İngiltere’nin Bitlis Viskonsolosu üzerinden sağlamaktadırlar.

Bitlis’teki bir diğer gayrimüslim unsuru ise Süryanilerdir. Hristiyanlığı ilk kabul eden Süryanilerin kendi aralarında değişik mezhepleri vardır. Ortodoks Süryanileri, 19.

yüzyılda Mardin’deki Deyrü’l-zafaran Manastırına bağlı olarak yaşamışlardır795. Fakat

Bitlis’teki Süryani Kadim Patrikliği, İstanbul’daki Ermeni Patrikliği bünyesinde çalışmıştır. Süryanilerin 1884’den 1896’ya kadar Bitlis ve Van patrik vekili olarak

Rahip Saliba Efendi’nin ismi zikrolunmaktadır796. Bitlis’in Çarşı Mahallesinde oturan

Süryani kilisesinin uzakta olmasından dolayı mahallelerinde bulunan papazın evinde gerekli dinî vecibelerini (doğan çocuğu kutsamak/vaftiz etmek, hasta ve ölenlere İncil okumak, kandil asıp buhur sallamak vs.) yerine getirmek amacıyla 1849 tarihinde izin

talep ettikleri ve gerekli iznin verildiği görülmektedir797.

Süryanilerin bir süre vilayet istinaf ve bidayet mahkemelerinde aza olarak temsil edildiği anlaşılmaktadır. 1895-1900 yılları arasında adı geçen mahkemelerde aza bulunduran Süryanilerin, 1900’de üyelerden birisinin vefat ve diğerinin Rusya’ya gitmesinden dolayı bu hakkını kaybettiği ifade edilmiştir. Yerlerine geçebilecek aza adaylarının vergi barajına takılmasından dolayı uygun kimse bulunamadığından yerleri

boş kalmıştır798. Bitlis’in dışına göç eden Süryanilerden belli bir süre sonra geri dönmek

isteyenler olmuştur. 1908’de Bitlis ve diğer yerlerden göçüp de tekrar geri dönen fakir

Süryaniler için devletten yardım talep edilmiştir799.

1880 yılı itibariyle Bitlis merkezde yaşayan toplam Süryani sayısı 75 iken800

1890’da vilayet genelinde toplam nüfusları 1.981801 ve 1895’te ise 3.146 olmuştur. 1897

795 1932 yılına kadar burada kalan Süryani Patriklik merkezi bu tarihten sonra Humus’a taşınmış ve bir

süre sonra buradan da Şam’a taşınmıştır. Günümüzde hala patriklik merkezi buradadır. Tahincioğlu,

a.g.e., s.84.

796SDA, H.1302 (M.1884), s.578; H.1303 (M.1885), s.476; H.1304 (M.1886), s.439; H.1304 (M.1887),

s.350 ve H.1305-1314 arasındaki diğer salnameler; BOA. İ.MMS. 99/4187, 25 L 1305 (5 Temmuz 1888); 1897-1900 arasında Bitlis’teki merkezleri, Bitlis, Siirt ve Şirvan Metropolitliğini idare etmektedir. Bu yetki ise Rahip Abdulahad Efendi’ye verilmiştir. SDA, H.1315 (M.1897), s.609; H.1316’dan 1318’e kadarki diğer salnameler.

797 Bu gelişme Süryanilerin Bitlis’teki mazisinin Protestan ve Katolik Ermenilerinde daha öncesine

dayandığını da ortaya koymaktadır. Ermeni patriği müstakriri ile emsal ve şürut kaydı için bkz. BOA.

A.DVN.(Bâb-ı Âsafî Beylikçi Kalemi Defterleri) 49/46 17 N 1265 (6 Ağustos 1849).

798BOA. BEO. 1916/143627 05 C 1320 (9 Eylül 1902). 799Özcoşar, Bir Yüzyıl Bir Sancak…, s.177.

tarihindeki istatistiklere göre ise nüfus 3.354’tür802. 1881/82/1893 nüfus sayımına göre Bitlis merkez sancağında 261 ve vilayet genelinde 851’i kadın 1.130’u erkek toplam

1.981 Süryani yaşamaktadır803. 1906/1907 tarihli nüfus sayımına göre nüfus 2.810’a

çıkmıştır. 1914’teki istatistiklere bakıldığında Bitlis merkezde 350 ve vilayet genelinde ise 3.992 Süryaninin yaşadığı görülmektedir. Süryanilerin yaşadığı diğer yerler ve nüfus miktarına bakıldığında Adana vilayetinde 97, Halep vilayetinde 3.841, Diyarbakır

vilayetinde 13.649 kişi yaşamaktadır804. 1881/82/1893 nüfus sayımına göre Osmanlı

topraklarında yaşayan Süryanilerin vilayetlere göre dağılımına bakılırsa Suriye 6, Adana 115, Bağdat 373, Bitlis 1.981, Halep 3.734 ve Diyarbakır 16.389 olduğu

görülmektedir 805 . Bu oranlara göre Süryani nüfusun en yoğun yaşadığı kent

Diyarbakır’dır806.

Bitlis’teki nüfus sayımlarında zikrolunan bir diğer unsur da Keldanîlerdir. 16.

yüzyılda Katolikliği kabul eden Nasturîlere papa tarafından Keldanî adı verilmiş807 ve

bu yüzyıldan sonra Nasturî Kilisesinden ayrılan Keldanî Patrikliği bağımsız bir hale gelmiştir. Keldaniler yoğun olarak Siirt sancağında bulunduklarından ve bazı kaynaklara göre Siirt 1883’de Bitlis vilayetine dâhil olduğundan, bu tarihten sonraki istatistiklerde Bitlis’te de Keldaniler nüfus sayımlarına girmeye başlamışlardır. Siirt’teki bu Keldanilerin daha önce Nasturi kilisesine mensup iken, 17. yüzyılda bu bölgede faaliyetlere başlayan Cizvit Tarikatı etkisiyle Katolik olan Hristiyan Süryaniler olduğu

ifade edilmiştir808. Keldaniler, Bitlis vilayeti dâhilinde belli bir nüfusa sahiptirler. Bu

inanç sahiplerinin, maddi olarak çok da güçlü olmadıkları, kendi kiliselerinin tamirini bile yaptıramamalarından anlaşılmaktadır. Zira, 1895 tarihli belgede zikrolunduğu üzere Siirt sancağında yeni bir Keldani Kilisesinin inşası için 1860 ve 1867 tarihlerinde iki defa izin alınmasına rağmen, kilisenin inşası için para bulunamamıştır. Nihayetinde 1895’te tekrar izin istenmiştir. Bu sefer tamir parasının hazır olduğu, onay alınır alınmaz hemen inşasına başlayabilecekleri bildirilmiştir. Kilisenin yapımı için herhangi 801 Cuinet, bu oranı 1.800 olarak kaydetmiştir. Cuinet, a.g.e., s. 562.

802Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.331;Güran, a.g.e.,s.24.

803BOA. NFS.d.. 7450, 1300 (M.1883-1884); Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914)…, s.274, 275, 339,

366.

804BOA. Y.PRK.AZN. 4/16, 29 Ca 1307 (21 Ocak 1890); BOA. DH. ŞFR. 172/31, 11 Ma 1311 (23 Mart

1895).

805Özcoşar, Bir Yüzyıl Bir Sancak…, s.167.

806 Diyarbakır’da beş manastır ve on tane kiliseleri vardır. Manastır ve kiliselerin isimleri için bkz.

Tahincioğlu, a.g.e., s.96-97.

807 Kadir Albayrak, Keldanîler ve Nasturıler, Vadi Yayınları, Ankara 1997, s.22. 808 Hovannisian, Tarihi Kentler…., s.59.

bir engelin olmadığı ifade edilerek gerekli izin verilmiştir809. 1895 yılının Eylül ayında Bitlis’ten Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen şifreli telgrafta, yapımına başlanacak Keldani Kilisesinin gecikmeye mahal verilmeden yapılmaya çalışıldığı lakin Siirt’te bunun yapımına karşı çıkanların olduğu bildirilmiştir. İtirazı olanların başında Siirt Müftüsü, Nakibüleşraf Kaymakamı ve idare azalarından bazılarının isimleri merkeze

bildirilmiştir810. Adı geçen kilise nihayetinde yapılmıştır. 1901 yılı itibariyle Keldaniler

için Siirt merkezde bir kilise olduğu ve rahipliğini de Metropolit Vekili Kıs İbrahim

Efendi’nin yürüttüğü zikrolunmuştur811. 1897 tarihindeki istatistiklere bakıldığında

Bitlis’teki toplam Keldani nüfusunun 2.466 olduğu görülmektedir812. 1914’te ise

nüfusları artarak 4.355 olmuştur813.

Bitlis’te yaşayan diğer bir azınlık ise Kıptilerdir. Kıptiler sayı olarak çok azdırlar. Diğer azınlıkların aksine sayıları zamanla azalmıştır. Bitlis’te 1883 ve 1890’da

Kıptilerin sayısı 159’dur814. 1895’te ise sayıları azalarak 109 olmuştur815. 1897

istatistiklerine göre ise Bitlis’te hiç Kıpti yaşamamaktadır816.

Osmanlı Devleti’nin resmi makamlarının Müslüman, yabancıların ise gayrimüslim olarak kabul ettiği diğer bir topluluk ise Yezidîlerdir. Yezidîlerin

Bitlis’teki nüfuslarına bakıldığında 1892 yılı itibariyle 1.010 olduğu görülmektedir817.

1895 yılındaki istatistiklere bakıldığında ise Yezidî nüfusu 1.480 ve bu nüfusun vilayet

nüfusuna oranı ise % 0.3 olmuştur818. Bu orana bakıldığında vilayet dâhilindeki