• Sonuç bulunamadı

5. TÜRKİYE’DE LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN GELİŞMESİNE

5.1. Sistemin Gelişmesine Yönelik Politika Önerileri

5.1.3. TMO’nun yeniden yapılandırılması

Politika önerilerinin son ve en önemli ayağını TMO’nun yeniden yapılandırılması oluşturmaktadır. İlk olarak söz konusu politika önerisi kapsamında, TMO’nun depolarının ne kadarlık kısmının lisanslı depolara dönüşebilir olduğunun tespit edilmesi ve bu doğrultuda tespit edilen depoların lisanslı depolara dönüştürülmesi öngörülmektedir. Bunun için sürecin aşağıdaki şekilde gerçekleşmesi tasarlanmaktadır:

Öncelikle TMO-TOBB LİDAŞ’ta sermaye artırımı yapılması ve bu sermaye artırımını karşılamak amacıyla TMO’nun depolarını ayni sermaye olarak koyması

119

öngörülmektedir. Diğer ortaklar ise sermaye payları dâhilinde Şirkete nakdi sermaye koyabilecektir. Elde edilen bu nakdi sermayeyle TMO’nun Şirkete devrettiği ve lisanslı depoculuğa tamamıyla uygun olan depoların dışında modernize edilerek lisanslı depoculuğa uygun olabileceklerin modernize edilmesi ve lisanslı depoculuğa uygun olmayan depoların yerine yenilerinin yapılması sağlanabilecektir.

Mevcut durumda bazı depolarını söz konusu Şirkete ayni sermaye olarak devretmiş olan TMO bu politika gereğince tüm depolarını TMO-TOBB LİDAŞ’a devredecek ve lisanslı depoculuğun yaygınlaşması aşamasında ve sonrasında düzenleyici bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılacaktır.

TMO düzenleyici bir kuruluş olarak iki farklı şekilde kurgulanabilir:

a) TMO düzenleyicilik fonksiyonunun icrasını gerçekleştirirken mevcut durumda düzenleyicilik fonksiyonuyla çelişebilecek görevlerini başka bir KİT’e devredebilir. Bu KİT, hububat alanında faaliyetlerinin bulunması ve sektör bilgisi nedeniyle faaliyet alanı olarak TMO’ya en yakın kuruluş olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüdür (TİGEM). Bu devir YPK kararıyla gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda, TMO’nun haşhaş faaliyeti ve TMO-TOBB LİDAŞ’a devredilen hisseleri doğrudan işletmecilik faaliyeti kapsamında değerlendirildiğinden TİGEM’e devredilecektir. Doğrudan piyasaya müdahaleyi gerektiren ancak düzenleyicilik fonksiyonunun bir sonucu olarak ortaya çıkan istisnai hallerde elektronik ürün senedi alım satımı, ihracat ve ithalat, olağanüstü hal stoku tutma görevleri TMO tarafından TİGEM aracılığıyla yaptırılacaktır. Olağanüstü hal stoku fiziki ürün depolama yerine ürün senedi tutularak gerçekleştirilebilecektir. Burada TMO, düzenleyicilik fonksiyonu gereği aktif olarak piyasada bir işletme gibi alım satım yapmayacak piyasaya müdahale gerektiğinde daha çok karar alıcı olarak bu müdahaleyi TİGEM üzerinden, TİGEM’e görev verilmek suretiyle, gerçekleştirecektir. TİGEM aracılığıyla yapılan bu müdahaleler kapsamında herhangi bir zararın oluşması durumunda zarar, görev zararı kapsamında karşılanacaktır. TİGEM’e verilen bu görevler kuruluş ana statüsünde belirtilecektir. Fiyat garantisi ve avans ödemesi politikalarını ise TMO doğrudan gerçekleştirebilecektir. Bunların dışında TMO’ya hububatla ilgili diğer alanlarda da görevler verilebilecektir.

120

b) Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre İDT’ler kârlılık ve verimlilik ilkesi gereği çalışmak zorundayken Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) daha çok tekel niteliğindeki alanlarda verimlilik ilkesine göre çalışmak zorundadır. TMO’nun haşhaş faaliyeti tekel niteliğindedir. Depoculukla ilgili faaliyetlerini TMO-TOBB LİDAŞ’a devredecek olan TMO’nun bunlar dışında kalacak görevleri düzenleyicilikle ilgilidir. Yeniden yapılandırma kapsamında faaliyetleri haşhaş ve düzenleyiciliğe indirgenen TMO, İDT yerine KİK olarak yapılandırılabilir. Böylece Kuruluş kârlılık ilkesi gereğince çalışmak zorunda kalmayacak verimlilik ilkesi ise düzenleyicilik fonksiyonuyla çelişmeyecektir. Politika önerileri olarak ayrı başlıklar halinde detaylı bir şekilde açıklanan avans ödemesi ve fiyat garantisi ödemesinin yanı sıra TMO olağanüstü hal stokunu ürün senedi alarak tutabilecek, ayrıca haşhaşa ilişkin faaliyetleri de bu kapsamda devam edecektir. Bu gibi görevlere ilişkin maliyetler karşısında TMO-TOBB LİDAŞ faaliyetlerinden kazanç sağlanabilecektir. Nitekim TMO’nun elindeki tüm depolar bu Şirkete devredilerek Şirketin daha yüksek kazanç elde etmesi de mümkün olabilecektir. Bununla birlikte TMO, hububat alanında düzenleyici denetleyici bir yapıya kavuşması nedeniyle ihracat, ithalat ve diğer ilgili alanlarda da bir takım görevler üstlenebilecektir.

TMO’nun doğrudan alım ve satım yapmaması öngörülmektedir. Ülke örnekleri bölümünde de açıklandığı üzere, müdahale alımları tarım ürünlerinin depolanmasından beklenen kârlılığı düşürmekte ve üreticiler açısından sistemin kullanılmasını engellemektedir. Bu nedenle sistemin üreticiler açısından kazançlı sonuçlar ortaya çıkarabilmesi için müdahale alımlarından vazgeçilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, söz konusu politika önerileri kapsamında hasat döneminde fiyatların düşük gerçekleştiği ve hasat sonrasında fiyatların belirlenen taban fiyat seviyesinin çok altında kaldığı durumlarda elektronik ürün senedi alım satımı yoluyla piyasaya müdahale edilmesine olanak tanınmaktadır. Ürün senetleri yoluyla yapılması öngörülen bu alım ve satım işlemi çok istisnai bir nitelik göstermekte ve yalnızca hasat dönemi fiyatlarının düşük gerçekleştiği ve fiyatların sonrasında artmadığı dönemlerde çiftçilerin mağdur olmalarının önüne geçilmesi amacıyla yapılacaktır.

121

TMO’nun bir tüccar gibi alım-satım yapmaması durumu, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması kararlarıyla da örtüşmektedir. TMO’nun yaptığı destekleme alımları DTÖ Tarım Anlaşması kapsamında ticareti bozucu nitelikte olan ve belirli limitler getirilmiş olan kırmızı kutu destekler arasında yer almaktadır.

Ülkelerin indirim taahhüdünde bulunduğu iç destekler bu kutuda toplanmıştır.213

Gelişmekte olan ülkeler açısından ticareti bozucu nitelikte olan kırmızı kutu destekler için toplam üretim değerinin yüzde 10’una (de minimis) tekabül

eden seviye bağlayıcı olmaktadır.214 Gelişmiş ülkeler için bu oran yüzde 5’dir.215

Kırmızı kutu kapsamında yer alan TMO alımları söz konusu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere piyasa fiyatına doğrudan müdahale sonucunu doğurması nedeniyle istenmeyen destekleme araçları kapsamındadır. Söz konusu politika önerisi çerçevesinde, TMO’nun alım yapmayacak olması ve dolayısıyla piyasa fiyatlarına müdahale edilmemesi sonucunda piyasada fiyatlar serbest bir şekilde belirlenebilecektir. Hasat dönemi ve sonrasında fiyatların düşük olması durumunda yapılması öngörülen elektronik ürün senedi alım satımı politikası yoluyla müdahaleler, ticareti bozucu nitelikte destekler arasında görülmekle birlikte, çok istisnai durumlarda gerçekleştirilecektir. Avans ödemesi ve fiyat garantisi uygulamaları ise üreticiyi doğrudan destekleyen araçlar olarak DTÖ anlaşmaları kapsamında kabul edilebilir destekler arasında yer alacaktır. Bu politika önerileriyle piyasa sisteminin etkin işleyişi amaçlanmaktadır.

TMO’nun lisanslı depoculuğun işler hale gelmesi açısından yeniden yapılandırılma ihtiyacı esas olarak lisanslı depoculuğun işleyişinde yaşanan sorunlardan bazılarına çözüm sunabilecektir. TMO’nun yeniden yapılandırılmasının sistem açısından getireceği çözümler aşağıdaki gibidir:

Lisanslı depoculukta depolama kapasitesi henüz istenilen düzeye erişememiştir. Yukarıda bahsedildiği üzere TMO’nun lisanslı depolarını TMO- TOBB LİDAŞ’a devretmesi ve bu depoların lisanslı depoculuğa uygun hale

213 SARIAL, Özge. “Tarım Anlaşması İç Destekler.” 15 Aralık 2015.

<http://www.tarim.gov.tr/ABDGM/Belgeler/ET%C4%B0/%C4%B0%C3%A7%20Destekler.pdf> 214 YILMAZ, Talat. “Dünya Ticaret Örgütü Mevcut Tarım Anlaşması.” Kasım 2007. 15 Aralık 2015. <http://www.tzymb.org.tr/koseyazilari.asp?yazar=6&yazi=38>

215 SARIAL, Özge. “Tarım Anlaşması İç Destekler.” 15 Aralık 2015.

122

getirilmesi lisanslı depo kapasitenin artmasını sağlayabilecektir. Mevcut durumda 828.340 ton kapasiteye sahip lisanslı depoların 808.340 tonunda hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar depolanabilmektedir. Bununla birlikte 808.340 ton kapasitenin 90 bin tonu TMO-TOBB LİDAŞ’a aittir. Kuruluş izni alan diğer lisanslı depoların da faaliyete geçmesi durumunda hububatta lisanslı depo kapasitesi 4.806.800 tona yükselecektir. Söz konusu politika önerisi kapsamında TMO-TOBB LİDAŞ’ın lisanslı depoculuk kapasitesi 4,3 milyon ton artabilecektir. Bu durumda hububatta toplam lisanslı depo kapasitesi 9.106.800 (=4.806.800+4.300.000) tona yükselebilecektir.

Depolara olan talebin düşük olması diğer bir sorun alanıdır. TMO arzın yoğun olduğu hasat dönemlerinde piyasada oluşması gereken fiyattan daha yüksek fiyat verebilmektedir. Bu durum nedeniyle, üretici diğer alıcılar karşısında yüksek fiyatlar nedeniyle ürününü TMO’ya satmaktadır. Bu kapsamda üreticiler lisanslı depolara ürün koymak yerine ürününü TMO’ya satmayı tercih edebilmektedir. Öneri kapsamında TMO’nun alım yapmayacak olması bu sorunu önleyebilecektir. Hasat dönemlerinde ürün fiyatlarının düşük gerçekleşmesi dolayısıyla lisanslı depoculuk üretici açısından hasat dönemi sonrasında daha yüksek bir kazanç alternatifi olabilecektir. Bu durum, lisanslı depolara olan talebi de artırabilecektir. Daha önce bahsedildiği üzere, fındıkta üreticinin TMO-TOBB LİDAŞ’tan ürün alımı yapmasını beklemesi ve yine üreticinin hububatta TMO-TOBB LİDAŞ’ta depoladığı ürün karşılığında elde ettiği ürün senetlerinin önemli bir bölümünü TMO’ya devretmesi, bu politikanın uygulanması açısından güçlü bir gerekçe teşkil etmektedir. Aksi takdirde, üretici söz konusu örneklerden de görüldüğü üzere geleneksel yöntemlerden vazgeçmeyecek ve ürününü TMO’ya satmayı sürdürebilecektir.

Sistem açısından bir diğer sorun alanı olan üreticinin hasat döneminde ihtiyaç duyduğu finansmanın temin edilmesi ise TMO tarafından sağlanan avans ödemesi ile çözülmüş olacaktır. Ürününün ciddi bir oranında avans elde eden çiftçi, kalan finansman ihtiyacı için bankalardan ürün senedi karşılığında borçlanabilecektir. Bu durum çiftçinin borçlanma maliyetini düşürecektir.

123

Bununla birlikte, bu politikaların uygulanması ilk olarak bir pilot bölgede yapılacaktır. Pilot bölge uygulaması sürecinde olası aksaklıkların giderilmesi ve sonrasında kademeli olarak ulusal düzeyde uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır.