• Sonuç bulunamadı

5. EL-HÂ’İFÛN ROMANINDA YAPI, TEMA VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ

5.3. Romanın İçsel Unsurları

5.3.1. El-Hâ’ifûn Romanında Yapı

5.3.1.9. Kişilerin Sınıflandırılması

5.3.1.9.2. Tip

Olayın merkezinde yer alan, belirli bir zümrenin veya toplumsal sınıfın özellikleri ya da bir insan eylemini temsil etmek için oluşturulmuş kişilere “tip” denir.

Tip, bir romanının başında sona kader bir kavramı ya da bir toplum tabakasının özelliklerini simgelemektedir. Genellikle tiplerin, iletişim kurdukları kişilere yönelik, cinsiyet, ruh hali, yaş, dünya görüşü, fikirler ve davranışlar yolu ile belirlenmesi mümkündür. Buna ek olarak, topluluğun içerisinde yaşadığı dönem tiplerin tanımlanmasında belirleyici bir faktördür.

“Tip, kelime anlamı itibariyle cins, tür, numune, örnek anlamlarına gelmektedir.

Toplumsal hayatta bazı insanlar farklıdır: Duruş, davranış düşünüş ve eylem itibariyle; meslek, mizaç ve işlevleriyle ötekilerinden ayrılırlar. Beşeri meziyet ve kusurlar onlarda daha çok belirgin, daha somutlaşmış gibidir... Tip diye nitelenen kişi, toplumsal kimliğiyle ‘temsili’ bir nitelik taşır. O, kendinin dışında kalan değerlerin temsilcisidir.” (Tekin, 2018: 105)

Tipler genel olarak tek boyutlu kişilerdir onlar toplunum sadece bir özelliği veya insanın sadece bir eylemini temsil etikleri için günlük hayatta karşımıza çıkan ve okura yüzeysel özellikleriyle sunulan kişilerdir. Yazar tip kişisinin, kötü veya iyi, sadece en belirgin bir özelliğine odaklanır. Eğer bütün özellikleri çok belirgin bir şekilde çizerse o zaman tip karaktere dönüşmektedir.

Nurullah Çetin romanda yer alan tipleri konularına göre sosyal ve zihinsel; yapılarına göre de yüceltilmiş ve nihilist tipler olarak sınıflamaktadır.

“Sosyal tipler: Topluma bağlı ve toplum kaynaklı, kişilerin doğuştan getirdiği değil, sosyal şartlar nedeniyle sonradan çıkmış olguları, durumları, olayları, duygu ve düşünceleri temsil eden tiplerdir. Ortak özelliklere sahip belli sosyal zümrelerin temsilcisi olan tipler. Bu

kişilerin bireysel sorunlarından çok, ortak sosyal sorunları gündeme getirir.” (Çetin, 2015:

155)

el-Hâ’ifûn adlı roman sosyal tipler açısından oldukça zengindir. Romanda Suriye’deki eğitimli sınıfı temsil eden tipler, Suleyma’nın babası, Hama Katliamı olduktan sonra kendi memleketi Hama’yı terk eden ve korkusundan Şam’a giden Alevi kökenli bir doktordur. Romanda yer alan Nesim günlerce hapislerde yatmış ve sürgün hayatı yaşamış, sosyalist ideolojiye bağlı bir aydın tipinin temsilcisidir. Nesim, doktor olmasına rağmen kendi ülkesini düşünmeden korku ve acı yüzünden arkasına bakmaksızın 2011’deki devrim olduktan sonra ülkesini terk eden doktordur.

Suleyma’nın babası ve Nesim Suriye’deki siyasal ve sosyal durumun düzelmesinden umutlarını kesip göç etmeyi tercih eden sosyal hayattaki eğitimli tipleri temsil etmektedirler.

Romanda eşini kanser hastalığından kurtarmaya çalışan Selma’nın annesi her gün çeşitli bitkiler kaynatıp eşine içirir. Eşi de onu rahatlatmak için o çirkin bitkilerin tadına tahammül edip içer. Selma’nın annesi umudunu doktorlardan kestikten sonra evhama dayanarak yaşamasına devam eder. Benzer şekilde, Selma’nın halası hep hüzün içindedir. Hayatından sürekli sitem eder, şikâyet etmekten vazgeçmez, başına gelen musibet, her belayı o kötü şansına, kara bahtına bağlamaktadır. Selma’nın annesi ve halası Suriye’deki cahil sınıfının tipik kadın temsilcileridir.

İki evlilik yapan ve ilk ailesinde ilişiklerini tam kesip hayatına ikinci eşi ile devam eden Selma’nın dedesi cimriliği ile çok meşhurdur. Arkadaşlarının ve çocuklarının maaşlarını sormaktan hiç çekinmez. Onun için Alevi olmak, Sünnilerden ilişkisini tam kesip yaşamak demektir, o yüzden Selma’nın annesini pek sevmez. Onun torunu Sünni birisi ile evlenince ona çok kızar ve evinde ağırlamaktan imtina eder.

Onunla küs kalır ta ki eşinin maaşının on bin lira olduğunu öğreninceye kadar, kendi mezhebinden vazgeçip onu sevmeye başlar çünkü dedenin mezhepçiliğini yenecek tek

şey paradır. Dede için insanın değeri ve kıymeti, din ve mezhebine bakmaksızın para ile yükselir. Selma’nın dedesi Suriye’deki maddi sıkıntıları yaşayan çoğu insanın paraya değer vermesi; din ve mezhepten vazgeçmesi bakımından da sosyal bir tiptir. Yapılarına göre incelendiğinde ise Selma’nın dedesinin sadece parayı en üst değer olarak görmesi, bunun dışında kalan tüm değerlerin belirsiz olması sebebiyle nihilist bir tipe de örnek olarak verilebilmektedir.

Selma’nın kuzeni, en büyük amcasının oğlu Alevi bir muhalif idi ancak Alevi Şebbiha (baltacı) bir kızla evlendikten sonra inancından vazgeçip o de Şebbiha oldu ve o eğitimli mühendis için bir kişiyi öldürmek normal bir hale geldi. Kendisi bu büyük değişimle Suriye’deki vatanını ve halkını satan yaşam peşinde koşan fırsatçı bir sosyal tipi temsil etmektedir.

Ailenin üniversite mezunu olan tek çocuğu, kardeşlerinin arasında kitap okuyan tek kişi Selma’nın kuzeni, halasının en büyük kızı. O Selma ile tıpkı diğer kuzeni, Selma’nın amcaoğlu, çok iyi arkadaşlardı, ancak devrim başladıktan sonra Selma’ya düşman oldu ve onu Sünni annesi ile kınamaya başladı. Selma’nın kuzeni; Selma’yı dışlaması ile ve onu toplumun bir parçası saymaması ve Sünnileri pis döller olarak tarif etmesi ve kendisini de (Alevi olarak) toplumun en üst zümresi sayması gibi nedenlerle yine gerçek bir sosyal tipi sembolize etmektedir.

Hikâyede zikredilen Selma’nın arkadaşı Yasemin, çok saf bir kızdır, hemencecik aşka düşer. Yasemin rejimle yan yana savaşan Mehdi diye bir adama âşık olmuştur.

Ancak o adam savaşta olduğu için onun kaderi belli değildir. Hayat bıkkınlığından ve ekonomik darlığından dolayı katil bir adamla ilişki kuran Yasemin, Suriye’de yaşayan çoğu genç kadının kaderini paylaşması bakımından da sosyal bir tiptir.

“Yüceltilmiş Tip: Buna “idealize tip” de denir. Yazarın ana izleğe bağlı kalarak kendi kafasında biçimlendirdiği kusursuz bir tip olup; romancının düşünce ve duygularını dile getiren ve temsil eden bir kişidir. Bu tip, yazar tarafından olumlanan değerleri, fiilleri, duygu ve

düşünceleri savunarak, yaşayarak temsil eden biridir. Dinî, milli, ideolojik, felsefi ya da başka bazı sosyal nitelikli değerleri taşır. Bu değerler adına yerine göre mücadele ederek üstün fedakârlıklarda bulunabilen kahraman bir kişidir.” (Çetin, 2015: 149)

Selma’nın eniştesi, halasının eşi, topluma kitaplarıyla, düşünceleriyle yol gösteren biri konumundadır. Köydeki, eşi ve kızları hariç, herkesin saygısını kazanmıştı. Ve eşi gibi her şeyi kötü şansın üstüne atmıyordu, Selma onu iç monolog yöntemi ile şöyle tanıtır: sadece kafasına sallayıp “eeeeeee eh... ne yapalım?... Bu da geçer”. Söyleyip gülümsüyordu. Bireysel problemleri ile romanda yer almaz. Kendisini davasına adamış bir kişidir. Ülkesinin çıkarlarını ve insanların özgür yaşamını her şeyin üstünde tutan, yazar tarafından yüceltmiş bir tiptir.

Bir insanın aynı zamanda hem kardeş hem hekim hem eş hem de baba ve anne olup da cazibesinden bir şey kaybetmeden hep gülümseme ile insanları karşılayan sekreter Leyla gibi olması o kötü şartlarda zordur. Leyla tüm bahtsızlığına rağmen hem okumasına hem de akıl hastası kardeşi, hasta annesi ve boşanmış ablası ve iki yaşındaki yeğenine fedakârlıktan usanmadı ve hayatına normalmiş gibi devam etmekten vazgeçmemesi ile yazar tarafından kusursuz bir tip niteliği kazanmaktadır.

Eşini kaybettikten sonra dört çocukla ülkeden kaçan Umm Malik, Selma’ya eşinin rejim tarafından öldürülmesini anlatırken gülümseme ile o günden beri on iki yaşındaki oğlunun yaşlanmasını gördüğünü anlattı. Umm Malik, Lübnan’a göç ettikten sonra hayatını şu şekilde anlattı: Ben sabah işe giderken çocuklarımın kızı olurum, gelinceye kader pencerede beni beklerler, akşam de eve dönerken onların annesi olurum. Umm Malik herhangi bir şikâyet etmeden babasız kalan ailelerin, Suriye dışına göç eden güçlü Suriyeli annelerinin tipini çizer.

Kahramanın en sevdiği kadın Suleyma’nın ninesi ‘Hadice’ hikâye boyunca yazar tarafından öz bir dille anlatılmaktadır, temiz, saf ve sevgi ile dolu folklorik bir nine tipi olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Zihinsel Tipler: Entelektüel tipler. Bunlar zihinde, düşünceyle, sanatla, edebiyatla, felsefeyle, dinle yani genel anlamda zihin faaliyetleriyle ilgili değerleri temsil eden tiplerdir.

Doğuştan getirilen değil; sonradan elde edilmiş soyut değerleri temsil eden tiplerdir.”(Çetin, 2015: 106)

Ferid, Selma’nın kuzeni, Alevi olmasına rağmen muhalifti, dönemin siyasi yönetiminden ve zihniyetinden memnun değildir. Felsefe okudu ama muhalif olduğu için kendini bir çimento fabrikasında çalışırken buldu. Ailesini onurlu bir hayat yaşatmak için hayatını hep koşuşturarak yorgun argın geçirdi ama inancından ve rejime muhalif olmaktan asla vazgeçmedi. Ferid romanda zihinsel bir tip olarak yer almaktadır.

Romanda tip olarak gösterebileceğimiz bir diğer kişi ise Fuat, Suleyma’nın kardeşi, tiyatro sanatları dalında hocaydı, Fuat Hama’daki olayları hatırlamamasına rağmen rejimin yaptıkları ve zihniyetini beğenmezdi. Fuat hep özgür bir hayat, sessiz kalmak isterdi ve o hayatı sadece sahnede gerçekleştirebildiği için tiyatro onun için gerçek bir hayat gibi olmuştu. 2011’de devrim olduktan sonra Fuat protestolara katıldı ve ortadan kayıp oldu. Fuat, romanda bir fon kişi olarak geçmesine rağmen özgürlük zihniyeti ile romanda entelektüel bir tip olarak yer almaktadır.

“Nihilist tipler, genelde yazar tarafından olumsuz boyutlarıyla sunulurlar. Ancak bazı romancılar, nihilist tiplere karşı tarafsız ve nesnel kalabilirken; bazıları onları reddederler.

Dolayısıyla nihilist tiplerin bazıları merduddur. Merdud (reddedilen) tip, yazar tarafından beğenilmeyen, reddedilen, ortadan kaldırılmak istenen, zararlı görülen, karşı çıkılan, muhalefet edilen değer, davranış, düşünce ve yaşantıları temsil eden olumsuz tiplerdir.” (Çetin, 2015:

153-154)

Romanda, Selma akrabalarını hatırlarken halasının damadı, Dibo’dan bahsetmektedir. Dibo, Alevi bir kız ile evlendikten sonra hırsı artmaya başladı. Devlette bir memurdu ve ayda on bin lira alıyordu ancak Selma’nın kuzeni ile beraber oluktan sonra gözü açıldı ve daha iyi bir mertebeye ulaşmak için kendi adından ve dininden bile

vazgeçti. Dibo’nun kendi çıkarları uğruna yapmadığı dalkavukluk yoktur; kendini Ali olarak adlandırdı ve köyün ve civar köylerin hocalarını ziyaret edip Alevi diyanetini öğrenirdi ve basamakları art arda hızlıca aşarak yüksek mertebelere varıyordu. Dibo nihilist bir tiptir, pek çok olumsuz özelliği bünyesinde barındırır.